ÖRGÜT TEORİSİNDE UYUM-SEÇİLİM TARTIŞMASI ÜZERİNE BİR ÖNERİ, BÖLÜM 2
Genelleştirilmiş Darwinizm
Hodgson (2013) uyum-seçilim sorununa Darwinist bağlama ilişkin kavramlar ve bu kavramlar arasındaki ilişkilerin yorumlanması açısından yaklaşmaktadır. Hodgson’a (2013, s.974) göre evrim; birlikte evrim gibi kavramlar örgüt çalışmalarında sürekli kullanılmalarına rağmen nadiren açık bir şekilde tanımlanmaktadırlar. Bunun bir sonucu olarak bu kavramlar birçok örgüt araştırmacısı (Ör.:Huygens vd., 2001; Jenkins ve Floyd, 2001; Lewin ve Volberda, 2003; Rodrigues ve Child, 2003) tarafından farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Örgüt araştırmalarındaki uyum-seçilim tartışması da kesin olmayan yanlış yönlendirilmiş terminolojinin kullanılması sonucu değişim süreçlerinin açıklanmasında oluşan bu karmaşadan kaynaklanmaktadır.
Uyum-seçilim tartışmasındaki en önemli soru, bir endüstri kolundaki
değişimi açıklamada seçilim sürecinin örgütün kendi uyum dinamiklerinden
daha önemli olup olmadığıdır. Hodgson’a (2013) göre bu bir deneysel
araştırma konusudur. Ancak bunu yapabilmek için araştırmaların açık ve
dikkatle tanımlanmış bağlamlarca yönlendirilmiş olmasına ihtiyaç
bulunmaktadır. Hodgson (2013, s.985-986) bunun 1980’lerden beri
geliştirilen ve evrim teorisinin basit temel prensipleri çerçevesinde, evrimle
ilişkili kavramların net tanımlarını ortaya koyan “Genelleştirilmiş
Darwinizm” (Generalised Darwinism)’in benimsenmesiyle mümkün
olabileceğini ileri sürmektedir. Bu sayede örgüt çalışmalarındaki kavramsal
karmaşa giderilerek uyum-seçilim süreçleri daha iyi ele alınabilecektir.
Hodgson’a (2013, s.979) göre, Darwin prensiplerinin benimsenmesi
aslında bir analoji sorunu değil, ontolojik bir sorundur. Amipten, insana ve
dolayısıyla insan örgütlerine kadar her tür sosyal ontoloji bağlamında
karmaşık nüfus sistemleri olarak tanımlanabilir (Hodgson ve Knudsen,
2006; Aldrich vd., 2008, s.583). Dolayısıyla bu açıdan ele alındığında,
doğadaki ve insan toplumundaki tüm karmaşık nüfus sistemlerinin,
aralarındaki büyük farklılıklara rağmen, aynı ortak ontolojik özelliklere
sahip olduğu bir çerçeve oluşturulabilmektedir.
Çünkü seçilime odaklanarak diğer süreçleri göz ardı eden ya da biyolojideki belli kalıtım mekanizmalarına atıfta bulunan birçok örgüt araştırmasının aksine,
Darwinizmin bu derece dar bir anlamı yoktur. Darwinizm uyum ve seçilim
süreçlerini aynı anda barındırmaktadır (Hodgson, 2013, s.978). Darwin’in
kendisi de temel fikirlerinin biyolojik ve sosyal sistemlere uygulanabileceğinin farkına varmıştır (Darwin, 1859, s. 422-423).
Daha sonra birçok araştırmacı bu konuyu tartışmıştır (Campbell, 1965; Dawkins,
1983; Dennett, 1995). Ancak popülasyon ekolojisi araştırmalarında seçilime
odaklanılması Darwinizmi yanlış bir şekilde genetik belirlenimciliğe
indirgemiştir (Aldrich vd., 2008, s.580). Sosyal ve biyolojik evrim süreçleri
detay seviyesine inildikçe farklılaşırlar. Bu önemli ve doğru bir tespittir.
Ancak Darwinizmin temel seviyedeki prensiplerinin genellenmesi açısından
hem biyolojik hem de sosyal bağlamlarda arada herhangi bir fark
bulunmamaktadır (Aldrich vd., 2008, s.581).
Bu düşünceden hareketle, Hannan ve Freeman’ın Darwin’in fikirlerinden yararlanması analoji olarak değil, genelleme bağlamında ele alınmalıdır. Dolayısıyla biyolojik varlıkların özelliklerinin birebir karşılıklarını örgütlerde aramak bizi yanlış yola götürecektir. Bununla birlikte genelleştirilmiş Darwinizmin kendisi tüm cevapları içinde barındırmaz. Ancak belirli bir bağlamda olayları açıklayabilmek için genel bir çerçeve sağlar (Aldrich vd., 2008, s.590). Hodgson (2013) uyum seçilim sorununu genelleştirilmiş Darwinizm ilkeleri kapsamında çoğaltıcı (replicator)- etkileşen (interactor) kavramlarını kullanarak açıklamaya çalışmaktadır. Sosyal çoğaltıcıları; alışkanlıklar ve rutinler, sosyal
etkileşenleri ise örgütler olarak ele alan Hodgson, uyum ve seçilim süreçlerini bu kavramlardan yola çıkarak oluşturduğu çerçeve ile açıklamaktadır.
Hodgson (2013, s.7) örgütsel uyumdaki temel unsurun bir örgütün
değişim kapasitesi olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle örgütsel uyumun
sadece örgütün içyapısı ve prosedürleri ile uygun değişime olanak sağlayan
kapasitesinden ibaret olmadığını bunları birbirine bağlayan ve hayata
geçiren örgüt kültürünün de (Schein, 1996; Sorensen, 2002) oldukça etkili
olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda örgütsel uyumu diğer örgütlerle
ilişkilerindeki değişikliklerde dahil olmak üzere örgütün çevresinde
meydana gelen değişimlere bir cevap olarak, örgütün strateji, yapı, prosedür
ve temel yeteneklerindeki değişebilme kapasitesi olarak tanımlamaktadır.
Hodgson bu kapasitenin kalıtımsal (genotype) - türsel (phenotype) bir bakış
açısıyla, çoğaltıcı-etkileşen ayrımı yapılarak açıklanabileceğini ifade
etmektedir. Buna göre, örgüt kültüründeki davranış ve rutinler gibi sosyal
çoğaltıcılar, bilginin korunmasında ve aktarılmasında önemli rol oynamakta
ve etkileşenlerin yani örgütlerin değişim kapasitelerinin kalıtımsal olarak
aktarılabilmesine olanak sağlamaktadır. Hodgson’a (2013, s.13) göre, uyum
ve seçilim süreçleri bu yaklaşımla açıklanabilmekte ve tüm analiz
seviyelerinde uygulanabilmektedir.
Hodgson uyum seçilim sorununa genelleştirilmiş Darwinizm ilkeleri
kapsamında biyolojik kalıtım mekanizmalarını kullanarak bir çözüm
sunması, örgütlerin biyolojik varlıklar olmamasına yönelik ontolojik
problemlerin hâlâ ortada durmasına yol açmaktadır. Her ne kadar Hodgson,
genelleştirilmiş Darwinizm açısından bakıldığında biyolojik ve sosyal
bağlamlarda farklılık olmadığını ileri sürse de yine kendisinin de kabul
ettiği gibi sosyal ve biyolojik evrim süreçleri detay seviyesine inildikçe
farklılaşmaktadırlar. Dolayısıyla yazarın kullandığı biyolojik katılım
mekanizmasını kullanan bu çözüm, genel olarak uyum seçilim sorununu
çözmüş gibi görünse de detaya inildikçe ontolojik farklılıklardan
kaynaklanan sorunların ortaya çıkması olası gözükmektedir.
Uyum-Seçilim Probleminin Çözümü İçin Bir Çıkış Önerisi
Örgüt teorisindeki uyum seçilim probleminin örgütsel ekolojinin
varsayımlarından kaynaklandığı düşünüldüğünde uyum-seçilim problemi
için ortaya konulacak olan çözümün, örgütsel uyumu tam olarak
açıklanması (Abatecola, 2012) gerektiği gibi, örgütsel ekolojiye getirilen
eleştirileri de ortadan kaldıracak bir yaklaşım olması gerektiği ifade
edilebilir. Ancak ortaya konulan çözümlerin hiç birinin bu nitelikte
olmadığını, sorunun sadece bir bölümünü çözdüğünü ya da kendi içinde
başka problemler içerdiğini söyleyebiliriz. Bunun nedeni çözüm önerilerinin
tamamının sorunu öncelikli olarak uyum bakış açısıyla ele almasından
kaynaklanmaktadır. Hâlbuki yazındaki tartışmanın ortaya çıkmasına yol
açan örgütsel ekolojinin bakış açısını kullanmak, sorunu tam anlamıyla
çözebilmek için daha mantıklı olacaktır.
Hannan ve Freeman (1977, s.934) örgütlerin popülasyonunu
tanımlamak için popülasyon biyologlarının izinden gitmişlerdir. Bir başka
deyişle biyoloji-ekoloji ilişkisinden yararlanmışlardır. Ekoloji canlıların
birbirleri ve çevreleriyle ilişkilerini çeşitli analiz düzeylerinde inceleyen bir
bilim dalı olarak, biyolojinin canlı sınıflandırmaları üzerine inşa edilmiştir.
Biyolojik sınıflandırma, biyologların yaşayan veya soyu tükenmiş canlılara
ait türleri nasıl gruplandıracaklarına dair bilimsel temelleri ortaya
koymaktadır. Bugünkü modern sınıflandırma, Carolus Linnaeus’un 1735
yılında yayınladığı Systema Naturae adlı eserindeki, türlerin fiziksel
özelliklerine göre sınıflandırılması sistemini esas almaktadır.
Ekolojinin temelinde biyoloji olduğundan hareketle, örgütsel
ekolojinin de örgütsel biyolojiye bir başka deyişle yaşayan veya yok olmuş
örgüt türlerinin nasıl gruplandırılacağına ilişkin temellerin ortaya
konulmasına ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak örgüt yazınında biyolojide
olduğu gibi detaylı ve sistematik bir örgüt sınıflandırması bulunmamaktadır.
Nitekim Young (1988), örgütlerin sınıflandırılmasının önemli bir konu
olduğu ve analiz düzeylerinin belirlenmesinde bunun etkisi olacağı yönünde
eleştirilerde bulunmuştur. Örgütler ve biyolojik canlılar ontolojik olarak
farklı olduklarından biyolojik sınıflandırmayı analojik olarak örgütlere
uyarlamak pek mantıklı değildir. Ancak Hodgson’un (2013) yaklaşımından
hareketle, biyolojik sınıflandırmanın temel ilkelerini örgütlere genelleyerek
bir sınıflandırma yapılamayacağı anlamına da gelmemektedir. Nitekim
örgüt teorilerinde ve özellikle örgütsel ekolojide sistematik bir örgüt
sınıflandırması olmamasına rağmen biyolojik sınıflandırma basamaklarından form, tür, cins gibi bazıları kullanılmaktadır (Hannan ve Freeman, 1977, 1989). Ancak bunlar bir sınıflandırma basamağı olarak değil, örgütsel analiz seviyelerinde ele alınacak örgütsel yapıları tanımlayan kavramlar olarak kullanılmıştır. Kısaca özetlediğimizde şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır. Hannan ve Freeman (1977, s.933-935); ekolojinin birey, popülasyon ve topluluk olarak basitleştirilmiş analiz seviyelerini, örgütsel ekolojiye genellemiş; ancak bu analiz seviyelerinin dayandığı biyolojik sınıflandırmayı göz ardı ederek örgüt sınıflandırması gibi bir genellemeye gitmemiştir. Bunun yerine tüm örgütleri hayvanlara benzeterek (Hannan ve Freeman, 1977, s.936), biyolojinin en üst sınıflandırma basamağı olan âlem ile en alt sınıflandırma basamakları olan tür ve form kavramlarını kullanmışlardır. Bunun bir sonucu olarak, tür ile âlem arasındaki birçok basamak atlandığı gibi, âlem basamağı sadece hayvanlar olarak ele alınmış ve bitkiler gibi farklı örgüt âlemleri olabileceği dikkate alınmamıştır.
Dolayısıyla örgütsel ekolojinin çevre unsurları eksik kalmıştır.
Nitekim Dimaggio’ya (1994, s.448) göre popülasyon ekolojisi;
hayvanları ele alan, ancak bitkileri göz ardı eden bir çevre olgusuna sahip
bulunmaktadır. Dimaggio (1994, s.449) örgütsel ekolojide bitkilerin göz
ardı edilmesinin yanında, bu alanda yapılan araştırmalarda informal
örgütlerin de dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Özetle popülasyon
ekolojisinin çevre yaklaşımını, biyolojik çevrenin temel unsurlarını ve
aralarındaki ilişkiyi örgütsel çevreye genelleyecek yeni bir çerçevede ele
alma ihtiyacı bulunmaktadır. Oluşturulacak böyle bir çerçeve, tüm örgüt
yapılarının kuram içerisinde ele alınmasına ve Young’ın (1988) ontolojik
bağlamdaki eleştirilerine cevap verilmesine olanak sağlamış olacaktır. Bu
çerçeve aynı zamanda, uyum seçilim problemini incelemede bir çıkış
noktası oluşturacaktır.
Uyum seçilim probleminin temelinde, Hannan ve Freeman’ın (1977,
s.930) örgüt-çevre ilişkilerinde uyum ve seçilimin birbirini tamamlayıcı
süreçler olduğunu ifade etmesine rağmen örgütsel popülasyonların
değişiminde seçilim süreçlerinin belirleyici olduğunu söylemesi yatmaktadır
(Singh ve Lumsden, 1990, s.185). Nitekim ekolojik yaklaşımın örgütsel
değişim ve uyuma yeterince ilgi göstermediği yönünde bir çok eleştiri
yapılmıştır (Astley ve Van de Ven, 1983; Fombrun, 1988; Perrow, 1986;
Young, 1988). Bu nedenle problemin çözümü için eleştirileri dikkate alarak,
uyum süreçlerini ekolojik bakış açısıyla ele almak gerekmektedir. Zira
örgütsel ekolojiciler teorinin seçilim süreçlerine odaklanmış, örgütsel
ekolojinin uyum süreçleri hakkındaki varsayımlarını incelemeye
çalışmamıştır. Bu da örgütsel ekolojinin uyumu göz ardı ettiği sonucunun
çıkarılmasına neden olmuştur.
Örgütsel ekolojinin temel varsayımlarının uyum odaklı olarak
incelenmesi, kuramın uyum hakkında tam olarak ne söylediğinin ortaya
çıkmasına yol açacaktır. Bu sayede ekolojik yaklaşımın örgütsel değişim ve
uyumu yeterince dikkate almadığına yönelik yapılmış olan eleştiriler
(Astley ve Van de Ven, 1983; Fombrun, 1988; Perrow, 1986; Young, 1988)
ile örgütsel ekolojinin seçilimi belirleyici süreç olarak öne çıkaran
belirlenimci bir yaklaşım olup yönetim aktörlerini ve özgür iradeyi yok
saydığına (Astley ve Van de Ven, 1983) yönelik çıkarımlara da cevap
verilebilecektir.
Örgütsel ekoloji bağlamında uyum seçilim problemini çözme iddiası
olan bir yaklaşımın doğal olarak örgütsel ekoloji alanında şimdiye kadar
yapılmış olan görgül araştırma sonuçlarını dikkate alması uygun olacaktır.
Bu araştırmalarda elde edilen sağlam sonuçlardan yola çıkan bir çözüm
önerisi örgütsel ekolojinin demografik süreçlere ilişkin varsayımlarına
getirilen eleştirilere (Perrow, 1986; Scott, 1987; Barnett ve Amburgey,
1990) de açıklık getirebilecektir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken
konulardan bir tanesi ortaya konulacak çözümün tüm analiz seviyelerinde
uygulanabilir olması gerekliliğidir.
Sonuç
Örgütsel ekolojinin Darwinist bakış açısıyla seçilimi ön plana
çıkararak ileri sürdüğü fikirler bazı eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Bu
eleştiriler örgüt teorisinde uyum-seçilim probleminin ortaya çıkmasına
neden olmuştur. Uyum seçilim probleminin çözülmesi örgütlerin özellikle
farklı analiz seviyelerindeki dinamiklerini anlamak bakımından oldukça
önemlidir. Nitekim bu problemi çözebilmek adına örgütsel öğrenme
(Levinthal, 1991), birlikte evrim (Lewin ve Volberda, 1999, 2003),
genelleştirilmiş Darwinizm (Hodgson, 2013) gibi birçok yaklaşım ortaya
konulmuştur. Ancak bu yaklaşımların hiçbiri problemi tam anlamıyla
çözebilmiş görünmemektedir. Bunun nedeni ortaya konulan bu
yaklaşımların sorunun çözümüne yazında kabul gören uyum bakış açısıyla
yaklaşmasından kaynaklanmaktadır. Hâlbuki probleme onu ortaya çıkaran
ekolojik bakış açısıyla yaklaşmak çözüm için daha uygun olacaktır.
Sonuç olarak uyum-seçilim problemine yönelik çözümün; öncelikli
olarak örgütsel uyumu tam olarak açıklaması ve örgütsel ekolojiye getirilen
eleştirileri cevaplaması gerekmektedir. Bu nedenle oluşturulacak yaklaşım,
örgütsel ekolojinin ontolojik sorunlarını ele alıp örgütsel ekolojinin uyum
bölümüne odaklanmalı ve mevcut görgül araştırma bulgularını temel
almalıdır. Ancak bu sayede problem tam anlamıyla çözülmüş olacaktır.
Kaynakça;
Abatecola G. (2012). Organization adaptation: An update. International
Journal of Organizational Analysis, 20(3), 274-293.
Aldrich, H. E., Hodgson, G. M., Hull, D. L., Knudsen, T., Mokyr, J. &
Vanberg, V. J. (2008). In defence of generalized darwinism.
Journal of Evolutionary Economics, 18, 577-596.
Anderson, P. (1999). Complexity theory and organization science.
Organization Science, May/Jun, 10(3), 216-232.
Astley, W.G. & Van De Ven, A.H. (1983). Central perspectives and debates
in organization theory. Administrative Science Quartetly, 28, 245- 273.
Barnett, W.P. & Amburgey, T.L. (1990). Do larger organizations generate
stronger competition? İçinde J.V. Singh (Ed.). In organizational
evolution: new directions (pp.78-102). Newbury Park, CA: Sage
Publications.
Baum, J.A.C. & Singh, J.V. (1994a). Organizational hierarchies and
evolutionary processes: some reflections on a theory of
organizational evolution. İçinde J.A.C. Baum & J.V. Singh (Eds.).
Evolutionary dynamics of organizations (pp.3-20). New york:
Oxford University Press.
Baum, J.A.C. & Singh, J.V. (1994b). Organization-environment
coevolution. İçinde J.A.C. Baum & J.V. Singh (Eds.).
Evolutionary dynamics of organizations (pp.379-402). New york:
Oxford University Press.
Burgelman, R.A. (1991). Intraorganizational ecology of strategy making
and organizational adaptation: Theory and field research.
Organization Science, 2(3), 239-262.
Campbell, D.T. (1965). Variation, selection and retention in sociocultural
evolution. İçinde H.R. Barringer, G.I. Blanksten, & R.W. Mack
(Eds.). Social change in developing areas: A reinterpretation of
evolutionary theory (pp.19-49). Cambridge, MA: Schenkman.
Carroll, G. R. (1984). Organizational ecology. Annual Reviews of Sociology, 10, 71-93.
Carroll, G.R. & Hannan, M.T. (1989). Density dependence ın the evolution
of populations of newpapers organizations. American
Sociological Review, 54, 524-541.
Carroll, G.R. & Swaminathan, A. (1989). Density dependent organizational
evolution in the american brewing industry from 1975 to 1988.
Technical Report, OBIR-35. University of California Berkeley.
Carroll, G.R. (1983). A stochastic model organizational mortality: Review
and reanalysis. Social Science Research, 12, 303-329.
Chandler, A.D.Jr. (1962). Strategy and structure: Chapters in the history of
the american industrial enterprise. Cambridge, Mass.: MIT Press.
Dawkins, R. (1983). Universal Darwinism. İçinde D. S. Bendall (Ed.).
Evolution from molecules to man (pp.403-425). Cambridge: Cambridge University Press.
Dennett, D.C. (1995). Darwin’s dangerous idea: Evolution and the meanings of life. London and New York: Allen Lane, and Simon and Schuster.
Dimaggio, P. (1994). The challenge of community evolution. İçinde J.A.C.
Baum & J.V. Singh (Eds.). Evolutionary dynamics of
organizations (pp.444-450). New york: Oxford University Press.
Donaldson, L. (1995). American anti-management theories of
organization:A critique of paradigm proliferation, Cambridge
University Press, Cambridge.
Fombrun, C.J. (1988). Crafting and institutionally informed ecology of
organizations. İçinde G.R. Carroll (Ed.). In ecological models of
organizations (pp.223-239). Cambridge, Mass:Ballinger.
Futuyma D. & Slatkin, M. (1983). Coevolution. Sunderland: Sinauer Associates.
Gleick, J. (1987). Chaos: Making a new science. Penguin Books, New York.
Gribbin, J. (2013). Derin basitlik: Kaos, karmaşa ve yaşamın ortaya çıkışı.
ALFA Basım Yayım Dağıtım San. Ve Tic.Ltd.Şti.
Grobman, G.M. (2005). Complexity theory: A new way to look at organizational change. Public Administration Quartetly, Fall, 29, 3, 350-382.
Hannan, M.T. & Freeman, J. (1977). The population ecology of
organizations. American Journal of Sociology, 82, 929-964.
Hannan, M.T. & Freeman, J. (1984). Structural inertia and organizational
change. American Sociological Review, 49, 149-164.
Hannan, M.T. & Freeman, J. (1988). The ecology of organizational
mortality: American labor unions 1836-1985. American Journal
of Sociology, 94, 25-52.
Hannan, M.T. & Freeman, J. (1989). Organizational ecology. Harvard
University Press, Cambridge, Massachusetts.
Hannan, M.T. (1986). A model of competitive and ınstitutional processes ın
organizaitonal ecology. Technical Report, Department of
Sociology, Cornell University, 86-113.
Hodgson, G.M. & Knudsen, T. (2006). Why we need a generalized
Darwinism: and why a generalized Darwinism is not enough.
Journal of Economic Behavior and Organization, 61, 1–19.
Hodgson, G.M. (2013). Understanding organizational evolution: Toward a
research agenda using generalized darwinism. Organization
Studies, 34(7), 973-992.
Huygens, M., Baden-Fuller, C., Van Den Bosch, F.A.J. & Volberda, H.W.
(2001). Co-evolution of firm capabilities and ındustry
competition: Investigating the music industry 1877-1997.
Organization Studies, 22, 971-1011.
Jenkins, M. & Floyd, S.W. (2001). Trajectories in the evolution of
technology: A multi-level study of competition in formula 1
racing. Organization Studies, 22, 945-969.
Levinthal, D.A. (1991). Organizational adaptation and environmental
selection: Interrelated processes of change. Organization Science,
2(1), February, 140-145.
Levinthal, D.A. (1997), Adaptation on rugged landscapes. Management
Science, 43(7), 934-950.
Lewin, A.Y. & Volberda, H.W. (1999). Prolegomena on coevolution: A framework for research on strategy and new organizational forms.
Organization Science, 10(5), 519-534.
Lewin, A.Y. & Volberda, H.W. (2003). The future of organization studies:
Beyond the selection – adaptation debate. İçinde H. Tsoukos & C.
Knudsen, (Eds.). The Oxford handbook of organization theory:
Meta- theoretical perspectives (pp.568-595). Oxford University
Press, Oxford.
McKelvey, B. (1997). Quasi-natural organization science. Organization
Science, 8(4), 352-380.
Nelson, R.R. & Winter, S.G. (1982). An evolutionary theory of economic
change. Cambridge MA: Harvard University Press.
Perrow, C. (1986). Complex organizations: A critical essay. New York
:Random.
Rodrigues, S.B. & Child, J. (2003). Co-evolution and transformation ın
times of deconstruction: A dynamic multi-level process. Journal
of Management Studies, 40, 2137-2162
Sargut, A.S. & Özen, Ş. (2007). Örgüt kuramlarına genel bakış:
Karşılaştırmalı bir çözümleme. İçinde A.S. Sargut & Ş. Özen
(Eds.). Örgüt Kuramları (pp.11-34). İmge Kitabevi Yayınları,
Ankara.
Schein, E. H. (1996). Culture : The missing concept in organization studies,
Administrative Science Quarterly, 41, 229-240.
Scott, W.R. (1987). Organizations: Rational, natural, and open systems.
Englewood Cliffs, NJ:Prentice-Hall.
Singh, J.V. & Lumsden, C.J. (1990). Theory and research in organizational
ecology. Annual Reviews of Sociology, 16, 161-195
Sorensen, J. B. (2002). The strength of corporate culture and the reliability
of firm performance, Administrative Science Quarterly, 47, 70- 91.
Thompson, J.D. (1967). Organizations in action. New York: McGraw-Hill.
Winter, S.G. (1990). Survival, selection and inheritance in evolutionary
theories of organization. İçinde J.V. Singh (Ed.). Organizational
evolution: New directions (pp.269-297). Newbury Park, California : Sage.
Young, R. (1988). Is population ecology a useful paradigm for the study of organizations?. American Journal of Sociology, 94(1), 1-24.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder