24 Mart 2018 Cumartesi

SEÇİM İTTİFAKLARI BÖLÜM 1

SEÇİM İTTİFAKLARI  BÖLÜM 1


SEÇİM İTTİFAKLARI
NEBI MIŞ, 
HAZAL DURAN 
KATKIDA BULUNAN: AHMET BAYKAL
ŞUBAT 2018 SAYI: 232
ANALİZ, 





   Bu yayının tüm hakları SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’na aittir. SETA’nın izni olmaksızın yayının tümünün veya bir kısmının elektronik veya mekanik (fotokopi, kayıt ve bilgi depolama, vd.) yollarla basımı, yayını, çoğaltılması veya dağıtımı yapılamaz. Kaynak göstermek suretiyle alıntı yapılabilir.

İÇİNDEKİLER

ÖZET............. 7

GİRİŞ: 

SEÇIM İTTIFAKLARINDA ÖN PLANA ÇIKAN TEMEL HUSUSLAR 8
SEÇİM ÖNCESİ İTTİFAKLAR............................................. 10
SEÇİM İTTİFAKLARININ SEÇMEN DAVRANIŞINA ETKİSİ....... 11
SEÇİM İTTİFAKLARININ AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI....... 13
FARKLI SİYASAL SİSTEMLERDE SEÇİM İTTİFAKLARI............ 14
TÜRKİYE’DE SEÇİM İTTİFAKLARI DÜZENLEMESİ.................. 26

SONUÇ: SEÇİM İTTİFAKLARININ TÜRKİYE SİYASETİNİN GELECEĞİNE MUHTEMEL ETKİLERİ....... 28

YAZARLAR HAKKINDA

Nebi Miş;

     Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş doktorasını 
(2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923-2003” başlıklı teziyle tamamladı. Doktora sürecinde bir yıl süre ile Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de araştırmacı olarak bulundu. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. 
Ayrıca bu konularda İngilizce ve Türkçe makaleleri yurt içinde ve dışında farklı akademik dergilerde yayımlanmıştır. 
Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. Nebi Miş halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Siyaset Araştırmaları Direktörlüğü görevini yürütmektedir.

Hazal Duran;

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2012 yılında mezun oldu. İstanbul Şehir Üniversitesi Modern Türkiye Çalışmaları 
Programı’nda yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Doktora eğitimine Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde devam etmektedir. SETA Ankara Siyaset 
Araştırmaları Direktörlüğü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır.

ÖZET

16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği referandumu Türkiye siyasal sistemine etki edecek birçok farklı dinamiği beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de seçim ittifaklarının partiler için bir gereklilik haline gelmesidir. Hem başkanlık hem de parlamenter sistemde görülen seçim ittifaklarının seçim öncesi ve sonrasını kapsayacak şekilde farklı modelleri bulunmaktadır. Seçim öncesi ittifaklar partilerin seçimde iş birliği yaparak siyasal kazanımlarını maksimize etmeleri esasına dayanırken seçim sonrası ittifaklar ise partilerin hükümet kurma sürecindeki iş birliğini içermektedir. Seçim ittifakları Türkiye’de parti sisteminin iki bloklu bir yapıya kavuşması sonucunu doğuracaktır. Bu blokların oluşmasında partiler arasındaki ideolojik uyum ve hakim partiye karşı konumlanma önemli bir faktör olacaktır.

Bu çerçeveden hareketle söz konusu analizde ilk etapta hem dünya örnekleri hem de Türkiye’de seçim ittifaklarında ön plana çıkan hususlar ele alınmaktadır. Daha sonrasında seçim ittifaklarının temel dinamiklerine değinilerek bunun seçmen davranışına etkisine ve avantaj ile dezavantajlarına odaklanılmaktadır. Bir sonraki bölümde başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemlerde seçim ittifakları örnek ülke deneyimleri üzerinden değerlendirilmektedir. Analizin sonuç bölümünde ise seçim ittifaklarının Türkiye siyasetinin geleceğine yönelik muhtemel etkileri tartışılmaktadır. 

Bu analizde dünyadaki örnekleri üzerinden seçim ittifakları değerlendirilmekte ve Türkiye’de konuyla ilgili olarak yapılan tartışmalara katkı sağlamak 
amaçlanmaktadır.

 <  Bu Analizde Dünyadaki örnekleri üzerinden seçim ittifakları değerlendirilmekte ve Türkiye’de konuyla ilgili olarak yapılan tartışmalara katkı sağlamak amaçlanmaktadır. >

GİRİŞ: SEÇIM İTTIFAKLARINDA ÖN PLANA ÇIKAN TEMEL HUSUSLAR 

16 Nisan 2017’de yapılan halk oylaması ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yeni bir yönetim sistemini benimsemenin ötesinde anlamlar taşımaktadır. Bu yeni sistem her şeyden önce siyasal kültürü yeniden şekillen direcektir. Bunun özünde parti sisteminin dönüşümünden toplumun oy verme davranışına kadar çok farklı boyutlar yer almaktadır. Yeni siyasal kültürün en önemli dinamiklerinden birisi seçimlerde partiler arasında ittifak ve iş birliğine gitmenin gerekliliğidir.

Yeni sistemde ittifak cumhurbaşkanının seçimleri kazanabilmesi için yüzde 50’nin üzerinde oy alması zorunluluğu ile doğrudan ilgilidir. Diğer taraftan yüzde 10’luk seçim barajının devam etmesi ve cumhurbaşkanının yürütmede gerekli duyduğu yasaların meclisten geçmesi için yeterli parlamento desteğine ihtiyacı da seçim ittifaklarının gerekliliğini doğuran diğer etkenlerdir. 

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında “Yeni-kapı Ruhu” olarak adlandırılan siyasi iklimin Türkiye siyaseti açısından önemli sonuçları olmuştur. 

Bu sonuçlardan biri önce AK Parti ile MHP’nin uzlaşmasıyla Cumhurbaşkanlığı sisteminin kabul edilmesi, diğeri de bu uzlaşmanın seçim ittifakına kadar giden bir iş birliğini sağlamasıdır. Kasım 2017’de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin seçim barajı meselesini tartışmaya açması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim barajının düşürülmesi yerine seçim öncesi ittifakların düşünülebileceğini belirtmesi seçim ittifakları meselesini bir anda siyaset gündeminin en üst sıralarına taşımıştır. 

MHP lideri Bahçeli’nin 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak.,

 “MHP Cumhurbaşkanlığı adayı göstermeyecektir, MHP’nin genel başkanı cumhur başkanı adayı olmayacaktır. 
Yenikapı Ruhuyla Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleriz”  Açıklamasını yapmasıyla seçim ittifakları ile ilgili süreç başlamıştır. 

Her iki parti liderinden de gelen açıklamalar sonrasında iki parti arasında seçim ittifakı çalışmasına yönelik olarak komisyon teşkil edilmesi kararlaştırılmış ve bu doğrultuda kurulan Milli Mutabakat Komisyonu çalışmasını tamamlayarak iki partinin imzasıyla seçim ittifaklarını da mümkün hale getiren yasa teklifi 21 Şubat 2018’de TBMM’ye sunulmuştur. 

Hem parlamenter hem de başkanlı siyasal sistemlerde seçim ittifaklarına sık sık başvurulur. Partiler arasında ittifak kurmanın farklı yol ve yöntemleri bulunmaktadır. Seçim ittifakları bir açıklama yolu ile seçimler öncesi ve sonrasında beraber çalışılacağını deklare etme, ortak bir platform çatısı altında seçimlere gitme ya da ortak bir liste altında seçim adaylarını belirleme şeklinde tezahür edebilir. Bunun yanı sıra partilerin seçimde iş birliği yapacaklarını açıklamaları ise seçim sonrasında hükümeti birlikte kuracaklarını duyurmaları ya da bu iş birliğini yasalaştırarak tek bir liste altında seçime gitmeleri ile de mümkün olmaktadır. Seçim ittifaklarında görülen başka bir uygulama modeli ise bir partinin diğer parti ya da partiler lehine bazı bölgelerdeki seçimlerden çekilme kararını kamuoyuna açıklamasıdır. 

Bu yöntem ittifak yapan partilerin seçimlerde güçlü oldukları bölgelere yoğunlaşmalarını ve oy oranlarını maksimize etmelerini sağlamaktadır. 
Tüm bu seçenekler seçim öncesi ittifakların farklı varyasyonlarını oluşturmaktadır. 

Seçim ittifaklarının oluşumu üzerinde etkili olan unsurlardan biri seçim sistemleridir. Örneğin nispi temsil sistemi uygulanmayan ülkelerde 
seçim öncesi ittifaklar daha yaygınken uygulanan ülkelerde ise ittifaklar ağırlıklı olarak seçim sonrasına bırakılır.1

 Bu durum seçim ittifaklarının seçim sisteminin orantısızlıkları sebebiyle ortaya çıktığını ve seçim kuralları ne kadar orantısız olursa siyasi partilerin bu kurumsal engellerin üstesinden gelmek için seçim ittifakı oluşturma ihtimallerinin o kadar yüksek olduğunu vurgulamaktadır.2

 Zira orantısız seçim sistemlerinde sistemsel aksaklıklar sebebiyle alınan oy ile mecliste elde edilen sandalye sayısı arasında ciddi bir orantısızlık mevcuttur. 
Partilerin bu orantısızlığın getireceği dezavantajlardan kurtulmasının yolu seçim ittifakları aracılığıyla güçlerini birleştirmeleridir. 

Ayrıca seçim kanunlarının orantısız sonuçları çıkarmaya meyilli olduğu ülkelerde bölünmüş parti yapılarının yaygın oluşu bu ülkelerde ittifakları partiler için bir zorunluluk haline getirmektedir.3

Seçim ittifakları “Alternatif Oylama” ile “ Tek seferli Devredilebilir oy” uygulamalarında nispi temsil sistemine oranla daha yaygındır. 

Tek seferli devredilebilir oy uygulamasında seçmenlere birden fazla oy kullanma ve oylarını tercih ettikleri adaylara göre sıralama şansı verilmektedir. 

Seçmenin ilk tercih ettiği aday meclise giremediği ya da girecek oy sayısını zaten almış olduğu takdirde geri kalan oylar seçmenin ikinci tercihine aktarılmaktadır.4

 Bu sistem seçim öncesinde ittifakta bulunan iki partinin seçmenlerinin ikinci oy tercihlerini birbirlerine yönlendirmelerini temin etmektedir.5

 Tek seferli devredilebilir oy sisteminin amacı seçmen tercihlerinin sandığa doğrudan yansımasını sağlamak ve oyların boşa gitmesini engellemektir. 
“Çizgiyi ilk geçen seçimi kazanır” (First past the post) ve “Kazanan hepsini alır” (Winner take all) anlayışlarının karşısında konumlandırılmış bir sistem olması özellikle seçim öncesi ittifaklarda ittifaka dahil gruplar arasında orantılılığı sağlamaktadır.6

<  Bu sistem özellikle etnik, sosyal ve kültürel yönlerden bölünmüş toplumlarda belirli konularda uzlaşma sağlama noktasında önerilmektedir. >

Orantısız seçim sistemi seçim öncesi ittifakların sağlanmasında daha avantajlı gibi görünse de seçim ittifaklarının nispi temsil sisteminde de başarılı olabileceğini savunan görüşler mevcuttur. Bu görüşe göre nispi temsil sisteminde seçim iş birliğinde bulunacak partiler seçimlerde ittifak kurarak güçlerini ve oylarını birleştirebilmektedir.7

  Bu sistem özellikle küçük partilerin büyük partilere eklemlenmesini sağladığı ve meclisteki temsiliyet oranını artırdığı için faydalı görülmektedir. 
Örneğin 1946-1998 yılları arasında Hollanda’daki 16 seçimin 6’sı, Avusturya’da ise 15 seçimin 10’u seçim öncesi ittifaklar oluşturulmasıyla gerçekleştirilmiştir.8

< İsrail, Portekiz ve Hollanda gibi nispi temsil sisteminin net bir şekilde uygulandığı ülkelerde seçim öncesi ittifaklar yaygın bir şekilde uygulanmakta ve başarılı olmaktadır. >

 Yine bir başka araştırmaya göre İsrail, Yunanistan, Portekiz ve Hollanda gibi nispi temsil sisteminin net bir şekilde uygulandığı ülkelerde de bu türdeki seçim 
öncesi ittifaklar yaygın bir şekilde uygulanmakta ve başarılı olmaktadır.9

Seçim barajlı nispi temsil sisteminin olduğu ülkelerde seçim ittifaklarının bir amacı da ittifaka dahil partilerin bu sorunu aşmasıdır. Örneğin yüzde 4 seçim barajının bulunduğu İsveç’te İsveç Hristiyan Demokrat Partisi baraj sorununu 1985’te bu şekilde aşmıştır.10

 Bu parti seçim barajı dolayısıyla yıllarca Meclise giremezken Merkez Parti ile yaptığı ittifakın ardından Parlamentoda yerini almıştır. Bu ittifak Hristiyan Demokrat Parti’nin adaylarının Merkez Parti’nin listesinde seçime girmesiyle oluşmuştur. Bu tarihten sonra da bu parti çeşitli ittifaklarla sistemin bir parçası olmaya devam etmiştir. Ayrıca özellikle başkanlık sistemlerinde –başkanlık ve parlamento seçimleri aynı anda yapıldığı takdirde– ittifakların oluşturulması küçük partilerin de sistemde var olabilmesi ve baraj sorununu aşabilmesi için bir fırsat olarak görülmektedir. 

SEÇİM ÖNCESİ İTTİFAKLAR 

Seçim ittifakları temel olarak seçim öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılmaktadır. Seçim sonrası ittifaklar farklı partilerin bir araya gelerek genelde hükümeti kurma sürecinde iş birliği yapması ve koalisyon oluşturması şeklinde ortaya çıkmaktadır. 

  Seçim öncesinde kurulan ittifaklarda –daha önce de belirtildiği gibi– partilerin seçimde iş birliği yapacaklarını açıklamaları ise seçim sonrasında hükümeti 
birlikte kuracaklarını duyurmaları, bu iş birliğini yasalaştırarak tek bir liste altında seçime gitmeleri ve bir adayın yarıştan çekilerek desteğini başka bir adaya aktarması şeklinde oluşmaktadır. 

  Bu tür ittifaklar daha çok cumhurbaşkanlığı veya genel seçimler gibi tek ofis seçimlerinde ortaya çıkabilir. 
Örneğin 2001-2011 yılları arasında dünya genelinde yapılan 147 Cumhurbaşkanlığı seçiminin çok büyük bir bölümünde ittifaklar sonuç üzerinde belirleyici olmuştur.11

 Parlamenter sistemle yönetilen 23 ülkede 1946-2002 yılları arasında gerçekleştirilen 364 parlamento seçimi incelendiğinde bu seçimlerin 240’ının sonuçlarının seçim öncesi ittifaklara göre şekillenmiştir. 

Aynı çalışmada söz konusu tarihler arasında koalisyon hükümetlerine katılan 144 partiden 38’inin (yüzde 26) seçim öncesi ittifak kurduğu ortaya koyulmuştur.12

 Dolayısıyla seçim öncesi ittifaklar hem parlamenter hem de başkanlık sistemlerinin bulunduğu ülkelerde yaygın biçimde görülmektedir. 

Uzun yıllar boyunca Fransa, Meksika ve Güney Kore gibi birçok ülkede gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirleyici unsur ittifaklar olmuştur. 

Örneğin Fransa’da 2012’de oluşturulan bir seçim öncesi ittifak François Hollande’ı zafere taşırken Meksika’da son üç başkanlık seçiminden ikisi de seçim öncesi ittifak kuran tarafların lehine sonuçlanmıştır. Güney Kore’de 1992’den bu yana yapılan her cumhurbaşkanlığı seçiminde en az bir ittifak bulunduğu görülürken Dae Jung Kim ve Moo-Hyun Roh bu ittifaklar sayesinde 1997 ve 2002 seçimlerini kazanmıştır. Bu konudaki genel kanaat seçim öncesi ittifakların 
seçim kuralları, parti sistemleri, bölgesel ve ideolojik faktörlere bağlı olarak ülke ve bölgelere göre farklılaştığıdır.

< Başkanlık sistemlerinde başkanlık ve parlamento seçimleri aynı anda yapıldığında ittifaklar küçük partilerin baraj sorununu aşabilmesi için bir fırsattır. >

Seçim öncesinde partilerin bir araya gelerek ittifak kurmasının üç temel nedeni bulunmaktadır: Bunlar hükümetin daha sonra ne şekilde kurulacağını belirlemek, kurulacak olan hükümetin içinde yer alacak tarafların pazarlık sürecindeki muhtemel pozisyonlarını öğrenmek ve oyların bölünmesinin önüne geçmektir.13

 Seçim öncesinde tarafların pozisyonlarının belli olması ise ittifak kuracak taraflar arasında seçim sonrasına yönelik düzenlemeler hususunda bir anlaşmaya   varılmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte ittifaka dahil partiler ittifak kurulduktan sonra ayrılmakta özgürdür ve Brezilya gibi bazı istisnalar haricindeki ülkelerde bu partiler bir ittifaktan ayrıldıktan sonra bir başka ittifaka katılabilirler.14

Seçim öncesi ittifakların özellikle partilerin liderlik kadrosunun geleceği üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Örneğin bir siyasi partinin genel başkanının kendisinin aday olmayacağı ya da etkin olmayacağı bir ittifakı teşvik etmesi kendisi için ilk etapta dezavantajlı görünse de uzun vadede politikaların yönlendirilmesinde daha önemli bir figür haline gelmesini de sağlayabilmekte dir.15

 Özellikle yalnızca tek bir adayın kazanabileceği başkanlık ya da Cumhur başkanlığı gibi tek ofis seçimlerinde ittifaka dahil olan diğer partilerin tek bir aday etrafında birleşerek o seçildiği takdirde uzun vadede politika yapım sürecine daha etkin şekilde katılabildiğine yönelik bazı çalışmalar bulunmakta dır.16

Daha önce de belirtildiği gibi seçim öncesi ittifaklar nispi temsilin olmadığı ve çok sayıda siyasal partinin bulunduğu sistemlerde daha yaygındır. Çoğunlukçu seçim sistemlerinde ise sistemi domine eden ana partiler küçük partilerle parlamento daki sandalye sayısını artırmak için seçim öncesi ittifak kurabilmektedir. Yani nispi sistemlerde pek çok parti bir araya gelip ittifak kurarken çoğunlukçu sistemlerde bir parti diğer partileri kendi etrafında birleşmeye teşvik etmektedir.

Seçim öncesi ittifakların en yaygın biçimi partilerin aralarında adaylık sözleşmeleri gerçekleştirmesi ve ortak aday listeleri oluşturmasıdır. 
Adaylık sözleşmeleri genelde dar bölge seçim sistemlerinde oluşturulurken ortak aday listeleri “çok üyeli seçim bölgeleri” olan sistemlerde mümkündür. Adaylık sözleşmeleri partilerin bölgeleri temsil etmesi için tek bir aday çıkarma üzerinde anlaşmasıyla gerçekleşmektedir. 

Ortak aday listeleri ise farklı partilerin tek bir liste oluşturarak seçimlere gitmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bunların yanı sıra ara yöntemler olarak 
bazı ülkelerde ikili oy pusulası yönergeleri oluşturulmaktadır.17

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder