KARŞILAŞTIRMALI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KARŞILAŞTIRMALI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ağustos 2018 Perşembe

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 16


KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 16


7. SONUÇ

Arjantin, Latin Amerika ülkelerindeki hâkim eğilime paralel olarak
başkanlık sistemini benimsemiştir. Başkanlık sisteminin benimsenmesinde
19. yüzyılda koloni statüsünden çıkan bu ülkelerde hâkim olan siyasi
istikrarsızlık ve askeri yönetimlerin etkisi olmuştur.
Arjantin hükümet sistemi, başkanlık sistemine özelliğini veren
aşağıdaki nitelikleri taşımaktadır: 
1)Başkan yürütmenin tek sahibi olup halk tarafından seçilmektedir. 
2) Yasama yetkisini kullanan organ başkan gibi sabit bir süre için halk tarafından seçilmektedir. 
3) Yasama ve yürütme organları birbirinin varlığına son verebilecek hukuki araçlara sahip değildirler. 

Diğer bir deyişle yürütme, yasama organını fesih edememekte
ve yasama organı yürütme organını düşürememektedir.
Bu asli nitelikleri taşımakla birlikte, Arjantin başkanlık sisteminin
bazı özellikleri klasik başkanlık sisteminden farklılıklar göstermektedir.
Yürütmenin doğrudan kanun önerisinde bulunabilmesi; başkanın
belli şartlarla kanun hükmünde kararnameler çıkarabilmesi; başkanın
kararlarında bakanların karşı imzasının bulunması; başbakana önemli
anayasal yetkiler verilmiş olması, başbakan ve bakanların parlamentoya
karşı sorumlu olması, belli aralıklarla veya parlamentonun talebi halinde
hükümetin durumuna ilişkin raporlar sunması ve parlamento tarafından
güvensizlik oyuyla düşürülebilmesi bu farklılıklardandır. Yine başkanın
parlamentonun çalışma süresini uzatma, savaş ilanı gibi yetkilere sahip
olması özellik arz etmektedir.

Arjantin siyasi müktesebatında öne çıkan ve hükümet sistemine
damgasını vuran mesele başkanın/yürütmenin aşırı güçlü olmasıdır.
Ülkenin tarihsel, sosyal, siyasal ve ekonomik koşullarının getirdiği bu
sonuç yasama ve yürütme arasında olması beklenen simetriyi bozmuştur.
20. yüzyılın büyük bölümünde askeri yönetimlerin hükmettiği ve
ekonomik krizlerin sarstığı Arjantin’de başkanın bu merkezi konumunu
kanıksayan bir siyasi kültür gelişmiştir. Fren ve denge sisteminin düzgün
çalışmadığı Arjantin’de meselenin çözümü için mevzuatta yapılan
değişiklikler sınırlı kalmış, bu sınırlılık başkanların kişisel ağırlıklarının
etkisiyle daha belirgin hale gelmiştir.

Kongrenin zayıf kalmasının nedenleri olarak sayılan hususlar, sık
yaşanan askeri darbeler, başkanın yasama fonksiyonuna ortak olması,
tecrübeli siyasetçi azlığı, komisyonların zayıflığı, başkanın Kongre ile
ilişkisinin mahiyeti, iktidar partisine mensup parlamenterlerin siyasi
parti lideri olarak başkana bağlılıkları şeklinde sıralanmaktadır.
Demokrasiye geçiş sonrasında iktidara gelen başkanların, ilk başkan
Raul Alfonsin dışında demokratik kurumları yerleşik hale getirmekten
çok iktidar alanlarını genişletme ve diğer anayasal organlar üzerinde
hakimiyet kurma refleksi ile hareket ettikleri görülmüştür. Menem, Nestor
Kirchner ve Cristina Kirchner ülkeyi ekonomik ve sosyal krizlerden
korumaya çalışmakla birlikte söz konusu iktidar merkezileşmesi
eleştirilerinden paylarını almışlardır.
Arjantin’de başkanın siyasi hayatın ağırlık merkezine oturmasının
çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Yürütmenin kanun teklifinde
bulunabilmesi, kanun hükmünde kararnamemeler çıkarabilmesi, özellikle
uygulamada zorunlu ve acil kararnameleri çıkarma biçimi, kanunların bir
kısmını veto edebilme yetkisi, bütçe üzerindeki geniş yetkileri, eyaletlerle
ilişkilerinin klasik federal sistemlere göre daha orantısız olması, atama
yetkilerinin genişliği ve bunların uygulanmasında yaşanan hukuk ihlalleri
ve bağımsız düzenleyici kurumlarla ilişkilerinde müdahaleci yöntemleri
esas alması bu nedenlerin satır başlarını oluşturmakta ve her birinin
siyasi düzen üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır.
Başkanın siyasi gücünü dengelemek amacıyla başbakanlık kurumu
güçlendirilmiş, bakanlara karşı imza yetkisi verilmiştir. Başbakana
başkanın özellikle idari yetkilerinden bazıları aktarılmış, ayrıca
parlamentoya karşı sorumlu hale getirilmiştir. Parlamentonun başbakanı
ve bakanları düşürebilmesi klasik başkanlık sistemine yabancı bir
uygulama olarak dikkat çekmektedir. Ancak başkanın tek başına atayıp
görevden alabildiği bu kurum, başkanın siyasi otoritesi karşısında bir
varlık gösterememiştir.

Başkanın siyasi gücünü sınırlamak amacıyla ayrıca Sayıştay, Yolsuzlukla
Mücadele Kurumu, Ombudsmanlık ve Kamu Yararı Davaları Kurumlarının
güçlendirilmesine çalışılmıştır. Bunların hepsi bir ölçüde faydalı olmakla
birlikte kamu yararı davaları ile daha dikkat çekici sonuçlar alınabilmiştir.
Yine de bu tedbirlerin güçlü bir parlamento ve bağımsız bir yargının yerini
tutamadığı görülmektedir.

Yargı gücü federal ve eyalet düzeyinde ikiye ayrılırken federal yargının
tepesinde Yüksek Mahkeme bulunmaktadır. Yüksek Mahkeme davanın
niteliğine göre ilk derece ve temyiz mahkemesi olarak görev yapabilmekte
ve aynı zamanda anayasa mahkemesi fonksiyonunu yerine getirmektedir.
Yüksek Mahkeme özellikle başkanın çıkardığı kanun hükmünde
kararnamelerin anayasaya uygunluğu noktasında kritik kararlar verme
konumundadır.

Yüksek Mahkeme son yüzyılın sık yaşanan darbeleriyle bağımsızlığını
büyük ölçüde yitirmiştir. Otoriter yönetimlerin yürütme aracına dönüşen
bu kurum, demokrasiye dönüşten sonra da başkanların otoritesi karşısında
tam bağımsız bir konum edinememiştir. Son 30 yıl içinde mahkemenin üye
sayısına yapılan müdahaleler ister düzeltim ister bağımlı hale getirmek
amacıyla yapılmış olsun sonuçta yargı istikrarını ciddi biçimde bozmuştur.
Mahkeme ise siyasi otoriteye karşı kişisel-kurumsal savunma refleksiyle
hareket etmiş, zayıf iktidar dönemlerinde daha bağımsız hareket ederken,
güçlü iktidarların nüfuzuna boyun eğmiştir.

Anayasal düzenini ABD’den esinlenerek oluşturan Arjantin’de siyasal
sistem içinde başkanların baskın konumu özetle iki nedene indirgenebilir:
Birincisi anayasal-yasal normların, başkanın yetkilerini ABD’den daha
geniş düzenlemesi, ikincisi ise başkanların bu yetkilerini daha da
genişletme eğilimi taşımalarıdır. İkinci sebebin altında ise ülkenin sosyoekonomik krizleri ile siyasal kültürü yatmaktadır.

Arjantin, başkanlık sisteminin görece eski uygulayıcılarından biri
olmakla birlikte, bu sistemin tam demokratik bir kimlik kazanabilmesi
için gerekli birikim ve kurumları tamamlayamamıştır. Demokratik
olgunluğa ulaşmayı ve Arjantin’de başkanlık sisteminin iyi işlemesini
engelleyen ana sorun alanları; siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, yasama
ve yargı organlarının zayıflığı, siyasi parti sistemi, kurumsal zayıflık, siyasi
uzlaşma kültürünün yetersizliği, plebisit benzeri seçimle gelen başkanın
popülist politikalara başvurması, başkanın iki rolünün birbiriyle çatışması,
başkanlara geniş anayasal yetkiler verilmiş olması ve başkanların bu
yetkileri suistimali, kamu fonlarının dağıtımında başkanlara verilen
geniş takdir yetkisi, başkanın medyayı kontrol etme imkânı ve kriz-süper
başkanlık ikilisinin yarattığı kısırdöngü şeklinde sıralanmaktadır.


KAYNAKÇA;

ABD Dışişleri Bakanlığı İnternet Sitesi. “Argentina,” http://www.state.gov/r/pa/
ei/bgn/26516.htm, Erişim: 23.12.2012.
ABD Kongre Kütüphanesi İnternet Sitesi. “Argentina: Emergency Decrees on
President of the Central Bank, Payment of External Debt,” 27.01.2010,
http://www.loc.gov/lawweb/servlet/lloc_news?disp3_l205401802_text,
Erişim: 13.01.2014.
Aleman, Eduardo ve Ernesto Calvo. “Analyzing Legislative Success in Latin
America: The Case of Democratic Argentina.” University of Maryland,
http://www.gvpt.umd.edu/calvo/aleman-calvo-in%20Odonell%20etal-lapnewvoices.pdf, Erişim: 16.11.2013.
Ardanaz, Martin, Carlos Scartascini ve Mariano Tommasi. Political
Institutions,Policymaking, and Economic Policy in Latin America. Inter
American Development Bank Working Paper Series, Sayı IDB-WP-158, 2010,
http://www.econstor.eu/bitstream/10419/89145/1/IDB-WP-158.pdf,
Erişim: 11.12.2013.
Arjantin Hükümeti İnternet Sitesi. Ulusal Otoriteler, http://www.argentina.gob.
ar/pais/48-acerca-del-gobierno.php, Erişim: 20.12.2012.
Arjantin Senatosu İnternet Sitesi. “Constitution of the Argentine Nation”,
http://www.senado.gov.ar/deInteresEnglish, Erişim: 16.01.2014.
____ . Yasama Organının Yapısı, http://www.senado.gov.ar/conformacion, Erişim: 23.12.2012.
Arjantin Temsilciler Meclisi İnternet Sitesi, Temsilciler Meclisi,
http://www.diputados.gov.ar/, Erişim: 23.12.2012.
Arjantin Yüksek Mahkemesi İnternet Sitesi. Yüksek Mahkeme,
http://www.csjn.gov.ar/bienvenida.html, Erişim: 23.10.2013.
Avrupa Komisyonu İnternet Sitesi. “Argentina Country Strategy Paper 2007-
2013,” (23.04.2007), http://eeas.europa.eu/argentina/csp/07_13_en.pdf, Erişim: 22.02.2013.
Bertelsmann Stiftung’s Transformation Index (BTI) İnternet Sitesi. “Argentina
Country Report,” (Gütersloh, 2012), http://www.bti-project.de/fileadmin/
Inhalte/reports/2012/pdf/BTI%202012%20Argentina.pdf, Erişim: 22.04.2013.
Bouzat, Gabriel. “Presidential Power and Political Crisis in Argentina.” Universidad
de Buenos Aires, http://www.law.yale.edu/documents/pdf/Presidential_
Power_and_Political_Crisis.pdf, Erişim: 11.01.2013.
Calleros, Juan Carlos. The Unfinished Transition to Democracy in Latin America. New York London: Taylor&Francis Yayını, 2009.
Calvert, Peter. “Executive Leadership and Legislative Assemblies: Latin America.”
The Journal of Legislative Studies, Cilt 10, Sayı 2/3, (Yaz-Sonbahar 2004), s. 218-229.
Campante, Filipe. “Brazil-Argentina: Political Instability and Economic
Performance As Seen From Brasilia and Buenos Aires.” Escola de Economia de
São Paulo Konferans dizisinde Sunulan Tebliğ (Kasım 2009),
http://www.hks.harvard.edu/fs/fcampan/Papers/BrazilArgentina.pdf, Erişim: 05.08.2013.
Carey, John M. “Presidential versus Parliamentary Government.” Handbook of
New Institutional Economics içinde M´enard and M. M. Shirley ed., (Hollanda:
2005) http://www.colorado.edu/ibs/eb/alston/psci4028/fall_2010/
Presidential%20versus%20Parliamentary%20Government%20by%20Carey.pdf, Erişim: 23.02.2013, s. 91-122.
Chavez, Rebecca Bill. The Rule of Law in Nascent Democracies: Judicial Politics in
Argentina. Standford: Standford University Press, 2004.
Cheibub, Jose Antonio, Zachary Elkins ve Tom Ginsburg. “Latin American
Presidentialism in Comparative and Historical Perspective.” Chicago Public
Law and Legal Theory Working Paper, Sayı 361, The Law School The University
of Chicago (Eylül 2011), http://www.law.uchicago.edu/files/file/361-tglatinAmerica.
pdf, Erişim: 21.02.2013.
CIA İnternet Sitesi. “Argentina”, https://www.cia.gov/library/publications/theworld-
factbook/geos/ar.html, Erişim: 10.01.2014.
Country Reports İnternet Sitesi. “History of Argentina”
http://www.countryreports.org/country/Argentina/history/overview.htm,
Erişim: 11.02.2014.
De Michele, Roberto. “The Role of the Anti-Corruption Office in Argentina:
Lessons on Corruption and Anti-Corruption: Policies and Results.” The Journal of
Public Inquiry, (Sonbahar-Kış 2011), http://www.ignet.gov/randp/f01c05.pdf,
Erişim: 06.02.2013, s. 17-20.
Elgie, Robert. Semi-Presidentialism, Sub-Types and Democratic Performance.
Oxford: Oxford University Press, 2011.
Europa World Plus İnternet Sitesi. http://www.europaworld.com/pub/entry/
EE000260, Erişim: 23.12.2012.
Freedom House İnternet Sitesi. “Argentina,” http://www.freedomhouse.org/
country/argentina#.U2EDiIF_uCl, Erişim: 10.01.2014.
____ . “Argentina: Private Companies Banned From Advertising in Independent
Media”, (13.03.2013), http://www.freedomhouse.org/country/argentina,
Erişim: 06.06.2013.
Fukuyama, Francis. “Do Effective Institutions Explain the Gap Between the
United States and Latin America?”, http://siteresources.worldbank.org/
INTLAC/Resources/Fukuyama_LACEA_Institutions.pdf, Erişim: 14.10.2013.
Gabriele, Florencia Ines. “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study.” Siyaset
Bilimi Tezi, Sayı: 18, Northeastern University, 2014, http://iris.lib.neu.edu/cgi/
viewcontent.cgi?article=1017&context=polisci_diss, Erişim: 11.02.2014.
Gallo, Andres A. ve Lee J. Alston. “Argentina’s Abandonment of the Rule of Law and
Its Aftermath.” Journal of Law & Policy, Cilt 26, s.153-182.
GlobalSecurity.org İnternet Sitesi. “Argentina- Political Parties”,
http://www.globalsecurity.org/military/world/argentina/political-parties.htm, Erişim: 23.12.2012.
Güler, Birgül A., Onur Karahanoğulları ve Koray Karasu. Kamu Yönetimi Ülke
İncelemeleri. Ankara: AÜSBF Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Yayın No:1, 2004.
Helmke, Gretchen. Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in
Argentina. Cambridge: Cambridge University Press, 2005.
Hernandez, Antonio M. “Republic of Argentina.” International Association of
Centers for Federal Studies (iacfs), http://www.thomasfleiner.ch/files/
categories/IntensivkursII/Argentinag3.pdf, Erişim: 14.03.2013, s. 1-19.
Huneeus, Carlos, Fabiola Berrios ve Rodrigo Cordero. “Legislatures in Presidential
Systems: The Latin American Experience.” The Journal of Legislative Studies,
Cilt 12, Sayı 3-4 (Eylül-Aralık 2006), s. 404-425.
Inter Parliamentary Union (IPU) İnternet Sitesi. “Argentina, Cámara de Diputados
(Chamber of Deputies)”, http://www.ipu.org/parline-e/reports/2011_E.htm,   Erişim: 14.06.2013.
Jones, Mark P., Sebastian Saiegh, Pablo T. Spiller ve Mariano Tommasi. “Keeping
a Seat in Congress: Provincial Party Bosses and the Survival of Argentine
Legislators.” Annual Meeting of American Political Science Association Başlıklı
Konferansta Sunulan Bildiri, 2001, https://files.nyu.edu/sms267/public/saiegh_APSA.pdf,    Erişim: 14.10.2013, s. 1-33.
Jouet, Mugambi. “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution: Presidential
Omnipotence, Repression, Instability, and Lawlessness in Argentine History.”
University of Miami Inter-American Law Review, Cilt 39, Sayı 2 (Bahar/Yaz 2008), s.1-54.
Kim, James Je Heon. “Case for Constrained Unilateralism: Decree of Necessity
and Urgency in Argentina, 1916-2004.” Columbia University Department
of Political Science, (Eylül, 2007), http://jcsites.juniata.edu/faculty/kim/
research/wis/kim0907jt.pdf, Erişim: 12.02.2014.
Levitsky Steven ve Maria Victoria Murillo. “Argentina: From Kirchner to Kirchner.”
Journal of Democracy, Cilt 19, Sayı 2 (Nisan 2008), s. 16-30.
Lupu, Noam ve Susan C. Stokes. “The Social Bases of Political Parties in Argentina
1912–2003.” Latin American Research Review, Cilt 44, Sayı 1 (2009),
http://www.noamlupu.com/social_bases.pdf, Erişim: 23.12.2013.
Mazzuca, Sebastian L. “Lessons From Latin America The Rise of Rentier Populism.”
Journal of Democracy,Cilt 24, Sayı 2 Nisan 2013), http://www.isp.org.pl/
uploads/filemanager/TheriseofrentierpopulismSMazzucaApril-2013.pdf,
Erişim: 07.02.2013, s.108-122.
Palanza, Valeria ve Gisela Sin. “Item Vetoes and Attempts to Override Them in
Multiparty Legislatures.” Journal of Politics in Latin America, Cilt 5, Sayı1(2013),
http://journals.sub.uni-hamburg.de/giga/jpla/article/view/614/612,
Erişim: 11.02.2014, s. 37-66.
Pereira, Carlos ve Marcus Andre Melo. “The Surprising Success of Multiparty
Presidentialism.” Journal of Democracy, Cilt 23, Sayı 3 (Temmuz 2012),
http://www.journalofdemocracy.org/article/surprising-success-multipartypresidentialism,
Erişim: 08.02.2013, s.156-170.
Peter Calvert. “Executive Leadership and Legislative Assemblies: Latin America.”
The Journal of Legislative Studies, Cilt 10, Sayı 2/3 (Yaz-Sonbahar 2004), s. 218-229.
RateInflation İnternet Sitesi. “Argentina Inflation Rate History- 2004-2014”
http://www.rateinflation.com/inflation-rate/argentina-historical-inflationrate,
Erişim: 10.01.2014.
Rose-Ackerman, Susan, Diane A. Desierto ve Natalia Volosin, “Hyper-
Presidentialism: Separation of Powers without Checks and Balances in Argentina
and the Philippines.” Journal of International Law, Sayı 418, http://scholarship.
law.berkeley.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1404&context=bjil,  Erişim: 02.02.2013.
Ross Arnold, Jason. “Parliaments and Citizens in Latin America.” The Journal of
Legislative Studies, Cilt 18, Sayı 3-4 (Eylül-Aralık 2012), http://www.tandfonline.
com/doi/full/10.1080/13572334.2012.706055#.Ukvk_tLIYSU,  Erişim: 23.01.2013, s. 441-462.
Scartascini, Carlos, Ernesto Stein ve Mariano Tommasi. How Democracy Works
Political Institutions, Actors, and Arenas in Latin Amercan Policmaking. David
Rockefeller Center for Latin American Studies, Harvard University. Cambridge: Inter-American Development Bank, 2010.
Schamis, Hector E. “Argentina’s Troubled Transition.” (Şubat 2008),
http://www.relooney.info/00_New_2145.pdf, Erişim: 05.03.2013.
Stein, Ernesto, Mariano Tommasi, Koldo Echebarria, Eduardo Lora ve Mark Payne.
The Politics of Policies: Economic and Social Progress in Latin America 2006
Report. New York: Inter-American Development Bank, 2005,
http://idbdocs.iadb.org/wsdocs/getdocument.aspx?docnum=1600271, Erişim: 12.02.2013.
Sullivan, Mark P. “Argentina: Political and Economic Conditions and U.S. Relations”,
ABD Kongresi Araştırma Merkezi Raporu,12.10.2006, http://www.fas.org/
sgp/crs/row/RS21113.pdf, Erişim: 12.03.2013, s. 1.
Systemicpeace.org İnternet Sitesi. “Polity IV Country Report 2010: Argentina.”
http://www.systemicpeace.org/polity/, Erişim: 23.12.2013.
The Economist İnternet Sitesi. “Democracy index 2012 Democracy at a standstill.”
(Intelligence Unit Raporu, 2013), http://www.eiu.com/public/topical_report.
aspx?campaignid=DemocracyIndex12, Erişim: 10.01.2014.
Transparency International İnternet Sitesi. “Corruption Perceptions Index 2013”,
http://www.transparency.org/cpi2013/results, Erişim: 10.01.2014.
Venedik Komisyonu İnternet Sitesi. “Argentina”, 
http://www.codices.coe.int/NXT/gateway.dll/CODICES/descriptions/eng/ame/arg?f=templates$fn=document-rame.htm$3.0,    Erişim: 10.01.2014.
World Bank İnternet Sitesi. “Argentina,” http://search.worldbank.org/
data?qterm=argentina&language=EN, Erişim: 10.01.2014.
WorldPresidentsdb İnternet Sitesi. “Eduardo Duhalde,”
http://www.worldpresidentsdb.com/Eduardo-Duhalde/, Erişim: 10.04.2013.


BU BÖLÜM  ARJANTİN DİPNOTLARI :,


1 “Argentina”, CIA İnternet Sitesi, 
    https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/ar.html, Erişim: 10.11.2016.
2 “Argentina”, CIA İnternet Sitesi.
3 “Argentina”, CIA İnternet Sitesi.
4 Argentina”, Freedom House İnternet Sitesi, 
   http://www.freedomhouse.org/country/argentina#.U2EDiIF_uCl, Erişim: 10.11.2016.
5 “Democracy Index 2015: Democracy in an age of anxiety”, The Economist İnternet Sitesi, Intelligence Unit Raporu, 2016, 
    http://www.yabiladi.com/img/content/EIU-Democracy-Index-2015.pdf,  Erişim: 10.11.2016.
6 “Corruptıon By Country / Territory”, Transparency International İnternet Sitesi, 
    http://www.transparency.org/country/#ARG, Erişim: 10.11.2016.
7 Antonio M. Hernandez, “Republic of Argentina”, Forum of Federations, International Association of Centers for Federal Studies (iacfs),
   http://www.thomasfleiner.ch/files/categories/IntensivkursII/Argentinag3.pdf, Erişim: 14.03.2013, s. 1.
8 Thomas G. Sanders, “Argentina and the Politics of Economic Distress”, UFSI Field Staff Reports, 1988-89, No. 4, s. 1’den aktaran Mark P. Sullivan, 
   “Argentina: Political and Economic Conditions and U.S. Relations”, ABD Kongresi Araştırma Merkezi Raporu, 12.10.2006,
    http://www.fas.org/sgp/crs/row/RS21113.pdf, Erişim: 10.10.2016, s. 1.
9 “Argentina”, ABD Dışişleri Bakanlığı İnternet Sitesi, http://www.state.gov/r/pa/ei/bgn/26516.htm,  Erişim: 23.12.2012.
10 Europa World Plus, http://www.europaworld.com/pub/entry/EE000260, Erişim: 23.12.2012.
11 “History of Argentina”, Country Reports İnternet Sitesi,
    http://www.countryreports.org/country/Argentina/history/overview.htm, Erişim: 11.02.2014.
12 Latin Amerika ülkelerinin tamamına yakınında 1970’lerin sonları demokrasiye geçiş yılları olmuştur.
13 Mugambi Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution: Presidential Omnipotence, Repression, Instability, and Lawlessness in 
    Argentine History,” University of Miami Inter-American Law Review, Cilt 39, Sayı 2 (Bahar/Yaz 2008), s. 17.
14 2001’de yaşanan ağır ekonomik ve siyasi kriz büyük sosyal çalkantılara yol açmış, nüfusun yarısını yoksul hale getirmiş, ülkenin borçları ödenememiş, 
    eğitim ve sağlık sistemi çökmüş ve işsizlik aşırı düzeyde artmıştır. Halkın devlet kurumlarına güveni sarsılmış, iki partili sistem geleneği çökmüş,
    yaygın sokak protestoları “Hepiniz defolun!” sloganları eşliğinde yaşanmıştır (“Argentina Country Strategy Paper 2007-2013”, Avrupa Komisyonu İnternet 
    Sitesi, (23.04.2007),
    http://eeas.europa.eu/argentina/csp/07_13_en.pdf, Erişim: 22.02.2013, s.8).
15 Nestor Kirchner 2010’da ölmüştür.
16 “2015 Argentine presidential election second-round result” The Economist İnternet Sitesi, 23 Kasım 2015, 
      http://www.economist.com/blogs/graphicdetail/2015/11/mauricio-macri-elected-argentinas-next-president, Erişim: 14.11.2016.
17 Birgül A. Güler, Onur Karahanoğulları ve Koray Karasu, Kamu Yönetimi Ülke İncelemeleri (Ankara: AÜSBF Kamu Yönetimi Araştırma ve 
     Merkezi Yayınları, 2004), s.373.
18 “Argentina”, Venedik Komisyonu İnternet Sitesi, 
     http://www.codices.coe.int/NXT/gateway.dll/CODICES/descriptions/eng/ame/arg?f=templates$fn=document-frame.htm$3.0, Erişim: 10.10.2016.
19 “Argentina”, ABD Dışişleri Bakanlığı İnternet Sitesi, http://www.state.gov/r/pa/ei/bgn/26516.htm,   Erişim: 23.12.2012.
20 “Argentina Country Strategy Paper 2007-2013”.
21 Yasama Organının Yapısı, Arjantin Senatosu İnternet Sitesi,
     http://www.senado.gov.ar/conformacion, Erişim: 23.12.2012.
22 Kongre’nin İşlevleri, Arjantin Senatosu İnternet Sitesi, 
    http://www.senado.gov.ar/funciones,  Erişim: 23.12.2012.
23 Söz konusu sistem, adayların belirlenmesinde siyasi partilerin kontrolünü sağlamaktadır. Eyalet valileri parti için belirlenecek aday listesini oluşturabilmekte, 
    dolayısıyla seçilen vekillerin parlamentodaki oylarının yönünü de etkileyebilmektedir (Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 5).
24 Temsilciler Meclisi, Arjantin Temsilciler Meclisi İnternet Sitesi,
     http://www.diputados.gov.ar/, Erişim: 23.12.2012.
25 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 5.
26 Yaygın kullanımından dolayı çalışmamızda tercih ettiğimiz “başbakan” teriminin Arjantin Anayasası’ndaki tam karşılığı “bakanlar kurulu başkanı/ al jefe de 
     gabinete de ministros”tur.
27 Arjantin Senatosu İnternet Sitesi, "Yasama Organının Yapısı".
28 Latin Amerika ülkelerinin % 90’ında başkanlara bu yetki verilmiştir.
29 Anayasa’da sayılan sözleşmeler kanunlardan üstün olup anayasa hükümlerine eşdeğerdir.
30 Gelir sağlayan ve asker alımına ilişkin teklifler yalnızca Temsilciler Meclisi üyeleri tarafından verilebilir.
31 “Argentina, Cámara de Diputados (Chamber of Deputies) ”, Inter Parliamentary Union (IPU) İnternet Sitesi, 
     http://www.ipu.org/parline-e/reports/2011_E.htm, Erişim: 14.06.2013.
32 Ulusal Otoriteler, Arjantin Hükümeti İnternet Sitesi.
     http://www.argentina.gob.ar/pais/48-acerca-del-gobierno.php,Erişim: 20.12.2012.
33 Ulusal Otoriteler, Arjantin Hükümeti İnternet Sitesi.
34 Bu tablodaki veriler dünya devlet başkanlarına dair bilgilerin yer aldığı
     http://www.worldpresidentsdb.com/list/countries/Argentina/;
     http://www.argentour.com/en/argentina_history/presidents_of_argentina.php ve
     http://www.elhistoriador.com.ar/datos/presidentes_de_argentina.php    Adreslerinden derlenmiştir.
35 Başkanların suistimaline açık olan bu anayasal kural Latin Amerika ülkelerinin hemen hepsinde farklı derecelerle de olsa mevcuttur 
    (Jose Antonio Cheibub, Zachary Elkins ve Tom Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”, 
    Chicago Public Law and Legal Theory Working Paper, No.361, The Law School The University of Chicago, (Eylül 2011),
    http://www.law.uchicago.edu/files/file/361-tg-latinAmerica.pdf, Erişim: 21.02.2013, s.17).
36 Kabinede yer alan bakanlıklar; Bilim Teknoloji ve İnovasyon Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Sosyal Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, 
    İçişleri Bakanlığı, Adalet ve İnsan Hakları Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Federal Planlama Kamu Yatırımı ve Hizmetler Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı,
    Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Güvenlik Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıdır (Arjantin Hükümeti İnternet 
    Sitesi,
    http://www.argentina.gob.ar/pais/48-acerca-del-gobierno.php, Erişim: 20.12.2012).
37 Kuvvetler, Arjantin Başbakanlık İnternet Sitesi, http://www.jefatura.gob.ar/atribuciones_p3, Erişim: 11.03.2014.
38 Bu imzaları izleyen 10 gün içinde söz konusu kararnamelerin Kongrenin Karma Komisyonuna sunulması gerekir.
39 Anayasa’nın 101’inci maddesinde yer alan bu hüküm, hükümet sisteminin yarı-başkanlığa benzeyen bir yönünü oluşturur; ancak söz konusu sorumluluk 
     ve düşürme “bireysel” olduğu için yarı-başkanlık olarak değerlendirilmemektedir (Robert Elgie, Semi-Presidentialism, Sub-Types and Democratic
     Performance (Oxford: Oxford University Press, 2011), s.26; Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 7).
40 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 7.
41 “Argentina”, ABD Dışişleri Bakanlığı İnternet Sitesi, http://www.state.gov/r/pa/ei/bgn/26516.htm,  Erişim: 23.12.2012.
42 Yüksek Mahkeme, Arjantin Yüksek Mahkemesi İnternet Sitesi, http://www.csjn.gov.ar/bienvenida.html,   Erişim: 23.10.2013.
43 “Argentina”, Venedik Komisyonu İnternet Sitesi.
44 “Argentina”, Venedik Komisyonu İnternet Sitesi.
45 “Argentina”, Venedik Komisyonu İnternet Sitesi.
46 “Argentina”, Venedik Komisyonu İnternet Sitesi.
47 Peter Calvert, “Executive Leadership and Legislative Assemblies: Latin America,” The Journal of Legislative Studies, Cilt 10, Sayı 2/3 
     (Yaz-Sonbahar 2004), s. 221.
48 John M. Carey, “Presidential versus Parliamentary Government,” Handbook of New Institutional Economics içinde M´enard and M. M. Shirley ed., 
    (Hollanda, 2005),
    http://www.colorado.edu/ibs/eb/alston/psci4028/fall_2010/Presidential%20versus%20Parliamentary%20Government%20by%20Carey.pdf,    Erişim: 23.02.2013, s. 96.
49 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 7.
50 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 6.
51 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 6.
52 Hector E.Schamis, “Argentina’s Troubled Transition,” (Şubat 2008),
http://www.relooney.info/00_New_2145.pdf , Erişim: 05.03.2013, s.71.
53 Hernandez, “Republic of Argentina”, s.4-5.
54 Eduardo Aleman ve Ernesto Calvo, “Analyzing Legislative Success in Latin America: The Case of Democratic Argentina,” University of Maryland,
     http://www.gvpt.umd.edu/calvo/aleman-calvo-in%20Odonell%20etal-lap-newvoices.pdf, Erişim: 16.11.2013, s. 19.
55 Aleman ve Calvo, “Analyzing Legislative Success in Latin America,” s.30.
56 Susan Rose-Ackerman, Diane A Desierto ve Natalia Volosin, “Hyper-Presidentialism: Separation of Powers without Checks and Balances in Argentina 
     and the Philippines,” Journal of International Law, Sayı 418, 
     http://scholarship.law.berkeley.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1404&context=bjil, Erişim: 02.02.2013, s. 29.
57 Carlos Scartascini, Ernesto Stein ve Mariano Tommasi, How Democracy Works, Political Institutions, Actors, and Arenas in Latin Amercan Policmaking, 
     David Rockefeller Center for Latin American Studies, Harvard University (Cambridge: Inter-American Development Bank, 2010), s.72.
58 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 5.
59 Noam Lupu ve Susan C. Stokes, “The Social Bases of Political Parties in Argentina 1912–2003,” Latin American Research Review, Cilt 44, Sayı 1 (2009), 
    http://www.noamlupu.com/social_bases.pdf,  Erişim: 23.12.2013, s. 59.
60 Lupu ve Stokes, “The Social Bases of Political Parties in Argentina 1912-2003,” s. 59.
61 Lupu ve Stokes, “The Social Bases of Political Parties in Argentina 1912-2003,” s. 61.
62 “Argentina: Political Parties” , GlobalSecurity. Org İnternet Sitesi,
     http://www.globalsecurity.org/military/world/argentina/political-parties.htm, Erişim: 23.12.2012.
63 “Polity IV Country Report 2010: Argentina”, Systemicpeace.org İnternet Sitesi,
     http://www.systemicpeace.org/polity/, Erişim: 23.12.2013, s.3.
64 Aleman ve Calvo, “Analyzing Legislative Success in Latin America,” s.11.
65 Aleman ve Calvo, “Analyzing Legislative Success in Latin America,” s.11.
66 “Argentina”, Inter Parliamentary Union (IPU) İnternet Sitesi.
67 “Polity IV Country Report 2010: Argentina”, s. 3.
68 Carlos Menem’in Front for Loyalty ve Adolfo Rodríguez Saá’nın Front of the Popular Movement partileri Peronist diğer iki parti olarak yarışa katılmışlardır.
69 “Polity IV Country Report 2010: Argentina”, s. 3.
70 “Argentina Country Report,” Bertelsmann Stiftung’s Transformation Index (BTI), (Gütersloh, 2012),
     http://www.bti-project.de/fileadmin/Inhalte/reports/2012/pdf/BTI%202012%20Argentina.pdf,  Erişim: 22.04.2013, s. 9.
71 “Argentina, Cámara de Diputados (Chamber of Deputies) ”, Inter Parliamentary Union (IPU) İnternet Sitesi, 
     http://www.ipu.org/parline-e/reports/2011_E.htm, Erişim: 10.11.2016.
72 “Diputados Argentina”, Arjantin Temsilciler Meclisi İnternet Sitesi, http://www.hcdn.gob.ar/diputados/listado-bloques.html, Erişim: 10.11.2016.
73 Steven Levitsky ve Maria Victoria Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner,” Journal of Democracy, Cilt 19, Sayı 2 (Nisan 2008), s. 25.
74 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner,” s. 26.
75 Ernesto Stein vd., The Politics of Policies: Economic and Social Progress in Latin America 2006 Report (New York: Inter-American Development Bank, 2005),
    http://idbdocs.iadb.org/wsdocs/getdocument.aspx?docnum=1600271, Erişim: 12.02.2013, s. 55.
76 Scartascini, Stein ve Tommasi, How Democracy Works, Political Institutions, Actors, and Arenas in Latin Amercan Policmaking, s.62.
77 Mark P. Jones, Sebastian Saiegh, Pablo T. Spiller ve Mariano Tommasi, “Keeping a Seat in Congress: Provincial Party Bosses and the Survival 
     of Argentine Legislators”, Annual Meeting of American Political Science Association Başlıklı Konferansta Sunulan Bildiri, 2001,
     https://files.nyu.edu/sms267/public/saiegh_APSA.pdf, Erişim: 14.10.2013, s. 1.
78 Scartascini, Stein ve Tommasi, How Democracy Works, Political Institutions, Actors, and Arenas in Latin Amercan Policmaking, s. 62.
79 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 4.
80 Gabriel Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, Universidad de Buenos Aires,
     http://www.law.yale.edu/documents/pdf/Presidential_Power_and_Political_Crisis.pdf,  Erişim: 11.01.2013, s. 11.
81 Jason Ross Arnold, “Parliaments and Citizens in Latin America,” The Journal of Legislative Studies, Cilt 18, Sayı 3-4 (Eylül-Aralık 2012), 
     http://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/13572334.2012.706055#.Ukvk_tLIYSU,    Erişim: 23.01.2013, s. 456.
82 Jouet, “The Failed Invigoration Of Argentina’s Constitution,” s.16-17.
83 Jouet, “The Failed Invigoration Of Argentina’s Constitution,” s.22.
84 Bu hâkimlerden biri Menem’den “benim patronum” olarak bahsederken, diğeri “önüne gelen davada hükümete karşı karar vermeyeceğini” ifade etmiştir.
85 Jouet, “The Failed Invigoration Of Argentina’s Constitution,” s.21-22
86 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s.24.
87 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s.25.
88 Bu seçimde yine Peronist Parti'den ilk turu önde bitiren Carlos Menem, anketler kendisinin kaybedeceğini gösterdiğinden yarıştan 
     Nestor Kirchner lehine çekilmiştir. Menem partinin reformist neoliberal kanadında iken Kirchner popülist bir anlayışa sahipti 
     (Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s.24).
89 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s.27.
90 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s.27.
91 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s. 27.
92 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner,” s. 25.
93 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner,” s. 26.
94 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s. 27.
95 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s. 29.
96 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 5.
97 Jouet, “The Failed Invigoration of Argentina’s Constitution,” s. 37.
98 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 6.
99 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 5.
100 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 32.
101 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina,” s. 12.
102 "Argentina Country Report”, s. 9.
103 Valeria Palanza ve Gisela Sin “Item Vetoes and Attempts to Override Them in Multiparty Legislatures,”
Journal of Politics in Latin America, Cilt 5, Sayı 1 (2013),
http://journals.sub.uni-hamburg.de/giga/jpla/article/view/614/612, Erişim: 11.02.2014, s. 43.
104 Palanza, ve Sin “Item Vetoes and Attempts to Override Them in Multiparty Legislatures,” s. 50.
105 Palanza ve Sin “Item Vetoes and Attempts to Override Them in Multiparty Legislatures,” s. 52.
106 Rebecca Bill Chavez, The Rule of Law in Nascent Democracies: Judicial Politics in Argentina (Standford: Standford University Press, 2004), s. 68.
107 Palanza ve Sin “Item Vetoes and Attempts to Override Them in Multiparty Legislatures,” s. 53.
108 Florencia Ines Gabriele, “Argentina’s delegative democracy: a case study” (Siyaset Bilimi Tezi 18, Northeastern University, 2014), 
      http://iris.lib.neu.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1017&context=polisci_diss, Erişim: 11.02.2014, s. 151.
109 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 11.
110 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 11.
111 James Je Heon Kim, “Case for Constrained Unilateralism: Decree of Necessity and Urgency in Argentina,1916-2004”, 
      Columbia University Department of Political Science, (Eylül 2007),
      http://jcsites.juniata.edu/faculty/kim/research/wis/kim0907jt.pdf, Erişim: 12.02.2014, s.19.
112 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 12.
113 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 154.
114 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 14.
115 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 12.
116 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 157.
117 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 12.
118 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 5.
119 Kim, “Case for Constrained Unilateralism,” s. 21.
120 Chavez, The Rule of Law in Nascent Democracies: Judicial Politics in Argentina, s. 70.
121 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 157.
122 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 180.
123 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 13.
124 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 157.
125 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 162.
126 Kim, “Case for Constrained Unilateralism,” s. 28.
127 Kim, “Case for Constrained Unilateralism,” s. 36.
128 Carlos Huneeus, Fabiola Berrios ve Rodrigo Cordero, “Legislatures in Presidential Systems: The Latin American Experience,” 
      The Journal of Legislative Studies, Cilt 12, Sayı 3-4 (Eylül-Aralık 2006), s. 422.
129 Bu kuralla sadece bir meclisin onayıyla DNU kabul edilmiş olacağından, parlamentonun kendi çıkardığı kanunlardan daha avantajlı bir 
      usule tabi olması anlamına gelmektedir.
130 Onayın belli bir süreye bağlanmaması parlamentonun gündeme almadığı DNU’ların fiilen yürürlükte kalmasını sağlamaktadır.
131 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 12.
132 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 181.
133 “Argentina: Emergency Decrees on President of the Central Bank, Payment of External Debt”, Library of Congress İnternet Sitesi, 27.01.2010,
       http://www.loc.gov/lawweb/servlet/lloc_news?disp3_l205401802_text, Erişim: 13.01.2014.
134 Merkez Bankasından büyük bir meblağın borç ödemeleri için kullanılmasını öngören DNU yargısal süreçte değerlendirilirken, başkan, onu iptal 
      ederek benzer bir DNU çıkarmış ve amacına ulaşmıştır.
135 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 12.
136 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 27.
137 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 16.
138 Calvert, “Executive Leadership and Legislative Assemblies: Latin America,” s. 219.
139 Carey, “Presidential versus Parliamentary Government”, s. 96.
140 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 7.
141 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 7.
142 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 7.
143 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 38.
144 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 38.
145 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 40.
146 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 41.
147 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 43.
148 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 45.
149 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s.55.
150 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 55.
151 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 56.
152 “Argentina: Private Companies Banned From Advertising in Independent Media”, Freedom House İnternet Sitesi, (13.03.2013), 
       http://www.freedomhouse.org/country/argentina, Erişim: 06.06.2013.
153 “Argentina Country Strategy Paper 2007-2013”, s. 8.
154 Roberto De Michele, “The Role of the Anti-Corruption Office in Argentina: Lessons on Corruption and Anti-Corruption: Policies and Results,” 
      The Journal of Public Inquiry, (Sonbahar-Kış 2011),
       http://www.ignet.gov/randp/f01c05.pdf, Erişim: 06.02.2013, s. 17.
155 De Michele, “The Role of the Anti-Corruption Office in Argentina”, s.17.
156 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 59.
157 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 66.
158 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 8.
159 “Argentina Country Report”, s. 10.
160 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 26.
161 “Argentina Country Report” , s.10.
162 “Argentina Country Report” , s.10.
163 “Argentina Country Report” , s.10; Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina,” s. 27.
164 Carlos Pereira ve Marcus Andre Melo, “The Surprising Success of Multiparty Presidentialism,” Journal of Democracy, Cilt 23, Sayı 3 (Temmuz 2012),
      http://www.journalofdemocracy.org/article/surprising-success-multiparty-presidentialism,  Erişim: 08.02.2013, s. 162.
165 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 8.
166 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 9.
167 Andres A. Gallo ve Lee J. Alston, “Argentina’s Abandonment of the Rule of Law and Its Aftermath,” Journal of Law & Policy, Cilt 26, s. 155.
168 Gallo ve Alston, “Argentina’s Abandonment of the Rule of Law and Its Aftermath,” s. 154.
169 Gretchen Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina (Cambridge:Cambridge University Press, 2005), s.81.
170 Juan Carlos Calleros, The Unfinished Transition to Democracy in Latin America (New York London: Taylor&Francis Publication, 2009) s.75.
171 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.86.
172 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.87.
173 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.86.
174 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.87.
175 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.87.
176 Arjantin Yüksek Mahkemesi İnternet Sitesi, http://www.csjn.gov.ar/autoridades.htm,   Erişim: 23.12.2012.
177 Hernandez, “Republic of Argentina”, s. 9.
178 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.125.
179 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.141.
180 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.145.
181 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.149.
182 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.151.
183 Helmke, Courts under Constraints, Judges, Generals, and Presidents in Argentina, s.152.
184 Calleros, The Unfinished Transition to Democracy in Latin America, s.109.
185 Martin Ardanaz, Carlos Scartascini ve Mariano Tommasi, Political Institutions,Policymaking, and Economic Policy in Latin America 
      (Inter American Development Bank Working Paper Series, Sayı IDBWP-158, 2010), 
      http://www.econstor.eu/bitstream/10419/89145/1/IDB-WP-158.pdf, Erişim: 11.12.2013, s. 22.
186 Calleros, The Unfinished Transition to Democracy in Latin America, s. 100.
187 Cheibub, Elkins ve Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective,” s. 24.
188 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 1.
189 Calvert, “Executive Leadership and Legislative Assemblies: Latin America,” s. 220.
190 Rose-Ackerman, Desierto ve Volosin, “Hyper-Presidentialism,” s. 71.
191 Huneeus, Berrios ve Cordero, “Legislatures in Presidential Systems: The Latin American Experience,” s. 406.
192 Filipe Campante, “Brazil-Argentina: Political Instability and Economic Performance As Seen From Brasilia and Buenos Aires,
      ” Escola de Economia de São Paulo Konferans dizisinde Sunulan Tebliğ, (Kasım 2009), 
      http://www.hks.harvard.edu/fs/fcampan/Papers/BrazilArgentina.pdf, Erişim: 05.08.2013, s. 8.
193 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina,” s. 1.
194 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 15.
195 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 18.
196 Francis Fukuyama, “Do Effective Institutions Explain the Gap Between the United States and Latin America?”, 
      http://siteresources.worldbank.org/INTLAC/Resources/Fukuyama_LACEA_Institutions.pdf, Erişim: 14.10.2013, s. 2.
197 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 19
198 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 20.
199 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 23.
200 2009’da feshedilmiştir.
201 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 23.
202 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 23.
203 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 24.
204 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 10.
205 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 25.
206 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 25.
207 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 25.
208 Levitsky ve Murillo, “Argentina: From Kirchner to Kirchner”, s. 26.
209 Sebastian L. Mazzuca, “Lessons From Latin America The Rise of Rentier Populism,” Journal of Democracy, Cilt 24, Sayı 2 (Nisan 2013), 
      http://www.isp.org.pl/uploads/filemanager/TheriseofrentierpopulismSMazzucaApril-2013.pdf,    Erişim: 07.02.2013, s.113.
210 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 20.
211 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 23.
212 Mazzuca, “Lessons From Latin America The Rise of Rentier Populism”, s.108-122.
213 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 25.
214 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 26.
215 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 24.
216 “Argentina: Private Companies Banned From Advertising in Independent Media”.
217 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 16.
218 Gabriele, “Argentina’s Delegative Democracy: A Case Study”, s. 42.
219 Bouzat, “Presidential Power and Political Crisis in Argentina”, s. 27.

ÖZEL TEŞEKKÜR;

ARAŞTIRMAYI YAPAN TBMM ÇLIŞANLARINA SAYGIYLA..

_TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI 
ARMER 
ISBN: 978-975-8805-51-8 
978-975-8805-52-5 (e-kitap) 
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
06543, Bakanlıklar/ANKARA Tel: 0312 420 68 38 Fax: 0312 420 78 00 
TBMM Basımevi/Şubat 2017 
Fransa, Polonya ve Rusya Örnekleri 
ABD, Arjantin, Azerbaycan, 
Brezilya, Nijerya, Örnekleri, 

EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR 
TBMM ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI 

Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Başkanlık Sistemi (ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya Örnekleri
Yayın No: 7 
© TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 

Yayın Yönetmeni ;
Emrah Hurma 
Editör 
Semra Gökçimen 
Bölüm Yazarları
Halit Tunçkaşık 
Konur Alp Koçak 
Mehmet Solak 
Meltem Doğan 
Murat Bilgin 

ISBN: 

978-975-8805-51-8 
978-975-8805-52-5 (e-kitap) 

Kapak Tasarımı 
Demet Çınar 

Grafik Tasarım 
Zeynep Ayşe Tarhan 

Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 
Bakanlıklar -ANKARA 06543 
Telefon: +90 312 420 68 38 
Faks: +90 312 420 78 00 

e-posta: iletisim.armer@tbmm.gov.tr 
TBMM Basımevi –ANKARA 
Özden Geçirilmiş 2. Baskı / Şubat 2017 



17 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***


KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 15

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 15


5.3.4. Yüksek Mahkemenin Yürütmeye Karşı Tutumu

Arjantin yargısında hükümet aleyhine verilen karar sayısının
hükümetlerin görece güçlü olduğu zamanlarda düştüğü, zayıf olduğu
zamanlarda ise yükseldiği, dolayısıyla yargıçların kararlarının siyasi
otoritenin konumundan belirgin biçimde etkilendiği bir çalışmayla
tespit edilmiştir. Söz konusu çalışmanın ortaya çıkardığı sonuçlar şöyle
özetlenebilir: 178

Yüksek Mahkeme askeri yönetimin zayıfladığı son yıllarda daha
özgürlükçü kararlar almış, Alfonsin döneminde bu özgürlük yanlısı
kararları sürdürmüş, Alfonsin’in gücünü yitirdiği yıllarda özgürlükleri
daha kısıtlayıcı yorumlar getirmiş, Menem’in parlak döneminde
Menem’in attığı radikal reformlar lehinde “otomatik çoğunluk” niteliği
kazanmış, Menem’in gideceği belli olunca Menem’in imtiyazlarını
sınırlayıcı yorumlar yapmıştır. Menem’in güçlü döneminde atanan ve
Menem için “otomatik çoğunluk” olarak eleştirilen Yüksek Mahkeme,
Menem’in gücünü yitirdiği son iki yıl daha bağımsız kararlar almaya
başlamıştır.179
Menem’den sonra gelen De la Rua, seçimdeki iddiasının aksine
Yüksek Mahkemenin üyelerine müdahale etmemiştir. Bunun nedeni
olarak Mahkeme’nin yeni yönetimle de uyumlu hale gelebilmesi ve De la
Rua’nın bu uyumlu yapıdan yararlanmak istemesi olarak gösterilmiştir.
Bu dönemde yaşanan ağır ekonomik bunalıma karşı yayılan kitlesel
eylemlerde Yüksek Mahkeme açık ve yaygın biçimde kamuoyunun hedefi
haline gelmiştir. 180


2002’nin başında Eduardo Duhalde geçici olarak başkan olunca
Yüksek Mahkeme üyelerini görevden almaya teşebbüs etmiş; Kongre,
önemli yargıçlarla ilgili suçlandırma sürecini başlatmıştır. Mahkeme
buna karşılık hükümetin bankalarla ilgili kısıtlayıcı bir uygulamasını
(Menem dönemindeki benzeri bir karara aykırı olarak) reddederek
cevap vermiştir. Kongre başta gösterdiği tutumu devam ettiremeyince
Yüksek Mahkeme rahatlamış ve başkana karşı pazarlık gücü artmıştır. Bu
durumda başkan da Mahkemeye karşı tutumunu yumuşatmak zorunda
kalmış ve Adalet Bakanını görevden alarak Mahkemeye jest yapmıştır.
Bunun üzerine Mahkeme başkanı “Bu Mahkeme birçok başkanla birlikte
yaşamıştır. Kimseye düşmanlığı yoktur.” şeklinde açıklama yapmıştır.181
Duhalde’nin başarılı olamayan yönetiminin sonlarında Mahkeme
medyanın “yargı darbesi” olarak nitelendirdiği “Smith kararı”yla hükümeti
yıpratmış, Mahkeme adına konuşan bir sözcü “Öldür ya da öl durumu söz
konusuydu. İlk kurşunu onlar attı.” açıklamasını yapmıştır. Olay hükümet
tarafında ise “Ülkeyi, halk tarafından seçilmeyen tek kuvvet olan yargı
yönetiyor.” şikâyetlerine yol açmıştır.182

Nestor Kirchner iktidara gelir gelmez Yüksek Mahkeme üyelerine
yönelik suçlandırma işleminin başlatılması yönünde açıklamalar yapmış
ve Kongrenin suçlandırma sürecinin ciddiyetini gören hakimler istifa
etmiştir.183 Ancak Kirchner’in bu müdahalesi demokratik çevrelerce
“Demokrasi için Mahkeme” sloganıyla genel olarak olumlu karşılanmıştır.184
Arjantin’in yargısal bağımsızlığını diğer Amerika ülkeleriyle
karşılaştıran bir araştırmaya göre 1975’te Arjantin 18 ülke arasında 4.
sırada iken 2005’te 13’üncü sıraya gerilemiştir. 185

Yürütmenin yargıyı etkileme kapasitesini ortaya koyan aşağıdaki
tabloda ise Arjantin’in; Meksika ve Peru ile birlikte bu etkinin en fazla
yaşandığı ülke olduğu görülmektedir.





Tablo 3. Amerika Ülkelerinde Yürütmenin Yargıyı Etkileme Kapasitesi.186


6. SİYASAL SİSTEM HAKKINDAKİ TARTIŞMALAR

Arjantin, diğer Latin Amerika ülkeleri gibi anayasal geleneğini ABD’den
esinlenerek başlatmakla birlikte, yürütme organına verdiği yetkilerle bu
geleneği esnetmiştir. Bu esneklik, başkanların yasama fonksiyonundaki
rollerini ve olağanüstü yetkilerini istismar etmesinden dolayı merkeziyetçi
ve otoriter bir yapının oluşması noktasına varmaktadır.187 Daha yalın bir
ifadeyle Arjantin Anayasası, ABD’ye kıyasla, başkana daha fazla yetkiler
tanımakta, başkanlar da siyasi geleneğin etkisiyle bu yetkileri daha çok
genişletmeye çalışmaktadırlar.
Başkanlar anayasal ve yasal sınırları aşma yollarını aramakta ve bunu
sıklıkla kuvvetler ayrılığı ilkesiyle gerekçelendirmeye çalışmaktadırlar.188
Zayıf yasama organından, bağımsız bir karakter kazanamamış yüksek
yargıdan ve mevcut siyasal kültürden yararlanan başkanlar, anayasal
denetimi etkisizleştirme çabası göstermektedirler. Bunu yaparken ya
hukuki boşluklardan faydalanmakta ya da doğrudan pozitif hukuku ihlal
etmektedirler. Bu tutumlarına gerekçe olarak da yasama organlarının
köstekleyici, yolsuz ve ulusal çıkarlar için zararlı olduklarını öne
sürmektedirler.189

Yürütmenin anayasal ve yasal sınırları ihlal etme teşebbüslerini
karşılamak için bir yandan yargıya diğer yandan idari denetime özgülenmiş
Ombudsmanlık, Sayıştay ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumlarına iş
düşmektedir. Münferit vakalardaki başarılara rağmen Arjantin, iktidarını
genişletmeye kararlı bir başkan karşısında güçlü yasama organı
dışındaki kurumların ciddi bir direnç göstermesinin zorluğunu ortaya
koymuştur. Çünkü yargı ve denetim kurumları, yasama organının denetim
fonksiyonunu dolduracak bir karaktere sahip değildirler.190
Başkanlık sisteminin Arjantin’de iyi işlememesine ilişkin bu genel
değerlendirmelerden sonra hükümet sisteminin sorunlu işleyişine neden
olan faktörler şu şekilde açıklanabilir:

Siyasi İstikrarsızlık

Arjantin 1930’dan itibaren istikrarsız, sık sık darbelerle bölünen
ve başkanların sürekli değiştiği bir döneme girmiştir. 1926’dan 1983’e
kadarki yaklaşık altmış yıl boyunca seçilmiş hiçbir başkan olağan görev
süresini tamamlayamamıştır.191 Ancak demokrasinin yeniden inşası da
siyasi istikrarın sağlanması için yeterli olmamıştır.1921983’te demokratik
düzene geçildikten sonra bile iktidara gelen başkanların çoğu istifa ile
görevlerinden ayrılmış, olağan sürelerini doldurmamışlardır. 2001’de
yaşanan sosyo-ekonomik krizde Başkan De la Rua’nın istifasını takip eden
iki hafta içinde dört başkan göreve gelmiştir.193 Bunlardan sonuncusu olan
Duhalde de olağan dönemi tamamlayamamış ve erken seçime gidilmiştir.
Ancak 2003’te Nestor Kirchner ile başlayan ve Cristina Kirchner ile devam
eden on bir yıllık sürede belli bir siyasi ve ekonomik istikrarın yakalandığı
görülmektedir.

Çifte Liderlik ve Rol Çatışması

Başkan, devlet başkanı sıfatıyla bütün ulusu temsil etmektedir ki bu
temsil siyasi tarafgirlik yapmaya uygun değildir. Diğer taraftan hükümet
başkanı sıfatıyla bir siyasi partinin temsilcisi rolü üstlenmektedir ki bu
rol diğer siyasi partilere karşı taraf olmayı gerektirmektedir. Bu ikili
rolün yol açtığı bir sorun da şudur: Siyasi partilerin aynı zamanda siyasi
hareketlerle (Peronist, anti-Peronist, Radikal) tanımlandığı Arjantin’de
başkanlar kendilerini ulusun temsilcisi sayarken siyasi rakiplerinin temsil
vasfını yok saymışlardır. İktidara gelen ve aslında bir siyasi parti ve siyasi
hareketin lideri olan başkanın kendini ulusal çıkarların tek temsilcisi
sayması, muhalefetin de başkanın meşruiyetini inkâr etmesine, sadakatsiz
ve yıkıcı bir yol izlemesine neden olmaktadır. 194

Çift Meşruiyet ve Uyum Sorunu

Birbirinden bağımsız olarak seçilerek her biri demokratik meşruiyete
sahip başkan ile parlamento arasındaki ilişkilerin niteliği Arjantin
örneğinde ABD’den farklı olarak çok sorunlu olabilmektedir. Sıkı parti
disiplininden dolayı Kongrede çoğunluğa sahip olmayan başkanın
veya partisinin teklif ettiği kanun önerilerinin kabul edilmesi zordur.
Diğer taraftan Kongre çoğunluğu ya başkanın vetosundan dolayı kanun
çıkaramamakta veya onaylansa da uygulanmaması durumunda etkili bir
denetim yapamamaktadır.195

Sıfır Toplamlı Oyun ve Sert Rekabet

Bouzat, Arjantin siyasi elitinin, sıfır toplamlı oyun ilkesiyle çalıştığı
ve ülkenin ihtiyaç duyduğu reformları gerçekleştirme kapasitesinden
yoksun olduğu değerlendirmesini yapmaktadır. Bu yaklaşıma göre
siyasi elit 2001-2002’de yaşanan ağır krizden çıkarılabilecek derslere
rağmen çatışmacı tutumunu değiştirebilmiş değildir. Latin Amerika’nın
sosyal yapısı ve siyasal kültürünün bir neticesi olarak sosyal çatışmalar
sert biçimde yaşanmakta; toplumda bunların çözümlenmesi veya
hafifletilmesi için resmi siyasal kurumları işletme kabiliyetinin düşük
olduğu ileri sürülmektedir. 196

“Ya hep ya hiç oyunu” çerçevesinde cereyan eden ve kazananın her şeyi
aldığı başkanlık seçimleri, başkan adayları arasındaki çekişmenin çok
şiddetli geçmesine yol açmaktadır. Diğer taraftan başkanlık yarışındaki
taraflar arasındaki husumet seçmenlere de sirayet etmektedir. Bir adaya
oy veren seçmen bunu aynı zamanda rakip adayı engelleme olarak
görmektedir. Bunun neticesinde, seçilen başkanın kaybeden adayın
partisine siyasi ve idari alanda yer açması girişimi olumsuz karşılanmakta
hatta ihanet gibi algılanabilmektedir.197

Bu tip bir sorun 1987’de Başkan Alfonsin’in Peronist Birliğin liderini
çalışma bakanı olarak atamasında yaşanmıştır. Alfonsin’in birçok taraftarı
bu atamayı şiddetle eleştirmişlerdir. Diğer bir örnek olarak, Başkan
Menem’in muhafazakar sağ ile ittifak içine girmesi birçok Peronist
tarafından ihanet olarak değerlendirilmiştir. 198

Siyasi Parti Sistemi

Ülkede demokrasiyi zayıflatan önemli bir sorun Peronist dışı
muhalefetin zayıflığıdır. İkinci en önemli siyasi parti olan UCR-Radikaller
etkili bir rakip olamamıştır. Radikallerin başkanlık seçimlerindeki oy
oranı 1983’teki %50’den 2003’te %2’ye kadar düşmüştür. 2007’deki
parlamento seçimlerinde de tarihinin en düşük rakamı olarak 257’de
30’a düşmüşlerdir.199 Radikallerin gerilemesiyle birlikte onun yerini
tutabilecek ulusal çapta parti ya da partiler kurulamamıştır. 1980’lerde ve
1990’larda kurulan partiler en fazla metropol şehirlerde tutunabilmişler
ve 10 yıldan daha uzun süre yaşayamamışlardır. 2003’te kurulan iki yeni
parti ARI (Afirmación para una República Igualitaria/Eşitlikçi Cumhuriyeti
Onaylama) ve MFR (Recrear para el Crecimiento/İlerleme için Ayaklanma
ve diğer eyalet partileri koalisyonu)200 2007 seçimlerinde ciddi bir varlık
gösterememişlerdir.201 Yine 2005’te merkez sağda kurulan PRO (Propuesta
Republicana/Cumhuriyetçi Teklif) ve bir partiler koalisyonu olarak
2011’de merkez solda oluşan FAP (Frente Amplio Progresista/Büyük
İlerleme Cephesi), kayda değer bir muhalefet cephesi oluşturamamışlardır.
UCR özellikle 2000 sonrasında bir dağınıklık ve parçalanma süreci
yaşamış, bu durum Peronistlerin (PJ) fiilen hakim parti haline gelmesine
yol açmıştır. 2003’te ilk turda birinci ve ikinci gelen adayların ikisi de
Peronist Parti'den olmuş ve 2005’teki parlamento seçimlerinde Peronist
olmayan parti sadece %10 oy almıştır. 2007 seçimleri sonrasında Kirchner
yanlısı blokun Temsilciler Meclisindeki ve Senatodaki oranı muhalif
partilerin iki katından fazla olmuştur.202

Hâkim parti benzeri durum nedeniyle Peronist olmayan muhalefet
başkan çıkarsa bile böyle bir başkanın yönetebilirliği çok zor görünmektedir.
Çünkü Peronist partilerin parlamentoda, eyalet valilerinde, sendikalarda,
iş örgütlerinde ve diğer sosyal örgütlenmelerde sahip olduğu hâkimiyet
rakip partiden bir başkanın ülkeyi yönetmesini çok zorlaştırmaktadır.
Peronist olmayan Alfonsin’in 1989’da, De la Rua’nın 2001’de istifası bu
durumu gözler önüne sermiştir.203
Etkili bir siyasi muhalefetin ve seçim rekabetinin kalmayışı Arjantin’de
iktidarın denetimi ve hesap verebilirliğini olumsuz etkilemektedir.
Yürütmeyi dengeleyecek siyasi araçların olmaması, en azından ciddi yetki
suistimallerine yol açmakta ve yolsuzluk imkânını artırmaktadır.

Kurumsal Zayıflık

“Kronik kurumsal zayıflık” Arjantin’de istikrarlı ve dengeli bir siyasi
yapının oluşmasına engel olarak görülmektedir.204 Kurumsal zayıflık
burada yazılı kuralların uygulanamaması ve resmi kural ve kurumların
istikrarlı olmaması olarak ifade edilmektedir.205

Arjantin demokrasisi seçimler, temel hak ve hürriyetler ve silahlı
kuvvetlerin sivil denetimi gibi demokrasinin çekirdek unsurları
bakımından 1983 sonrasında belli ölçüde güçlenmiştir. Ancak siyasi ve
ekonomik birçok alanda kurumsal zayıflık devam etmektedir. Özellikle
1990’larda yasama-yürütme ilişkilerini belirleyen kurallarda, yargıda,
federalizmde, aday belirlemede, vergide, merkez bankası bağımsızlığında
yoğun ihlaller ve suistimaller yaşanmıştır.206 Bu kurumsal suistimaller
kısmen Kirchner yönetiminde (2000’li yıllar) devam etmiştir. Yargı
Konseyinin oluşumu, 2006’da başkana bütçe üzerinde çok geniş takdir
yetkisi veren kanun, 2002’deki kanunla başkan adaylarının bir ön seçimle
belirlenmesinin iptal edilmesi ve hükümetin Devlet İstatistik Kurumuna
(INDEC) el atarak kurumun teknokratlarını işten çıkarması ve enflasyon
oranını belirlemede güvenilmez bir yöntem oluşturması bu dönemin
kötü uygulamalarına örnek teşkil etmektedir.207 Kirchner yönetiminin
yasaların lafzına uyup amacına aykırı bir politika izlediği, yaygın bir
eleştiri konusudur. Yüksek Mahkemenin 9 üyesinden 6’sının görevine
son verdirilmesi böyle bir politikayı ortaya koymuştur. Yine son başkan
Cristina Kirchner’in ilk adaylığının kocasının iki dönemden fazla başkanlık
yapmasına yönelik olması da bu tutumu örnekler. Bu kurumsal zayıflıklar
Arjantin’in Brezilya, Şili, Meksika, Uruguay gibi orta gelirli diğer Amerika
ülkelerine nispetle daha cılız bir yasama ve yargı organına sahip olması
sonucunu doğurmaktadır.208

Siyasi Uzlaşma Kültürü Eksikliği

Parlamento seçimlerinde, başkanın partisinin Kongredeki
çoğunluğu kaybetmesi durumunda parlamento ile başkan arasındaki
aykırılık Fransa’daki kohabitasyon (birlikte yaşama) benzeri bir sonuç
verememekte, yasama ile yürütmenin uzlaşmasına dönüşememektedir.
Bu durum bir yandan parlamentoda başkanı frenleyecek bir gücün
oluşmasını önlerken bir yandan da başkan-parlamento ilişkilerini
belirsiz bir noktaya taşıyabilmektedir.209 2001 yılında yapılan parlamento
seçimlerinde parlamentodaki çoğunluğu kaybeden De la Rua önce rakip
parti Peronistlerin liderine başbakanlığı teklif etmiş; ne var ki bu teklifi
reddedilmiştir. Anayasa’da başbakana verilmiş olan önemli yetkiler
olmasına rağmen Arjantin’de başkanlığı siyasi gücün merkezi olarak
gören anlayış nedeniyle Peronistler başkanın istifasını talep etmişlerdir. 210

Başkanların Yetki Suistimali

Arjantin'de Başkanlık, bütün devlet güçlerinin kaynağı gibi görülüp
tüm beklentiler kendisine yönelince başkanlar kendi iradelerini
diğer kurum ve organların üzerinde görmeye ve tercihlerini onlara
dayatmaya başlamaktadırlar. Bu suistimal sadece Menem ve Kirchner
gibi güçlü başkanlarda değil aynı zamanda De la Rua ve Duhalde gibi
zayıf başkanlarda da görülmüştür. Bu nedenle Menem yönetiminden beri
başkanlar çeşitli anayasa dışı yöntemlerle Kongreyi etkisizleştirmişlerdir.
Bu yollara özellikle Kongrenin yaptığı kanunlar başkanın seçimlerde
verdiği vaatlere ters ise (Menem dönemindeki gibi) veya başkan Kongrede
çoğunluğa sahip değilse (De la Rua) başvurulmaktadır. 211
Başkanın Kongre ile uyumlu olmadığı zaman başvurduğu en önemli
araç olağanüstü kararnamelerdir ve bu kararnamelerle yasama
fonksiyonu icra edilmektedir. Olağanüstü kararnamelerin anayasal
sınırları vardır; ancak bu sınırların aşıldığına dair hüküm verecek olan
Yüksek Mahkeme uygulamada bu işlemleri daha çok siyasal bir yaklaşımla
değerlendirmiştir. Bu tür kararnamelerden yüzlerce çıkarılmış ve önemli
ekonomik konularda kural konmuştur. Başkanın özellikle ekonomik
alandaki olağanüstü yetkilerini kullanması olağan hale gelirken bu
istismarı önleyecek ve denetleyecek güçlü bir parlamentonun yokluğu
sorunu kalıcı hale getirmiştir.212
Kamu Fonlarının Dağıtımında Başkanın Geniş Takdir Yetkisi
Başkanın gücünü arttırarak onun kuvvetler arası dengeyi bozmasına
imkân yaratan ve böylece başkanlık sisteminin işleyişini “olağan”
seyrinden saptıran önemli bir husus, kamu fonlarının dağıtımının
onun takdirine bırakılmış olmasıdır. Bu geniş takdir yetkisi, başkanın
teşvikleri kendi tercihine göre belirlemesini veya kamu hizmetlerinin
bölgelere ve belediyelere dağılımının belirlenmesinde tek yetkili olmasını
sağlamaktadır. Arjantin’de eyaletler, siyasi özerkliğe sahip olmalarına
rağmen ekonomik bakımdan özerk sayılmazlar ve merkezi hükümetin
belirlediği gelire bağlıdırlar. Kamu kaynaklarının başkan eliyle dağıtılıyor
olması siyasetin bitmek bilmeyen ekonomik pazarlıkların gölgesinde
kalmasına yol açmaktadır. Başkan elindeki teşvik, kamu hizmeti ve finansal
destek karşılığında eyalet valileriyle, milletvekilleriyle ve senatörlerle
pazarlıklar yapabilmekte ve bu pazarlıkları istediği kanunları çıkartmanın
aracı olarak kullanabilmektedir. Böylece siyasi müzakereler, örtülü
pazarlıklar üzerinden yapılmakta ve bu durum siyasi değerlendirmelerin
sağlıksız yapılmasına yol açmaktadır.213

Bu tür pazarlıklar, De la Rua zamanında olduğu gibi kolaylıkla suç
niteliği kazanabilmektedir. Söz konusu dönemde Hükümet, çalışma
ilişkilerini düzenleyen bir reform yapmaya çalışmıştır. Ancak Senatoda
Peronistler çoğunlukta olunca De la Rua’nın istediği kanun geçememiş,
bunun üzerine bazı hükümet görevlileri senatörlerden bazılarına kabul
oyu için rüşvet vermişlerdir. Rüşvet ifşa olunca, önce başkan yardımcısı,
daha sonra da derinleşen siyasi kriz sonucu başkan istifa etmek zorunda
kalmıştır.214

Medyayı Kontrol İmkânı

Başkanın elindeki ekonomik gücün basın üzerinde de etkileri
görülmektedir. Hükümet, bir yandan kendi istediği doğrultuda yayın
yapan kamusal yayın organlarına önemli parasal kaynak aktarırken diğer
taraftan basına çok reklam vermekte ve bunun karşılığında medyanın
hükümete yönelik eleştiri yapmasını önlemeye çalışmaktadır. Bu durum
ifade özgürlüğüne zarar verdiği gibi basın vasıtasıyla gündeme gelebilecek
siyasi tartışmaların da önüne geçmektedir.215 Hükümetin medya üzerindeki
kontrolü, siyasi görüşünü beğenmediği özel kuruluşların medyaya reklam
vermesini engellemek gibi yöntemlerle de gündeme gelmektedir.216
Bakanların ve diğer üst düzey kamu görevlilerinin özel sektör ve
yabancı basın organlarına konuşma yetkileri yoktur, sorulara cevap
veremezler; ancak resmi yayın organları aracılığıyla konuşabilirler.217
2009’da çıkarılan bir kanunla medyada tekelciliği kırmak gerekçesiyle
güçlü ve muhalif bir medya grubunun (Grupo Clarin) sınırlanması
sağlanmış, siyasi olarak atanacak bir medya düzenleme organı kurulmuş
ve kanunun uygulamaya ilişkin yorumu bu kuruma bırakılmıştır. Yine

2009’da Başkan Kirchner reklam bütçesini 40 kat artırmış ve “hükümet
dostu medya” oluşturmuştur. Diğer taraftan bir medya grubuna (Papel
Prensa) 1976’da diktatörlük rejimiyle işbirliği yaptığı gerekçesiyle dava
açılmıştır. 218

Süper Başkanlık - Kriz Sarmalı

Süper başkanlık yetkileri ile ülkenin “güçlü adam” siyasi kültürü yönetim
sorunlarına ve bunların derinleşmesiyle siyasi krizlere yol açmaktadır.
Siyasi krizler ise başkanlara olağanüstü yetkiler kullanma imkânını
yaratmakta ve bu yetkilerle yapılanlar kısa dönemde memnuniyet yaratsa
da uzun dönemde başkanlık sisteminde ve siyasetin işleyişinde yaşanan
krizlerin şiddetini artırmaktadır. 1994’te yapılan anayasal reformların,
başkanlık sisteminde yaşanan aksaklıkları gidermesi beklenirken
2001’de yaşanan kriz ile birlikte Başkan Kirchner zamanında görülen
güç temerküzü ve uygulamalar bu beklentiyi boşa çıkarmıştır. Başkanın
gücünü azaltmaya yönelik siyasi reformlar başkanlığa odaklanmış siyasi
kültürün baskısı altında kalmış ve siyasi gelenek ve tutumları normatif
düzenlemelerle değiştirmenin zorluğu bir kez daha görülmüştür.219


16 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 14

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 14



Sayıştay

Sayıştay, Kongre tarafından sekiz yıl için seçilen yedi üyeden oluşur.
İki Meclisten gelen üyelerden oluşan karma komisyon Sayıştayın ulusal
bütçeyi incelemesine nezaret eder. Kurumun yürütmenin ekonomik
tasarrufları üzerindeki denetim ve incelemelerini güçlendirmek için,
Anayasa Sayıştay başkanının muhalefet partisinden olmasını zorunlu
kılmıştır (m.85). Ancak 1994’teki anayasa değişikliğinden sonra,
anayasanın söz konusu yaklaşımına uygun olmayan Sayıştayla ilgili
kanun değiştirilmediği için, bu kurum da arzulanan bağımsız kimliğe
kavuşamamıştır. Sayıştay kararları ortak olarak ve çoğunluğun kararıyla
verildiği için iktidar partisi Kongrede çoğunluğa sahipse Kurumun
bağımsız hareketi kısıtlanmaktadır.150

Siyasi partilerin, Sayıştay üyelerini seçmede siyasi adayların mesleki
donanımlarından çok siyasi yakınlıklarını esas alması Sayıştayın
tarafsızlığına zarar veren bir husustur. Buna rağmen Kurum 2009’da
hükümetin bir yolsuzluğunu ifşa etmiş, bunun üzerine iktidar partisi
Sayıştayın yetkilerini sınırlandıran bir tasarı hazırlamış; ancak
muhalefetin ve sivil toplumun güçlü mukavemetiyle, bu tasarının kabul
edilmesi önlenmiştir. 151

Yolsuzlukla Mücadele Kurumu

Arjantin’de yolsuzluk kamuoyunun devlet kurumlarına güvenini
zayıflatan temel sorunlardan biridir. Eski Başkan Carlos Menem’in
2008’deki davası, eski Ulaştırma Bakanı Ricardo Jaime’nin 2010’daki
davaları, Eski Başkan Fernando de la Rua’nın 2012’de başlayan davası
ve Eski Başkan Yardımcısı Boudou’nun davaları ile bazı denetim
kurumlarının bilgileri çarpıttığı yönündeki tespitler, yolsuzluğun
Arjantin’deki sürekliliğini göstermektedir. Yolsuzlukla ilgili araştırmalar
yapan uluslararası kurumların 2012’de yaptığı sıralamaya göre Arjantin,
176 ülke arasında 102. sırada görülmektedir.152

Devlet organlarında yolsuzluğun yapıldığı ve yolsuzlukların cezasız
kaldığı yolundaki yaygın kanaat siyasi partilerin ve diğer demokratik
kurumların meşruiyetine zarar vermektedir.153

Dolayısıyla ülkede söz konusu soruna ilişkin önlemlerin alınmasına büyük önem verilmiş ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu kurulmuştur.

Yolsuzlukla Mücadele Kurumu, yürütmenin denetiminde yaptığı
incelemeler ve oluşturduğu politikalarla nispeten etkili ve yararlı bir kurum
olarak çalışmaktadır. Kurum birbirinden işlevsel olarak farklı iki birimden
oluşmaktadır: Kamu kurumlarındaki yolsuzluk iddialarını inceleyen
“İnceleme Dairesi” ve şeffaflığın artırılması ve yolsuzluğun önlenmesi
için politika üreten “Şeffaflık Politikaları Dairesi”.154 Kurumun bütçesinin
küçük tutulması ve kurumun başında bulunan İdari Denetim Savcısı’nın
başbakanın teklifi ile başkan tarafından atanması, kurumun etkinlik ve
verimliliğini zayıflatıcı iki faktör olarak değerlendirilmektedir.155

Ombudsmanlık Kurumu

Bu Kurum, 1993’te kurulmuş, 1994’te anayasal dayanağa
kavuşturulmuştur. Kongrenin üçte ikisi tarafından seçilen ve görevden
alınabilen ombudsman, özerkliğini koruyabilmekte ve herhangi bir
kurumdan talimat almamaktadır. İdarenin işlem ve eylemlerine karşı
insan hakları, özgürlükler ve diğer tüm anayasal ve yasal güvenceleri
koruma yetkisine ve bunun için işlemleri yargıya taşıma ehliyetine
sahiptir. Ombudsman ayrıca, yargının yetki alanı dışında kalan idari
kararların kamu yararı ve yerindelik bakımından incelemesini yapma ve
idareyi uyarma, tavsiye veya hatırlatmada bulunma imkânına sahiptir. Bu
uyarıların dikkate alınmaması durumunda konuyu ilgili bakanlığın en üst
makamına, sonuç alınmazsa Kongreye rapor edebilir.156

Kamu Yararı Davaları

Yürütme kuvvetinin sınırlandırılmasında yukarıda sayılan
mekanizmaların yanı sıra yargı kuvveti de belli bir fonksiyon icra
etmektedir. 1994’te yapılan anayasa değişikliğinden sonra getirilen
düzenlemeler sivil toplum kuruluşlarının yargı aracılığıyla yürütmeyi
denetlemesinin önünü açmıştır. Anayasa’nın bireysel hakların yanı sıra
kolektif hakları düzenlemesi, özellikle çevre ve tüketici haklarına güçlü
bir koruma getirmesi, daha sonra da bu hakların korunması için belli
yargısal mekanizmaların getirilmesi yürütmenin eylem ve işlemlerindeki
aşırılıkları frenlemeye katkı sağlamıştır. Kamu yararı davaları (public
interest litigation) ile vatandaşların kamu yönetiminin faaliyetlerinde
keyfiliği önleme ve getirdiği düzenlemeleri etkileme imkânı doğmuştur.
Bu davalar, yargının daha etkili bir konum edinmesine de katkıda
bulunmuştur.157


5.3. Yargı Organının Gücü ve Diğer Organlarla İlişkisi

Yargı, federal düzeyde ve eyalet düzeyinde olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Federal yargı, Yüksek Mahkemenin altında çalışır ve eyalet
mahkemeleri tarafından icra edilemez. Yüksek Mahkeme diplomatik
temsil ve eyaletlerin taraf olduğu konularda ilk derece mahkemesi olarak
çalışır. Diğer bütün konularda federal yargının kararlarına karşı temyiz
mahkemesi olarak çalışır.158 Yüksek Mahkemenin en önemli fonksiyonu
ise Anayasa Mahkemesi olarak çalışmasıdır. Anayasanın yorumlanması ve
anayasaya aykırı kanunların iptali yetkisine sahiptir.


5.3.1. Genel Yargı Sorunları

Arjantin yargı sistemi genel olarak bağımsız olmakla birlikte hala siyasi
yetkililerin etkisi altındadır ve yolsuzlukla maluldür. Kurumsal olarak
ayrılmış olsa da yetersiz işlevsel kapasitesi nedeniyle kısıtlanmıştır. Aynı
sorunlar bölgesel düzeyde daha şiddetli olarak yaşanmaktadır.159
Yargının kurumsal zayıflığına ilişkin önemli göstergeler
bulunmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2004’teki Yargı
Bağımsızlığı Endeksi’ne göre Arjantin, 18 Latin Amerika ülkesi arasında
13. sırada yer alabilmiştir. Yürütmenin yargı üzerindeki nüfuzunun en
önemli unsuru hâkimlik teminatının uygulamadaki zayıflığıdır. Yüksek
Mahkeme üyeleri, ömür boyu görev yapma hakkına sahip oldukları
halde, bu hak yürütme tarafından 1983 sonrasında da defalarca ihlal
edilmiştir. Alfonsin, Menem ve Nestor Kirchner görevdeki üyelerin
görevine son vermek için uğraşmışlardır. Bu müdahalelerin çarpıcı bir
neticesi, 1960-1995 arasında Yüksek Mahkeme üyelerinin ortalama
görev süresinin dört yıla düşmesi olmuştur.160

Hukukun üstünlüğünün yeterince sağlanamaması eşitlik ilkesini
bozan imtiyaz sistemiyle de ilişkilidir. Yargı sistemi şeffaf, etkin ve tarafsız
olamamaktadır. Yüksek Mahkeme ve Yargı Konseyi dışında, yargı reformu
hakkındaki projelerin hiçbiri hayata geçirilmemiştir.161
Cristina Kirchner göreve geldiğinde kapsamlı bir yargı reformu
yapacağına söz vermesine rağmen beklentilerle mevcut hukuki durum
arasındaki boşluk devam etmektedir.162 Mali özerklik, yargı bağımsızlığı ve
tartışmalı ve gecikmeli hâkim atamaları son başkan Cristina Kirchner’in
kurumlar arasında fren ve denge sistemini sağlama konusundaki
isteksizliğini ortaya koymaktadır. Vatandaşların Arjantin yargısına güveni
düşüktür ve % 54’ü hâkimlere rüşvet verilebileceğini düşünmektedir.
Yargı önünde eşitliğin sağlandığına inanan kişilerin oranı ise %18’dir.
Yargı; parlamento ve emniyet teşkilatının yanında en yolsuz üçüncü
kurum olarak sıralanmaktadır. Mali Suçların Araştırılması ve Önlenmesi
Merkezinin istatistiklerine göre son 25 yıl içinde yolsuzlukla ilgili
davaların sonuçlanması ortalama 14 yıl almaktadır.163
Yargının bağımsızlığına ilişkin sorunlar, Arjantin’de gerek federal
gerekse eyalet düzeyindeki diğer organ ve kurumların çalışmasında
yaşanan sorunların da devam etmesine yol açmaktadır.164


5.3.2. Yargı Konseyi

1994’teki anayasal düzenlemeler kapsamında, hâkim ve savcıların
atanması, bağımsızlıkları ve mesleki teminatlarını sağlamak amacıyla
Yargı Konseyi kurulmuştur. Bu Konsey; yürütme organının temsilcileri,
Kongrenin seçtiği temsilciler, hâkimler, akademisyenler ve hukukçulardan
oluşmakta ve başında Yüksek Mahkeme başkanı bulunmaktadır. Konseyin
görevleri, yarışma sınavıyla gelen hâkimler arasından başkanın seçeceği
her hâkim için üçer federal hâkim adayı belirlemek, mahkemelerin
bütçelerini yönetmek, disiplin işlemlerini uygulamak ve yargı teşkilatı
için gerekli diğer düzenlemeleri yapmaktır. 2006’da Konsey üyelerinin
seçiminde ve yetkilerinde iktidar partisinin payını artıran bir düzenleme
yapılmıştır.165

Yargısal atamalar başkan tarafından yapılır ve Senato tarafından onanır.
Ancak bu onamada Yüksek Mahkeme üyeleri için Senatonun toplantıdaki
üyelerinin üçte ikisinin oyu gerekirken, diğer federal hâkimler için ilgili
liste Yargı Konseyi tarafından Senatoya sunulur ve toplantıdaki üyelerin
basit çoğunluğu aranır. Senatonun bu kararlarında büyük ölçüde başkanın
iradesinin baskın olduğu görülmektedir. Yargı Konseyinin kuruluş amacı
hâkimler üzerindeki siyasi etkiyi ortadan kaldırmak olsa da hâkimlerin
başkan tarafından atanması ve Senato tarafından onanması süreci siyasi
müdahalenin etkisinde kalmaktadır.166

5.3.3. Yüksek Mahkeme

Yüksek Mahkeme, 20. yüzyıl boyunca askeri darbelerle kesilen
Arjantin siyasi sisteminde yürütmeye karşı bağımsızlığını korumada
ciddi sorunlar yaşamıştır. 1947’de Peron döneminde, beş üyeli Yüksek
Mahkemenin dördünün suçlandırma yoluyla görevden alınmasından
itibaren iktidara gelen hükümetlerin hemen hepsi Yüksek Mahkemeye
müdahalede bulunmuşlar; suçlandırma, istifaya zorlama gibi yollara
başvurmuşlardır. Peron’u izleyen dönem boyunca Yüksek Mahkemede
gerçekleşen 65 değişimin yalnızca 5’i olağan usulle yapılmış yani ölüm
veya emeklilik sebebiyle gerçekleşmiştir.167 Askeri yönetim dönemlerinde
başkanlar Yüksek Mahkemenin yapısına sık sık müdahale etmişlerdir.
1940’lı yıllardan 1980’lere kadar hükümetler memnun olmadıkları
üyeleri suçlandırarak görevden almış ve bunların yerine daha yakın
olduğu üyeleri atamıştır.168

Yargı bağımsızlığı demokrasiye geçişin ilk yıllarında (Alfonsin
döneminde) görece iyi bir noktaya taşınmış, yargıya kamuoyunun
güveni artmıştır.169 Yine de bu dönem başkan Kongrede çoğunluğa
sahip olmadığından Peronistlerle pazarlık yapmak zorunda kalması
yüzünden yargıçların bağımsızlığı ve güvencesi konusunda bir istikrar
yakalanamamıştır.

Carlos Menem dönemi yargıya müdahalenin yoğunlaştığı dönemdir.
Menem Senato ile yaptığı pazarlıkla ve taktik bir manevrayla hâkim
sayısını beşten dokuza çıkarmış ve kendisiyle yakın ilişkileri bulunan
hâkimleri atamıştır.170 Diğer taraftan mevcut hâkimlerden ikisinin
istifasını sağlayarak mahkemedeki çoğunluğu garanti etmiştir.171 1992’de
Yüksek Mahkemenin bağımsız olduğuna inanan hukukçu oranı %6 olarak
kaydedilmiştir. Bu dönemde muhalefet partilerinin Yüksek Mahkeme
üyelerini de kapsayan 170 suçlandırma girişiminin tamamı, Kongrede
ve ilgili komisyonda Peronistlerin çoğunlukta olması nedeniyle sonuçsuz
kalmıştır.172

Mevcut hâkimlerden ikisinin istifasını sağlayarak mahkemedeki çoğunluğu
garanti etmiştir.173 1992’de Yüksek Mahkemenin bağımsız olduğuna
inanan hukukçu oranı %6 olarak kaydedilmiştir. Bu dönemde muhalefet
partilerinin Yüksek Mahkeme üyelerini de kapsayan 170 suçlandırma
girişiminin tamamı, Kongrede ve ilgili komisyonda Peronistlerin
çoğunlukta olması nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. 174


2003’te iktidara gelen Başkan Nestor Kirchner ise Menem’in atadığı dört üyenin suçlandırılmasını
destekleyerek görevden alınmalarını sağlamış ve bunların yerine dört yeni
üye atamıştır. Bu müdahaleler, bazen mevcut anormallikleri düzeltmek için
de olsa, Arjantin’de demokrasinin kesintiye uğradığı yıllarda oluşan
yargıç değiştirme geleneğinin devamı görünümündedir.175

Eduardo Duhalde döneminde başlayan süreç Nestor Kirchner döneminde tamamlanmış ve
Menem’in “otomatik çoğunluk”unun görevine son verilmiştir. Bunlardan
sonuncusu 2005’in sonunda görevden ayrılmıştır. Ancak boşalan bütün
sandalyelerin yeri doldurulmamış olup halen dokuz üyeli Mahkeme yedi
üye ile çalışmaktadır.176 Bunun nedeni ise başkanın, Mahkemenin karar
alabilmesi için gerekli olan çoğunluğun oluşmasını zorlaştırmak istemesi
olarak gösterilmektedir.

Yüksek Mahkeme, federalizmin güvencesi olma rolünü yerine getirememiş,
federal yönetim ile eyalet ve yerel yönetimler arasındaki uyuşmazlıklarda
çoğunlukla federal yönetim lehinde eğilim göstermiştir.


Nestor Kirchner,

Yine  Mahkeme, federal yönetimin eyalet yönetimlerine müdahalesinin sınırlarını
belirleme konusunda zayıf kalmış ve eyalet yetkili organlarının görevden
alınması hakkında, bunların siyasi meseleler olduğu mülahazasıyla
çekimser kalmıştır. Dolayısıyla, Anayasa’da eyaletlerin özerkliğinin
korunmasına ve merkezi yönetimin müdahale yetkisinin sınırlanmasına
yönelik hükümleri tam olarak hayata geçirememiştir.177

15 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 13

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 13



Zorunluluk ve Aciliyet Kararnameleri (DNU)

Anayasaya göre başkan, olağanüstü dönem boyunca bir yetki
kanununa veya açık bir yetki devrine gerek olmaksızın zorunluluk ve
aciliyet kararnameleri (decreto de necesidad y urgencia - DNU) çıkarabilir.
Bu kararnameler, istisnalar dışında, kanunla düzenlenen konuları
düzenleyebileceğinden ve kanun hükmünde olduklarından,111 başkanın
bu düzenlemelerle Kongrenin yasama fonksiyonuna ilişkin ayrıcalığını
ağır biçimde ihlal ettiği ileri sürülmektedir.112

1994’te yapılan anayasa değişikliğinde, başkanın DNU’ları belli
şartlarla çıkarabileceği kabul edilmiştir. Bu şartlar, Anayasa’nın 99/3’üncü
maddesinde belirtildiği üzere, olağan yasama sürecinin izlenemeyeceği
kadar acil bir durum bulunması; DNU’ların ancak başkan tarafından
çıkarılıp tüm bakanlar kurulu üyeleri tarafından imzalanması; suç, ceza,
vergi, seçim ve siyasi partiler konularını düzenlememesi; başbakanın
DNU’ları belli bir süre içinde parlamentodaki karma komisyona sunması
ve ardından bunların genel kurula sunulmasıdır.

Anayasa acil veya olağanüstü durum kriterinin ne olacağından,
bu durumun kim tarafından tespit edileceğinden, böyle bir karar
verildiğinde karşı çıkılıp çıkılamayacağından söz etmemiş; Kongrede
olağan kanun yapımının mümkün olmamasının neye göre belirleneceğini
açıklamamıştır. Bu belirsizlikler başkanların takdiriyle doldurulmakta,
durum tespitini onlar yapmaktadır.113

1983’te demokrasiye geçildikten sonra DNU’ların çıkarılmasına ilişkin
olarak süren tartışmalar çerçevesinde Anayasa Mahkemesi 1990’daki bir
kararıyla DNU’larla ilgili bazı kriterler belirlemiştir. Bu kriterler, DNU’nun
çıkarılmasına dayanak teşkil eden krizin ulus ve devlet için ağır toplumsal
risk taşıması, kararname ile alınan önlemlerin, önlemin niteliği ve süresi
itibariyle, durumun ağırlığıyla orantılı olması ve DNU’nun parlamento
tarafından alenen veya zımnen kabul edilmesidir.114

Aslında başkanların bu tür kararnameleri çıkarmaları yeni bir olgu
olmayıp benzer düzenlemeler 1853’te kurulan federalizmden beri zaman
zaman yapılmıştır. Ancak 1853-1976 arasında DNU niteliğinde sadece 15
kararname çıkarılmıştır. 1983’te iktidara gelen Alfonsin bu yolu daha sık
kullanmaya başlamıştır.115 Yine de DNU’ların gerçek anlamda “zorunluluk
ve aciliyet” gereğince çıkarılması kuralına en çok Raul Alfonsin uymuştur.116
1983-1990 arasında her aya 0,1 DNU düşerken, bu rakam 1990’lı yıllarda
4,4’e ulaşmış, 2001-2003 krizinde 9,3’e kadar çıkmıştır.117

Menem, başkanlık yaptığı 1989-1999 yılları arasında, kararname
çıkarmayı istisnai bir yol olmaktan çıkarmış, acil durum ve benzeri
gerekçelerle yüzlerce başkanlık kararnamesi çıkarmıştır.118 Bu
kararnameler vergi reformu ve kamu borçları gibi Anayasa’da bu yolla
düzenlenemeyeceği belirtilmiş konuları da kapsamıştır.119 Menem’in
çıkardığı kararnameler arasında acil durumla ilgisi olmayan birçok
konu düzenlenmiş ve %38’i Kongrenin toplantıda olduğu dönemde
çıkarılmıştır.120

Nestor Kirchner dönemi (2003-2007) DNU’ların en sık çıkarıldığı
dönem olmuştur.121 Cristina Fernandez de Kirchner dönemi ise DNU’ların
en az çıkarıldığı dönemdir. Yine de bu DNU’ların bazıları bütçede değişiklik
yaptığı ve başkanın yetkilerini genişlettiği için önem taşımaktadır. Yine
bazı DNU’larla son yıllarda bakanlık teşkilatlarında değişiklikler yapılmış,
yeni bakanlıklar kurulmuştur.122



Grafik 1. Başkanlara Göre DNU Sayısı123


Cristina Kirchner’in 2010’da kamu çalışanlarına bir gün tatil iznini
ve Ulusal Tiyatro Kurumunun kuruluşuyla ilgili kararı bir DNU ile resmileştirmesi,
DNU’ların çıkarılmasında olağanüstü durumların gözetilmediğine
örnek verilebilir. Yine bazı başkanların kendi maaşlarını DNU ile
artırmaları “zorunluluk ve aciliyet” çerçevesinin aşıldığını göstermiştir.
Özellikle Menem döneminde, milli futbol takımının maçlarının yayınlanması
ve sinema biletlerinden alınacak vergi gibi konuların dahi DNU’larla
düzenlenmiş olması ilginçtir.124

Yürütmenin sıkça kararname yetkisini kullanması, Kongrenin kanun
yapma işlevini zayıflatmış ve parlamento ile hükümet arasında güven
kaybına yol açmıştır. Başkanın yarattığı bu fiili durum karşısında Kongre
bir direnç gösterme yoluna gitmemiştir. Bir araştırmaya göre Kongre,
Menem döneminde çıkarılan DNU’ların %91’ini incelememiş, %8’ini
onaylamış ve %1’ini iptal etmiştir.125

1916-2004 yılları arasındaki kararnameleri analiz eden bir araştırma
ise başkanların kararname çıkarma eğilimlerinin iki duruma göre
değişkenlik gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bunlardan biri Yüksek
Mahkemedeki hâkimlerin durumudur. Yüksek Mahkeme üyeleri
başkanın siyasi görüşüne yakınsa başkan kararname çıkarmada rahat
davranmaktadır. İkinci durum şudur: Kongredeki iktidar partisi veya
muhalefet partisi meclislerin üçte ikisi kadar çoğunluğa sahipse başkanın
kararname çıkarma eğilimi düşmektedir. Bunun sebebi şudur: İktidar
partisinin çok güçlü olması, başkanın kararnameye olan ihtiyacını ortadan
kaldırır. Çünkü istediği kanun teklifi zaten geçecektir. Muhalefet partisi üçte
iki çoğunluğu sağlayacak kadar güçlüyse başkanın kararnameyi geçirme
umudu olmayacağından kararnameye başvurma eğilimi düşecektir. Ancak
muhalefet partisi veya iktidar partisi üçte ikiden az bir çoğunluğa sahipse
başkanın kararnameye başvurma eğilimi artmaktadır. Çünkü başkanın
kararnamesi yasama meclisleri tarafından bir kanunla reddedilirse
başkanın bu kanunu veto etme imkanı vardır ve yasama meclisleri vetoyu
aşmak için gerekli olan üçte iki çoğunluğu sağlayamayacaklardır.126
Araştırma ekonomik göstergelerin kararnamelerin çıkış sıklığıyla güçlü bir
ilişkisinin kurulamadığını, dolayısıyla anayasanın öngördüğü ekonomik
bunalım gerekçesinin DNU’larda ciddi bir gerekçe oluşturmadığını
belirlemektedir.127

Anayasa tarafından, DNU’ların çıkarılması ve parlamentoda kabul
edilmesi usulünü belirlemek üzere çıkarılması öngörülen kanun, ancak
12 yıl sonra çıkarılabilmiştir.128 Bu süre boyunca devam eden yasal
boşluğu başkanlar kendi lehlerinde kullanmaktan kaçınmamışlardır.
2006’da çıkarılan kanunun ise bazı kusurlar taşıdığı belirtilmektedir. Bu
kusurlar, DNU’ların reddinin ancak Kongrenin her iki meclisinin reddiyle
mümkün olması;129 diğer bir deyişle DNU’ların onaylanması için tek
meclis tarafından kabul edilmelerinin yeterli olması; Kongrenin onay
süresinin belirtilmemiş olması130 ve DNU’lara yürürlükten kalkacakları
bir tarih koyma zorunluluğu getirilmemiş olmasıdır.131 Aynı kanunla
kurulan Yasama Süreci Ortak Komisyonu (The Permament Bicameral
Commission on Legislative Process), DNU’ların incelemesini yapma
görevini üstlenmiştir. Komisyon, kurulduğu tarihte daha önce çıkarılmış 
tüm DNU’ları kabul etmiştir.132

Cristina Fernandez de Kirchner 2008’de bütçeyi 11,6 milyar Dolar
genişletmeyi öngören kararnameyi çıkardığında, parlamentodaki
muhalefet ortada bir acil/olağanüstü hal olmadığını ileri sürerek
işlemi hukuksuz olarak nitelendirmiştir. Yine aynı başkan döneminde
ekonomi bakanının bir kararnamesi tartışma konusu olunca başkan
kararnameyi parlamentoya göndererek onaylanmasını beklemiş;
ancak söz konusu düzenleme reddedilmiştir. Bunun üzerine başkan
kararnameyi parlamentoya göndermenin yasal bir zorunluluktan değil
kendi tercihinden kaynaklandığını iddia etmiştir. 2010’da Kirchner
merkez bankası başkanını, çıkardığı bir DNU’yu uygulamaktan kaçınması
nedeniyle yine bir DNU ile görevden almıştır.133 Ancak bu tartışmalı
işlemlerin her ikisi de çeşitli manevralarla134 kabul ettirilmiştir.
Başkanın varsaydığı bir krizin varlığının yargı tarafından değerlendirilip
değerlendirilmeyeceğine ilişkin tartışma bitmemiş ve başkanın konuyu
kuvvetler ayrılığı söylemiyle ele alan yaklaşımı devam etmiştir.135
Yüksek Mahkeme 1990’dan sonra vermiş olduğu çeşitli kararlarda
DNU’ların yargısal denetimi, Kongre tarafından denetlenmesi,
denetlemenin çerçevesi, kuvvetler ayrılığının bu denetimdeki yeri
gibi hususlarda farklı kararlar vermiştir.136 Ancak DNU’ların çıkarılma
şartlarının oluşup oluşmadığı ve içerdiği konuların anayasal çerçevede
kalıp kalmadığı konusunda verdiği ve yargısal denetimin kapsamını
ortaya koyan son kararlarıyla, Mahkeme’nin, yürütme kuvvetini frenleme
eğiliminin arttığı görülmektedir.137

5.2.3. Başkan-Bakanlar Kurulu İlişkisi

Arjantin’de başkanın atadığı ve görevden alabildiği bir bakanlar
kurulu mevcuttur. Bakanlar kurulu klasik başkanlık sisteminde, başkanın
denetiminde bulunur, devlet yönetiminde kendisine yardımcı olur ve ayrı
bir siyasi ağırlığı bulunmaz. Ancak Arjantin’de durum farklıdır. Başkanın
ataması ve görevden almasına rağmen bakanların ve özellikle başbakanın
rolü değiştirilmeye çalışılmış ve siyasi bir ağırlık verilmeye çalışılmıştır.
Başbakanın rolü görece yeni oluşmakta ve belirginleşmektedir.
Başbakanın yetkilerinin arttırılması yönündeki değişiklik 1994’te
yapılmış, bu değişiklikle başkanın gücünün sınırlaması amaçlanmıştır.138
Başbakanın önemli yetkileri, Anayasa’nın 100’üncü maddesinde
belirtildiği üzere, ülkenin genel yönetimi, çoğu idari personelin atanması,
bakanlar kurulu toplantılarının düzenlenmesi, Kongreye belli kanun
önerilerinin sunulması, vergilerin toplanması ve bütçenin uygulanmasıdır.
Başbakan bütçeyi uygular, ülkenin genel yönetimini gözetir, Anayasa’da
başkana özgülenen atamalar dışındaki kamu görevlisi atamalarını yapar.
Yürütme organının kanun hükmündeki kararnamelerini uygulamada
rol oynar. Başkan tarafından atanıp görevden alınabilmesine rağmen,
klasik başkanlık sistemine yabancı bir uygulama olarak, parlamentoya
karşı siyasi sorumluluk taşır. Parlamentoya -en az ayda bir kere olmak
üzere- periyodik biçimde hükümetin genel gidişatı hakkında bilgi vermek
zorundadır. Parlamentonun her bir kanadı diğer bakanlar gibi onu da
çağırarak açıklama veya rapor isteyebilir. Başbakan, iki meclisin üyelerinin
mutlak çoğunluğunun oyu ile görevden alınabilir.139

Bakanlar başkanın işlemlerine karşı imza koymakta, böylece bu
işlemlere hukukilik kazandırarak ilgili bakanlığın sorumluluk almasını
sağlamaktadır. Bakanlar Kongre üyesi değildirler; ancak Kongre
toplantılarına katılabilir ve her iki meclis tarafından çağrılabilirler.
Kongreye yıllık raporlar sunmak zorunda olan bakanlar, kendi
kararlarından münferit, ortak kararlarından müştereken sorumludurlar.140
Başbakana anayasa ile verilen yetkiler, onun başkanın gücünü
sınırlaması için yeterli olmamıştır. Başkan gibi, onun da yasama
organını feshetme ve yeni seçim kararı verme yetkisi yoktur. Başbakan
ülkenin genel idari işlerini yürütmekle görevliyken başkan genel
idarenin siyasi sorumluluğunu taşımakta ve hükümetin odağındaki
konumunu korumakta, böylece iki makam arasındaki görev paylaşımı
muğlak kalmaktadır. Anayasal olarak tüm kamu yöneticilerini başkan
atayabilirken uygulamada birçok atama bakanlara ve diğer üst düzey
görevlilere devredilmiştir. Bütçenin uygulaması başbakana aitken başkan
bu uygulamayı denetlemektedir.141

Başkan tarafından tek taraflı olarak atanan ve görevden alınabilen
başbakanın, aynı zamanda başkanın gücünü frenlemesi beklentisi
gerçekçi görünmemektedir. Başkanın yanı sıra Kongre tarafından da
görevden alınabilmesi onun bir güç odağı olmasına yetmemiştir. Söz
konusu tedbir, başkanın, parlamentonun şiddetle karşı çıkacağı bir kişiyi
atamasını zorlaştıracaktır; ancak gensoru önergesinin kabulüne ilişkin
zorluklar başkan için böyle bir frenin zayıf kalmasına yol açmaktadır.142

5.2.4. Başkanın Özerk Kurumlarla İlişkisi

Merkez Bankası, Emeklilik Kurumu ve Kamu Gelirleri Kurumu,
özerklikleri yönünde yapılmış yasal düzenlemelere rağmen yürütmenin
müdahalesine maruz kalmaktadırlar.143

Merkez Bankası özerk yönetime sahiptir. Mevzuata göre bankanın
yönetim kurulu üyeleri başkan tarafından Senatonun onayıyla altı yıl için
(başkanların dört yıllık dönemine uymayan bir süre) atanırlar. Başkanın,
kurul üyelerini görevden alması ancak ağır yasal ihlallerde ve Kongrenin
bağlayıcı olmayan önerisiyle mümkündür. Mevzuatta yer alan bu
güvenceler uygulamada yetersiz kalmaktadır. Yürütme, Merkez Bankasının
bağımsızlığını dikkate almamakta, atamalarda Senatonun onayını ihmal
etmekte ve üyelerinin altı yıllık görev süresini tamamlatmamaktadır.
Şimdiye kadar sadece iki Merkez Bankası başkanı, devlet başkanının
değişmesine rağmen görevini sürdürebilmiştir. 1990’dan bu yana hiçbir
Merkez Bankası başkanı altı yıllık görev süresini tamamlayamamıştır.
Göreve gelen devlet başkanları, Merkez Bankası başkanlarının kendi
tercihlerine uygun bir politika izlemelerini beklemektedir. Kurul üyeleri,
yürütme organının isteği halinde genellikle istifa etmektedir. Merkez
Bankası başkanının istifası halinde devlet başkanı “geçici” sıfatıyla
yerine bir atama yapmakta ve Senatonun onayına başvurmaya gerek
duymamaktadır. 144

Emeklilik Kurumu da başkanın atama yetkilerinin genişliğini gösteren
bir örnek teşkil etmektedir. Bu Kurum 1994’te özelleştirilirken 2008’de
tekrar devletleştirilmiş ve Ulusal Sosyal Güvenlik İdaresi bünyesine
alınmıştır. İlgili mevzuatta, Kurum yürütmeden bağımsız olarak
tanımlanmasına rağmen kurum başkanının atanmasına devlet başkanı
müdahil olmaktadır. Bu sayede başkan Yüksek Mahkemenin kararına
aykırı biçimde kurumun parasını özel veya kamusal girişim ve projelere
aktarmaktadır. Kurumun başkanı, Çalışma Bakanı tarafından atanmaktadır
ki bakanı da başkan atadığından bu atamada başkanın tercihi belirleyici
olmaktadır. Emekli Kurumu, özelleştirildiği dönemde çeşitli sınai ve ticari
girişim ve yatırımlar gerçekleştirmiştir. Kurum devletleştirilince, çok
büyük bütçeye sahip bu özel şirketlerin de yönetimine başkan tarafından
atanan kişiler gelmeye başlamıştır.145

Başkanın atamaya ilişkin yetkilerini gösteren bir diğer önemli kurum,
vergi ve gümrük gelirlerini toplayan “Kamu Gelirleri Kurumu”dur.
Bu kurum da yürütmenin etkisinden korunacak şekilde düzenlenmiş
olmasına rağmen, uygulamada gerek atamalarda gerek işleyişte
başkanların müdahalesinden muaf kalamamaktadır.146

Sayılan kurumlar dışında bazı düzenleyici denetleyici kurumlar
(bağımsız idari otoriteler) da ilgili yasal metinlerde özerk olarak
tanımlanmış ve bunların çıkar çatışmalarından veya siyasi
müdahalelerden mahfuz olması yönünde düzenlenmeler yapılmıştır.
Gaz Düzenleme Kurumu, Elektrik Düzenleme Kurumu, Su ve Hıfzıssıhha
Düzenleme Kurumu, Ulaştırma Düzenleme Kurumu ve İletişim Kurumu
adını taşıyan bu kurumların yönetim ve işleyişi resmi düzenlemelere
pek uymamaktadır.147 Bu aykırılıkta yürütmenin kullandığı önemli bir
araç müdahale (intervention)’dir. Bu kavram, başkanın acil durumlarda
kurumların başına bir kişiyi olağan atama usulüne uymadan doğrudan
ataması yetkisini ifade etmektedir. Bu geçici ve olağanüstü uygulamanın
yazımındaki boşluklar nedeniyle, başkanın yaptığı bu tip atamaların
zorunluluğu ve geçiciliği ilkeleri ihmal edilmektedir. İlgili metinlerde atamanın 
aciliyeti, atamada görüşü alınacak kişi ve kurumlar, atananların
liyakat kriterleri, görevden alınma şartları, özerklikleri konusunda
belirlenmiş olan kriterler bulunsa da bunlardan biri veya birkaçı ihmal edilmektedir.148

5.2.5. Başkanın Gücünü Sınırlamaya Yönelik Kurumlar ve Etkinlikleri

Başkanın yetki aşımını ve müdahale gücünü frenlemek için yasama
ve yargının standart işlevi dışında oluşturulmuş farklı aygıtlar mevcuttur
ve bu aygıtlar sistemin ağırlık merkezini dengelemede belli bir katkı
sunmaktadırlar.

Bunlardan ilki yürütmeyi denetlemek amacıyla bazı kurumların
oluşturulmasıdır. Bu kurumlar Sayıştay, Ombudsmanlık ve Yolsuzlukla
Mücadele Kurumudur. Sayıştay ve Ombudsman Kongreye rapor sunarken,
Yolsuzlukla Mücadele Kurumu Adalet Bakanlığına rapor vermektedir.
Dolayısıyla ilk ikisi yürütmenin aşırılıklarını frenlemek açısından daha iyi
durumda sayılır.

İkinci etkili yol ise yargıya taşınan bazı dava türleridir. Bu davalarla
vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve Ombudsman yürütme karşısında
etkin bir direnç gösterme imkânı bulmaktadırlar.149


14 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***