1 Kasım 2019 Cuma

' Sarıgül Medyası ' Düğmeye bastı

' Sarıgül Medyası ' Düğmeye bastı


BARIŞ YARKADAŞ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in ''Kurban Bayramı'ndan sonra Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adaylığımı ilan edeceğim'' demesi medyada"Sarıgülcüler'' olarak bilinen isimleri hayli rahatsız etti. 
Örneğin, Sarıgül'ün başkanı olduğu Şişli Belediyesi'ne her ay düzenli olarak ''araştırma'' yapan ve hatırı sayılır bir para kazanan şirketin sahibi, Habertürk TV'de aklınca Gürsel Tekin'e yüklenmeye çalıştı. Esas misyonunu unutan ve kamuoyuna ''veri sunması'' gereken şirketin sahibi, "Tekin aday olmamalı'' dedi. Parti tabanını ikna etmek için de"Tekin sosyal demokratları bölüyor'' yalanına başvurdu. Bu gibi kişileri izlerken, kamuoyu şirketlerine halkın neden inanmadığını ve itibarlarının neden yerlerde süründüğünü bir kez daha gördüm. 
Kamu kaynaklarından beslenen ve ''iş yaptığı'' kurumun başındaki kişinin adeta PR çalışmasını yapan bu tip kişiler, anket şirketlerinin prestjini yerlerde süründürüyor. Kamu kaynağından beslenen ve Sarıgül'ün PR'ını yapanlar sadece anket firmaları değil kuşkusuz... 

Bu ve buna benzer kişiler, ne yazık ki medyada da sayıca fazlalar... Kiminin eşi Şişli Belediyesi'ne prodüksiyon işleri yapıyor, kiminin kardeşi belediye ihalelerinden nemalanıyor... Ve bu kişiler, gazetelerde, TV'lerde Şişli Belediyesi ile olan dolaylı ve dolaysız irtibatlarını saklayarak "objektif yorumlar yaptıklarına inanmamızı'' istiyor. Parti tabanı ise özellikleGezi Direnişi sırasında halkın mücadelesine gözlerini yuman medyada Sarıgül'ü öven anketçi/gazeteci takımına kuşkuyla bakıyor. Söylediklerine inanmıyor... 

Gezi'ye gözlerini kapatan aynı medya kuruluşlarının abartılı bir Sarıgül propagandası yapması CHP tabanını kuşkuya düşürüyor... 

Bir düşünün:

AKP'nin medyadaki en katı destekçileri, "Sarıgül CHP'ye gelirse oyları artırır, kazanamaz ama CHP'ye gelmeli''diyor. Böyle bir tablo karşısında CHP tabanının Sarıgül'e yönelik kuşkularının artmasından daha doğal ne olabilir? 
Gürsel Tekin'in aday adaylığının gündeme gelmesinin ardından,sanki tek bir kalemden çıkmış olan metinleri köşelerine taşıyan gazeteciler, sığındıkları argümanların ne denli çürük olduğunu dahi göremiyor!
Örneğin; henüz CHP'li bile olmayan, CHP'ye gelip gelmeyeceği de bilinmeyen Sarıgül, adeta ''CHP'nin adayı'' ilan ediliyor. 

Oysa ki; Sarıgül'ün yakın çevresine "Ben geri dönmek için dilekçe vermem. Kılıçdaroğlu çıkacak TV'den beni davet edecek, bana gelecek yakama rozet takacak. Daha sonra ise oturup konuşacağız, duruma bakacağız'' dediğini herkes biliyor. Ama ne ilginçtir ki; çok bilmiş gazetecilerimizin bundan haberi dahi olmuyor! Belli ki; onlar gerçeğe değil, misyonlarına hizmet etmeyi uygun buluyor...

İşte bu yüzden onlara kimse inanmıyor; tirajları ve reytingleri yerlerde sürünüyor. Çünkü; herkes gerçeği öğrenmek istiyor; bu gazete ve TV'lerin ise gerçeği söylemediği biliniyor...

Şimdi bir düşünün:

Yaklaşık 30 yıldır CHP'de siyaset yapan Gürsel Tekin,Kılıçdaroğlu'nun işareti üzerine arenaya çıkıyor ve ''Partim sahipsiz değil, partimi dışarıdan dizayn etmeye çalışmayın'' diyor. Partinin en yetkili kurulunda görev yapan Tekin'in bu çıkışı, medyadaki kalemşörleri rahatsız ediyor. Üstelik bu kalemşörler, Tekin'in çıkışını, CHP üyesi olmak istemeyen ''Sarıgül'ün önünü kesmek'' olarak niteliyor. 
Beyler, hanımlar, gözleriniz mi kör oldu? Bilincinizi mi kaybettiniz? Uyanın! Sarıgül CHP üyesi bile değil! CHP üyesi olmayan bir siyasetçi, nasıl CHP'nin adayı olacak? 

Gazeteciliğin yerini kalemşörlük alınca, gerçekler geri plana itiliyor. Öyle ki; bazı gazeteciler "Tekin'in çekilme şartı'' diye tamamı yalan olan haberler yazabiliyor. Güya Tekin, "Kadıköy, Beşiktaş, Kartal, Bakırköy gibi ilçelerin adaylarını ben belirlersem adaylıktan çekilirim'' demiş! 

Kime demiş? Bilinmiyor!

Nerede demiş? Bilinmiyor!

Ne zaman demiş? O da bilinmiyor!

Ve bunları yazanlar, Sarıgül'le yaptıkları görüşmelerin hemen ardından bilgisayarlarının başına oturarak yalanları sıralamaya başlıyor. 
Bu sabah Gürsel Tekin'le konuştum. Tekin'e "Pazarlık mı yapıyorsunuz?'' diye sordum. CHP'li Tekin ''Gazetecilerden tek bir isteğim var; siyaseti yalan dolanlarla, uyduruk haberlerle kirletmesinler'' cevabını verdi. Ardından da ekledi: "Hayatımın hiçbir döneminde kişisel çıkarlarımı partimin çıkarlarının önünde tutmadım, tutmam da... Neyin pazarlığını yapacağız? At pazarı mı burası? CHP'yi AKP ile karıştırmasınlar... Bizim derdimiz CHP'yi iktidar yapmak. Ayrıca kiminle ne pazarlığı yapacağım? CHP'li olmayanlarla partimin geleceği üzerine konuşmam. Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu, seçim sürecinde en doğru kararları verecek ve CHP'yi iktidara taşıyacak formülü ortaya koyacaktır. Biz de o kararların arkasında tüm gücümüzle duracağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın...''

Tekin, medyada estirilecek olan ''yalan rüzgarı''na karşı hazırlıklı olduğunu belirterek, parti tabanına da seslendi: 
"Hiç kimse, benim ağzımdan duymadığı bir söze inanmasın. Bu ve benzeri yalanlar daha çok yazılacak. Partimizin iktidar olmasını engellemek için CHP'de bir iç karışıklık varmış havası estirilmek istenecek. Yalanlara kulağınızı tıkayın. Sayın genel başkanımız sürece hakimdir. Her gelişmeyi, kimin ne yaptığını, ne yazdığını, hangi amaçla konuştuğunu gayet iyi bilmektedir.''

Belli ki Tekin'in elinde Sarıgül Medyası'nın başlattığı operasyona ilişkin ilginç doneler var... Hangi şirketlere hangi kaynakların aktarıldığı ve kimin Sarıgül adına neden konuştuğu CHP Genel Merkezi'nce yakından takip ediliyor. Tekin bu yüzden, "Biz şimdi kimin ne yaptığına bakıyoruz. Herkes eteğindeki taşları döksün, yalanlarını bir bitirsinler, ondan sonra biz konuşacağız'' diyor. 
Siyasetin kirlenmişliği kuşkusuz ki medyaya da yansıyor. Abartılı bir şekilde Sarıgül övgüsü yapan medya, bu sırada AKP'yi kızdırmamak için ''Sarıgül aday olsa da kazanamayabilir''diyor. Böylece, AKP de idare ediliyor... 

Peki o halde, Sarıgül aday olsa bile kazanamayacak ise medyaya ne oluyor? Kazanamayacağı düşünülen bir aday neden destekleniyor? 
Sanırız bu soruların cevabını CHP tabanı süzgeçten geçirecek ve en doğru cevabı verecektir...

Bu bağlamda, CHP'ye gelip gelmeyeceği, dilekçe verip vermeyeceği artık yılan hikayesine dönen Sarıgül'ün de kamuoyu önüne çıkıp bazı sorulara yanıt vermesi gerekiyor. 
Örneğin, Sarıgül bir süre önce ''Türkiye Birleşik Devletleri''formülünü önermişti. Bu formülün açılımı federasyon mudur? Sarıgül federasyon yanlısı mıdır? Bu soru havada asılı bir şekilde duruyor...

Gezi direnişi sırasında Fethullah Gülen'in Türkçe Olimpiyatları törenine katılan Sarıgül, cemaat hakkında ne düşünüyor? 

Sarıgül, İstanbul'daki 100 milyar dolarlık rantın AKP'ye aktarılmasına ne diyor? Rantın halka aktarılması için nasıl bir politika izlemeyi düşünüyor?
"Ben Başbakan'a diktatör demem'' ifadesini kullanan Sarıgül, Erdoğan'ın politikalarını nasıl isimlendiriyor? Erdoğan'ı ne zaman eleştirmeyi düşünüyor?
"Kadir Abi (Topbaş) aday olursa ben yarışa girmem'' diye demeç veren Sarıgül, Topbaş aday gösterildiği taktirde ne yapmayı düşünüyor?
Sarıgül İstanbul'un ulaşım ve mülkiyet sorununu nasıl çözmeyi düşünüyor?
Sarıgül, başta bu sorulara yanıt vermeli... Kendisini desteklemeyi misyon haline getiren gazeteciler de bu sorulara yanıt aramalı...

Sahi Sarıgül ne düşünüyor?

Sarıgül'ün temel meselelere ilişkin ne düşündüğünü kim biliyor?

NOT 1: Bu sabah, Gürsel Tekin'e "Kemal Bey'in yerinde olsam, sizi ve Sarıgül'ü eş başkan adayı yapar yola çıkardım'' diye espri yaptım. Tekin, "Ama bunun için Sarıgül'ün önce CHP'li olmaya karar vermesi gerekir'' dedi ve güldü. Sarıgül CHP'ye dönüş için gerekli olan dilekçeyi vermediği sürece, belli ki CHP Genel Merkezi'nde sadece espri ve tebessümle karşılanacak... 

NOT 2: Bu arada Tekin, "Sarıgül dönüş dilekçesi verirse, oyumu açık kullanacak ve dönmesi için evet vereceğim''demeyi de ihmal etmedi. Sarıgül'ün CHP'ye dönmesi halinde, parti içinde tatlı bir rekabetin yaşanacağı çok açık... Can Ataklı, Semih Eryıldız, Celal Doğan, Gürsel Tekin ve Mustafa Sarıgül, Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adaylığı için yarışacak ve demokratik bir yarışın sonunda adaylık koltuğunun sahibi belli olacak... Tekin, Mustafa Sarıgül adaylığa atandığı taktirde, 2009'da Kılıçdaroğlu'nun yanında nasıl durduysa, Sarıgül'ün yanında da duracak... 

Parti içinde herhangi bir kavga, çekişme, çatışma yaşanmayacak...
Tekin, aday adaylığı süresince Sarıgül'e ilişkin konuşmayacak... 
İstanbul'un sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşacak...

NOT 3: Adaylık yarışına Ali Özcan'ın da katılmasının beklendiğini söylemeyi de ihmal etmeyelim.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder