Stratejik Düşüncenin Sivil ve Askeri Hayatta Kullanılması
BÖLÜM 3
Yazar: Muzaffer Özdağ
31 MAYIS 2013 CUMA
Özel Harp Çerçevesinde Yürütülmüş Etkili Bir Operasyona Çarpıcı Bir Örnek
Kuzey Batı Anadolu İmparatorluğumuzun kalpgahı sayılabilecek bölge içinde devletin saf sadık kurucu asli unsuru ile mesken önemli bir yöredir. Halkı gürbüz, sağlıklı ve cengâverdir.
İmparatorluğun hayatının son çeyrek yüzyılında devlet ve millet bu bölge sinsi, gizli bir saldırıya maruz kalır. Halk sağlığı ağır tehlikeye düşer. İnebolu, Kastamonu, Ilgaz, Çankırı eksenine yerleşen ve sürekli yayılan zührevi hastalıklar, frengi kaybedilmiş bir büyük savaştan daha fazla zayiat ve tahribata yol açar. İrsiyetle nesiler geçen hastalık soyu kurutma tehlike ve tehdidi yaratır.
Olay aslında sinsi bir soykırım operasyonudur. Düşman saldırıda amacına büyük ölçüde ulaşmıştır.
Bölgenin geçim zorluğu ile çalışma için İstanbul’a gelen uzun süre İstanbul’da bekar hayatı yaşayan, geçici veya devamlı iş bulan genç çocukları bir zaman sonra Galata Batakhanelerine, gizli, açık buluşma evlerine yönelirler. Türkiye üzerinde emelleri, Türkiye’ye karşı tükenmez bir kini olan komşu devletin özel harp dairesi Türkleri muharebe meydanında alt etmenin açık saldırı ile tüketmenin kolay olmadığı özellikle kendilerinin, güçlerinin bu neticeyi almaya yetmeyeceği görüşüne ulaşınca özel bir saldırı düzenlemeye karar vermiştir.
Bu karar çerçevesinde Yunan fuhuş evlerinden topladıkları hastalıklı kadınları özel bir planlama çerçevesinde görevli olarak İstanbul’a sevk etmiş, Galata ve çevresine yerleştirmiştir.
Osmanlı zabıtasınca sorgulanan bir Yunan kadını sorgusunda 3000 Türk gencine bu hastalığı aşıladığını kinini ve eyleminden duyduğu övüncü gizlemeye lüzum görmeden ifade eder. Bu kadınlar hasılatlarını da Yunan donanmasını güçlendirmek için kullanılmak üzere kendilerini görevlendiren servise yollamaktadırlar.
Hastalık yayıcısı tek kadın Türk varlığına Anadolu harekatında galip yürüyüşlerinde ve mağlup ricatlerinde bir Yunan tümeninin kan dökme hırsıyla giriştikleri vahşi saldırılarda verdikleri zarardan daha ağır ve sürekli zarar vermiştir.
İmparatorluktan işleyen bir yara halinde devralınan bu soy tüketici, kırıcı illeti kurutmak için Cumhuriyet hükümetlerinin, sağlık kurumlarının sürekli gayret göstermesi gerekmiştir.
Sovyetler Birliği’nin dağıtılması üzerine Karadeniz kıyı şehirlerini, büyük merkezleri dolduran kuzeyli komşu kızlarının hangi görevi yüklendikleri de hayret verici umursamazlığımıza rağmen çok geçmeden anlaşılacaktır.
Stratejik Düşüncenin Başarılı Bir Uygulamasına, Dolaylı Saldırı Ve Örtülü İstila Yöntemine Elem Verici Bir Örnek
“1970-1980 Türkiyesi”
Devlet ve Milletimiz Cumhuriyet tarihimizde benzeri görülmemiş karanlık neticeler ve büyük felaketler, yıkımlar davet etme istidadı taşıyan ağır bir buhranı yaşamıştır. İçine düşülen durumun sosyal ve ekonomik gelişim sıkıntısı gençlik buhranı, ideolojik kutuplanma, partiler arası iktidar çekişmesi olmayıp bu halleri de kendi stratejik, politik amacına uygun olarak kullanmayı bilen, milli birliğimizi, ülke bütünlüğümüzü ve devletimizi tahribi hedef alan düşman güçlerin örgütlü iç hiyanetle rabıtalı özel yönetimli ÖRGÜTLÜ BİR İSTİLA HAREKÂTI olduğu yol açtığı ağır zararlara rağmen çok geç fark edilmiştir.
Savaş genelde insiyatifi elinde tutana karargâhların plan ve zamanlamasına uygun bir süreç izlemiştir.
Milletimizin hayat ve hukukuna kasteden düşmanın bir kısım hukukçularımızı ve hukuk kurumlarımızı da amacına alet etmeyi, yasal bir görünüm kazandırmak istediği suikast ve cinayetlerine yardımcı kılmayı etkili bir yöntem olarak benimsediği müşahade edilmiştir.
On yıl boyunca giderek tahripkârlığını arttırarak tırmanan savaşta uğradığımız zayiatla ilgili bir kıyaslama ( Ek-1 ) ve düşmanın kullandığı yöntemler, eriştiği sonuçlar hakkında özetlenen bilgiler ( Ek-2 ) Milletimizin, devletimizin ne kadar savunmasız kaldığına, ne ölçüde mahkûm durumuna düşürüldüğüne dair bir fikir verebilir.
Düşman bir tek tankını yürütmeden, bir tek uçağını havalandırmadan Türk Silahlı kuvvetlerini kendi karargâhlarında, kışlalarında kuşatılmış durumuna düşürme yönünde ilerlemiştir. Sonuçta Orduyu iç güvenlik gücüne polise dönüştürmeyi başarmıştır.
Düşman güç odaklarının 1969-1980 döneminde elde ettikleri sonuçlar asla küçümsenmemelidir.
Olaylar düşmanın inisiyatifini ve yazdığı, uygulamaya koyduğu senaryoya göre geçen zamanın önemli bir bölümü de Milli varlığımızın korunması için karar verme, tedbir alma, makamında bulunanları gaflet halinde bulundukları bu tür bir savaşı kavrama, idrak ve tedbir alma icraya koyma ehliyetinden yoksun oldukları için düşmanın örtülü istila operasyonunun figüranları durumuna düşürmüşlerdir.
Düşman sistematik propaganda ile medyayı denetime alarak kamu kurumlarına ajanlarına yerleştirerek Cumhuriyetin kuruluş esaslarına Kurtuluş savaşının amaçladığı mefkureye bağlılığı yıkmaya çaba göstermiştir.
Düşman, yıkıcı propagandası ile Cumhuriyeti koruma yemini ile hizmete gelenleri iç ihanete sevk etmeyi, dış saldırıya karşı tedbir alma yetki ve sorumluluğu talip olanları dahi etkisine almayı, kastına uygun yönlendirmeyi başarabilmiştir.
Düşman, dolayı saldırı harekâtının ikinci safha operasyonuna hayli kazançlı girmiş, maşaları da gerilla harekâtına yönlendirilmiştir.
Düşmanın maşa olarak kullandığı, eşkıyanın askeri harekâtla etkisiz bırakılması düşman açısından yenilgi sayılmaz.
Askeri operasyonlarımız ne kadar başarılı olursa olsun ( mutlaka başarılı olmalıdır ) maşayı kullanan düşman daima kazançlıdır. Zira savaş Türk yurdu, Türk ülkesi üzerinde olmakta, Türk devletini yıpratmakta, uluslar arası platform da Türkiye’yi iç bütünlükten yoksun göstermekte saygınlığını zedelemektedir. Türk silahlı kuvvetlerinin dış politik hedeflerimiz için etkin olabilme konumunu zayıflatmaktadır.
Stratejik Düşüncenin Sivil Toplum Hayatında Kullanılması Üzerine Görüşler
Millet hayatının, toplum hayatının değişik sahalarının, ekonomik sektörlerin; üretim dallarının; tarımın, sanayi hizmetlerinin, çalışma hayatının, ulaştırmanın, ticaretin, eğitimin, kültürün ayrılmaz bir bütün teşkil ettiği, bu bütünün dengeli, tutarlı, sağlıklı gelişme gerektirdiği, bu sektörlerden herhangi birinde bir duraklama olmasının, gelişme stratejilerinde veya kalkınma gelişme stratejisinde yapılacak bir hatanın veya gelişme sağlayan atılımların bütününü; toplumun refahını, saadetini, kudretini, güvenliğini etkileyeceği yeterince anlaşılmış, icabına uygun çözüm bulunmuş, tedbir alınmış bir husus değildir.
İnsanlığın hayatında değişik devirler, çağlar yaşandığı, kavimlerin bu devirlere, çağlara aynı anda girmeği malumdur.
Maden devri toplumumun taş devri toplumuna egemen olduğu, yerleşik tarım çağı toplumların gelişmesinin nihai safhasında avcı toplum ve göçebe uygarlık toplumlarını baskıya aldığı, bağımlı kıldığı da sabittir.
Tarımcı toplumun, tarım öncesi toplumlara üstünlüğü öncelikle geçimini güvene alan bir üretim düzeyine kavuşmuş olmaktan fazlasının verdiği güvenle emekten, tasarrufla düşünmeye zaman bulmaktan kaynaklanır.
Tarım uygarlığının, tarım toplumunun refahı üretime sokulabilen adale gücünün sağlayabileceği artık ürüne bağlıdır.
Kendisi için çalışan veya başkası tarafından çalıştırılan kişinin gücü azami 0.3 beygir gücüdür. Veya üç güçlü insan nihayet bir beygir gücünde iş görür.
Tarımcı toplumların adale gücü toplumlarıyla sağlayabilecekleri ekonomik, politik, askeri güç bu çerçevede içinde kaba hatlarıyla kestirilebilir.
Ele alınan toplumun iç dayanışmasının yüksek, nüfusunun sağlıklı topraklarının verimli olduğu ahvalde, erişebileceği refah ve kudret seviyesi kestirilebilir.
Sanayi toplumu inorganik enerjiyi hizmetine almak ve bu enerjiyi üretime sokmak, inorganik enerjileri üretime sokacak şekilde dönüştürme ve nakletme imkanına erişmiş olmakla tarım toplumlarına 10.000 yıl boyunca hiçbir zaman erişemedikleri, erişemeyecekleri seviyede üretici gücü üretime sokmak, hizmetlerine koşturmak imkanı elde etmiştir.
Tarımcı toplumda kendisi için çalışan hür kişinin emeği, gücü nihayet 0,3 beygir gücüdür. Hür bir tarımcı toplumun üretime emeğini katmayan dilimi ölçüsüz büyütmesi mümkün değildir. Tarımcı bir toplumun içyapısında ve dışta denetime alabileceği, emeğinden, ürünün hukuki, siyasi, askeri güçle pay alabileceği alan hudutludur.
İnorganik enerjiyi kullanan, doğadaki gizli enerjiyi ortaya çıkarıp makine melekleri veya köleleri hizmetlerine alan toplumlar kudretlerini sonsuza kadar katlama imkânı bulmuşlardır.
Bir lokomotif 12500 sağlıklı işçinin gücüyle iş yapmaktadır.
Bir sağlıklı işçinin 1 saat çalışma esnasında sarf ettiği enerji 23 gr petrolün verdiği enerjidir.
İnsanın hizmetine, güdümüne giren inorganik enerjinin bu enerji ile iş üreten aletin, makinenin ( motorla hareket eden aletin )mekanik kölenin emeği ile çalışan insanla kıyası çağımızı, halimizi, geleceğimizi anlamak için elzemdir.
Bir insanın günlük çalışmaya sarf edeceği enerjiyi insan yerine kaim olan mekanik köle 320 gr. Maden kömüründen, 520 gr. Linyitten, 180 gr. Benzinden, 2,33 kwh. Elektrikten, 0,093 mikroğram uranyumdan elde etmektedir.
Yukarıda ifade edilen değerler 0,3 HP, 220,8 Wat’a 0,2208 Kw’yı, 0,0002208 Mw’a denk hesaplanmaktadır.
Bir insanın bir yıllık çalışmasıyla iş için sarf edeceği enerjiyi sırasıyla 117 kg maden kömürünü, 215 kg linyiti, 70 kg benzini, 850 kwh. Elektrik enerjisini kullanan makine üretime yöneltebilmektedir.
Halen nüfusumuz yaklaşık 65 milyona ulaşmıştır. Bu nüfusun 15 yaş üstündeki çalışma çağında olan dilimi yaklaşık 25,2 milyon’dur.
Çalışma çağındaki nüfusun tümünün sadece adale gücüyle üretime girmesi ve talihsiz 365 günde 8 saat çalışma halinde sarf edeceği enerji inorganik enerji kaynaklarından sırasıyla:
3 milyon ton Taş kömürü
5,4 milyon ton Linyit
1,7 milyon ton Petrol
21,42 milyar kwh Elektrik
855,5 gr Uranyum
Kullanmak gerekir.
25,2 insan ekonomik iş gücünü mekanik köle olarak kullanan makine köle ile karşılamak gerekirse;
26 adet Jumbo Jet veya 54 adet ilyuşin uçağı
13 adet Konkord
156 adet Dc-9
1,2 adet Keban
47 adet Normandiya veya kraliçe Elizabet Transatlantği
26 adet Enteprise nükleer rektörlü uçak gemisi
27580 Buldözer
43,347 Otobüs
1900 adet elektrikli lokomotifle veya 0,071 arasında Satürn-5 roketleriyle denkleştirilir.
Satürn-5 roketinin gücü 302.8 milyon işçinin gücüne eşittir.
Bir Transatlantik yaklaşık 540.000 kürekçiye-forsaya, bir nükleer reaktörlü uçak gemisine, yaklaşık 1 milyon kürekçiye-forsaya denk güçte mekanik köleyle hareket etmektedir.
Bir toplumun gücü son analizde üretebildiği, kullanabildiği, üretime sokabildiği toplam enerji gücüyle; bu enerjinin üretimde verimli kullanılarak değer yaratmasına, üretimin kitle ve kalite seviyesi ile toplam değerine, üretimin gelişerek sürdürülmesine bağlıdır.
İnorganik enerji ile mekanik köleleri üretip hizmete koyamayan toplumlar sonuçta bu köleleri üreten, harekete geçiren
Toplumların bağımlısı, kölesi olma durumuna düşerler. Mekanik köle ve ordularına kumanda edenler tarım çağında kalmış veya ikame sanayi seviyesini aşamayan toplumların bağımlısı, kölesi olma durumuna düşerler. Mekanik köle ve ordularına kumanda edenler tarım çağında kalmış veya ikame sanayi seviyesini aşamayan toplumların kaynaklarını, ekonomilerini, siyasi hayatlarını denetleme durumuna girerler.
Strateji, doğru belirlenen amaca, hedefe erişmek için mevcut kaynak ve imkânları en verimli şekilde kullanmak bilimi sanatı ise;
Toplumun Milletin, Devletin amacı güvenlik içinde refah, servet kudret ise;
Refah ve servet temini ve temin edilecek serveti güvene alacak kudretin üretimle kazanılması, sağlanması gerekiyorsa-ki yolu yoktur.
Bu hedeflere:
Enerji üretimi arttırılmadan, ileri teknolojide makine üreten makine, fabrika üreten fabrika üretimine geçilmeden, böylece dış ekonomilere bağımlılıktan, -dış ticaret, döviz açığı verme durumundan kurtarmadan ileri bilim ve teknolojide sanayi düzenine geçmeden erişemeyiz.
İleri bilim ve teknolojide üretimi gelişerek sürdürebilmek için üretici beyin üretmek hayati önem ve öncelik taşır.
Yaratıcı, üretici, geliştirici yetenek kazandırmayan medrese benzeri eğitim müesseseleriyle mezunlarıyla çağdaş bilim ve teknolojiye ulaşılamaz.
Dış borçlanmadan, ithalat-ihracat açığından, faiz ödemelerinden, bu hallerin yol açtığı bağımlılıklardan kurtaracak, dünya pazarlarına ihracat fazlasıyla yerleşmeyi sağlayacak bir gelişmenin sağlanması meyve, sebze, tarım ürünü pazarlama ile, otelcilikle, sahilleri kiralamakla sağlanamaz.
Ülkelerin servet ve kudret kazanmaları ancak katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünleri imal etmekle, üretmekle mümkün olmaktadır.
En düşük katma değer tarım ürünlerinde, en yüksek katma değerde, yüksek seviyede elektronikleşmiş, gelişmiş silahlarda ve ilaçta bulunmaktadır.
Şu ihracat değerleri dönüştürücü olmalıdır.
-Tarım ürünü : 1000 $ / t ton
-İşlenmiş tarım ürünü : 5000 $ / ton
-Basit makineler : 5000-10000 $ / ton
-Elektronikleşmiş makinalar : 150000-20000 $ / ton
-1F-16 : 21.000.000 $
-1 ton demir : 370 $ ( 1 kilosu 0.37 $ )
-1 helikopter U-H-1 : 923.000 $
-1 helikopter A.H.W : 15.000.000 $
-1 ton şeker : 1000 $ ( 1 kilosu 1 $ )
-1 kilo altın : 12.307 $
-1 kilo alerji ilacı = 15 kilo altın : 184.605 $
1940 yılında Nazi Almanya’sının Türkiye’deki mutamed görevlisi Ankara’daki Büyükelçileri değil İstanbul’daki Başkonsolosları idi.
Nazi partisinde nüfuslu olan bu zat tasarladıkları “yeni dünya nizamının gerçekleşeceğine inanmanın veya gerçekleşmiş sanmanın azamet ve gururunu taşıyordu. Bir gün o tarihte Basın Yayın Genel Müdürümüz olan merhum ( Eski Dışişleri Bakanı, Büyükelçi ) Selim Sarper’le karşılaştılar.
Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
Başkonsolos – Yenidünya nizamında Türkiye ile ilgili planlama ve düzenleme yetkilisi benim.
S. Sarper – Bizim için nasıl bir düzenleme takdir ettiniz.
Başkonsolos – Türkiye soya fasulyesi ve patates üretimine açılacaktır.
Ekonominin hiçbir sektörü her ihtimali dikkate alan dengeli bir bütünlük içinde asla ihmal edilmemesi gereken ayrı bir öneme sahiptir.
Ancak ham madde üretimi, tüketim malları üretimi aşılıp en ileri teknolojide makine üreten makine üretimi ekonominin asıl gücü haline gelmedikçe ülkeyi, devleti kendi gücüyle yaşama güvenliğine eriştirmek mümkün değildir.
Bu amacı gerçekleştirmeye göre düzenlenmemiş stratejiler hatalıdır.
Böyle bir hataya düşmek veya bu hatayı sürdürmek, kendilerini dünyanın efendisi sayan güçlere bilerek, bilmeyerek tabi olmak, gönüllü hizmetkârlık etmek olur.
Kalkınma stratejisinin, kriz anında dışa ekonomik ve siyasi engellemelerle boğulmayacak ölçüde bağımsız gelişme güvenliğine de sahip olması, öz kaynaklara dayanması elzemdir.
Dış kaynaklı enerjiye dayalı sanayimizin, ulaştırma sektörlerimizin, ekonomimizin petrol fiyatlarının ani artışı ile ne ağır darbe yediği hatırlanmalıdır.
Türkiye, varlığını güvene almak için kalkınma stratejisini düzenlerken zamanın hayati önemini dikkate almalı ve kalınma hızını arttırmalıdır. Yeni bir çağ eşiğinde bulunduğumuz unutulmamalıdır.
Bu çağ bilgisayarlarla, mekanik akıl mekanizmalarıyla üretim yapan robotları hizmete sokan toplumların üstünlüğünü getirmektedir.
Hedefimiz bu çağı yakalayıp öne geçmek olmalı, stratejimiz bu hedefe göre düzenlenmelidir.
Türk milleti buna muktedirdir.
EK-1
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI YETKİLİLERİNİN BEYANLARINA GÖRE SON 20 AYDA MEYDANA GELEN SALDIRI OLAYLARINDAN DOĞAN ZAYİAT:
( EYLÜL 1979 )
OLAY SAYISI 8940
ÖLÜ SAYISI 1974
YARALI SAYISI 9158
BOMBALI SALDIRI 6252
GÜVENLİK KUVVETLERİNE SALDIRI 1009
SİYASİ AMAÇLI SOYGUN 706
Not: Gayri resmi kayıtların gösterdiği zayiat miktarı yukarıdaki rakamlardan daha yüksektir.
İSTİKLAL SAVAŞINDA DÖRT YILLIK DEVREDE VERİLEN ZAYİAT:
Şehit Yaralı
Doğu cephesi Ermeni Harekâtı 46 76
Batı Cephesi Gediz Muharebesi 181 135
1.İnönü Muharebesi 95 183
2.İnönü Muharebesi 1493 2470
Kütahya Eskişehir Muharebesi 1522 4714
Sakarya Meydan Muharebesi 3282 13618
Büyük Taarruz 2542 9977
EK-2
ENDİREKT İSTİLA SAVAŞIYLA DÜŞMANIN YURDUMUZDA YAPTIĞI TAHrİBAT VE ERİŞTİĞİ SONUÇLAR
1.Yüksek yetenekli insan gücünü yetiştirecek, milli geleceğimizin güvencesi olan gençliğimizi eğitecek öğretim ve bilim kurumları felce uğratılmış, eğitim seviyeleri düşürülmüş, ilmi araştırma ve çalışmalar durdurulmuştur.
2.Gençlik Devletin varlık ve kudretine, Milletin hürriyet ve menfaatine yabancı ve düşman öğretilere bağlanmış, bağımsız bir millet ve devlet oluşa temel teşkil eden; kendi özdeğerlerinden soyutlanmış, kendi içinde barış kabul etmez küskünlük ve düşmanlıklara sürüklenmiştir.
3.Ülke ve Millet birliğini kundaklamak için mezhep, bölge, maişet farkları üzerinde taassup ve duyarlık yaratılmış,sistemli tertip ve tahriklerle yurttaşların sevgi , saygı ve işbirliği duyguları zedelenmiş;Millet sinesinde kolay sarılamayacak derin yaralar açılmıştır.
4.Milli kalkınma planları baltalanmış,kalkınma hızı düşürülmüştür.
5.Devlet ve Cumhuriyeti korumakla görevli devlet güç ve organlarını işlemez hale sokmak,yıpratmak,tahrip etmek ülkeyi savunmasız bırakmak için yasalara bağlı,vazife şuuruna sahip devlet görevlilerine karşı karalama,korkutma,satınalma yöntemlerini kullanan sistemli bir baskı uygulanmıştır.
6.Devletin organlarını devletin tahriben alet edebilmek için bu organlara yerleşilmiş,milletin öz gücünü kendi aleyhine kullanma yöntemi ustalıkla uygulanmıştır.
7.Dıştan baskı ve saldırılarla yıpratılan,sinsi sızmalarla içten işgal ve kontrol altına alınmaya çalışılan devlet güçlerini nihai bir saldırı ile bertaraf etmek için ayrı silahla örgütler kurulmuş ,yurt içinde ve dışında gizlice eğitilen,silahlandıralan gruplarla,kır gerillası,şehir gerillası,önce savaşı,kurtarılmış bölge,sömürgeciliğe karşı milli kurtuluş savaşı,halkların özgürlüğü,halk savaşı,halk kurtuluşu ordusu kavramlarının ifade ettiği yönde tırmanan ve yayılan genel bir saldırı,yıkım ve istila planı geliştirilmiştir.
8.Yasal meslek kuruluşlarına sızılmış,yasal siyasi kuruluşlar yasa dışı eylemlerin,millete karşı yönetilan saldırıların karargâh ve üsleri olarak kullanılmak üzere safha safha işgal edilmiştir.Yasal siyasi partiler arasındaki görüş arılıklarını kanlı kitle eylemlerine dönüştürmek etkili provakasyonlar yapılmıştır.
9.Devlete ve Cumhuriyete karşı açılan savaşta saldırı güçlerinin silah donatım ve finansmanı için sadece dış kaynaklara bağlı kalınmamıştır. Halkımız, esnafımız, öğrencilerimiz cebren ve hile ile harca bağlanarak, bankalar, işyerleri, yardım sandıkları, maaş mutemetleri soyularak, yasal fonlar karanlık yönlere aktarılarak, kamu kurumlarına ait malzeme, donatım ve silahlar çalınarak Milletimizin öz kaynakları da düşmanın ikmal ve istifadesine sunulmuştur.
10.Binlerce işyeri, fabrika, okul, laboratuar, devlet binası, malzeme stokları, araçlar kaza süsü verilen veya sorumluluğu açıkca yüklenilen sabotajlarla yok edilerek milyarlarca lira değerinde maddi zarar meydana getirilmiştir.
11.Devletin dolaylı saldırılarla sürdürülen istila savaşına karşı rasyonel tutarlı bir güvenlik ve savunma planı olmaması nedeni ile resmi haber ve yayın kurumları bilerek bilmeyerek düşmanın ve düşman güdümündeki illegal örgütlerin ücretsiz reklam ve hizmet aracı kılınmıştır.
12.Ülkenin ekonomik ve kültürel bütünlüğünü kurma, savunmasını sağlamaya hizmet edecek tesislerin inşası engellenmiş, iller arası demir yolu ve karayolu ulaşımı kesintiye uğratılmıştır.Serhatlerden, hudut illerinden Türkiye Cumhuriyetini, Türk benliğini koruma kararlı yurttaşlar sistemli tehdit ve baskı hareketleri ile düşman emellerine uyma veya iç illere göçme hususunda tercih yapmağa zorlanabilmiştir.Düşman güçlerin silahlandırdığı çeteler bu yurt yörelerinde halkımıza sınırlarımızın savunmasız, ülkemizin sahipsiz olduğunu telkinle yeni bir harita çizme emellerini duyurma amacı ile cüretkar operasyonlar yapabilmiştir.
13.Milli birlik ve dayanışmanın kundaklanması, meshep, bölge, boy, soy taasubu, talan çapur hasedi ile körüklenen bir iç savaş histerisi yaratılması yüzünden sari hala gelen cinayetlerle hayatlarını kaybeden, yaralanan, sakat kalan yurttaşlarımız sayısı İstiklal Savaşında birkaç meydan muharebesinde verdiğimiz zayiat seviyesini aşmıştır.
KAYNAKÇA
1-Ağır Makine üretilmesinin ve ihraç edilmesinin stratejik anlamı ve önemi, Alptekin Erdoğan, DPT uzmanı.
2-Anılar, Firlandiya Mareşalı Mannerheim, Çeviren: Muammer OBUZ 1988.
3-Askeri strateji : Harp Prensipleri Askeri Harekat ve Muharebe Esasları, Top.Kur.Alb.Selehattin YOMRALIOĞLU,Kara Harp Akademisi yayını 1978.
4-Atatürk’ün Ordu, Askerlik, Harp ve Sulh Hakkındaki Düşünceleri ve Genç Subaylara Öğütleri, Dr.Kur.Alb.VELİ YILMAZ Top.Kur.Alb. Mehmet UYSAL.
5-Atatürk Zamanında Türk Ekonomisi, Prof.Dr.Ferudun ERGİN 1977.
6-Atatürk’ten Düşünceler, Prof. Dr. Enver Ziya KARAL.
7-Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri ( I.III.), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını 1989.
8-Atatürk’ün Jeopolitik ve Stratejik Görüşleri, ( Harp Akademileri Komutanlığı Yayını 1981).
9-Atatürk’ün Milli Dış Politikası ( I-II ), Kültür Bakanlığı-Doğumunun 100. Yılında ), Atatürk Yayınları I. 1981.
10-Atatürk’ün Evrensel Boyutları, İsmet BOZDAĞ, 8 Kültür Bakanlığı Yayını 1988 )
11-Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası 1919-1938, Prof. Dr. Mehmet GÖNLÜBOL-Dr. Cem SAR
12-Başkomutan Atatürk’e Değin Türk Orduları Başkomutanları ve Yaptıkları Büyük Meydan Savaşları Üzerine Araştırma, Em. Kur. Yb. İ. Hakkı TÜMERDEM 1953, Genkur. Bşk. Yayını.
13-Bir askerin Anıları ( I.II. ), General Heinz GUDERİAN, Çeviren Heinz GUDERİAN, Çeviren: Korg. İhsan GÜRKAN,Başkan Yayınları: 1977.
14-I. Ve II. Cihan Harbinin Hazırlıkları Bakımından Bir Mukayese, Kur. Önyzb. Salih POLATKAN Gnur. Bşk. X. Şube 1944.
15-Büyük Dünya Olayı ( 1-6 ), Herbert Von MOOS, Gnkur. Bşk. Yayını 1952.
16-1939-1945 Kronoloji ve Belgelerle II. Dünya Savaşı, Hans-Adolf JAKOBSAN, Çeviren: Em. Kur. Alb. İbrahim ULUS, Gnkur. Askeri Tarihi ve Stratejik Etüd Bşk. Yayını 1989.
17-1911-1912 Osmanlı-İtalyan Harbi ve Kolağası Mustafa Kemal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını 1985.
18-Çok yönlü Lider Atatürk, Em. Tümg. Muzaffer ERENDİL, Harp Akademileri Yayını.
19-Ders Alalım, Gnkur. Bşk. Yayını 1981.
20-Devletin Kavram ve Kapsamı, Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliği yayını 1990.
21-Fransız Ordusu Faciası, Yazan: 5. Ordu Komutanı General Bourret, Çeviren: Kur. Yzb. Bekir TUNAY, Gnkur. Bşk. Yayını 1952.
22-Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları 1948-1988, Prof. Dr. Fohir ARMAOĞLU, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 1994.
23-Harp Üzerine, Carl Von Clausewitz, Çeviren: Em. Tuğg. H. Fahri ÇELİKER, Gnkur. Bşk. Yayını 1991.
24-II. Dünya Harbinin Tarihi, Çeviren: Kur. Bşk. Çevdet ÖZ Gnkur. Bşk. Yayını 1952.
25-II. Dünya Savaşı, Osman ÖNDER, Altınkitaplar Yayınevi 1976.
26-II. Büyük Harbin Deniz Cephesi Kronolojisi, Dnz. Kur. Bnb. YOKITAL 1950, 290 sayılı Donanma Dergisi Eki.
27-İmha Muharebesi ( I-II ), Miralay Aloftaroğlu Ziya İbrahim, Gnkur. Bşk. X. Şb. Yayını 1931.
28- İş Alemi ve Teknik Organizasyon, Kemal SÜNNETÇİOĞLU 1946 İstanbul.
29-İsrail-Arap Harpleri, Gnkur. Askeri Tarih ve Stratejik Etüd. Bşk. Yayını 1979.
30-Jeopolitik ve Jeostrateji, Tuğamiral Pierre Celerier, M.S.B. Araştırma Geliştirme Başkanlığı Yayını 1963.
31-Jeopolitik, Kur. Alb. Emin SEZGİN Kur. Yb. Selahattin YILMAZ Harp Akademileri Yayını 1963.
32-Komutanlık ve Liderlik Üzerine, Dr. Veli YILMAZ
33-Komuta Etmek Sanatı, Andre Gavet, Çeviren: Ord. Bnb. Kazım KIRIKKANAT, Gnkur. Bşk. Yayını 1952.
34-Kontrolden Çıkmış Dünya, Zbigniew BRZEZİNSKI, Çeviren: Haluk MENEMENCİOĞLU, Türkiye İş Bankası YYINLARI 1994.
35-Milli Mücadele ( I-II ), Sabahattin SELEK, Örgün Yayınları 1982.
36-Milli Birliğimiz, Vatan Bütünlüğümüz Soydaş Toplumlardan Kürtler, Muzaffer ÖZDAĞ, Erciyes Üniversitesi Yayınları 1952.
37-Muhtelif Sınıfların Birlikte Sevk ve Muharebe, Talimnamesi I. Kısım 1939, Gnkur. Bşk. Yayını.
38-Milli Mücadelede Manda ve Himaye Meselesi, Dr. Kadir KASALAK, Gnkur. Bşk. Yayını 1993.
39-Milli Strateji ve Milli Güç, Em. Tümg. Muzaffer ERENDİL, Silahlı Kuvvetler Dergisi Eki Haziran 1980.
40-Milli Güç ve Devlet, Dnz. Kur. Alb.Mert BAYAN, Belge.Yayınları 1986.
41-a Ordu Psikolojisi, Dr.Baha ARIKAN, 1960.
41-bOrta Doğunun Jeopolitik ve Jeostratejik Açıdan Değerlendirilmesi Körfez Harbi ve Alınan Dersler, E.Tümg.M.Zekai DOĞANAY, E.Tümg.A.Fikret ATUN, 1994.
42-Sakarya Meydan Muharebesinde Mustafa Kemal Paşa’nın Askeri Dehası, Em.Tuğg.Nurettin TURSAN, Harp Akademileri Yayını, Mayıs 1994.
43-Savaş Sanatı, Sun Tzu, Çeviren Sibel ÖZBUDUN-Zeynep ATAMAN, Anahtar Kitaplar, 1992.
44-Savaş Sanatı Tarihi, John Keegan, Çeviren Füsun DORUKER, Sabah Kitapları 1993.
45-Sanayi Kalkınma, Murray D.Bryce, Çeviren Cemil SÖKMEN 1971.
46-Tarih Boyunca Türk Harp Sanatı Taktik ve Stratejisi, Kur.Yrb.Necati Ulunay UCUZSATAR, Gnkur.Askeri ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayını 1990.
47-Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika I-II, Dr.Salahi R.SONYEL, Türk Tarih Kurumu Yayını 1988.
48-Türk Devletinin Dış Siyaseti, Ord.Prof.Dr.Yusuf Hikmet BAYAR, Türk Tarih Kurumu Yayını 1973.
49-Türk İstiklal Harbi Mondros Mütarekesi ve Tatbikatı, Gnkur.Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Bşk.Yayını 1992.
50-Tarihin En Mühim Harp ve Seferleri, Çeviren Bnb.Vahid, Gnkur X. Şb.Yayını 1932.
51-Türkiyenin Hızlı Kalkınması, Alptekin ERDOĞAN 1976.
52-Savaşta ve Barışta Büyük Stratejiler, Paul Kennedy, Çeviren: Ahmet FETHİ, 1995, Eti Kitapları.
53-Strateji, Dolaylı Tutum, B.H. Liddel Hart, Çeviren: Em. Kong.Cemal ENGİNSOY, Gnkur.Harp Tarihi Başkanlığı, Stratejik Etütler Dönen Yayını 1973.
54-Yarının Stratejisi, Hanson W.Boldwin, Harp Akademileri Komutanlığı Yayını 1178.
55-Yaşama Sanatı, Andre Maurois 1946.
56-Yirmibirinci Yüzyılın Hazırlanırken, Paul KENNEDY Çeviren: Fikret ÜÇCAN,Türkiye İş Bankası Kültür Yayını 1995.
57-Zabit ve Kumandan, Kur.Bnb.Nuri CONKER.
58-Zabit ve Kumandan ile Hasbehal, Kur.Yb.Mustafa KEMAL.
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/milli-guvenlik-ve-dis-politika-arastirmalari-merkezi/2013/05/31/7023/stratejik-dusuncenin-sivil-ve-askeri-hayatta-kullanilmasi
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder