PKK TERÖR ÖRGÜTÜ HAKKINDA, BÖLÜM 13
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDE STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİ İLE
GÜÇ DENGELERİNİN DEĞİŞMESİ
I. 1992 ÇELİK HAREKATI VE BÖLGEDE DENGENİN TÜRK SİLAHLI
KUVVETLERİ LEHİNE DEĞİŞMESİ
PKK'nın 1980 yılı sonrasında Türkiye'ye 10-15 km. uzaklıktaki Kuzey Irak'ta ana üs bölgeleri bulunmakta idi. Bu üsler; Sınaht, Avagöze, Pirbela, Banık,
Marsis, Kıshan, Haftanin, Ari, Basyan, Durjan ve Hakurk köyleri ve kırsalı idi. 1991-92'deki Türkiye'ye yönelik olarak yapılan saldırıların tümü bu üslerden
yapılmıştı. Bu üslerin yok edilmesi veya en azından zararsız hale getirilmesi gerekiyordu. Türk Hava Kuvvetlerinin zaman zaman bu üslere yapmış olduğu
hava harekatları yetersiz kalıyordu. Türkiye Barzani ve Talabani ile anlaşarak 2 Ekim 1992 tarihinde Kuzey Irak'a askeri harekatı zırhlı birlik, komando birlikleri
ve hava gücüyle başlattı. Peşmerge grupları da Türk birliklerine destek amacıyla Zaho ve Hakurk'tan saldırıya geçtiler (20 tabur ile).
Kuzey Irak harekatında Zaho cephesi çöküyordu. Öcalan, Lazkiye'den telsizle, telefonla; "...Sonuna kadar direnin, o bölge Botan-Behdinan savaş
hükümetinin merkezidir..." diyordu. PKK cephe savaşına başlamıştı. Gerilla tarzında savaşamıyordu ve çember içerisine düşmüştü. Operasyon ile Türkiye'nin Güneydoğu sınırının güneyi PKK'dan temizlenmişti. Bu temizlik sonunda PKK'nın kaybı; 1500-2000 teslim olan, 900-1000 yaralı, 1500-2000 ölü, toplam 4000-4500 kişi olarak hesaplanmaktadır. (Öcalan da bu rakamları kendi ağzıyla teyid etmektedir.) 300 tonu aşkın yiyecek, 650 bin çeşitli çapta mermi, 3600 civarında Kaleşnikof piyade tüfeği ele geçirilmiştir. Barzani ve Talabani'ye (Harekattan 3 gün sonra PKK ile anlaşmıştı) güvenildiğinden dolayı PKK'nın imhası gerçekleşmemişse de Türk Silahlı Kuvvetleri büyük başarı kazanmıştır232.
Türkiye'de 1992 yılında 9342 terörist ele geçirilmiştir (1228'i ölü, 52'si yaralı, 7908'i yakalanan, 154'ü teslim olan). 1252'de şehit verilmiştir (618'i sivil, 461'i asker, 48'i polis 125'i GKK).
Öncelikle 1994 yılında TSK'nın dengeyi sağlayarak, mevcut durumun PKK'nın aleyhine döndüğünü belirtmek gerekir. 1993 yılında Gn. Kur. Bşk. Org.
Doğan Güreş, "Low-intensity Conflict" (YNG) kavramını Türkçe'ye çevirerek bölgedeki olaylara "Düşük Yoğunluklu Çatışma" (DYÇ) diyerek TSK için bir
doktrin değişikliği ile mücadeleyi yeni bir boyuta sokmuştur. Mücadele gayri nizami savaş halini almış bunun gerekleri için çalışılmıştır. Emniyet Genel
Müdürü ise "Özel Harekat" birimlerinin sayısı, eğitim ve donanımını arttırarak bölgeye göndermek suretiyle bu konsepte katkıda bulunmuştur. Bu birlikler
vurucu kuvvet olarak PKK birimlerini arayıp bulup imha etmeye yönelmişlerdir. Güvenlik güçleri 1994 yılında operasyonlarına ilkbaharda başlayınca PKK ağır
kayıplar vermeye başlamıştır. Gerek ele geçen teröristlere gerekse bölge halkına iyi muamele yapılmasıyla bölgede inisiyatifin devletin kontrolüne geçmesi
sağlanmıştır. Örgüt ise 1994'den itibaren bu durumuna "özellikle siyasi destek ve terörü Akdeniz ve Karadeniz'e yaymak" suretiyle çözüm bulmaya çalışmıştır.
1989-1993 döneminde örgütün bölgede kurduğu hakimiyet ve yaşanan olaylar hatırlandığında 1994'ten sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin başarıları daha
iyi anlaşılmış olacaktır.
1991 yılında 3193 terörist ele geçirilmiştir (356'sı ölü, 32'si yaralı, 2756'sı yakalanan, 49'u teslim olan). Aynı yıl 431 şehit verilmiştir (158'i sivil, 212'si asker, 20'si polis, 4l'i GKK)".
1994 yılında 11.236 terörist ele geçirilecek (3975'i ölü, 138'i yaralı, 6709'u yakalanan, 414'ü teslim olan), buna karşılık, 1866 şehit verilecektir (822'si sivil, 752'si asker, 39'u polis, 233'ü GKK)233. Görüldüğü üzere, 1991 ve 1994 yılları arasında bir mukayese yaptığımızda her geçen yıl güvenlik güçleri daha başarılı
bir faaliyet sergilemekte ve örgütün çökertilmesi hız kazanmaktadır.
PKK açısından 1994 yılı; hem siyasi destekçilerinin cezalandırıldığı hem de finans destekçileri olduğu ileri sürülen doğu kökenli işadamlarının "gizli bir el"
tarafından ortadan kaldırıldığı bir yıl olmuştur, denilebilir.
Böyle bir ortamda 1995'e girildiğinde Abdullah Öcalan PKK'nın V. Kongresini Suriye'de toplayacak ve değişik kararlar alma yoluna gidecektir.
II. ÖCALAN'IN TERÖRÜ TÜRKİYE'NİN BATISINA YAYMA STRATEJİSİ
Abdullah Öcalan'ın Doğu ve Güneydoğu'da giderek etkinliğinin artması, çok sayıda kişiyi kullanabilmesi üzerine 1992'de militanlarına; "... T.C. ile olan
savaşımızı yalnızca Kürdistan ile sınırlamayacağız. Savaşı tüm Türkiye sathına yayacağız ..." diyor ve bunu 1992 yılının ana hedefi olarak ortaya koyuyordu.234
Öcalan, bunun hazırlıklarına çoktan başlamıştı. Bu hazırlıkları 1991 yılı sonunda yayımladığı "Kasım Çözümlemeleri" adlı broşürde de alenen dile getiriyordu.
1. Öcalan'ın Türk Solu'nu Reorganize Çalışmaları
Öcalan'ın yanına "Türk solunu temsilen" Şam'a giden kişiler onunla 21 Kasım 1992 günü Şam'da bir toplantı yaptılar. Bu parti sonradan kuruldu. İsmi;
Türkiye Devrimci Halk Partisi (TDHP)'dir. Öcalan; "daha sonra silahlı bir gerilla gücünün Torosları ve Karadeniz ormanlarını üs olarak seçmelerini, yarı illegal bir cephe örgütlemesi kurulmasını, hatta mümkünse seçimlere katılabilecek bir de legal parti oluşturulmasını, bu çalışmaların zaman geçirilmeden batı illerinde
başlatılmasını ve 1992 yılı başlarında hızla kendini kamuoyuna duyuracak eylemlere girişmesini" istiyordu235.
PKK 1991 yılından sonra PAK'ın yerine YNDK (Yekitiya Neteva Demokrati Kürdistan/Kürdistan Ulusal Demokratlar Birliğini)'yı kurmuştur.
Öcalan; Marksist-Leninist örgütler içindeki Kürtleri PKK saflarında örgütlemek amacıyla TDHP (Türkiye Devrimci Halk Partisi)'yi, gençlik ve öğrenci kesimini
örgütlemek, kitle eylemlerini organize etmek için YCK (Yektiya Civanen Kürdîstan) ve Kadınlara örgütlemek ve PKK adına eyleme yönlendirmek için
YAJK (Yektiya Azadiya Jinen Kürdistan-Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği) adlı illegal yan kuruluşlarını faaliyete geçirmiştir.
PKK Terör Örgütü bu dönemlerde siyasi bir kimlik ve legal bir konum kazanmak amacıyla Cephe faaliyetine ağırlık vermiş, 1992 yılı Kasım ve Aralık aylarında Kürdistan Ulusal Meclisi için Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Avusturya gibi birçok Avrupa ülkesinde delege seçimi yapmıştır.
III. ÖRGÜTÜN 1993 YILI ATEŞKES ÖNERİSİ VE SİYASİ ÇALIŞMALARI
1993'te TSK bölgeye ve olayların içine bütün unsurlarıyla girmeye başlayacak, PKK ise toparlanmak için hem zamana ihtiyacı olduğundan hem de
uluslararası arenada barışçı tarafın kendisi olduğu imajını vererek Türkiye'ye dış baskı uygulattırmaya çalışacaktır. Bu düşünceler ve amaçlar doğrultusunda
"PKK ilk resmi basın toplantısını" Bekaa'da, Talabani ile birlikte Mart 1993'te yapmıştır. Abdullah Öcalan, " ....Mam Calal'in tavsiyesi ile bu toplantıyı yapmayı
bir sorumluluk sayıyoruz. 20 Mart-15 Nisan bizim için Türk devleti bizi imha etmeye kalkışmadığı taktirde koşulsuz ateşkes tarihidir ve bunu iyi niyetimizin bir yansıması olarak duyuyoruz ..." demiştir236.
İçişleri Bakanı İsmet Sezgin bu çağrıya cevaben, "Devlet eşkıya ile pazarlık yapmaz" sözleriyle devletin tutumunu örgüte ve kamuoyuna iletmiştir. Nevruz
1993'te Cizre'de ve Diyarbakır'da kutlanırken, PKK yine provokasyonlarla çeşitli olaylar çıkarmıştır. TSK ise operasyonlarına devam etmiştir. Operasyonları
gerekçe gösteren PKK; 24 Mayıs 1993 tarihinde Elazığ-Bingöl karayolunun Çevrimpınar yol ayrımında otobüslerden indirdikleri 33 er, 3 öğretmen ve 2 sivil
vatandaşı hunharca katledince "sözde ateşkesi" sona erdirmiş oldu.
1993 yılında TSK'nın PKK'ya yönelik operasyonları artarak devanı etti. 1993 yılına kadar toplam 30.540 terörist ele geçirilmiştir (21817'i Ölü, 130'ü
yaralı, 8374'ü yakalanan, 219'ı teslim olan). Aynı yıl 2094 şehit verilmiştir (1326'sı sivil, 550'si asker, 36'sı polis, 182'si GKK)237.
PKK'nın 1993 yılı Mart-Haziran ayları arasında Zeli Kampında PKK tarafından düzenlenen Kum toplantısı başarısız olmuştur. Toplantıda Abdullah
Öcalan'ın talimatıyla islami yönü ağır basan kesimi PKK saflarında Örgütlemek ve kamuoyuna imaj değişikliği mesajı vermek amacıyla Abdurrahman Dürre ve
arkadaşlarınca "Kürdistan İmamlar Birliği, Kürdistan Mollalar Birliği ve Kürdistan Dindarlar Birliği" lağvedilerek yerine KİH (Kürdistan İslam Hareketi)
oluşturma kararı alınmış ve 10 Ağustos 1993 tarihinde kurulmuştur.
1993 yılında Zeli Kampında başarısızlıkla sonuçlanan Kürt Ulusal Meclisi girişimlerinden sonra, sözde eyalet meclisleri oluşturulmuş, DEP'in de
kapatılmasıyla yasal alandaki kitle ve militan desteğini kaybeden PKK, faaliyetlerini siyasi alana kaydırarak Avrupa'nın desteğini kazanmak gayesiyle
yeni bir meclis oluşturulması faaliyetlerine hız vermiştir238.
PKK Ekim 1993'de Tunceli'de adeta "kendi sıkıyönetimi" sayılabilecek tarzda 10 emirlik bir de bildiri yayınlamıştır.
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
232 Ahmet Cem Ersever; Kürtler, PKK ve Abdullah Öcalan, Ank.1993, s.153; Ümit Özdağ;Türkiye Kuzey Irak ve PKK, s.79.
233 TC.İçişleri Bakanlığı Emn. Gen. Müd. Terörle Mücadele (TEMÜH) Dairesi
Başkanlığı, Türkiye Geneli PKK Terör Olayları İstatistiği(1984-1996), Ank. 1997.
234 PKK 1992 yılında önemli bir ayaklanma ve örgütlenme çalışmalarını "Nevruz Bayramı bahanesiyle başlatmış, Cizre, Silopi, Şırnak gibi yerlerde binalar yoğun ateş altına alınmış, fakat beklenen halk ayaklanması gerçekleşmemişti.(Ümit Özdağ;Türkiye Kuzey Irak ve PKK,s.87)
235 TC. İçişleri Bakanlığı Emn. Gen. Müd. Terörle Mücadele (TEMÜH) Dairesi Başkanlığı,Türkiye Geneli PKK Terör Olayları İstatistiği(1984-1996) Ank. 1997,
s. 116-117.
236 Ümit Özdağ;Türkiye Kuzey Irak ve PKK, s.99 vd.
237 TC. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürü Terörle Mücadele (TEMÜH) Dairesi Başkanlığı, Türkiye Geneli PKK Terör Olayları İstatistiği(1984-1996), Ankara 1997.
238 TC. İçişleri Bakanlığı Emn. Gen. Müd. Terörle Mücadele (TEMÜH) Dairesi Başkanlığı,Türkiye Geneli PKK Terör Olayları İstatistiği (1984-1996) Ank. 1997.
14 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR;
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder