19 Şubat 2020 Çarşamba

21. YÜZYILDA TÜRKİYENİN ENERJİ STRATEJİSİ. BÖLÜM 1

21. YÜZYILDA TÜRKİYENİN ENERJİ STRATEJİSİ. BÖLÜM 1


Memduh Karakullukçu, 
Sönmez Köksal, 
Enerji Çalışma Grubu, 
Sönmez Köksal, 
Salim Dervişoğlu, 

Çalışma Grubu Raporu, 


Global İlişkiler Forumu (GİF), üyelerini ve tüm ilgili bireyleri, uluslararası ve global ilişkilere dayalı konuları sorgulayıp, tartışabilecekleri bir platformda buluşturmayı amaçlayan, bağımsız bir dernektir. GİF, farklı düşüncelerin uyum içinde varolduğu ve yaratıcı bir şekilde harmanlandığı bir kültürü destekleyip, daha da ileri götürmeyi hedeflemektedir. GİF’in tüm faaliyetlerinde sınırsız merak, analitik sorgulama, rasyonel tartışma, yapıcı üslup ve nesnel sentez esastır. GİF, barış, refah ve ilerlemeye giden yolun, herkese açık, kolay erişilebilir ve adil olması gerektiği anlayışını benimser ve destekler. Çalışma Grupları, Yuvarlak Masa toplantıları, üst düzey misafir konuşmacıların katıldığı toplantılar, uluslararası temaslar ve gençlere yönelik seminer programları mevcut faaliyetler arasındadır. GİF, ayrıca, dünya ve Türk dış politikasına dair güncel konularla ilgili değerlendirmeleri www.gif.org.tr adresinde yayımlayarak tartışmalara katkıda bulunmaktadır. 

GLOBAL İLİŞKİLER FORUMU = GİF

21. YÜZYILDA TÜRKİYE’NİN ENERJİ STRATEJİSİ: 

BELİRSİZLİKLER, YAPISAL KIRILMALAR VE BAZI ÖNERİLER 
ÇALIŞMA GRUBU ÜYELERİ 2013

Fatih Birol 
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Baş Ekonomisti 

Salim Dervişoğlu, 
Oramiral (E); Deniz Kuvvetleri Komutanı (E) 

Ayşe Canan Ediboğlu 
Ekonomist; Shell Türkiye Genel Müdürü (E) 

Memduh Karakullukçu 
GİF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı 

Sönmez Köksal, 
Büyükelçi (E); MİT Müsteşarı (E) 

C. Tanıl Küçük 
İSO Yönetim Kurulu Başkanı (E) 

Erol Memioğlu 
Koç Holding Enerji Grubu Başkanı 

Muhsin Mengütürk 
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Üyesi 

İlhan Or 
Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Profesörü 

Ayşe Yasemin Örücü 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı 

Gülsün Sağlamer 
İTÜ Mimarlık Profesörü; İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü (E) 

Mustafa Tırıs 
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü Müdürü (E); T-Dinamik Enerji Şirketi Genel Müdürü 

Volkan Vural 
Büyükelçi (E); Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Danışmanı 

Nigar Ağaoğulları 
GİF Politika Çalışmaları Direktörü 


Çalışma Grubu Raporu 2013 

ISBN: 978-605-62546-3-5 
GLOBAL İLİŞKİLER FORUMU
Yapı Kredi Plaza D Blok Levent 34330 
İstanbul - TÜRKİYE
T: +90 212 339 71 51 
F: +90 212 339 61 04
www.gif.org.tr

Global İlişkiler Forumu (GİF), üyelerini ve tüm ilgili bireyleri, uluslararası ve global ilişkilere dayalı konuları sorgulayıp, tartışabilecekleri bir platformda buluşturmayı amaçlayan, bağımsız bir dernektir.

GİF, uluslararası platformlarda Türkiye’yi temsil etmiş ve saygınlık kazanmış siyasetçi, büyükelçi, akademisyen, silahlı kuvvetler mensubu, sanatçı, hukuk insanı, basın mensubu, iş adamı, iş kadını ve bürokratlardan oluşan 40 kişilik bir grup tarafından kurulmuştur. GİF resmi olarak 11 Mayıs 2009 tarihinde tüzel kişilik kazanmış, 9 Kasım 2009 tarihinde ilk Genel Kurulu’nu gerçekleştirmiştir.

GİF, farklı düşüncelerin uyum içinde varolduğu ve yaratıcı bir şekilde harmanlandığı bir kültürü destekleyip, daha da ileri götürmeyi hedeflemektedir. GİF’in tüm faaliyetlerinde sınırsız merak, analitik sorgulama, rasyonel tartışma,
yapıcı üslup ve nesnel sentez esastır. GİF, barış, refah ve ilerlemeye giden yolun, herkese açık, kolay erişilebilir ve adil olması gerektiği anlayışını benimser ve destekler.

Çalışma Grupları, Yuvarlak Masa toplantıları, üst düzey misafir konuşmacıların katıldığı toplantılar, uluslararası temaslar ve gençlere yönelik seminer programları mevcut faaliyetler arasındadır. GİF, ayrıca, dünya ve Türk
dış politikasına dair güncel konularla ilgili bağımsız değerlendirmeleri www.gif.org.tr adresinde yayımlayarak tartışmalara katkıda bulunmaktadır.

İş bu Raporun üzerindeki mali haklar, yayın hakları, inceleme, yayma, çoğaltma hakları Global İlişkiler Forumu’na aittir. Her hakkı saklıdır. Hiçbir bölümü ve / veya paragrafı kısmen ve/ veya tamamen ya da özet halinde, fotokopi,
faksimile, elektronik posta veya başka herhangi bir araçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, basılamaz. Normal ölçüyü aşan iktisaplar yapılamaz. Normal ve kanuni iktisaplarda kaynak olarak gösterilmesi zorunludur.

ISBN: 978-605-62546-3-5

Tasarım : Arteast Works / www.arteastworks.com
Baskı : Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş.
Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat: 2
34310 Haramidere / İstanbul
Tel: 0212 412 17 00
www.mega.com.tr
Baskı Sertifikası No: 12026


İÇİNDEKİLER

GİF BAŞKANI’NIN NOTU xiii

EŞ-BAŞKANLAR’IN TEŞEKKÜR NOTU xxi

ÇALIŞMA GRUBU RAPORU ÖN SÖZ.............     3

ÖNE ÇIKAN TESPİTLER ....5

a) Fosil Yakıtlar .......5
b) Yeni Enerji Teknolojileri (YET) .........8
c) Nükleer Enerji ..........10

I- GİRİŞ .......13

a) Temel Belirsizlikler ve Kırılmalar ..............................................15
i)  Fosil yakıt piyasaları ve “piyasa dinamiklerinde yapısal kırılma” ....16
ii) Yeni enerji teknolojileri ve “zamanlama belirsizliği” .....................17
iii) Nükleer enerjide “emniyet ve küresel güvenlik kırılması” ..............17
b) Türkiye’nin Küresel Belirsizliklerin Şekillenmesinde Bir Rolü Var mıdır?..18
c) Temel Belirsizlikler Politika Tasarımında Neden Önem Taşımaktadır? ....20

II- TÜRKİYE’NİN ENERJİ TABLOSU: KARŞILIKLI BAĞIMLILIKLAR VE AVANTAJLAR ...23

a) Fosil Yakıtlar ..........24

i)Türkiye’nin fosil yakıtlara bağımlılığının boyutları nedir? ................24
ii)Türkiye fosil yakıtlarda önemli bir küresel oyuncu mudur? .............29
iii)Türkiye önemli bir enerji transit ülkesi midir? .............................31
b) Yeni Enerji Teknolojileri ..........................................................37
i)Türkiye enerji verimli bir ekonomiye sahip midir? ..........................37
ii)Türkiye ekonomisi CO2 salınımları bakımından verimli midir? .........40
iii)Türkiye önemli yeni enerji teknolojisi varlıklarına sahip midir? .......42

c) Nükleer Enerji ........................................................................44

III- FOSİL YAKIT PİYASALARI VE “PİYASA DİNAMİKLERİNDE YAPISAL KIRILMA” ..47

a) Fosil Yakıtlarda Genel Resim .....................................................................47
b) Petrol ve Gaz Piyasalarındaki Olası Yapısal Kırılmalar ....................................54

i) Küresel petrol ve gaz piyasalarının evrimini neler belirleyecektir? .....................56
ii) Küresel fosil yakıt piyasası yapısındaki bir dönüşüm neden önemli olacaktır? .....59

1. Enerji güvenliği üzerindeki olası etkiler .........................................................60
2. Fiyatlandırma üzerindeki olası etkiler ............................................................61
3. Ticaret ve yatırım yapıları üzerindeki olası etkiler ...........................................62

iii) Türkiye’nin enerji politikası ve küresel enerji piyasasının yapısı .......64

1. Enerji güvenliği üzerindeki olası etkiler .........................................65

1.1. Doğalgaz arz güvenliği ............................................................65
1.2. Petrol arz güvenliği ................................................................70
2. Fiyatlandırma üzerindeki olası etkiler ...........................................75
2.1. Doğalgaz ..............................................................................75
2.2. Petrol ...................................................................................77

3. Enerji yatırımları ve “transit ülke” stratejisi üzerindeki olasıetkiler ....79

iv) Fosil yakıt stratejilerinin yürütülmesinde kurumsal boşluklar ve öneriler ........82

IV- YENİ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ (YET) VE “ZAMANLAMA BELİRSİZLİĞİ” ...........87

a) Türkiye’nin YET Politikası için Çerçeve: Dünya YET’e Hangi Hızla Yatırım Yapmaktadır? 92
b) YET’i Özümseme Politikaları .......................................................95
c) YET Üretim Politikaları .............................................................100

i) YET’te ulusal etkinliğin sağlanması .............................................102
ii) YET’te sınırötesi işbirliğinin sağlanması ......................................104

1. Erken aşamalardaki YET’te işbirliği .............................................105
2. Ekonomik nitelik kazanmış teknolojilerde sınırötesi işbirliği ............105

d) YET’in Özümsenmesinde ve Üretiminde Kurumsal Boşluklar ...........108

V- NÜKLEER ENERJİDE “EMNİYET VE KÜRESEL GÜVENLİK KIRILMASI”...113

a) Nükleer Enerji Ulusal Enerji Maliyetlerini Düşürür mü? ................... 116
b) Nükleer Enerji Arz Güvenliğine Hizmet Eder mi?  ............................118
c) Nükleer Enerji Türkiye’nin Karbon Yoğunluğu Profilini İyileştirir mi?.. 119
d) Nükleer Enerji Türkiye’nin Teknoloji ve İnsan Sermayesi Kapasitesini Güçlendirir mi? ..........120
e) Türkiye’nin Bir Emniyet ve NSYÖ (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi) Stratejisine İhtiyacı Var mıdır?..120

SONUÇ ......................125

KAYNAKÇA .................127

Tablolar

1 Fosil Yakıt Bağımlılığı - 2010 itibarıyla 25
2 Fosil Yakıt Bağımlılığı 2020 - Tahmini 27
3 Küresel Fosil Yakıtlarda Türkiye’nin Rolü 29
4 Doğalgazda Türkiye’nin Karşılıklı Ticari Bağımlılıkları 30
5 Enerji ve Karbon Yoğunluğu - Türkiye’nin Nispi Konumu 38

Şekiller

1 Otomobil Sayısı (1000 Kişiye Düşen) 25
2 Toplam Birincil Enerji Arzı, 1973-2008 28
3 IEA Üyesi Ülkelerde Düşük Karbonlu Enerji Alanında AR-GE Harcamaları 43
4 Temel Bilimler-Uygulamalı Enerji Araştırmaları Bağlantısı 104
5 Yapımına Başlanan Nükleer Santral Sayısı, 1950-2010 114

Kutular

1 Boğazlar 36
2 Enerji Ortağı Olarak Irak 73


***

GİF BAŞKANI’NIN NOTU.,

Enerji politikası, birbirinden farklı ama iç içe geçmiş politika süreçlerinden oluşan karmaşık bir yapı. Enerji politikaları hakkında düşünmenin zorluğu, bu çok sayıdaki politika unsurunu ve aralarındaki kilit bağlantıları ayrıştırmakta ve önceliklendirmekte yatıyor.

Enerjiyle ilgili çeşitli meseleleri ele alan bütüncül bir çerçevenin olmaması durumunda, bu birbirinden farklı politika süreçlerinden bazıları, mevcut tartışmalarda orantısız bir önem kazanabiliyor.

Benzer şekilde, iyi düşünülmüş kavramsal bir çerçeve olmadan, enerji dinamiklerini etkileyebilecek gelişmelerin politikalar üzerindeki nispi önemini saptamak neredeyse imkansız hale geliyor.

     GİF Enerji Çalışma Grubu raporu, bu alanda siyasi, ekonomik, teknik, güvenlik, çevre trendleri ve yapısal kırılmalar karşısında ortaya çıkan stratejik seçenekleri değerlendirme ve önceliklendirmeye olanak tanıyacak, tutarlı bir çerçeve oluşturma girişimi. Bu zor düşünsel sürecin tamamlanması, konuyla ilgili tecrübe ve uzmanlık sahibi çok değerli bir grubun bir araya gelmesi ve çabası ile mümkün oldu.

     Kavramsal çerçeve her ne kadar raporda ağırlıklı olarak Türkiye’nin enerji politikasını değerlendirmekte kullanıldıysa da, analizin genel özelliklerinin, Türkiye’nin ötesinde de enerji politikası tartışmalarına katkıda bulunacağını umuyoruz.
Rapor, konuyu birbirinden farklı politika dinamiklerine göre gruplandırılmış üç ayrı alana ayrıştırıyor: fosil yakıtlara erişim, enerji arz ve talebinde yeni teknolojilerin kullanımı ve nükleer enerji yönetimi. Enerji politikalarının tümü için geçerli genel hedefler olan arz güvenliği, maliyet ve sürdürülebilirlik bu üç alan bağlamında ele alınıyor.

     Raporda pek çok ilginç öngörü ve gözlem mevcut, ancak ben burada analizden çıkardığım, sistemik anlamda küresel önemi olan dört temayı vurgulamak istiyorum.

İlk tespit kavramsal bir gözlemi yansıtıyor. Enerji meseleleri ile uğraşırken karşılaşılan yaygın belirsizliğin geleneksel çaresi, enerji kaynaklarının, tedarikçilerin ve altyapıların çeşitlendirilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Rapor ise, enerji alanında basit bir çeşitlendirmeyle giderilemeyecek niteliksel kırılmaların ve değişimlerin ne denli yaygın olduğunu vurguluyor.

     Yapısal büyük değişimlerde çeşitlendirme yetersiz kalabildiği için enerji politikalarını düşünürken sistem boyutunda esnek yapılar ve gerektiğinde kullanılabilecek opsiyonları da planlamak önem arz ediyor. Talep veya arz yapısındaki ani değişimlere hazırlıklı olmak için ekonomi bütününde yakıtlar arası ikame imkanı, esnekliği sağlayacak şekilde planlanmış ihtiyaç fazlası üretim ve
dağıtım kapasitesi ve yeni teknolojilerin hızla ölçeklendirilmesi ne yönelik yapıların düşünülmesi stratejik planlamanın vazgeçilmez unsurları olarak öne çıkıyor. Çeşitlendirmenin ötesine geçen bu yapısal öneri, enerji alanında ani değişimlerle karşılaşıldığında, bir ülkenin enerji arzı/talep profilinde hızlı manevra yapabilme yeteneğini güçlendirmesini hedef alıyor.
      Raporun vurguladığı ikinci önemli unsur, küresel petrol ve gazticaretinde “piyasa yapısı”nın stratejik planları etkileyecek temel değişken olarak düşünülmesi gerektiği. Raporda, enerji ithal edenülkelerin ulusal arz güvenliği açısından bakıldığında, ulaşım yolları güvenliğinin sağlanması şartıyla, küresel ölçekte entegre olmuşyakıt piyasalarının yüksek arz güvenliği getirdiği tespiti yapılıyor.

Bölünmüş yapıda ve bölgesel işleyen piyasaların ise enerji ithaleden ülkelerin ticaret, ulusal ekonomi ve güvenlik hesaplarını zorlayacak karşılıklı bağımlılıklar yarattığı ifade ediliyor. Dahası,bölünmüş enerji piyasalarının tedarikçi ülkelere orantısız pazarlık
gücü sağladığı belirtiliyor.

Ulusal enerji güvenliği stratejilerinde petrol ve gaz “piyasa yapıları”nın öneminin vurgulanması, dünya fosil yakıt piyasalarının yapısı ile fosil yakıt ithal eden ülkelerin ulusal güvenlik refleksleri arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarıyor. Dünya bütününde bakıldığında bölünmüş yapıdaki piyasalar, daha geniş küresel işbirliğini engelleyebilecek ya da en azından sınırlayabilecek savunmacı ulusal güvenlik reflekslerini ve ikili/bölgesel karşılıklı bağımlılıkların ortaya çıkışını tetiklemeye daha yatkın bir dinamik oluşturuyor.

   Bu bağlamda, kaya gazı rezervlerinin büyüyen hacmi ve artan LNG ticareti, küresel gaz piyasalarını entegre etme konusunda dönüştürücü bir fırsat sunuyor ve tüm dünyada önemli bir enerji güvenliği endişesini hafifletme vaadi taşıyor. Dolayısıyla, küresel enerji güvenliğini önemseyen ülkeler açısından, bu eğilimi desteklemenin ve küresel doğalgaz ticaretinin önündeki politika engellerinden kaçınmanın, genel bir stratejik öncelik olması gerekiyor.

   Benzer şekilde, küresel güvenlik perspektifiyle bakıldığında ABD’de ve muhtemelen başka coğrafyalarda bulunacak yeni petrol rezervlerinin, petrol ticaretinin bölğelen mesi ne dair yeni bir tartışma başlatmaması gerekiyor. ABD’nin enerji bağımsızlığı ya da bölgesel olarak kendine yeterlilik söylemi, şimdiden dünyanın başka yerlerinde bölgesel güvenlik tartışmaları doğuruyor ve
savunmacı reflekslere sebebiyet veriyor. Petrol ticaretinin küresel geometrisi, küresel güvenlik düzeninin çok önemli bir güvencesi olduğu için, petrol piyasasının bölgeselleşme tartışmaları bile, enerji ticaretinin çok ötesinde olumsuz sonuçlara yol açma riski taşıyor.

    Raporun analizinden çıkarılabilecek üçüncü temel öneri, dünyanın yüksek karbon salınımı rotasından hızlı bir biçimde kurtarılması konusunda sistem ölçeğinde önem taşıyor. Rapor, düşük ya da sıfır karbon enerji teknolojilerini değerlendirirken ulusal politika çıkarlarının ikiye ayrıldığını belirtiyor. Bu ikilemi biçimlendiren iki farklı bakış açısından biri ülkenin yeni enerji teknolojilerinde esas olarak tüketici olması, diğeriyse ülkenin gelecekte bu teknolojilerin dünyadaki tedarikçilerinden biri olma ümidini taşıması. Bu iki farklı bakış açısı, yeni teknolojilerin ülke çapında kullanımını destekleme konusunda çok farklı politika tercihlerine yol açıyor. “Tüketici ülke” bakışı, bu teknolojilerin kullanımı konusunda daha çekingen davranıyor. Yeni teknolojilerin yüksek kurulum maliyetleri ve bu maliyetlerin ileride sürekli azalacağı beklentisi, bu yatırımları erteleme tercihini ortaya çıkarabiliyor. “Küresel tedarikçi ülke” bakış açısı ise, söz konusu teknolojilerin yerel piyasada yaygın kullanımını ulusal teknoloji ve marka geliştirmek, küresel pazar payı  oluşturmak için bir fırsat olarak görebiliyor. Dolayısıyla yeni enerji teknolojilerine politika desteği sağlamayı tercih ediyor.

    Ulusal düzeyde ortaya çıkan bu politika ikilemi, küresel ölçekte bakıldığında yeni teknolojilerin yaygın kullanımı çabasını zayıflatıyor. Küresel tedarikçi olma ümidi taşımayan ülkeler bu teknolojilerin kullanımını erteliyor. Bunu engellemek ve dünya genelinde yeni teknolojilere yapılan yatırımları ve bunların kullanımını artırmak için, daha fazla sayıda ülkenin, bu yeni teknolojilere yönelik küresel pazarın büyümesinde ekonomik paydaş haline getirilmesi şart görünüyor. Tüm ülkelere bu yeni teknoloji alanlarında ihracat pazar erişimini kolaylaştırmak; zengin ülkelerdeki sübvansiyonların olası olumsuz etkilerini engellemek;
uluslararası araştırmaları ve şirketler arası ortaklıkları desteklemek; fikri mülkiyet rejimlerini ve sınırötesi ortaklıklara imkan tanıyacak finansman mekanizmalarını tasarlamak, bu hedefe hizmet edecek önemli ve gerekli politika girişimleri. Mevcut küresel yüksek karbon rotasından uzaklaşabilmek için, bütün dünyada yeni enerji teknolojileri konusunda daha geniş kaynakları harekete geçirmemiz, daha yüksek talep yaratmamız ve politikalar konusunda ulusal ölçekte ilgi ve ümit uyandırmamız gerekiyor. Bunu başarmak için, yeni teknolojilerden küresel ölçekte beklenen gelirde daha çok ülkenin paydaş olmasını sağlamak zorunlu hale geliyor.

     Son olarak, Çalışma Grubu’nun nükleer enerji değerlendirmesi dengeli bir çerçeve sunuyor. Rapor, nükleer enerji tesislerinin yüksek kurulum maliyetlerine dikkat çekiyor ve dolayısıyla ekonomik fizibilite için çok uzun ömürlü olmaları gerektiğini vurguluyor.

   Nükleer enerji üretiminde veya kullanımında küresel ölçekte oluşacak bir emniyet veya güvenlik kırılması yüzünden nükleer enerji üretiminin durması veya zamanından önce sonlandırılması önemli bir risk oluşturuyor. Bu nedenle ulusal nükleer enerji hesaplarının, uzun vadeli küresel nükleer emniyet ve güvenlik risklerinden bağımsız ele alınması sakıncalı görünüyor. Bu gözleme bağlı olarak raporda, bir ülkenin nükleer enerji politikalarını değerlendirirken küresel risk ortamını mutlaka düşünmesinin ve küresel riski asgari seviyede
tutma çabalarının parçası olarak, entelektüel ve kurumsal kapasite oluşturması nın önemi vurgulanıyor.

Rapor, küresel nükleer enerji endüstrisinde emniyet ve silahlanma risklerini azaltmak için bilgili, kararlı ve sorumluluk sahibi yönetim yaklaşımının, herhangi bir nükleer enerji girişiminin ana unsuru olması gerektiği sonucuna varıyor. Önümüzdeki onyıllarda nükleer enerjinin tüm dünyada daha yaygın hale gelmesi ihtimal dahilinde olduğu için bu öneri küresel ölçekte bir soruna dikkat çekiyor.
Raporun ulusal düzeydeki önerisi, küresel ölçekte genellenebilecek ve genellenmesi gereken makul bir yaklaşım sunuyor.
Enerji gibi karmaşık ve yoğun bir alanda uzun vadede geçerliliğini koruyacak, sağduyulu tespitler yapmak emek isteyen bir süreç.
Klişelerden, alışkanlıklardan ve koşullanmış görüşlerden uzak durabilmek entelektüel kararlılık, sorgulama, sabır ve tartışma gerektiriyor.

Çalışma Grubu’na katılan her bir üyeye, bu zor sürece ayırdıkları zaman, her aşamasında sürece yaptıkları katkı, paylaştıkları tecrübe, bilgi ve hepsinin ötesinde rehberlikleri için müteşekkiriz. Çalışma Grubu’nun Eş-Başkanları olarak Profesör Gülsün Sağlamer  ve Fatih Birol’un zor süreçleri yönetme konusundaki zengin tecrübelerinden yararlanma imkanını bulduk. Eş- Başkanlar, Çalışma Grubu’na  birbirini tamamlayan çok önemli nitelikler getirdiler. Onların süreci sahiplenmeleri ve kararlılığı, bu çalışmanın eksiksiz tamamlanmasında 
belirleyici rol oynadı. Bu uzun ve zorlu süreçte sağladıkları çok değerli katkılar için kendilerine en derin teşekkürlerimizi sunarız.

  Büyükelçi Sönmez Köksal, iki dilde hazırlanan metnin ortaya çıkarılması da dahil olmak üzere bütün süreç boyunca değerli zamanını bizlerle paylaştı. 

Geniş bilgisi, dil ve üslup konusundaki hassasiyeti ve sabrıyla hepimiz için ilham kaynağı oldu. Profesör Muhsin Mengütürk, fikrin doğuşundan sonuçlandırılışına kadar her aşamada bize destek oldu. Entelektüel birikimi ve yapıcı merakı
sayesinde her adımda önümüzde yeni ufuklar açtı.
Bu çalışma, Çalışma Grubu sürecinin her aşamasını büyük bir beceriyle yönlendiren Nigar Ağaoğulları’nın kişisel sahiplenmesi, kararlılığı ve sabrı olmadan tamamlanamazdı. Bu uzun süreç boyunca, GİF’in Türkiye’nin enerji politikası tartışmasına katkıda bulunmasını sağlamak için tüm gücüyle çalıştı. Daha önemlisi, çalışmanın her aşamasında grubun heyecanının sürmesini sağladı.
GİF’in Kıdemli Uzmanı Ali Serkan Türkmenoğlu da oldukça yorucu olan yayına hazırlık sürecinde çok önemli bir rol üstlendi.
Onun özeninden, ayrıntılara gösterdiği dikkatten ve bilginin doğruluğuna gösterdiği titizlikten hepimiz yararlandık. Süreç boyunca son derece içtenlikle sundukları emekleri için her ikisine de teşekkür ediyorum.

Çalışma Grubu raporunun, Türkiye’nin enerji politikası süreçlerine katkıda bulunacağını ve bu süreçleri hızlandıracağını umuyorum.

Buradaki analiz çerçevesinin ve ortaya konan öngörülerin, başka ülkelerde gerçekleştirilen enerji politikaları çalışmaları için de faydalı ve değerli olmasını ümit ediyorum.

Geriye dönüp baktığımda, global enerji alanının bütün boyutlarını ayrıntılı olarak bilmeden, düşünmeden belirlenen ulusal enerji politikalarının sağlıklı olmasını beklemenin gerçekçi olmadığı sonucunu çıkarıyorum. Küresel düzeyde böylesine karmaşık bir soruna ulusal düzeyde kısmi denge çözümleri bulmaya kalkışmak, yetersiz ve muhtemelen yanıltıcı sonuçlara sebebiyet verme riski taşıyor. Tüm ülkelerde, ulusal önceliklerle küresel öncelikleri yan yana koymak ve uzlaştırmak konusunda yaratıcı bir biçimde düşünülmesi gerekiyor. İnsanlık için sürdürüle bilir enerji geleceğini sağlamamız ancak bu çaba ve disiplinle mümkün görünüyor.

    Bu Rapor, Umuyorum ki GİF’in bu çabaya ilk katkısını teşkil edecek ve önümüzdeki yıllarda bunu çok sayıda yeni rapor izleyecektir.

Memduh Karakullukçu
GİF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı


2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder