KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI AZERBAYCAN BÖLÜM 18
Anayasa Mahkemesi, kanunların, devlet başkanı ferman ve emirlerinin, Meclis kararlarının, bakanlar kurulu karar ve emirlerinin ve merkezi yürütme organlarının normatif hukuki düzenlemelerinin anayasaya uygunluğunu denetler (Any. m. 130/1). Anayasa Mahkemesi ayrıca;
• Devlet başkanı fermanlarının, bakanlar kurulu kararlarının, merkezi yürütme organlarının normatif hukuki düzenlemelerinin kanunlara uygunluğunu denetler (Any. m. 130/3).
• Bakanlar kurulu kararlarının, merkezi yürütme organlarının normatif hukuki düzenlemelerin devlet başkanının fermanlarına uygunluğunu denetler (Any. m. 130/3).
• Yüksek Mahkeme kararlarının kanunla öngörülmüş durumlarda, Anayasaya ve kanunlara uygunluğunu denetler (Any. m. 130/3).
• Belediye düzenlemelerinin anayasaya, kanunlara, devlet başkanı fermanlarına, bakanlar kurulu kararlarına uygunluğunu denetler (Any. m. 130/3).
• Hükümetler arası antlaşmaların anayasaya ve kanunlara uygunluğunu denetler (Any. m. 130/3).
• Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Anayasası’nın, kanunlarının, Meclis kararlarının ve bakanlar kurulu kararlarının Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası’na uygunluğunu; Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti kanunlarının, bakanlar kurulu kararlarının Azerbaycan Cumhuriyeti kanunlarına uygunluğunu; Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti bakanlar kurulu kararlarının Azerbaycan Cumhurbaşkanı fermanlarına ve Azerbaycan Cumhuriyeti bakanlar kurulu kararlarına uygunluğunu denetler (Any. m. 130/3).
• Anayasa Mahkemesine başvuru hakkına sahip olan organ veya kişilerin başvurusu üzerine Anayasa ve kanunları yorumlar (Any. m. 130/4).
• Anayasa Mahkemesi yasama, yürütme ve yargı arasındaki yetki paylaşımı ile ilgili uyuşmazlıkları çözümler (Any. m. 130/3).
• Devlet başkanının ağır suç işlemesi durumunda Anayasa Mahkemesinin girişimiyle devlet başkanının görevden alınması önerisi Milli Meclise sunulur (Any. m. 107/1).
• Anayasa Mahkemesi, başkanın istifası durumunda, istifa dilekçesinin devlet başkanı tarafından verilip verilmediğini inceler ve istifanın kabulüne dair karar verir (Any. m. 104/2).
• Devlet başkanının sağlık sebebiyle görevini yerine getiremeyeceğine dair kararı Milli Meclisin başvurusu üzerine inceler ve hâkimlerin altı oy çokluğu ile kabul eder ya da reddeder (Any. m. 104/3).
Anayasa Mahkemesinin diğer bir görevi ise devlet başkanı seçim sonuçlarını seçim gününden itibaren 14 gün içinde resmen ilan etmektir (Any. m. 102/1). Anayasa Mahkemesi, Milli Meclisin seçim sonuçlarının doğruluğunu denetler ve onaylar (Any. m. 86).
2002 yılına kadar Anayasa Mahkemesinin yetki alanına giren siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, yapılan anayasa değişikliği ile genel mahkemelerin görev alanına girmiştir.34
5. ANAYASAL ORGANLAR ARASI İLİŞKİLER
5.1. Devlet Başkanı-Parlamento İlişkileri
5.1.1. Yasama Faaliyeti
Devlet başkanı, yasama sürecinde güçleştirici ve mutlak veto yetkileri gibi önemli yetkilerle donatılmıştır. Örneğin Milli Mecliste kabul edilen ve devlet başkanının onayına sunulan kanun geri gönderildiğinde, tekrar onaya sunulabilmesi için kanunun nitelikli çoğunluk gerektiren bir konuda, 95; basit çoğunluk gerektiren bir konuda, 83 oy çokluğu ile Milli Mecliste kabul edilmesi gerekir. Devlet başkanının kanunu geri gönderme yetkisi için 56 gün gibi uzun bir süre öngörülmüş olması da (Any. m. 110) veto yetkisini güçlendirici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Azerbaycan’da devlet başkanının kanun önerisinde bulunabilmesi ve başkanın önerileri üzerinde Milli Meclisin değişiklik yapamaması, siyasal sistem içerisindeki başkan merkezli yapılanmayı ve erklerin içiçe geçmişliğini gösteren önemli bir durumdur. Tüm bu anayasal düzenlemeler, Milli Meclisin “uysal ya da uyumlu parlamento” olarak adlandırılmasına sebep olmuştur. Parlamentonun uyumlu olarak nitelendirilmesinin bir diğer sebebi ise seçim sisteminin devlet başkanı ile her konuda uyumlu çalışacak bir parlamentonun oluşumuna izin vermesidir.35
Yasamanın yürütme üzerindeki denetimi ise oldukça sınırlıdır. Anayasa’nın 107’nci maddesine göre, devlet başkanının görevden alınması kararı ancak ağır suç işlemesi durumunda ve 95 oy çokluğu ile alınabileceğinden, Meclisin bu yetkisi anayasal olarak sınırlandırılmış ve zorlaştırılmıştır.
5.1.2. Hükümet Kurma
Devletin ve yürütmenin başı olan devlet başkanı, başkanlık sistemini uygulayan diğer ülkelerde olduğu gibi yürütmede kendisine yardımcı olacak organları atar. Azerbaycan’da başbakan ve bakanlar kurulunun var olması yürütmenin iki kanatlı bir yapıya sahip olduğunu göstermez.
Zira başbakan ve bakanlar kurulu başkanlık sisteminde olduğu gibi devlet başkanına karşı sorumludur ve çalışma esaslarını devlet başkanı belirler.
Anayasa, bakanlar kurulunun görev süresini başkanın görev süresi ile sınırlamıştır. Buna göre, yeni seçilen başkan görevini devraldığı ve
yetkilerini kullanmaya başladığı günden itibaren bakanlar kurulu istifasını başkana sunar (Any. m. 116). Ayrıca başkan görev süresi dolmadan önce
görevinden ayrılırsa yeni seçim yapılıncaya kadar başkanlık yetkilerini başbakan kullanır (Any. m.105).
Anayasa’nın 124’üncü maddesi devlet başkanına bölge yönetimleri üzerinde geniş yetkiler vermektedir ve bölge yürütme başkanları devlet başkanları tarafından atanmaktadır. Bu yüzden yerel seçkinlerle iktidar arasında patronaj ilişkisi mevcuttur. Milletvekili adayları da çoğunlukla iktidar partisinin gösterdiği adaylardır ya da iktidarın bölge yönetimlerine atamış olduğu yerel seçkinlerdir. 36
Milli Meclis Genel Kurulu
5.1.3. Devlet Başkanının Yetkilerini Artıran Düzenlemeler
Sistem üzerine yapılan eleştirilerin ana teması, anayasa değişiklikleri ile gittikçe güçlendirilen devlet başkanının otoritesidir. Hatta Anayasa’nın başkana “oransız yetkiler” verdiği ileri sürülmüştür.37 Mevcut otoriteyi daha da sağlamlaştıran düzenlemeler 2002 ve 2009’da yapılan Anayasa değişiklikleri ile gerçekleşmiştir.
2002 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile devlet başkanlığı seçimlerinde ilk iki turda istenen üçte iki çoğunluk şartı kaldırılarak, salt çoğunluk şartı getirilmiştir. 2003 yılında gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçimi öncesinde yapılan düzenleme, muhalefet ile seçime katılmayanların ikinci turda diğer aday etrafında toplanma ihtimalini azaltarak mevcut devlet başkanının seçimini kolaylaştırmaktadır.38
2002 yılında yapılan bir diğer değişiklik, devlet başkanının herhangi bir sebeple görevden ayrılması durumunda, yetkilerini Meclis Başkanı yerine başbakanın kullanmasına ilişkindir. Muhalefet tarafından tepkiyle karşılanan bu düzenleme nin eski devlet başkanı Haydar Aliyev’in oğlu İlham Aliyev’i iktidara hazırlamak için yapıldığı ileri sürülmüştür.39
2008 yılında devlet başkanlığı seçimi öncesinde Seçim Kanunu’nda seçim kampanya süresini 75 güne ve medya aracılığı ile propaganda süresini 28 güne düşüren değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca adaylık için gereken imza sayısı 40 bine indirilmiş; ancak, seçmenin birden fazla adaya imza verme hakkı kaldırılmıştır. Muhalefet tarafından tepkiyle karşılanan ve boykot edilen seçim, İlham Aliyev ve altı ılımlı aday arasında gerçekleşmiştir.40
2009 yılında ise kalıcı iktidar yolunu açan anayasa değişikliği yapılmıştır. Anayasa’nın 101’inci maddesinde yer alan bir kimsenin iki defadan fazla devlet başkanı seçilemeyeceğine ilişkin hükmün kaldırılması 18 Mart 2009’da referanduma sunulmuştur. Bu referandumda uluslararası gözlemcilerin %30, muhalefetin ise %15 civarında olduğunu iddia ettiği katılımın, Merkezi Seçim Komisyonu (MSK) tarafından %71; evet oylarının ise %87,7 olduğu açıklanmıştır.41 Devlet başkanının sınırsız seçilebilme hakkının demokratikleşme sürecinde olan ülkelerde otoriter rejime dönüşme tehlikesi yarattığı Azerbaycan anayasal sistemine ilişkin eleştirilerden biridir.42
5.1.4. Seçim Sistemine İlişkin Düzenlemeler
Başkanlık rejiminde kuvvetler birbirinden tamamen ayrılmış olsa da, siyasal sistem içerisindeki aktörlerin niteliği/gücü erkler arasında bağın kurulmasına sebep olmaktadır. Duverger’e göre, kuvvetler ayrılığının derecesi, anayasal hükümlerin yanı sıra parti sistemine de bağlıdır.
Örneğin Anayasa’da kuvvetler ayrılığı prensibinin benimsenmiş olduğu ifade ediliyor olsa da, başkanlıkla parlamento çoğunluğunun aynı partinin
elinde olması, yasama ile yürütme arasındaki bağın kuvvetlenmesine ve kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasına sebep olmaktadır.43 Ayrıca
başkanın çoğunluk partisinin lideri olması da, onun parlamento üzerindeki gücünü arttırmaktadır.44
Devlet başkanı ile parlamento arasındaki ilişkinin derecesini belirleyen önemli unsurlardan biri ülkedeki seçim sistemi ve parlamento üyelerinin belirlenme sürecidir. 2002 Anayasa değişiklikleri ve 2003 Seçim Kanunu ile seçim sisteminde yapılan yeni düzenlemelerin devlet başkanı otoritesine sıkı sıkıya bağımlı ve başkan ile uyumlu çalışacak bir parlamento çoğunluğunun oluşumuna hizmet ettiği Azerbaycan seçim sistemine ilişkin eleştirilerden biridir.45
24 Ağustos 2002’de yapılan referandumla kabul edilen Anayasa değişiklikleri içerisinde parlamentonun oluşumunu etkileyen seçim sistemine ilişkin
düzenlemeler de yer almıştır.
Değişiklikle Milletvekili seçiminde uygulanan ikili sistem kaldırılarak, tüm milletvekillerinin dar bölge seçim sistemi ile belirlenmesi benimsenmiştir.
Dar bölge seçim sisteminde ülke seçim bölgelerine ayrılmakta ve her seçim bölgesinden bir milletvekili seçilmektedir.
Dar bölge seçim sistemi iki partili bir sistemi teşvik etmekte ve sistem zayıf partilerin yaşamasına izin vermemektedir.46
Dar bölge seçim sisteminin temsilde adalet ilkesiyle çelişmesi, yerel nüfuz sahibi insanların seçilmesine olanak tanıması ve genellikle bir partinin parlamentoda çoğunluğu sağlama olanağı elde etmesi sisteme ilişkin eleştirilerden bir diğeridir.47
Azerbaycan’da uygulanan dar bölge seçim sistemi, partilerin başarılı olabilmeleri için yerel düzeyde etkili olmalarını ve yerel çevrelerle güçlü ilişkiler kurmalarını zorunlu kılmıştır.48 Dolayısıyla büyük partilerin ve yerel düzeyde güçlü olan partilerin parlamento seçimlerini kazanmasına olanak tanımaktadır. Yeni sistem Azerbaycan’da iktidar ile ilişkileri iyi olan yerel seçkinlerin ve atanmış bürokratların Meclise girmelerini kolaylaştırmaktadır.49 Dar bölge seçim sisteminin parlamentodaki partilerin milletvekili dağılımına etkisine örnek olarak, 2000 yılında yapılan parlamento seçiminde dar bölge seçim sistemiyle belirlenen 100 milletvekilinin 88’inin YAP ve iktidara yakın bağımsız liderlerden oluşması gösterilebilir.50
2003 yılındaki devlet başkanlığı seçiminden önce yapılan diğer bir düzenleme, milletvekili adaylarının belirlenmesinde etkili olan ve aday olabilmek için onay alınması zorunlu olan MSK ve bölge seçim komisyonlarının yapısında yapılan değişikliktir. Seçim komisyonlarının bu stratejik konumları onların statüleri konusunda tartışmaların yapılmasına neden olmaktadır.51 1994 yılında üyelerinin tamamı devlet başkanı tarafından belirlenen MSK’nin yapısında 1998 yılında başkanlık seçimi öncesi değişikliğe gidilerek; üyelerinin yarısının devlet başkanı tarafından, diğer yarısının ise parlamentodaki partilerin üye dağılımına göre partiler tarafından belirlenmesi öngörülmüştür. Avrupa Konseyi
tarafından da eleştirilen MSK’nin bu yapısı, 27 Mayıs 2003’te kabul edilen Seçim Kanunu ile değiştirilmiştir. Değişiklik ile üye sayısı 15’e inen MSK’nin
üyelerinin dağılımında parlamentoda çoğunluğa sahip olan partiye 6, bağımsızlara, Meclisteki muhalefet partilerine ve Meclis dışındaki muhalif partilere ise 3’er üye belirleme hakkı tanınmıştır.52 En son yapılan değişikliklerle Seçim Kanunu’na göre MSK’nin üye sayısı 18 olmuştur:
Üyelerinin 6’sı Mecliste çoğunluğa sahip parti tarafından, 6’sı Meclisteki sandalye sayısı az olan partiler tarafından ve kalan 6 üyesi ise Meclisin bağımsız üyeleri tarafından belirlenmektedir.53 Ancak parlamentoda YAP ve hükümet yanlılarının çoğunlukta olduğu düşünüldüğünde yapılan değişikliğin MSK yapısında sonucu etkileyici bir değişikliğe yol açtığını ileri sürmek zordur.54
Seçim öncesi ön eleme görevi üstlenen MSK, iktidar partisinin dolayısıyla devlet başkanının güdümünde, muhalefet partilerini kısıtlayıcı kararlar alabilmektedir. Bu yetkisini 1995 parlamento seçimlerinde iki büyük muhalefet partisinin seçimlere katılımını engelleyerek ve 2000 seçimlerinde, başvuruda bulunan 13 Partiden sadece Beşine onay vererek kullanmıştır. Devlet başkanının MSK üzerindeki gücünü yine aynı seçimlerde MSK kararlarını değiştirmesinde görmek mümkündür. Avrupa Konseyi’nden gelen tepkiler sonucu Haydar Aliyev, MSK’ye mektup göndererek sekiz partinin de seçimlere katılmasını sağlamıştır.55
Avrupa Konseyi’nin baskıları ile yapısında değişikliğe gidilen MSK’nin aldığı kararlarda çok da farklılık olmadığı, 2003 devlet başkanlığı seçimlerinde de görülmektedir. MSK, seçim sürecinde Azerbaycan Demokrat Parti Adayı Resul Guliyev ve eski Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov’un dahil olmadığı 19 kişinin adaylığını kabul etmiştir. Ancak ilk başvurusunu kabul ettiği 19 kişiden 7’sinin adaylıklarını yeterli imza toplayamadıkları ve belgelerde eksiklik olduğu gibi gerekçelerle onaylamamıştır.56
5.2. Devlet Başkanı-Yargı İlişkileri
Devlet başkanının yargı organlarına ilişkin belirleyici ve önemli yetkileri vardır. Devlet başkanı, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkeme ile istinaf mahkemeleri hâkimlerinin ve Azerbaycan Cumhuriyeti Başsavcısının atanmaları için belirlediği adayları Milli Meclisin onayına sunar. Milli Meclis bu adayları kabul eder ya da reddeder; Milli Meclis kendisi aday belirleyemez. Başkan ayrıca, diğer mahkemelerin hâkimlerini de göreve atar (Any. m. 109/9).
Anayasa’da hakimlerin bağımsızlıkları ve dokunulmazlıklarına ilişkin hükümler olmasına rağmen, hâkimlerin atanmasına ilişkin prosedür yargı bağımsızlığının sağlanmasını engelleyici niteliktedir. Ayrıca, Anayasa’nın 95’inci maddesinde Cumhuriyet Başsavcısının ve hâkimlerin görevden uzaklaştırılmasını devlet başkanı Milli Meclisten talep edebilmektedir.
Gönenç’e göre söz konusu maddeye istinaden devlet başkanının görevden almaya ilişkin kullanmış olduğu yetki, devlet başkanının kontrolünde olan
bir Mecliste başkan ile yasama arasında anlaşmazlığa yol açmayacaktır.57
Hâkimlerin atanması ve görevden alınması konusunda yürütmenin yetkisi, yargı bağımsızlığını ve hâkim güvencesini olumsuz etkileyen bir unsur olarak değerlendirilmektedir.
5.3. Parlamento - Yargı İlişkileri
Azerbaycan’da kuvvetlerin birbirinin alanına girdiği diğer bir konu, anayasal sistemde yüksek yargı organlarına ve Cumhuriyet Savcılığına verilen yasama teşebbüsünde bulunma yetkisidir. Yüksek Mahkemenin ve Cumhuriyet Savcılığının verdikleri kanun önerileri üzerinde Milli Meclisin değişiklik yapma yetkisi yoktur; bunlar verildiği şekliyle görüşülür ve oylanır. Değişiklikler sadece kanun önerisinde bulunan organın rızasıyla yapılabilir (Any. m. 96).
Parlamento ile yargı arasındaki bağın kurulduğu diğer bir alan parlamento seçimleridir. MSK ve bölge seçim komisyonları adaylara ilişkin seçim öncesi eleme sürecini gerçekleştirirken, seçim sonrasında Anayasa Mahkemesi ikinci eleme sürecini gerçekleştirmektedir. Seçimlerin geçerlilik kazanması için seçimleri denetleme yetkisi olan Anayasa Mahkemesinin seçim sonuçlarını onaylaması gerekmektedir (Any. m. 86). Seçim sonuçlarını iptal edebilen Mahkeme, bu yetkisini 2000 yılında gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde 11 seçim bölgesine ait sonuçları geçersiz sayarak kullanmıştır. Milli Meclis tarafından atanan Anayasa Mahkemesi üyelerinin parlamentoda çoğunluğa sahip Aliyev’in partisi YAP tarafından belirlenmesi, Mahkemenin devlet başkanı ve parlamento ile ilişkisini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla sistemin içerisindeki tüm
mekanizmaların devlet başkanı ile uyumlu ve yürütme otoritesine bağlı bir parlamentonun oluşumuna hizmet ettiği ileri sürülmektedir.58
6. SİYASAL SİSTEM HAKKINDAKİ TARTIŞMALAR
6.1. Hükümet Sistemi Üzerine Tartışmalar
Azerbaycan siyasal sisteminin niteliği konusunda literatürde görüş birliği yoktur. Bazıları sistemi başkanlık, bazıları ise yarı-başkanlık olarak
nitelendirmektedir. Bu görüş farklılığının sebebi yetki anlamında başkana bağlı olsalar da, başbakan ve bakanlar kurulunun siyasi sistemin aktörleri arasında yer almasıdır. Başbakanın atanmasında ve bakanlar kuruluna güvenoyu verilmesinde Meclise biçilen rol sistemin yarı-başkanlık olarak nitelendirilmesine sebep olmuştur.
Elgie, çalışmasında Azerbaycan’ın yarı-başkanlık sistemine 1995 yılında geçtiğini belirtmiştir. Elgie’ye göre Sovyetler Birliği sonrası kurulan devletler her ne kadar başkanlık sistemini kabul etmiş olsalar da, siyasal sistemleri yarı-başkanlık özellikleri taşımaktadır. Örnek olarak da başkanın başbakanı atamasının Meclis onayına tabi olmasını göstermiştir.59 Yarı-Başkanlık sistemini alt kategorilere ayıran Yu-Shan Wu ise, başkanın üstünlüğü (presidential supremacy) alt kategorisinde Azerbaycan’ı sınıflandırmıştır. Buna göre başkan başbakanı atar ve parlamentoda çoğunluk tarafından onaylanmasa da başkan atamasında ısrar edebilir.60
Azerbaycan siyasal sistemi, Sedelius tarafından yarı-başkanlık sistemi içerisinde başkanlı parlamenter sistem olarak nitelendirilmiştir.
Çalışmasında yer alan Sovyetler Birliği sonrası kurulan devletler arasında başkanın gücünü derecelendirdiği tabloda, Azerbaycan Başkanı Belarus’tan
sonra ikinci sırada yer almıştır.61
Gönenç’e göre Azerbaycan Anayasası’ndaki bazı düzenlemeler, sistemin başkanlık sistemi olarak nitelendirilmesi konusunda tereddüte yol
açabilmektedir. Bu konudaki tartışmalar, Anayasa’nın 95’inci maddesinin ondördüncü fıkrasında yer alan “Milli Meclis bakanlar kuruluna güvenoyu
meselesini halleder.” ifadesinin sistemi başkanlık sisteminden farklılaştırdığı meselesi üzerinedir. Bununla birlikte, Anayasa’da bakanlar kurulu üyelerinin
devlet başkanı tarafından atanıp görevden alınacağı (Any. m.109/4), devlet başkanına tabi ve ona karşı sorumlu olduğu (Any. m.114/3) ifadeleri ve
bakanlar kurulunu parlamentoya karşı sorumlu tutacak mekanizmaların mevcut olmaması Azerbaycan anayasal sistemini başkanlık sistemine
yaklaştırmaktadır.62
Azerbaycan anayasal sistemini “Süper Başkanlık” sistemi olarak adlandıran Abdullayev, Sovyetlerden miras kalan başbakan ve bakanlar kurulunun Meclise karşı değil, başkana karşı sorumlu ve tabi olduğunu belirterek, bakanlar kurulunun yürütmenin ikinci kanadı değil, yardımcı organı olduğunu belirtmiştir.63
Devlet başkanının yetkileri arasında geçen “Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi seçimlerini tayin eder.”64 (Any. m. 109/1) ifadesinin başkana Meclisi
feshetme yetkisi verip vermediği konusu tartışmalı alanlardan biridir.
Bayülgen Azerbaycan siyasal rejimine de değindiği çalışmasında başkanı sınırlandırılmamış yürütme olarak nitelendirmiş, başkanın parlamentoyu
feshedebileceğini ve seçimlerin yenilenmesine karar verebileceğini ileri sürmüştür.65 Özgişi de başkanın Meclisi fesih yetkisi olduğunu ve bu
yetkinin başkanın otoritesi karşısında yasamanın dengeleyici bir güç olmasını engellediğini belirtmiştir.66
Abdullayev’e göre ise Azerbaycan Anayasası başkana hiçbir şekilde Meclisi feshetme yetkisi tanımamıştır, dolayısıyla bu sınırlama sistem içerisinde dengeleri koruyan ve sistemin yozlaşmasını önleyen bir düzenlemedir.67
6.2. Siyasal Rejimin Niteliği Üzerine Tartışmalar
Literatürde tartışmalar ağırlıklı olarak Azerbaycan siyasal rejimi üzerinedir. Azerbaycan, sultancı yarı-otoriter rejim, hibrid rejim, yarı otoriter
rejim ve seçimsel otoriter rejim olarak sınıflandırmalara konu olmuştur.
Mollaer’e göre ABD dışında diğer devletlerdeki başkanlık sistemi çoğu zaman otoriter bir rejime dönüşmektedir ve bu ülkelerde başkanın sahip olduğu geniş yetkilerden dolayı “seçimle gelmiş kral” deyimi kullanılmaktadır. Azerbaycan’daki başkanlık sisteminin de iyi bir örnek teşkil etmeme sebebi başkanın gücünü sınırlayacak ya da denetleyecek bir gücün olmamasıdır.68 Sınırsız başkan seçilebilme hakkının tanınmasının, özellikle demokrasi sürecini tamamlayamamış ve başkanlık sisteminin iyi işleyebilmesi için gerekli koşullara sahip olmayan ülkelerde demokrasi açısından tehlikeler doğurabileceği eleştiri konularından biridir.69
Maria Ottaway’a göre Azerbaycan yarı-otoriter rejime sahiptir ve yarı-otoriter devletlerden bazıları siyasi yelpazede demokratik rejime daha yakınken bazıları ise otoriter rejime daha yakındır.
Ottaway’e göre, Azerbaycan bu sınıflandırmada otoriter rejime daha yakın devletler arasında yer almaktadır.70
Cornell’a göre Azerbaycan ne demokratik ne de otoriter bir devlettir. Azerbaycan siyaseti özgürlükler konusunda ciddi sıkıntılara sahip olsa da, sistem muhalefete hükümeti sert bir şekilde eleştirebilme olanağı tanıdığı için ülkenin otoriter bir devlet olamayacağını ileri sürmüştür.71
Diamond, ülkelerin rejimlerini, Özgürlükler Evi’nin ülkelere verdiği skorlara dayandırarak, liberal demokrasiler, seçimli demokrasiler, belirsiz rejimler, yarışmacı seçimsel otoriter rejimler ve kapalı otoriter rejimler olarak sınıflandır mıştır. Çalışmasında, Azerbaycan 6,5 skorla seçimsel otoriter rejim olarak nitelendirilmiştir.72 Schedler’e göre de Azerbaycan seçimsel otoriter rejim sınıflandırmasında yer almaktadır. Seçimsel otoriter rejime sahip ülkelerde her ne kadar düzenli seçimler uygulansa da patrimonyal kurallar hakimdir.73
19 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder