3 Ekim 2017 Salı

12 TEMMUZ 1947 BEYANNAMESİ BÖLÜM 2



12 TEMMUZ (1947) BEYANNAMESİ  BÖLÜM 2


1950 SEÇİMLERİ 1 KRONOLOJİ

21 Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçimleri
5 Ağustos 1946 Meclis Başkanlığı Seçimi
5 Ağustos 1946 Cumhurbaşkanlığı Seçimi
7 Ağustos 1946 Recep Peker Hükûmetinin Kuruluşu
1 Eylül 1946 İl Genel Meclisi Seçimleri
19 Eylül 1946 DP’lilerin Seçim Kanununda Değişiklik Önerisinin TBMM’ye Sunulması
20 Eylül 1946 Basın Kanununda Değişiklik Yapılması
10 Ekim 1946 İnönü’nün Antakya Konuşması
1 Kasım 1946 İnönü’nün TBMM’yi Açış Konuşması
7 – 11 Ocak 1947 Demokrat Parti Birinci Büyük Kongresi Şubat 1947 Köy Muhtarları ve İhtiyarlar Meclisleri Seçimi
20 Şubat 1947 İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkındaki Kanunun Çıkarılması
6 Nisan 1947 Milletvekili Ara Seçimleri
30 Mayıs 1947 Mahalle Muhtarları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi
18 Haziran 1947 TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılması
12 Temmuz 1947 İnönü’nün 12 Temmuz Beyannamesi
9 Eylül 1947 Recep Peker Hükûmetinin İstifası
10 Eylül 1947 I. Hasan Saka Hükûmetinin Kurulması
1 Kasım 1947 İnönü’nün TBMM’yi Açış Konuşması
17.11 – 4.12.1947 Cumhuriyet Halk Partisi 7’nci Olağan Kurultayı
20 Şubat 1948 Polis Vazife ve Selâhiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
10 Mayıs 1948 Müstakil Demokratlar Grubunun Kurulması
8 Haziran 1948 I. Hasan Saka Hükûmetinin İstifası
2 EROL TUNCER
10 Haziran 1948 II. Hasan Saka Hükûmetinin Kurulması
9 Temmuz 1948 Milletvekilleri Seçimi Kanunu’nda Değişiklik Yapılması
9 Temmuz 1948 Demokrat Partinin Ara Seçimlere Katılmama Kararı
20 Temmuz 1948 Millet Partisinin Kurulması
17 Ekim 1948 Milletvekili Ara Seçimleri
1 Kasım 1948 İnönü’nün TBMM’yi Açış Konuşması
14 Ocak 1949 II. Hasan Saka Hükûmetinin İstifası
16 Ocak 1949 Şemsettin Günaltay Hükûmetinin Kurulması
20-25 Haziran 1949 Demokrat Parti İkinci Büyük Kongresi
5 Temmuz 1949 Müstakil Demokratlar Grubu’nun ve Öz Demokratlar Partisi’nin MP’ye Katılması
14 Eylül 1949 Seçim Kanununu Hazırlayacak Olan Bilim Kurulu’nun İlk Toplantısı
16 Ekim 1949 Milletvekili Ara Seçimleri
1 Kasım 1949 İnönü’nün TBMM’yi Açış Konuşması
6 Aralık 1949 CHP Meclis Grubunun Adlî Teminat İlkesini Kabul Etmesi
16 Aralık 1949 Seçim Kanunu Tasarısının Meclise Sunulması
16 Şubat 1950 Milletvekilleri Seçimi Kanunu’nun Kabulü
24 Mart 1950 TBMM’de Seçim Kararının Alınması
22 Nisan 1950 Cumhuriyet Halk Partisi Aday Listelerinin Açıklanması
23 Nisan 1950 Millet Partisi Aday Listelerinin Açıklanması
24 Nisan 1950 Demokrat Parti Aday Listelerinin Açıklanması
8 Nisan 1950 Millet Partisi Seçim Beyannamesinin Yayımlanması
27 Nisan 1950 Cumhuriyet Halk Partisinin Seçim Beyannamesinin Yayımlanması
8 Mayıs 1950 Demokrat Partinin Seçim Beyannamesinin Yayımlanması
14 Mayıs 1950 Milletvekili Genel Seçimleri
22 Mayıs 1950 Meclis Başkanlığı Seçimi
22 Mayıs 1950 Cumhurbaşkanlığı Seçimi
22 Mayıs 1950 I. Adnan Menderes Hükûmetinin Kurulması


1950 SEÇİMLERİ 


A. 1946 SEÇİMLERİNİN ARDINDAN

 İl Genel Meclisi Seçimleri

21 Temmuz 1946’da yapılan milletvekili genel seçimleri üzerindeki tartışmalar bitmeden, yerelyönetim seçimleri gündeme geldi.
Milletvekili seçiminden yalnızca 40 gün sonra, 1 Eylül 1946’da, Vilâyet Umumî Meclisi (İl GenelMeclisi) seçimleri yapıldı.1
3 Eylül 1946 günlü Cumhuriyet Gazetesinin «Vilâyet Umumî Meclis seçimlerinin neticesi» başlıklı haberinde bazı illerdeki sonuçlar verilmektedir. Habere göre:

? Ankara ili dahilindeki 48 üyelikten 37’sini CHP’li, 11’ini DP’li,Merkez ilçedeki 10 üyeliğin tümünü DP’li adaylar kazanmıştır.
? Seçime katılma oranı İzmir merkezinde yüzde 30, iİin tamamında ise yüzde 49 olmuş;12 DP’liye karşılık 28 CHP’li il genel meclisi üyesi seçilmiştir.
? Balıkesir’de seçime katılma oranı yüzde 25-30 arasında kalmış, seçimi DP kazanmıştır.
? Edirne’de sayım henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, seçimi CHP’nin kazandığı anlaşılmıştır.
? Eskişehir’de ise seçimi CHP’li adaylar kazanmıştır.

CHP’nin resmî yayın organı olan Ulus Gazetesinin 3 Eylül 1946 günlü sayısına göre, seçime katılma oranı Ankara’da yüzde 50’yi bulmuştur.

Seçimlere İlişkin Tartışmalar

21 Temmuz seçimleri gibi bu seçim de büyük tartışmalara yol açtı.

Demokrat Parti, usulsüzlük yapılıyor gerekçesiyle 56 ilçede seçimden çekildi. Sonra da itirazların ardı arkası kesilmedi. 
Üç ay sonra dahi Mecliste, bir sözlü soru dolayısıyla hâlâ bu seçimin tartışması yapılıyordu. 
En önemli şikâyetler, köylerde jandarma baskısı ile yapılan oylamalardan geldi.2
DP Kayseri Milletvekili Fikri Apaydın’ın, « İl Genel Meclisleri seçimi münasebetiyle idare âmir ve memurlariyle jandarma tarafından yurttaşlara yapılan cebir ve tazyik hakkında ne düşünüldüğüne dair sorusu », 13 Kasım 1946 gününde Meclis gündemine gelmiş ve bu vesileyle konu Mecliste de tartışılmıştır.3
Meclis görüşmelerinde İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer iddiaları yanıtlarken, seçimlere katılma oranıyla ilgili bilgiler de vermiştir:

İl genel meclis üyeleri seçimi için tesbit olunan nüfus miktarı özel kanunlara bağlı İstanbul merkezi veTunceli nüfusu hariç 17 milyon 275 bin 469’dur. Bu miktardan seçim hakkını haiz olan 4 milyon 204bin 331 kadın, 3 milyon 362 bin 216 sı erkek olmak üzere 8 milyon 64 bin 366’dır.
Bunlardan 2 362 316 kadın, 2 518 702’si erkek olmak üzere, 4 888 925’i oylarını kullanmışlardır. Bunagöre seçime iştirak edenlerin nispeti yüzde elli altı kadın, yüzde altmış beş erkek olarak ortalamayüzde altmış buçuktur. Bu nispet milletvekilleri seçiminden kadınlarda yüzde yetmiş bir, erkeklerde yüzde 78 olmak üzere ortalama yüzde 75 idi.1

İl Genel meclisleri seçimlerinde yüzde 14,5 nispetinde bir noksanlık görülüyor.İçişleri Bakanı sözlerine devamla, seçimlere katılma oranının düşüklüğüne yol açan nedenleri şöyle sıralamıştır:
? Bayram nedeniyle 2 harmanından ve hizmetinden geri kalan iş sahiplerinin bayramınardından hemen işlerine dönmeleri,
? Güney illerinde havanın çok sıcak olması dolayısıyla yaylalara çıkan bir kısım yurttaşların seçimde oy kullanmak için geri dönmemeleri,
? Bazı yerlerde siyasî partilerin seçime katılmamaları ve halkın seçime katılmaması için yaptıkları propaganda. 

Bu bağlamda Demokrat Partinin 56 ilçede seçime katılmaması.

Bakan, bu nedenlere karşın % 60,5 gibi bir katılma oranına ulaşılmasının halkımızın siyasî haklarını kullanmada gösterdiği ilgiye ve olgunluğa en güzel kanıt olduğunu vurgulamış ve bu oranın yerel seçimler için küçümsenecek bir sonuç olmadığını belirtmiştir.

? Basın Kanunu’nda Değişiklik Yapılması

25 Temmuz 1931 tarih ve 1881 sayılı Basın Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapılması hakkında Recep Peker Hükûmetince hazırlanan kanun tasarısı, 26 Ağustos 1946 tarihinde TBMM’ye sunulmuştur.
3 Eylül 1946 günlü Ulus Gazetesi, yapılacak değişikliği şu başlıklarla özetlemiştir: « Matbuat Kanununda değişiklik / Vatandaş hürriyeti ile telifi kaabil olmıyan kayıtlar kaldırılıyor, bazı fiil ve hareketleri önlemek için ceza müeyyideleri konuluyor.»

Haberin içeriğinde kanunun gerekçesinden söz edilmektedir. Gerekçede, basın yayın özgürlüğü önündeki sınırlamaların kaldırılmasının gerekli olduğu belirtilmekte, ancak basın özgürlüğünün de başkalarının özgürlüğüyle sınırlı olduğuna dikkat çekildikten sonra şu ifadelere yer verilmektedir:

Vatandaş hürriyetine saygılı, devlet ve millet menfaatlerine hâdim bulundukça basının yapıcı bir kuvvet olduğunda şüphe bulunmadığı gibi bunun aksine hareketin de yıkıcı bir kuvvet saltanatı doğuracağında şüphe yoktur. 

Binaenaleyh, basın ve yayın hürriyetini ( lâzım olan serbestîyi elzem olan müeyyide ile telif etmek ve bunlardan birisini imha etmeksizin diğerini temin edebilmek) kaidesinin çerçevesi içerisinde mütalâa etmek gerekmektedir.

1- Gerek seçmen olan gerekse oy kullanan kadın ve erkeklerin toplamı, İçişleri Bakanının ifade ettiği toplam değerlerden farklıdır. Tutanaktaki toplamlarda bir düzeltme yapılmamıştır.
2- 29 Ağustos 1946 tarihinde başlayan Ramazan Bayramı.
3- 8 Ağustos 1931 günlü ve 1867 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.


1950 SEÇİMLERİ 
İşte bu çerçeve içerisinde mütalâa olunan 1931 tarihli ve 1881 sayılı Basın ve Yayın Kanunumuzda vatandaş hürriyetini devlet ve millet menfaatlerini temin etmiyen, buna mukabil basın ve yayınhürriyeti için de kâfi görülmiyen boşlukların mevcudolduğu görülmüş, tasarı bu boşlukları doldurmak gayesiyle hazırlanmıştır.

Tasarının ana prensipleri: Teminat parası, tahsil kaydı, gazete ve mecmua çıkarmak için ruhsatname alınması gibi vatandaş hürriyeti ile telifi kaabil olmıyan, demokrasi prensiplerine muvafık bulunmıyan kayıtların kaldırılması, vatandaş hürriyet ve haysiyetini ihlâl eden, devlet nüfuz ve kudretini hiçe indirme istidadını gösteren fiil ve hareketleri önlemeye matuf müeyyidelerin konulmasından ibarettir.
Yalan, yanlış ve âmme heyecanını tahrik eden yayınlarla devlet mefhumu içerisine giren müesseselerin yalan, tezvir ve iftira gibi halkın itimadının sarsılmasına sebebiyet veren fiiller esaslı ceza müeyyideleri altına alınmış, böylelikle basın ve yayın hürriyeti başkasının hürriyeti başladığı noktaya kadar kabul edilerek bu hudutlarla çevrelenmiş bulunmaktadır.
13 Eylülde başlayan Basın Kanunu görüşmeleri, Mecliste hararetli tartışmalara sahne oldu.1
14 Eylül günlü Cumhuriyet Gazetesinde, Demokrat Parti ve Müstakillerin demokrasi yolunda bir geri adım olarak nitelendirdikleri tasarının reddini istedikleri, ancak tekliflerinin kabul edilmediği belirtilmektedir.

Haberin devamında iktidar ve muhalefet partilerinin görüşleri özetlenmiştir. DP’liler «Bu tasarıya ağır cezalar konulmasından maksad açıktır, tenkidi korkutarak asgariye indirmek… Elimizde bu kanun mevcud oldukça Türkiye’de matbuat hürriyeti var, diyemeyiz.» ifadeleriyle tasarıya karşı çıkarken CHP’liler «Bu tasarı demokrasi sistemimize en ufak bir leke getirmeyecektir.» diyerek
tasarıyı savunmuştur.

Tasarıya ilişkin görüşmelerin sürdürüldüğü 16, 17, 18 ve 20 Eylül günlü oturumlarda da iktidar ve muhalefet arasında sert tartışmalar yaşanmıştır.
Görüşmeler sonucunda tasarı kanunlaşmıştır.2 
Meclisteki CHP çoğunluğu tasarıya kabul oyu vermiş, DP’liler red oyu kullanmıştır.3

Tekin Erer’in kanun hakkındaki görüşleri şöyledir:4

Bu kanun basında cidden bir merhale yaratmıştı. 

Şimdiye kadar günlük bir gazete çıkarmak için (5.000.-) liralık bir teminat yatırmak ve bazı formalitelerden geçmek icap ediyordu. Yeni basın kanunu ile vilâyete bir de istida ile müracaat etmek kâfi idi. Gazete çıkarmak imtiyazı bütün formalitelerden temizlenmiş ve çok basit hale getirilmişti. Bu kanunun neticesi olarak kısa bir müddet sonra bütün Türkiye’nin sathını irili  ufaklı yüzlerce gazete dolduracaktı.

Bu değişiklikler yeterli görülmeyecek; 1948’de II. Saka ve 1949’da Günaltay Hükûmetlerinin programlarında, basın kanununda demokratik gelişmeye uygun yeni değişiklikler yapılması öngörülecektir. Her iki programda da basın özgürlüğünü ileri derecede güvence altına alan, aynı zamanda vatandaş şeref ve haysiyetini koruyan bir kanun çıkarmanın amaçlandığı ifade edilmiş;
ancak her iki hükûmet döneminde de bu konu ele alınmamıştır.


DİPNOTLAR;

1- O dönemde Belediye ve İl Genel Meclisi Seçimleri ayrı tarihlerde yapılmaktaydı. Nitekim Belediye Seçimleri dahaönce, 26 Mayıs 1946 tarihinde yapılmıştı.
2- Eroğul, s. 19.
3-TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: VIII, Cilt: 2, Birleşim: 3, 13 Kasım 1946, s. 42 – 51.

4 EROL TUNCER

1- TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: VIII, Cilt: I, Birleşim: 14-18 / 13, 16, 17, 18, 20 Eylül 1946, s. (279-318), (325-367), (372-416), (418-430), (433-444).
2- 20 Eylül 1946 tarih ve 4955 sayılı Matbuat Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (24 Eylül 1946 günlü ve 6416 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır).
3- 21 Eylül 1946 günlü Vatan Gazetesi.
4- Erer, s. 168. 
6 EROL TUNCER


3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder