26 Ağustos 2018 Pazar

İDAM EDELİM Mİ.., ETMEYELİM Mİ.,?

İDAM EDELİM Mİ.., ETMEYELİM Mİ.,?


İDAM EDELİM Mİ.., ETMEYELİM Mİ.,?
11 Ocak 2000 Salı,
Dr. Tahir Tamer Kumkale
Televizyonlar, FLASH HABER olarak Tuncelide PKK Baskını sonucunda bir binbaşı, bir yüzbaşı ve dört erimizin şehit edildiğini bildiriyor.
Bugün takvimler 11 OCAK 2000'i gösteriyor. İmralı Mahkemesinin bölücübaşı eşkiyayı idama mahkum ettiği tarihi duruşmanın üzerinden 6 ay geçmiş.
Ülke gündeminin en önemli maddesi hala " bu caniyi asalım mı ?" yoksa " 30 000 masum vatandaşımızın ölümüne sebebiyet verdiği için asmayalım da besleyelim mi ? "Ne kadar acı .
Ama gerçek....
Tarih 29 Haziran 1999. İmralı mahkemesi Türk Milleti adına, insanlık adına en büyük suçlu Abdullah Öcalan'a hakettiği cezayı verdi.
Bu beklenen ve kaçınılmaz bir sonuçtu. Nitekim birbiri peşisıra devam eden hukuk süreci içinde karar; aynen ve hiçbir değişikliğe uğramadan yargı safhasını tamamladı. Şimdi görev sırası Türk Milleti adına karar verecek T.B.M.Meclisindedir . Onunda Türk Milleti adına görev yapan yargı sistemimizin gösterdği adil ve kararlı tutumu izleyeceğinden şüphemiz yoktur.
Terörist yatağında ölmez.... Ölemez... Ölmemelidir... Bugüne kadar yatağında eceli ile ölen teröriste rastlanmamıştır. Terör ve terörizm en büyük
insanlık suçudur. Anarşi ve terör 20. yüzyılda pekçok ülkenin başını ağrıtan önemli bir olgudur. İsteklerini yasal yollardan yönetime kabul ettiremeyen kişi ve kuruluşların masum halkı sindirerek, korkutarak ve acımasızca katlederek isteklerini zorla kabul ettirmeye çalıştıkları bir yöntemdir. Çok yaygın olarak kullanılmasına rağmen bugüne kadar meşru yönetimler karşısında başarılı olduklarına rastlanılmamıştır.
Ülkemiz, soğuk savaş döneminin başladığı İkinci Cihan Harbi'ni müteakip 1960'lı yıllardan itibaren dış destekli ve kaynaklı terör hareketlerinin her çeşidine sahne oldu. Türk insanı 40 yılı aşkın bir süredir kısa fasılalı huzur ve güven ortamının dışında genellikle anarşi ve terör olaylarının doğrudan etkisi altında kaldı. Ülkemizin kalkınmasını ve güçlenmesini istemeyen dış güçler terör silahını daima kullandılar ve ülkemizi kan gölüne çevirdiler. Türk insanını birbirine kırdırdılar. Bu konuda her yolu ve sistemi denediler.
Fakat yanıldılar.
Onlar Türk milletinin çok zengin bir tarihi mirasa sahip olduğunu, sağduyulu ve inançlı bir millet olduğunu her zaman unuttular.
Son olarak 1978 yılında sahneye sürülen Abdullah Öcalan başkanlığındaki PKK ülkenin gündemini yirmiiki yıl işgal etti. Ekonomideki kronik yıllık yüksek enflasyonun sebebi oldular. Can ve mal güvenliğimizi, yaşama hürriyetimizi ortadan kaldırdılar. Bu korkunç katliam çetesini ortadan kaldırmak için 100 milyar dolara yakın bir meblağı bize harcattılar. 30.000 insanımız öldü. Sonunda Türk milleti kazandı. Türk adaleti ve hukuk sistemi kendi prosedürü içinde başarıyla işledi ve terörbaşı Öcalan idam cezasına çarptırıldı.
Terör örgütünü başımıza musallat eden Avrupa başta olmak üzere dış mihraklar bu adi katili kurtarmak için elbirliği etmişcesine Türkiye'ye
karşı açıkça tavır aldılar. Bu tavrı çok doğal olarak görmek gerekir. Çünkü bugüne kadar verdikleri maddi ve manevi destek Türk milletinin sağduyulu ve sabırlı davranışı ile sona erdi. Yenilen PKK değildi. Onu ,eline silah vererek ortaya salan büyük güçlerdi.
Maskeler bir kerre daha düştü. Bu dış destek Türk' ün ne kadar yalnız olduğunu yeniden ortaya çıkattı.
Bizim bir kısım satılmış kalem ve söz erbabımız utanmadan ve de sıkılmadan adeta söz birliği etmişcesine Avrupa'nın bizi kınamasını döne döne göstererek son görevlerini yapmaya çalışıyorlar. Ne acı bir tablo...
Beyler dikkatli olun. T.C. Devleti Atatürk' ün altıyüz yıllık cihan imparatorluğunun temeli üzerine oturttuğu bağımsız bir ülkedir. Sömürge değildir.
Türk halkı kendi kendini idare edecek binlerce yıllık bilgi birikimine, tecrübeye ve teşkilata sahiptir. Kendi kanunlarını kendisi yapar ve uygular.
Hiçbir ülkeye veya kuruluşa diyet borcu yoktur ve hesap verme durumunda değildir. Hesap vereceği tek güç vardır.O'da Türk halkıdır.Türk halkı; 20 yıldır beklediği sonucu almıştır. Sevinç ve gurur gözyaşları ülkeyi kaplamıştır. İnsanlarımız huzur ve güven duygusunun tadını
. " Eğer idam kararı edilirse Türkiye'yi kan gölüne çeviririz "tehditi yapanlar bu asil milletin sağduyusu, inancı ve kararlılığından korkmalıdır. Sadece bunlar değil, bunları destekleyen sözde insan hakları savunucusu Batı da korkmalıdır. Ve ne yaptığını bir kere daha düşünüp terörün yanında mı, hukukun yanında mı kalacaklarına karar vermelidir.
Bizim saygıdeğer yöneticilerimiz tarihe iyi bir şeyler göndermek istiyorlarsa; kendilerini yönlendirmeye çalışan laf ebelerinin değil kendilerini bulundukları mevkilere taşıyan ve yıllardır orada tutan Türk Milletinin sağduyulu sesine kulak vermelidir.....
Dr. Tahir Tamer Kumkale
11 Ocak 2000 Salı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder