KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI AZERBAYCAN BÖLÜM 19
İlham Aliyev - Haydar Aliyev
Ergün,
Azerbaycan’ın yarı-otoriter ya da otoriter devlet olarak nitelendirilemeyeceğini, demokratik ve otoriter kurumların bir arada bulunduğu hibrid rejime sahip bir devlet olduğunu ileri sürmüştür. Çok partili siyasal hayata ve sivil toplum örgütlerine sahip olan Azerbaycan’ın demokratik değişime yönelebilmesinde yönetici elitlerin bu sürece destek olması ile gerçekleşebileceğini belirtmiştir.75
6.3. Sistemin İşleyişi Üzerine Tartışmalar
Azerbaycan’da siyasal sistemin işleyişini etkileyen çeşitli unsurlar bulunmaktadır. Ülkenin siyasal sistemi üzerine yapılan çalışmalarda, hem siyasi iktidarı güçlendiren hem de siyasal rejimin niteliğini etkileyen iç ve dış dinamiklerden söz edilmektedir.
Yürütme ile uyumlu bir parlamento, iktidara karşı varlık gösteremeyen ve kendi içerisinde çatışmalar yaşayan muhalefet ve seçimlerin şeffaflığına ilişkin kusurlar siyasal sistemin otoriter nitelik kazanmasını etkileyen önemli faktörler olarak öne çıkmaktadır. Diğer taraftan, ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarın, mevcut iktidarın gücünü artırmasına ve devamına hizmet etmesi, ekonomik gelişme ile siyasi liberalleşme arasındaki çelişkinin göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
6.3.1. Yürütme ile Uyumlu Parlamentonun Varlığı
Meclisteki siyasi partilerin sandalye dağılımına bakıldığında iktidarın partisi YAP’ın ve iktidarı destekleyen bağımsızların çoğunluğa sahip olması bunun karşısında muhalif partiler içerisinde en etkili olanların bile birkaç üye ile temsil edilmeleri, YAP’ın istediği kanun ve kararların hiçbir muhalefetle karşılaşmadan parlamentoda kabul edilmesine sebep olmaktadır.
2015 Parlamento seçimi sonrasında Milli Meclisin 72’si YAP üyesi, 41’i iktidar yanlısı olarak nitelendirilen bağımsız üye ve 12’si iktidara sadık muhalif siyasi partilerin de içinde olduğu diğer siyasi parti üyelerinden oluşmuştur. Meclisteki bu dağılım nedeniyle, kanunlar parlamentoda hiçbir engele takılmadan kabul edilmektedir. Örneğin 14 Haziran 2016 tarihinde Milli Meclisin Genel Kurul toplantısında görüşülen kanun teklifleri ya hiç aleyhte oy kullanılmadan ya da en fazla 5 aleyhte oy ile kabul edilmiştir.76 Bu da parlamentoda yürütmeyi frenleyecek hiçbir gücün olmadığının göstergesidir.
Parlamentonun yürütmeden bağımsız olarak yasama teşebbüsünde hemen hemen hiç bulunamadığı ya da yürütme üzerinde denetim ve gözetim mekanizmasını işletemediği yapılan eleştirilerden bir diğeridir. Bunun nedeni olarak da parlamentonun bütçe üzerinde değişiklik teklif edememesi ve bütçe üzerinde parlamento tasarrufunun ve denetiminin olmaması gösterilmiştir.77 Bu yüzden parlamento yürütmenin uzantısı olarak nitelendirilmiştir.
6.3.2. Zayıf Muhalefet
Azerbaycan’da birçok muhalif siyasi partinin ortaya çıkışı 1990’lı yıllara rastlamasına rağmen bu partilerin çoğunluğu sosyal tabandan yoksun ve siyasi arenada çok az etkinliği olan partilerdir. Muhalif partilerin ideolojileri ve parti programları birbirinden çok önemli farklılıklar göstermemektedir. Çoğu parti, bir ideoloji etrafında değil, tek bir lider etrafında toplanmıştır.78 Siyasi partilerin çoğunluğunun sosyal tabanının olmaması, toplumsal çıkardan ziyade kişisel çıkarların ön planda olması, siyasi parti liderlerinin toplumda nüfuz sahibi olmamaları ve deneyimsizliği partilerin toplumda etkili olmalarını engellemektedir.79
Ülkede kuvvetler ayrılığı ve yürütmenin denetimini engelleyen en önemli sebep iktidar partisi YAP’ın karşısında zayıf bir muhalefetin varlığıdır. Azerbaycan’daki muhalefet partilerinin egemen parti YAP’ın karşısında geniş kitleleri etkileme gücü oldukça zayıftır. Ayrıca bu partiler kendi aralarında da kutuplaşmış ve mücadele halindedir. Muhalif partilerin kendi ideolojilerini ve temsil ettikleri sosyal grubu belirleyememiş olmaları ve sosyal gruplarla bağlarının zayıf olması onların seçmen kitlelerine ulaşmasını engelleyen unsurlardan biridir. Azerbaycan’da siyasi partilerin gücü parti liderinin toplumdaki nüfuzuna bağlıdır.80
Gafarlı ve Koydemir, Azerbaycan muhalefetini sistem içi muhalefet ve sistem dışı muhalefet olarak ikiye ayırmıştır. Buna göre klasik muhalefet olarak da adlandırılan sistem dışı muhalefet iktidar ile hiçbir zaman anlaşmaya yanaşmayan bağımsızlık sürecinde ortaya çıkan liderlerdir.
Ancak bu partilerin seçimleri boykot etme zamanları da farklılık göstermektedir. 2000 yılındaki genel seçimlerine AHCP katılırken Müsavat Partisi boykot kararı almış; 2005 yılında yapılan seçimlere Müsavat katılırken AHCP seçimi boykot etmiştir. 2010 yılında yapılan seçimleri her iki parti boykot etmiş ve katılan partiler sistem içi partiler olarak nitelendirilmiştir.81
Muhalefetin başarısızlığı ise birkaç sebebe dayandırılmaktadır. İdeolojik anlaşmazlık, çok başlılıktan kaynaklanan anlaşmazlık ve insanlar
tarafından bir desteğin olmamasından kaynaklı güvensizlik muhalefet içerisindeki parçalanmışlığın dolayısıyla muhalefetin başarısızlığının
sebepleri olarak gösterilmektedir. Muhalefetin siyasi gazetelere beyanat vermekten öteye gidemediği ve halka tesir edemediği dolayısıyla reel
siyasette muhalefetin var olmadığı getirilen eleştiriler arasındadır.82
İktidar ile muhalefet arasındaki çıkmazlardan biri de muhalefetin iktidar ile diyaloga kapalı olması iktidarın da muhalefetin faaliyetlerini sistemli olarak engelleyici düzenlemeler yapmasıdır.83
Diğer taraftan halkın seçimlere ilgi göstermediği, muhalefetin başarısının ise bu karamsar ve ilgisiz seçmenin sandığa getirilmesine bağlı olduğu ileri
sürülmektedir.84 Örneğin kuruluş yıllarında muhalefetin organize ettiği toplumsal gösterilere katılım 300 bin-1 milyon kişi arasında iken, Milli Şuranın adayı Cemil Hasanlı’nın 2013 başkanlık seçiminde seçim mitingine katılım 5 bin kişiyi bulmamıştır.85
Seçimlere katılım oranlarına bakıldığında ise Azerbaycan seçmeni asıl yetkinin devlet başkanında olduğu ve parlamentonun da devlet başkanının partisi tarafından kontrol edildiği inancı ile devlet başkanlığı seçimlerine parlamento seçimlerine oranla daha fazla ilgi göstermiştir.86
Seçimlere katılımın zorunlu olmadığı Azerbaycan’da 1995 yılında ilk parlamento seçimine kayıtlı seçmenlerin katılım oranı yüksek iken, sonraki yıllarda katılım giderek azalmaktadır. 1995 parlamento seçiminde %86,5; 1998 başkanlık seçiminde %77; 2000 parlamento seçiminde %68,8; 2005 parlamento seçiminde %42,2; 2008 başkanlık seçiminde %75,12; 2010 parlamento seçiminde %49,56 ve 2013 başkanlık seçiminde katılım oranı %71,63’tür. 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan parlamento seçimine katılım oranı ise %55,73’tür. 87
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosunun raporunda parçalanmış ve marjinal olarak tanımlanan muhalefet, en son yapılan devlet başkanlığı seçimine tek aday göstererek girmelerine rağmen başarılı olamamıştır. 2013 yılında yapılan devlet başkanlığı seçiminde Aliyev karşısında kazanamayacağını düşünen adaylar seçimlerde ikinci olabilmek için Aliyev’den ziyade muhaliflerin en güçlü adayı Cemil Hasanlı’yı hedef almış ve eleştirmişlerdir.88
6.3.3. Kusurlu Seçimler
Azerbaycan’da gerçekleştirilen seçimlerin uluslararası standartlara uygun olmadığı ve seçimlerde muhalefet partilerinin kampanya süresi ve imkânlarının yetersiz olduğu hem muhalefet tarafından hem de uluslararası gözlemciler tarafından yapılan eleştiriler arasındadır.
Bayülgen’e göre Azerbaycan’da fren ve denge mekanizmasının işlememesi kusurlu parlamento seçimlerinden kaynaklanmaktadır.
1995 parlamento seçimlerinde muhalefet partilerinin gösterdikleri adayların hemen hemen dörtte üçünün kaydı yapılmamıştır. 1995 seçimlerinde kırsal alanda vekâleten oy (proxy voting) ve blok oy (block voting) yaygındır. Kentsel alanlarda da aile reislerinin tüm aile yerine oy kullandığı görülmüştür. Bu yüzden sınırlı sayıda muhalif parti 8 üye gibi sınırlı sayıda milletvekilliği kazanabilmiştir. Diğer üyeler de iktidar partisi YAP ve iktidar yanlısı muhalefetten oluşmuştur.89 1995 yılında yapılan Milli Meclis seçimleri sonucunda YAP 84, iktidara yakın olan bağımsızlar 21 üye ile Meclise girebilmişlerdir. Muhalefetin Meclisteki temsil oranı ise sadece %10’dur.90
5 Kasım 2000 tarihinde yapılan Milli Meclis seçimlerinde 11 bölgedeki seçim sonuçlarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sebebiyle 7 Ocak 2001’de söz konusu bölgelerde tekrar seçim yapılmıştır. Buna göre YAP 75 üye ile parlamentoda temsil edilirken, bağımsızların üye sayısı 29’dur. AHCP (6) ile Müsavat’ın (2) da yer aldığı Meclisteki muhalefetin toplam sandalye sayısı ise 18’dir.91
6 Kasım 2005 tarihinde gerçekleştirilen Milli Meclis seçimlerinde 10 seçim bölgesindeki sonuçların iptal edilmesi sebebiyle iptal edilen bölgelerin seçimleri 13 Mayıs 2006’da tekrar edilmiştir. Buna göre iktidar partisi YAP’ın üye sayısı 61, iktidarı destekleyen bağımsızların üye sayısı 46, AHCP (1) ile Müsavat’ın (5) da yer aldığı muhalif partilerin Meclisteki üye sayısı 18’dir.92
2005 parlamento seçimi ile karşılaştırıldığında seçime ilginin az olduğu 7 Kasım 2010 tarihinde yapılan Milli Meclis seçim sonuçlarına göre
YAP 69,
Bağımsızlar 46 üye ile Meclise girerken,
Muhalif partilerin Meclisteki üye sayısı 10’dur.
Seçime blok olarak 32 aday ile katılan Müsavat Partisi ve AHCP ise Meclise girememiştir.93
AHCP lideri Ali Kerimli ve Müsavat Partisi lideri İsa Kamber seçimlere hile karıştığını iddia ederek seçim sonuçlarını tanımadıklarını belirtmişlerdir.94
Ülkenin en güçlü iki muhalefet partisi olan AHCP ve Müsavat’ın adaylarının Meclise giremediği 2010 seçimlerine vatandaşın, medyanın hatta milletvekili adaylarının dahi ilgi göstermediği, seçim propagandası sırasında miting yapılmadığı yapılan eleştiriler arasındadır. Seçim sonrasında AGİT ve Avrupa Konseyi gözlemcileri seçimi “kusurlu parlamento seçimi” olarak nitelendirirken, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi’nin gözlemcileri ise seçimin uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştiğini ileri sürmüşlerdir.95 Diğer yandan muhalefet, iktidarın yurtdışı yasakları, yayın yasakları, siyasi tutuklamaları ve muhalefet liderlerini birbirine düşürme çabalarının demokratik seçim ortamını engellediğini savunmuştur.96 2010 parlamento seçimi sonrasında MSK 46 sandıkta yapılan oylamayı geçersiz
saymış; ancak, bunun seçim sonuçlarını etkilemeyeceğini ileri süren Anayasa Mahkemesi genel seçim sonuçlarını onaylamıştır.97
1 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen ve ülkenin başlıca muhalif partileri tarafından boykot edilen parlamento seçimlerini iktidardaki YAP büyük bir
çoğunlukla kazanmıştır. YAP 125 sandalyeli parlamentoda 72 üyelik kazanmıştır. Kalan üyelikleri ise İlham Aliyev’e sadık bağımsızlar ve küçük muhalefet
partileri kazanmıştır. AGİT, hükümetin kısıtlamalarını gerekçe göstererek seçime uluslararası gözlemci göndermezken, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından gönderilen Gözlemci Heyeti,
2015 seçimlerinin bazı eksikliklerine rağmen özgür, adil ve demokratik bir ortamda gerçekleştiğini ileri sürmüştür.98
Muhalefetin seçimlere güveninin olmadığının belirtildiği AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosunun raporuna göre, devlet başkanlığı seçiminde üniversite mezunu olma ve en az 10 yıl Azerbaycan’da ikamet etme şartları uluslararası standartlara uygun değildir. Diğer bir eleştirilen nokta ise seçim kampanyasının 22 güne indirilmesi ve adayların medya erişiminin yetersiz olmasıdır.99 Raporda, gözlemcilerin katıldığı seçim merkezlerinin %58’inde oy sayımının kusurlu bir şekilde gerçekleştiği belirtilmiştir.100
6.3.4. İktidarı Güçlendiren Diğer Sebepler
Azerbaycan’da güçlü bir merkezi yapı ve devlet başkanlığını destekleyen anlayış, siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması için böyle bir sistemin gerekli olduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla petrol gelirlerinin sağlamış oluğu ekonomik refah ve uluslararası şirketlerle yapılan antlaşmalar ile Dağlık Karabağ meselesinde takip edilen çok yönlü politika iktidarı güçlendiren sebepler olarak gösterilmiştir. Ülkede ekonomik istikrarın yanı sıra siyasi istikrar ve güven ortamı da iktidarın devamlılığı üzerinde belirleyici olmuştur.
Azerbaycan seçimlerinde belirleyici olan unsurlardan biri ülkenin sosyoekonomik yapısı ve bu yapı içerisindeki iktidar seçkinleri ile iktidar arasındaki ilişkiler ağıdır. Özellikle makroekonomik performanstaki olumlu seyir, sanayi başta olmak üzere ekonomideki büyüme, petrol ve doğal gaz üretimindeki artış gibi ekonomi alanındaki gelişmeler Aliyev iktidarını güçlendirmiştir.101 Bürokrasinin ve devlet kurumlarının hakim olduğu enerji sektörüne dayalı ekonomik gelişme de sahip olduğu konumu sağlamlaştırmak isteyen siyasal seçkinlerin iktidar ile patronaj ilişkilerini güçlendirmesine sebep olmuştur. Alkan’a göre, ülkedeki ekonomik gelişme ile otoriter rejim arasındaki bu çelişki siyasal rejimin
şekillenmesine etki eden önemli dinamiklerden biridir.102
20 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR;
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder