KARŞILAŞTIRMALI HÜKÜMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 5
Başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel unsurlardan
biri, güçlerin parlamenter sisteme kıyasla daha belirgin ve katı bir şekilde
birbirinden ayrılmış olmasıdır. Nitekim, ABD sisteminde, Kongre ve
başkan, birbirlerinden ayrı/bağımsız birer varlığa, bir “organ” kimliğine
sahip olacak şekilde kurumlaşmıştır. Her iki organın kadroları birbirinden
farklıdır. Yasama ve yürütme organları, birbirlerinden ayrı olarak,
farklılaştırılmaya çalışılan usullerle ve doğrudan halk seçimi ile iktidara
gelmektedir. Kongre ve başkan, birbirlerinden bağımsız olarak iktidarda
kalırlar ki yetkilerini paylaşan güçlerin ayrılığını ve eşitliğini sağlayan
temel etken de bu olmaktadır.42
Güçler ayrılığı ilkesi gereğince federal yönetim düzeyinde yasama,
yürütme ve yargı faaliyetleri teorik olarak ayrı, ancak eşit ve iç-bağımlı
olarak şekillendirilmiştir. Kamu örgütlerinin tüm idarî faaliyetleri
başkana karşı sorumluluk ve daha sonra Kongreye hesap verme ilkeleri
çerçevesinde gerçekleştirilir.43 Kongre, bakanlıkları ve çeşitli kurulları
oluşturur; bunların görev yetki ve kaynaklarına, personel sistemine
yöneticilerinin atanmasına ve kurulların görev süresine karar verir. Ancak
yürütme, esas itibarıyla hem devlet başkanı hem de hükümet başkanı
statüsündeki başkanda toplanmıştır.44
Başkanlık sisteminin diğer sistemlerden ayırt edici özelliği olan güçlerin
katı ve belirgin ayrılığı uyarınca, yürütme yetkisini şahsında toplayan
“başkan” yasama organının üyesi değildir. Yürütme organının yasama
organının çalışmalarına katılması da son derece sınırlıdır. Yürütme organı
yasa tasarısı hazırlayamaz, yasama çalışmalarına katılamaz, yasama
organının çalışmalarını engelleyemez. Diğer taraftan, yürütme organının
yasama organı faaliyetleri ile ilgili olarak önemli bir yetkisi vardır, o da
yasaları veto etme yetkisidir. Güçler ayrılığı ilkesinin herhangi bir organ
tarafından ihlâli durumunda oluşacak problemi çözmek ise Yargıya,
bilhassa Federal Yüce Mahkeme’ye düşmektedir.
4.1. Yasama Organı: Kongre
ABD Anayasası’nın 1’inci maddesinin ilk bölümü, “Bu Anayasa’nın
sağladığı bütün yasama yetkileri, Senato ve Temsilciler Meclisinden
oluşan Birleşik Devletler Kongresine ait olacaktır.” ifadesiyle iki meclisli
bir parlamentonun yasama yetkisini kullanacağını belirtmektedir. Aynı
maddenin ikinci bölümü Temsilciler Meclisi, üçüncü bölüm ise Senato ile
ilgili hükümler içermektedir.
4.1.1. Temsilciler Meclisi
Anayasa’ya (m.1/2/2) göre; Temsilciler Meclisine seçilebilmek için 25
yaşına basmış olmanın yanı sıra, en az yedi yıldan beri ABD vatandaşı olmak
ve seçildiği tarihte seçildiği eyalette ikâmet ediyor olmak gerekmektedir.
Adayların ikamet ettiği seçim bölgesinden (district) aday olmaları şart
değildir; aynı eyalet içerisindeki herhangi bir bölgeden aday olabilirler.45
Temsilciler Meclisi üyeliği nüfus oranına göre saptandığı için üye sayısı
Anayasa’da belirlenmemiştir. Anayasa’da (m.1/2/3), her 30 bin vatandaş
için en çok bir temsilci seçileceği belirtilmiş ve buna göre ilk dönem
Temsilciler Meclisinde 65 üye görev yapmıştır. Anayasa uyarınca on
yılda bir nüfus sayımı yapılmakta ve Temsilciler Meclisi sandalyelerinin
dağılımı nüfus hareketlerine göre yeniden saptanmaktadır. 1790’da ilk
nüfus sayımından sonra bu sayı 105’e yükselmiştir. 1929 yılında toplam
temsilci sayısı 435 olarak saptanmış ve o karar gereğince temsilci sayısı
sabit kalmıştır. Halen “30 bin vatandaşa bir temsilci” kuralı sürdürülüyor
olsaydı, günümüzde ABD nüfusunun 315 milyon civarında olduğu
dikkate alınırsa, üye sayısı 7 bin dolayında olacaktı. Bu kural değişmiş
olduğundan günümüzde nüfus başına temsilci oranı yaklaşık 700 bine 1
olarak gerçekleşmektedir.
Her eyaletin nüfusuna bakılmaksızın Temsilciler Meclisine en az
bir üye göndermesi Anayasa’da (m.1/2/3) güvence altına alınmıştır.
Günümüzde yedi eyalet (Alaska, Delaware, Montana, Kuzey Dakota,
Güney Dakota, Vermont ve Wyoming) birer kişiyle temsil edilmektedir.
Herhangi bir eyaletin temsilinde boşalmalar olması durumunda, eyaletin
yürütme organı olan Vali (governor) bu boş yerlerin doldurulması için
seçim yapılmasını emredebilmektedir (m. 1/2/4). Başkent Columbia
Bölgesi (D.C), Amerikan Samoası, Guam, Porto Riko ve ABD Virgin Adaları
olmak üzere beş ABD bölgesi ve sömürgesinin Temsilciler Meclisinde oy
vermeden temsil edilme hakkı vardır.
Anayasa’nın 6’ncı maddesinin üçüncü bölümünde, Temsilciler Meclisi
üyelerinin (Senato ve eyaletlerin yasama meclisleri üyeleri ile hem federal
devlet hem de eyaletlerin yürütme ve yargı organlarındaki yetkilileri gibi)
Anayasa’ya sadık kalacakları hususunda yemin edecekleri hüküm altına
alınmıştır. Bu yemin şartı, temsilcilerin (ve diğer yetkililerin) herhangi
bir eyalet anayasasına değil, Federal Anayasa’ya bağlılık göstermelerini
garanti altına alma amacını taşımaktadır.
Temsilciler Meclisi için iki yılda bir yapılan seçimlerde tüm üyeler
yeniden belirlenmektedir. Temsilciler Meclisi üyelerinin halka yakın olması,
halkın taleplerini yansıtması amacıyla dar seçim bölgelerinden çok sayıda
üyenin bulunması ve iki yılda bir seçim yapılması uygun bulunmuştur.
Ulaşım imkânlarının günümüzle kıyaslanamayacak kadar ilkel olduğu
ilk yıllarda Vaşington’da iki yıl için seçilen bir kongre üyesi görev süresi
boyunca seçmenlerinden uzak kalmıştır. Ne var ki günümüzde Temsilciler,
iki yılda bir yapılan seçimler nedeniyle destek toplamak için sık sık seçim
bölgelerine gitmekte ve seçmenleri ile fazla vakit geçirmektedir. Hatta,
seçim bölgelerinde geçirilen zaman, Kongre’deki faaliyetleri aksatacak
boyuta ulaşmıştır.
Her eyalet, nüfusuna göre belirlenen temsilci sayısı kadar seçim
bölgesine ayrılmaktadır. Örneğin, Kaliforniya Eyaleti, 53 seçim bölgesine
ayrılmıştır ve her seçim bölgesinde, tek turlu seçimde basit çoğunluğu elde
eden aday seçimi kazanan “kişi” olmaktadır. Burada, seçimi kazananın
“parti” değil “kişi” olduğunun altı çizilmelidir. Zira, ilk zamanlardakinin
aksine ve özellikle 1960’lardan bu yana, seçimlerde partiler değil adaylar
ön plana çıkmıştır. Medya ve internetin yaygınlaşması, kampanya için
daha fazla kaynak sağlamanın önemi, sürekli olarak yapılan kamuoyu
anketleri ve çağdaş kampanyanın diğer yönleri seçmenin bir adayı birey
olarak daha iyi tanımasını sağlamış; sonuç olarak da seçmenler partinin
istekleri doğrultusunda hareket etmek yerine adaylara yoğunlaşmıştır.
Ayrıca, görevdeki (incumbent) temsilciler, medya önünde oldukları ve
seçmenlerin taleplerine somut cevaplar verebildikleri için diğer adaylara
nazaran önemli bir avantaj elde etmektedir. Böylelikle, başarılı adayların
tekrar seçime girmesi ve kazanması çok sık rastlanan bir durumdur.
Nitekim, seçimlerde yenilenen temsilci sayısı yaklaşık %10 olmaktadır.
Diğer bir ifadeyle, Temsilciler Meclisi için yapılan seçimlerde bir önceki
dönemde görev yapan temsilcilerin yaklaşık %90’ı tekrar seçilmektedir.46
ŞEKİL 1
Yeniden seçilme oranlarının çok yüksek seviyelerde olmasının en önemli sebebi,
eyalet yasama organlarının, nüfus sayımının ardından “temsilde adalet” ilkesinin
sağlanacağı yönündeki gerekçeyle seçim bölgelerinin sınırlarını yeniden belirlerken
görevdeki temsilcilerin menfaatine bir düzenleme yapmasıdır.
Gerrymandering olarak bilinen bu düzenlemeler, genellikle görevdeki adayın
ya da siyasî partinin koltuğunu korumasını amaçlamaktadır ve büyük ölçüde
amacına ulaşmaktadır.
Örneğin; İllinois Eyaleti’nin yasama organında çoğunluğu oluşturan
Demokratlar, 17. seçim bölgesindeki temsilci Philip G. Hare’nin yeniden
kazanabilmesi için seçim bölgesi sınırlarını değiştirmiş ve yukarıdaki gibi
bir harita ortaya çıkartmıştır. 2004 yılında yapılan seçimlerde 435 sandalyenin
sadece 13’ünde parti değişikliği olması ve seçime katılan görevdeki
adayların sadece 7’sinin seçimi kaybetmesi ya da Kaliforniya’daki 53 temsilcinin
tamamının yeniden seçilmesi47 bunun somut göstergesidir.
Temsilciler Meclisi Başkanı (Speaker)
Temsilciler Meclisi bünyesinde olup Anayasa’da zikredilen tek resmî
makam Meclis başkanıdır (Speaker). Ayrıca Anayasa (m. 1/2/5), Meclis’in
diğer görevlilerini de seçebileceğini şu ifadeyle ortaya koymaktadır:
“Temsilciler Meclisi kendi Başkanını ve diğer görevlilerini seçecektir.”
Anayasa, siyasî partilerin olmadığı bir dönemin ürünü olduğundan,
Meclis başkanının çoğunluk partisinden olacağına dair bir hüküm
içermemektedir; fakat uygulamada Meclis’in çoğunluğunu oluşturan
partinin lideri, Temsilciler Meclisi başkanı olmaktadır. Başkan, Meclisin
gündemini belirler ve idarî yetkililerin atamasını yapar.
Parti grupları, Cumhuriyetçilerde “conference”, Demokratlarda
“caucus” olarak adlandırılır. Başkan, faaliyetlerini yürütürken, çoğunluk
partisinin lideri (majority leader), grup başkanı (caucus/conference chair)
ve çoğunluk grubu başkan vekili (majority whip) ile birlikte çalışır. Bu
yetkililerin her biri azınlıktaki parti içerisinde de yer almakta; benzer
şekilde, azınlık partisi lideri (minority leader), grup başkanı (caucus/
conference chair) ve azınlık grubu başkan vekili (minority whip) olarak
adlandırılmaktadır.
Çoğunluk lideri, Meclis başkanı ve komisyon başkanlarıyla meclis
gündeminin belirlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Whip’ler ise
parti program ve stratejilerinin geliştirilmesi, partililere bazı bilgilerin
iletilmesi, bazı tekliflerin geçirilebilmesi için eğer koalisyon/destek
bulmak gerekiyorsa bununla ilgilenmekte ve partinin başarılarını
kamuoyuna duyurma gibi görevleri yerine getirmektedir.
Meclisteki Komisyon ve Komiteler
İngilizce’den Türkçe’ye yapılan çevirilerde bazen “komisyon” ve
“komite” eşanlamlı kabul ediliyor ve birbiri yerine kullanılıyor olsa
da Temsilciler Meclisi’nde komisyon ve komite farklı yapılara işaret
etmektedir. Kongre’deki komisyonlar (commissions) genellikle geçici
olarak ve danışma ya da araştırma faaliyeti için kurulan, bazen her iki
meclisten de üye barındıran bir kurumdur.48
ABD Kongre Binası
Örneğin, 1976’da kurulan “Avrupa’da İşbirliği ve Güvenlik Komisyonu”,
9 senatör ve 9 temsilci ile birlikte Dışişleri, Savunma ve Ticaret bakanlıklarından
birer temsilciden oluşan bağımsız bir kurumdur.49 Türkiye Büyük
Millet Meclisinde “komisyon” olarak adlandırılan yapının ABD Kongresindeki
karşılığı “komite” (committee) olmaktadır. Hâlihazırda Temsilciler
Meclisinde 25 daimi (standing) komite bulunmaktadır.
Komite başkanları, Temsilciler Meclisinde çoğunlukta olan partinin
üyelerinden seçilmektedir ve Komisyon üyelerinin partilere göre dağılımı
Meclisteki güç dağılımını yansıtmaktadır. Dolayısıyla, iki yılda bir yapılan
seçimlerde çoğunluktaki partinin değişmesi, komite başkanlıklarının da
değişmesi anlamına gelmektedir. İstisnaî bir durum olarak, Meclisteki
dağılım ne olursa olsun çoğunluk partisi İçtüzük (Rules) Komitesi’nde
1970’e kadar 11’e 2, 1970 sonrasında ise 9’a 4 çoğunluğa sahip olmuştur.
Zira “Başkanın Komitesi” olarak da bilinen, 1789’dan beri faal olan ve
1910’a kadar Meclis başkanının başkanlık ettiği söz konusu Komite, işleyiş
düzenini belirlediği için Meclis başkanının genel kurulun kontrolünü
sağlaması açısından büyük önem taşımaktadır.
Komisyon üyeliklerinin belirlenmesi sürecinde, her iki partinin lideri,
öncelikle komitelerin kaç kişiden oluşacağına karar verir. Sayılar belli
olduktan sonra temsilciler görevlendirilmek istedikleri komiteler için
tercihte bulunur ve her partinin yerleştirme işini yapmak üzere kurduğu
komisyona (steering committee) bildirir. Komisyon, görevlendirmeleri
kararlaştırdığında Meclis başkanlığına bildirir ve neredeyse istisnasız bir
şekilde ilgili isimler başkanlık tarafından onaylanır.
4.1.2. Senato
ABD Kongresi’nin üst meclisi olan ve daha prestijli bir organ olarak
görülen Senato, her eyaletten gelen ikişer Senatörün oluşturduğu 100
üyeli bir meclistir. Her eyaletin eşit sayıda üyeyle temsil edilmesiyle,
kuzeyli-güneyli, zengin-fakir, küçük-büyük gibi farkların giderilmesi
amaçlanmıştır. Senatoda Temsilciler Meclisinden farklı olarak Senato
üyeleri altı yıl için seçilirler. İki yılda bir yapılan seçimlerde Senatonun
üçte biri yenilenir. Böylece her zaman Senatonun üçte ikisini deneyimi
olan kişiler oluşturur.
Anayasa ilk kaleme alındığındaki düzenleme (m.1/3/1) şimdikinden
önemli ölçüde farklıdır. Zira Anayasa’nın ilk hâlinde, eyalet yasama
meclislerinin iki senatör seçeceği belirtilmiştir; diğer bir deyişle,
senatörler doğrudan halk tarafından seçilmemiştir. Anayasa’ya 1913’te
getirilen 17’nci değişiklikle, senatörlerin de doğrudan halkoyu ile
seçilmesine başlanmıştır. Bu değişikliğin temel gerekçesi, eyalet yasama
organının senatör belirlemesinde yaşanan tıkanıklıklar yüzünden bazı
eyaletlerin Senatoda eksik temsil edilmiş olmasıdır.50
Anayasa’ya göre 30 yaşını doldurmamış, dokuz yıldan beri ABD
vatandaşı olmayan ve seçildiği zaman seçildiği eyalette ikâmet etmeyen
bir kimse senatör olamamaktadır (m. 1/3/3).
Senato Genel Kurulu
Senato Başkanı, Başkan yardımcısı seçilen kişinin aynı zamanda Senato Başkanı
olacağı Anayasa’da (m. 1/3/4) hüküm altına alınmıştır. Başkan yardımcısı
Senato başkanı olarak görev yapar. Ancak verilen oylar eşit çıktığı
zaman oy kullanır. Başkan yardımcısının eşitliği bozma yetkisi önemli
olabilmektedir. Örneğin, 1789 yılında Başkan Yardımcısı John Adams’ın
verdiği oy, başkana Senatonun onayını almadan kabine üyelerini görevden
alma yetkisini vermiştir.
Senato, başkan yardımcısının olmadığı durumlarda başkanlığı
yürütmek üzere geçici bir başkan (president pro tempore) seçer. Geçici
başkanlık, çoğunluk partisinin en kıdemli üyesinin üstlendiği sembolik
bir makamdır. Esasen Senatonun başkanlığını yürüten kişi, çoğunluk
partisinin lideri (majority leader) olmaktadır. Temsilciler Meclisinde
olduğu gibi, çoğunluk ve azınlık gruplarının liderleri, parti grubunda
düzenlenen gizli oylamayla belirlenmektedir.
Senatodaki Komiteler
Senatodaki yasama faaliyetleri, 16 daimi komite ve toplam 68 altkomite
aracılığıyla yürütülmektedir. Komite başkanlıkları ve üyeliklerinde
Senatoda çoğunluğu oluşturan parti söz sahibidir. Herhangi bir yasa
teklifi Senato başkanlığına iletildiğinde, başkanlık teklifi bir veya birden
çok komiteye iletir. Eğer yasa teklifi birden fazla komiteye gönderiliyorsa,
komitelerden biri esas komite olarak seçilir.
Senato ve Temsilciler Meclisindeki daimi komitelerin yanı sıra, her iki
meclisin üyelerinden oluşan dört daimi ortak komite (joint committees)
daha vardır:
1. Kongre Kütüphanesi Ortak Komitesi (Joint Committee on the Library),
2. Basım Ortak Komitesi (Joint Committee on Printing),
3. Vergileme Ortak Komitesi (Joint Committee on Taxation),
4. Ekonomi Ortak Komitesi (Joint Economic Committee).
4.1.3. Kongrenin Görev ve Yetkileri
Kongrenin yetkileri Anayasa’nın 1’inci maddesinin sekizinci bölümünde
sıralanmaktadır. Buna göre Kongreye verilen yetkiler şunlardır:
• Vergi, harç, gümrük, üretim ve tüketim vergisi belirlemek ve toplamak, kamu borçlarını ödemek ve Birleşik Devletler’in ortak
savunmasını ve genel refahını sağlamak (Ancak Birleşik Devletler’in tümünde aynı gümrük, üretim ve tüketim vergisi uygulanacaktır),
• Birleşik Devletler adına borç almak,
• Yabancı ülkelerle ve eyaletler arasında ve Kızılderili kabilelerle ticareti düzenlemek,
• Birleşik Devletler’in tümünde, vatandaşlığa geçiş için tüm eyaletlerde geçerli olacak olan tek bir kural uygulamak ve iflaslar konusunda tek yasa koymak,
• Madeni para basmak, bunun değeri ile birlikte, yabancı paraların değerini düzenlemek ve ağırlık ve ölçü standartlarını saptamak,
• Birleşik Devletler’in tahvillerini ve kullanılan madeni parasını taklit edenlerin cezalandırılmasını sağlamak,
• Postane ve posta yolları kurmak,
• Yazarlara ve mucitlere, sınırlı bir süre için yazıları ve buluşları üzerinde münhasıran hak tanıyarak, bilim ve yararlı sanatların gelişmesini teşvik etmek,
• Yüce Mahkemeden daha alt seviyedeki mahkemeleri oluşturmak,
• Korsanlığı, açık denizlerde işlenen ağır suçları ve devletler hukukuna aykırı hareketleri tanımlamak ve bunları cezalandırmak,
• Savaş ilân etmek, silahlı gemi kullanma ve karşılıkta bulunma konularında yetki mektupları vermek ve karada ve suda ele geçirilenler ile ilgili kuralları koymak,
• Ordu kurmak ve bunları beslemek (Ancak bu kullanım için yapılacak para tahsisi iki yıldan daha uzun bir süre için geçerli olmayacaktır),
• Bir deniz gücü kurup bunu sürdürmek,
• Kara ve deniz kuvvetlerinin idare ve nizamı için yönetmelikler yapmak,
• Birliğin yasalarını yürürlüğe koymak, isyanları bastırmak ve istilaları geri püskürtmek üzere milis kuvvetlerinin göreve çağırılmasını sağlamak,
• Milis kuvvetlerinin örgütlenmesi, donatımı ve disiplini, subayların atanması ile milis kuvvetlerinin Kongre tarafından saptanan kurallara göre eğitimi yetkisi
eyaletlere bırakılmak üzere, bu milis kuvvetlerinin Birleşik Devletler hizmetinde kullanılacak bölümüne emir ve komuta sağlamak,
• Belirli eyaletlerin feragat etmesi ve Kongrenin de kabulü sonucu Birleşik Devletler hükümetinin başkenti olacak (10 mil2’yi aşmayacak) bölgede her hususta özel yasama yetkisini kullanmak ve eyalet yasama meclisinin rızası ile o eyalette yapılacak kaleler, cephane depoları, askeri donatım depoları, tersaneler ve diğer gerekli binalar için satın alınan yerler üzerinde aynı yetkiye sahip olmak,
• Daha önce belirtilmiş olan yetkilerin ve bu Anayasa ile Amerika Birleşik Devletleri hükümetine ya da bu hükümetin herhangi bir dairesine ya da görevlisine verilmiş bütün diğer yetkilerin yerine getirilmesi için gerekli ve uygun bütün yasaları yapmak.
Kongreye tanınan bu yetkilerin bazıları sadece bir meclisin kullanabileceği haklardır. Örneğin, başkanlık seçimlerinde ikinci seçmenlerin bir aday üzerinde çoğunluğu sağlayamaması hâlinde, başkanın kim olacağına karar verme yetkisi Temsilciler Meclisine aittir.
Nitekim, 1800 yılındaki seçimlerde Thomas Jefferson, 1824 seçimlerinde de John Quincy Adams Temsilciler Meclisinin yaptığı oylama sonucunda
başkan seçilmişlerdir.51
Temsilciler Meclisinin en önemli güç kaynağı olan “ Bütçe Hakkı ”
Anayasa’nın 1’inci maddesinin yedinci bölümünde açıkça ifade edilmiştir.
Bu hükme (m.1/7/1) göre; gelirleri artırmaya yönelik bütün yasa tasarıları
Temsilciler Meclisinde hazırlanır. Bütçe ve mali içeriği olan yasa tekliflerinin
de ancak Temsilciler Meclisinde yapılabilmesi, İngiliz geleneğine
dayanmaktadır ve temsilciler, bizzat halk tarafından seçildiği için halkın
ödeyeceği vergilerin sadece onlar aracılığıyla düzenlenebileceği fikrine
dayanmaktadır.52 Bazı yetkiler ise münhasıran Senatoya verilmiştir. Senato,
uluslararası anlaşmaların kabul edilmesi53, büyükelçi veya Federal Yüce
Mahkemede görev alan yargıçlar gibi üst düzey yetkililerin atanmasında
söz sahibidir. Senato, başkanın önereceği isimleri onaylamadıkça o kişilerin
atanması mümkün değildir. Senatoya verilen bu yetki, Başkan ile Senato
arasında bir fren ve denge mekanizması kurmaktadır. Aynı zamanda,
Senato, özellikle dışişleri alanında Başkan için danışma kurulu niteliğinde
hizmet vermektedir.
6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder