TÜRK KAMUOYUNDA KIBRIS ALGISI: 1958 YILI KIBRIS MİTİNGLERİ BÖLÜM 2
İstanbul Mitingi sonrası kamuoyunda Kıbrıs konusunda yükselen tansiyon ile birlikte ülke genelinde mitingler düzenlenmesi konusunda bir hareketlenmenin ortaya çıktığı görülmektedir. İstanbul mitingi sonrası, Ankara Anıtkabir’de düzenlenecek olan mitingin hazırlıklarına hemen başlanmıştı. Türkiye Milli Talebe Federasyonu ve Ankara Üniversitesi Talebe Birliği’nin organize ettiği miting, önce Kurtuluş Meydanı’nda planlanmışken, mitingin daha anlamlı ve dikkat çekici olması için, mitingin yeri Anıtkabir olarak değiştirilmişti.
İnsanlar mitinge ücretsiz taşınırken, miting esnasında hazırlanan beyannameler Türkkuşu tarafında meydanlara atılacaktı.
Ankara Mitingi, 12 Haziran 1958 Perşembe günü, İstanbul’da olduğu gibi saat 14’te önce saygı duruşu ve ardından okunan istiklal marşı ile başladı. Miting davetini yapan Türk Milli Talebe Federasyonu Genel Başkanı Vahdet Tayan miting açılış konuşmasında “Kıbrıs davasında taksimin, Türk milletinin yapmış olduğu bir fedakârlık olarak algılanması gerektiği” vurgusunda bulunarak, Amerika’nın da konuyu bu şekilde anlaması gerektiğini ifade ediyordu. Bu durum Türk Kamuoyunun, Kıbrıs konusunda Amerika’dan beklentilerini yansıtıyordu. Kıbrıs Türktür Partisi Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçük’ün, Kıbrıs’ta var olan
durumu ortaya koyduğu konuşmasında, “Kıbrıslı Rumların Makarios önderliğinde
örgütlenerek Türkleri öldürdüklerini, Türklerin kendilerini koruma durumuna geçtiğinde, Rumların, Türklerin kendilerini katlettiği propagandasını yaptığına” değinmişti. Ada’daki durumun çok kötü olduğu, çadırlarda yaşayan insanların bulunduğu ve bu durumdan Ada idarecilerinin Türkleri sorumlu tutarak, Rumların şımartıldığını ifade ettiği konuşmasının sonunda, bu durumda çıkışın tek yolunun taksimle birlikte Mehmetçiğe düştüğüne değiniyordu. Konuşmasının sonunda Dr. Küçük’e, Talebe Federasyonu tarafından, Kıbrıslılara verilmek üzere, federasyonun gönüllü olarak kaydına başladığı “Kıbrıs Türk Gençlik Ordusu” adına İstiklal Harbinde kullanılmış bir gümüş kılıç; Dumlupınar Kocatepe’den, Mustafa Kemal’in “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” dediği yerden
getirilen toprak ve bir Türk bayrağı hediye edildi29.
Kıbrıs Türktür Kültür Derneği Başkanı Mehmet Ertuğruloğlu, “Kıbrıs, Anavatanla
birleşmek için her fedakârlığı göze alacaktır. Türk milleti Kıbrıs meselesinde kararlıdır. Ada’nın tamamı üzerinde hak sahibi olmasına rağmen dünya barışı uğruna son fedakârlık olarak taksime razı olmuştur” ifadelerinde bulunurken; Türkiye Talebe Federasyonu eski başkanı Yavuz Kadıoğlu, “Milli parolamız bir zamanlar ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’dü. Sonra ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ oldu. Şimdi ‘Ya Taksim Ya Ölüm’ oldu” diyerek, Kıbrıs konusunda Türk tezinin parolasını kalabalığa onaylatıyordu. Bu ve buna benzer pek çok ifadenin yer aldığı konuşmalar ardı ardına gerçekleştirilmişti. İstanbul’da olduğu gibi
Ankara’da da Kıbrıs davasında gençlik örgütleri ön plandaydı.
Miting sırasında, “Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak”, “Taksime razı olmasan gelir hepsini alırız”, “Kıbrıs’a yol Anadolu’dan gider”, “Baş verir Kıbrıs’ı vermeyiz”, “Ölmek var dönmek yok”, “Ya böleceğiz, ya öleceğiz”, “Taksim sulh için son fedakârlığımız”, “İnsan kalpsiz Türk Kıbrıs’sız olmaz”. “Yunan dikkat et Menderesi taşırma! On iki adaları sel alır”, “Sayın Başvekilimiz, trafik fenerlerinin yeşil yanmasını emret yeşil adaya yol alalım”, “1453’de Fatih’i, 1922’de Atatürk’ü, 1958’de de torunlarını karşında bulacaksın” yazılı dövizler ellerde dolaşıyor; İstanbul’da olduğu gibi Ankara’da Makarios kuklaları darağaçlarında asılıyor ve yakılıyordu30.
Saat 16’ta konuşmalara son verilerek, kalabalık Ulus’a doğru yürüyüşe geçti ve
Atatürk Anıtına çelenkler konuldu. Miting esnasında, muhalefet lideri İsmet İnönü’nün miting alanına gelmemesi yönünde çeşitli tertiplerin alındığı konusunda haberlerde basına yansımıştı31.
Ülke içersinde düzenlenen mitinglere yönelik, Türk Ortodoks Kiliseleri Başkanı
Papa Eftim32, Türk Milli Talebe Federasyonu’na bağlı gençlerle yapmış olduğu konuşmasının basına yansıyan bölümlerinde, İstanbul Rum Patriği Athenagoras’ın, Makarios’la aynı gayeye paylaştığını, Athenagoras ve etrafındaki papazların yurt dışına çıkarılmaları gerektiği, patrikhanenin Megala İdea’ya hizmet ettiğini söylemişti33. Papa Eftim’in, Kıbrıs konusunda bu ve buna benzer, Türkleri destekler nitelikteki ifadeleri, ülke içersindeki Rum kesiminde
rahatsızlıklar yaratmıştı. Papa Eftim’in şahsına yönelik giderek artan tehditler üzerine, Galata’da yer alan “Panayia” kilisesi çevresinde güvenlik önlemleri alınmıştı.
Kıbrıs konusunda iki büyük ilde arka arkaya gerçekleştirilen mitingler sonrası, diğer illerdeki miting hazırlıkları hız kazanıyordu. 15 Haziran’da, İzmir Yüksek Tahsil Gençliği tarafından, Bornova Spor sahasında gerçekleştirilen ve çok büyük bir kalabalığın katıldığı İzmir Mitinginde, diğer mitinglerde olduğu gibi ön planda gençlik ve kadın örgütleri yer alıyordu. Mitingi esnasında Kıbrıs Türktür Partisi Genel Sekreteri Osman Örek, düzenleme kurulu başkanı Tıp Fakültesinden Necip Acar ile birlikte birçok konuşmacı söz almıştı 34.
Osman Örek’e, konuşmasının sonunda, Atatürk büstü ve gençlerin kanlarıylaçizdiği Kıbrıs haritası verilmişti. Ayrıca miting Kıbrıs’ta da radyodan yayınlanmış ve Ada’da heyecan yaratmıştı35.
Aynı gün Adana’da düzenlenen mitinge Dr. Fazıl Küçük katılıyordu. Fazıl Küçük
burada yaptığı konuşmasında taksim tezi üzerindeki ısrarlarını ve Kıbrıslı Türklerin haklılıklarını ortaya koymuştu. Konuşması sonrası Türkiye Milli Talebe Federasyonunun kanı ile çizdiği bir Kıbrıs haritası, mücahitlerimiz tarafından da milli mücadele yıllarından kalma mermi dolu şarjör, esir düşen Yunan Generali Trikopis’ten alınmış olan tarihi kılıcı temsilen bir kılıç hediye edilmişti. Bu mitinglerde de Makarios duyulan öfke kalabalıklarda hissediliyor, köpekler Makarios kılığına sokuluyor, kuklaları darağaçlarında asılıyor ve yakılıyordu36.
İzmir’de miting dışında bir diğer önemli gelişme, mitingden bir gün önce, İzmir’de bulunan NATO karargâhındaki yaklaşık 200 kişilik Yunan personelinin, aileleriyle birlikte, 10’na yakın uçakla karargâhı terk etmesi ve Yunanistan’a gitmeleriydi. Basında “Efzunlar Dağa Küstü’ Yunan Jesti!” şeklinde verilen haberde, olayın NATO’nun bilgisi dışında gerçekleştiği ve Türkiye’ye yönelik Yunanistan’ın bir gözdağı olduğuydu. Yunanistan ayrıca iki ülke arasında oluşan gerginlik sonrası Ankara Büyükelçisini de geri çekiyordu. Yunan dış işleri bakanı Averof, “Bu geri çekmede ciddi sebeplerinin olduğunu, Türklerin tahrik edici
hareketleri karşısında çekilmeye karar verdiklerini” söylüyordu37. Yunanistan, ülkesinde yapılacak olan bir NATO toplantısını iptal ederken, toplantıya katılacak olan 4 Türk subayı da geri dönüyordu.
Yunanlılar iptal gerekçesi olarak, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerginliğinin Yunan ve Türk subaylarının işbirliğini imkânsız kıldığını ve bu durumun konferansın iptaline gerekçe teşkil ettiğini ileri sürmüştü. Olaylar sonrası, Yunanistan dış işleri bakanı Averof, mecliste yapmış olduğu konuşmada, İzmir’deki NATO üssünün başka bir yere naklini dile getirdi38.
NATO’nun güneydoğu kanadının savunmasında yer alan iki kritik ülke arasında
oluşan bu olumsuz hava, başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere, Kıbrıs konusuna bir an önce bir çözümün bulunmasının zorunluluğunu getiriyordu. ABD’nin en önemli önceliği Kıbrıs’tan dolayı iki NATO üyesi ülke arasındaki gerginliğin çatışmaya dönüşmesini engellemekti. Kıbrıs konusunda 17 Haziran’da açıklamak üzere bir çözüm planı hazırlamakta olan İngiliz Başbakanı Macmillan’ın, NATO’nun müdahalesiyle planını açıklamayı iki gün ertelemişti.
TBMM 16 Haziranda Kıbrıs’a yönelik yapmış olduğu gizli oturumda, oybirliği ile
Kıbrıs adasının taksimi yolunda almış olduğu kararı tüm dünyaya ilan ediyordu.
Bu kararın içeriğindeki önemli noktalar şöyleydi; “… Kıbrıs’taki son olaylar da göstermektedir ki, bu çok tehlikeli durumun bir an önce nihai bir hal şekline bağlanmasına yönelik kesin bir aciliyet haline gelmişken, bunun için de tek, adil, haklı, ılımlı hal şekli olan taksimi, vakit geçirmeden kabul etmek gerekmektedir. Ada’da iki toplumun arasındaki güvensizlik ve düşmanlık, bu toplumların artık bir arada yaşamalarına ve bir idare altında işbirliği yapmalarına olanak
tanımamaktadır. Ada’da sulhun ve sükûnun yeniden geri gelmesi için, bu iki toplumu, fiilen ve hukuken birbirlerinden ayırmak ve Türk toplumuna, hiçbir zaman ve hiçbir suretle, onun yaşama hakkına ve özgürlüğüne kastetmiş olan Rum toplumunun tahakkümü altında bırakılmayacağı hususunda tam güvence vermek gerekmektedir. Bu nedenle Ada’nın sulh, sükûn ve refahını sağlamak ve gerekli dostluk ve anlayış havasını yeniden yaratmak için nihai bir çözüm ve azami bir fedakârlık olarak taksimi kabul etmek ve uygulamak kaçınılmazdır”39.
Meclis oybirliği ile almış olduğu bu kararla taksim tezi bir devlet politikası haline gelmişti.
Türkiye, devlet politikası olarak Kıbrıs Sorunun çözümünde taksime yönelik çözümü ortaya koyarken ve bu çözümde Kıbrıs’ta ve Türkiye’de yaşayan Türk halkının geniş desteğini alırken, İngiltere Başbakanı Mac Millan 19 Haziran’da Avam Kamarasına verdiği Kıbrıs’a ilişkin beyanatta, Ada sorununun çözüme yönelik planını açıklıyordu. İngiltere, Kıbrıs üzerindeki hükümranlığını yedi yıl müddet için Türkiye ve Yunanistan’la paylaşmaya hazır olduğunu, adada İngiliz vali yanında Türkiye ve Yunanistan’ında birer temsilcinin bulundurmasını temel alan bir öneri getiriyordu. İngiliz Başbakanı Mac Millan, Kıbrıs’ta her
iki cemaatin kendisiyle ilgili işlerde muhtariyete sahip bulunacağı, temsili bir hükümet sisteminin kurulacağı; Kıbrıslı Rumlarla, Kıbrıslı Türklere İngiliz tabiiyetini muhafaza etmekle beraber Yunan veya Türk tabiiyeti verecek olan hükümleri kabul edeceği; yapılacak olan anayasada iki cemaatin her biri için ayrı bir temsilciler meclisinin kurulmasını öngörüyordu.
Uluslar arası alanda Kıbrıs konusunda bu gelişmeler devam ederken, ülke içersinde Kıbrıs mitingleri devam ediyordu. 23 Haziran tarihine kadarki süreçte gerçekleşen mitingler şunlardır: 8 Haziran İstanbul; 9 Haziran Adapazarı; 12 Haziran Ankara; 14 Haziran Antakya, Kayseri, Ordu; 15 Haziran Adana, İzmir, Hatay, Kırıkkale; 16 Haziran Malatya; 17 Haziran Erzurum; 19 Haziran Antalya, Samsun ve Elazığ; 21 Haziran Eskişehir, Balıkesir ve Maraş; 22 Haziran Konya, Bursa ve İskenderun mitingleri. Bütün mitinglerde gençlik örgütlerinin ön
planda olduğu; mitinglerin düzenlendiği illere, çevre illerden de yüksek katılımların olduğu dikkat çekmekteydi.
Antalya mitingi sonrası gençler deniz açılarak ve Türk karasularının bittiği yere
“Kıbrıs bugün karasularımızdan çıktık, yarın karasularındayız” yazılı çelenk ile gençlerin kanlarıyla yazdıkları ve içinde, “Denizler, gökler ve karalar şahidimiz oldun ki, Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır” mesajını ihtiva eden kağıt, bir şişe içine konularak Kıbrıs’a gönderilmek üzere denize bırakılmıştı40. Samsun, Eskişehir ve Konya mitinglerinde Dr. Fazıl Küçük konuşmalarda bulunmuştu. Konya mitingi İstanbul, Ankara ve İzmir radyolarından canlı verilmiş; miting esnasında Dr. Fazıl Küçük’e, Ermenek gençliğinin kanlarıyla çizdikleri Kıbrıs haritası ve Türk bayrağını armağan edilmişti. İskenderun mitingine, Hataylı Ortodokslardan destek gelmiş. Ortodoks cemaati adına İskenderun Gazetesi sahibi Suphi
Levent’te bir konuşma yaparak, taksim lehinde fikirlerini ifade etmişti.
Maraş’ta yapılan mitingde, Havuzlu Meydana Kıbrıs ismi verilmiş, geçmişte Lala Mustafa Paşa komutasında fethedilen ve 37 bin Maraş eyalet askerinin kahramanlıklarına izafen, Kıbrıs’ta bir Maraş isimli kasabanın kurulması, Maraş’la Kıbrıs arasında maddi ve manevi bir bağın bulunması, mitingi daha anlamlı bir halegetirmişti41.
23 Haziran itibariyle ülke genelinde Kıbrıs’a ilişkin mitinglere son verilmesi
düşünülürken, illerden gelen yoğun istek üzerine mitinglere devam kararı alınmıştı. 23
Haziran Kastamonu; 24 Haziran Kars; 25 Haziran Çorum, Sivas ve Bingöl; 26 Haziran Niğde, Ordu, Aydın, Tokat ve Afyon; 28 Haziran Mersin ve Nevşehir; 29 Haziran Isparta; 2 Temmuz Çankırı; 4 Temmuz Gaziantep, Amasya; 5 Temmuz Urfa ve Sakarya; 6 Temmuz Çanakkale,
Zonguldak, Uşak, Diyarbakır ve Hakkari’de mitingler düzenlenmişti. Taksim fikrinin hararetli şekilde savunulduğu mitinglere, genel anlamda baktığımızda; Fazıl Küçük’ün katıldığını Çankırı mitingine, katılmaları için Türk Ortodoksları Ruhani Başkanı Papa Eftim ve Fener Patriki Athenagoras’ta davet edilmiştir. Davet üzerine, Papa Eftim, “Kıbrıs Türk yurdunun bölünmez bir parçasıdır. Taşı toprağı kanıyla yoğrulmuş Türk yurdudur” ifadelerinin yer aldığı bir teşekkür telgrafı göndermiştir42. Diyarbakır mitinginde Fazıl Küçük’ten ve Papa Eftim’den gelen telgraflar okunmuştur. Çanakkale mitingi sonrası, Kıbrıs’tan gönderilen
toprak Çanakkale Şehitler Abidesinin harcına karıştırılırken; Sakarya mitinginde, ülkede bulunan yaklaşık 30 bin Yunan tebaasının ülke dışına gönderilmesi ve Athenagoras ile patrikhanenin ülke dışına çıkarılması teklifleri dile getirilmişti43. Zonguldak mitingine Fazıl Küçük katılmış ve kendisine Zonguldak gençlerinin kanlarıyla yaptıkları bayrak verilmişti. Yüksek Tahsil Derneği tarafından düzenlenen Çorum mitinginde, İskilipli gençlerin kanlarıyla çizdiği Kıbrıs haritasının Dr. Fazıl Küçük’e gönderilmesi tezahüratlarla karşılanmıştı.
Mitingler ülke genelinde devam ederken, devlet radyosunda 4 Temmuz’dan itibaren “Kıbrıs Saati” isimli bir program yayına başlayarak, Kıbrıs’ta meydana gelen olayları günü gününe kamuoyuyla paylaşacaktı. İlk açılış konuşmasını Dr. Fazıl Küçük gerçekleştirmişti44.
Ulusal basında da Rumlara ilişkin asayiş haberleri ana sayfalarda yer alıyordu. Örneğin, bir Türk kızını döven, Fener Rum Kız Lisesi öğrencisi üç Rum kızın davaları gazetelerde yer alırken; bir başka haberde “Patriğin Kuryesi sınır dışı edildi” başlığı arlında, patrikhane ile Yunanistan konsolosluğu arasında irtibatı temin eden Teologos Sfirocras isimli Yunanlı kişiden bahsediliyordu. Sfirocras’ın, siyasi polisin takipleri sonucu, konsolosluktan patrikhaneye gizli talimatlar taşıdığı ve patrikhanenin de buna göre hareket ettiği tespit edilmişti. Patrik Athenagoras’ın özel kuryesi olan Yunanlının sınır dışı edildiği haberi yer
alıyordu45.
4- SONUÇ
“Taksim” tezinin bir hükümet politikası olarak ön plana çıktığı dönemde, 1958 yılı Haziran ve Temmuz aylarında ülke içersinde düzenlenen “Ya Taksim, Ya Ölüm” mitingleri, taksim tezine yönelik olarak Türk kamuoyunun desteğinin alınmasına ön ayak olmuştu. Başlangıçta Kıbrıs’ın tamamının Türklere verilmesi temel hedefken; İngiltere’nin de desteği ile taksimi ön plana alan Türk hükümetinin, bu kapsamlı politika değişiminin ülke içersinde yaratacağı olumsuz tabloyu, 1958 mitingleri, hükümet adına tersine çevirecekti. Mitingler ile
birlikte ortaya çıkan halk desteği, Türk hükümetinin içerde ve dışarıda, Kıbrıs konusunda elini güçlendirecekti.
Ülke genelinde düzenlenen Kıbrıs mitinglerinin düzenlenmesi ve yürütülmesinde, ön planda öğrenci ve gençlik dernekleri yer almıştı. Ayrıca kadın ve işçi örgütlerinin de mitinglere destek verdikleri görülmektedir. Özellikle gençlik içersinde “Kıbrıs”a ilişkin ortaya çıkan bu duyarlılık ve düzenlenen mitinglerin geniş halk kitlelerine ulaşması, sonraki yıllarda ülke gündeminde ki yerini koruyacak olan “Kıbrıs Sorunu”na ilişkin geniş halk desteğini de beraberinde getirecektir. Sonuç olarak ülke genelinde 44 ilde gerçekleştirilen ve toplamda iki
buçuk milyonu aşkın kişinin yer aldığı Kıbrıs mitingleri, Türk kamuoyunun Kıbrıs’a yönelik duyarlılığının en önemli göstergesi olmuştu.
DİPNOTLAR;
1 Angelos Kalodukas, “Kıbrıs Sorunu: 2. Dünya savaşı’ndan Annan Planına”, Çev: Stefo Benlisoy, Kıbrıs Dün ve Bugün, Der: Masis Kürkçügil, İthaki yay., İstanbul, 2003, s.73.
2 Niyazi Kızılyürek, Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs, İletişim Yay., İstanbul, 2002, s.231.
3 Kızılyürek, a.g.e., s.225.
4 Sabahattin İsmail, Kıbrıs Sorununun Kökleri, Akdeniz Haber Ajansı Yay., KKTC, 2000, s.316; 324-325.
5 Kızılyürek, a.g.e, s.235.
6 Kıbrıs Sorunu Gelişmeler ve Görüşler, Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Vakfı, s.18.
7 Kıbrıs Adasının Yunanistan’a bağlanacağı fikri 1950 ve 60’lı yıllarda Yunanistan’da geniş halk kitlelerini heyecanlandırıyor ve “Kıbrıs Davası” için sık sık gösteriler düzenlenmesine neden oluyordu. Gerçekleştirilen bu
gösterilerde pek çok gösterici yaralanıyor hatta ölümle sonuçlanan gösteriler oluyordu. Örneğin; 9 Mayıs 1956 yılında Atina’da gerçekleştirilen gösteri, üç gösterici ve bir polis memurunun ölümüyle sonuçlanmıştı.
Kalodukas, a.g.m., s. 69.
8 Şerafettin Turan, 6- 7 Eylül olaylarını, Kıbrıs konusunda kamuoyunu hareket geçirmek amacıyla tertiplenen ama yıkıcılığa ve çapulculuğa dönüşen bir hareket olarak niteler. Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, C IV/2,
1. Baskı, Bilgi Yay., Ankara, 1999, s.175.; Niyazi Kızılyürek, “Londra Konferansına giden Türk heyetine ‘kamuoyu desteği vermek’ için önce Selanik’te, Atatürk’ün evinde bir bomba patlatıldı, sonra da, Kıbrıs Türktür
Cemiyeti, DP ve gençlik örgütleri militanlarından oluşan kalabalık, İstanbul’da önceden belirlenen Rum hedeflerine saldırdılar” ifadelerinde bulunur. Kızılyürek, a.g.e, s.238.
9 Fahir H. Armaoğlu, “1955 Yılında Kıbrıs Meselesinde Türk Hükümeti ve Türk Kamuoyu”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 14 Sayı: 2, s.80.
10 Stavros Tombazos, “Kıbrıs Milliyetçilikleri”, Çev: Mutlucan Şahan, Kıbrıs Dün ve Bugün, Der: Masis Kürkçügil, İthaki yay., İstanbul, 2003, s.51.
11 Kızılyürek, a.g.e, s.246-247.
12 Türk Mukavemet Teşkilatı hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Ulvi Keser, Kıbrıs’ta Yer altı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı, 1. baskı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2007.
13 İsmail, a.g.e., s.359.
14 Milliyet, 28 Ocak 1958
15 Milliyet, 29 Ocak 1958
16 Rauf R. Denktaş, Hatıralar, C 10, 1. Baskı, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2000, s. 132.
17 Bu kampanyalara birkaç örnek vermek gerekirse; Nevşehir lisesi öğrencilerinin kanlarıyla hazırladıkları Kıbrıs bayraklarını gösteren fotoğraflar yer almakta ve hazırlanan bu bayrak Londra Kıbrıs Türktür Cemiyeti başkanı
Necati Serger’e verildi. Zafer, 15 Nisan 1958; “Şereflikoçhisar’dan kardeşlerimize” başlığı ile, Şerefli Koçhisar Cumhuriyet İlkokulu öğrencilerinin kanlarıyla çizdikleri Kıbrıs haritasını kaymakama takdim ettiler. Zafer, 26
Nisan 1958; 13 yaşındaki Baf Türk koleji 1-C sınıfı öğrencisi olan Kıbrıslı Türk çocuğu olan Cahit Fatihgil, Başbakan Adnan Menderes’e, üzerinde kanla çizilmiş Kıbrıs haritası bulunan bir Türk bayrağı gönderdi.
Bayrakla birlikte gönderilen mektupta, “Efendim, size iki günden beri bir bayrak yapıp arkasını da beyaz bir renk kumaşla kaplayıp üzerine kanımla yapılmış bir Kıbrıs haritası çizmeyi düşündüm. Akşamleyin bunu
annemle söyledim. Bu fikrimi beğendiler ve bana yarın mektepten geldiğin zaman her şeyi al ve düşündüğünü yapıp başvekilimize yolla dediler. Bende istediğimi yaptım” ifadeleri bulunmaktaydı. Daha sonra Adnan
Menderes bu bayrağı İstanbul’a mitinge gönderecektir. Zafer, 8 Haziran 1958.
18 Ahmet Hamdi Başar anılarını yazdığı kitabında Demokrat Parti’nin Kıbrıs konusunu, ülkedeki bozulan ekonomi ile birlikte artan muhalefete karşın, gündem değiştirmenin bir aracı olarak kullandığını, “… Kıbrıs
meselesini alevlendirerek halkı ayaklandırmaya ve heyecana getirmeye ve iç davalardan gözünü ayartma” çalıştığını ifade etmektedir. Ahmet Hamdi Başar’ın Hatıraları, C 2, Yay. Haz. Murat Koraltürk, İstanbul Bilgi
Üniversitesi Yay., İstanbul, 2007, s. 370.
19 Zafer, 7 Haziran 1958.
20 Milliyet, 7 Haziran 1958.
21 Zafer, 7 Haziran 1958.
22 Zafer, 9 Haziran 1958.
23 Zafer, 9 Haziran 1958.
24 Rum kabadayısı, http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=palikarya&ayn=tam.
25 Hıristiyan ve Musevilerde gelinin damada verdiği para veya mal,
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=drahoma&ayn=tam.
26 Zafer, 9 Haziran 1958.
27 Ulus, 9 Haziran 1958.
28 Milliyet, 9 Haziran 1958.
29 Zafer, 11 Haziran 1958.
30 Zafer, 13 Haziran 1958.
31 Milliyet, 13 Haziran 1958.
32 Papa Eftim, 1884 yılında Ankara Vilayeti Yozgat Sancağı Akdağmadeni kasabasında doğmuştur. Asıl ismi Pavli Karahisarlıoğlu’dur. 1918'de Keskin Metropolit Vekili olmuştur. O dönemde Anadolu'da ve İstanbul'da
yaşanan gelişmeleri yakından takip eden Papa Eftim, Fener Rum Patrikhanesi'nin karşısında yer almış, buradan gelen ve Hıristiyanların Türklere karşı harekete geçirilmesini isteyen talimatları uygulamadığı gibi özellikle Orta
Anadolu'daki Ortodoks Türklerle temasa geçerek onları milli mücadeleye destek olmaya çağırdı. Büyük Taarruz'dan hemen sonra da Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin kurulmasını sağladı. Mustafa Kemal'in
"milli mücadelede bize bir ordu kadar hizmet etti" dediği Papa Eftim, 14 Mart 1968'de İstanbul'da öldü. Papa Eftim ve Türk Ortodoksları için bakınız; Yonca Anzerlioğlu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yay.,
Ankara, 2010; İbrahim Erdal, “Türk Basınına Göre Ortodoks Türklerin Milli Mücadele’deki Tutumu”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S 35-36, Mayıs-Kasım 2005, s. 333-343;
Mehmet Okur, “Milli Mücadele Döneminde Fener Rum Patrikhanesinin ve Metropolitlerin Pontus Rum Devleti Kurulmasına Yönelik Girişimleri”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S 29-30, Mayıs-Kasım 2002, s. 101-116.
33 Milliyet, 12 Haziran 1958.
34 Zafer, 16 Haziran 1958.
35 Milliyet, 16 Haziran 1958
36 Milliyet, 16 Haziran 1958
37 Milliyet, 17 Haziran 1958
38 Milliyet, 25-26 Haziran 1958
39 Zafer, Milliyet, Ulus, 17 Haziran 1958.
40 Milliyet, Ulus, 20 Haziran 1958.
41 Zafer, 22-23 Haziran 1958.
42 Zafer, 2-3 Temmuz 1958.
43 Zafer, 6 Temmuz 1958
44 Zafer, 4-5 Temmuz 1958.
45 Milliyet, 27 Haziran 1958.
KAYNAKÇA
I-Süreli Yayınlar
Milliyet
Ulus
Zafer
II- Kitap ve Makaleler
Ahmet Hamdi Başar’ın Hatıraları, C 2, Yay. Haz. Murat Koraltürk, İstanbul Bilgi
Üniversitesi Yay., İstanbul, 2007.
Anzerlioğlu, Yonca, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yay., Ankara, 2010.
Armaoğlu, Fahir H., “1955 Yılında Kıbrıs Meselesinde Türk Hükümeti ve Türk Kamuoyu”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 14 Sayı: 2.
Denktaş, Rauf R., Hatıralar, C 10, 1. Baskı, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2000.
Erdal, İbrahim, “Türk Basınına Göre Ortodoks Türklerin Milli Mücadele’deki Tutumu”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S 35-36, Mayıs-Kasım 2005.
İsmail, Sabahattin, Kıbrıs Sorununun Kökleri, Akdeniz Haber Ajansı Yay., KKTC, 2000.
Kalodukas, Angelos, “Kıbrıs Sorunu: 2. Dünya savaşı’ndan Annan Planına”, Çev: Stefo Benlisoy, Kıbrıs Dün ve Bugün, Der: Masis Kürkçügil, İthaki yay., İstanbul, 2003.
Keser, Ulvi, Kıbrıs’ta Yer altı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı, 1. baskı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2007.
Kıbrıs Sorunu Gelişmeler ve Görüşler, Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Vakfı.
Kızılyürek, Niyazi, Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs, İletişim Yay., İstanbul, 2002.
Okur, Mehmet, “Milli Mücadele Döneminde Fener Rum Patrikhanesinin ve Metropolitlerin Pontus Rum Devleti Kurulmasına Yönelik Girişimleri”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S 29-30, Mayıs-Kasım 2002.
Tombazos, Stavros, “Kıbrıs Milliyetçilikleri”, Çev: Mutlucan Şahan, Kıbrıs Dün ve Bugün, Der: Masis Kürkçügil, İthaki yay., İstanbul, 2003.
Turan, Şerafettin, Türk Devrim Tarihi, C IV/2, 1. Baskı, Bilgi Yay., Ankara, 1999.
III- İnternet
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=palikarya&ayn=tam.
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=drahoma&ayn=tam
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder