ABD IRAK'TAN NEDEN ÇEKİLİYOR?
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK
Fadime Gözde ÇOLAK
RAPOR NO: 29 Şubat 2011
BİLGESAM YAYINLARI
2008 yılında Irak hükümeti ile ABD arasında imzalanan SOFA (Status of Forces Agreement) anlaşmasına göre ülkedeki Amerikan askerlerinin tamamı 31 Aralık 2011 tarihine kadar çekilmiş olacaktır. Çekilmenin gerçekten gerçekleşmeyeceği ile ilgili şüpheler ve kötümser senaryolar en azından şimdilik sürecin belirlenen takvime göre sorunsuz bir şekilde ilerlemesi nedeniyle pek fazla itibar görmemektedir.
Söz konusu anlaşma hükümleri ve yükümlülükleri arasında olmamasına rağmen, Obama yönetimi ülkede muharip unsur bırakmama ve mevcut asker sayısını belirgin ölçüde azaltma kararı almıştır. Obama’nın tam çekilme tarihini bir kez daha teyit etmesi çekilme sürecinin Amerika tarafından ciddiye alındığını ve bu konuda bir kararlılığın olduğunu göstermektedir.
1.1. ABD'yi Irak’tan Çekilmeye Sevk Eden Faktörler
Her şeyden evvel işgalci bir gücün bu konumunu sürdürmesi modern uluslararası siyasi ortamda neredeyse imkân dışıdır. İşgalin sürdürülebilirliği mümkün olmadığı gibi uzayan işgal süreci, işgalci güç için bile artık bir noktadan sonra ciddi bir yük haline gelebilmektedir. Güvenliği adına Filistin topraklarının önemli bir kısmını işgal eden İsrail'in hem de aşırı sağcı bir hükümet döneminde askerlerini bazı işgal bölgelerinden çekmesinin en temel nedeni de budur. Kaldı ki işgalci statüsü işgal eden ülkeye uluslararası hukuka göre önemli yükümlülükler getirmektedir. İşgalci ülkenin zannedilenin aksine hareket sahasının çok fazla geniş olmaması ve kendi gündemini uygulama konusunda tasarruf yetkisinin kısıtlı olması işgalci statüsünün pek de cazip olmadığını göstermektedir.
İkinci önemli neden ise işlerin Irak'ta işgalin ilk dönemlerine göre oldukça iyiye gitmesidir.
Özellikle 2007 yılından itibaren, işgalin ilk yıllarında en önemli problem olan güvenlik sorunu artık yönetilebilir bir hale gelmiş ve bu durum farklı rapor ve resmi görüşlerle teyit edilmiştir.
Böylece Obama yönetimi çekilme konusunda kararlı bir tavır edinmiştir. Irak gerçeklerine vâkıf olmaya başlayan ve bu bağlamda kabilecilik bağlarının önemini kavrayan ABD yönetimi kabile ve grupların el Kaide karşısında etkin bir tavır takınmaları yönünde önemli çabalar göstermiştir. Bu çabalar büyük ölçüde sonuç vermiştir; bugün el Kaide ve benzeri gruplara Anbar gibi kale konumundaki bölgelerde bile eskisi gibi destek verilmemektedir.
Bir başka önemli faktör de Irak işgalinin artık Amerikan halkı nezdindeki meşruiyetinin iyiden iyiye zayıflamış olmasıdır. İşgalin ilk yıllarında yüzde 70’lere varan destek bugün yüzde 30’lar seviyesine inmiş durumdadır. Somut sonuçların elde edilemediği kanaati, işgalin gerekçesi olarak gösterilen kitle imha silahları konusundaki iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkması, 11 Eylül'ün psikolojik etkisinin azalmaya başlaması ve daha da önemlisi çatışmalarda verilen
askeri kayıplar Amerikan halkının işgale yönelik düşüncelerini önemli ölçüde etkilemiş durumdadır. İşgalin bütün yükünün Amerikan halkının vergileri ile karşılandığı şeklindeki pek de yanlış olmayan- kanaat de Amerikan halkının öfkesine neden olmaktadır. Bütün bunların bir sonucu olarak gittikçe artan sayıda Amerikalı, işgalin bir an önce sona ermesini istemektedir. Nitekim aslında Obama'ya seçimde verilen desteğin bir anlamı da budur.
Tahminlerin aksine Amerikan dış politikası ve dışişleri halkın algılarına ve tepkilerine son derece duyarlıdır. Normalde Amerikan halkının dış politika konularına ilgisiz ve yabancı olduğu bir gerçektir. Ancak halkın dikkatini çekebilmiş konularda halkın ne düşündüğü ve ne tepki verdiği dış politika yapım sürecinde önemli bir etkiye sahiptir. Irak işgali de bu konulardan birisidir.
Son olarak işgalin maliyetinin büyüklüğü ve Amerikan ekonomisinin son dönemlerde önemli krizler ve problemlerle boğuşması işgalin bir an önce sona erdirilmek istenmesinin arkasındaki temel nedenlerden bir tanesi olarak gösterilebilir. Elbette işgal harcamalarının doğrudan krizler üzerinde belirleyici etkisi olmayabilir. Ancak Irak'taki Amerikan askeri harcamalarının son derece büyük miktarlarda olduğu dikkate alındığında, işgalin finansal boyutunun belirgin bir etkisi olmayacağını söylemek oldukça zordur.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder