SORULAR & CEVAPLAR ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU BÖLÜM 3
II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI
6. Bireysel başvuruya konu edilebilecek temel haklar nelerdir?
Bireysel başvuru, Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklerinden AİHS ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu Protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlalinden dolayı mağdur olduğunu iddia eden kişiler tarafından yapılabilir. Anayasa Mahkemesinin 26/3/2013 tarih ve 2012/1049 başvuru numaralı kararında,
“Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için, kamu gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da
güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi
gerekir. Bir başka ifadeyle, Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi mümkün değildir.” denilmektedir.
Bu çerçevede Anayasa’da tanınan örneğin yaşama hakkı,işkence ve eziyet yasağı, zorla çalıştırma yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği, hak arama hürriyeti, suç ve cezaların kanuniliği, özel hayata, aile hayatına, konut ve haberleşmeye saygı, düşünce, din ve vicdan hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti,
toplantı ve örgütlenme hürriyeti, mülkiyet hakkı, serbest seçim hakkı, temel hak ve hürriyetlerin korunması, eğitim ve öğretim hakkı ve ödevi ile eşitlik bu
kapsamda sayılabilecek haklar arasında gösterilebilir. Anayasa Mahkemesi bugüne kadar verdiği kararlarında bu haklardan sadece bir kısmının hangi
kapsamda bireysel başvurunun konusu olabileceğini ortaya koymuştur.
7. Hak arama hürriyetinin bireysel başvuru bağlamında kapsamı nasıldır?
Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında hak arama hürriyeti ve bunun kapsamına ilişkin değerlendirme yapılmıştır. (Örn. B.No: 2012/1049, 26/3/2013). Mahkemeye göre Anayasa’da adil yargılanma hakkının kapsamı düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriği, AİHS’in “ Adil yargılanma hakkı ” madde kenar başlıklı 6. maddesi ve AİHM içtihatları çerçevesinde belirlenmelidir. Kaldı ki Mahkeme, Genel Kurul kararları bağlamında da adil yargılanma hakkını AİHS ve onu yorumlayan AİHM kararları bağlamında değerlendirmiştir (Bkz., AYM, E.2008/12, K.2011/104, K.T. 16/6/2011).
AİHS’nde “adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin “medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların” ve bir “suç isnadının” esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bu ifadeden, hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için, başvurucunun ya medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik bir suç isnadı hakkında karar verilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından, bireysel başvuruya konu olamaz.” (B. No: 2012/917, 16/4/2013; B.No: 2012/1049, 26/3/2013)
Bu çerçevede kararlarda ortaya konulan iki hususun vurgulanması gerekir: Bunlardan birincisi, medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili görülmeyen bir
uyuşmazlıktaki adil yargılanmaya ilişkin ihlal iddialarının Mahkeme tarafından incelenmeyecek olmasıdır.
İkincisi ise bir ceza davasında salt üçüncü kişilerin suçlanması veya cezalandırılmasını talep eden mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişilerin iddialarının adil yargılanma hakkının kapsamı dışında kalmasıdır.
8. Eşitlik ilkesinin ihlali iddiası bireysel başvuru bağlamında hangi çerçevede ileri sürülebilir?
Eşitlik ilkesine aykırılık iddiaları, Anayasa ve AİHS hükümleri birlikte değerlendirilerek ve her iki metnin ortak koruma alanı tespit edilerek sonuçlandırılmaktadır.
Başka bir deyişle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine yönelik iddialarda ilk olarak, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağı birlikte ele alınarak, iddiaların konu bakımından bireysel başvuru kapsamında olup olmadığına karar verilmektedir. Bu nedenle başvurucular ancak Anayasa ve AİHS’in ortak koruma alanındaki bir hakla bağlantılı olarak eşitlik ilkesinin ihlalini ileri sürebilirler.
Aksi durum eşitlik ilkesinin soyut olarak ele alınması ve Türkiye’nin henüz tarafı olmadığı 12 No.lu Protokol’ün “ayrımcılığıngenel olarak yasaklanması” kenar
başlıklı 1. maddesinin Anayasa ve 6216 sayılı Kanun’un açık hükmüne rağmen bireysel başvuruda uygulanması anlamına gelecektir.
Bir başka ifadeyle eşitlik ilkesinin ihlal edilip edilme-diğinin tartışılabilmesi için, kişinin bireysel başvuru kapsamındaki temel hak ve özgürlüklerinden biri
konusunda eşitlik ilkesine aykırı bir muameleye maruz kaldığını ortaya koyması gerekir. Dolayısıyla eşitlik ilkesi; bireysel başvuru çerçevesinde bağımsız nitelikte koruma işlevine sahip olmayıp tamamlayıcı nitelikte bir haktır (B. No: 2012/1049, 26/3/2013).
Sonuç itibarıyla başvurucu bireysel başvuru kapsamına giren haklarından birinin (hak arama hürriyeti, suç ve cezaların kanuniliği, özel hayata, aile hayatına,
konut ve haberleşmeye saygı vb.) ihlali iddiası çerçevesinde eşitlik ilkesinin ihlalini ileri sürebilir. Ancak bunun için eşitlik ilkesi ya da ayırımcılık yasağına
aykırılık şikayetinin temelinde olan başvuru kapsamındaki haklardan birinin, yaşama hakkı, işkence ve eziyet yasağı vb., mutlaka ihlal edilmiş olması ise şart
değildir.
9. Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” kenar başlıklı 40. maddesinin ihlali bireysel başvuru bağlamında hangi çerçevede ileri sürülebilir?
Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin korunması ilkesinin içeriğinin tespitinde Anayasa ve AİHS hükümlerinin birlikte
değerlendirilmesi ve ikisinin ortak koruma alanının tespit edilmesi gerekir. Dolayısıyla Anayasa’nın 40. maddesi ve AİHS’in 13. maddesinde düzenlenen
etkili başvuru hakkı birlikte değerlendirilerek bu hakkın ihlal edildiğine yönelik iddiaların bireysel başvuru kapsamında olup olmadığına karar verilmektedir.
Bu nedenle bu hakkın ihlal edildiğine yönelik iddiaların soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir. Etkili başvuru hakkının ihlal edilip edilmediğinin tartışılabilmesi için kişinin hangi temel hak ve özgürlüğü konusunda etkili başvuru hakkının kısıtlandığı sorusuna cevap vermesi gerekir.
Bir başka ifadeyle etkili başvuru hakkı, bağımsız nitelikte koruma işlevine sahip olmayıp, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını, korunmasını ve başvuru
yollarının güvence altına alınmasını sağlayan tamamlayıcı nitelikte haklardandır. Bu çerçevede, başvurucunun bireysel başvuru kapsamına giren bir hakkına
yönelik müdahalenin bulunmaması hâlinde etkili başvuru hakkı açısından inceleme yapılması imkânı bulunmamaktadır (B. No: 2012/1049, 26/3/2013).
4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder