KASETİN Mİ VAR, Derdin var...
Bekir Coşkun,
BAYKAL’ın kasetini inceleyen özel Ulusal Kriminal Bürosu(!) görüntülerin montaj
olduğunu, şahısların Baykal ve Baytok olmadığını dün kamuoyuna şema üzerinde açıkladı.
Belki Baykal da izlediyse “Demek ki ben değilmişim“ demiştir...
İncelemenin esaslı olduğunu bacaklardaki kılların yapısının belirlenmesinden de anlıyoruz ki, bu durumu “kıl payı” kurtarıyor...
“Ulusal Kriminal Bürosu”ndan televizyonlarda izlediğiniz Uğur Kurtulan, ayrıca
Baykal’ın görüntülerinde, gömlek kolunun önce aşağıda olduğunu, ayağa kalktığında ise yukarıya katlandığını belirtiyor, bu “birisi de gömleğin kolu ile oynamış” olasılığını akla getiriyor...
Aynı kriminal büronun, belediye başkanlığı sırasında Tayyip Erdoğan‘ı da bir “dinleme” sorunundan kurtardığını öğrenmiş bulunuyoruz... Zaten büro sahibinin soyadı:
“Kurtulan...”
Ayrıca, 72 milyona saatlerce anlatıldığına göre; görüntüdeki Baykal’ın soyunduğunda pantolonunu götürüp gardıroba özenle asması, bu kaseti yalanlayan bir önemli unsur görülüyor...
(Ki bu durumlarda erkeklerin, nereye düştüğüne bakmadan pantolonlarını havaya savurdukları varsayılarak...)
Acaba disiplin açısından sosyal demokraside görülen itina ve düzenin gardırop boyutu sayılabilir mi, biz bilemeyiz...
Sonuç olarak özel “Ulusal Kriminal Bürosu”na göre o gözükenler Baykal ile Baytok değil...
Belki de işin en konuşulan yeri burası; Baykal‘ın ilk günden bu yana niye “O ben değilim” demediği...
Hani kimi işler vardır, insan yapar ama farkına varmayabilir... Başkası “Ne yaptın?” dediğinde bakar ki yapmış... Burada ise başkasının “Sen yapmamışsın” demesi söz konusu...
Bence bu tartışma yeter...
Baykal kimseden oy istemeyeceğine göre, özel hayatı da artık kimseyi ilgilendirmez ve kimseye hesap vermek zorunda değil...
Yaptıysa yaptı, yapmadıysa yapmadı...
bcoskun@htgazete.com.tr
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder