PKK TERÖR ÖRGÜTÜ HAKKINDA, BÖLÜM 18
SONUÇ
Tarihi dönemler içerisinde Kürt meselesinin değişik aşamalar geçirdiği görülmektedir. Osmanlı Devleti zamanında batılı devletler, Anadolu'nun
parçalanması için Kürtlerden de istifade etmeğe çalışmışlardır. I.Dünya savaşı öncesinde ve sonrasında Anadolu coğrafyasının yeniden şekillendirilmesi ve bu
siyasî coğrafya içerisinde Kürtlere de yer verileceği konusunda, Kürtlere bir hayli ümit verilmiştir. Ancak Mustafa Kemal liderliğindeki, Türk Millî Mücadelesinin
başarıya ulaşması ile birlikte Kürtler, batılı devletler tarafından da terk edilmiş ve istediklerini alamamışlardır. I.Dünya Savaşı sonrasında uluslararası
konjonktürün değişmeye başlaması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin işini bir hayli kolaylaştırmış ve bu arada bir kısım iç düzenlemeler de yapılmıştır.
Cumhuriyet döneminde Kürtlerin çıkarttıkları isyanlar kısa bir sürede bastırılmıştır. Bununla birlikte uygun ortam bulur bulmaz Kürtlerin yeniden bir
kısım faaliyetlere girişecekleri ve meseleyi uluslararası platformlara taşıyacakları da yine bu dönemde açıkça belli olmuştur. Uluslarası ortamın Türkiye aleyhine
veya Kürtler lehine döndüğü bir anda, Türkiye'nin bu kez daha değişik bir uluslararası platformda Kürtlerle uğraşmak zoruna kaldığı görülmektedir. 1980’li
ve 1990’lı yıllarda yaşanan olaylar ve Batılı devletlerin Kürt meselesi ile ilgili Türkiye üzerindeki baskıları da bunun gerçekleşmesinden başka bir şey değildir.
XX.yüzyılın son çeyreğinde Batılı devletlerin uluslararası ilişkilerde önemli politika değişikliklerine gittikleri görünmektedir. Bu döneme kadar Türkiye'ye
karşı Ermeni kartını kullanan Batılı devletler, 1960’lı yıllardan sonra Türk solu içerisinde farklı bir yapılanmaya gitmişler ve bu yönde büyük çabalar
harcamışlardır. Bu dönemde Doğu-Batı, geri kalmış-ilerlemiş ve benzeri kavramları kullanarak, Kürt meselesinin altyapısını oluşturmaya çalışmışlardır.
Bu çabaları sonucunda da ayrılıkçı bir Kürt örgütü olan PKK Türkiye ve Dünya gündemine girerek, Kürt meselesini uluslararası platforma taşımaya gayretlerine başlamıştır.
Tarihi dönemler içerisinde Kürtlere mal edilen isyan ve ayaklanmalara bakıldığında, bu hareketlerin mahalli kaldığı, düzenli bir ordu veya askere sahip
olmadığı ve hiçbir zaman kuvvetli bir lider kadrosu ile desteklenmediği görülmektedir. Oysa PKK terör örgütü tarihi dönemler içerisinde ortaya çıkan bu
zaafları ortadan kaldırmak için kurulduğu iddiasındadır. PKK, uzun bir dönem Batılı devletlerin de büyük desteklerini almış ve Türkiye için bir tehlike
oluşturmuştur. Fakat bu dönemde de PKK askeri açıdan geçmişe nazaran ciddi bir organizasyon yapmış ise de, bu dönemde de modern anlamda bir ordu
oluşturulduğu söylenemez.
Netice itibariyle PKK'nın yapmış olduğu düzensiz birliklerle verdiği bir gerilla savaşıdır. Bu savaşta nizam tanımaz bir uygulama içerisine giren PKK,
adına savaştığı ve bağımsızlık vaad ettiği Kürtlere büyük zarar vermiştir. Başta Kürtlerin bir bölümü bu harekete, hareketin gerçek yüzünü bilmediği için sempati ile baktıysa da sonradan PKK gerçek yüzünü gösterip, korkutma ve yıldırma politikası uygulayınca, PKK'ya olan sempati azalmıştır. Doğu Anadolu bölgesinde uzun yıllardan beri devam eden feodal yapı ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan baskılardan bunalan bir kısım Kürtler, başlangıçta PKK'yı bir kurtuluş aracı olarak görmüşlerdir. Ancak zamanla anlaşılmıştır ki, PKK feodal yapıdaki baskı ve zulümlerin yerini almış ve hatta eski dönemleri dahi aratmıştır.
Bölgedeki aydınlar arasında PKK farklı farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bununla birlikte PKK örgütlenme ve eylem yapma konusunda bu farklılıkları
ortadan kaldırmış ve bölgedeki bütün güçleri kontrolü altına almıştır. PKK gerçeğinden haberi olmayan kitleler, bölge aydınları tarafından devamlı olarak
istismar edilmiştir. Bundan dolayıdır ki, bölgedeki mesleki örgütler (dernekler,sendikalar ve benzeri) PKK terör örgütünün bir şekilde denetimi altındadır.
Örgütün denetimi dışında bölgede hiçbir mahalli idareci tasvip görmemektedir. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de bu bölgede bazen bilerek ve bazen de bilmeyerek önemli hatalar yaptığı söylenebilir. Şöyle ki örgüte yakın olan ve örgüt söylemleri dışında hiçbir adım atmayan bazı kişiler devlet tarafından önemli görevlere getirilmişlerdir. Bu gibi kişiler devlet imkanları kullanılarak, politik faaliyetlerde bulunmuşlardır.
1990-2000 yılları arasındaki askeri mücadelede PKK terör örgütü bütün dış desteklere rağmen, başarısız olmuştur. Bu dönemde halk desteğini kaybederek,
harekat alanını daraltmıştır. Bunu gözlemleyen örgüt önce Akdeniz ve Karadeniz'e açılımlar planlamıştır. Askeri anlamda bunlarda başarısızlıkla
sonuçlanınca, dışarıdaki ve içerideki fikir babalarının da görüşleri doğrultusunda siyasallaşma sürecini hızlandırmışlardır. Askeri mücadelenin yerine siyasi
mücadeleyi tercih etmişlerdir.
Nitekim, yıllarca bölücü çevrelerce telaffuz edilen “siyasi çözüm ve örgüt ile diyalog” gibi terimler sıkça kullanılmaya başlanmış ve bu kavramlar
kamuoyunun bir kesimine mal edilmiş ve bölücülüğü yasal zemin oluşturmanın ana unsurları haline gelmiştir. Bu çeşit propagandaya bağlı olarak devam ettirilen “kürt kimliğinin tanınması, kültürel hakların verilmesi” gibi hususlar da bazı çevrelerce telaffuz edilmeye başlanmıştır. Bunun sonucu, siyasi mücadeleyi temel alan PKK, bulabildiği bütün akademik, demokratik, kültürel örgütler, siyasi partiler ve her türlü dernekler içerisinde örgütlenmeyi hedef seçmiştir. Bu
hedeflerinde başarılı olabilmek için de deşifre olmuş elemanları değil de, yıpranmamış, kendi yöresinde sevilen ancak kesinlikle örgütün talimatı dışına
çıkmayacak kişileri seçmiştir. Böylece bölgedeki bütün politik faaliyetlerde de söz sahibi olmuştur. Bunun en büyük örneği de Güneydoğu illerimizdeki yerel
yönetimlerin tamamına yakın bir bölümünün örgüte yakın isimler tarafından oluşturulmasıdır. Bunun sebebi de örgütün gerçek yüzünün devletçe, halka tam
olarak anlatılamamasıdır. Mahalli yöneticilerin PKK terör örgütü ile olan ilişkileri devam ettiği müddetçe bu durum Türkiye Cumhuriyeti Devleti için
büyük bir tehlike oluşturacaktır.
Bölgede PKK terör örgütünün etkisinin kırılması veya tamamen ortadan kaldırılması için kısa vadede ve uzun vadede alınması gereken tedbirler ise şunlar olabilir: Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan halk her türlü olumsuzluktan devleti sorumlu tutmaktadır. Halk üzerindeki bu psikolojik etkinin kırılması zorunludur. Bölgedeki dengesiz nüfus artışının devlet tarafından bir şekilde kontrol altına alınması gerekmektedir. Bölgede aşiret, tarikat, siyaset ağalıklarına son verilmelidir. Bu aşiretler bölgede cirit atan yabancı istihbarat birimlerinin etkilerinden korunmalıdır. Bölgede görev yapacak kamu personeli gerek görevinin hassasiyeti ve gerekse de bölgenin özel durumu, örf, adet, gelenek, görenekleri hakkında iyi yetiştirilip, bölgede görevlendirilmeli dir. Gelen kamu görevlilerinin bölgenin feodal yapısından kaynaklanan aşiret, siyaset, tarikat liderlerinin etki alanlarından uzak tutulmaları gerekir.
Türkiye'deki bazı siyasi parti mensupları ve kamuoyunun gözü kulağı şeklindeki medya, sivil toplum örgütleri, bilerek veya bilmeyerek demokratikleşme adına
PKK'nın siyasallaşma stratejisine uygun isteklerde bulunmalarına engel olunmalıdır280.
< 280 MHP Çorum il örgütü tarafından düzenlenen bir yemekte konuşan Devlet Bakanı Abdulhaluk ÇAY, ANAP Genel Başkanı Mesut YILMAZ'ı PKK'nın Avrupa sorumlusu Kani Yılmaz'a benzetti. "...Apo'nun idam kararı hakkında müebbete çevirelim, AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer diyenler var. PKK'nın Avrupa kanadı sorumlusu Kani Yılmaz'ın konuşmaları Mesut Yılmaz'ın konuşmasının kopyasıdır" Bkz. 05.01.2000 tarihli Hürriyet Gazetesi. >
Bölgedeki siyasi parti temsilcilerin PKK'nın direktiflerini kendi partilerinin görüşleri gibi yansıtmaları gerçeği Türk kamuoyuna deşifre edilmelidir.
11 Eylül 2001 tarihinde Amerika'da yaşanan terör olayından sonra, Türkiye, PKK terörünün kendi bünyesinde yapmış olduğu tahribatı dış dünyaya gerektiği şekilde anlatmalı ve çeşitli platformlarda PKK'ya desteğini sürdürenbazı Avrupalı devletlerin bu destekleri engellenmelidir.
Bugün için PKK terör örgütünün askeri alanda, Türkiye için ciddi bir tehlike arz etmediği söylenmekte ise de, aynı durumun siyasî açıdan geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir. İkinci tehlike Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölgeye yönelik siyasî, kültürel, ekonomik ve benzeri alanlarda tam bir politika belirlememesi ve uygulamaması teşkil etmektedir.
Bugüne kadar yaşanan tecrübeler ve tarihi gerçekler göstermektedir ki, bu tür hareketlerde bir tek kazanımla yetinilmeyeceği, her kazanımı bir sonraki
kazanımın basamağı haline getireceği, bu meyanda verilecek olan en küçük bir tavizin hemen akabinde yeni talepleri gündeme getireceği, yeni taleplerin
karşılanmamasının ise geriye dönüş gerekçesi haline getireceği, bu mantığın sonucu olarak bitmez tükenmez taleplerin bir birini takip edeceğini söylemek
mümkündür. Mesela; Terörist başı Abdullah Öcalan’ın idam cezasının infazının ertelenmesinin hemen sonrasında, idam cezasının yasalarımızdan kaldırılması
talebi gündeme getirilmiştir. Bunun mümkün olması halinde terörist başının serbest bırakılmasıyla bu defa da siyasi haklarının gündeme getirileceğinden
şüphe duyulmamalıdır.
Bu itibarla devletin yetkilileri örgüte zemin teşkil edecek hususlar konusunda yoğunlaşmayı, sonuçlar yerine sebepleri bulup ortaya çıkarmayı bu
tür mücadelelerde temel prensip olarak kabul etmelidirler.
KAYNAKLAR
Ahmet Refik, Anadolu'da Türk Aşiretleri, İstanbul 1930
Ahmet Kemal Mazhar, Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kürdistan, Çev: Mustafa Düzgün, Berhem Yayınevi, Ankara 1992.
Akçora, Ergünöz: " Ermeni Terör Örgütlerinin Dünü Bugünü ve PKK örgütü ile işbirliği" Forum Dergisi, Ankara 1994
Akçora, Ergünöz: " Tarihi ve Kültürel Boyutlarıyla Nevruz", Prof.Dr.
Abdulhalûk Çay Armağanı, Ankara 1988,
Akgül, Suat; Yakın Tarihimizde Dersim İsıanları ve Gerçekler, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1992.
Armaoğlu, Fahir; 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1990), T. İş Bankası Yayını, Ankara 1991.
Ballı, Rafet; Kürt Dosyası, Cem Yayınevi, İstanbul 1992.
Başbuğ, Hayri ; İki Türk Boyu Zaza-Kurmanclar, Ankara l984.
Bayrak, Mehmet; Kürdoloji Belgeler, (Açık Gizli Resmi Gayri Resmi), Ankara 1994.
Bayrak, Mehmet; Kürtler ve Ulusal–Demokratik Mücadeleleri, Özge Yayınları, Ankara 1993.
Bayur, Yusuf Hikmet ; Türk Devleti’nin Dış Siyaseti, Ankara 1942.
Berzenci, Sa'di ; “Irak Kürdistan'ında Mevcut Durum Hakkında Görüş”, ADD, (Kuzey Irak Özel Sayısı), c.3, S.1.
Bruinessen, Martin Van; Kürdistan Üzerine Yazılar, (Çev. Nevzat Kıraç-
Bülent Peker- Leyla Keskiner, İstanbul 1992,
___________________; Ağa, Şeyh ve Devlet; Kürdistan’ın Sosyal ve Politik Örgütlenmesi, Özge Yayınları, Ankara, 1995.
_____________________; Kürdistan Üzerine Yazılar, İletişim Yayınları, İstanbul 1992.
Bulut, Faik; Dar Üçgende Üç İsyan, Belge Yayınları, İstanbul 1992.
Buran, Ahmet; Doğu Anadolu Ağızları Üzerine Bir İnceleme, Ankara l985.
Çay, Abdulhaluk; Doğu ve GüneyDoğu Anadolu'nun Kültürel Yapısı, Ankara l986.
_______________; Her yönüyle Kürt Dosyası, İstanbul 1994.
Çulcu, Murat, Marjinal Tarih Tezleri, Erciyaş Yay., İstanbul (tarihsiz).
Dersimi, Nuri : Kürdistan Tarihinde Dersim, Dilan Yayınları, Diyarbakır 1992.
Diyarbakır B. Şehir Bld. Bülteni, Yıl 1, S.1, Ocak-Şubat 2000.
Erol, Mine; Türkiye’de Amerikan Mandası Meselesi, Giresun 1972.
Eröz, Mehmet ; "Kürt Adı Üzerine", Türk Kültürü Dergisi, Sayı 256, Ağustos l984, s.475.
Ersever, Ahmet Cem ; Kürtler, PKK ve Abdullah Öcalan, Ankara 1993.
Fırat, M.Şerif; Doğu İlleri ve Varto Tarihi, Ankara l983.
Gönlübol, Mehmet, Uluslararası Politika (İlkeler - Kavramlar - Kurumlar) , Ankara 1985, s.481-502.
Gürün, Kâmuran :Savaşan Dünya ve Türkiye, Ankara, Bilgi Yayınevi,1986.
Halaçoğlu, Ahmet–İbrahim Yılmazçelik, “Doğu Anadolu Aşiretleri ve Gerçekler”, Yeni Forum, c. 15, S. 302, Ankara, Temmuz 1994, s. 27-31.
H.Şeliç; Zaza Gerçeği, Dicle-Fırat Yayınları, nr. 1, Münih/ Almanya(tarihsiz).
Halfin, XIX. Yüzyılda Kürdistan Üzerine Mücadeleler, 2.b., İstanbul, Komal Yayınları,1992, s.29.
Heyet; Türk Millî Bütünlüğü İçerisinde Doğu Anadolu, Bir Heyet tarafından çıkarılmıştır, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara l986.
İçişleri Bakanlığı Emn. Gn. Md. TEMÜH Daire Bşk. Yayını.
İkibine Doğru, İstanbul 7 Ağustos 1988.
İmset, İsmet G.; PKK Ayrılıkçı Şiddetin20 Yılı, İstanbul 1993.
Kafesoğlu, İbrahim; Türk Bozkır Kültürü, Ankara l987.
Kalafat, Yaşar; Şark Meselesi Işığında Şeyh Sait Olayı Karakteri, Dönemindeki İç ve Dış Olaylar, Ankara l992,
Kayabalı, İsmail–Arslanoğlu, Cemender, İran’ın Anadolu’ya Uzanan Gölgesi (Ana Çizgiler ve Gerçeklerin Kısa Tarihi), 1453-1989, Ankara 1990.
Kırzıoğlu, M.Fahrettin; Dağıstan-Aras-Dicle-Altay ve Türkistan Türk Boylarından Kürtler, Ankara l984.
Kocabaşoğlu, Uygur; Kendi Belgeleriyle Anadolu’daki Amerika, 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Misyoner Okulları, İstanbul, Arba Yayınları,1989.
Kodaman; Bayram, "II. Abdulhamid ve Aşiret Mektebi", Türk Kültürü Araştırmaları, XV/1-2, s.255-264.
Kuran, Ercüment; "Türkiye'de Kürt Meselesi", Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı 79, Ağustos l992, s.l57.
Kurat, Akdes Nimet; Türkiye ve Rusya, Kültür Bakanlığı, Ankara 1990.
Kurubaş Erol; Başlangıçtan 1960'a değin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ank. 1997.
Kurzman, Charles “ABD-İran İlişkilerinde Sorunlar: Şeytan Konusu”, Avrasya Dosyası, V/3 (1999) s.362.
______________; Kürdistan'da Gerilla Gerçekliği Hareket ve Çalışma Kılavuzu, IV. Bölüm.
Lazarev, M.S.; Emperyalizm ve Kürt Sorunu 1919-1923, Çev.: Mehmet Demir, Öz-Ge yayınları, Ankara 1989.
Mumcu, Uğur; Kürt-İslam Ayaklanması(1919-1925), Tekin Yayınları, Ankara 1991.
Nikitin, Bazil, Kürtler, Sosıolojik ve Tarihi İnceleme, Çev.Hüseyin Demirhan-Cemal Süreyya, Cilt,I-II,3.b., Deng Yayınları,İstanbul 1991.
Nuri Dersimi, Kürdistan Tarihinde Dersim, 4.b. , Dilan Yayınları, Diyarbakır 1992 .
Olcay, Osman; Sevr Anlaşmasına Doğru, AÜSBF Yayınları, Ankara 1981, s.LVII.
Orkun,H.Namık; Eski Türk Yazıtları, c.III, İstanbul l940.
Öcalan, Abdullah; IV. Kongreye Sunulan Politik Rapor, İst.1993.
_______________; Parti Önderliğinin Çözümlemeleri, C.I, II, III, IV, V,. Şam 1987-1989.
_______________; Parti Önderliğinin Ocak Çözümlemeleri, Şam 1989.
_______________; Yeni Dönemin Görevi Üzerine Yetkince Yürüyelim, Şam 1989.
_______________; Barışa Doğru I. Roma Konuşmaları, Aram Yayınları., İstanbul 2000.
_______________; Kürt Sorunununda Demokratik Çözüm, Haziran 1999, İstanbul.
_______________; Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği, Mem Yay., İst. 2001
_______________; Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru, İstanbul 2001
Öke, Mim Kemal; Belgelerle Kürt-İngiliz İlişkilerinde Musul ve Kürdistan Sorunu, 1918-1926, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1992, s.5.
Özcan,Nihat Ali; PKK Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, ASAM Yayınları, Ank.1999, s.97-97.
Özdağ, Ümit ; “Kuzey Irak ve PKK”, Avrasya Dosyası Dergisi ADD,(Kuzey Irak Özel Sayısı), c.3 S.1, Ankara,1996, s.83).
____________; Parti Önderliği ile Gazeteci M. Ali Birand tarafından yapılan röportaj, PKK Mahzum Korkmaz Akademisi Yay. Lübnan.
Parti Tarihi; PKK Üyeleri Tarafından Yazılan Döküman, s.11-12.
PKK'nın IV. Kongresine Sunulan Botan Eyalet Raporu.
PKK, Emniyet Genel Müdürlüğü İst. Dai. Bşk. Yay. c.1,2,3,4.
Rasony, L., Tarihte Türklük, Ankara l97l.
Serxwebun; (PKK Yayın Organı), Çeşitli Sayıları.
Shaw, Stanford – Ezel Kural, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, c.II, Çev. M.Harmancı, İstanbul 1983.
Siyasallaşma Çabaları Kapsamında PKK Faaliyetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü İDB Yayınları, Nu.74.
Sonyel, Salahi; Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış PolitikasıI, 2.b., T.T.K. Basımevi, Ankara 1987.
____________; :“Osmanlı-İngiliz Gizli Antlaşması”, Belleten, C.XXXIV, No.135 (Temmuz 1970).
Süslü, Azmi; Mesud Fânî(Bilgili)'ye Göre Kürtler ve Sosyal Gelişimleri, Ankara l993.
Şehirli, Atilla; "PKK'nın Kongre ve Konferansları ile Uyguladığı Strateji ve Taktikler", Fırat Üniversitesi I.Milletlerarası Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da
Güvenlik ve Huzur Sempozyumu (27- 29 Mart 2000 Elazığ), s.789-833.
_____________; Türkiye'de Bölücü Terör Hareketleri (ve Devletin aldığı tedbirler), İstanbul 2000.
Şemdin Sakık’la yapılan mülakat (29 Kasım 1999-31 Mayıs 2000)
Şeref Han: Şeref-nâme, çev: Mehmet Emin Bozarslan, İstanbul l975.
Tarihi Araştırmalar ve Dökümantasyon Merkezleri Koruma ve Geliştirme Merkezi, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni Meselesi, c.2, İstanbul, l989.s. l5
TC. İçişleri Bakanlığı Emn. Gen. Müd. Terörle Mücadele (TEMÜH) Dairesi Başkanlığı,Türkiye Geneli PKK Terör Olayları İstatistiği(1984-1996), Ankara 1997.
Uçarol, Rıfat; Siyasi Tarih (1789-1994), Filiz Kitabevi, İstanbul 1995.
Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin Saflarında Tasfiyecilik, Şam 1991.
Vedat, Şadillili; Türkiye’de Kürtçülük Faaliyetleri ve İsyanlar, Kon Yayınları, Ankara 1980.
Yılmazçelik, İbrahim; XIX.Yüzyılın İkinci Yarısında Dersim Sancağı, Elazığ 1999.
_____________________; "Diyarbakır Eyaletinin Yeniden Teşkilatlandırılması (1848-1864)”, Osmanlı Ansiklopedisi, c.6, s.221-237, Ankara 1999.
_____________________; "l840-l850 Yıllarında Harput", Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı 52, Şubat l988, s.l28.
EKLER
EK 1:
EK 2:
EK 3:
EK 4:
EK 5:
EK 6:
EK 7:
ÖZET
PKK terör örgütü geçmiş Kürt isyanlarında görülen düzenli bir orduya sahip olamama zaafını ortadan kaldırmak için kurulduğu iddiasındadır. PKK, örgütlenme ve eylem yapma konusunda aralarındaki mevcut farklılıkları ortadan kaldırmış ve bölgedeki bütün güçleri -Batılı devletlerin de büyük destekleriyle- bir merkezde toplamışdır. PKK gerçeğinden haberi olmayan kitleler ve mesleki örgütler bölge aydınları tarafından istismar edilerek, terör örgütünün şekli denetimi altına alınmışlardır.
1990-2000 yılları arasındaki askeri mücadelede PKK terör örgütü bütün dış desteklere rağmen, başarısız olmuştur. Bu dönemde halk desteğini kaybederek, harekat alanını daraltmıştır. Bunu gözlemleyen örgüt önce Akdeniz ve Karadeniz'e açılımlar planlamıştır. Askeri anlamda bunlar da başarısızlıkla sonuçlanınca, örgüt legalleşme sürecini hızlandırmıştır.
Bunun sonucu, siyasi mücadeleyi temel alan PKK, bulabildiği bütün akademik, demokratik, kültürel örgütler, siyasi partiler ve her türlü dernekler içerisinde örgütlenmeyi hedef seçmiştir. Bu hedeflerinde ulaşabilmek için, kendi yöresinde sevilen ancak kullanabileceği kişileri seçerek bölgedeki bütün politik faaliyetlerde de söz sahibi olmuştur.
Bunun en büyük örneği de Güneydoğu illerimizdeki yerel yönetimlerin tamamına yakın bir bölümünün örgüte yakın isimler tarafından oluşturulmasıdır.
Bölgede PKK terör örgütünün etkisinin kırılması veya tamamen ortadan kaldırılması için; bölgedeki dengesiz nüfus artışının devlet tarafından bir şekilde kontrol altına alınmalı, bölgede aşiret, tarikat, siyaset ağalıklarına son verilmeli, bu aşiretler bölgede cirit atan yabancı istihbarat birimlerinin etkilerinden korunmalıdır.
Bölgede görev yapacak kamu personeli gerek görevinin hassasiyeti ve gerekse de bölgenin özel durumu, örf, adet, gelenek, görenekleri hakkında iyi yetiştirilip, bölgede görevlendirilmelidir. Gelen kamu görevlilerinin bölgenin feodal yapısından kaynaklanan aşiret, siyaset, tarikat liderlerinin etki alanlarından uzak tutulmaları gerekir. Türkiye'deki bazı siyasi parti mensupları, medya, sivil toplum örgütleri, demokratikleşme adına PKK'nın legalleşme stratejisine uygun isteklerde bulunmalarına engel olunmalıdır. Bu yönde faaliyetlerde bulunanlar kamuoyuna deşifre edilmelidir.
11 Eylül 2001 tarihinde Amerika'da yaşanan terör olayından sonra, Türkiye, PKK terörünün kendi bünyesinde yapmış olduğu tahribatı dış dünyaya gerektiği
şekilde anlatmalı ve çeşitli platformlarda PKK'ya desteğini sürdüren bazı Avrupalı devletlerin bu destekleri engellenmelidir.
ÖZEL NOTUM DUR..
DOĞU VE GÜNEYDOĞUDA VERDİĞİMİZ ŞEHİT ASKER SUBAY VE POLİS SİVİL VATANDAŞLARIMIZIN MEKANI CENNET OLSUN.. ALLAH YAKINLARINA VE SEVENLERİNE DE SABIRLARIN EN ULVİİ SİNİ VERSİN..
TERÖRİSTLER ŞUNU UNUTMASIN.. ŞAHSINIZA YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİZ HİÇBİR GİRİŞİMİ BAŞKASINA LAYIK GÖRMEYİNİZ..ŞEHİT ETTİĞİNİZ İNSANLAR O BÖLGEDE SİZİN GÜVENLİĞİNİZ İÇİN GÖREV YAPMAKTADIR..
( DIŞ GÜÇLERİN MAŞASINDAKİ ATEŞ OLMAYIN )
SAYGIYLA TANER ÇELİK..
***