AĞRI İSYANI (1926-1930) BÖLÜM 2
9. Kolordu Komutanlığı aldığı emir üzerine harekat için gerekli hazırlıklara başladı. Bölgenin şartları araştırıldıktan sonra 3 Mayıs 1930’da Genelkurmay
Başkanlığına bir yazı yazarak harekatın Eylül ayına bırakılmasını önerdi. Teklifi uygun bulan Genelkurmay kendi görüşünü de ekleyerek raporu 6 Mayıs 1930’da
Başbakanlığa sundu. 8 Mayısta toplanan Bakanlar Kurulu ise bu raporları görüşmüş ve harekatın Eylül ayında yapılması teklifini kabul etmiştir.
Alınan karar ve yapılan hazırlıklar sonucunda, 4 Eylül 1930 tarihinde harekat emri verilmiştir. Salih Paşa komutasındaki askeri birlikler 7 Eylül günü bir çok koldan Ağrı’ya doğru taarruza geçmiş, ancak ilk aşamada önemli bir başarı elde edememiştir. Bölgeyi iyi bilen ve dağı arkalarına alan asiler, ellerindeki mevzileri korumayı başarmışlardır.
Ancak Türkiye ile İran arasında yapılan görüşmeler neticesinde İran yolu kapanınca asiler çember içine alınmış, ordunun iaşe yollarını kesmesi neticesinde de açlıkla karşı karşıya kalmışlardır. Hal böyle olunca, çaresiz kalan isyancıların büyük kısmı, bir yarma hareketiyle İran’a sığınmak zorunda kalmıştır.
Bu sırada isyanın öncülerinden Şimkanlı Timur, Musa Lezgi, Halit Ağa, Tosun Ağa ve Ali Aksu yakalanmış, kısa süre sonra da asiler tamamen dağılmış ve isyan sona ermiştir.27
Bu gelişmeler çerçevesinde durum değerlendirildiğinde Osmanlı Devleti’nin doğu illerindeki hakimiyet sürecinde millî bir devlet politikası izlemediği ve buna ihtiyaç da duymadığı sonucu çıkar. Millî ve üniter bir yapıda kurulan Türkiye Cumhuriyeti bahsi geçen olay ve benzerlerini yaşamak durumunda kalmıştır
Osmanlı’nın dağılma ve emperyalizmin yayılma sürecinde, 1908’lerden sonra İngiliz emperyalizminin talimatları doğrultusunda merkezleri İstanbul’da olmak üzere bir takım fitne ve fesat cemiyetlerinin kurulması ile birlikte Anadolu’nun doğusunda propaganda çalışmalarına girişilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte Anadolu’nun doğusunda ayrılık tohumları atılmaya başlanmıştır. Tabii ki bölgenin etnik yapısı ön plana çıkarılmıştır.
Bölge insanı genel olarak Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyete değin devlete diğer bölgelerden daha fazla problemli olmamıştır. Çünkü diğer bölgelerdeki halktan farklı bir kültüre ve dine sahip değildir. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi maksatlı olarak etnik farklılıklar gündeme getirilince istismara yatkın kişilerin de bulunması çok zor olmamıştır.
Cumhuriyet Döneminde devletin bu bölgede izlediği politika farklıdır. Türkiye Cumhuriyeti Misak-ı Millî sınırları içerisinde kurulmuş millî bir devlettir.
Millî Devlet olmanın gereği olan Ulusal Egemenliği yurt sathında tesis etmek durumundaydı.
Bu da doğal olarak devletin, bütün sınırları içinde siyasî, iktisadî, kültürel ve de askerî egemenliğini sağlamasıdır. Ancak Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra bölgenin istismara açık olan bu yapısı üzerinde oynanan oyunlar dikkate alınmalıydı.
Genç Cumhuriyetin rejim farklılığından kaynaklanan; kültürel, iktisadî ve politik alanda yaptığı yeniliklerin yanı sıra, özellikle dinî konulara alışılagelmiş politikalardan farklı uygulamalar rahatsızlıkların diğer bir boyutu olmuştur. Cumhuriyet dönemindeki isyanlara baktığımızda büyük ölçüde dini konuların istismar edildiğini görmekteyiz.
Şeyh Said isyanından sonra isyancıların Ağrı bölgesinde yeni bir başkaldırı için hazırlıkları görülür. Ağrı bölgesini tercih etmelerinin sebebi bu bölgenin büyük ölçüde bir askerî harekata elverişsiz olması ve ihtiyaçları durumunda kendilerine yardımını esirgemeyen İran Devleti’nin topraklarına kaçmalarının mümkün olmasıdır.
Ağrı isyanı diğer isyanlardan biraz daha fazla “ Kürtçülük ” boyutu ile gündemde yer almıştır. Şeyh Said isyanından sonra kaçan aşiret üyeleri ve aşiretler Şeyh Said isyanının önemli boyutu olan dini istismarı yanı sıra Ağrı isyanlarında emperyalist devletlerin gündeme getirdiği “ Kürtçülük ” boyutu da devreye girmiştir. Bu isyanlarda suçlu aramak gerekirse herhalde ilk sırada kendi halkından binlerce insanın hayatına mâl olan bu oyunlarda başrolü oynayan aşiret reisleri gelir.
DİPNOTLAR;
1 Bahaeddin Ögel, H. Dursun Yıldız v.d., Türk Millî Bütünlüğü İçerisinde Doğu Anadolu, Ankara 1986, s. 163-169. Alman şarkiyatçı Fritz, 1916’da Türkçe yayımlanan
kitabında, o dönemde Doğu Anadolu’da bulunan Kürt aşiretleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bkz., Fritz, Kürtlerin Tarihi, İstanbul 1992, s. 39-55.
2 Bkz., Zekeriya Türkmen, “Birinci Dünya Savaşı Öncesinde İttihat ve Terakki Hükümetinin Doğu Anadolu Islahat Projesi ve Uygulamaları”, Yedinci Askerî Tarih Semineri
(İstanbul 25-27 Ekim 1999) Bildirileri, C. II, Ankara 2001, s. 239-240.
3 Martin van Bruinessen, Kürdistan Üzerine Yazılar, İstanbul 1995, s. 224. İttihad ve Terakki Partisi içerisinde yer alan Kürt politikacılar, Jöntürk hareketine
büyük ilgi göstermişlerdir. Jöntürkler içinde Türk millîyetçiliği gelişirken, bu grup içerisinde de Kürt millîyetçiliği ön plana çıkmaya başlamıştır.
Bkz., Yalçın Küçük, Kürtler Üzerine Tezler, İstanbul 1990, s. 71.
4 Faik Bulut, Devletin Gözüyle Türkiye’de Kürt İsyanları, İstanbul 1991, s. 11.
5 Bkz., Türk İstiklal Harbi VI ncı Cilt İstiklal Harbinde Ayaklanmalar (1919-1921), Ankara 1974, s. 25-26, 179, 260-262.
6 Ergun Aybars, Yakın Tarihimizde Anadolu Ayaklanmaları, İstanbul 1988, s. 20-22.
7 Rahmi Doğanay, “Cumhuriyet Dönemi İsyanlarının Mahiyeti”, Türkiye’nin Güvenliği Sempozyumu (Elazığ 17-19 Ekim 2001) Bildiriler, Elazığ 2002, s. 258-259.
8 Mahmut Rişvanoğlu, Saklanan Gerçek, C. II, Ankara 1994, s. 738.
9 Bkz., Kâzım Karabekir, Kürt Meselesi, İstanbul 1995, s. 10-11.
10 Geniş bilgi için bkz., Salim Cöhce, “Büyük Ermenistan’ı Kurma Projesinde Kürtlere Biçilen Rol”, I. Milletlerarası Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Güvenlik ve
Huzur Sempozyumu (Elazığ 27-28-29 Mart 2000) Bildiriler, Elazığ 2000, s. 511-525.
11 İngilizler, Doğu Anadolu’daki Ermeni ve Kürtçü faaliyetlerinin bir arada yürütülebilmesi için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır.
İngiliz Gizli servisinin faaliyetleri sonucu, özellikle Kürtlerin gururunu okşayacak isme sahip yeni bir teşkilat kurulması kararına varılmış, Kürtçe’de “ Benlik ” anlamına
gelen “ Hoybon ” kelimesi ile Ermenice’de vatan anlamına gelen “ Haypun ” adının birleşiminden oluşan “hoybun” cemiyeti kurulmuştur.
Bkz., Vedat Sadilli, Türkiye’de Kürtçülük Hareketleri ve İsyanlar, Ankara 1980, s. 165-166.
12 Abdülhadi Toplu, Tarih İçinde Anadolu Sakinleri ve İsyanlar-Ayaklanmalar, Ankara 1996, s. 370-371. 1935-1945 yılları arasında Irak Hükümeti danışmanlığı da
yapan kumandan Edmons’un bölgedeki Kürt aşiretleri hakkındaki değerlendirmeleri için bkz., C. J. Edmonds, Kurds, Turks and Arabs, London 1957, s. 2-114.
13 Bkz., Azmi Süslü, “Rum-Ermeni-Hoybun İşbirliği ve Anadolu’daki Toplu Mezarlar”, Belleten, C. LVII, S. 218 (Nisan 1993), s. 242-244.
14 Bkz., F. Bulut, a.g.e., s. 10-11 Karabekir Paşa, bu isyanların Kürtçülük maksatlı yapıldığını, dinin başarıya ulaşmak için bir araç olarak kullanıldığını Ankara’da
ilgilere ayrıntılı bir şekilde anlattığını hatıralarında kaydetmektedir. Bkz., K. Karabekir, a.g.e, s. 16-17.
15 M. van Bruinessen, a.g.e., s. 214.
16 Zekeriya Yıldız, Kürt Gerçeği, İstanbul 1992, s. 226.
17 Y. Küçük, a.g.e., s. 71.
18 1915-1930 döneminde rakip aşiret reisleri üstündeki aşiretleri üstündeki etkilerini artıran bir çeşit askeri eylemlere girişmekteydi. Bunlar arasında kendi aşiretlerinin
birliğini sağlamanın en iyi yolu olarak, kervan ve şehirlerin ya da komşu aşiretlerin köylerinin yağmalanması da vardı. Devlet de bu başıbozukluğu önlemek için bağlılık
sözü karşılığında onlara yetki vermek zorunda kalmıştır. Bkz., M. Van Bruinessen, a.g.e., s. 218-219.
19 Yaşar Kalafat, Şark Meselesi Işığında Şeyh Said Olayı, Ankara 1992, s. 137.
20 Ağrı isyanı çıktığı sırada, bölgenin ileri gelenlerinden Seyit Rıza da Dersim ve yöresinde ayaklanmıştır. O sırada bölgede bulunan Fevzi Çakmak, 18 Eylül 1930’da
Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığına gönderdiği raporda, bölgenin çeşitli tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirterek acilen önlem alınmasını gerektiğini kaydetmekteydi.
Bkz., Suat Akgül, Dersim İsyanları ve Seyit Rıza, Ankara 2001, s. 39-40.
21 Düstur, Üçüncü Tertip, C. 7, s. 926; ayrıca bkz., İsmail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları, C. I., Ankara 1983, s. 276- 278.
22 Bkz., Abtülahat Akşin, Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasi, Ankara1991, s. 192-193. Türkiye ile İran arasındaki sınır probleminin bu kadar uzamasının sebebi, Azerilerin istiklal hareketine girişmesinden korkan Tahran yönetiminin Kürtlere destek olarak Türkiye’ye gözdağı vermek istemesinden kaynaklanmıştır.
Ancak Türkiye’nin bu konudaki kararlı tutumu sebebiyle bu politikadan vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Bkz., Mehmet Saray, Türk-İran İlişkileri, Ankara 1999, s. 114.
23 21 Ekim 1930 tarihli Alman Glarus Zeitung gazetesinde yayımlanan bir yazıya göre, isyancılara İngiltere’den önemli sayılabilecek derecede silah ve mühimmat
yardımı yapılmıştır. Bkz., M. Rişvanoğlu, a.g.e., s. 749-750.
24 Bkz., F. Bulut, a.g.e., s. 79-84.
25 H, Göktaş, a.g.e., s. 94-95.
26 Genelkurmay Başkanlığının 7 Ocak 1930’da gereği için 9. Kolorduya verdiği emir özetle şöyle idi.: “1930 senesi Ağrı’ya yapılacak harekata dair 29 Aralık 1929 gün ve 8692 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ayrıca yazılı olarak gönderilmiştir. Bu kararname gereğince Bulakbaşı ile Şıhlı Köyü arasında asilerle meskun olan köyler ile sığınılan yerler ele geçirilerek asiler geçim üssünden yoksun bırakılacak ve bölge eşkıyadan temizlendikten sonra Ağrı Tepeler hattına doğru takip edilerek ele geçirilen yerlerde Garnizonlar inşaa edilecek ve bunlardan yalnız seyyar jandarma kuvvetleri 1930-1931 kışını burada geçireceklerdir. Bölgede jandarma alayları için lazım olan yerlerden başka meskûn yer bırakılmayacaktır. Bu sûretle iâşe ve iskân ihtiyacından yoksun kalan asiler ya dağıtılacak ya da İran’a sığınmaya mecbur edilecektir.
Bu taktirde sorun İran’la hal edilecektir.Harekata 1930 yılı Haziranı son haftasında ve hasat mevsiminden önce başlanacaktır. Harekatı 9. Kolordu Komutanı idare edecektir.” Bkz., Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları, C. II., İstanbul 1992, s. 93-94.
27 F. Bulut, a.g.e, s. 187-193; H. Göktaş, a.g.e., s. 96-97. İran’a kaçan isyancıların önde gelenleri İhsan Nuri, Ermeni Zilan, Semikanlı Timur, Ferzent, Şeyh Abdulkadir, Şeyh Tahir, Seyid Yusuf, İbrahim Sigo ve Karaköseli Ermeni Kigam’dır. Bkz., M. Rişvanoğlu, a.g.e., s. 748-749.
KAYNAKLAR ;
Akgül, Suat, Dersim İsyanları ve Seyit Rıza, Ankara 2001.
Akşin, Abtülahat, Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasi, Ankara1991.
Aybars, Ergun, Yakın Tarihimizde Anadolu Ayaklanmaları, İstanbul 1988.
Bulut, Faik, Devletin Gözüyle Türkiye’de Kürt İsyanları, İstanbul 1991.
Cöhce, Salim, “Büyük Ermenistan’ı Kurma Projesinde Kürtlere Biçilen Rol”, I. Milletlerarası Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu
(Elazığ 27-28-29 Mart 2000) Bildiriler, Elazığ 2000, s. 511-525.
Doğanay, Rahmi, “Cumhuriyet Dönemi İsyanlarının Mahiyeti”, Türkiye’nin Güvenliği Sempozyumu (Elazığ 17-19 Ekim 2001) Bildiriler, Elazığ 2002, s. 253-262.
Düstur, Üçüncü Tertip, C. 7.
Edmonds, C. J., Kurds, Turks and Arabs, London 1957.
Fritz, Kürtlerin Tarihi (Çeviren: Sinan Şanlıer), İstanbul 1992.
Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları, C. II., İstanbul 1992.
Kalafat, Yaşar, Şark Meselesi Işığında Şeyh Said Olayı, Ankara 1992.
Karabekir, Kâzım, Kürt Meselesi, İstanbul 1995.
Küçük, Yalçın, Kürtler Üzerine Tezler, İstanbul 1990.
Ögel, Bahaeddin, H. Dursun Yıldız v.d., Türk Millî Bütünlüğü İçerisinde Doğu Anadolu, Ankara 1986.
Rişvanoğlu, Mahmut, Saklanan Gerçek, C. II, Ankara 1994.
Sadilli, Vedat, Türkiye’de Kürtçülük Hareketleri ve İsyanlar, Ankara 1980.
Saray, Mehmet, Türk-İran İlişkileri, Ankara 1999.
Soysal, İsmail, Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları, C. I., Ankara 1983.
Süslü, Azmi, “Rum-Ermeni-Hoybun İşbirliği ve Anadolu’daki Toplu Mezarlar”, Belleten, C. LVII, S. 218 (Nisan 1993), s. 241-247.
Toplu, Abdülhadi, Tarih İçinde Anadolu Sakinleri ve İsyanlar-Ayaklanmalar, Ankara 1996.
Türk İstiklal Harbi VI ncı Cilt İstiklal Harbinde Ayaklanmalar (1919-1921), Ankara 1974.
Türkmen, Zekeriya, “Birinci Dünya Savaşı Öncesinde İttihat ve Terakki Hükümetinin Doğu Anadolu Islahat Projesi ve Uygulamaları”, Yedinci Askerî Tarih Semineri
(İstanbul 25-27 Ekim 1999) Bildirileri, C. II, Ankara 2001, s. 239-268.
Van Bruinessen, Martin, Kürdistan Üzerine Yazılar (Çev. Nevzat Kıraç v.d.), İstanbul 1995.
Yıldız, Zekeriya, Kürt Gerçeği, İstanbul 1992.
3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder