Türkiye’de Beyin Göçü Yazını ve Bir Alan Araştırması., BÖLÜM 3
Sosyal hayat ve yaşam standardı dönme kararı üzerinde anlamlı etkisi olan iki etken olarak tespit edilmiştir. Diğer yandan, araştırma alanlarının dönme kararı üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığını ortaya koymuştur.
Çalışma bazı şaşırtıcı olmayan ilişkilerin varlığını da desteklemektedir. Buna göre, yurtdışındaki eğitiminden dolayı Türkiye’de zorunlu hizmeti olanların yurda dönme olasılığı daha yüksek iken Türkiye’deki siyasi atmosferden veya salt yaşam tarzı tercihinden dolayı ya da Türkiye’de araştırma için yeterli imkanların olmadığını düşündüklerinden dolayı yurtdışına çıkanların ya da daha önceden yurtdışında bulunmuş olanların dönmeme eğilimi daha yüksektir.
Güngör ve Tansel (2008b) çalışması 1,224 katılımcıya uygulanan kapsamlı bir ankete dayanmaktadır. Çalışmanın hedef kitlesi yurtdışında tam zamanlı çalışan ve en azından lisans derecesi olan Türkiyelilerdir. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu Türkiye’de orta-üst sosyo-ekonomik sınıftan gelmektedir.
Katılımcıların yüzde 55.4’ü yabancı bir dilde eğitim yapan liselerden mezun olmuştur.
Yine katılımcıların çoğunluğu eğitim dili ingilizce olan ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nden mezun olmuşlardır. Ayrıca gözardı edilemeyecek sayıda (yüzde 11.5) katılımcı da lisans derecelerini yurtdışında bir üniversiteden almıştır. Öğrencilerde olduğu gibi çalışanlar açısından da ilk ve şu anki yurda dönme eğilimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yurtdışındaki eğitimin avantajlarından yararlanmak katılımcıların en çok dile
getirdikleri çekici nedendir. Sırasıyla, değişiklik ihtiyacı, yaşam tarzı ve araştırma için Türkiye’de koşulların iyi olmaması dile getirilen diğer önemli etkenlerdir.
Ayrıca, Güngör ve Tansel (2008b) toplumsal cinsiyetin de katılımcıların cevaplarında rol oynadığını belirtmektedir. Kadın katılımcılar kişisel tercihlerinden ziyade ailenin yönlendirmelerinden daha çok etkilenmektedir. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu için ekonomik kriz dönmemenin en önemli nedenidir. Yazarların da not ettiği gibi anket hemen 2001 ekonomik krizi sonrası gerçekleştirildiği için bu şaşırtan bir sonuç değildir. Diğer temel nedenler
olarak, bürokrasi, düşük ücretler, siyasi istikrarsızlık ve meslekte ilerleme fırsatlarının az olması sıralanmıştır. Diğer yandan, en önemli iki çekici neden yüksek ücretler ve daha organize, düzenli bir ortam olarak belirtilmiştir.
Güngör ve Tansel (2008b) katılımcıların akademik kariyere ilişkin en büyük kaygılarının Türkiye’de bilime ve akademisyene yeterli değerin verilmemesi olduğunu göstermektedir. Ayrıca, önceden yurtdışında çalışma deneyimi olanların dönmeme eğilimlerinin daha fazla olduğu da gösterilmiştir. Çalışılan işin ARGE yoğunluğu ile dönme(me) arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
Güngör ve Tansel (2008b) Türkiye’ye dönmeme eğilimi en yüksek olanları yurtdışındaki eğitimini tamamlar tamamlamaz Türkiye’ye dönüp çalışmaya başladıktan sonra yeniden yurtdışına gitmeye karar verenler olduğunu not etmektedir. En yüksek derecesini Türkiye’de bir üniversiteden almış olanlar ise Türkiye’ye dönme olasılığı en yüksek olanlardır.
Güngör ve Tansel (2008b)’i tamamlayan Güngör ve Tansel (2014) göç veren ve göç alan ülke arasındaki gelir farkının göç kararındaki en temel etkenlerden biri olduğunu göstermektedir. İlk göç edildiğindeki dönme(me) kararı şu anki dönme eğilimi üzerindeki en etkili faktördür. Önceki çalışmada da gösterildiği üzere, aile desteği, eşin yabancı olması, yurtdışında geçirilen süre ve daha önce yurtışında çalışmış ya da eğitim görmüş olmak dönmeme eğilimini güçlendiren etkenler olarak tespit edilmiştir. Diğer çalışmada da ortaya konduğu gibi Türkiye’de
ekonomik krizin dönmeme kararındaki rolü etkilidir. Ayrıca, diğer çalışanlara kıyasla, akademisyenlerin yurtdışında kalmasının daha yüksek bir olasılık olduğu gösterilmiştir.
Kadınların erkeklere kıyasla yurda dönmeme eğiliminin daha fazla olduğuna da dikkat çekilmiştir.
2. Bir Alan Araştırması
2.1 Tanımsal İstatistikler
Bu çalışmada Elveren (2016)’da elde edilen veriler kullanılmıştır. Veriler 2015 yılının son aylarından 2016 yılının ilk aylarına kadar yaklaşık 5 ay süreliğine erişilebilir olan ve çalışanlar için sadece İngilizce hazırlanan 46 sorudan, öğrenciler için ise hem İngilizce hem Türkçe hazıarlanan 53 sorudan oluşan kapsamlı bir anket ile elde edilmiştir2.
2 Anket sorularının hazırlanmasında karşılaştırmayı mümkün kılmak için Güngör (2003)’den yararlanılmıştır.
İstatistiksel analizler tüm soruları cevaplayan 116’sı öğrenci ve 84’ü çalışan toplam 200 katılımcıdan elde edilen bilgilere dayanmaktadır. Öğrencilerin yüzde 82’si 30 yaşın, çalışanların yüzde 77.4’ü 40 yaşın altındadır. Katılımcıların kadın-erkek dağılımı açısından oldukça dengeli olduğu söylenebilir: Öğrencilerin yüzde 41.4’ü çalışanların ise yüzde 33.3’ü kadındır. Bu dengeli dağılım dönmeme eğilimlerinde toplumsal cinsiyete dayalı bir ayrışma olup olmadığını test
etmek için uygun bir zemin yaratmaktadır.3.
3 Bu konudaki kapsamlı bir tartışma için bkn Elveren ve Toksöz (2017).
Çalışanların yüzde 63’ünün, öğrencilerin yüzde 40’ının geldikleri şehirler İstanbul, Ankara ve İzmir’dir. Hem öğrencilerin (yüzde 86) hem de çalışanların (yüzde 82) büyük bir kısmı ABD’de yaşamaktadır. ABD’yi sırasıyla Birleşik Krallık, Kanada ve büyük Avrupa ülkeleri takip etmektedir.
Öğrencilerin yaklaşık olarak yüzde 30’u lisans, yüzde 42’si yüksek lisans ve yüzde 18’i doktora derecesine sahiptir. Çalışanlarda ise aynı oranlar sırasıyla, yüzde 8, yüzde 26 ve yüzde 62’dir. Çalışanların yaklaşık yüzde 42’si akademisyenken, kalan yüzde 58’i diğer işlerde çalışmaktadır. Çalışanların yalnızca yaklaşık yüzde 18’i en yüksek eğitim derecelerini Türkiye’den almışlardır, yaklaşık yüzde 74’ü eğitimini ABD’de tamamlamıştır.
Katılımcılar hem doğa/fen hem sosyal bilimler alanlarındandır. Bu bağlamda çalışmanın hedef kitlesi, “doktorlar” veya “mühendisler” şeklinde belli meslek grupları ile sınırlı değildir. Öğrencilerin yüzde 56.4’ü doğa bilimlerinde, 43.6’sı ise sosyal bilimlerdedir. Çalışanların ise yüzde 60.7’si doğa bilimlerinden, yüzde 39.3’ü sosyal bilimler alanından gelmektedir.
2.2 Bulgular
1) Yurtdışında ilk göç edildiğindeki dönme niyeti ile şu anki dönme eğilimi arasında oldukça güçlü bir bağ bulunmaktadır. Bu bulgu Gökbayrak (2009), Güngör ve Tansel (2008a), Güngör ve Tansel (2008b) ve Güngör ve Tansel (2014)’ün bulgularını desteklemektedir. Tablo 2’de farklı korelasyon testleri her grup için bu ilişkinin geçerli olduğunu göstermektedir.
Tablo 2: İlk ve şu anki dönme eğilimi
Not: *, ** ve *** sırasıyla 0.01; 0.05 ve 0.1 düzeylerinde anlamlı.
Tablo 3’de yurtdışında geçirilen sürenin ilk ve şu anki dönme eğilimleri arasındaki ilişkisi gösterilmektedir. Buna göre, ilk dönmeme eğilimi ve yurtdışında geçirilen süre arasında sadece öğrenciler ve kadınlar için bir bağ varken (tüm katılımcılar için oldukça zayıf), şu anki dönmeme eğilimi ile olan bağ hem tüm gruplar için bulunmaktadır hem de daha güçlüdür. Yine
Güngör ve Tansel (2008a), Güngör ve Tansel (2008b) ve Güngör ve Tansel (2014) ile uyumlu olan bu sonuca göre yurtdışında daha uzun süre yaşamakta olan katılımcıların dönmeme eğilimleri daha yüksek olmaktadır.
Tablo 3: İlk ve şu anki dönmeme eğilimi ile yurtdışında geçirilen süre ilişkisi
Not: *, ** ve *** sırasıyla 0.01; 0.05 ve 0.1 düzeylerinde anlamlı.
Beklendiği gibi ilk dönmeme eğilimi ile yaş arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Ancak, “çalışanlar” dışında tüm diğer gruplar için yaş ile şu anki dönmeme eğilimi arasında oldukça güçlü bir bağ bulunmuştur. Bu Güngör ve Tansel (2008a), Güngör ve Tansel (2008b) ve Güngör ve Tansel (2014)’ün bulguları ile örtüşmektedir. Güngör (2003)’nin ifade ettiği üzere bu durum ileri yaşlarda göç etmenin daha zor/maliyetli olması ile açıklanabilir.
2) En yüksek derecesini yurtdışında tamamlayan öğrenci veya çalışanların dönmeme eğilimi daha yüksektir (Tablo 4). Bu bulgu da Güngör ve Tansel (2008a), Güngör ve Tansel (2008b) ve Güngör ve Tansel (2014)’ü desteklemektedir.
Tablo 4: Şu anki dönme eğilimi ve en yüksek derecenin alındığı ülke (%)
Not: *, ** ve *** sırasıyla 0.01; 0.05 ve 0.1 düzeylerinde anlamlı.
3) Doğa/fen bilimlerine kıyasla sosyal bilimler alanında lisans eğitimi alan öğrencilerin ve çalışanların dönme eğilimi daha yüksektir (Tablo 5). Söz konusu bulgu “araştırma/çalışma alanı” açısından bakıldığında da geçerlidir.
Tablo 5: Şuanki dönme eğilimi ve lisans mezuniyet alanı, (%)
Not: *, ** ve *** sırasıyla 0.01; 0.05 ve 0.1 düzeylerinde anlamlı.
4) Herhangi bir nedenle daha önce yurtdışında zaman geçirmiş kişilerin dönmeme eğilimi daha yüksektir. Ayrıca, (yaş, çalışma/eğitim alanı ve medeni durum gibi temel değişkenler kontrol edildiğinde dahi) kadınlar erkeklere kıyasla yurtdışında kalmaya (dönmemeye) daha eğilimlidirler. Bu durum yurtdışının sunduğu daha iyi imkanlardan (çekici nedenler) çok Türkiye’deki olumsuz koşullardan (itici nedenler) kaynaklanmaktadır.
5) Tablo 6 öğrenci ve çalışanların mezuniyet alanlarına göre en önemli gördükleri çekici ve itici nedenleri göstermektedir. Buna göre çalışanlar açısından doğa bilimleri ve sosyal bilimler ayrımı bağlamında çok belirgin bir fark görülmemektedir. Doğa bilimlerinden mezun çalışanlar “uzmanlık alanında daha fazla iş olması”na, sosyal bilimlerden mezun çalışanlar ise “daha tatmin
edici sosyal/kültürel hayat”a diğer gruba kıyasla daha çok önem vermektedir. Öğrenciler açısından bakıldığında ise çok daha belirgin bir fark görülmektedir. Doğa bilimlerinden mezun olan öğrenciler sosyal bilimlerdeki öğrencilere kıyasla “mesleğimde ücretlerin düşük olması”, “mesleğimde ilerleme için yeterli fırsatın olmaması” ve “uzmanlık alanında sınırlı iş olanakları” gibi itici faktörleri ve bunların karşılığı olan “yüksek ücretler”, “meslekte ilerleme fırsatlarının daha çok olması” ve “uzmanlık alanında daha fazla iş olması” gibi çekici faktörleri daha önemli bulmuşlardır (aynı analiz lisans mezuniyeti yerine araştırma/çalışma alanına göre yinelendiğinde de çok benzer sonuçlara ulaşılmıştır).
4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder