7 Eylül 2018 Cuma

IRAK KÜRT BÖLGESİNİN JEOPOLİTİĞİNE İLİŞKİN STRATEJİK ÖNGÖRÜLER. BÖLÜM 3

IRAK KÜRT BÖLGESİNİN JEOPOLİTİĞİNE İLİŞKİN  STRATEJİK ÖNGÖRÜLER. BÖLÜM 3


1.3. Bölgenin Ekonomik Durumu 


Irak‘ın %13’ü tarıma elverişlidir ve elverişli topraklar Fırat Dicle nehirleri arasında yer almaktadır. Irak toplam nüfusu içersinde tarım nüfusunun oranı % 30 civarındadır. Dünya petrol rezervlerinin %11’ine sahip olan Irak’ın ekonomisi petrole dayalıdır. GSMH; 13.5 milyar dolardır. 1999 itibari ile kişi başına düşen milli gelir 226 dolardır. 3.12 trilyon metreküp doğal gaz rezervine sahiptir. Komşu ülkelerine göre bol suya sahiptir. Irak’ın sahip olduğu doğal kaynakları ve coğrafi konumu nedeniyle gelecekte güçlü bir ekonomik yapıya sahip olabileceği değerlendirilmektedir.71 

Irak’ın Kürt bölgesinde 1000-3000 m.lik rakımlı dağların oluşturduğu engebeli arazi, tarım alanlarını sınırlamaktadır. Türkiye sınırlarına yakın olan Barzani Bölgesi (Dohuk, Erbil..) ekonomik ve sosyal açıdan KYB bölgesine (Süleymaniye) göre daha geridir. Barzani bölgesinde ekonomi tarıma dayanırken, Talabani’nin bölgesi Süleymaniye’de tarımla beraber sınırlı sanayi tesisleri de bulunmakta dır.72 

Saddam Hüseyin’in, dağdaki Kürtlere yerleşim yerlerine inmeleri karşılığında maaş bağlaması, tarımın gelişmesini olumsuz etkilerken, bölge insanını tembelliğe sevkettiği değerlendirilmektedir. Mevcut tarımsal ürünler; arpa, buğday, pirinç, tütün, ayçiçeği, nohut, mercimek, sebze, meyveden 
oluşmaktadır. Hayvancılık yanında, canlı hayvan kaçakçılığı da bölgede görülmektedir. 

Sanayi tesisleri olarak ; Süleymaniye’de iki çimento ve bir şeker fabrikası, Erbil’de; halı, dokuma, iki sigara, gaz, bira, hazır giyim fabrikaları bulunmakta dır. Erbil ve Süleymaniye’nin elektriği Dokan ve Derbendikhan barajlarından sağlanmaktadır. Musul ve Dohuk’un elektriği ise Musul barajından temin edilmektedir. 

Bölgede günde yaklaşık 3 saat elektrik verilebildiğinden, Türkiye’den gelme jeneratörlere sık ratlanmaktadır.73 

Habur Sınır kapısından giren Türk araçları, kamyon başına 20 dolar ödemekte, günlük yaklaşık 150.000 USA doları, yıllık 14 milyon dolar 
civarında Kürt Bölgesine gelir kazandırmaktadır. 74 

Bir başka kaynağa göre ise; Kürt Bölgesi, Habur sınır kapısından yılda 1 milyar dolar, Irak petrollerinden ise 600 milyon dolar gelir almaktadır. 
Son zamanlarda hareketlenen yatırımların arkasında bu gelirlerin olduğu ileri sürülmektedir.75 

Bölgede bulunan madenler, bakır; Pençvin ve Süleymaniye’de, demir; Pençvin’de, mermer; Süleymaniye ve Revandüz’de bulunmaktadır. 
Dünyanın en zengin sülfür rezervi Musul yakınlarındaki Mıshrak’ta bulunmaktadır.76 

Kerkük petrolünü Suriye ve Türkiye üzerinden Akdeniz’e ve Basra Körfezine taşıyacak petrol boru hatlarının mevcudiyeti, petrol gelirlerinin artmasına yol açmıştır. Saddam döneminde güneye göç ettirilen Kürt nüfusun, geçici anayasa ile tekrar Kerkük’e gelmeleri ve Kürtler lehine demografik yapının hızla değiştirilmesi, Kerkük’ü Kürt bölgesi içinde bırakmaya yönelik politikalardır. Kalitesi yüksek ve çıkarılma maliyeti ile dünyadaki en ucuz olan Kerkük petrolünün Kürt bölgesi içersinde kalması, ekonomisinin kendi kendine yeterli olmasına yol açacak ve Kürt bölgesinin jeopolitik önemini artıracaktır. Kerkük’teki petrol kuyuları, Irak’ın petrol üretiminin %70’ine karşılık gelmektedir.77 

Kuzey Irak’ta büyük bir ekonomik değişim söz konusudur. Bölgenin önemli şehirlerinden Türkiye sınırına yaklaşık üç buçuk saat uzaklıktaki Erbil adeta yeniden inşa edilmektedir. İnşaatların büyük bölümünü Türk firmalar üstlenmiş durumdadır. İş yapan Türk firmaları, başta çimento olmak üzere tüm ihtiyaçlarını Türkiye’den karşılamaktadırlar. 

Yoğun göç alan ve son iki yılda yüzbinlerce Kürdün geldiği Kerkük’te en önemli sorun alt yapı sorunudur. Lokantacılık, akaryakıt istasyonu işletmeciliği daha çok Kürtlerin tekelindeki şehirde, Türkmenler esnaflığın yanında, genelde öğretmenlik,  doktorluk meslekleriyle geçimlerini sağlamaktadırlar. 

Süleymaniye Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Azad Celal, bölgedeki ekonomik durumu şöyle özetliyor: “Buranın en önemli geliri Habur Sınır kapısından geliyor. Bunun dışında merkezî hükümetin petrol satışından elde ettiği gelirlerden önemli bir bölümü bölgeye aktarılıyor. Üretkenlik, verimlilik gibi kavramlar bu bölge için oldukça yeni. Vergi gelirinden söz etmek ise neredeyse imkânsız.”78 

Kürt Özerk Bölge yönetiminin Sanayi ve Ticaret Müsteşarı Dr. Nuri Gazali; “ yabancı sermaye konusunda kendilerine Türk, Amerikan, İngiliz ve Alman firmalarından ciddi bir talep geldiğini, özellikle bölgede yatırım yapmak istediklerini belirterek, yabancı sermaye konusunda gerekli yasal düzenlemeleri en kısa zamanda yaparak bölgeyi bir cazibe merkezi hâline getirmek istediklerini belirtmektedir. Yabancı yatırımcıların özellikle tarım, gıda ürünleri, inşaat malzemeleri, su ve maden kaynaklarının işletilmesi gibi alanlarda yatırım yapmasını arzu ettiklerini vurgulamaktadır.” 79 

Başkanı Ethem Kerim Derviş olan Kürdistan Bölge Yönetimi Merkez Bankası, Irak Merkez Bankası çatısı altında iki sene önce kurulmuştur. 
Başkan Derviş, bölgede halen 3 tane büyük özel bankanın olduğunu; ancak bunların da uluslararası bankacılık yapma kabiliyetinin olmadığını  vurgulamakta dır. “Bizim burada bankacılık yapmak isteyen yabancı bankalara lisans verme yetkimiz yok. Bankacılık lisanslarını Irak Merkez Bankası veriyor. Bildiğim kadarıyla Türk bankalarından şu ana kadar Ziraat Bankası izin aldı. Buraya (K.Irak’a) şube açarlarsa biz çok memnun oluruz; çünkü buranın standartlarını ve kalitesini yükselteceklerine inanıyorum.” demektedir.80 

1.4. Bölgenin Sosyo-Kültürel Durumu: 

1.4.1. Nüfus 

Doğrudan Kürt bölgesi ile ilgili bulunabilen verilere geçmeden evvel Irak’ın geneline ait bir takım bilgiler, Kürt bölgesi hakkında bir kanaat oluşmasına da yol açacaktır. 

 Lozan Barış konferansında İsmet Paşa, Musul vilayetinde yaşayan yerleşik nüfusun % 80’inin Kürtler ve Türklerden oluştuğunu ileri sürerek şu 
istatistiki bilgileri sunmuştur81 ; (Üç vilayetten biri olan Musul vilayetindeki Süleymaniye, Kerkük, Musul sancaklarındaki toplam veriler) 

Kürt................. 263.380 
Türk.................146.960 
Arap.................43.210 
Yezidi...............18.000 
Gayrimüslim.....31.000 

Toplam........................503.000 

Lozan’da İsmet Paşa, İngilizlerin Türk ve Türkmeni ayrı bir etnik grup olarak değerlendirmeye kalkmasına tepki göstermiş, Kürtlerin de ayrı dil konuşmalarına rağmen gelenek, görenek, inanç ve töreler bakımından ele alındığında Türk ve Kürdün tek bir bütün oluşturduğunu ve Türk halkının ayrılmaz bir parçası olduklarını ifade etmiştir. 

Irak genel nüfusuna bakıldığında, 2003 gayri resmi verilerine göre nüfus 27.072.198 dir. Genel nüfusun %41’ini 0-14 yaş grubu oluşturmaktadır. Irak’ta bulunan etnik unsurlar ve yüzdeleri şu şekildedir 82; 

Arap ............. % 65 
Kürt ............. % 18 
Türkmen........ % 12 
Asuri/Süryani.. % 3 
Diğer azınlıklar % 2 

Kimi kaynaklar, nüfusun %76’sını Arapların, %19’unu Kürtlerin, geri kalan %5’ini de Türkmenler, Hristiyanlar, İranlılar, Yezidiler ve Yahudilerin 
oluşturduğunu ileri sürmektedirler.83

 1987 sayımında Türkmenlerin genel nüfus içindeki oranının % 2 olduğu yetkililer tarafından açıklanmıştır. Yönetimin her türlü gizlemesine rağmen, Erbil, Musul, Kerkük ve Bağdat’ta yaşayan Türkmenler ile Selahattin ile Diyala’nın ilçe ve köylerinde yaşayan Türk nüfusun asgari olarak üç milyon olduğu değerlendirilmektedir.84 

 Bazı kaynaklar, Irak’ın dörtte üçünden fazlasını Arapların, % 20’sini Kürtlerin, % 5 dolayında da Türkmenlerin oluşturduğunu belirtirler.85 

14 Temmuz 1958 darbesi sonrasında, Molla Mustafa Barzani’nin 11 yıl yaşadığı Moskova’dan Irak’a dönmesi, Kürtleri yüreklendirip, azdırmıştır. 

Yönetimin kayıtsız kalması, zaman zaman teşviki sonucu, silahlı Kürtler ve komünistler Kerkük’te “Buraları terkedin gidin, Kerkük Kürtlerindir” sloganları 
atarak Türkmenlere saldırmışlardır. 14-16 Temmuz 1959’da 28 Türkmen katledilmiş, 70 Türkmen evi, bir çok esnafın dükkanları yağmalanmış, bir çok 
Türkmen dövülmüştür.86 

Irak yönetimi 26 Ekim 1970’te plesibit yapılmasını planlamıştır. Plesibit öncesi Kerkük yöresine 50.000 Arap ailesi getirtilmiştir. Her bir aileye 10 bin Irak dinarı verilmiş, 180 bin dönüm arazi dağıtılmıştır. İlave olarak taşınma masrafları verilmiş, özellikle Türklerden emlak alma özendirilmiş, Türklerin birbirlerine emlak satışları yasaklanmıştır. Türk kızı ile evlenen her bir Araba 10 bin dinar (33.000 dolar) hediye verilmiştir. Plesibit esnasında iki etnik seçenek söz konusudur, Arap ve Kürt. Türkmenler ya Arap ya da Kürt olmaktan birini seçebileceklerdir. 21 Ocak 1971 günü İsmet Paşa bu konuda sert demeçler vermiştir. Nihayetinde Türk hükümetinin de girişimleri ile Irak’taki bu plesibit yapılmamıştır.87 Türkmenlerin yaşadığı bölgeler şekil-4’te gösterilmiştir.88 




Şekil-4 

Körfez Savaşı sonrasında Kürtlerin ayaklanması ve Saddam’ın üzerlerine yürümesi üzerine, Kürtler ve Türkmenler Türkiye ve İran’a sığınmışlardır. ABD liderliğinde güvenli bölge tesis edilmiş, sığınmacılar yaşadıkları topraklara geri dönebilmişlerdir. Güvenli bölgeye, Kerkük ve Musul’un da dahil olmasına Türk Dışişleri Bakanlığı karşı çıkmıştır. Türk Dışişlerinin amacı; eğer Batı, Kuzey Irak’ta bir devlet kurmaya kalkacak olursa, petrole sahip olamayacaktır. Petrolü olmayan, denize kıyısı bulunmayan bir devletin yaşama şansı böylece olmayacaktır. Türkiye, petrol alanlarının Kürtlerin denetimine girmemesini “bir sigorta” olarak görmektedir.89 

Saddam Hüseyin, 1975’te 250.000 kadar Kürdü güvenlik gerekçesi ile kuzeyden güneye göç ettirmiştir. İşgal güçlerinin denetiminde hazırlanan geçici Irak anayasasına konulan bir madde ile yerlerinden edilen Kürt ve Türkmenlerin Kerkük’e dönmelerine imkan sağlanmıştır. Ekonomik olarak desteklenen 2007 yılında Kerkük’ün geleceği oylanacağından, Kürtler, Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. 

1.4.2. Sosyal Yaşam 

Dört asıra yakın Türk idaresinde kalan Irak’ın genelinde olduğu gibi, Kürt bölgesinde yaşayan insanların bir çok özelliği, Anadolu insanı ile 
benzerlikler taşımaktadır. 80 yıl öncesinde, Gaziantep’ten, Urfa’dan farkları olmayan Musul, Erbil gibi şehirler, çeşitli baskılara rağmen hala benzerlikler 
taşımaktadır. Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde halkın normal antenlerle, daha güneye inildikçe çanak antenlerle Türk televizyonlarını izlemesi bunu 
göstermektedir. Türk sanatçılarının eserlerini çarşı pazarlarda çalmaları, çok satmaları bölge halkının Türk kültürüyle olan kaynaşmışlığının belirtileridir. 

Irak halkı asırlardan beri kabilevi bir yaşantıya sahiptir. Petrol gelirlerinin artışına paralel olarak şehirleşmede görülen artışa rağmen, bu yapının bugün de devam ettiğini söylemek mümkündür. Özellikle merkezden uzak kuzey batı ve güney bölgelerinde bu durum daha belirgindir.90 

Kabilevi otonom toplum yapısı, kabileler arası çatışmalara ve merkezi otoriteye karşı verilen mücadelelere zemin oluşturmuştur. Şehirleşme ile birlikte yerleşik hayat, kabilevi toplum yapısını sarsmakla birlikte, mevcudiyetini ortadan kaldırmamıştır. ABD’nin Irak’a olan müdahalesine gösterilen direniş, kabilevi-aşiret toplum yapısının zayıf da olsa sürmekte olduğunun göstergesidir. Direniş grupları, bazı aşiretlerle birlikte anılmaktadır. 

Kırsal alanda olduğu gibi, kent yaşamında da aşiret düzeni devam etmektedir. Barzani, mensuplarına alışveriş kuponu vererek geçimlerini sürdürmelerini 
sağlamaktadır.91

 Saddam döneminde dağdan inmeleri ve sabit yerleşimlerde ikamet etmeleri karşılığında aldıkları maaşlar, bölge insanını tembel ve para gözlü yaptığı ileri sürülebilir. Petrolden, sınır kapısı gelirinden, kaçakçılıktan ve sınırlı tarım ve hayvancılıktan temin edilen gelirle halk ilkel köy koşullarında yaşamaya devam etmektedir. Son zamanlarda bölgede yaşanan ekonomik canlanma, küresel politikalar sonucu bir Kürdistan devleti yaratma amacında olan güçler tarafından yapılan yardımlarla mümkün olmuştur. 

  Kürtler, Musul, Erbil ve Kerkük hattının kuzeyinde yaşamaktadırlar. Kendi içinde iki bölgeye ayrılır; Behdinan bölgesi, Türkiye sınırlarına yakın olan ve KDP’nin (Barzani’nin), Soran bölgesi İran sınırlarına yakın olan ve KYB’nin (Talabani’nin) bölgesine verilen isimlerdir. Büyük Zap suyu bu iki bölge arasında sınır oluşturur. Bölgede konuşulan dil de Behdinan ve Soran Kürtçesi olarak adlandırılır. Behdinan Kürtlerinin konuştukları lehçe ile Türkiye’de konuşulan Kırmanç Kürtçesi benzerlik gösterir. Soran Kürtlerinin lehçesi ise, İran Kürtlerinin Kürtçesi ile aynıdır. İki Kürt grup birbirlerinin karşılıklı konuşmalarını anlamakta zorlanmaktadırlar. Bölgede konuşulan Kürtçede sekiz bin civarında kelime olduğu hesaplanmaktadır. Kürtleri ayrı bir millet yapmaya çalışan batılılar, Kürtlere tarih ve dil yaratma çabalarına Kürdoloji enstitüleri ile aralıksız devam etmektedirler. 

Irak’ın genelinde, şehirleşmeye rağmen aşiret yapısı muhafaza edilmektedir. Araplar arasında yaygın ve etkin olan yerleşik aşiretler olduğu gibi Kürt bölgesinde de aşiretler bulunmaktadır. Kürt bölgesinin önde gelen aşiretleri şunlardır.92 

 Barzan Aşireti; Dohuk, Zap suyu kuzeyi, Selahaddin bölgelerinde yerleşik, nüfusu 50-60 bin dolayındadır. 
Balaktan Aşireti; Erbil, Diyana, Revandüz bölgelerinde yaşarlar. Nüfusu 27 bin civarındadır. 
 Ako Aşireti; Süleymaniye bölgesinde bulunurlar. Nüfusu 25-30 bin dolayındadır. 
Bervari aşireti; Türkiye- Irak sınırı ile Dohuk-Zaho arasında kalan bölgede yerleşik olan aşiretin nüfusu 35-40 bin civarındadır. 2000 kadar silahlı peşmerge çıkarabilmektedir. 

Cabbari Aşireti; Süleymaniye, Kerkük, Leylan’da yerleşik aşiretin nüfusu 25 bin dolayındadır. Mensuplarının çoğunluğu silahlıdır. 

 Bradost Aşireti; Sadece silahlı gücü 20 bin civarındadır. 

Caf Aşireti; Kerkük, Süleymaniye,Germiyan bölgelerinde yerleşik aşiret, 30 kabileden meydana gelir. 5-6 bin civarında silahlı gücü bulunur ve 
bir kısım mensubu İran’da yaşamaktadır. 

 Doski Aşireti; Musul –Dohuk arasında yerleşik olan aşiretin üyeleri 
civarlarındaki 137 köye dağılmıştır. 60 bin kadar mensubu bulunmaktadır. 

 Dizayi Aşireti; 2-3 bin silahlı gücü bulunan aşiret Erbil , Mahmur bölgesinde yerleşiktir. 

 Galali Aşireti; 3 bin ila 3 bin beşyüz aileden oluşmaktadır. Halepçe, Derbendikan, Erbil bölgelerinde yerleşiktir. 500 silahlı gücü olduğu 
değerlendirilmektedir. 

Herki Aşireti; Behdinan ve Soran olarak iki kola ayrılır. 50 bin mensubunun 10 bin kadarı silahlı güçtür. 

Guli Aşireti; Şafi mezhebine bağlı, Dohuk, Zaho bölgesinde yerleşiktirler. Mensupları 20-25 bin civarındadır. 

Humavend Aşireti; Süleymaniye’de yerleşiktir. 

Mizuri Aşireti; 25-30 bin kişiden oluşuşan aşiret, Dohuk, Erbil, Süleymaniye, Kandil Dağı bölgesinde yerleşiktirler. 

Sindi Aşireti; Zaho kuzeyi, Hezil Çayı ve Habur arasında ki bölgede yerleşik olan aşiret 70-80 bin civarındadır. 

Reykani Aşireti; Şafi mezhebine bağlı, 12-15 bin kişiden oluşan aşiret 
Dohuk ve Hakkari’nin güneyi bölgelerinde yerleşiktir. 

Surçi Aşireti; Dohuk, Erbil, Musul, Şaklava, Soran’da yaygın olarak bulunurlar. 65 bin mensubu ve 35 bin civarında silahlı gücü ile en güçlü 
aşiretlerden biridir. Libya, Suudi Arabistan ve Suriye bağlantıları vardır. 

Süleyvani Aşireti; Dohuk ve Zaho çevresinde 65 civarında köyü bulunan şafi mezhebine bağlı aşiretin 35-40 bin civarında mensubu bulunmaktadır. 

Şerafani aşireti; Dohuk bölgesinde yerleşiktir. 

Zengene Aşireti; 100 bin civarında mensubu olan aşiret, Kerkük, Derbendikan, Kıfri bölgelerinde yerleşiktir. İki kola ayrılmıştır ve mensuplarının çoğu silahlıdır. 

Zebari Aşireti; 29 bin dolayında mensubu olan aşiret,Dohuk, Erbil, Musul civarında yerleşiktir. 

Ataerkil aile düzeni, özellikle kırsal kesimde devam etmektedir. Irak genelinde ailelerin ortalama çocuk sayısı beş ve üzeridir. Kürt bölgesinde bu oranın daha fazla olduğu değerlendirilmektedir.93 

Toplumun değer yargıları ve hukuk anlayışı hakkında, trafik kazalarında takınılan tutumlar bir fikir vermektedir. Trafik kazasında ölen şahsın ailesine ya para, ya da bir kız teklif edilmektedir. Anlaşma sağlanamazsa trafik kazasına neden olan öldürülmektedir.94 

Bölgede sosyal ve siyasal alanda hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Yaşanan bu adımların tamamı yabancı kaynaklar tarafından desteklenmektedir. Özellikle yabancı misyonerlerin yoğun faaliyet gösterdiği Kuzey Irak’ta oluşturulan sivil inisiyatif gruplarının tamamı başka ülkeler tarafından organize edilmektedir. Erbil’deki Terziler Odası bile sivil toplum kuruluşu olarak yabancı kaynaklardan beslenmektedir. Kadın ve çocuklara yönelik sivil toplum kuruluşlarının sayısının bölgede 300’ü bulduğu ileri sürülmektedir. 30 kişiden oluşan millî takımın malzemeleri ve topları yurtdışından yardım olarak gelmektedir. 95 

Irak’ta sosyal yaşam, nüfusun toplandığı nehir kenarlarında gelişmiştir. Bağdat, Basra ve Musul ekonomik, siyasi gücü elinde bulunduran ve nüfusu bir milyonu aşan, tarihi derinliği olan stratejik önemi bulunan şehirlerdir. Musul, bir taraftan Irak Kürt Bölgesi ile Cezire arasında, diğer taraftan Halep ve Akdeniz arasında kilit noktadadır. Şehir sakinleri Güney Araplarından çok, Suriye Araplarına yakındırlar.96 


1.4.3. DİN


Irak genelinde; yaklaşık % 55’i Şii, % 42’si Sünni olmak üzere toplam nüfusun % 97’si müslümandır. Irak, Ortadoğu’da Şiilerin çoğunlukta olduğu tek Arap ülkesidir. Şiilerin kutsal yerleri; Irak’ın Necef kentinde bulunan Hz. Ali türbesi ile Karbela’da bulunan Hz. Hüseyin ve Abbas’ın türbeleridir. 
Bağdat’ta bulunan Kazımiye Camii de Şiiler için mukaddestir. Bağdat’taki Abdülkadir Geylani türbesini Sünniler kadar Şiiler de mukaddes kabul 
etmektedirler. Gayrimüslim olan Süryani, Asuri, Keldani ve Nasturi gibi topluluklar nüfusun % 3’ünü oluştururlar.97 

Kürtlerin büyük kısmı Şafii, kalan kısmı ise Sünni mezhebindendir. Türkmenlerin % 23’ü Şii mezhebine mensuptur. Behdinan ve Soran Kürtleri arasında kısmen inanç farklılıkları vardır. Her iki Kürt grup da Şafii mezhebinden olmakla beraber, Behdinan Kürtleri Nakşibendi, Soran Kürtleri Kadiri tarikatlarına yakındırlar.98 

Irak’ın Kuzeydoğu bölgesinde yaşayan Türkmenlerin, Kerkük ve Erbil şehirlerinde de önemli bir miktarda nüfusları bulunmaktadır. Türkmenlerin 
çoğunluğu Sünnidir. Toplumsal kimliklerini korumaya çalışan Kürtlerin de çoğunluğu Sünnidir. 

Irak’ta nüfusun %3’ünü oluşturan Hristiyanların en büyük kilisesi Keldani Kilisesinin 600 bin üyesi bulunmaktadır.99 Hristiyan toplulukları ise 
Süryani Katolikleri ve Ortadokslar, Ermeniler ve Rum Ortadokslardır. 

Irak’ta 1947 sayımına göre Yahudilerinin nüfusu 118 bin olarak belirlenmiştir. Bunlar daha ziyade Bağdat, Musul ve Basra’da yaşamaktaydılar. Yahudilerin büyük kısmı 1960 yılına kadar İsrail’e göç etmişlerdir. Halihazırda Irak’ta 5 bin civarında Yahudi yaşamaktadır.100 

Sincar Dağı eteklerinde yaşayan Yezidiler, kapalı bir toplumdur. Arapça ve Kürtçe konuşurlar. Dışarıdan kimseyle evlenmezler. Bazı Kürt aşiretlerin Yahudilerle yakınlıkları bulunduğu ileri sürülmektedir.101 

1.4.4. Eğitim ve Öğretim 

Irak’ın genelinde okuma-yazma oranı %58’dir. Irak’ın genelinde 13, Kürt bölgesinde ise 3 üniversite bulunmaktadır. Söz konusu 3 üniversite, 
Dohuk, Selahattin ve Süleymaniye’de bulunmaktadır. Eğitim ve öğretim Arapça ve Kürtçe yapılmaktadır. 

Aksiyon dergisinde yer alan bir incelemede ise, Nüfusu 1.500.000 olan Süleymaniye’de, Süleymaniye Üniversitesi’nin yanında Koyi ve Amerikan 
Üniversitesi de bulunmaktadır. Amerikan Üniversitesinin muhtemelen 2006 yılında eğitime başlayacağı haberleri basında yer almıştır. Burada görev 
yapan öğretim görevlileri genelde Kürtler ve yabancılardan oluşuyor. İngiliz, Amerikalı, İsveçli ve Koreli akademisyenler önde gelenlerdir. Dünya Üniversiteler Birliği üyesi olan Selahattin Üniversitesi Irak’tan bağımsız olarak bir eğitim programı uygulamaktadır. Türkiye, Suriye, İran, Lübnan ve Ürdün’den gelen öğrencilerin okuduğu üniversitede kullanılan dil ise Kürtçe ve İngilizcedir. Sayıları çok az olsa da Avrupa ülkelerinden yüksek lisans yapmak için gelenler de bulunmaktadır.102 

Irak’ın 1932’de Milletler Cemiyeti’ne üye olmasıyla Türkmen dilinin tüm Türkmen bölgelerindeki okullarda serbest bırakılması, Irak yönetimi tarafından kabul edilmiştir. 

Bölgede Kürtlerin ona yakın TV ve radyoları bulunmaktadır.103 Ekonomik sıkıntı çekilmesine rağmen, politik gruplar kendi yayınlarını çıkarmaktadırlar. Günlük, haftalık ve aylık olarak çıkan yayınların sayısı otuzu bulmaktadır.104 

Aksiyon Dergisinde yer alan bir incelemede ise günlük ve haftalık yayın yapan gazetelerin sayısının, mahalli gazete hüviyetinde olsa da bütün Kuzey Irak’ta 150 civarında olduğu belirtilmektedir. 105 

Türkmenlerin, Kürtlere nazaran eğitimli ve kültürlü olmalarına rağmen basın ve radyo ,TV yayınları yeterince etkin değildir. Türkmeneli radyo ve TV, Erbil ve çevresi dışında izlenememektedir. Türkmenler, günlük, haftalık ve aylık gazete ve dergiler yayınlamakta dırlar. 106 

KYB ve aynı zamanda Irak Devlet Başkanı olan Talabani’nin şehri Süleymaniye ’de yaşayan ailelerden en az bir kişinin Avrupa’ya gitmiş olmasının verdiği kültürel etkiden olsa gerek, Süleymaniye, Kuzey Irak’taki diğer şehirlere nazaran daha temiz, düzenli ve moderndir.107 

1.5. Bölgenin Askeri Durumu 

Hüsnü Mahalli, Kürtlerin 100.000 silahlı peşmergesi bulunduğunu söylemektedir. Saddam öncesi hafif silahları olan peşmergeler, şimdi Saddam’ın ağır silahlarına sahiptirler.108 

Şubat 1992’de KYB bölgesi Süleymaniye’de kurulan askeri akademi ilk mezunlarını Eylül 1992’de vermiş, böylece düzenli ordu kurma çalışmalarının temeli atılmıştır. KDP de Ekim 1992’de Selahaddin’de “Peşmerge İşleri Genel Komutanlığı” nı kurmuştur. Bu komutanlık peşmerge işleri bakanlığına bağlanmıştır. Zaho’da Polis akademisi kurulmuş, sivil emniyet işlerine bakan polis teşkilatının merkezi Erbil’e alınmıştır. Geçmişte Irak ordusunda görev alan Kürt asıllı subaylar tarafından “Kürdistan İstihbarat Teşkilatı” kurulmuştur.109 

Talabani ve Barzani peşmergeleri, gerilla düzeninden çıkarak düzenli ordu haline dönüşme çalışmalarına devam etmektedirler. KDP ve KYP'ye bağlı peşmergelerin katıldığı, Şubat 2006’da, Saddam döneminde kimyasal silahlarla 5 bin kişinin katledildiği Halepçe'de, ilk kez ağır silahlı bir tatbikat yapılmıştır. Rus yapımı T-54/55 tankların da kullanıldığı Halepçe yakınlarındaki askeri tatbikatın haberini yapan AP haber ajansı, 'iki idareyi birleştirerek siyasi birliğini sağlayan Irak Kürtleri'nin askeri olarak da ortak hareket etmeye başladıklarını duyurmuştur.110 Bu gibi haberler basında yer bulmakla beraber, Talabani ve Barzani arasındaki mevcut soğukluğun, KYB ve KDP güçlerinin tek komuta merkezi altında toplanmasını engellediği değerlendirilmektedir. 


4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder