1 Ekim 2017 Pazar

SİZ DE Mİ VEBALDESİNİZ YOKSA?

SİZ DE Mİ VEBALDESİNİZ YOKSA?


Osman KARABABA 
karababaosman@hotmail.com




Behlül Dâne, bir gün mezarlıkta dolaşırken üç “kuru kafa” bulur, götürür pazara... Koyar tezgahın üzerine, başlar çağırmaya:

-”Satılık kuru kafa geldiiii! Satılık kuru kafaaa!..” diye... Üzerlerine 1 dirhem, 10 dirhem, 100 dirhem diye fiyat yazar.
Sorarlar Behl-ül Dâne’ye:

-”Üçü de nihayetinde ‘kuru kafa’, niçin üçü de farklı fiyata?..” diye.

Behl-ül Dâne şöyle izah eder:

Bu, taş kafa; 1 dirhem: Kafasına hiç laf girmez. Okuma, yazma bilmez. Nasihat dinlemez. Zır cahil...
Bu, boş kafa;10 dirhem: Nasihat dinler ama uymaz; laf bir kulağından girer, öbür kulağından çıkar. Okuma yazma bildiğinden her şeyi bildiğini sanır, çünkü okumaz, yarı cahil...

 Bu, hoş kafa;100 dirhem: Amel-i salih, ihlaslı, çok okur, araştırır, sorar, söz dinler, okuduğunu anlar, her şeye kafa yorar, insan-ı kamil... 100 dirhem.”

Şimdi size gelelim:

Yaptıklarınız, taptıklarınız sizi anlatır, değer verdikleriniz, konuştuklarınız sizi ele verir, sahip olduklarınız, kafa yorduklarınız tıynetinizdir.

Yüreğiniz varsa koyun ortaya...
İşte terazi işte dirhem... Çekin kendinizi tartıya...
Yarın kuru kafa olduğunuzda bunlardan hangisine girmiş olurdunuz?
Sahi, hiç düşündünüz mü?

*
Herkesin bilmekte ahkam kestiği, ancak gerçekte kafalarda lodos estiren bir soru:

Nedir okumak?

...?!

Okumak insan olmaktır...

Siz şimdi, “Ne yani, okumayanlar insan değil mi?” diye çı- kışacaksınız, ama... Hayır, biz okumayanların insan olmadığını iddia etme derdinde değiliz. 
Bilakis, “okumak sadece insana has bir özellik” olduğu için bu sahip olduğu şerefi hatırlatmak istiyoruz. Siz buradan gerekeni çıkarırsınız..
Okumak insan olduğunun farkına varmaktır. Bu yüzden okumak şükürdür, bütün zamanlarda huzur... Okumamak vebaldir, her devirde esas muzır...

Şimdi de “Okumayanlar nasıl vebalde olurlar?” diye kızacaksınız tabii. Ben de size “evet,vebaldeler; günah işliyorlar” diyorum. Peki, Allah bütün kullarına Kuran’da  “Oku!” diye emretmedi mi? Okumuyorsan Allah’ın emrine uymuyorsun demektir ki, bu da günah değil mi?

 Okumak; Kuran’da Zuhruf Suresi, 54. Ayettin “Firavun kavmini aşağıladı, ahmaklaştırdı, paramparça etti, öyle yönetti.” mealini kavrayarak tarihte Mussolini, Hitler,  Çavuşesku, Saddam, Stalin gibi nice diktatör, kral veya liderlerin ülkelerini yokluk, sefalet, zulüm, vahşet ve zillete nasıl düşürdüklerini ve her devirde bunun değişik  kılıkta tekerrür edeceğini anlamaktır.

Okumak, düşünmektir, düşündürmektir, “kalpte iman taşımanın avuçta ateş taşımak olduğu zamanda” şerefsizliğe düşmemektir...
Rantları, saltanatları uğruna satılmışlara vicdan azabını tattırmaktır. Çünkü okumak; mizan olmaktır hakka, adalet için yorulmak, alın teriyle yoğrulmak, zulme karşı doğrulmaktır...

Okumak, emek soğurmak değil, enerji üretmektir... Canlı olmaktır, bilgiyle dolmaktır, gerçeği bulmaktır...Yol olmaktır peşinden geleceklere, dil olmaktır dilsizlere...

Eşik olmak sezgilere, gökyüzü olmak sevgilere... Kafa yormak yergilere; cevap vermek sorgulara... Konu olmaktır dergilere..
Peki, siz bu zevki tattınız mı?.. Yazık!
Okumak; kendin olmaktır, maskelerden kurtulmaktır. Okumak kula kul olmamaktır. Zaafların tanrılaşmasından münezzeh olmaktır.
Elham Suresinin her okunmasında “Allah’ım ancak sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.” diye Allah’a edilen yeminin farkında olarak kişileri rableştirmemektir.
Okumak; iletişim kurmaktır, iletken olmaktır. Her şeyden haberdar olmaktır.
Okumayan insan, beyni oksitlenendir, hurdaya çıkandır, paslanandır... Sıcaklarda donandır, buzullarda yanandır. Hakikatler gözüne batarken martavallara kanandır... 

Dünyada iken cehennemde yanandır...

Okumak düşmemektir tuzaklara, ulaşmaktır uzaklara, oturmamaktır kazıklara...
Tarihi çöz, devrini koy yanına... Bir şey geliyor mu aklına...

*
Okumak, karanlığa ışık olmaktır!..
Işık olmak nasıl bir şeydir, bilir misiniz?.. Yalana cellat,
Hakk’a âşık olmaktır! Aşkları, acıları, açları okumaktır!
Küçük şeylerin bile kıymeti, acil ihtiyaçta ya da tehlike anında daha iyi anlaşılıyor. “1898 yılında Küba’da meşhur doktorlardan William Gogas mecbur kalınca bir kavanoz dolusu ateşböceğinin ışığından faydalanarak bir askeri ameliyat etmişti.” Karanlıkta kalmanın bedelini ödemeyen zihniyet, ışığın kıymetini ne bilsin...

Okumak ilim, fen, teknik ve sanatta zirveye tırmanmaktır.
Uzay çağında yıldız, yıldız savaşlarında söz sahibi olmaktır.
Dünyada en büyük güç olmaktır okumak... Âtiden maziye kanatlanmaktır...
Çağlara hükmetmektir ...
Okumak özgürlüktür, okumayan zihniyet özgülüğü ne bilsin?
Türk dünyasının büyük yazarlarından ve düşünürlerinden Cemil Meriç, gözlerini yitirme pahasına kitap okumaya devam etmiş, âmâ olunca da kızı her gün ona kitap okumuştur. Kütüphanesinde 20 bin kitabı olan Cemil Meriç, öbür dünyaya götürmek için mi bu kadar kitaba sahip oldu, dersiniz? Dar kafalar, yaşadıkları debdebeli hayatı yazarlara, düşünürlere borçlu olduğunu kavrayabilirler mi acaba?

Okumak bir sevdadır, her gönül dayanmaz buna... 
Baharda gövermezse ağaç, elbet döner oduna...
Okuyarak canlı Kalmak, Kuruyup odun olmak, Senin elinde... 

Osman KARABABA 
BİLĞİ YURDU DERGİSİ SAYI 60

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder