6. His'sin rengi "HAKİ"?!
( BİR AVUÇ İNSAN, )
6. His'sin rengi "HAKİ"?!
(ya da “Mais la probabilité sera coupé quelques têtes” ve/veya “Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir”?!)
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk
...
DURUM ANALİZ
Kemal dedi ki:
Bu yazdıklarım tamamı ile ön'görüdür:
1. CHP de son durum şöyledir; ön seçim nedeniyle yığınla aday var ve yarın ön seçim. Tabi beşiktaş güçlü iyi kötü koordineli ancak kağıthane gibi diğer ilçelerde gözlediğimiz seçim karakolları gibi bir takım yapılarda şuna buna oy verin durumları; muhtemelen partinin kapısından geçmemiş adaylar bunlar..
2. Bir diğer husus üye sayısı nedir bilemiyoruz yani gerçekten CHPli veya bu ön seçim dalgasıyla kaydedilen akpliler mi? burada keskin bir görüş alanımız bulunmamakta. Varolan adayları biz kendimizce peşlerinden koşarcasına tanımaya çalıştık ama yetersiz.
3. Ezcümle bir operasyon dönüyor ama kimin eli uzanmış belli değil. Kılıçdaroğlu kızağa çekilmiş gibi veya o görüntü verilmeye çalışılıyor. Benim bildiğim İzmirli CHPliler bu adamı seçmez bu fırsatı iyi değerlendirir tabii partiye naylon üye kaydedilmediyse! İşte durumun özeti budur. Kısacası 7 Haziran sonrasında belli olacak.
4. Sarıgül adına gelince adını duyan kaçıyor, iyice çaptan düşmüş durumda, bir de Şişli belediyesi vukuatları iyice antipati toplamış. Dolayısıyla bir başka sürpriz çıkacak karşımıza. Bir diğer anekdot; alevi kökenliler bile gönderin bu adamı, tam bir felaket diyor, K.oğlundan bahsediyorlar. MHP'de durum zaten farksız; Sarızeybek gibi bir neferin adaylığını reddetmesi (Alan Paşa'nın durumunu söylemiyorum bile) zaten dönen oyunu ortaya koymuyor mu?
Kısacası:
hdp oy oyunlarıyla blok halinde meclise girer akp nin sözde düşen oylarına yama yapılarak koalisyonlu bir hükümetle ver elini yeni anayasa. Bu geçirilen yasada (iç güvenlik) buna ön hazırlıktır. bu sayede baskılama ile önleri açılacaktır.
(...)
as dedi ki:
İNCİLİ ÇAVUŞ ülkesi olduk.
herkesin dilinde ama söyleyemiyor, söyletmeye çalışıyor.
alafranga-alaturka diyor, ama o saray yakışmadı diyemiyor BARINÇ, kelle gidecek çünkü.
en özel’inden paşam kıvırıyor.
selfi abdül demeye kalktı, paralelmiş.
binlerce örnek, her gün.
bir delinin hatıra defteri ni yazarken gogol, eminim bu günleri tahayyül bile edememiştir.
lan ne günlere kaldık, bir dahasını yaşatmasın yaradan.
bir delinin buyruğuyla savaşa sürüklenir hallerdeyiz.
ekmeleddin diyenler dervişe sarıldılar.
allahım, yüce allahım, az sabır ver, az dayanma gücü ver biraz daha.
ermeni bahçeliyi biliyorduk, bazıları yeni öğrense de, dersimli gandiyi de.
ama, bu kadar mı sığ, bu kadar mı sığırız biz allahım, yeter.
bir insanı bir sefer aldatırsın, iki sefer aldatırsın, ama üçüncü için, o insan insan mıdır?
BİR KÜKREME GELİYOR İÇİMDEN.
duvarları yıkasım geliyor.
tüm kaideleri yıkasım, tüm orospu çocuklarını yakasım geliyor.
YETER LAN. YETER.
TÜRK, AYAĞA KALK.
(...)
Fatma Gürman dedi ki:
kâinat kanunilik demek…keyfiliğe yer yok…devamlı olarak kesintisiz zar atılıyor ve hep kanuniyetler çıkıyor zarda…keyfilik insana özgü ve ölümcül hata…o halde çağdaş bilimsel bulgulara dayanan öğretim ve eğitim yoluyla insana, kâinatın/doğa’nın bilinebilen kanunlarıyla birlikte kendisinin bilinebilen biyolojik ve toplumsal mecburiyetleri öğretilsin ve bilinemeyenlerin bilinmesi için araştırmaya önem ve destek verilsin ki insandaki keyfilik en aza indirilebilsin ve böylece insaniyetin varlığı ve devamı mümkün olmaya devam edebilsin zira mümkün olmaktan çıkması çok büyük ihtimal…
(...)
Dara Çolakoğlu dedi ki:
OOOOFFFF OFFF! AS’a katılıyorum. Şu sıralarda FBI’nin adli araştırma dosyalarını, kafası atıp cinayet işleyen kadınları, psikopatların cinayet işleme nedenlerini vb izliyorum. ( Şaka yapmıyorum). Bulunmuş cesetlerin yerine kimleri koyduğumu beni tanıyanlar bilir.
(...)
Fatma Gürman dedi ki:
bu sefer bırakalım kendileri sahneyi sürüne sürüne, birbirlerini çekiştirerek terkedip bir daha dönmemek üzere ummana karışsınlar…yarıda kesilirse oyunları mağduru oynayıp ” biz ne güzel oynuyorduk, ne güzel senaryomuz vardı, ne güzel işler yapıyorduk diyerek cazgırlaşıp kahramanlaşıyorlar seyircinin gözünde ve tekrar sahnelere dönüp kapalı gişe gösteriye devam ediyorlar yeni nesiller karşısında…bu sefer bu tuzağa düşülmez inşallah…
(...)
Ferdane dedi ki:
Geçmişte, “Ben bilmem,büyüklerim bilir” özlü sözünü siyasi literatüre kazandıran Hakan Şükür de öğrenmeye başlamış. “Darbe dönemindeyiz” demiş büyük siyasetçi.
(...)
Koray Alper Tatar:
YETMEDİ Mİ HALA ORDU DÜŞMANLIĞINIZ?!
2007' DEN BERİ SÖYLENMEYEN NE KALDI ORDUMUZUN HAKKINDA.
AKP, PKK, GÜLEN, GÖKÇEK, CIA, NEO LİBERAL'LER YETMEDİ, SİZLER DE KORO'NUN MÜDAVİMİ OLDUNUZ!
AİLELERİNE KADAR, ÖZEL HAYATLARINA KADAR GİRİLDİ.
OLMAYANLAR OLMUŞ GİBİ LANSE EDİLDİ.
ONURLARI İÇİN KAFASINA SIKAN TÜRK ASKERLERİ GÖRMEZDEN GELİNDİ!
VE EN SONUNDA ÖZÜR DİLENDİ, 'PARDON' DENİLDİ.
ARTIK DEVİR DEĞİŞTİ...
ORDU DÜŞMANLIĞIYLA BESLENENLER 'BUMERANG' DÖNÜP DOLAŞIP GELDİĞİNDE SÖZÜNÜZÜN ARDINDA DURDUĞUNUZU GÖRMEK İSTERİM.
'GEL LAN BURAYA, NE DEDİN SEN' DENİLDİĞİNDE KIVIRTMAK YOK.
EZCÜMLE:
Vatanı satanın yedi sülalesinden hesap soracak,
Ve emanete hıyanet edenlerin yüzüne haykıracak,
Fertleri, güdülen olmaktan kurtarıp ÖZGÜRTÜRK ve ONURLU 'şahsiyete' dönüştürecek…
YEPYENİ BİR DİL...
TÜRK'E 'MUSTAFA KÂMAL' LAZIM...
(...)
Atilla dedi ki:
BİRBİRİMİZİ GÖRMESEK DE GÖNÜLLERİMİZ VE AKLIMIZ BİR
ONUN DA ZAMANI GELECEK
KARTALLARIN GAGASINI ATTIĞI YAŞI GEÇTİK
SÜZÜLÜYOR VE BAKIŞIMIZ AYNI BAKIŞ AÇISI
AV PARTİSİ SEZONU UZUN SÜRECEK
DOĞADAKİ DENGE VE EKOSİSTEM YERİNİ BULUNCAYA KADAR PARTİ DEVAM EDECEK
SÜRÜNGENLER DENGEYİ FENA BOZDULAR
CESARET AKIL VE ZEKA İLE BİRLEŞTİĞİNDE DEHALAR ORTAYA ÇIKAR
TARİHTE YAŞAYAN ATATÜRKLER GİBİ
VATAN UĞRUNDA ÖLENLER VARSA VATANDIR
HAKİ YEŞİLİN BASMADIĞI SAHA KALMAYACAK
RÜYADAN HAKİKATE UYANMA VAKTİ GELDİ
YAŞANACAK VAR VE YAŞANACAK
DENGELER YERİNİ BULACAK
BAHAR İLE YAZ ARASI FIRTINALI GEÇECEK
SEÇİM HAVASI FIRTINA DOLAYISIYLA YAPILMAMAK ÜZERE ERTELENDİ
HAKİ YEŞİLİ İZLEYİN
KADRO BİZİZ
MİLYONDA BİRLER
(...)
tayfun taş "Beş'te 5 ve/veya Kadife eldiven içinden çıkan "Dem..." kaydınıza yeni bir yorum yaptı:
Sayın Özgür Türk'ün dün haberini geçtigi,7 Yıldızlı Mardan Palace (ama Türkiye mevzuatında 7 yıldız olmadıgından dolayı 5+2 olarak geçen) konusunu izniniz olursa biraz daha açmak isterim. Mardan Palace'nin sahibinin adı Azeri asıllı rus milyarder Telman İsmailov'dur Azeri asıllı diyorum ama türklükle alakası yoktur Azeri yahudisidir.Yahudi ailenin 12 çoçugundan birisidir.Ailesi Azerbaycanın orta halli kesimindedir. 1973-1976 arasında Azerbaycan Halk Ekonomi Enstitüsü’nü bitirdi.80 lı yıllarda Moskovaya taşındı Moskova’daki Plehanov Akademisi’nde eğitim gördü.Sonra Ticaret Bakanlığı’nda ekonomist olarak çalışmaya başladı.Bu sırada Michail Gorbaçov,Boris Yeltsin ve ilerideki Rusyanın daimi başkanı Vladimir Putin ve Rusya devletinin yüksek bürokratlarıyla çok yakın ilişkiler kurdu. O sırada SSCB'nin yıkılmasına sebep olan Glasnost ve Prestroyka (Açıklık ve Yeniden yapılanma)politikasını kendisi için fırsat görüp 1988’de “Ticari Hayır Firması” adındaki ilk şirketini kurdu. Farklı alanlarda yatırımları olan pek çok şirket onu izledi ama İsmailov esas olarak turizm, otelcilik, restorancılık gibi hizmet sektöründe yoğunlaştı tanındı ve Rusyanın ilk oligarch'larından birisi oldu 1989’da AST Şirketler Grubunu kurmasıyla ( Çocuklarının adı Alik ve Sarkhan ve kendi adı Telman ) yatırım alanı genişledi. Emlak işine girdi. Moskova’da 50 den fazla mağaza ve hayli değerli bir pazar (Çerkizov) alanı satın aldı.
İsmailov “Dağ Yahudileri” olarak da anılan Kafkas Yahudileri cemaatine mensup. Bölgedeki Yahudi lobisinin önde gelen isimlerinden birisi. Çok gariptirki 2000'li yıllar itibariyle iktidara bir daha gitmemek suretiyle gelen Putin zamanında kendisi gibi oligarch olan( Boris Brezovskiy,Mihail Hodorkovski,Roman Abramoviç,Platon Lebedev,Fridman,Vekselberg, Oleg Deripaska,Vladimir Gusinsky,Kia joorabchian vb ) yahudi milyarderler sonradan tutuklanıp yada yurt dışına kaçarlarken kendisine hiç bir şekilde dokunulmadı.Ve evvvet şimdi gelelim fasülyenin faydalarına.Yani konumuzla alakalı icraya düşen,elektrik borcunu bile ödeyemeyen Mardan Palace hikayemize.Mardan Palace Antalyada kurulması gündeme geldiginde Rusya ve Batı basını tarafından aynen aşagıda yazacagım gibi aleyhte yorumlar ve sert eleştriler gelmişti."Dünya krizdeyken, tutumlu olma trendi ünlülere bile sade bir hayat yaşatırken bu kadar lüks otelde kim kalacak" Özellikle rus basınında çıkan yorumlarda ise zengin Rusların ortam ne olursa olsun Türkiye’yi tercih etmediğini, oteldeki konfor ve lüksün de durumu değiştirmeyeceği belirtiliyordu. Ama birileri buraya gelmeliydi. Çünkü neticede burası 1,4 milyar dolara mal olan, geceliği 25 milyar TL’lik odalara sahip, yapımında 23 bin metrekare İtalyan mermeri, 500 bin kristal ve neredeyse her yerde altın kullanılan, içinde 17 bar ve 11 restoran bulunan bir tesisti
Ama aslında Mardan Palace gerçeklerin önüne serilen bir maskeydi bir kara çarşaftı çok mükemmel bir kamufle aracıydı.Bu kara çarşafı biraz kaldırınca,biraz daha derine inilince,her yol Parise çıkar sözünden mülhem karşımıza yine AKP ve Bok pardon BOP PROJESİ çıktı.Hatırlayınız AKP nin T.C Devletinin taşınmaz mallarını ve altın yumurtlayan işletmelerini tam anlamıyla dört ( 4 ) elle özelleştirmeye 2005 tarihinde başlamıştır Mardan Palece'nin yapımı ise toplam 3,5 sene sürmüştür.23 Mayıs 2009 tarihinde ise dillere destan bir açılışla Mariah carey,Tom jones,Monica Belluci,Paris Hilton,Sharon Stone, Paul Mccartney,Seal'li hizmete girmişti.Sayın Özgür Türk biliyorum kafanızı şişirdim ama bu konu hakkında yazılacak daha çok pislik var ama kısa kesecegim beni dinleginiz için çok teşekkür ederim.Asıl bomba şimdi geliyor.Telman İsmailov'un 2005 ila 2014 arası Türkiyede kaç tane devlet özelleştirmesine, hem bir fiil kendi adıyla, hemde ortakları adıyla girmiştir ? Rusyayı silip süpüren sömüren bu vatansız küresel sermaye uşagı ve kaçakçısı, Türkiye'yi parasal degerde ve Türkiye'nin öz işletme yapılarını ne kadar sömürmüştür? Olmak yada olmamak.Bütün mesele budur.William Shakespeare yaşasaydı ünlü sözünü bu yazımda kullandıgım için beni tebrik ederdi.Her ne kadar George Orwell kadar bizi ayakta alkışlamasada,en azından elimi sıkardı.( Alev Alatlı Seni asla sevemedim Yazdıgın kitaplar her daim bana itici gelirdi.Sanki bu kitapları sen yazmıyor,gölge bir yazarın varmış gibi geliyordu.Romanların ruhsuz soguk,sanki Türkiyede hiç yaşamamış birisinin elinden çıkmış gibiydi.Evet hislerimde yanılmamıştım.Kişiliginde romanların gibiymiş.Sen bu Türk Milletinin degerleriyle uzaktan ve yakından hiç bir alakan yok.Seni ALLAH a havale ediyorum.)Sayın Özgür Türk bahsettigim Mardan Place evrakları ve delilleri elbetteki vardır Zamanı geldiginde elbetteki ortaya düşecektir.Kısa günün karını bir Türk Atasözümüzle tamamlayalım Mardan Palace Oteli kaz gelecek yerden tavuk esirgememe operasyonudur
(...)
tayfun taş "Kaht-ı rical ve/veya Kanlı ay tutulması?!" kaydınıza yeni bir yorum yaptı:
12 senelik Ak Türkiye ye her baktıgımda aklıma Hisseli Harikalar Kumpanyası gelir İçinde yok yok Her daim alavere dalavere Türk Mehmet göreve Ama son dönem bir acaip şekilde daha şenlendi Sayın Özgür Türkün o keskin zekası ve keskin öngörüsüyle söyledigi AKP AK Partiye karşı olayında kılıçlar tamamen çekilmiş bir pozisyonda ve zannederimki kan akmadanda o kılıç kınına girmez O ağlak bülent yine yaptı yapacagını Bu defa söyledigi söz yenilir yutulur şey degil İ.M.Gökçek üzerinden saraya okkalı bir şamar attı ve tarafını belli etti Geldigi noktada ise durmadı devam etti Zaten sarayda anayasal hakkını başkanlık gibi kullanan bir zaat var zaten dedi Yok alafranga yok alaturka ben zaten hepsine karşıyım (MANDRA FİLOZOFU) dedi Bu adamlar daha önce Türkiyede varmıydı yokda uzaydanmı geldiler merak içindeyim Ne şeref ne ar nede haya İ.M.Gökçeki Ankaranın parsel parsel satmakla suçlarken kendinide temize çıkartmayı ihmal etmedi Ben dedi ölürken ahirete şerefli gidecegim şerefsiz gidecek olanlar kendileri düşünsün dedi Vallahi gözlerim yaşardı Peki sen sütten ak kaşık gibi tertemizsinde adama sormazlarmı Ankara parsel parsel satılırken bu suçun üstünü niye kapattın Bu adamın Ankarayı parsel parsel satarken yeniden seçilmesi için neden çalıştın ona yardım ettin Görevi suistimal ettin Neden yolsuzlugun üstünü kapattın Dikkat ediniz söylediklerim sadece Ankara içindir Diger 80 il söylediklerimin dışındadır İstanbuldan hele hiç bahsetmeyecegim Kendine müntazır sevgili Türkiye halkı ise hala çalıyor ama çalışıyor modundadır Sevgili Türkiye halkına çok sevdikleri AKP ile mutluluklar diliyorum Bir yastıkta kocasınlar Sayın Özgür Türkün Kaht-ı rical ve/veya Kanlı ay tutulması? yazısındaki MHP ile ilgili vaziyet pragrafındaki konusu ermeni bahçeliye bence şamar gibi inmiştir ama anlayana Sayın Özgür Türk yine ufkumuzu açtı Söylenemeyeni söyledi içimizi soguttu Birkes daha huzurlarınızda kendisine teşekkürü bir borç bilirim
...
Metin Balaban dedi ki:
Kaht-ı Rical yenir mi?
Yemezler, tokuz.
Yıl 1983;
23 nisan folklor oynuyoruz,on yaşında.Dönemin kaymakımı,protokol bizi izliyor.Dikkat ettim beni izliyor.Oyun bitti yerimize geçtik.Öğretmenimi çağırmış"bu çocuğun elbiseleri otantik galiba"demiş.Evet memlekette meşhur Dedem (Aççan Dayı) sandığından çıkarıp vermişti folklor elbiselerimi.Kaymakamın bilmesine şaşırmıştım.
Yıl 2015.18 Mart kutluyoruz.Askerlerimizin o dönem yediği bulgur çorbasını dağıtması için iki asker kıyafetli öğrenci hazırlamakla görevlendirildim.Eski tip asker elbisesi aradık taradık,bit pazarında bş.çvş. üst üniforma aldık.Alt kısma Haki yeşil pantolon uydurduk.İki de şapka.Dizdik gençleri.Tören başladı,kaymakam geldi eyvah dedim;renk farkını çakmasa..nerdee.Adam bi de fotoğraf çekindi "askerlerim"le.Bütün protokol sıraya geçti,kaymakama mutabaat.Üstelik bir de teşekkürlerini göndermiş...nereden nereye...
...
VAZİYET
Haber şu:
Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, İran ile nükleer müzakereleri İsviçre Alpleri'nin tepesine tırmanmaya benzeterek, "10-12 yıllık görüşmelerin ardından oyunun sonuna yaklaştık" dedi.
KontrHABER şu:
İran çok sert: Erdoğan buraya gelmesin
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu Başkanvekili Mansur Hakikatpur, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde İran’a yapmayı planladığı ziyaretin iptal edilmesini istedi.
İran merkezli Tasnim Haber Ajansı’na konuşan Hakikatpur, “Erdoğan’ın İran karşıtı sözlerinin ardından Tahran’a yapacağı ziyaretin her hangi bir getirisi olmayacak bu yüzden bu sefere ertelenmeli” diye konuştu.
Yorum şu:
Cemaat’in yeni çıkacak gazetesi Meydan'ın kadrosunda Yılmaz Odabaşı da olacak.
Almanya'da Aşağı Saksonya Eyalet Meclisi'nin Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin kaldırılmasını oy birliğiyle kabul etmesi hakkında konuşan Yeşiller Partisi Aşağı Saksonya Eyaleti Milletvekili Belit Onay, "Aile birleşimi noktasında devam eden vizelerin kaldırılması tartışmaları bu son kararla birlikte bütün Türk vatandaşlarına vizelerin kaldırılması noktasına gelmiş oldu" dedi.
...
Ve...
Son olarak...
DURUM
Çankaya kor'düğümü?!
Bir çuval "bulgur" gibiyiz.
Bir avuç'umuz "asker" olmuşuz.
Bir avuç'umuz "jandarma"!
Bir avuç'umuz "polis"!
Bir avuç'umuz "istihbaratçı"!
Bir avuç'umuz "gazeteci" medyacı, PR'cı, reklam'cı.
Bir avuç'umuz "bürokrat", "yüksek bürokrat".
Bir avuç'umuz "işadamı", avukat, öğretmen.
Bir avuç'umuz "serbest meslek" sahibi.
Bir avuç'umuz "ziraatçi", ekici.
Onun için diyoruz ki, vatan'ı sevmenin, vatan'a sahip çıkmanın mesleği olmaz!
Milyon'da 1'iz, Atatürk Türkiyesi'nin yol'una baş koymuş milyon'lardan 1'isiyiz!
Hepimiz Neo Mustafa Kemal'iz, Akif'iz.
Her daim omuz omuza!
İMECE.
Demem o ki:
"Kaht-ı Rical" demek, 'devlet adam'ı yoksunluğu demek.
2007'de de adam çoktu; ne var ki, "yönlendirilen devlet network'ü" (MİT) üzerinden ters ayak'ta saflaştırdılar.
Operasyon narko'ya, ticani'ye yapılacakken, operasyon'a uğrayan TSK oldu, "Laik, çağdaş Türkiye" oldu, Atatürk Türkiyesi oldu!
Stratejik Akılsız" baş'ın derdini ayak'lar çekermiş bu mana!
PKK kumpas'ta "tanık" olurken, Bahçeli, Kılıçdaroğlu, Destici'giller kendilerini kullandırtmadı!
Merkez medya her yön'e haz'sal tarife, gaz aldılar gaz verdiler, kend bindikleri laik dal'ı kestiler.
Kazan kazancılar için ne büyük başarı.
Demem şu ki:
2015 güncesi.
Suriye, Suriye'de olmayan kalite ve yükseklikte bir adam'ı devlet başkanlığı'na çıkartabilir mi ve/veya çıkartsa ne olur, Şam / Paris olur mu?!
Saddam sonrası Irak'a demokrasi gelmedi ise sebep çuval'daki bulgur / pirinç taneleri ve/veya Barzani üzerinden Irak'ın kuzey'ine demokrasi geldi ise hangi demokrasi?!
Kaddafi sonrası Libya'ya demokrasi mi geldi yoksa Kaddafi'yi aratan bir vandal'izim mi?!
Esad'a karşı olanlar, "zulm'e uğradık" diyenler Türkiye'nin dörtbir yanında!
İyisi var kötüsü var, katkı'ya muhtaç olanı var.
Esad'ın başkanlık makamı o tapografik tablo'nun ya da sosyo matematik'in bileşkesi.
Üniter yapı'ya, Laik Türkiye'ye silah çeken siyasal kürt hareketi'ndeki insan kalitesi de ortada: Barzani, Öcalan, Demirtaş, Zana vb.
Hepsi de Londra'ya Paris'e Cumhurbaşkanı olacak kalite'de!
Siyasal Türk hareketi'nin baş'ları da ortada, Bahçeli, Destici.
İngiliz Kraliçesi'nin gizli (açık) servis'i dürtmeden kafaları çalışmayan, eylem'e geçemeyen eylemsizler tayf'ı!
Oysaki Türk olmak demek, madde'den bağımsız adalet, cesaret, feraset sahibi olmak demek.
Siyasal laik elit ayrı bir alem ya da Paris'te, Londra'daki beyaz yakalı tayfa'dan farklı değiller, o yüzden Londra, Paris diken üstünde!
O zaman sorun nerede?!
Elcevap:
Sorun şurada:
Kürt'e kürt olduğu için karşı değiliz, vatan'ı bölmek parçalamak isteyen adres'lerin taşeron'u olduğu için PKK'ya karşı'yız!
Kürt ile PKK'yı ayırmak elzem ve/veya kart kurt diyen NATO kafa mit'sel kafa!
PKK içinde, eleştiri serbest ise "hoşgörü" varsa demokratlıkları'nın boyut'unu görmek isteriz! Kaç saf vatandaş'ımız "ajan" diye infaz edilmedi mi, "narko oyun"u bozmasın diye.
Nerede kürt sosyalist demokratlar?!
Gülen Camia içinde "eleştiri yok" ama her ne ise Gülen'gil tayfanın tamamı demokrat, ne zaman demokrat olduklarını hatırlıyorlar, Atatürk Türkiyesi'ni yerden yere vururken değil mi?!
"Bize dokunamazsınız biz demokrat'ız!"
BOP'un rengarenk taşeronları!
Nüans'lar her daim önemli!
Demokrasi'den bahsedenlerin de "demokrat" olması gerekmez mi?!
Şöyle örnekleyelim kafa türban'lı, içi oynak, aşüfte!
Gülen'gillerin durum'u bu vaziyet!!
"Bizde eleştiri kültürü yok" diyen F'camia ve/veya "Diğer elimizde silah var ise ne var bunda bizler de demokratız, TSK darbeci, askerler katil silah bıraksınlar" diyenler, "uyuşturucu" ile demokrasi yanyana olur diyenler omuz omuz'a saflaştı ise aynaya bakması gereken biz'ler değil, onlarla iş tutanlar!
"Dersim Kemal" dahi bugün ağlayarak "nasıl okuduğunu" anlatıyorsa, anlaması gereken birinci husus, laik'lik diye bir hassasiyetimiz var, laik olmadan okunmuş olsa dahi "adam" olmak "medeni" olmak mümkün değil!
Hırsız'ın yağmacının hain'in partisi olmaz, ideolojisi olsa da narko siyasal kürt hareketi'nin hali ortada.
Laik Cumhuriyet'ten Dersim'in, 1909'un rövanş'ını almak isteyenler ne kadar medeni, sorusuna bakmak elzem!
Pembe pantalonlu liberaller bir de bunu sorgulasınlar!
Davutoğlu'nun baş'ını çektiği "Arap Baharı"nda bu coğrafyaya demokrasi değil de, kan, gözyaşı, barut kokusu yeniden gelmiş ise sebep, "mostralık" demokrasi arzusu'dur.
"Paris'te Aşk" filmdir, şartlar bir sokak ötesinde değişir.
Sözün özü:
İmparatorluk bakiyesi bu devlet Kürt'lerin de, Çerkez'lerin de, Aleviler'in de, Çingeneler'in de devleti!
Kimlerin devlet'i değil, arif'e tarif yersiz!
İzmir'den Barzan'a selam çakanların yeri Erbil şöyle alalım.
Ekmek yediği kaba pisleyen biraz da barzan'gillerin kabına pislesin!
İstanbul'dan, TBMM'den Kandil'e selam çakanları, Hakkari'den öteye alalım!
Habur'dan sınır dışı!
Pensilvanya'dan Türkiye'yi yönetmeye, karıştırmaya kalkanları İzmir Limanı'ndan Londra'ya, ABD'ye yolcu etmek mümkün!
Netice:
Kaht-ı rical.
İngiliz Kraliçesi'nden çok istese de İsrail'e Cumhurbaşkanı olmaz!
Rusya Devlet Başkanı'ndan ABD'ye Başkan olmaz, ABD Başkanı istese de Rusya ya da Çin'i yönetemez!
Demokrasi aynı zamanda yerel tad'lara hakim olmak, yaşadığı coğrafyanın vücud dili'ni taşımak, yönetmek demek!
Burası Hollanda değil, erkek erkeğe beşik kertmesi birileri çok istese de olmaz!
Almanya, "devlet disiplini"ni terk edip, İngiliz ya da Fransız kıyafet'i ile dolaşmaya kalksa, Avrupa çoktan Afrika'nın işgali altındaydı!
İran Cumhurbaşkanı çok dil bilse de Vatikan'a Papa olabilir mi ve/veya BOP kapsamında renkli kamuoyu kalkışmaları üzerinden çok istense de Vatikan'a demokrasi gelir mi?!
Türkiye'de TSK'yı, Atatürk'ü, laik devlet'i sorgulayanlar neden Vatikan'daki Papa'nın seçilme yöntemini sorgulamaz?!
Baca tütene kadar ne mana, bizde eskiden pompalı gaz ocak'ları vardı, anlayan anladı.
İran ile İsrail arasında devlet başkanı değiş tokuş'u yapılsa "kıyafet" dışında yönetme tarz'ı değişir mi?!
Biri asıyor, diğeri MOSSAD üzerinden "infaz" ediyor!
Hangi demokrasi?!
Gülen'e mi karşıyız yoksa Gülen üzerinden yön'lendirilen cemaat'e mi karşıyız!?
Fetullah Gülen'e karşı olmak Müslüman'a karşı olmak olsaydı, Allah'a gerek yoktu, CIA çoktan "Tanrı" olmuştu.
Sistem "Şeytan"ın emrinde!
Allah'ın verdiği aklı kullanmadıktan sonra, itimat kontrole mani değildir deyip kontrol etmedikten sonra...
Papa ve/veya İngiliz Kraliçesi "gizli" değil "açık"tan Sünni Müslümanlar'ın "Halife"si olmuştu!
Tevhid / Teslis farkı!?
Dün Çanakkale'yi geçemeyenler bugün f'ticani, pkk üzerinden geçmeye çalışıyor ise truva atları'na aldanmamak elzem.
Ezcümle:
Kaht-ı rical, 2015 real -politik?!
Türkiye Cumhuriyeti, ayağı yere basmayan mütareke basın'ının yazdığı gibi bir Cumhurbaşkanı arayışı içinde değil!
Devlet denilen yapılanma, istihbari bir yapılanmadır.
İstihbarat demek, beş duyu organı artı 6. his'sin doğru ve sürekli çalışması demek.
Ortak akıl!?
Aynı zamanda devlet, "Ordu" nasıl örgütlenmiş ise benzer şekilde rütbe'lendirilmiş, paye'lendirilmiştir.
Cumhurbaşkanı'nın rütbesi "Başkumandan" olarak eşlendiğine göre anlaşılması gereken husus şudur:
1. Neo II. Dünya Savaş'ında, "Çankaya'da nasıl bir vücud dili, duruş olmalı ki, Türkiye'yi savaş'ın dışında tutsun, İsrail / İran makas'ından hasar almadan çıkarsın!?"
2. Siyaseten üç'e ayrılmış Türkiye'yi hangi "üst akıl" üzerinden biraraya toplamak mümkün ve/veya enerji bazlı dünyalar savaş'ında aranan sulh'ün matematiğini hangi 1 numara tercihi üzerinden üretmek mümkün?!
3. Yönlendirilen Devlet'in iradesi üzerinden Çankaya'ya çıkartılan Gül'ün döneminde yaşananlar ortadayken, F'muz, pkk, barzan kabuğu ortada, so what?! Aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuç'lar elde etmek mümkün mü, ha "Hasan Kel" ha "Kel Hasan"?!
Yani?!
Negatif anlamda "Elitist", içinden çıktığı yapıyı beğenmeyen bürokratik yapılanmanın dişlileri arasındaki tip'ler de bu toprakların ürünü!
Ne var ki, "okumuş beyaz yakalı" medeni olmayı İngiliz ya da Fransız'a öykünmek olarak anlamış olmasa, ahali ile arasında bu kadar uçurum olmazdı.
Ne diyor Gazi, medeni devletler seviyesi aşılmalı!
Ne diyor Akif, medeniyet dediğin tek diş'i kalmış canavar, BOP'taki performansları ortada!
Millet'ine tepe'den bakan yöneticileri atayan sivil - asker fark etmez, NATO ya da Batı Roma link'i bugün güven'de değil ise sebepsiz değil!
Çok yazdık, Frankofon'un ne buraya ne de Paris'e faydası olmadığı görüldü.
Turko Alman'ların Alman'dan daha materyalist olduğunu gördük kaydettik.
Kula kulluk eden Müslümanlar'ın akibetleri ortada!
Her biri kendi başına bir değer olsa da, tuz "tuz"dur, şeker "şeker", "limon" limon.
Michael Jackson beyaz'laşmaya kalktı ne oldu?!
"Üstün Irk fantazileri "nazi"lerin, "Üstün İnsan" gazlaması ise Siyonizm'in davası!
BOP'ta aç, açıktaki insan'a sahip çıkmak varken, başını kıçını başkasına benzemek için kesip biçtirenler, milyarlarca dolar diyet programına para basanlar, hangi çağ'ın ürünü?!
Neo Klu Klux Klan'cılar.
En hakiki beyaz olma yarışı, "Açlık Oyunları"nda bu ırk'ın halleri anlatılmıyor mu?!
Bazı Hintliler, İngiliz'den de daha İngiliz oldu, netice değişti mi, mütercim aydın, sömürge aydın olmaktan kurtulabildiler mi?!
Bir dönem Atatürkçü olmayı "çok iyi İngilizce" ya da "Fransızca konuşmak" zannedenler olmadı mı, dil üzerinden, kıyafet üzerinden medeniyet, çağdaşlık sorgulaması yapılmadı mı?!
İngilizceyi bizim laz'lar gibi konuşsan ne olacak, paran olduktan sonra aksan kötü diyen çıkar mı?!
Sabancı'nın Türkçesi malum, Ali Ağaoğlu'yu adam yerine koymuş ise malum medya para'sındandır, Türkçesi'nden değil!
Silivri'de toplanan milyon'da 1'lere tepeden bakanlar, "işimizde gücümüzdeyiz" diyenler bugün korku içinde ise koca kayaları tutan her daim 'küçücük taş'lardır, conta'nın işi sızdırmamaktır.
Çankaya üzerinden çatılacak "kilit taşı" bu mana!
Nüans?!
Akademik yeterlilik olarak birçok aday çıkabilir ama Gordion Düğümü''nü çözecek 1 numara aranıyor, fark burada!
Sorun çözmek demek, kaç değişkene ne kadar süre ile hakim'sin sorusuna "çok değişkenli" real - politik üzerinden cevap vermek demek!
Rusya'dan ABD'ye, İsrail'den İran'a, Vatikan'dan İngiltere'ye, Çin'den Almanya'ya değişkenleri yönetmek demek.
Bir nevi rüzgar'ların efendisi olmak, rüzgar'kesen,dalga'kıran olmak olmak!
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir."
Gazi (1930)
Arif'e tarif yersiz.
“Yurtta sulh cihanda sulh!”
Başkumandan Mareşal Mustafa Kemal Atatürk
Efendilik'in matematiği.
Ve/veya yurtta savaş, iç savaş, cihan'da savaş, anadolu bataklık, avrupa cephe, enerji boru hatları alaman kavalı bu mana!
Cesaret'in, yiğitliğin er meydanı!
Neo Mustafa Kemal'e ihtiyaç var mı?!
Soru yersiz.
Hepimiz Mustafa Kemal'iz.
Milyon'da 1'iz.
Atatürk Türkiyesi'nin yol'una baş koymuş milyon'lardan 1'isiyiz!
Süreç herkes'in anladığı dil'den konuşuyor.
Un var, yağ var, şeker var, şimdi sıra 'Helvacı'nın helva'yı karması gelmiş ise düşen bir çizgi yeniden yükseliyor, bu mana.
Nokta.
28 Mart 2015
Hayrullah Mahmud ÖZGÜR,
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder