20 Mayıs 2020 Çarşamba

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NİN YENİDEN YAPILANDIRMA STRATEJİSİ: DENİZ HÂKİMİYETİ TEORİSİ'NDEN DENİZ HEGEMONYASINA GEÇİŞ. BÖLÜM 2

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NİN YENİDEN YAPILANDIRMA  STRATEJİSİ: DENİZ HÂKİMİYETİ TEORİSİ'NDEN DENİZ HEGEMONYASINA 
GEÇİŞ. BÖLÜM 2




Deniz Gücü, yerel destekten bağımsız bir şekilde çalışma yeteneği ile büyük avantaj sağlamaktadır. Her deniz kuvveti; kuvvet yapısı, teknoloji, istihbarat ve birlikte harekâtın sağladığı alışkanlıkların bileşiminden oluşan sinerjiden faydalanabilir.50 Donanmanın kullanım amaçları şöyledir;

Varlık gösterme ve caydırıcılık
Barış Operasyonları
İnsani Amaçlı Operasyonlar
Serbest Seyir İmkânının Sürdürülmesi
Denizde Polis Denetimi
Çevresel Operasyonlar
Ambargo
Savaş Dışında Kalan İnsanların Tahliye Operasyonu

Ticarî denizcilik ile donanma da karşılıklı olarak birbirlerine bağlıdır; endüstri, pazarlar, deniz ticareti, donanma ve üslerin sırası, birbirleri ile olan ilişki derecelerine göre belirlenmiştir.

Deniz gücünün küresel önemine, İran’ın bir saldırı olması durumunda, Hürmüz boğazını petrol trafiğine kapatacağına ilişkin açıklamasına karşılık ABD donanmasının körfezi açık tutmak için tatbikat hazırlığına başlaması örnek olarak verilebilir. Çünkü dünyada deniz yoluyla taşınan ham petrolün yüzde kırkı buradan geçmektedir.51

Uluslararası Denizcilik Bürosu’na göre son yıllarda korsan saldırılarında büyük bir artış olmuş; ilk sırada Somali, ikinci sırada Nijerya yer almıştır. Buna karşılık ABD 5. Filosu’nun merkezi Bahreyn`de bulunurken, Hint Okyanusu’ndaki Diego Garcia Deniz Üssü de ABD’nin en önemli merkezlerinden birisidir.


Harita-8: ABD’nin Askeri Üsleri ve Konuşlanmış Birlikleri.52

Livezey deniz gücü stratejisinin uygulama alanını şöyle belirtmiştir: “Tarihi dikkatle okuyunuz, uluslararası sorunları, akıllıca değerlendiriniz. Gerçek bir tarihî perspektif, görüş sağlayınız. Denizde kâfi kontrolü sağlama ilkesi ile birlikte, ulusal ticaret, ulusal refah ve ulusal büyüklük arasındaki aşikâr bağlantıları değerlendiriniz. Dünya koşulları değiştikçe, bunun ulusal politikaları değiştireceğini realize etmeyi öğreniniz. Kendinize düşen rolü oynayınız ve buna gereken değeri veriniz. Büyük Britanya ile dostane ilişkilerin yollarını arayınız. Mükemmel bir dünyadan bahseden sahte Mesihlere aldırmayınız yanlış yola
sürüklenmeyiniz. Kesinlikle ve tam zamanında görevlendirilmiş bir kuvveti adilane bir şekilde kullanmaktan korkmayınız. Hıristiyan uygarlığı, Doğu Asya'nın şiddetli saldırılarına karşı savunmaya hazırlıklı olunuz. Gelecek kuşakların güven vericileri olarak ihmal suçlarının, görev suçlarına oranla, daha tehlikeli olabileceğini anlayınız; genişleme politikasının faydaya dönük bir şekilde kullanılması ile yalnız ulusal değil dünya refahını da geliştirileceğinin idraki içinde olunuz.”53

Mahan denizlerden karalara doğru bir kuşatma öngörürken, Monroe doktrininde de mevcut olan yalıtım politikasına ilave olarak Pasifik açılımı ve denizden ABD’ye yönelik tehlikeler için Hawai Adasının önemi, Panama Kanalının açılması, Karayiplerin kontrolü hususlarını dikte ettirmiştir. Tespit ettiği stratejik noktalar ile uzun kollu boksör misali kıtadan her türlü harbin uzaklaştırılması sağlanacak tır.54 Paul Kennedy’nin tabiriyle, ‘sandalye stratejisti ‘hayattan kopuk stratejist yöntemi ile masa başında oturarak küresel ilişkilerin kurulması mümkün değildir.55

ABD, Panama Kanalı vasıtasıyla Atlantik ve Pasifik donanmalarını birlikte kullanma şansına sahiptir ve bu sayede Panama Kanalı, ABD’nin deniz gücünün merkezini teşkil etmektedir.

Fransa; hem kuzeyde hem de güneyde, Rusya; Baltık Denizi ve Karadeniz'de ayrı ayrı donanmalar bulundurmak mecburiyetinde kaldıkları için donanmalarını ABD ve İngiltere gibi merkezi bir konumda toplayamamaktadırlar. Geçmişte İngiltere, İngiliz Kanalı' ile Almanya'yı, Cebelitarık ile Fransa'yı kontrol etme imkânına sahip olmuştur. Bugün bu politikayı ABD uygulamaktadır. ABD, 

İngiltere ve Japonya gibi ada devletlerinin kara tehdit algılamaları bulunmamakta; buna karşılık, Fransa, Almanya gibi devletlerde olduğu gibi
Türkiye’nin kara tehdit algılamasına göre ordusu şekillenmektedir.
Ülkelerin deniz gücü hammaddelerinden birisi de nüfustur. ABD’nin nüfusu 1950-2000 arasında neredeyse ikiye katlanmış, 2050 yılına kadar nüfus artışının devam etmesi beklenmektedir. Rusya, Almanya, Japonya ve İngiltere nüfus açısından durgunluğa girmiş, bu devletlerin dünya siyasetindeki etkinlikleri de II. Dünya Savaşı ile birlikte zayıflamıştır.

Avrupa toplumlarının fazla nüfusunu Amerika kıtasına aktarması, Avrupa’da dinamizmi durdurmuştur. Dünya Savaşları ile meydana gelen maddi ve manevi zararlar öylesine büyük oldu ki, Avrupa XVIII -XIX. yüzyıllarda kazanmış olduğu birçok etkinliğini kaybetmiş oldu.

Avrupa ne kadar kudretten ve gösterişten düşmüşse, karşı kıyıda ABD o derece, XX.-XXI. yüzyılı simgeleyecek şekilde güç kazanmıştır. Küresel bayrak yarışında bayrak, öncelikle geçen yüzyıllarda Asya’dan Avrupa’ya devredilmiş, son yüzyılda da Avrupa’dan da ABD’ye geçmiştir. 1840’tan 1930’a kadar ABD, Avrupa’dan 35 milyondan fazla insan kütlesini kendine çekmiş, XVIII. yüzyılın başında 5.308.000 kişiden oluşan ABD’nin nüfusu 1900 yılında 75.995.00056, 2013 yılında 313.900.000’e ulaşmıştır.

Kendisine ABD politikasını hedef alan Almanya’nın nüfus yapısı müsait olmadığından “ihtiyar ülke” olma tehlikesi de mevcuttur. ABD ise halen genç bir ülke olup sürekli dünyanın genç nüfusunu kendisine çekmektedir.57 Denize açılan bir milletin nüfusu hem kalabalık olmalı, hem de bu nüfusun büyük bir bölümü denizciliği meslek seçmelidir. Bir devletin barış zamanındaki ticareti, onun bir deniz savaşında ne kadar dayanabileceğini gösterir. Gerek barış zamanında gerek savaş zamanında, denizciler için gerekli yeteneklere
sahip çok sayıda kişiye ihtiyaç vardır.58

Mahan’ın ortaya koyduğu iddialar Theodore Roosevelt ve Henry Cabot Lodge’u kendine çevirmiştir. Roosevelt, Mahan’ın yazılarıyla, denizler ötesine yayılma politikası için ABD kamuoyunu kendi tarafına çekme yolunda deniz gücü teorisini kullandı. ABD’de 1890’larda Mahan’ın etkisiyle büyük bir gemi inşaatı programı Roosevelt tarafından başlatılmıştır.59

Modern Avrupa’nın doğumunu hazırlayan ortaçağ uygarlığının kalıplarını çatlatan ruhani güçtür.60 ABD’de zihniyet değişimi ise XIX. yüzyılın sonunda gerçekleşmiş, bu zamana kadar kıyı savunması ve ticaret gemilerine saldırı teorileri, ABD’nin deniz stratejisinin gelişimini engellemiştir.61 ABD’nin başarısını açıklayan bazı unsurların şöyledir: bir serbest piyasa ekonomisinin varoluşu ve müteşebbislerin ayrıma tabi tutulmayışı; münakaşa etme ve denemenin özgür olması; ilerlemenin mümkün olduğu inancının yerleşmiş olması; soyuta değil uygulamaya dönük olana önem verilmesi; dinsel dogmalara ve geleneksel halk kültürüne karşı çıkan bir rasyonalizmin bulunmasıdır.62

Mahan’a göre dışarıya bakış neleri içermeliydi sorusunun cevabı şöyledir: En önce, Amerikalıların, deniz sorunlarına karşı olan zihnî tutumları bakımından, temelde bir değişiklik içine girmelerini gerektiriyordu. Bu yalnız iç problemlerle uğraşılmaması anlamını taşıyordu; modern bir donanma ile yeteri kadar sahil savunma tesislerinin inşasını zorunlu kılıyordu; özellikle Panama Kanalı başta olmak üzere, bazı üslerin işgal edilmesi anlamını taşıyordu; ABD deniz taşımacılığı konusundaki menfaatlerinin yeniden canlandırılmasını kastediyordu. Kısacası, Birleşik Devletlerinin bir dünya gücü olarak, hak, vazife ve sorumluluklarının gerçekleştirilmesi mevzuunda, günün yeni ve değişen şartlarının tanınmasını lüzumlu kılıyordu.63

Kennedy, Kuzey Avrupa ülkelerinin deniz gücü konusunda zafiyet göstermekte olduğunu belirterek, Uzak Doğu devletlerinin donanmalarındaki artışı, XV. yüzyılın sonunda Avrupa’nın Uzak Doğu ülkeleri karşısında güçlenmesine benzetmiştir. Bu şekilde devam etmesi halinde XV. yüzyılda yaşanan tarihi kırılma ve Avrupa’nın yükselişinin tersi bir durumun XXI. yüzyılda söz konusu olabileceği konusunda herkesi uyarmıştır.64

III. ABD GÜCÜ İLE İLGİLİ ÖNDE GELEN KAVRAMLAR

   Güç; niteliği, niceliği, ölçülebilirliği, alanı, hedefi, etkileme kapasitesi gibi pek çok boyutla değerlendirilir. Temelde iki ana teorik yaklaşımdan birincisi; güç olgusunu askeri güce indirgeyen neo-realistler, diğer tarafta; güç olgusunu ekonomik yapı ve karşılıklı bağımlılık olgularıyla ele alan neo-liberallerdir.65

   Davutoğlu’na göre özellikle XX. Yüzyılın sonlarına doğru etkisini artıran karşılıklı bağımlılık olgusu, güç tanımlaması ve algısını çok daha karmaşık bir hale sokmuştur. Ayrıca ulusdevletlere meşruiyet zemini sağlayan modern ideolojilerin etkilerini kaybetmesi ülkelerin uluslararası konumlarını etkileyen bir yeniden tanımlama süreci başlatmıştır.66

ABD gücüne yön veren unsurlardan birisi “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”dir.

Buna göre ABD, küresel gücünü koruyabilmek için olası rakiplerini güçlenmeden etkisizleştirmek ve küresel enerji kaynaklarını kontrolü altında tutmalıdır. Kamuoyu desteği için de “Ortadoğu’nun demokratikleşmesi” alt hedefini, üst hedef olarak göstermeye çalışmaktadır. Buna göre Ortadoğu siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel olarak “yeniden yapılandırma” sürecine koyulmuştur.

ABD gücünü tarif etme çabası ile ortaya çıkan bir başka tanımlama ise: “Yumuşak Güç” (Soft Power) ve “Sert Güçtür” (Hard Power). Nye’e göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin gücünü sürdürebilmesi için “Yumuşak Gücü”ne önem vermesi gerekmektedir.67 
Ancak buradaki vazgeçilmez unsur, yumuşak güç ancak sert güç var oldukça etkilidir. Yani havucu bir elinizle gösterebilmeniz için diğer elinizle sopayı arkanızda saklamalısınız.

Amerika Birleşik Devletleri gücünün son aşamada tanımlamada kullanılan terim hegemonyadır. Bu kavram, özellikle Soğuk Savaş’ın yumuşama sürecinde tartışılmaya başlanmıştır. Bazı uluslararası ilişkiler düşünürüne göre, İkinci Dünya Savaşı’ndan 1970’li yıllara kadar dünya sisteminde, ABD’nin egemen olduğu hegemonik bir sistem mevcut olmuştur.68 Her ne kadar bu tarihten itibaren güçler dengesinin değiştiği ve hegemonik dünyanın yerine karşılıklı bağımlılığın ortaya çıktığı savunulsa da günümüzdeki ve son 50 yıldaki durum sadece hegemonya kavramına bakış açısının değiştiğidir. ABD hegemonyasının bittiğini savunanlar bu düşüncelerini 1970’lere giderek söylemelidirler,
çünkü onların bahsettiği “20. YY hegemonyasıdır” ve o düşünce 20. YY’ da kalmıştır. Nasıl ki 21. YY, 20. YY’ dan çok büyük oranda farklıysa “21. YY hegemonyası” da o derece farklıdır ve bizim bahsettiğimiz “ABD’nin 21. YY hegemonyasının devam ettiği”dir.

  Hegemonya kavramını ilk kullanan Gramsci, toplumsal aktarımların bir sonucu olarak bir hegemonik sınıfın yerini bir başka hegemonik sınıf almaktadır. Devlet, egemen sınıfın, hegemonyasını sürdürme aracıdır. Hegemonya aynı zamanda bir devletin diğeri üzerindeki hâkimiyetidir.69

Nye’ e göre, uluslararası güç arenasında yürürlükte olan normları ve düzenlemeleri dikte etmek hegemonya anlamına geliyorsa, Amerika Birleşik Devletleri’nin, Uluslararası Para Fonu’nda güçlü bir konuma sahip olsa bile başkanını tek başına seçememesi veya Kara Mayınları Antlaşması’na karşı çıkmış olmasına rağmen, imzalanmasını önleyememesi onun hegemonik güç olduğunu tartışmalı hale getirmektedir.70 Ancak Nye’ın belirttiğinin aksine zaten ABD, antlaşmaya sadık kalmayarak sistemin açıklarından faydalanıp antlaşmalar
üzerinde oynamalar ile durumu kendi lehine çevirmektedir. (Irak Savaşı örneği)

Wallerstein’a göre modern devlet sistemi tarihinde üç hegemonik güce rastlanmaktadır; XVIII. yüzyıldaki Hollanda, XIX. yüzyıldaki İngiltere ve XX. yüzyıldaki ABD’dir. Bunların hegemonik güçleri askeri güçlerin ötesinde, sermaye birikiminden faydalandıklarından ekonomik güçlerine dayanmaktadır.71 

Bu görüşte hegemonik güç, güvenlik askeri güç gibi kavramları görmezden gelinmiştir.

Brzezinski, ABD’yi imparatorluğa benzetmiş, Roma İmparatorluğu ile kıyaslamıştır. Bu iki devletin benzerlikleri ikisinin de ülke dışında yaklaşık olarak 300 000 bin civarında askerinin bulunmasıdır. Farklılık ise Roma’da hiyerarşik bir yapı varken ABD’de ise demokratik bir yapı vardır. Bu demokratik yapıyı ABD’nin küresel hegemonyası karşısında bir engel olarak görse de72 Temsilciler Meclisi ve Senato ile demokrasi sınırlandırılmış ve Roma gibi ülke çıkarlarını öne çıkaran kanunlar oluşturulmuştur.

ABD’yi imparatorluk olarak gören Edward Said, İskoçyalı imparatorluk tarihçisi V. G. Kiernan’ın; “Bütün modern imparatorluklar birbirlerini taklit eder” sözünü dikkate alarak; ABD’nin çıkarlarını gördüğü topraklarda yerleşimler kurmak, buraları gözetim altında tutmak için sıkı bir çalışma içine girerek yaptıklarını imparatorluk anlayışı ile bağdaştırmaktadır.73


SONUÇ

ABD’nin önümüzdeki 20 yılda hegemonyasını artıracak olan deniz askeri gücü gelişmeleri şu şekildedir;74

İki yeni Gerald R. Ford sınıfı uçak gemisi inşa etmektedir. İkinci geminin 2018’e kadar hizmete girmesi planlanmaktadır.

Viginia sınıfı onuncu denizaltı 2013 yılında hizmete girecek olup 30 adet denizaltının daha sırasıyla hizmete girmesi planlanmaktadır.
Balistik Füze Savunması yetenekteki gemi sayısının 32’ye çıkarılması planlanmaktadır.

Zumwalt sınıfı muhribin 2014’te donanmaya katılması beklenmektedir.
45.000 tonluk Amfibi Hücum Gemisi America’nın (LHA-6) 2013 yılı içerisinde teslim edilmesi beklenmektedir

2013 yılı içerisinde ise P-3 Orion deniz karakol uçakları P-8 Poseidon deniz karakol uçakları ile yer değiştirmeye başlayacaktır.

Harita 9- Zumwalt Muhribi’nin, Eylül 1950 Kore Savaşı Incheon
Muharebesi'nde Kullanıldığı Durumu Gösteren Jenerik Harita 75

Yukarıdaki jenerik haritada, Eylül 1950 Kore Savaşı Incheon Muharebesi'nde Zumwalt Muhribi kullanıldığı takdirde savaşın 18 gün yerine 3 günde nasıl sonuçlandırılacağı belirtilmiştir. Destroyerler 85 milden radara dahi yakalanmadan tüm düşman hava savunmasını yok etmektedirler. Diğer muhriplere göre 20-30 metre daha uzun ve 10 metre daha geniş olan Zumwalt, buna rağmen radarda diğerlerine göre 50’de bir kadar radar ekosu oluşturmaktadır. Özellikle “Hava Savunma Harbi” için kullanılan Arleigh Burke sınıfı muhriplerin modern hali olan Zumwalt, “Sığ Sularda Harekât” için kullanılabilecek, kara hedeflerini uzak mesafelerden etki altına alabilecek, aynı zamanda lazer ve elektromanyetik ray silahlarının deneme platformu olacaktır.76

   En son yaşanan Suriye Krizi’nde, hâlihazırdaki durumu incelediğimizde, tüm dünyanın gözü ABD’nin hazırlıklarına takıldı. Öyle ki Akdeniz’e kıyısı olan devletler veya denizcilik geleneğinin temsilcisi İngiltere dahi ABD’nin yaptığı güç gösterisinin gölgesinde kaldı. Deniz gücü sayesinde, şu anda dahi böylesine hegemonyasını hissettiren ABD, yukarıda örneklem olarak ele aldığımız Zumwalt sınıfı muhrip ile lazer ve elektromanyetik ray silahları envanterine girdiğinde tüm teorileri değiştirecek bir güce sahip olacaktır. Görünen o ki, İbn Haldun’un “devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölür.” sözü belki de ABD için istisna olacak ve bu muazzam güç sadece bir dünya savaşında orantısız güç veya “dönüm noktası”77 sonucu ortadan kalkacaktır. En güçlü rakip olma ihtimalindeki Çin’in dahi teknolojide bu seviyeye ulaşması on yıllarını alacak ancak bununla beraber deniz gücünün diğer etmenlerini sağlaması belki de uzun vadede gerçekleşecektir.

   Strange, en uzun ömürlü imparatorlukların, merkezlerinden imparatorluğu yönetme kabiliyetine sahip olduklarını; buna istinaden, Gramsci’nin hegemonya kuramına dayanarak, merkezdeki yöneticiler ile “çevre”deki katılımcı müttefik ve ortakları arasındaki ayırımı gözden saklamayı becerebildiklerini vurgulamaktadır.

ABD, hâlihazırda imparatorluğun bu noktasındadır. Ayırımların giderilmesi çerçevesinde, yabancı pasaportlu işadamları, ABD’nin kültürel vatandaşları arasında yer almaktadır. ABD hegemonyasını güvenlik, üretim, finans ve bilgi yapılarından kaynaklanan, bölgeselliği aşan yapısal deniz gücü sağlamaktadır. Strange’e göre, yapısal deniz gücü, dört temel öğeye dayanmaktadır. Uluslararası politik ekonomide bu unsurlara en fazla sahip olan ülke, en güçlüdür:

Şiddete karşı güvenliklerini tehdit etmek ya da savunmak, inkâr etmek ya da artırmak yoluyla, diğer ülkeleri etkileme yeteneğini elinde tutmak,
Mal ve hizmet üretim sistemlerinin kontrolünün elinde tutmak, almak ve bu noktadan sonra savaşı kazanma ihtimalinin ortadan kalkması.

Finans ve kredi yapılarını belirleme yetkisini ve olanağını elinde tutmak, İster teknik, ister dinsel olsun, ya da fikirler alanında önde kalmayı kapsasın, bilgi ve bilişim üzerinde edinim, oluşturma ve iletişim yoluyla en fazla etkili olacak imkânları elinde tutmaktır.78

Strange’in bu ölçütlerine bakıldığında gerçekten de ABD’nin buna uyduğu görülmektedir. ABD imparatorluk veya hegemonik güç olsaydı; Irak’ın işgalinde Avrupa’yı ikna etmeli, Çin’deki ekonomik sarsıntı kendi ekonomisini etkilememeliydi gibi çekincelerle bu gerçeği öteleyenler için gözden kaçırılan enstantaneyi vurgulamak amacıyla şu husus değerlendirilebilir: 

Roma’nın bir imparatorluk olduğu düşüncesine Hıristiyanlığın doğuşu bir halel getirir mi?

KAYNAKÇA

Arı, Tayyar, Uluslararsı İlişkiler Teorileri, İstanbul, Alfa, 2.Baskı, 2002, s.318

Arıbaş, Kenan Küresel Çağda Siyasi Coğrafya, Konya, 2007, s.17.

Booth, K., Navies and Foreign Policy, New York, 1970, s.50.

Bostanoğlu, Burcu, Türkiye-ABD İlişkilerinin Politikası: Kuram ve Siyasa, Ankara, İmge, 1999, s. 194- 195.

Bozdağoğlu, Yücel - Çınar Özen, “Liberalizmden Neoliberalizme Güç Olgusu ve Sistemik Bağımlılık”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt1 Sayı 4 Kış, 2004 , ss.60-70.

Brzezinski, Zbigniew, Büyük Satranç Tahtası Amerika’nın Önceliği ve Bunun
Jeostratejik Gerekleri, İstanbul, Sabah, 1998, s. 13

Brezinski, Zbigniew, Tercih, (Çev: Cem Küçük), İnkilap Yayınevi, İstanbul, 2004, s.7.

Cable, James Gunboat Diplomacy 1919-1991, New York, 1994, s.32.

Cable, James, Diplomacy at Sea, Annapolis, 1985, s.3.

Chomsyky, Noam, Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi, (Çev : Ali Çakıroğlu), Metis Yayınları, İstanbul, 2000, s.15

Clark, Amiral Vern “Açılış Konuşması”, Uluslararası Deniz Gücü Sempozyumu, Newport, 2003.

Clausewitz, Carl Won, Harp Üzerine, (Çev: Fahri Çeliker), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Ankara, 1984, s.145.

Davies, Norman, Avrupa Tarihi, (Çev: Mehmet Ali Kılıçbay), İmge Kitapevi, İstanbul, 2006, s.511.

Davutoğlu, Ahmet, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, İstanbul, 2001, s.34.

Davutoğlu, Ahmet, “Jeopolitik Teoriler Çercevesinde Dünya Kuvvet Dengesi ve Ortadoğu”, İlim ve Sanat Dergisi, Mart, 1986, s.9-14.

Dedeoğlu, Beril, Uluslararası Güvenlik ve Strateji, Boyut Kitapları, İstanbul, 2003, s.56.

Dinçer, Ömer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Alfa Yayınları, İstanbul, 2007,s.22.

Drows, Robert B., Dünyayı Değiştiren Kitaplar, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1980, s. 168.

Drucker, Peter F., Gelecek İçin Yönetim 1990’lar ve Sonrası, (Çev: Fikret Üçcan), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2005, s.337-376.

Earle, Edward Mead, Modern Stratejinin Yaratıcıları, (Çev : Demirhan Erdem), Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 2003, s.349.

Eralp, Atilla, Devlet ve Ötesi: Uluslararası İlişkilerde Temel Kavramlar, İstanbul, İletişim, 2005, ss. 155-157.

Ernle, Bradford, Akdeniz: Bir Denizin Portresi, (Çev.: Ahmet Fehmi), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2004, s.347.

Falk, Richard A., Dünya Düzeni Nereye, (Çev : Neşenur Domaniç), Metis Yayınları, İstanbul, 2005, s.18

Friedman, Norman, Seapower and Strategy, Cambridge University Press, Annapolis, 2001, s.7.

Hart, B.H. Liddell, Strateji Dolaylı Tutum, (Çev: (E) Korgeneral Cemal Enginsoy), Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 2002, s.249.

Hobsbawm, Eric İmparatorluk Çağı, (Çev: Vedat Aslan), Dost Kitapevi, Ankara, 2003,

İbn-i Haldun, Mukaddime, (Çev: Süleyman Uludağ), Dergah Yayınları, Ankara, 2005, s.214.

Peter J. Katzenstein, Rethinking Japanese Security: Internal and External Dimensions, New York, Routledge, 2008.

Kennedy, Paul, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, (Çev : Birtane Karanakçı), Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara, 1991, s.12.

Kennedy, Paul, “The Rise and Fall of Navies”, International Herald Tribune, 5 Nisan 2007.

Kinder, Hermann Dünya Tarihi Atlası, (Çev: Leyla Uslu), Ankara, 2006, s.376.

Kissinger, Henry, Diplomasi, (Çev: İbrahim H.Kurt), Türkiye İş Bankası Yayınlar, İstanbul, 2002, s.16.

Lautenbacher, Conrad C., “Optimizing Naval Forces Fr Twenty First Century Challanges:
Modernization Priorities and Consideration”, The Role of Naval Forces in XXI.st Century Operations, (Ed: Richard H.Shultz Jr., Robert L. Pfaltzgraff), Brasseys, 2000, s. 195-205

Livezey, William E., Mahan’a Göre Deniz Gücü, (Çev: İlyas Fidan), Harp Akademileri Yayınları, İstanbul, 1979.

Mackinder, H.J., “Geography, an Art and Philosophy”, Geography 27, s.129-130.

Mahan, Alfred Thayer, Deniz Gücünün Tarih Üzerine Etkisi, (Çev: Kerem Fındık, Melahat Fındık), Q Matris Yayınları, İstanbul, 2003, s.46.

Nye Jr, S., Amerikan Gücünün Paradoksu, İstanbul, Literatür Yayıncılık, 2003, ss. 10- 11. Ortaylı, İlber Avrupa ve Biz, Turhan Kitabevi, s. 198.

Ökte, Zekai, “Türk Denizciliğinin ve Deniz Ticaretinin Tarihi Gelişimi”, Belgelerle Türk Tarihi, Ocak, 2004, Sayı 84, s.88.

Said, Edward “Kültür ve Emperyalizm”, Kozmopolitan Dergisi, Toronto, York Üniversitesi,
www.kozmoplitan.com.tr , 25.08. 2006

Sloan, Collin S Gray–Geoffrey Jeopolitik Strateji ve Coğrafya, (Çev : Tuğrul Karabacak), Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı Yayınları, Ankara, 2003, s.2.

Sun Tzu, The Art of War, (Çev : Thomas Cleary), Oxford University Press, Boston, 1988, s.41.

Tezkan, Yılmaz, Jeopolitik Yazılar, Ülke Kitapları, İstanbul, 2007, s.24.

Till, Geoffrey ,“Naval Transformation, Ground Forces, and The Expeditionary Impulse: The Sea Basing Debate”,
http://www.strategicstudiesinstitute.army.mil/pdffiles/PUB743.pdf   Wallerstein, Immanuel,
Genel Bunalımın Dinamikleri, (Çev : F.Akar), Belge Yayınları, İstanbul, 1984.

Tunçbilek, Necdet, Dünya Nüfus Dinamiği, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü Yayınları, İstanbul, 1998, s.XXI0

Ünsan, Yalçın, “Dünya Deniz Ticareti ve Öngörüler”, 
http://www.ekutuphane.imo.org.tr/pdf/3818.pdf

W.Adorno, Theodor, Kültür Endüstrisi Kültür Yönetimi, (Çev: Nihat Ünler, Mustafa Tüzel, Elçin Gen), İletişim Yayınları, İstanbul, 2007, s.140.

Wallerstein, Immanuel, Jeopolitik ve Jeokültür, İz Yayıncılık, İstanbul, 1993, s.47. Wallerstein, Immanuel, Dünya Sistemleri Analizi Bir Giriş, (Çev : Ender Abadoğlu), Aram Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.45.

Yılmaz, Veli, Jeo-Astrol Politikalar, Harp Akademileri Yayınları, İstanbul, 2005, s.259.

IHS Jane’s Fighting Ships, 2012-2013 Edition.
http://www.mapsofworld.com/thematic-maps/economy-maps/world-economicclassification.html
www.globalsecurity.org/military/library/policy/navy/nrtc/12018_ch20.pdf
http://people.hofstra.edu
www.wto.org

“Sea Power”, http://www.globalsecurity.org/military/ops/sea.htm
http://www.mapsofworld.com/world-maps/image/world-city-map.jpg
Clay Dillow, The Most Technologically Advanced Warship Ever Built, 10.16.2012, Popular
Science, http://www.popsci.com/category/tags/zumwal


DİPNOTLAR;


1 Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, İstanbul, 2001, s.34.
2 Alfred Thayer Mahan, Deniz Gücünün Tarih Üzerine Etkisi, (Çev: Kerem Fındık, Melahat Fındık), Q Matris Yayınları, İstanbul, 2003, s.46.
3 Sun Tzu, The Art of War, (Çev : Thomas Cleary), Oxford University Press, Boston, 1988, s.41.
4 Veli Yılmaz, Jeo-Astrol Politikalar, Harp Akademileri Yayınları, İstanbul, 2005, s.259.
5 Carl Won Clausewitz, Harp Üzerine, (Çev: Fahri Çeliker), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Ankara, 1984, s.145.
6 B.H. Liddell Hart, Strateji Dolaylı Tutum, (Çev: (E) Korgeneral Cemal Enginsoy), Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 2002, s.249.
7 Beril Dedeoğlu, Uluslararası Güvenlik ve Strateji, Boyut Kitapları, İstanbul, 2003, s.56.
8 Ömer Dinçer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Alfa Yayınları, İstanbul, 2007,s.22.
9 İbn-i Haldun, Mukaddime, (Çev: Süleyman Uludağ), Dergah Yayınları, Ankara, 2005, s.214.
10 Peter F. Drucker, Gelecek İçin Yönetim 1990’lar ve Sonrası, (Çev: Fikret Üçcan), Türkiye İş Bankası Kültür
   Yayınları, İstanbul, 2005, s.337-376.
11 Norman Friedman, Seapower as strategy: navies and national interests,, Cambridge University Press, Annapolis, 2001, s.7.
12 http://www.mapsofworld.com/thematic-maps/economy-maps/world-economic-classification.html
13 Zbigniew Brezinski, Tercih, (Çev: Cem Küçük), İnkilap Yayınevi, İstanbul, 2004, s.7.
14 Henry Kissinger, Diplomasi, (Çev: İbrahim H.Kurt), Türkiye İş Bankası Yayınlar, İstanbul, 2002, s.16.
15 Richard A. Falk, Dünya Düzeni Nereye, (Çev : Neşenur Domaniç), Metis Yayınları, İstanbul, 2005, s.18; Noam Chomsyky, Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi, (Çev : Ali Çakıroğlu), Metis Yayınları, İstanbul, 2000, s.15; Immanuel Wallerstein, Genel Bunalımın Dinamikleri, (Çev : F.Akar), Belge Yayınları, İstanbul, 1984.
16 Collin S Gray–Geoffrey Sloan, Jeopolitik Strateji ve Coğrafya, (Çev : Tuğrul Karabacak), Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı Yayınları, Ankara, 2003, s.2.
17 H.J. Mackinder, “Geography, an Art and Philosophy”, Geography 27, s.129-130.
18 Davutoğlu, a.g.e. , s.109.
19 Yılmaz Tezkan, Jeopolitik Yazılar, Ülke Kitapları, İstanbul, 2007, s.24.
20 Kenan Arıbaş, Küresel Çağda Siyasi Coğrafya, Konya, 2007, s.17.
21 Arıbaş, a.g.e., s. 22.
22 www.globalsecurity.org/military/library/policy/navy/nrtc/12018_ch20.pdf
23 Mahan, a.g.e., s.17.
24 William E.Livezey, Mahan’a Göre Deniz Gücü, (Çev: İlyas Fidan), Harp Akademileri Yayınları, İstanbul, 1979.
25 Mahan, a.g.e., s.56.
26 http://people.hofstra.edu
27 Dünya Ticaret Örgütü, www.wto.org
28 Zekai Ökte, “Türk Denizciliğinin ve Deniz Ticaretinin Tarihi Gelişimi”, Belgelerle Türk Tarihi, Ocak, 2004, Sayı 84, s.88.
29 Robert B. Drows, Dünyayı Değiştiren Kitaplar, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1980, s. 168.
30 Mahan, a.g.e., s.46.
31 Edward Mead Earle, Modern Stratejinin Yaratıcıları, (Çev : Demirhan Erdem), Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 2003, s.349
32 Mahan, a.g.e., s. 51-91.
33 “Sea Power”, http://www.globalsecurity.org/military/ops/sea.htm
34 James CABLE, Gunboat Diplomacy 1919-1991, New York, 1994, s.32.
35 Friedman, a.g.e., s.14-33.
36 Friedman, a.g.e., s.1.
37 http://www.mapsofworld.com/world-maps/image/world-city-map.jpg
38 Yalçın Ünsan, “Dünya Deniz Ticareti ve Öngörüler”, http://www.e-kutuphane.imo.org.tr/pdf/3818.pdf
39 Immanuel Wallerstein, Dünya Sistemleri Analizi Bir Giriş, (Çev : Ender Abadoğlu), Aram Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.45.
40 Immanuel Wallerstein, Jeopolitik ve Jeokültür, İz Yayıncılık, İstanbul, 1993, s.47.
41 http://people.hofstra.edu
42 Eric Hobsbawm, İmparatorluk Çağı, (Çev: Vedat Aslan), Dost Kitapevi, Ankara, 2003,
43 Hermann Kinder, Dünya Tarihi Atlası, (Çev: Leyla Uslu), Ankara, 2006, s.376.
44 Geoffrey Till, “Naval Transformation, Ground Forces, and The Expeditionary Impulse: The Sea Basing Debate”,
     http://www.strategicstudiesinstitute.army.mil/pdffiles/PUB743.pdf
45 Conrad C. Lautenbacher, “Optimizing Naval Forces Fr Twenty First Century Challanges: Modernization Priorities
    and Consideration”, The Role of Naval Forces in XXI.st Century Operations, (Ed: Richard H.Shultz Jr., Robert L.
    Pfaltzgraff), Brasseys, 2000, s. 195-205.
46 James Cable, Diplomacy at Sea, Annapolis, 1985, s.3.
47 K.Booth, Navies and Foreign Policy, New York, 1970, s.50.
48 “Sea Power”, http://www.globalsecurity.org/military/ops/sea.htm.
49 Friedman, a.g.e., s.6.
50 Amiral Vern Clark, “Açılış Konuşması”, Uluslararası Deniz Gücü Sempozyumu, Newport, 2003.
51 “Sea Power”, http://www.globalsecurity.org/military/ops/sea.htm.
52 Peter J. Katzenstein, Rethinking Japanese Security: Internal and External Dimensions, New York, Routledge, 2008.
53 Livezey, a.g.e. , s.25.
54 Ahmet Davutoğlu, “Jeopolitik Teoriler Çercevesinde Dünya Kuvvet Dengesi ve Ortadoğu”, İlim ve Sanat
    Dergisi, Mart, 1986, s.9-14.
55 Theodor W.Adorno, Kültür Endüstrisi Kültür Yönetimi, (Çev: Nihat Ünler, Mustafa Tüzel, Elçin Gen),
     İletişim Yayınları, İstanbul, 2007, s.140.
56 Necdet Tunçbilek, Dünya Nüfus Dinamiği, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü
    Yayınları, İstanbul, 1998, s.XXI0
57 İlber Ortaylı, Avrupa ve Biz, Turhan Kitabevi, s. 198.
58 Mahan, a.g.e., s.48.
59 Drows, a.g.e., s.178.
60 Norman Davies, Avrupa Tarihi, (Çev: Mehmet Ali Kılıçbay), İmge Kitapevi, İstanbul, 2006, s.511.
61 Bradford Ernle, Akdeniz: Bir Denizin Portresi, (Çev.: Ahmet Fehmi), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
    İstanbul, 2004, s.347.
62 Paul Kennedy, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, (Çev : Birtane Karanakçı), Türkiye İş Bankası
    Yayınları, Ankara, 1991, s.12.
63 Livezey, a.g.e., s.73.
64 Paul Kennedy, “The Rise and Fall of Navies”, International Herald Tribune, 5 Nisan 2007.
65 Yücel Bozdağoğlu- Çınar Özen, “Liberalizmden Neoliberalizme Güç Olgusu ve Sistemik Bağımlılık”,
    Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt1 Sayı 4 Kış, 2004 , ss.60-70.
66 Davutoğlu, a.g.e., s. 16
67 Joseph S. Nye Jr, Amerikan Gücünün Paradoksu, İstanbul, Literatür Yayıncılık, 2003, ss. 10- 11.
68 Atilla Eralp (der), Devlet ve Ötesi: Uluslararası İlişkilerde Temel Kavramlar, İstanbul, İletişim, 2005, ss. 155-157.
69 Eralp, a.g.e., s. 158-159.
70 Nye Jr, a.g.e., s.19
71 Tayyar Arı, Uluslararsı İlişkiler Teorileri, İstanbul, Alfa, 2.Baskı, 2002, s.318
72 Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası Amerika’nın Önceliği ve Bunun Jeostratejik Gerekleri,
    İstanbul, Sabah, 1998, s. 13
73 Edward Said, “Kültür ve Emperyalizm”, Kozmopolitan Dergisi, Toronto, York Üniversitesi,
     www.kozmoplitan.com.tr , 25.08. 2006
74 IHS Jane’s Fighting Ships, 2012-2013 Edition.
75 Clay Dillow, The Most Technologically Advanced Warship Ever Built, 10.16.2012, Popular Science,
    http://www.popsci.com/category/tags/zumwalt
76 Dillow, a.g.m., s.1.
77 Taarruz eden için, dengesi bozulacak kadar güç harcamak; savunan için, geri dönülemeyecek kadar hasar
78 Burcu Bostanoğlu, Türkiye-ABD İlişkilerinin Politikası: Kuram ve Siyasa, Ankara, İmge, 1999, ss. 194-195.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder