26 Kasım 2019 Salı

TÜRKİYE’NİN KÖRFEZ ÜLKELERİ, YEMEN, MISIR, ÜRDÜN VE LÜBNAN POLİTİKASI 2009 BÖLÜM 2

TÜRKİYE’NİN KÖRFEZ ÜLKELERİ, YEMEN, MISIR, ÜRDÜN VE LÜBNAN POLİTİKASI 2009  BÖLÜM 2





Gül ile Katar Emiri el-Sani toplantıdan önce iki ülke arasında işbirliği protokolleri (İşgücü İstihdamının Tanzimine Dair Anlaşmaya Ek Protokol, TRT ve Katar Medya Kurumu Arasında Radyo, Televizyon ve Haber Alanlarında İşbirliğinin Geliştirilmesine Yönelik Mutabakat Muhtırası ile Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaport Hamilleri için Vizenin Karşılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair Mutabakat 
Muhtırası) imzalanmıştır. Türkiye’nin Katar’la doğalgaz hattı konusunda görüş birliğine varılmasının ardından Katar’ın Nabucco için ek bir tedarikçi olabileceği yorumları yapılmaya başlanmıştır. Toplantıda ayrıca iki ülkenin kamu yayıncılığı yapan kurumları arasında işbirliği ve vize muafiyetinin sağlanması hususunda üç ayrı protokol imzalanmıştır.41 29 Eylülde Bakanlar Kurulu kararı ile Katar 
ve Türkiye arasında karşılıklı olarak vizelerin kaldırılması kararı alınmış, bu karar 19 Ekimde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Türkiye ile Kuveyt arasında 2009’daki ilk temas 25 Şubat’ta Kuveyt milli günü resepsiyonu münasebetiyle Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Cemil Çiçek’in Kuveyt’e gitmesidir. 27 Nisanda Türkiye’deki bir fuarda iki ülke hükümetleri arasında askeri işbirliğine dair bir mutabakat muhtırası imzalanmış, muhtıraya Kuveyt Genel Kurmay Başkanı Korgeneral Fahd el-Emir ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ imza koymuştur.42 İmzaların atılmasının ardından açıklanan bilgi notunda ”anlaşma kapsamında öncelikle silahlı kuvvetler arasında işbirliği ve savunma sanayi olmak üzere farklı alanlarda askeri ilişkiler geliştirileceği ve çeşitlendirileceği” belirtilmiştir. İki ülkenin 2009 yılındaki en önemli teması ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 21 Aralıkta Kuveyt’i ziyaret etmesiydi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, milletvekilleri ve işadamları da ziyarete katıldı. 
Ziyarette Kuveyt Emiri Şeyh el-Sabah el-Ahmed el-Cabir el-Sabah, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Kuveyt Yüksek Devlet Nişanı vererek 
ziyarete verdikleri önemi göstermek istemiştir. 12 yıl aradan sonra Türkiye’den Kuveyt’e cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk olma niteliğini taşıyan bu ziyarette öne çıkan alanlardan biri ekonomik ve ticari konularda karşılıklı işbirliğinin ve yatırımların artırılması olmuştur. Ticari alanda öne çıkan ise enerji alanındaki işbirliği potansiyelidir. Öyle ki Kuveyt dünya petrol rezervlerinin %9’una sahip bir ülke olarak dış ihraç gelirlerinin %90-95’ini petrolden elde etmektedir. Türkiye de hem Kuveyt’teki inşaat sektöründe önemli bir yer edinmek istemekte hem de enerji alanında ikili projelerin ve işbirliklerinin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Bu anlamda Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyarette ekonomik ilişkileri ön plana çıkarmasının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. 

Gül’ün ziyaretinde gündeme gelen konulardan bir diğeri de güvenliktir. 
Türkiye ile Kuveyt’in bölgesel konulara bakışları arasında bir paralellik vardır. Özellikle Irak’taki istikrarsızlıktan ve İran’ın artan bölgesel etkisinden rahatsız olan Kuveyt, Türkiye’nin askeri ve politik desteğini alarak iç ve dış tehditler karşısında caydırıcı bir mekanizma kurmak istemektedir. Buna paralel olarak Kuveyt, 2004’te İstanbul’daki NATO toplantısında kararlaştırılan İstanbul İşbirliği Girişimine katılan ilk Arap ülkesi olmuş ve 2006’da yapılan NATO’nun kamuoyu diplomasisi toplantısına ev sahipliği yapmıştır.43 

Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyarette üzerinde durduğu önemli bir konu da Kuveyt’in, KİK dönem başkanlığını yürütmesi dolayısıyla KİK ile dört yıldır gündemde olan serbest ticaret anlaşmasının tamamlanması olmuştur. 

Başbakan Erdoğan’ın Kasım 2006’da Ürdün ziyaretiyle ivme kazanan Türkiye-Ürdün ilişkileri karşılıklı üst düzey ziyaretlerle gelişmeye başlamıştır. Erdoğan’ın bu ziyaretini Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın 9 Ekim 2007’de resmi bir ziyareti izlemiş, bundan bir ay sonra ise Türkiye ile Ürdün arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Ortaklık Anlaşmasına yönelik görüşmeler yapılmıştır. Karşılık ziyaretler 
Ürdün Kralı Abdullah’ın 11 Aralık 2007’de, Dışişleri Bakanı Selahaddin Beşir’in ise 22-23 Şubat 2008’de Türkiye’yi ziyareti ile devam etmiştir. 

Dışişleri Bakanı Beşir’in bu ziyaretinde iki ülke arasında bir Siyasi Danışma Grubu oluşturulmasına ilişkin mutabakat muhtırasının imzalanması ise ilişkiler açısından yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. 10 Eylül 2009’da Dışişleri Bakanı Davutoğlu Ürdün ziyaretinde Ürdün üniversitesinde Türk Dili ve Kültürü Programı açılmasına ilişkin protokolün imza törenine katıldı. Türkiye-Ürdün ilişkileri 
Cumhurbaşkanı Gül’ün 1 Aralık 2009’da Ürdün ziyaretiyle daha da yakınlaşmış tır. Bu ziyarette iki ülke arasında “Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık”, “Karşılıklı Olarak Vizelerin Kaldırılmasına Dair” ve “Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım” antlaşmaları imzalanmıştır.44

Türkiye-Umman diplomatik ilişkileri, özellikle 2000 sonrası dönemde hareketlenmiştir. Umman Sultanı Kabus bin Said Türkiye’yi en son 1989’da ziyaret etmiş, Türkiye’den ise 1986’da Turgut Özal, 1997’de Süleyman Demirel, 2005’te Başbakan Erdoğan Umman’ı ziyaret etmiştir.45 2008’de ENKA Umman’ın en büyük turizm projesi Blue City’nin 2 milyar dolarlık ilk etap ihalesini kazanmış, ayrıca 

Maskat’ta yapılacak 1,170 milyar dolarlık Maskat uluslararası havalimanının pist ve alt yapı ihalesini Tepe-Akfen-Vie (TAV) inşaat şirketi kazanmıştır.46 Umman ayrıca Türkiye’yi, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinde ve Expo 2015 adaylığında destekleyen ülkeler arasında yer almıştır. Umman ile Türkiye’nin dış politika anlayışları arasında benzerlikler vardır. Umman da komşularıyla birçok sınır sorunları olmasına rağmen Türkiye gibi sorunları diplomasi ve iyi ilişkiler yoluyla halletmeye çalışan bir ülkedir. Umman’ın dış politika niteliklerinden 
en önemlisi olan tarafsızlık politikasına göre Umman özellikle bölgedeki Şii-Sünni bloklaşmasında tam bir tarafsızlık politikası izlemektedir. İran nükleer krizi konusunda diğer Körfez ülkelerinden farklı olarak Umman İran’a Türkiye gibi müdahaleye açıkça karşı bir ülkedir.47

Türkiye-Yemen diplomatik münasebetlerini başlatan gelişme 20 Aralık 1986 tarihinde Başbakan Turgut Özal’ın Yemen ziyaretinin ardından 1988’de Sana’da ilk Türkiye büyükelçiliğinin açılmasıdır. Bu tarihten sonra bir ivme yakalayamayan ikili ilişkilerde temaslar 2005 Temmuzunda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İKÖ’nün toplantısı bünyesindeki Yemen ziyareti ve Yemen Başbakanı Abdülkadir Bajammal’ın Türkiye ziyareti olmuştur. Ekim 2005’te de Başbakan Erdoğan’ın Yemen ziyareti temasların sıklaştığını göstermiştir. Bu ziyaretler silsilesi 2008’de de sürmüş, Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih 25-26 Şubat tarihlerinde Cumhurbaşkanı Gül’ün resmi daveti ile Türkiye’ye gelmiştir. Bu ziyarette 7 Eylül 2005’te Ankara’da imzalanan “Türkiye-Yemen Karma Komitesi Üçüncü Dönem Toplantısı Protokolü” onaylanmış; bu çerçevede ticari, kültürel, sağlık, turizm, enerji alanlarında ortak çalışmalar yapılması kararlaştırılmıştır.48 

2009’da ise Şubat ayında Dışişleri Bakanı Ali Babacan Yemeni ziyaret etmiş, iki günlük bu ziyarette Yemen Dışişleri Bakanı Ebubekir el-Kırbi ile ikili ilişkilerin yanında bölgesel konular görüşülmüştür. Yemen’in, Babacan’ı Osmanlı valisi protokolü ile karşıladığı ziyaretten sonra yapılan basın toplantısında Babacan Yemen’e Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için verdiği destekten 
dolayı minnettarlığını ifade etmiştir. Bu ziyareti TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın ve bazı milletvekillerinin ziyareti takip etmiştir. 

Toptan ve milletvekilleri bu ziyarette Yemen’deki Türk okulunu ve bilim fuarını gezmiştir. Yemen’de Haziran 2009’da Şii-Zeydilerle hükümet güçleri arasında çıkan çatışmalara Türkiye’nin resmi düzeydeki tepkisi, Yemen’in toprak bütünlüğünün açıkça desteklendiğini ifade eden Dışişleri Bakanlığı açıklamasıdır. 

Mısır’ın uzun süre Arap milliyetçiliğinin öncü ülkesi olması ve Türkiye’nin Osmanlı bakiyesi ülkelerle arasında mesafe koyma çabası dolayısıyla Türkiye ile Mısır arasındaki siyasi ilişkiler uzun süre rekabet ve gerginlik içinde olmuştur. Tarafların karşılıklı ilişkileri geliştirme niyetinin bir sonucu olarak 2007 yılında İstanbul’da Türkiye-Mısır Stratejik Diyalogu Çerçeve Muhtırası imzalanmış ve 
Davutoğlu Mısır’ı “stratejik ortak” olarak nitelemiştir. 2009’da ise Türkiye-Mısır ilişkilerini İsrail-Filistin sorunu çerçevesinde gelişen olaylar belirlemiştir. Mısır’ın Gazze’ye insani yardımın yapıldığı tek sınır kapısı olan Refah Sınır Kapısı’nda kontrolleri sıkılaştırması dolayısıyla gıda maddelerinin girişinin zorlaştığı bir konjonktürde Cumhurbaşkanı Gül 18 Ocak’ta Gazze konusunda yapılacak 
çok-uluslu toplantı için Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentine gitmiştir. Burada yaptığı konuşmada bölgede sağlanacak ateşkesin kalıcı olması ve Filistinli grupların birlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirtmiştir. 

11 Şubat’ta Türkiye’yi ziyaret eden Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in bu ziyaretinin asıl gündem maddesi Filistin sorunu olmuştur. Mübarek ayrıca Gazze’nin yeniden imarı için 80 civarında ülkenin katılacağını açıkladığı zirve için Türkiye’den destek almaya çalıştı. Ziyaretin gündeminde yine Filistin sorunu odağında bölgede ateşkesin kalıcı hale getirilmesi, Filistinli gruplar arasında uzlaşının sağlanması, Hamas-İsrail arasındaki esir değişimi, Gazze ablukasının kaldırılması, Mısır-Gazze sınır kontrolünün sağlanması konuları da yer almıştır. Türkiye’nin İsrail’in Gazze operasyonu sonrası ortaya koyduğu tepkinin ardından bölgede büyük bir sempati toplamasının Filistin konusunda Mısır’a rakip ya da alternatif olarak anlaşılmaması için de dikkatli bir dil kullanmaya özen göstermiş tir. Bu konuda Mısır’ın Ankara Büyükelçisi Alaaddin el-Hadidi de bir açıklama yaparak bölgede bir Mısır-Türkiye rekabetinden bahseden haberlerin 
yanlış olmasının yanında kasıtlı olarak da çıkarıldığını ifade etmiştir. Ziyarette ikili ilişkilere de değinilmiştir. 

Cumhurbaşkanı Gül iki ülke arasında güvenlik ve siyasi konularda düzenli istişarelerde bulunulduğunu ifade etmiş ve ayrıca, Doğu Akdeniz’de iki önemli ülke olan Mısır ve Türkiye’nin ilişkilerinin stratejik önem kazandığını ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2,5 milyar dolar olduğunu ve bunu 5 milyar dolara çıkarmak istediklerini söylemiştir.49 Türkiye’nin Mısır’a yıl içinde yaptığı ziyaretlerin bir diğeri de 2 Eylülde Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Mısır Devlet Başkanı Mübarek ve Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ile görüşen Davutoğlu, mevkidaşı ile yaptığı basın toplantısında ikili ilişkilerin gelişmekte olduğundan ve ticaret hacminin 5 milyar dolara ulaştığından söz etmiştir. Mısır’ın el-Ahram gazetesinde yayımlanan bir makalesinde Davutoğlu, neredeyse her hafta Mısır ile Türkiye arasında komisyonların çalıştığından ve bunlar arasında askeri komisyonların 
da bulunduğundan bahsetmiştir.50 İki günlük ziyarette Cumhurbaşkanından İstihbarat Bakanına ülkenin önemli birçok isimleriyle bir araya gelmiş, aynı zamanda Mısırlı akademisyenler ve gazetecilerle yüz yüze temaslarda bulunarak kamuoyu diplomasisi yapmıştır. 

Mısır’ın ünlü düşünce kuruluşu Ahram Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde yaklaşık iki saatlik bir Türk dış politikası sunumu yapan Davutoğlu, özellikle Osmanlılık vurgusu üzerinde durmuştur.51 

   16 Aralık 2009’da çalışma ziyareti için Türkiye’ye gelen Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile Cumhurbaşkanı Gül bir araya 
gelmiş ve Gül, Mübarek’e iki ülke arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmasını hatırlatarak karşılıklı olarak vizelerinde kaldırılması 
önerisinde bulunmuştur. Bu öneriye Kahire’nin sıcak baktığı ancak kendi içinde bir çalışma yapması gerektiği haberlere yansımıştır.52 

Ekonomik İlişkiler

Temmuz 2009’da İstanbul’da gerçekleştirilen Stratejik Diyalog Toplantısında Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında ekonomik işbirliğine ilişkin bir Çerçeve Antlaşması yürürlüğe konmuştur. Buna göre, taraflar arasında ekonomik işbirliği, teknik uzmanlık değişimi, serbest ticaret alanının oluşturulması, ortak yatırım projelerinin geliştirilmesi ve yatırımların kolaylaştırılması kararlaştırıldı. Çerçeve 
Antlaşması ekonomik, teknik, ticari, ulaşım, altyapı ve yatırım gibi birçok alanı kapsamaktadır. Gıda güvenliği ve turizm gibi amaçların gerçekleştirilmesi için de Ekonomik İşbirliği Ortak Komitesi’nin kurulması kararlaştırılmıştır. 13 Nisan 2009’da ULI-Türkiye tarafından İstanbul’da düzenlenen “Türk Gayrimenkul Yatırımları Körfez Sermayesi Buluşması”nda Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin 
Abdülaziz’in kardeşinin şirketi olan PTA’nın Üst Yöneticisi Abdülaziz el-Hassan 2-3 milyar dolarlık bir yatırım firması olduklarını, Türkiye’de yerel firmalarla işbirliği yaparak konut üreteceklerini söylemiştir.53

Şubat ayında Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere vurgu yapan Cumhurbaşkanı Gül, 5 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmini birkaç yıl içerisinde 10 milyar dolara çıkarmak istediklerini açıklamıştır.54 Belirlenen ticaret hacminin gerçekleşmesi için büyük ortak projeler başlatılmıştır. Bu çerçevede Türk şirketi TAV, Suudi Arabistan’da havaalanları inşa etmek ve işletmek üzere Suudi el-Raci Holding ile bir sözleşme imzalamıştır. TAV’ın açıklamasına göre el-Raci Holding ile yapılan anlaşma sayesinde Suudi Arabistan’da yap-işlet-devret modeliyle havaalanlarının hayata geçirilmesi, bakım ve onarımı, işletilmesi gibi konular hizmet kapsamına alınmıştır.55 Türkiye’nin Suudi Arabistan açısından bir diğer önemi ise tarıma elverişli arazilerinin çok fazla olmasıdır. Güneydoğu Anadolu Projesi’nin hayata geçirilmeye başlanmasıyla birlikte sınırlı derecede tarım arazisi bulunan Suudi Arabistan, Türkiye’de tarım sektörüyle yakından ilgilenmeye başlamıştır. 

Bu bağlamda, Planet Food World Company (PFWC) adlı özel bir şirket Türkiye’de tarım sektörüne 3 milyar dolarlık bir yatırım yapacağını açıklamıştır. Şirketin Türkiye temsilcisi Mete Mutluoğlu, önümüzdeki 5 yılda 20.000 endüstriyel tarla kuracaklarını, bu tarlaların her birinin 10.000 m2’yi bulacağını belirtmiştir. Bu tarlalarda sebze ve meyvenin yanı sıra balık, kümes hayvanları, koyun ve büyükbaş hayvanların da yetiştirileceğini söyleyen Mutluoğlu, buralarda üretilen ürünlerin öncelikle Suudi Arabistan’ın ihtiyacını karşılamada kullanılacağını, bunun yanı sıra Körfez ülkeleri ve Rusya’ya da ihraç edilebileceğini açıklamıştır. Mutluoğlu ayrıca 5 yılın sonunda elde edilmesi düşünülen cironun da yaklaşık 20 milyar dolar olduğunu ifade etmiştir.56

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde çalışan Türk-Suudi İş Konseyi’nin 10 Haziran 2009’da İstanbul’da 9. Ortak toplantısını yapması gündeme geldi. Toplantıda yaklaşık 30 Suudi işadamının katılımı söz konusu olacağı ve yaklaşık 80 milyar dolar tutarında dev projelerin görüşüleceği duyurulmuştur.57 

Bu toplantıda Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki “one minute” çıkışının ardından gündeme gelen “Türkiye’ye Vefa Girişimi” çerçevesinde Arap Fast Food  piyasası na Türk firmaların girmesi konusunda bir ön mutabakat imzalandı. Buna göre Suudi Arabistan’a 100 simit sarayı yiyecek zincirinin açılması planlanmıştır.58 Turizm sektöründe alternatif arayışlar içinde olan Suudi Arabistanlı yatırımcılar Trabzon’da dağ ve yayla turizmine yönelik olarak bir yayla kent almak istediklerini, Türkiye’de yayla turizmine yatırım yapmaya talip olduklarını belirtmişlerdir.59

Körfezin doğalgaz zengini ülkesi Katar’la Türkiye arasında ekonomik ilişkiler 2009’da artan bir ivme göstermiştir. Türkiye’nin Katar’la doğalgaz boru hattı konusunda görüş birliğine varmasının yanında özel sektörün de faaliyetleri gözlenmektedir. Buna göre Tekfen İnşaat ve Tesisar A.Ş. Katar’da 165 milyon dolarlık bir iş sözleşmesi imzalamıştır.60 

İTO 4 Ekimde Katar’da 1. Türk ihraç ürünleri sergisi açmış ve bu sergi İTO’nun 127 yıllık tarihinde düzenlediği en büyük yurt dışı sergi olarak tarihe geçmiştir. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Ekim başında Katar’da yaptığı ziyaretlerin ardından yaptığı açıklamada iki ülke arasında uygulanacak ilk projelerin başında sıvılaştırılmış doğalgaz olduğunu belirtmiş, hatta Katar’dan alınacak gazın diğer ülkelere de transferinin düşünüldüğünü ifade etmiştir.61 Katar Devlet Fonu’nun bir iştiraki olan Katari Diar Türkiye Genel Müdürü Fatih Kara da Türkiye’de 500 milyon dolarlık konut ağırlıklı yatırım planladıklarını söylemiştir.62

Kuveyt ile Türkiye arasında 2009 yılı ekonomik gelişmeleri arasında ilk göze çarpan Kuveyt merkezli havayolu şirketi Jazeera’nin Antalya’ya seferlere başlayacak olmasıdır. Ayrıca MÜSİAD Mardin Şubesi Başkanı Kazım Aksoy’un açıklamalarına göre Kuveytli bir grup işadamıyla Mardin’de 100 milyon dolarlık sanayi yatırımı yapmak noktasında anlaşılmıştır.63

Türkiye’nin Lübnan ile ekonomik ilişkilerinde son zamanlarda ciddi bir hareketlenme yaşanmaktadır. Bunun en önemli göstergelerinden biri 2005 yılında Türk Telekom’un %55’lik hissesinin 6.55 milyar dolara Lübnan ve Suudi Arabistan sermayeli OGER’e satılması olmuştur. Aynı zamanda Türkiye’nin üç GSM operatöründen biri AVEA, Hariri ailesine aittir. Türkiye ile Lübnan arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da ilerletilmesi amacıyla Mersin ile Trablus limanları arasında feribot seferlerinin başlatılması için girişimler başlatılmıştır. 

Bakanlar Kurulunun, 21 Nisan 2009’da Ankara’da iki ülke arasında imzalanan “2009-2011 Yıllarını Kapsayan Turistik İşbirliği Anlaşması Uygulama Protokolü” onaylanmıştır. Protokol ile “iki ülke arasındaki mevcut dostane ilişkileri dikkate alarak, turizm alanındaki mevcut ikili bağları geliştirmek ve genişletmek ortak arzusuyla, 18 Eylül 1968’de imzalanan ‘Turistik İşbirliği Anlaşması’nın hükümlerinin uygulanması” amacıyla mutabakata varılmıştır.64

Türkiye ile Mısır arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler düşük düzeyde kalmıştır. Ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla 2005 yılında iki ülke arasında bir serbest ticaret antlaşması imzalanmıştır. 22 Ocak 2009’da Mısır’a giden Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, bu anlaşmadan sonra iki ülke arasındaki ticaret hacminin 10 kattan fazla arttığını ifade etmiştir. Gezisinde Kahire’deki 10 Ramazan Sanayi Bölgesi’nde Türk işadamları tarafından kurulan Küçükçalık grubuna bağlı Küçükçalık Tekstil Sanayi, EFT tekstil sanayi ve Sabancı grubuna ait Temsa Mısır otobüs firmasını gezmiş, komşularla ürün paylaşımı modeliyle kalkınacaklarını belirtmiştir. Daha sonra yaptığı bir açıklamada Devlet Bakanı Tüzmen, iki haftalık Mısır ve İran temaslarıyla Türkiye’ye toplam 550 milyon dolarlık ihracat kazandırdıklarını vurgulamıştır. 17 Ekim 2009 tarihinde Kahire’de düzenlenen 13. Uluslararası İşadamları Forumunda Türk işadamları 80 iş bağlantısı kurmuştur. 
10 Kasım 2009’da Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON) düzenlediği “Türkiye-Mısır Arasında İşbirliği İçin Yeni Fırsatlar” konulu Türkiye-Mısır iş forumunda konuşan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan iki ülke arasındaki mevcut 3,5 milyar dolarlık ticaret hacminin artırılması gerektiğinden bahsetmiştir. Bu forumda konuşan Mısır Sanayi ve Ticaret Bakanı Raşid Muhammed Raşid sağlık, ilaç ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren iki Mısırlı şirketin 2010’da yatırım için Türkiye’ye geleceğini, miktarın milyar doları bulacağını ve bunun için tüm altyapının oluştuğunu söylemiştir.65 Türk ve Mısırlı işadamlarının temasları 

TUSKON bünyesinde faaliyet gösteren Konya merkezli Anadolu Sanayici ve İşadamları Federasyonu’nun 40 kişilik bir heyetle Mısır’da Mısır’lı işadamlarıyla yaptığı görüşmelerle sürmüştür. Mısır ayrıca 15 Aralıkta başlatacağı turizm kampanyasında Türkiye’ye yönelik ilk kez büyük çaplı bir tanıtım kampanyası hazırlamış ve Türk seyahat acentelerini destekleme kararı almıştır.

Kültürel ve Toplumsal İlişkiler

Arap dünyasının Türkiye’ye bakışı farklılıklar gösteren bir içeriğe sahiptir. Cumhuriyetin kurulması ve halifeliğin ilgasının ardından Arap dünyasının Türkiye’ye bakışını daha çok Türkiye’ye yönelik laiklik eleştirileri şekillendirmiştir. Arap milliyetçiliğinin geliştiği dönemde Türkiye’ye dönük algı, Arapların gelişmesini engelleyen Osmanlı emperyal mirasının eleştirisidir. Soğuk Savaş döneminde Arapların Türkiye’ye bakışı ise bölgede ABD işbirlikçisi retoriği ile ifade bulmuştur.66 1980’lerin sonuna doğru Türkiye’nin GAP projesini 
duyurmasıyla başlayan su sorunu, Suriye’nin konuyu bir pan-Arap meselesi haline getirmesiyle Türk-Arap sorunu olarak ilişkilerin seyrini belirlemiş; ayrıca PKK Türkiye-Suriye ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen bir parametre olmuştur. Kısaca Türk Arap ilişkilerinin genel karakteri güvensizlik olmuştur. Bu güvensizlik kavramının belirlediği ilişkilerin karakterinde 2003 yılından itibaren gerek 
Arap kamuoyunun gerekse de Arap politika yapıcılarının, fikir dünyasının ve medyanın algısında gözle görülür bir değişiklik olmuştur. 2002’de Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Fas, Lübnan, BAE ve Kuveyt’te yapılan ve Arap kamuoyundaki Türkiye algısını araştıran bir ankette Türkiye ABD, İsrail ve İngiltere’den sonra en olumsuz algıya sahip olan ülke olarak ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz bu imajın en büyük sebebi Türkiye-İsrail ilişkilerine duyulan öfkedir.67 TESEV’in Gazze Savaşı’nın ve Davos olayının hemen ardından Ürdün, Mısır, Filistin, Lübnan, Suudi Arabistan ve Suriye’de yaptığı başka bir ankette ise Türkiye, Suudi Arabistan’dan sonra en olumlu algılanan ülke olmuştur.68 

Bu değişimin ardında yatan nedenleri birkaç maddede toparlamak mümkündür. Öncelikle AK Parti’nin seçim zaferiyle tek başna iktidara gelişi kendi başına bir nedendir. Arap devletlerindeki İslamcıların geneli AK Parti’ye karşı bir yakınlık hissetmekte ve AK Parti’nin 2002 ve 2007 seçim zaferleriyle Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilebilmesini kendileri açısından güvenlerini artıran olaylar olarak görmektedirler. Örneğin Mısır İhvan-ı Müslim hareketinden Mehdi Akif, seçim zaferinin ardından Başbakan Erdoğan’ı tebrik etmiş, AK Parti örneğinden yola çıkarak özgür, adil bir seçim ortamında İslami partilerin anayasal, siyasi ve ekonomik gelişim ve sosyal reform yapmayı başarabilecek kapasiteye sahip olduklarını ifade etmiştir. Mehdi Akif buradan ayrıca İslamcıların Batıyla uzlaşma yolları üzerinde düşünmesi gerektiği sonucunu da çıkarmıştır. 

Arap dünyasından en ilginç örnek ise Fas Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreterinin açıkça Türkiye’deki AK Parti’yi örnek aldıklarını ifade etmiş olmasıdır. 

Arap dünyasından Türkiye’ye yönelen ilginin nedenleri sadece siyasi aktör değişimi değildir. Arap dünyasının en hassas noktalarından olan Filistin meselesinde Türkiye’nin çıkardığı çok daha yüksek ses Arap dünyasının dikkatini çekmiştir. İsrail’in Gazze’ye düzenlediği “dökme kurşun operasyonu” esnasında Türkiye Başbakanının tutumu ve 2009 Davos toplantısında İsrail Cumhurbaşkanı Peres ile girdiği tartışma sonrası salonu terk etmesi, yani “one minute” vakası duygusal olarak Türkiye Başbakanının popülaritesini Arap dünyasında 
oldukça artırmıştır. Hatta Bardakçı’ya göre “one minute” çıkışı, Cemal Paşa’nın Arap dünyasının önde gelen aydınları ile politikacılarını 1915’te ve 1916’da Beyrut’ta ve Şam’da idam ettirmesinin Araplar nezdindeki psikolojik duvarlarını yıkmıştır. Bu hadiseyle Arapların hafızasından Cemal Paşa’nın adı silinmeye başlamış ve Türkiye bölgede sadece “ismen” değil, “fiilen” de varlığını hissettirmeye başlamıştır.69

Türkiye’nin Araplar nezdinde değerini artıran önemli bir gelişme de 1 Mart 2003’te ABD’nin Irak’a müdahalesi söz konusu olurken Türkiye’ye asker yerleştirilmesine dönük tezkerenin reddedilmesidir. Kısaca başta Filistin olmak üzere Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik politikalarındaki değişim Türkiye’ye dönük algılamaları da değiştirmiştir. Bu olumlu havanın somut politikalara yansımaları da olmuştur. Örneğin ders kitaplarını yeniden yazmaya yönelik projeler bazı ülkelerde uygulamaya geçirilmeye başlanmış; Suriye, Lübnan, Ürdün ve Libya ile vizesiz yolculuk imkânı getirilmiştir.70

Türkiye son zamanlarda dış politika uygulamalarında yumuşak gücünü kullanmaya başlamış, bu çerçevede Türkiye’nin Ortadoğu ülkelerine ciddi bir açılımı olmuştur. Özellikle Türk dizilerinin Arap kamuoyunda ilgiyle izlenmesi Türkiye’nin Arap halkı nezdindeki imajını önemli ölçüde olumlu yönde değiştirmiştir. Öyle ki dizilerin çekildiği mekanları ziyaret etmek için Arap turistler İstanbul’a akın etmeye başlamıştır.71 Kuveyt Emiri Sabah ailesinin Türkiye’den gayrimenkul alması, Kuveyt’ten Türkiye’ye gelen turistlerin sayısındaki artış iki halk arasındaki iletişim ve temas imkanlarını artırmaktadır. 

Toplumsal ilişkilerin geliştirilmesini destekler düzeyde akademik birimlerin de oluşturulması için Kuveyt üniversitesinde bir Türkoloji bölümünün açılması girişimleri söz konusu olmuştur.72 Eğitim alanında arasında Mısır’da bir Türk okulunun açılması gibi faaliyetler de vardır. İsmi Selahaddin Uluslararası Türk Okulu olan eğitim kurumuna ilk yıl 600 öğrenci başvurarak oldukça başarılı bir sonuç elde edilmiştir.73 2 Mayıs 2009’da Lübnan’da Türk Kültür Haftası etkinlikleri düzenlenmiştir. 30 Temmuz 2009’da Lübnan’da hükümet kurma krizinin aşılması için Lübnan’da temaslarda bulunan Davutoğlu, 2006’dan bu yana Lübnan’da 50 milyon dolarlık okul ve sağlık alanlarında çeşitli yardımlarda bulunulduğunu, şu ana kadar 37 okulun yapımının bitirildiğini, 2 sağlık ocağının da tamamlanıp teslim edildiğini ifade etmiştir. Davutoğlu ayrıca, öğrenci ve akademisyen değişimi programını da hayata geçireceklerini açıklamıştır.

Sonuç

Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden, özellikle 11 Eylül olaylarından sonra gerçekleşen Afganistan ve Irak işgalleri, Şii İran’ı dengeleyen Sünni Arap Saddam rejiminin yıkılmasıyla bölgedeki dengelerin değişmesi üzerine Ortadoğu ülkelerinin Türkiye’ye bağımlılıklarının artması söz konusu olmuştur. Pro-aktif ve çok boyutlu yapıcı bir dış politika söylemini benimseyen Türkiye’nin yumuşak gücünü de devreye sokarak bölgede etkin olma çabası, Batıya alternatif siyasal ve ekonomik yapıların içine girmesinin de etkisiyle Türkiye, Körfez ülkeleri,  Yemen, Mısır, Ürdün ve Lübnan yetkililerinin nazarında kayda değer bir bölgesel güç konumuna çıkmıştır.

2009 yılındaki gelişmeler de yukarıdaki genel çerçeveye uygun bir biçimde Türkiye’nin Körfez ülkeleri, Yemen, Ürdün, Mısır ve Lübnan ile ilişkilerinin geliştirilmesi doğrultusunda gerçekleşti. Türkiye, sıklaşan karşılıklı üst düzey temaslarla bu ülkelerle ikili ve çok taraflı siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerini geliştirmeye öncelik vermiştir. Türkiye’nin çok-boyutlu, çok-kulvarlı, pro-aktif bölgesel siyasetinin başarıya ulaşması açısından 21. yüzyılın başlangıcıyla birlikte başlatılan iyileşme sürecini devam ettirmek durumundadır. 

Batı tarafından giderek daha fazla dışlanan Arap ülkelerinin de giderek Türkiye’ ye daha fazla ihtiyaç duymaları söz konusudur. 2009 yılındaki gelişmeler bu kanaatin teyidi oldu.


Türkiye’nin Körfez Ülkeleri, Yemen, Mısır, Ürdün ve Lübnan Politikası 2009 Kronoloji

3 Ocak Başbakan Erdoğan, İsrail’in Gazze saldırıları konusunda fikir teatisinde bulunmak üzere Riyad’a yaptığı ziyarette Kral Abdullah 
ile bir görüşme yapmıştır.

3 Ocak Dışişleri Bakanı Ali Babacan İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) tarafından Cidde’de düzenlenen toplantıya katıldı.

3 Şubat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Riyad’a gerçekleştirdiği resmi ziyarette Kral Abdullah ile pek çok siyasi ve ekonomik konuda görüş alışverişinde bulundu.

11 Şubat Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan ile İstanbul’da bir araya gelmiştir.

16-18 Şubat Dışişleri Bakanı Ali Babacan Yemen’e resmi bir ziyarette bulunmuştur. Yemen’de Babacan Yemen Dışişleri Bakanı el-Kirbi’yle görüşmelerde bulunmuş ve Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, Başbakan Ali Muhammad Mücavir ile Temsilciler Meclisi Başkanı Yahya Ali el-Rai tarafından kabul edilmiştir.


18-19 Şubat Dışişleri Bakanı Ali Babacan meslektaşı Şeyh Halit’le görüşmelerde bulunmak amacıyla Bahreyn’e bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

21-25 Şubat Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 2009 IDEX Savunma Sanayi Fuarına katılmak üzere Abu Dabi’yi ziyaret etmiştir.

6-7 Nisan BM Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu münasebetiyle Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halit, BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Gargaş, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa Türkiye’ye gelmiştir. 

14-15 Nisan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker ile Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanı Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’la birlikte Bahreyn’i ziyaret etmiştir. Bahreyn Ulusal Meclisine hitap eden Gül, Türk-Bahreyn iş forumunda bir konuşma yapmıştır. 

21-22 Nisan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Türkiye’ye gelerek 54 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı seviyesinde iki ülke arasındaki ilk ziyareti gerçekleştirmiştir. Ziyaret çerçevesinde iki ülke arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. 

30-31 Temmuz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’nın daveti üzerine Lübnan’ı ziyaret etmiştir. Bakan yaptığı görüşmelerde, Lübnan’da ulusal birlik hükümeti kurulması yönündeki çabalara verilen desteği vurgulamıştır. 

16-18 Ağustos Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife el-Sani, Cumhurbaşkanı Gül’ün davetine icabetle Türkiye’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirmiştir. Ziyaret çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkiler ve işbirliği imkânları ele alınmış; uluslararası ve bölgesel gelişmeler hakkında görüş teatisinde bulunulmuştur. 

19 Ağustos Ürdün Dışişleri Bakanı Nasser Judeh, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun davetine icabetle Türkiye’yi ziyaret etti. 

11 Eylül Suudi Arabistan’ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Nizar Ubeyd Medeni, Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın Cumhurbaşkanı Gül’e mesajını iletmek üzere Türkiye’ye günübirlik bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

22-24 Eylül Abdullah Gül’ün, Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin resmi açılış töreni münasebetiyle Cidde, Mekke ve Medine’yi kapsayan Suudi Arabistan ziyareti kapsamında Kral Abdullah’la yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler ele alınmıştır.

5-7 Ekim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Katar’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş; iki ülke arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin bir Mutabakat Muhtırası imzalanmıştır. 

17-21 Kasım Mısır Savunma ve Askeri Üretim Bakanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantawi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un konuğu olarak Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Ziyaret çerçevesinde Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Mutabakat Muhtırası imzalanmıştır.

30 Kasım Dışişleri Bakanı Davutoğlu Lübnan’a yaptığı resmi ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Başbakan Saad Hariri ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşmelerde bulunmuştur.

1-3 Aralık Cumhurbaşkanı Gül Ürdün’ü ziyaret etmiş; ziyaret sırasında Serbest Ticaret Anlaşması ve Vize Muafiyeti Anlaşması imzalanmıştır. İki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının oluşturulması konusunda da anlaşmaya varıldı.

15-16 Aralık Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in Türkiye’yi ziyaretinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda daha da geliştirilmesi imkanları üzerinde durulmuş, uluslararası ve bölgesel gelişmeler ele alınmıştır. 


DİPNOTLAR;

1 Türk dış politikasının kimlik bağlamında bir okuması için bkz. Yücel Bozdağlıoğlu, Turkish Foreign Policy and Turkish Identity: 
A Constructivist Approach, London: Routledge Press, 2003.
2 Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik: Türkiye’nin Uluslararası Konumu, İstanbul: Küre Yayınları, 2001.
3 Ahmet Davutoğlu, Alternative Paradigm, Washington: American Press, 1994.
4 William Hale, “Turkey and the Middle East in the ‘New Era’,” Insight Turkey, c. 11, n. 3, 2009, ss. 143-159.
5 Meliha Benli Altunışık, “Worldviews and Turkish Foreign Policy in the Middle East,” New Perspectives on Turkey, n. 40, 2009, ss. 171-194. 
Daha kullanışlı hale getirmek için Altunışık’ın kullandığı bazı kavramlarda değişiklikler yapılmıştır.
6 Yücel Bozdağlıoğlu, “Modernity, Identity and Turkey’s Foreign Policy,” Insight Turkey, c. 10, n. 1, 2008, s. 60-61.
7 Ahmet Sözen, “A Paradigm Shift in Turkish Foreign Policy: Transition and Challenges,” Turkish Studies, c. 11, n. 1, March 2010, s. 103-104.
8 Lenore G. Martin, “Turkey and Gulf Cooperation Council Security,” Turkish Studies, c. 10, n. 1, March 2009, s. 75-76.
9 Martin, “Turkey and Gulf Cooperation Council Security,” s. 76-78.
10 Martin, “Turkey and Gulf Cooperation Council Security,” s. 79.
11 Ali Oğuz Diriöz, “Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi İlişkileri,” Ortadoğu Analiz, c. 1, n. 6, Haziran 2009, s. 80.
12 Veysel Ayhan, “Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi İlişkilerinde Yeni Bir Dönem: Yüksek Düzeyli Stratejik Diyalog,” Ortadoğu Analiz, c. 1, n. 7-8, 
Temmuz-Ağustos 2009, s. 115.
13 Ayhan, “Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi İlişkilerinde Yeni Bir Dönem,” s. 115-116.
14 Ayhan, “Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi İlişkilerinde Yeni Bir Dönem,” s. 116-117.
15 Ayhan, “Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi İlişkilerinde Yeni Bir Dönem,” s. 120-123.
16 Martin, “Turkey and Gulf Cooperation Council Security,” s. 79-80.
17 Martin, “Turkey and Gulf Cooperation Council Security,” s. 84-6.
18 Martin, “Turkey and Gulf Cooperation Council Security,” s. 88.
19 “Turkey, Saudi Arabia increase cooperation”, http://www.neurope.eu, 03.02.2009.
20 Veysel Ayhan, “Başbakan Erdoğan’ın Suudi Arabistan Ziyareti Kapsamında Ankara-Riyad İlişkilerinin Analizi,” 
     http://www.orsam.org.tr, 20 Ocak 2010.
21 “Başbakan Erdoğan Suudi Arabistan’da,” Zaman, 3 Ocak 2009; “Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’da: ‘Gazze ile Müslüman olduğumuz için değil 
İnsan Olduğumuz İçin İlgileniyoruz,’” 
     http://www.nethaber.com, 19 Ocak 2010.
22 Ayhan, Başbakan Erdoğan’ın Suudi Arabistan…,” 20 Ocak 2010.
23 “Türkiye’nin Arabuluculuk Çabaları Gurur Verici,” Zaman, 17 Mart 2009.
24 “Cumhurbaşkanı Gül Şura Meclisine Hitap Etti,” Zaman, 4 Şubat 2009.
25 Zaman, 22 Eylül 2009.
26 Muhittin Ataman, “Türkiye-Suudi Arabistan İlişkileri: Temkinli İlişkilerden Çok-Taraflı Birlikteliğe,” Ortadoğu Analiz, c. 1, n. 9, Eylül 2009, s. 80.
27 http://www.musiad.org.tr.
28 ............Veysel Ayhan, “Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Lübnan Ziyareti ve Türkiye-Lübnan İlişkileri,” http://www.orsam.org.tr.
29 Davutoğlu, tarafların önemli temsilcilerinden Meclis Başkanı Nebih Berri, seçimi kazanan Gelecek Hareketi lideri ve hükümeti kurmakla görevlendirilen 
Saad Hariri, Hizbullah’ın Parlamento Grubu Başkanı Muhammed Raad ve Dışişleri Bakanı Fevzi Salluh’la görüşmeler yapmıştır. Abdülhamit Bilici, “Türkiye Lübnan Krizi İçin Devrede,” Zaman, 31 Temmuz 2009.
30 Zaman, 18 Şubat 2009.
31 “Çağlayan, Dubai’deki Türk İşadamlarıyla Bir Araya Geldi,” Zaman, 29 Aralık 2009.
32 Zaman, 9 Nisan 2009.
33 “THY İki Yeni Anlaşma İmzaladı,” Zaman, 15 Temmuz 2009.
34 “BAE’nin Ulusal Havayolu Şirketi Etihad, İstanbul Uçuşlarına Başlıyor,” Zaman, 21 Nisan 2009. 
35 “Tüzmen BAE Ticaret Bakanı ile Görüştü,” Zaman, 28 Nisan 2009.
36 Nebahat Tanrıverdi, “Bahreyn’de Seçim Süreci Şii Çoğunluğa Yönelik Tehdit Algılaması,” 
     http://www.orsam.org.tr, 23 Eylül 2010.
37 “Babacan Bahreyn’de,” Zaman, 19 Şubat 2009.
38 “Bahreyn Meclisine Hitap Eden İlk Yabancı Lider Oldu,” Zaman, 15 Nisan 2009.
39 Ali Oğuz Diriöz, “Katar’ın Çok Yönlü Dış Politikası,” Ortadoğu Analiz, c. 1, n. 3, Mart 2009, s. 66.
40 “Katar Başbakanı Thani Başbakanlıkta,” Zaman, 4 Şubat 2009.
41 “Bir Enerji Hamlesi de Katar’la,” Zaman, 18 Ağustos 2009.
42 “Almanya ve Kuveyt İle Anlaşma,” http://www.timeturk.com, 27 Nisan 2009.
43 Veysel Ayhan, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kuveyt Ziyareti,” http://www.orsam.org.tr.
44 Veysel Ayhan, “Ürdün Dış Politikası ve Türkiye ile İlişkileri,” Ortadoğu Analiz, c. 2, n. 13, Ocak 2010, ss. 48-58.
45 Ali Oğuz Diriöz, “Oman’ın Dış Politikası ve Körfez Bölgesindeki Konumu,” Ortadoğu Analiz, c. 1, n. 11, Kasım 2009, s. 76.
46 ...................Rıdvan Kalaycı, “Son Dönemde Oman İç ve Dış Siyasetindeki Temel Gerçekler: Ekonomik Sorunlar ve Pragmatik Dış Politika,” Ortadoğu Analiz, c. 2, n. 17 Mayıs 2010, s. 64.
47 Veysel Ayhan, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Maskat Ziyareti Işığında Türkiye-Oman İlişkileri,” Ortadoğu Analiz, c. 2, n. 17, Mayıs 2010, s. 72.
48 “Yemen İç Savaşı: İktidar Mücadelesi, Bölgesel Etkiler ve Türkiye ile İlişkiler,” Orsam Raporu, 10 Ocak 2010, s. 20.
49 “Gazze İçin Müşterek Çaba İçindeyiz,” Zaman, 12 Şubat 2009. 
50 “Mübarek Davutoğlu’nu Kabul Etti,” Zaman, 2 Eylül 2009. 
51 “Mısır’da Davutoğlu Fırtınası Esti,” Zaman, 4 Eylül 2009.
52 “Gül’den Mısır Liderine Vizeyi Kaldıralım Teklifi,” Zaman, 16 Aralık 2009.
53 “Suudi Prensin Şirketi, Milyar Dolarlık Bütçeyle Geldi, Çantasında Lüks Konut Projeleri Var,” Zaman, 14 Nisan 2009.
54 “19 Yıl Sonra İlk Ziyaret”, Yeni Şafak, 3 Şubat 2009; “Gül Suudi Arabistan’a Gitti”, Zaman, 3 Şubat 2009.
55 “Suudi Devle El Sıkıştı, TAV Arabistan’a Uçuyor”, Zaman, 11 Kasım 2009.
56 “Saudi Arabia-Farm investment in Turkey”, Gulf News, 22 Temmuz 2009
57 “Türk-Suudi İş Konseyinde Dev Projeler Görüşülecek,” Zaman, 5 Haziran 2009.
58 “Simit Sarayları Arabistan’a Uzanıyor,” Zaman, 11 Haziran 2009.
59 “Arap Yatırımcılar Trabzon’da Yayla Kent Almak İstiyor,” Zaman, 18 Kasım 2009.
60 “Tekfen, Katar’da İş Aldı,” Zaman, 2 Haziran 2009.
61 “Katar’dan Doğalgaz Alıp Yurt Dışına Satacağız,” Zaman, 9 Ekim 2009.
62 “Suudi Prensin Şirketi, Milyar Dolarlık Bütçeyle Geldi, Çantasında Lüks Konut Projeleri Var,” Zaman, 14 Nisan 2009.
63 “Kuveytli İşadamları Mardin’e 100 Milyon Dolarlık Yatırım Yapacak,” Zaman, 21 Ağustos 2009.
64 “Lübnan’la Turistik İşbirliği,” http://www.timeturk.com/tr.
65 “Tekstilciyi Kapan Mısır, Sağlığa Yatırım İçin Türkiye’ye Geliyor,” Zaman, 11 Kasım 2009.
66 Meliha Benli Altunışık, “Arap Dünyasında Türkiye Algısı,” TESEV Dış Politika Analiz Serisi, n. 11, İstanbul, Haziran 2010, ss. 7-20.
67 Altunışık, “Arap Dünyasında Türkiye Algısı,”
68 Altunışık, “Arap Dünyasında Türkiye Algısı,”
69 Murat Bardakçı, “‘One Minute’ ve Cemal Paşa,” Habertürk, 9 Haziran 2010.
70 Altunışık, Arap Dünyasında Türkiye…, s. 24.
71 “Türk Dizileri 5 Yıldızlı Havayolu Etihad’ı Türkiye’ye Getirdi,” Zaman, 2 Haziran 2009.
72 Veysel Ayhan, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kuveyt ziyareti,” http://www.orsam.org.tr.
73 “Mısır’daki Türk Okulu İlk Yılında 600 Öğrenci ile Rekor Kırdı,” Zaman, 10 Ekim 2009.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder