Hadi Beşar Esad’ı Devirdik…
Yazar: Ümit Özdağ
03 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA
AKP Hükümetinin akılcı bir politik tercihten çıkıp bir tutkuya dönüşen Beşar Esad’ı devirme politikası büyük tehditler içermektedir. Aralık 2013’te ABD Hava Kuvvetleri’nin düşünce kuruluşu olan RAND’da yapılan bir beyin fırtınasında üzerinde çalışılan dört senaryo var. Birinci Senaryo: Çatışmaların devam etmesi. İkinci senaryo: Rejimin zaferi, Üçüncü senaryo: Rejimin çökmesi, Dördüncü senaryo: Anlaşma ve uzlaşma. 2013 sonu ve 2014’deki olayların gelişmesinden hareketle şu anda en muhtemel senaryo Amerikalılara göre rejimin zaferi senaryosu. Ancak senaryolarda uygulanan bir “wild cart” veya “hadi canım sende” tekniği vardır. Hiç beklenmeyen ancak olduğu takdirde çok büyük etkileri olacak bir olay gerçekleştiğinde yaşamın bütün akışı değişir. Aşağıda bu tekniği uygulayalım ve neler olabileceğini görelim.
Bir an olayların aşağıdaki şekilde gelişmesi neticesinde Esad iktidarının devrildiğini düşünelim. Beşar Esad, iç savaşın getirdiği büyük gerilimin yükünü daha fazla taşıyamaz ve kalp krizi geçirerek ölür. Esad klanı, Beşar’ın yerine kimin geçeceğine karar veremez ve içinden parçalanır. Bunun üzerine Şam’da bir iktidar içi savaş çıkar. Hizbullah hangi tarafı destekleyeceğini belirleyemez. Tahran tarafları uzlaştırmak için görüşmeler başlatır. Bu gelişmeler üzerine Sünni Arap bir generalin liderliğinde Suriye Ordusu darbe yaparak iktidara el koyar. İran ve Hizbullah askeri darbeyi desteklediklerini açıklamakla birlikte aktif desteklerini durdururlar. Esad klanı iç çatışmayı durdurarak, Şam’ı terk eder ve Akdeniz kıyısında Nusayrilerin çoğunluğu oluşturduğu bölgeye çekilir. Suriye Ordusu içinde yer alan Nusayri subay ve askerler ile Nusayri Milislerde Nusayristan’a çekilirler. Suriye Ordusu’nun emir-komuta yapısında çökme görülür. Rusya ve İran askeri rejime ekonomik destek vermeyince bürokrasi ve ekonomik yaşam durur.
Bundan sonra olacaklar muhtemelen aşağıdaki gibi gelişecektir. El Nusra, Halep’i ele geçirecektir. IŞİD ise hızlı bir hamle ile Şam-Humus-Hama’yı işgal edecektir. Böylece Suriye büyük ölçüde İslam devleti/IŞİD ülkesi olacaktır. Suriye’deki bu gelişmeler, IŞİD’i Irak’ta da çok büyük ölçüde güçlendirecektir. El Nusra’nın güney Suriye’deki unsurları Şam’a girmek isteyince, Şam’ın güneyinde Nusra-IŞİD çatışması çıkacaktır. İki selefi örgüt arasındaki çatışmalar, kaçınılmaz olarak Halep’e sıçrayınca, Halep şehir merkezinden Türkiye’ye yönelik 100 binlerce kişiyi kapsayan büyük bir göç dalgası başlayacaktır.
IŞİD, Nusayristan’a saldırsa da böyle bir saldırıya iyi hazırlanmış olan Esad klanı ve Nusayriler IŞİD’i geri püskürteceklerdir. Rusya, Esad klanının bölgeyi elinde tutması için askeri ve ekonomik yardım yapacaktır. İran’da Akdeniz’e bir çıkışının olması için Nusayrileri desteklemeye devam edecektir. Öte yandan Hizbullah birlikleri bir yenilgi ile Lübnan’a geri çekileceklerdir. Lübnan’da Hizbullah muhalifi bütün unsurlar, Hizbullah’ın politik olarak yenilmesinden istifade ederek, Hizbullah’a karşı saldırılara başlayacaklardır. Bu saldırılar, Lübnan’ı iç savaşa sürükleyecektir.
Bu iç savaşı, Nusayristan’dan Lübnan’a kaçan Nusayrilerin varlığı daha da şiddetlendirecektir. Rusya ve İran’ın desteğinde zaaf olması durumunda, IŞİD’in Esad klanı güçlerini yenerek Nusayri bölgesine girmesi durumunda modern tarihin gördüğü en kapsamlı soykırımlardan birisi başlayabilir. Böyle bir durum, Birleşmiş Milletler kararı ile Suriye’nin Akdeniz kıyısına müdahil olması sürecini ortaya çıkarabilir.
PKK/PYD, El Nusra ve IŞİD’in askeri güçlerini güneye aktarmaları ve bir yandan askeri darbe rejimini tesis etmeye çalışan Suriye ordusu, diğer yandan birbirleri ile çatışmaya başlamaları üzerine Türkiye-Suriye sınırını tamamen ele geçirecek ve bu bölgede bağımsız bir PKK/PYD Kürdistan’ı ilan edecektir.
PKK/PYD, Hatay’ın hemen altındaki Nusayristan'ın içinde kalan Bayır-Bucak Türkmen bölgesinden Kürdistan’ı Akdeniz’e çıkarmak üzere saldıracaktır. Bağımsız Kürdistan’ın ilanı Akdeniz’e çıkıştan sonra olabilir. Nusayriler, güneyde daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya oldukları için bu saldırıya karşı büyük güçler sevk ederek karşı çıkmayacaklardır.
Bu çok kötümser bir senaryo mu? Hayır değil. Esad rejiminin devrilmesi durumunda Suriye’de ortaya çıkacak durum bu. Buna rağmen Esad’ın devrilmesini istemek akıl ile izah edilmesi mümkün olmayan bir taleptir. Esad’ın devrilmesi sadece Türkiye için değil, dünya için en kötü sonuçtur.
Ortaya çıkabilecek en olumlu süreç, Esad rejimi ile demokrat Suriye muhalefeti arasında bir uzlaşma ile Beşar Esad’ın devlet başkanı, muhalefet liderlerinden birisinin başbakan olduğu bir sürecin Suriye’yi çok partili demokrasiye götürmesidir. Böyle bir iktidar yapılanmasının oluşması durumunda, Suriye’de IŞİD/El Nusra cephesine karşı güçlü bir direnç oluşturulur.
Böyle bir gelişme Suriye’nin parçalanmasını ve PKK’nın devletleşmesini engelleyecektir.
Esad öngörülebilecek bir süreç içinde (örneğin üç sene), BM denetiminde yapılacak seçimler ile iktidardan gitmeyi veya kalmayı kabul edecektir.
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder