SEÇİM İTTİFAKLARI BÖLÜM 2
SEÇİM İTTİFAKLARININ SEÇMEN DAVRANIŞINA ETKİSİ
Seçimlere katılım oranları sonuçların temsiliyeti açısından önemli bir veri sunmaktadır. Seçimlere katılım oranının düşük olması temsiliyet probleminin
yanı sıra gelir durumu düşük seviyedeki bireylerin siyasal faaliyetlere katılamaması ve eşitsizlik eksenli politikalarla birlikte değerlendirilmektedir.18
Bu noktada seçim ittifaklarının seçmen davranışı üzerinde etkili olduğu bilinmektedir.
Bu konudaki kanaat nispi seçim sistemlerinde katılım oranının daha yüksek iken çoğunlukçu sistemlerde ise daha düşük olması ile açıklanmaktadır.19
Seçim öncesi ittifaklar bu noktada seçimin ardından oluşacak olası hükümet konusundaki belirsizliği azaltarak seçmen katılımını olumlu yönde etkilemekte dir.
1970-2002 yılları arasında 19 parlamenter demokraside 223 parlamento seçimi üzerine yapılan bir araştırma seçim öncesi ittifakların seçimlere katılım oranını ortalama 1,5 puandan fazla artırdığını göstermektedir.20
Aynı araştırmada ortaya çıkan bir diğer önemli sonuç seçimlere giren partilerin sayısı arttıkça vatandaşların oy kullanma olasılıklarının azalmasıdır.21
Seçmen ittifakları ve seçim katılımı ilişkisi nispi temsil sistemlerinde iki ana nokta üzerinden açıklanmaktadır: Birinci nokta nispi seçim sistemlerinde
ittifaklar aracılığıyla vatandaşların oy kullanma motivasyonlarının artması üzerinden analiz edilmektedir.22
İkincisi ise ittifaklar sayesinde küçük partiler ile seçmenlerinin önemli hale gelmesi ve oylarının kilit rol kazanmasıdır.
Seçim öncesinde partiler arasında kurulan bazı ittifaklar seçim sonrasında da devam ettiği için özellikle çok partili sistemlerde hem belirsizliği hem de istikrarsızlığı azaltmaktadır. Bilhassa seçim barajı bulunan ülkelerde partiler bir platform altında birleşerek seçime gittiğinde seçmenler oylarının boşa gitmeyeceği düşüncesiyle oy kullanmaktadır.
Zira seçim öncesi yapılan ittifak sonucunda iş birliği içerisindeki partilerden oluşan bir platformun ortaya çıkması ve bu platforma dahil partilerin kampanyalarını ortak bir şekilde koordine etmesi seçim sonrasında hükümet kurma aşamasında da birlikte hareket edecekleri şeklinde algılanmaktadır. Araştırma sonuçları da seçim öncesi ittifak yapan tarafların seçim sonrasında hükümet kurma ve bu hükümette istikrarı sağlama başarısının diğer partilere göre daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.23
Seçim ittifaklarının seçmenlere sunulan parti ya da aday alternatiflerini azaltacağı sebebiyle seçimlere katılımı düşürdüğüne dair bir başka alternatif açıklama modeli bulunmaktadır. Fakat bu görüşü savunan taraflar bu olumsuz etkinin ortadan kalkması için seçmenlerin ittifaka dahil partiler arasından yalnızca birisi için oy kullanmasına olanak sağlayan sistemin bu olumsuz etkiyi ortadan kaldıracağını ifade etmektedir.24
Bunun yanı sıra seçim ittifaklarının seçim sonrasında da bir koalisyona dönüşme ihtimali olmasının siyasette istikrarı sağlamaya olumlu bir katkı sağladığı gibi seçim sonrasında ittifaka dahil olan partilerin yeni pazarlıklara başvurması hükümetin kurulmasını ya da devamını olumsuz etkileyebilmektedir. Ayrıca seçim öncesi ittifakların her zaman seçim sonrasında koalisyona dönüşmediği göz önünde bulundurulmalıdır. Zira seçim öncesi ittifakların bir amacı seçim sonrasındaki iktidar formüllerini netleştirmek değil ittifaka dahil olan partilerin seçimlerde istedikleri başarıyı elde etmelerini sağlamaktır.
Seçim öncesinde partiler arasında kurulan bazı ittifaklar seçim sonrasında da devam ettiği için özellikle çok partili sistemlerde hem belirsizliği hem de istikrarsızlığı azaltmaktadır.
SEÇİM İTTİFAKLARININ AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
Seçim ittifakları sonuçları itibarıyla partiler açısından çeşitli avantaj ve dezavantajlara sahiptir. İttifaklar seçim sonrasındaki kompozisyonu oluşturduğu için partilerin parlamentodaki ağırlıkları üzerindeki temel belirleyicidir. Seçim ittifakları hükümetin kurulması sürecini de kolaylaştırdığı için olası hükümet krizlerini de engellemektedir.
Dolayısıyla seçimler sonrasında daha istikrarlı hükümet yapılarının oluşmasını sağlamaktadır.25
İttifakların bir diğer avantajı seçmenlerin stratejik oy kullanmasını sağlayarak ittifaka dahil partilerin seçim barajını aşmasını kolaylaştırmasıdır.
Nispeten yüksek seçim barajının bulunduğu ve parti sisteminde bölünmelerin yüksek seviyede olduğu durumlarda küçük ve orta ölçekli partiler büyük partiler ile ittifak kurma eğilimindedir. Bu tür ittifaklarda büyük partiler kazançlarını maksimize etmeye çalışırken küçük partiler ise parlamentoda temsil edilme şansı yakalamaya çalışmaktadır. Bu sayede normal şartlar altında seçim barajının altında kalacak küçük partiler sistemde yer edinebilmektedir.
Seçim ittifaklarının dezavantaj oluşturduğu durumlar da mevcuttur. Örneğin bir ittifak sonucu oluşan hükümette olumsuz bir durum karşısında hükümetin bileşenlerini oluşturan partilerin sorumluluk almaktan kaçınmaları ve hükümet teki diğer partileri suçlamaları yaygın bir durumdur. Dolayısıyla çeşitli bağlamsal faktörlere bağlı olarak ittifaklar hem demokrasinin kalitesi hem de kamu politikası için olumlu ve olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.
Kırılgan demokrasilerde siyaset kurumunun konsolidasyonu tam anlamıyla gerçekleşmediğinden ittifaklar daha az kalıcı olabilmektedir. Fakat demokrasinin göreceli olarak konsolide olduğu ülkelerde ideolojik olarak yakın partiler arasındaki ittifaklar istikrarlı bir parti sisteminin oluşturulmasını kolaylaştırarak demokrasinin sağlamlaşmasına büyük katkıda bulunabilir.
Seçim ittifaklarında ittifaka taraf kesimlerin farklı sebeplerle yaşadıkları çatışmalar çeşitli maliyetler doğurmaktadır. Bunlardan birisi partilerin aday listelerinde çıkabilecek krizlerle ilgilidir. Partilerin listeler üzerinde yaptıkları müzakere süreçleri her bir partinin yasamadaki ağırlığını korumak istemesi sebebiyle anlaşmazlıklar yaratabilir. Kapalı listeli bir nispi sistem ile çoğunluk veya iki turlu bir sistemde partilerin aday listelerinin oluşmasında makul beklentileri olduğu sürece bu süreç çatışmasız sonlandırılmakta dır.
Partiler bu noktada farklı seçim bölgelerinde kendi oy potansiyellerinin farkında olarak beklentilerini şekillendirirse görüşmeler sağlıklı sonuçlanabilmektedir.26
Çünkü bu sistemlerde ittifaklar genelde ortak bir liste altında seçime gidilmesi ile gerçekleşmekte dolayısıyla partiler seçimlerde parti olarak aldıkları oy oranlarını asla bilememektedir. Buna karşılık esnek veya açık listeli nispi sistemlerde partilerin ittifak içindeki koltuk payları görülebilmektedir. Özellikle alternatif oylama sisteminde bu mümkün olabilmektedir. Bu sistemde adaylar ve partiler ittifak kursa da seçim esnasında parti olarak kampanya yürütebilmekte ve seçim sonrasında parti olarak aldıkları oy oranlarını görebilmektedir. Fakat bu durum
ittifakların sürdürülebilirliği noktasında şüpheler oluşturmakta ya da bir parti diğer parti/partilerin ittifaka yeterince fayda sağlamadığını ileri sürerek seçim öncesi anlaşmanın dinamiğini olumsuz etkileyecek siyasi davranışlarda bulunabilmektedir.
FARKLI SİYASAL SİSTEMLERDE SEÇİM İTTİFAKLARI
Başkanlık Sistemlerinde Seçim İttifakları
Başkanlık sistemlerinde seçim ittifakları iki şekilde ortaya çıkmaktadır: Birincisi başkanlık seçimlerinde ikincisi ise parlamento seçimlerinde gerçekleştirilen
ittifaklardır. Başkanlık seçimlerinde başkanın seçilmesi için yüzde 50+1 kuralının işlediği durumlarda tek bir partinin adayının bu oy oranına ulaşması zor olduğundan partiler ittifak yaparak bu makamı elde etmek istemektedir. Çünkü başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde başkanlık en önemli yapı olduğu için siyasi partilerin birincil önceliği bu makamı kazanmaktır. İkinci ittifak biçimi olan parlamento seçimlerindeki ittifaklarda ise partiler güçlerini birleştirerek daha etkili bir iktidar ya da muhalefet biçimi ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu noktada her ne kadar iki ittifak biçimi birbirinden ayrı gibi görünse de başkanlık ve parlamento seçimlerindeki ittifakların birbirlerini etkilediği ve zaman zaman birisinde gerçekleşen ittifakın diğerinde de ittifaka yol açtığı görülmektedir. Özellikle başkanlık sistemlerinde başkanlık seçim sonuçlarının yasama seçimlerinin sonuçları üzerinde etkili olması bir seçimdeki ittifakın diğer seçime taşınmasına neden olmaktadır.
TABLO 1. İTTIFAKLARIN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI
Kaynak: “Coalitions: A Guide for Political Parties”, The National Democratic Institute & The Oslo Center for Peace and Human Rights, (2015), s. 20.
Başkanlık seçimlerinde belirli adaylar çerçevesinde ittifak gerçekleştirebilme mümkün kılınmıştır. Partiler bireysel olarak bir adayı destekleme kararı alabildiği gibi bir platform kurarak bu çatı altında belirli bir adayı destekleyebilmektedir. Bir platform adı altında seçimlere gitme durumu hem başkan hem de parlamento seçimlerinde görülmektedir. Özellikle Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde partiler başkanlık ve parlamento seçimlerinde belirli platformlar etrafında ittifaklar kurmakta ve seçimlere bu platformlar altında girmektedir.
Bu ittifaklar bazen uzun bazense kısa süreli olmaktadır.
Örneğin;
1990’da Güney Afrika’da yasalaştığı gibi Güney Afrika Sendikalar Birliği (COSATU), Güney Afrika Komünist Partisi (SACP) ve Afrika Ulusal Konseyi (ANC) tarafından üçlü bir yasal ittifak kurularak seçimlere bu ittifak aracılığıyla katılmaya başlanmıştır.27
Bu ittifak 1994’ten bu yana iktidardadır.
Her halükarda çok sayıda partinin bulunduğu Latin Amerika ülkelerinde ise platformlara dahil olmak siyasette yer edinmek için bir zorunluluk haline gelmiştir. Örneğin 2018’de gerçekleştirilecek başkanlık seçimleri için Kolombiya’da otuzdan fazla parti ve bağımsız isim adaylığını koymuşken Meksika’da ise kırk bağımsız aday seçimler için ön başvuruda bulunmuştur. Fakat zaman içerisinde partiler belirli adaylar etrafında ittifak oluşturmaya başlamıştır. Meksika’da partiler ağırlıkla Milliyetçi Hareket Partisi’nin (PAN) adayı Ricardo Cortes, Ulusal Diriliş Hareketi’nin (MORENA) adayı Andres Obrador ve Kurumsal Devrimci Parti’nin (PRI) adayı Jose Kuribrena etrafında ittifak kurmuştur. Her ne kadar bu üç adayın kendi partisi bulunsa da Meksika seçim kanunları gereği ittifakın resmi adı/platformu altında yarışacaktır.28
Cortes “Meksika için Cepheye” (Por México al Frente), Obrador “Birlikte Tarihi İnşa Ediyoruz” (Juntos Haremos Historia) ve Kuribrena “Herkes Meksika için”
(Todos por México) adına seçimlere girmekte ve kampanyasını buna göre dizayn etmektedir.
Başkanlık sistemlerinde bir partinin başkanlık seçiminde belirli bir ittifak çerçevesinde ya da tek başına aday gösterip göstermemesinde etkili olan çeşitli faktör bulunmaktadır. 1975-2009 yılları arasında 23 ülkede gerçekleştirilen başkanlık seçimleri ile ilgili bir çalışmada başkanlık makamının yetkileri, seçim kuralları ve çok seviyeli yönetişimin (multi-level governance) başkanlık seçimlerin de etkili olduğu ifade edilmektedir.29
Bu süreçte başkanlık seçimlerine giren partilerin yüzde 43,8’inin ittifaklar çerçevesinde girdiği görülmüştür.30
Başkanlık makamının yetkilerinin geniş olduğu durumlarda partilerin seçimlere tek başlarına girme ihtimalleri azalmaktadır. Zira partiler bu makamın sahip olduğu yetkilerden yararlanmaya daha meyillidir.
Başkanın başkanlık dönemlerinde bir kısıtlama bulunması durumunda partilerin başkanlık seçimlerinde ittifak yapma ihtimali de zayıflamaktadır. Çünkü başkanın birkaç dönem daha tekrar seçilebilme ihtimalinin bulunması yani başkanlık
dönemlerinde herhangi bir kısıtlama bulunmaması, partilerin gelecek seçimleri planlama konusunda sıkıntı yaşamasına ve sistemde yer almak için ittifaklara
meyilli olmasına neden olmaktadır. Bu araştırmanın bir diğer sonucu çoğunlukçu sistemlerde seçim öncesi ittifakların daha yaygın olduğudur.
Gerek başkanlık gerekse de parlamento seçimlerinde ana öncelik başkanlık makamını kazanacak çoğunluğu elde etmeye yönelik politikalar geliştirmektir.
Bu bağlamda başkanlık ile yasama seçimleri arasındaki süre ve başkan adaylarının sayısı da seçim başarıları üzerinde etkilidir. Özellikle siyaset bilimi literatüründe “kuyruk etkisi” (coattail effect) olarak adlandırılan durumda olduğu gibi başkan adayının toplumsal karşılığı yüksek olduğu takdirde başkan adayının popülaritesi ve seçim başarısı yasama seçimleri ile yerel seçimlerde partisinin başarısını da artırmaktadır. Bu durumun özellikle başkanlık ve yasama seçimlerinin aynı anda olduğu durumlarda görüldüğü ifade edilmektedir.31
Başkanlık ile yasama seçimlerinin arasında ciddi bir zaman farkının olduğu durumlarda ise bu etkinin azaldığı ifade edilmektedir. 1975-2010 yılları arasında başkanlık sistemi ile yönetilen 23 ülkedeki siyasi partilerin seçim kazanımları ile ilgili bir başka araştırmada başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerin parlamento seçimlerindeki ittifakın büyük partiler açısından olumlu bir etki oluşturduğu, küçük partiler açısından ise ancak kurulan ittifak blokunun liderliğini üstlendiği takdirde çeşitli kazanımlarının olabildiği ortaya konulmaktadır.32
Başkanlık sistemlerinde kuyruk etkisinin yarattığı bir diğer sonuç parti ittifakları ile ilgilidir. Başkan ile yasama seçimlerinin eş ya da yakın zamanlı olduğu durumlarda küçük partilerin başkan adaylarının kazanma ihtimali düşmektedir. Bu durum küçük partilerin gerek başkanlık gerekse de yasama seçimlerinde büyük partilere eklemlenmesini sağlamaktadır. Bu sebeple özellikle başkanlık seçimlerinde ikinci tura kalındığı takdirde partiler arasındaki ittifaklar kaçınılmaz hale gelmektedir. Bilhassa iki partili sistemin yaygın olduğu çoğunlukçu seçim sistemlerinde “Çizgiyi ilk geçen seçimi kazanır” ve “Kazanan hepsini alır” anlayışları hakim olduğundan küçük partiler ana partilerin etrafında birleşmekte dir.33
Zira seçimler ikinci tura kaldığı takdirde partilerin asıl amacı çıkarlarını maksimize etmek ve doğrudan olmasa da dolaylı olarak başkanlık seçimlerinde etki yaratmaktır.
Bu sebeple kendi adayları ikinci tura kalamayan partiler ikinci tura kalan partilerin adayları etrafında bir ittifak kurmaktadır.
Bu partilerin oluşturduğu ittifaklar başkanlık seçimlerinde gidişata yön verebilmektedir. Dolayısıyla seçmenin kendi adayı dışındaki partilerin adaylarına yönelik ikinci tercihi başkanlık seçimlerinde daha çok etkili olmaktadır.
Başkanlık sistemlerinde görülen bir diğer ittifak örneği parlamento seçimlerinde de ittifak gerçekleştirilmesidir. Başkanlık sistemlerinde seçimlerden önce partiler ittifak kursa da seçimlerden sonra parlamentoda partilerin bir araya gelmesi ve bir platform etrafında birleşmesi de yaygın bir biçimde görülmektedir.
Örneğin Kongo’da 2006’daki seçimlerden sonra “Başkanlık Çoğunluğu için İttifak” adlı bir oluşum kurularak parlamentodaki partilerin bu oluşum etrafında birleşmesi sağlanmıştır. Bu ittifaka dahil olan yaklaşık on parti ve bağımsız vekiller 500 milletvekili olan parlamentoda çoğunluğu elde etmiştir. Dolayısıyla partiler yalnızca seçimlerden önce değil sonra da yürütmeyi temsil eden başkan ile daha uyumlu politikalar yapmak için ittifak kurabilmektedir. Bunun yanı sıra başkanlık sistemlerinin bulunduğu bazı ülkelerde partiler resmi bir ittifak adı altında seçimlere girmekte fakat her bir parti kendi listesi ile seçime girdiği için aldıkları oy oranı ayrı ayrı görülmektedir.
Örneğin 2015’te Meksika’daki yasama seçimlerinde Kurumsal Devrimci Parti (PRI) ile Çevreci Yeşil Parti (PVEM) parlamento seçimlerinde ittifak kurmuş, dar bölge usulü ile seçilen 300 vekilin 131’ini PRI alırken PVEM ise 29 vekil kazanmıştır.
Başkanlık seçimlerinde adaylar arasındaki rekabetin seçmenleri de kutuplaştırması ittifakların kurulmasını zorlaştıran bir etkendir.34
Bu sebeple seçimleri kazanan başkanın başka partilerle iş birliği yapmasına tepki gösterilebilmektedir.
Örneğin 1987’de Arjantin’de seçilen Başkan Alfonsin’in bir başka partinin liderini çalışma bakanı olarak ataması ciddi bir siyasi krize neden olmuştur. Bu durum başkanlık sistemlerinde kurulan ittifaklarda bir denge unsuru gözetilmesini zorunlu kılmaktadır. Eğer bir parti kurulan ittifakta gerekli kazanımları elde ettiği ve gücü oranında temsiliyet kazandığı hususlarında seçmenlerini ikna edemezse ittifaktan olumsuz olarak etkilenebilir. Bu sebeple partiler kurulan ittifaklarda mevcut güçleri ile orantılı taleplerde bulunmaya özen göstermektedir.
3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder