Sizler Tatildeyken
Rifat Serdaroğlu
Çarşamba, Eylül 07, 2011
Sevgili Emin Çölaşan Bekir Coşkun Yılmaz Özdil aramıza tekrar hoş geldiniz. Umarım tatiliniz iyi geçmiştir. Tatillerin insanlara verdiği huzur ve sağlığın yanında en güzel yanı sade vatandaşlarla yüz yüze beraber olmak, onlardan doğruları duymak ve vatandaşların gerçek duygularını hissetmektir.
Sizler zaten sürekli olarak halkın içinde yaşayan köşe yazarlarısınız, bunları her gün duyuyorsunuz. Bunun için en çok okunan yazarlardansınız. Sizlerden ricamız, bir daha ki tatile çıkarken yanınıza birer meslektaşınızı alıp, onları da biz vatandaşların sinelerimize getirmenizdir.
Örneğin önümüzdeki Kurban Bayramı tatiline giderken, Emin Bey Ertuğrul Özkök’ü, Bekir Bey Fehmi Koru’yu veya Taha Kıvanç’ı, Yılmaz Bey siz de Cengiz Çandar’ı takın kolunuza ve biz vatandaşlara güzel bir bayram armağanı verin. Biz onlara hem kendileri hem de AKP’ye verdikleri olağanüstü destek konusunda gerçek düşüncelerimizi aracısız olarak iletmek isteriz. Masraflarını da bizler karşılamaya hazırız, Alaçatı-Çeşme’de onları konuk etmek bize çok zevk verecektir…
Bunları neden yazdığımı açıklamaya çalışayım;
*Avrupa’da “Yüzyılın En Büyük Yardım Soygunu” adını alıp, Türkiye’ye yolsuzlukta “Altın Madalya” aldıran davanın Savcıları, bir gecede görevlerinden alındılar. Bir Sayın Savcı aynen şöyle dedi; “Ben kimseye yaranmak için bu mesleği yapmıyorum. Baskı devam ederse limon satarım daha iyi…”
Bağımsız Yargıya, siyasetin doğrudan müdahalesi ve hukuk devleti ilkesinin ırzına geçilmesi demek olan bu olayı yukarıda isimlerini yazdığım arkadaşlarınız göremedi, duyamadı. Getirin onları bize, bu konuda ne düşündüğümüzü, yüzlerine karşı söyleyelim.
*Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan’ın karşılıklı saz çalıp türkü söylediği Barzani’nin çocukları, Tunceli’de halı sahada maç yapan polislerimize aldırdı. Şehitler, yaralılar verdik. Yüreğimiz yandı. AKP Hükümeti, bu baskında, ihmal var mı diye İçişleri Bakanlığından “Sivil” bir müfettiş heyeti göndermedi..
Sizlerin “Köşe” arkadaşlarınız bunu da görmedi, duyamadı. Getirin onları bize, bu konuda ne düşündüğümüzü, yüzlerine söyleyelim.
*AKP İktidarı, Mavi Marmara gemisini İstanbul Belediyesinden alıp İHH örgütüne vermişti. İçini beraberce doldurdular, gariban insanlarımızı bindirdiler. Onlarla beraber gidecekleri söylenen AKP’li milletvekillerini son anda çaktırmadan gemiden indirdiler. Tüm uluslararası ricalara rağmen gemiyi gönderdiler ve 9 vatandaşımızın ölümüne sebep oldular. Şimdi bu olaydan dolayı, dünyayı ayağa kaldırdılar.
Buraya kadar tamam da, bundan iki ay evvel Türkiye’nin orta yerinde PKK Terör örgütü, 3 Asker, 1 Kaymakam, 1 Sağlık Memurumuzu kaçırdı. Bu vatan evlatlarından hiçbir haber yok. Her canı sıkıldığında, gerilla olarak yaşadığı günleri özlediğinde, Kandil dağına koşan arkadaşınız Cengiz Bey bu konuda parmağını kıpırdatmadı. Mesleğinin “Fenafillah” katına erişmiş Ertuğrul Bey ve bir gün Fehmi, bir gün Taha olup boğazdaki yalısında “İkilem” yaşayan arkadaşınız da bu konuda hiçbir şey söylemediler. AKP Hükümeti de çok değerli dostları Barzani’ye; “Benim adamlarımı hemen gönder, yoksa seni donsuz olarak buraya aldırırım” diyemedi…
Getirin onları bize, bu konuda ne düşündüğümüzü yüzlerine söyleyelim.
*Emrindeki Generallerin büyük çoğunluğu, haksız yere ve insafsızca hapislerde tutulan Tombalak Paşa, Atatürk-İnönü-Bayar gibi kurtuluş savaşı kahramanlarımız zamanında bile uygulanan bir geleneği, “Demokrasi” adına cemaat-tarikat demokratlarının ayaklarının altına serdi.
Bakın bunu sizin “Köşe” arkadaşlarınız gördüler ve oh,oh ne güzel, şimdi demokrat olduk, dediler.
Lütfen getirin onları bize, bu konuda ne düşündüğümüzü onlara söyleyelim…
Değerli Çölaşan-Coşkun-Özdil;
Sizlere zor bir görev yüklediğimizin bilincindeyiz. Sadece “Köşe” sahibi olduklarında kendilerini adam zanneden bu kişileri yerlerinden kopartmak çok zordur, bunu biliyoruz. Onların Türk Milletini yanında rahat nefes alamadıklarını, ancak Kandil ve Pensilvanya’da huzur bulduklarını da biliyoruz. Ama siz zorlarsanız başarırsınız.
Not 1; Bu “Köşe” arkadaşlarınızla konuşmayı Bekir Bey yapmasın, o kadar bekleyemeyiz. Emin Bey’de konuşmasın, beş dakika sonra kavga çıkarıp bizim projemizi engellemesin. Sözcülüğü Yılmaz Bey’e verin. O bazen Tepecik’li, bazen Kahramanlarlı, bazen Eşrefpaşa’lı, bazen de Alsancak’lı gibi konuşup İzmirli zekasıyla bize bayram konuklarımızı getirecektir…
Not 2 ; Bu talebimizin gerçekleşmesi halinde, duyuru yapılacak ve
“Köşelerle Yüz yüze Sohbet” toplantısına katılabilecekler kura çekilerek belirlenecektir!…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu
https://haberguncel.blogspot.com.tr/2011/09/sizler-tatildeyken-rifat-serdaroglu.html
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder