Mehmet Ali KUMBUZOĞLU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mehmet Ali KUMBUZOĞLU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ağustos 2018 Perşembe

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 3

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 3


4. DÜNYADA BAŞKANLIK SİSTEMİ

Yukarıda bahsedildiği üzere 1990’larda alevlenen ve başkanlık sisteminin
sakıncaları yönünde ağırlık kazanan akademik değerlendirmelere karşılık
dünyada başkanlığın yaygınlaşması yönünde siyasi gelişmelere tanık
olunmuştur. Arjantin’de başkan tarafından atanan bir komisyon, hükümet
sistemlerini çalıştıktan sonra parlamenter sisteme doğru bir geçişi
tavsiye ederken siyasetçiler bu tavsiyeye itibar etmemişlerdir. Benzer
öneriler Şili’de de tartışılmış ancak kabul görmemiştir. Brezilya’da 1993’te
hükumet sistemi olarak parlamentarizmi öneren halk oylaması sonucunda
seçmen başkanlık sisteminde kalma yönünde tercihte bulunmuştur.53
Latin Amerika ülkeleri parlamenter sistemi tercih etmemekle birlikte
bu sistemin bir özelliği olan hükumetin parlamentonun güvenoyuna
bağlanması yönünde anayasal bazı değişiklikler yapmışlardır. Ancak
buradaki hükUmet ile kastedilen başkanın atadığı kabinedir ve kabine
üyelerinin parlamento tarafından güvensizlik oyuyla düşürülmesi
uygulamasına giden ülkeler olmuştur. 20’nci yüzyılın başında Şili’de
görülen bu uygulamaya, Ekvador, Uruguay ve Peru’da daha yakın dönemde
geçilmiştir.54  
Arjantin de 1994 Anayasa değişikliğiyle başbakanlık kurumunu oluşturmuştur. Venezuela 1999’da benzer bir düzenleme getirmiştir. Peru’nun 1993 Anayasası da başbakanlık kurumunu devam ettirmiştir. Bu başbakanlar anayasal olarak kabinenin başkanıdırlar ve parlamento tarafından görevden alınabilirler. Ancak görevden alınmaları için gerekli oy oranı parlamenter sistemlere göre daha yüksek tutulmuştur.55
Komünizm sonrası demokrasiye geçen Doğu Avrupa ülkelerinde kabul
edilen yeni demokratik anayasalarda halk tarafından seçilmiş güçlü bir
başkan tercihi ön plana çıkmıştır. Polonya, Bulgaristan, Romanya, Litvanya,
Hırvatistan, Sırbistan, Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve özellikle Rusya’da
başkanlar, kendi anayasal düzenlemelerindeki çeşitliliklere rağmen siyasi
sistemin merkezi unsurları arasına girmişlerdir. Bu ülkeler, yarı-başkanlık
olarak adlandırılmakla birlikte yarı-başkanlığın prototipi olan Fransa’ya
göre başkanlarını daha farklı yetkilerle güçlendirmişlerdir. Bu ülkelerde
başkan başbakanı göreve atamakta ve görevden alabilmektedir. Başkana,
parlamento tarafından aşılması zor veto yetkisi verilmektedir. Başkanın
kanun hükmünde kararnameler çıkarma yetkisi bulunmaktadır. Bu kritik
yetkiler, adı “yarı-başkanlık” olan bu hükümetleri başkanlık sistemine
yaklaştırmış, başkanı siyasetin esas figürü haline getirmiştir.56
Orta Asya ülkeleri de başkanlık sistemini tercih etmişlerdir. Bu
ülkelerdeki başkanların hepsi kabineyi oluşturma ve görevden alma
yetkisine sahipken, parlamentolara kabine üyelerini düşürme yetkisi
verilmemiştir. Diğer taraftan Tacikistan dışında tüm ülkelerde başkanlara
parlamentoları feshetme yetkisi verilmiştir. Başkanlar güçlü veto
yetkilerine ve kanun hükmünde kararname çıkarma yetkilerine de
sahip kılınmıştır. Başkanların kısmi veto yetkileri olmamakla birlikte
parlamentoların zayıf konumda oluşu bu yetkiyi gereksiz hale getirmiştir.
2006’dan sonra Kırgızistan, başkanın yetkilerini sınırlama yönünde
anayasal değişiklikler yapmıştır.57

Güney Kore, Tayvan, Filipinler ve Endonezya gibi Asya-pasifik
ülkelerinde otoriter yönetimlerin ardından 1980’in sonlarında ve
1990’lı yıllar boyunca güçlü başkanların öne çıktığı hükümet sistemleri
benimsenmiştir. Aynı dönem boyunca Benin, Burundi, Fildişi Sahili,
Gana, Kenya, Malavi, Namibya, Nijerya ve Sierra Leone gibi Afrika
ülkelerinde demokratik başkanlık sistemlerine geçiş süreci yaşanmıştır.
Günümüzde başkanlık sisteminin bulunduğu yerler ABD, Latin Amerika,
eski Sovyetler Birliği’nden ayrılan ülkeler ile Asya ve Afrika’nın bir
kısmından oluşmaktadır.58
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana (1946)59 başkanlık sistemini uygulamış ve uygulamakta olan ülkeler şunlardır:60

TABLO 1





TABLO 2





Robert Elgie, bu ülkelere Afganistan, Angola, Maldivler, Paraguay,
Singapur, Sudan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ı eklemektedir.65

5. SONUÇ
Başkanlık sistemi, genel kabul gören tanımıyla, halk tarafından sabit
bir süre için seçilen başkanın hem yürütme organının hem de devletin
başı olarak görev yaptığı; yasama ve yürütme organlarının birbirinin
görevine son veremediği hükümet sistemdir. İlk defa ABD’nin uyguladığı
ve günümüze kadar başarıyla sürdürdüğü bu sistemi, Latin Amerika
ülkeleri başta olmak üzere Asya ve Afrika’da çeşitli ülkeler benimsemiştir.
Başkanlık sistemi demokratik düzenin iyi işlemesi açısından yürütmenin iki başlı olduğu diğer hükümet sistemleriyle kıyas konusu edilmekte, çeşitli avantaj ve dezavantajlarla birlikte değerlendirilmektedir.
Hükümetin sabit/katı görev süresi, bir taraftan istikrarlı yönetimin
formülü olarak öne çıkarılırken diğer taraftan yasama yürütme arasında
kilitlenme nedeni olarak gösterilebilmektedir.
Literatürdeki genel yaklaşıma göre, başkanlık sisteminin diğer
sistemler gibi güçlü ve zayıf yönleri bulunmaktadır. Bunlardan hangisinin
öne çıkacağını ise her ülkenin kendi siyasal, sosyal ve ekonomik koşulları
belirlemektedir. Başkanlık sistemi ABD’de güçlü yönleriyle kendini
gösterirken, Latin Amerika’da zayıf yönleriyle gündeme gelmektedir.
Benzer şekilde parlamenter sistemin İngiltere örneği güçlü yönleriyle
ortaya çıkarken, Doğu Avrupa örnekleri sistemin olumsuz yönlerinden

etkilenmektedir.

KAYNAKÇA

Abdulkadirov, Sherzod. “The Failure of Presidentialism in Central Asia.” Asian
Journal of Political Science, (Aralık 2009), s. 285-298.
Ataöv, Türkkaya. Federasyon, Başkanlık, Yarı-Başkanlık. İstanbul: Destek Yayınevi, 2011.
Atay, Ender Ethem. “Yarı-Başkanlık Rejimi ve Özellikle Fransa Örneği”, Kamu
Hukuku Arşivi, Haziran 1999, http://www.akader.info/KHUKA/index.htm,
Erişim: 28.01.2011, s.141-167.
Beceren, Ertan ve Gökhan Kalağan.“Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemi;
Türkiye’de Uygulanabilirliği Tartışmaları.” İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Yıl 6, Sayı 11 (Bahar 2007),
http://www.iticu.edu.tr/uploads/Kutuphane/dergi/s11/M00166.pdf,
Erişim: 22.04. 2014, s. 163-181.
Beyaz Saray İnternet Sitesi. “The Executive Branch” http://www.whitehouse.gov/our-government/executive-branch, 
Erişim: 11.04.2014.
Carey, John M. “Presidential versus Parliamentary Government.” Handbook of New Institiutional Economics içinde, C.Menard and M.M. Shirley ed., Netherlands:
2005, http://www.colorado.edu/ibs/eb/alston/psci4028/fall_2010/
Presidential%20versus%20Parliamentary%20Government%20by%20Carey.
pdf, Erişim: 16.07.2012, s. 91-122.
Cheibub, Jose Antonio, Zachary Elkins, ve Tom Ginsburg. “Latin American
Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”, The Law School
the University of Chicago, Public Law and Legal Theory Working Paper, Sayı
361 (Eylül 2011), s. 1-33.
Cheibub, Jose Antonio. Presidentialism, Parliamentarism, and Democracy.
Cambridge: Cambridge University Press, 2007.
CIA Factbook İnternet Sitesi. 
https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/,
Erişim:16.02.2014.
Çam, Esat. Çağdaş Devlet Sistemleri. İstanbul: Der Yayınları, 2000.
Elgie, Robert. “List of presidential, parliamentary and other countries”,
http://www.semipresidentialism.com/?p=195, Erişim: 22.04.2014.
Erdoğan, Mustafa. “Başkanlık Sistemi ve Halk Korkusu” Sabah Gazetesi, 24.04.2010.
____ . Anayasa Hukuku. Ankara: Orion Yayınevi, 2007.
Eren, Emrah Karaca. “Başkanlık Sisteminin Faydaları ve Sakıncaları.” Siyaset
içinde, Mümtazer Türköne ed. Ankara: Lotus Yayınevi, 2007.
Eroğul, Cem. Çağdaş Devlet Düzenleri: İngiltere, Amerika, Fransa, Almanya. Ankara: Kırlangıç Yayınevi, 2006.
Fendoğlu, Hasan Tahsin. “Başkanlık Sistemi Tartışmaları”. Stratejik Düşünce

Enstitüsü Analiz, Ankara, 2010.
Freedom House İnternet Sitesi. 
http://www.freedomhouse.org/regions#.U2C3LoF_uCl, 
Erişim:16.02.2014.
Gözler, Kemal. Anayasa Hukukuna Giriş. Bursa: Ekin Basım Yayın Dağıtım, 2007.
Gözübüyük, Şeref. Anayasa Hukuku. Ankara: Turhan Kitabevi, 2007.
İncioğlu, Nihal. “Siyasal Rejimler: Başkanlık, Yarı-Başkanlık ve Seçilmiş Başbakanlık Seçenekleri Türkiye’ye Neler Sunabilir?” Siyasal Rejim Tartışmaları içinde, Nihal İncioğlu ed., Ankara: TESEV Yayınları, 2000, s. 30-33.
Kalaycıoğlu, Ersin. “Siyasal Rejim Tasarımı ve Demokrasi.” Siyasal Rejim
Tartışmaları içinde, Nihal İncioğlu ed., Ankara: TESEV Yayınları, 2000, s.118-
120.
Kuzu, Burhan. “Burhan Kuzu: İstikrar İçin Tek Seçenek”, Bugün Gazetesi,
01.01.2011, http://www.bugun.com.tr/haber-detay/136169-kuzu-istikraricin-
tek-secenek-haberi.aspx, Erişim: 31.01.2012.
____ . Türkiye İçin Başkanlık Sistemi. İstanbul: Fakülteler Matbaası,1997.
Lijphart, Arend. Patterns of Democracy: Government Forms and Performance in
Thirty-Six Countries. New Haven and London: Yale University Press, 1999.
Linz, Juan. “The Perils of Presidentialism.” Journal of Democracy, Cilt 1, Sayı 1
(Winter 1990), http://scholar.harvard.edu/levitsky/files/1.1linz.pdf,
Erişim: 16.07.2012, s. 51-69.
Mainwaring, Scott ve Matthew S. Shugart. “Juan Linz, Presidentialism, and
Democracy: A Critical Appraisal,”Comparative Politics, Cilt 29, Sayı 4 (Temmuz
1997), http://scholar.harvard.edu/levitsky/files/mainwaring_shugart.pdf,
Erişim: 16.07.2012, s. 449-471.
Mainwaring, Scott. “Presidentialism, multiparty systems, and democracy: the
difficult equation”. Working Paper 144, (Eylül 1990), https://correctphilippines.
org/wp-content/uploads/2011/09/Presidentialism-Multiparty-Systemsand-
Democracy.pdf, Erişim: 16.07.2012.
Onar, Erdal. “Türkiye’nin Başkanlık veya Yarı-Başkanlık Sistemine Geçmesi
Düşünülmeli midir?”. Başkanlık Sistemi içinde, Ankara: Türkiye Barolar Birliği
Yayınları, 2005, s. 71-103.
Özbudun, Ergun. “Latin Amerika gibi oluruz”, Vatan Gazetesi,
25.4.2010, http://haber.gazetevatan.com/Haber/301949/1/Gundem,
Erişim: 31.01.2011.
Riggs, Fred W. “Presidentialism versus Parliamentarism: Implications for
Representativeness and Legitimacy”. International Political Science Review,
Cilt 18, Sayı 3 (Temmuz 1997), s. 253-278.
Shugart, Matthew Soberg. “Presidentialism, Parliamentarism, and the Provision
of Collective Goods in Less-Developed Countries.” Constitutional Political

Economy, (10, USA, 1999), s. 53-88.
“Teziç’e göre 5+5 darbeye davetiye” Sabah Gazetesi, 12.05.2007, http://arsiv.sabah.
com.tr/2007/05/12/haber,DC5544CFFB7448A1BE37C2C1E0DA50E2.html,
Erişim: 29.01.2011.
Türköne, Mümtazer. Siyaset. Ankara: Lotus Yayınevi, 2007.
Ukrayna Başkanlık İnternet Sitesi, http://www.president.gov.ua/en/content/
president_history.html,Erişim: 11.04.2014.
Yazıcı, Serap. Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011.
____ . “Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme.” Başkanlık Sistemi içinde, Teoman Ergül ed., Ankara: Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2005, s. 125-144.


BU BÖLÜM DİPNOTLARI:


53 Carey, “Presidential versus Parliamentary Government,” s. 95.
54 Carey, “Presidential versus Parliamentary Government,” s.95.
55 Carey, “Presidential versus Parliamentary Government,” s.96.
56 Carey, “Presidential versus Parliamentary Government,” s. 96.
57 Sherzod Abdulkadirov, “The Failure of Presidentialism in Central Asia,” Asian Journal of Political Science, (Aralık 2009), s. 288.
58 Matthew Soberg Shugart, “Presidentialism, Parliamentarism, and the Provision of Collective Goods in Less-Developed Countries,” Constitutional Political Economy, (10, USA, 1999), s. 60.
59 Cheibub, çalışmasını 1946’dan itibaren başlattığından aynı tarih esas alınmıştır.
60 Bu liste, Jose Antonio Cheibub’ın “Presidentialism, Parliamentarism, and Democracy” adlı kitabındaki bilgilerin, Freedom House ile CIA Factbook 2016 verileriyle güncellenmesi suretiyle oluşturulmuştur.
61 2012’de askeri darbe gerçekleşmiştir.

62 Şu anda parlamenter sistem uygulanmaktadır.
63 İsviçre’nin hükümet sistemini Arend Lijphart parlamenter sisteme daha yakın görmektedir (Arend Lijphart, Patterns of Democracy: Government Forms and Performance in Thirty-Six Countries (New Haven and London: Yale University Press, 1999), s. 106). Ancak parlamento tarafından seçilmiş olsa
da hükümetin parlamento tarafından görevden alınamıyor olması, Cheibub’a göre bu sistemin başkanlık şartını yerine getirmesi anlamına gelmektedir.
64 Freedom House’a göre bu ülke 2006’dan itibaren özgür değildir.
65 Robert Elgie,“List of presidential, parliamentary and other countries”,
http://www.semipresidentialism.com/?p=195, Erişim: 22.04.2014.



4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 2



KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 2



2. BAŞKANLIK SİSTEMİNİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI 

2.1. Avantajları 

Başkanlık sisteminin avantaj ve dezavantajları konusunda iki tarafın
da odaklandığı nokta, bu sistemde yürütmenin katı görev süresi olmuştur.
Başkanlığı savunanlar için bu katılık “hükümet istikrarı”nı, dolayısıyla
siyasi istikrarı sağlayan bir güvencedir. Karşıt görüştekiler içinse
parlamento-başkan uyumsuzluğu veya başkanın başarısız olması halinde
sistemin kendini onarma imkânının bulunmaması anlamına gelmektedir
ki bu durum siyasi krize yol açabilir.21 Linz’in, başkanlık sisteminin
zaaflarına odaklanan yaklaşımına en güçlü karşılık Cheibub’dan gelmiştir.
Cheibub, başkanlık demokrasilerinin çökme sebebinin sistemden değil,
ülkelerin sahip olduğu özelliklerden kaynaklandığını savunmuştur.22

2.1. Avantajları

Başkanlık sisteminin avantajları aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

• İstikrarlı yönetim: Başkanlık sisteminde yürütme organına verilen
sabit görev süresi, istikrarlı hükümetlerin oluşumuna hizmet eder.
Hükümet krizleri yaşanmaz. Parlamenter sistemlere özgü olan ileriyi
görememe ve belirsizlik sorunu yoktur. Hükümet istikrarı toplumsal
istikrara, dolayısıyla demokrasinin sağlamlaşmasına katkıda
bulunur.23
• Güçlü yönetim: Parlamenter sistemde parlamentoya karşı sorumlu
olan başbakanlara göre, başkan, karar alırken daha fazla inisiyatif
kullanabilir. Hızlı karar alabilir ve etkin bir yönetim sağlayabilir.24
Güçlü yürütme güçlü devleti doğurabilir. Oysa parlamenter rejim
uygulamalarında çoğunlukla hükümet, bir taraftan yetkilerini
cumhurbaşkanıyla paylaşıp diğer taraftan parlamentonun baskısı
altında kaldığından, yürütmenin gücü azalmakta ve yönetimde
zafiyet meydana gelmektedir.25
• Daha fazla demokrasi: Başkanlık sisteminin daha fazla demokrasi
sağlayacağına ilişkin temel argümanlar şunlardır:

* Öncelikle seçmenler muhtemel hükümet seçeneklerini baştan
görerek oy verir. Halkın hesap sorma imkânı daha fazladır.26
Sorumlunun teşhisi daha kolay hale gelmekte, halkın yeni seçimde
bu teşhis ışığında isabetli karar verme şansı artmaktadır.27
* Diğer bir argüman, seçmenler için daha fazla seçme imkânı
sağlamasıdır. Yasama organı için bir partinin adaylarını desteklerken
yürütme organının seçiminde başka bir partinin adayını destekleme
fırsatına sahip olurlar.28
* Parlamento üyeleri, hükümetin devamı kaygısı taşımadan yasalar
üzerinde bağımsız karar da verebilirler.29 Aynı şekilde yürütme
organı yasama organını feshetme yetkisine sahip olmadığından
milletvekilleri daha özgür ve vicdani hareket etme imkânına
kavuşurlar.30
* Güçler ayrılığı ve sınırlı iktidar, bireysel özgürlüklerin de garantisi
olmaktadır.31
* Yürütme organının doğrudan halk tarafından seçilmesi daha fazla
demokrasi demektir. Siyasi güç ve yetkiye sahip yürütmenin halk
tarafından doğrudan seçilmesi, ona büyük bir güven, saygınlık ve
meşruiyet sağlar.

2.2. Dezavantajları

Başkanlık sisteminin bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

• Katılık: Yasama organı başkanın varlığını sona erdiremediğinden
yürütme gücünün süresi sabittir.32 Bu durumda bir başkan ne kadar
yeteneksiz olursa olsun görev süresini doldurmadan görevinden
alınamayacaktır.33 Halk desteği veya meşruiyeti tartışmalı hale gelse
de başkan, sabit süresi dolmadan değiştirilemeyecektir. Buna karşılık
çok başarılı bir başkan, yeniden seçilme yasağı olan ülkelerde tekrar
seçilememektedir.34
• Çift meşruiyet: Başkanlık sistemlerinde yasama ile yürütme iki
rakip gibi meşruiyet iddiasında bulunabilmektedir. Bu, her iki
organın halk tarafından seçilmesinin doğal sonucudur. Özellikle
parti sayısının çok olduğu veya ideolojik ayrımların derin olduğu
başkanlık sistemlerinde bu iki gücün izlenecek politikalar üzerinde
çatışma içine girmesi ihtimali güçlenmektedir.35 Her iki organın
birbirinden bağımsız olması ve birbirinin yaşayabilirliği üzerinde
herhangi bir yetkiye sahip olmaması uzlaşmayı çok zorlaştırabilir.36
• Sıfır toplamlı oyun: Yürütme gücü üzerinde yaşanan başkanlık yarışı,
kazanan adaya yürütme gücünün tamamını sunarken, kaybeden
adayın yönetim sürecindeki etkinliğini sıfırlar. Ya hep ya hiç oyunu
söz konusudur. Kazanan aday bir sonraki seçime kadar yürütme
gücünü tek başına kontrol edecektir.37
• Başkanlık sistemlerinin siyasi üslubu: Kazananın her şeyi aldığı,
kaybedenin her şeyi kaybettiği bir sıfır toplamlı oyunda uzlaşmaya
değil kutuplaşmaya teşvik eden faktörler ön plana çıkmaktadır.38
Gelecek başkanlık seçimine kadar iktidarını koruyacağından
emin olan başkan, gerek muhalefetin gerekse seçmen kitlesinin
taleplerine karşı duyarsız hale gelebilir. Yetkilerinin temelinde
plebisitçi unsurlar bulunan başkan, tüm halkın temsilcisi olduğu
inancına kapılabilir. Kendi politikalarını halk iradesinin yansıması
olarak görürken, muhaliflerin politikalarını dar çıkarların bencil
planları olarak tanımlayabilir.39

3. TARİHİ VE SİYASİ ARKA PLAN

Başkanlık sistemi, ilk defa en eski yazılı anayasa olarak kabul edilen
1787 tarihli ABD Anayasası ile kabul edilmiş ve hayata geçirilmiştir.
Bu sistem, parlamenter sistemden tamamen farklı olarak, tarihi bir
gelişmenin ürünü olmayıp 1787’de Filadelfiya’da toplanan Kurucu
Meclisin görüşmeleri sonucunda oluşturulmuştur.40
Başkanlık hükümeti (presidential government) kavramını ilk olarak
İngiliz yazarlar Amerikan İç Savaşı’ndan (1861-1865) önce ABD’de oluşan
yeni siyasal düzeni anlatmak için kullanmışlardır. Britanya yönetim
sisteminin tanıtıcılarından olan Walter Bagehot da 1865’te yazdığı “İngiliz
Anayasası” adlı kitabında kendi ülkesi için kullandığı “kabine hükümeti”ne
karşılık ABD hükümetini tanımlamak için aynı kavramı kullanmıştır.
ABD Başkanı Woodrow Wilson ise kitabında “kongre hükümeti” adını
tercih etmiştir.41 Günümüzde ABD hükümet sistemine “başkanlık sistemi”
adı verilmektedir. “Başkan” terimi Avrupa’da ilk kez Fransa’da Beşinci
Cumhuriyet döneminde devlet başkanı için kullanılmıştır. Latin Amerika
ile Afrika ve Asya’nın birçok ülkesinde de demokratik olsun olmasın
devlet yöneticilerine “başkan” adı verilmiştir. 42
ABD’de başkanlık sisteminin oluşumunda, sömürgeci Avrupa’nın
geleneksel monarşik sistemine karşı bir düzen oluşturma düşüncesi
etkili olmuştur. Aynı sebeple, başkana sınırlı bir görev süresi belirlenmiş
ve başkanın yetkileri anayasayla sınırlandırılmıştır.43 1789’da George
Washington ABD’nin ilk başkanı olarak seçilmiştir. Başkanlığın bu ilk
örneği çok geçmeden neredeyse bütün Latin Amerika ülkeleri tarafından
da uygulanmaya başlamıştır:44 
Haiti (1807), 
Paraguay (1813), 
Arjantin (1816), 
Şili (1817), 
Kolombiya (1819), 
Kosta Rika ve Peru (1821),
Meksika (1824), 
Bolivya (1825), 
Venezuela, Ekvador ve Uruguay (1830),
Nikaragua, (1835), 
Guatemala (1839), 
Honduras ve El Salvador (1841) ve

Dominik Cumhuriyeti (1844).45

Riggs’e göre ABD’de “demokratik” cumhuriyete ve başkanlık
sistemine geçmede devletin yeni meşruiyet temelini oluşturma arayışı
etkili olmuştur. Buna göre devletin geleneksel meşruiyet temeli olarak
“kralın kutsal hakkı” yerine anayasal demokrasiler için yeni bir temel
gerekmiştir. Kral yerine halk tarafından bir başkanın seçilmesi bu yeni
temel için uygun bir çözüm olmuştur. Diğer bir deyişle “halk egemenliği”,
devlet otoritesinin yeni meşruiyet kaynağı olmuştur.46 Ancak başkanlık
sisteminin kurucuları halkoyuna dayanan bir otoritenin doğruluğundan
ya da güvenilirliğinden emin değildiler. Halkın doğrudan seçeceği kişi,
azınlıkları özellikle zengin sınıfı baskı altına almak isteyecek bir demagog
olabilirdi. Böyle bir riskten sakınmak için “seçiciler kurulu” oluşturulmuş
ve bu seçiciler kurulunun, başkanı seçmesi yolu benimsenmiştir. Seçiciler
kurulu üyelerinin eyalet valileri tarafından atanması öngörülmüştü.
Seçimle ilgili malvarlığı koşulları ile bu seçiciler kurulunun muhafazakâr
ve zengin kişiler olması amacı güdülmüştür.47 Böylece başkanın doğrudan
halk tarafından belirlenmesinin yaratacağı “tehlike” bertaraf edilmiş oluyordu.

Benzer kaygılarla sistemin kurucularından bazıları Amerikan
monarşisini kurmayı düşünmüş; ancak kabul görmeyeceğini anlayınca
başkanların ömür boyu görev yapmasını önermişlerdir. Otoriterlik kaygısı
altında bundan da vazgeçilmiş ve nihayet başkanın her dört yılda bir
seçilmesi tercih edilmiş fakat yeniden seçilmeye bir sınır konmamıştır.48
1951’de Anayasa’da yapılan 22’nci değişiklikle başkanların yeniden
seçilmelerine bir sınır konmuş ve en fazla iki dönem seçilme kuralı
getirilmiştir.49

Cheibub’a göre Latin Amerika ülkelerinde başkanlık sisteminin tercih
edilmesinin nedeni muhtemelen o dönem böyle bir modelin mevcut
olmasıdır. Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlıklarını elde etmeleriyle
birlikte karşılaştıkları sorun ABD’nin yaşadığı sorunla aynıydı: Kralın
başta olmayacağı bir yönetim oluşturmak. O dönemde parlamenter sistem

henüz belirginleşmemişti ve o günkü haliyle monarşilerin bulunduğu ülkelerde ortaya çıkmaya başlıyordu. Bu ülkelerde kralla aristokratların pazarlıkları sonucunda parlamenter anayasalar oluşmaktaydı. Latin Amerika ülkelerinde ise ilk hükümetler monarşiden gelmekteydi. Bu yüzden 19. yüzyılın başında bu ülkelerde anayasalar oluşturulurken seçenekler parlamenter-başkanlık şeklinde değildi.50 Tercih yapılacak seçenekler monarşi veya cumhuriyet şeklindeydi. O dönemde ABD hem en başarılı cumhuriyet rejimini temsil ediyor hem de kendileriyle aynı koşullardan çıkmış görünüyordu. Dolayısıyla bu ülkeler için başkanlık sisteminin benimsenmesi doğal bir sonuç olmuştur. 51

Bu ülkeler başkanlık sistemini anayasalarına işlerken ABD başkanlık
modelini tüm özellikleriyle taklit etmemiş, sistemin tali özelliklerini
kendilerince değiştirmişlerdir. Yine başkanlık sistemi, bu ülkelerin
anayasalarına işledikleri gibi kalmamış, sistem üzerinde zaman
içerisinde değişiklikler yapmışlardır. Dolayısıyla ABD dışındaki başkanlık
sistemlerinin kurgusu ülke sayısı kadar çeşitlilik kazanmıştır. Bununla
birlikte başkanlık sistemine özelliğini veren yapı korunmuş ve günümüze
kadar (darbelerle meydana gelen kesintiler hariç) devam ettirilmiştir.52


BU BÖLÜM DİPNOTLARI;


21 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 92.
22 Cheibub, Presidentialism, Parliamentarism, and Democracy, s. 2.
23 Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, s. 52.
24 Mümtazer Türköne, Siyaset (Ankara: Lotus Yayınevi, 2007), s. 163.
25 Emrah Karaca Eren, “Başkanlık Sisteminin Faydaları ve Sakıncaları,” Siyaset içinde, Mümtazer Türköne ed. (Ankara: Lotus Yayınevi, 2007), s. 165.
26 Ertan Beceren ve Gökhan Kalağan, “Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemi; Türkiye’de Uygulanabilirliği Tartışmaları,” 
    İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 6, Sayı 11 (Bahar 2007),
     http://www.iticu.edu.tr/uploads/Kutuphane/dergi/s11/M00166.pdf, Erişim: 22.04.2014, s. 167.
27 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 94.
28 Eren, “Başkanlık Sisteminin Faydaları ve Sakıncaları,” s. 165.
29 Beceren ve Kalağan, “Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemi,” s. 167.
30 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 94.
31 Nihal İncioğlu, “Siyasal Rejimler: Başkanlık, Yarı-Başkanlık ve Seçilmiş Başbakanlık Seçenekleri Türkiye’ye Neler Sunabilir?” 
    Siyasal Rejim Tartışmaları içinde (İstanbul: TESEV Yayınları, 2000), s. 30-33.
32 Impeachment, çok sınırlı nedenlerle harekete geçirilebildiğinden, bu mekanizma başkanın görev süresinin sabit olarak tanımlanmasına engel değildir.
33 Linz, “The Perils of Presidentialism,” s. 54.
34 Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, s. 47. 
35 Linz, “The Perils of Presidentialism,” s. 53. 
36 Carey, “Presidential versus Parliamentary Government”, s. 95. 
37 Linz, “The Perils of Presidentialism,” s. 56. 
38 Linz, “The Perils of Presidentialism,” s. 56. 
39 Linz, “The Perils of Presidentialism,” s. 56. 
40 Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi, s. 7.
41 Türkkaya Ataöv, Federasyon, Başkanlık, Yarı-Başkanlık (İstanbul: Destek Yayınevi, 2011), s. 133.
42 Ataöv, Federasyon, Başkanlık, Yarı-Başkanlık, s. 134.
43 Ukrayna Başkanlık İnternet Sitesi, http://www.president.gov.ua/en/content/president_history.html, 
Erişim: 11.04.2014.
44 Cheibub, Elkins ve Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”,s. 5.
45 Ukrayna Başkanlık İnternet Sitesi.
46 Riggs, “Presidentialism versus Parliamentarism: Implications for Representativeness and Legitimacy,” s. 265.
47 Riggs, “Presidentialism versus Parliamentarism: Implications for Representativeness and Legitimacy,” s. 265.
48 Riggs, “Presidentialism versus Parliamentarism: Implications for Representativeness and Legitimacy”, s. 266.
49 “The Executive Branch”, Beyaz Saray İnternet Sitesi,
http://www.whitehouse.gov/our-government/executive-branch, 
Erişim: 11.04.2014.
50 Bu seçeneklerle karşı karşıya olma durumu 1960’larda bağımsızlığını kazanan Afrika ülkeleri için geçerliydi.
51 Cheibub, Elkins ve Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”, s. 6.
52 Cheibub, Elkins ve Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”, s. 7.


***

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 1

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI BÖLÜM 1



ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya Örnekleri 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI KARŞILAŞTIRMALI HÜKÜMET SİSTEMLERİ YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ 




ÖNSÖZ

Türkiye’de “hükümet sistemi” tartışmaları esas olarak 1982
Anayasası’nın hazırlık dönemlerinde başlamış, müteakip yıllarda da farklı
vesilelerle zaman zaman gündeme getirilmiştir. Türkiye’nin başkanlık
sistemine geçmesinin gerekli olup olmadığı ekseninde gerçekleşen
tartışmalar son yasama döneminde bir üst seviyeye çıkmış, hem siyaset
alanında hem akademik çevrede artarak devam etmiştir.
Muasır medeniyetler arasındaki yerini almak ve bunun için gerekli
reformları hayata geçirmek gayretinde olan ülkemizde, bu istikamette
yapılacak faaliyetlerin bilimsel verilerle desteklenmesi şarttır. Ekonomik,
siyasal ve toplumsal ilerleme için doğru bilgi, başlıca anahtar olmuştur.
Keza, hükümet sisteminin değiştirilmesi hususundaki tartışmaların da
geniş bir perspektifle, tarihsel tecrübeler ışığında ve başka ülkelerdeki
uygulamalar incelenerek yapılması son derece önemlidir.
Demokratik hükümet sistemlerinden her birinin, kendi içindeki
uygulama farklılıklarıyla birlikte incelenmesi, bu sistemlerin daha
iyi anlaşılması için elzemdir. Dolayısıyla başkanlık, yarı başkanlık ve
parlamenter sistemlerin incelendiği bu tür şümullü çalışmalar konunun
vukufiyetle müzakere edilmesine katkıda bulunacaktır.
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığımız tarafından hazırlanan ve
güncellemesi yapılan “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Parlamenter
Sistem”, “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Yarı-Başkanlık Sistemi”
ve “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Başkanlık Sistemi” başlıklı üç
eserde, parlamenter sistem ile başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinin
dünyadaki önemli örnekleri incelenmektedir. Bu incelemelerde bir
taraftan söz konusu ülkelerin anayasal çerçeveleri tespit edilirken diğer
taraftan bu anayasal organlar arasındaki ilişkiler teferruatlı bir şekilde
tetkik edilmektedir. Çalışmada ele alınan ülkelerin tetkiki, mevzubahis
hükümet sistemlerinin sadece “tasarlanan” değil, “var olan” resminin
görülebilmesini sağlamaktadır. Böylece incelenen hükümet sistemlerinde,
bir taraftan özellikle yasama ve yürütme organlarının siyasi konumları ve
ağırlıkları görülürken, diğer taraftan bu konum ve ağırlıkları meydana
getiren amillerin takip edilebilmesi imkanı doğmaktadır.
Bu vesileyle, bu kıymetli eserlerin ortaya çıkmasında emeği geçen
herkese teşekkür ediyor, çalışmalarda faydalar sağlamasını temenni
ediyorum.

İsmail KAHRAMAN 
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı 


SUNUŞ

Türkiye’nin mevcut sisteminin niteliği ve olası hükümet sistemi değişikliği çerçevesinde yaşanan kamuoyu tartışmalarına katkı sunmak amacıyla TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı tarafından 2014 ve 2015 yıllarında “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Parlamenter Sistem”, “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Yarı-Başkanlık Sistemi” ve “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Başkanlık Sistemi” isimli üç kitap yayınlanmıştır.

Yasama ve denetim faaliyetlerine ilişkin konu odaklı nesnel
araştırmalar yapmak ve milletvekillerinin talep ettikleri konularda bilgi
ihtiyacını karşılamakla görevli olan Araştırma Hizmetleri Başkanlığı
tarafından hazırlanan bu eserlerde üç hükümet sisteminden toplam 14
ülke incelenmiştir. Söz konusu ülkelerin yasama, yürütme ve yargı erkleri
arasında yetki paylaşımındaki çeşitlilik ve bu erkler arasındaki ilişkilerde
görülen nitelik farklılığı, diğer faktörlerin de dikkate alınması suretiyle,
ortaya konulmuştur. Çalışmalar; ülkeler hakkında genel bilgiler, siyasi
tarih, siyasal sistem, anayasal organlar ve anayasal organlar arasındaki
ilişkiler başlıkları çerçevesinde incelenmiştir.

Günümüzde tekrar gündeme gelen hükümet sistemi tartışmaları,
milletvekillerimizin güncel bilgi ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasına
hizmet etmek amacıyla, söz konusu kitapların güncellenerek tekrar
basılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle TBMM İdari
Teşkilatı olarak söz konusu eserleri yeniden yayınlamak suretiyle sayın
milletvekillerimizin ve kamuoyunun hizmetine sunuyoruz.
Başta TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı çalışanları olmak üzere
bu eserlerin ortaya çıkmasında ve güncellenmesinde emeği geçen herkese
teşekkür ediyor ve kitapların hayırlara vesile olmasını diliyorum.


Mehmet Ali KUMBUZOĞLU 
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri 


BAŞKANLIK SİSTEMİ: TEORİ, PRATİK VE TARTIŞMALAR 

Halit Tunçkaşık
* Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: halittunckasık@tbmm.gov.tr.

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 

Başkanlık sistemi, hem yürütme organının başı hem de devlet başkanı olan başkanın, sabit bir süre için halk tarafından seçildiği ve yasama organının başkanı düşüremediği, başkanın da yasama organını feshedemediği bir sistem olarak tanımlanmaktadır.1
Başkanlık sistemini ilk kez Amerika Birleşik Devletleri (ABD) uygulamış ve günümüze kadar devam ettirmiştir. Bu sistemi başka birçok devlet kopyalamış ve uygulamıştır.

Başkanlık sistemini ayırt etmek için genel kabul görmüş özellikler şunlardır:
Yürütme gücünün tek sahibi olan başkan halk tarafından seçilmektedir.2
Yasama ve yürütme organlarının görev süreleri sabittir.3
Yasama ve yürütme organları birbirinin varlığına son verebilecek hukuki araçlara sahip değildirler.4 
Yürütme organı, yasama organını feshedemez ve yasama organı yürütme organını düşüremez.

John Michael Carey, başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel özelliğin iki devlet organının göreve geliş ve görevde kalma şekli olduğunu vurgular. Parlamenter sistemde halk sadece parlamentoyu seçer; hükümet ondan türer ve ona karşı sorumludur. Parlamenter sistemlerin çoğunda bu bağımlılık karşılıklıdır, yürütmenin de parlamentoyu feshetme ve erken seçime gitme imkânı vardır. Başkanlık sisteminde iki organ (parlamento ve başkan) bağımsız bir şekilde seçilir ve görevde kalmak için ötekinin kabulüne ihtiyaç duymaz. Başkan yürütmenin tek sahibi olup, kabine tamamen kendisine bağlıdır ve ayrıca yasama sürecine ilişkin önemli role sahiptir. Başkanlık sistemindeki başkanların kabineye hâkimiyeti ve yasama sürecine ilişkin rolü, onları, başkanları halk tarafından seçilen parlamenter rejimlerden ayıran önemli bir kriterdir.5

Diğer bir deyişle, tek başına başkanın halk tarafından seçilmesi sistemin “başkanlık” olarak nitelendirilmesini mümkün kılmaz.
Juan Linz, başkanlık sisteminin iki özelliğini öne çıkarır: Birincisi başkanın güçlü demokratik meşruiyet iddiası, ikincisi görev süresinin sabit olmasıdır. Linz başkanların güçlü meşruiyetlerinin yasama organının meşruiyetiyle denklik sağladığını belirterek, ikisinin karşı karşıya gelmesi durumunda sistemin çıkmaza girme ihtimaline dikkat çeker. Linz bu ihtimalin özellikle ABD’den farklı olarak parti disiplini olan ülkelerde yüksek olduğunu savunur. Aynı şekilde başkanın görev süresinin sabit olmasının siyasi sürecin esnekliğini yok ettiğini ve şartların gerektireceği değişikliğe imkân vermediğini belirtir.6

Fred W. Riggs, başkanlık sisteminin farklı bir yönüne değinerek bu sistemde devlet bürokrasisi üzerindeki kontrolün yasama ve yürütme arasında paylaşıldığına dikkat çeker. Riggs’e göre bu durum başkanın kendi atadığı bürokrasi üzerindeki kontrolünü zayıflatmakta, dolayısıyla modern devletin karmaşık işlerini yürütebilmesine sekte vurmaktadır.7 Jose Antonio Cheibub, başkanlık sisteminin ayırt edici özelliklerini sadeleştirir, teke indirger: “Yasamanın yürütmenin görevine son verememesi.” Diğer bir deyişle yürütme organı var olmak için yasamanın desteğine muhtaç değilse bu sistem başkanlık sistemidir. Yasama hükümetin görevine son verebiliyorsa ya parlamenter ya da yarı başkanlık sistemi vardır. Hükumeti görevden alabilen tek organ yasama ise, parlamenter sistemden söz edilir. Şayet hem parlamento hem başkan
(herhangi bir usulle) hükümeti görevden alma yetkisine sahipse yarıbaşkanlık söz konusudur.8

Cheibub’a göre, yaygın görüşe paralel olarak, başkanın doğrudan veya dolaylı olarak halk tarafından seçilmesinin hükümet sistemini tanımlamada bir değeri bulunmamaktadır. Buna göre başkanın doğrudan halk tarafından seçildiği başkanlık ve yarı-başkanlıklar olduğu gibi, başkanın dolaylı olarak seçildiği başkanlıklar ve parlamenter sistemler olabilir.9 Ancak Cheibub, başkanın “dolaylı seçilmesi”nin içine parlamento tarafından seçilmesini de dâhil etmektedir ki bu, pek yaygın bir yaklaşım değildir. Mainwaring ise, başkanın halk tarafından seçilmesini başkanlık sisteminin önemli bir ilkesi olduğunu belirtmekle birlikte istisnai uygulamaların bulunduğunu kabul eder.10

Başkanlık sisteminin ideal tipi ya da orijinal örneği, ABD hükümet sistemidir. Bu nedenle başkanlık sistemine özgü temel kurumlar da bu ülkede oluşmuş ve başka ülkelerde bunlar üzerinde birtakım değişiklikler yapılmıştır. Başkanın halk tarafından seçilmesi ve görevde kalmak için parlamento desteğine muhtaç olmaması sistemin ortak özellikleri olarak diğer ülkelerde de geçerli ilkelerdir.11 Cheibub ve diğerlerine göre, literatürdeki yaygın kanaate aykırı olarak, başkanın parlamentoyu feshedememesi başkanlık sisteminin ortak özelliği olmayıp sadece ABD için sayılması gereken bir özelliktir.

Diğer ortak olmayan (ülkeye göre değişebilen) ve ABD’de geçerli olan özelliklere gelince; başkan kanun yapamaz ve kanun gücünde kararname çıkaramaz. Başkanın resmiyette var olan ancak sınırlı olarak kullanabildiği olağanüstü yetkileri vardır. Başkan resmi olarak kanun önerisinde bulunamaz, fakat veto yetkisi bulunmaktadır. Başkan kabineyi parlamentonun müdahalesi olmaksızın dağıtabilir. Af yetkisine sahiptir.
Başkan en fazla iki dönem art arda seçilebilir (20. yüzyıla kadar bu sınır yoktu). Yasama organının yürütmeyi etkin biçimde denetleme yetkisi vardır.12

Burhan Kuzu, başkanlık sisteminin dayandığı ilkeleri, ABD örneğinden hareketle, üç noktada toplamaktadır. Bunlardan ilki sert kuvvetler ayrılığı, ikincisi yürütmenin yasamaya üstünlüğü, üçüncüsü ise kuvvetlerin birbirini kontrol etmesidir. Kuzu iki organ arasında çıkabilecek uyuşmazlıklara rağmen sistemin işleyebilmesi için kuvvetlerin birbirini kontrolüne ihtiyaç olduğunu vurgular.13 Bu kontrol mekanizması “fren ve denge sistemi” (checks and balances) olarak adlandırılmaktadır.

Kuvvetlerin sert ayrılığıyla da tanımlanan başkanlık sisteminde yasama ve yürütmenin göreve gelişi ve işleyişinde bağımsızlık ilkesi geçerlidir.
Ancak devlet yönetiminde koordinasyon ihtiyacı bulunduğundan bu ayrılığın bir ölçüde dengelenmesi ihtiyacı doğmuştur. Amerikan geleneğinde “fren ve denge” adı verilen bu mekanizma ile iki organa birbirini kısmi olarak kontrol edecek yetkiler verilmiştir ki bu yetkiler şöyle özetlenebilir:14

• Atamalar: Kamu görevlilerini atama yetkisi başkanın elinde olmakla birlikte, bakanlar dâhil önemli atamaların çoğu Senatonun onayına tabidir. Bu nedenle başkan bu atamalarda Senatonun eğilimlerini dikkate almak durumundadır.
• Uluslararası antlaşmaların onaylanması: Dış ilişkileri yürütme ve uluslararası antlaşmaları yapma yetkisi başkan’a aittir. Ancak bu antlaşmalar Senatonun üçte iki çoğunlukla onayına tabi olduğundan başkan Senatonun görüşünü dikkate almak zorundadır.
• Meclis araştırması: Kongre yürütmenin faaliyetleri ile ilgili araştırma yapabilir. Araştırma olumsuz sonuçlansa da başkan üzerinde hukuki bir yaptırım imkânı yoktur. Ancak Kongre’nin “araştırma komisyonları” eliyle kullandığı bu yetki önemli bir denetim mekanizmasıdır.15
• Suçlandırma (Impeachment): Başkanın ve diğer üst düzey kamu görevlilerinin görevden düşürülmesini sağlayan istisnai bir mekanizmadır.16 
   Bu mekanizma ancak anayasada yer alan vatana ihanet, rüşvet gibi sınırlı hukuki nedenlerle işletilebilmektedir. ABD Anayasası’na göre başkan,  başkan yardımcısı ve bütün kamu görevlileri hıyanet, rüşvet ve diğer ağır suçlardan mahkûm olurlarsa görevlerinden uzaklaştırılırlar. 
   Bu fiillerle başkanı suçlama yetkisi Temsilciler Meclisine; yargılama yetkisi Yüksek Mahkeme Başkanı başkanlığında Senatoya aittir.17
• Bütçe: Başkanın bütçesini onaylama yetkisi Kongreye aittir. Kongre bu yetkisini (bütçe hakkı) onaylamama veya bütçeyi kısma yönünde
   kullanabilir.18
• Veto: Bu yetki, başkanın Kongreye karşı kullanabileceği önemli bir yetkidir. Başkan Kongre’nin kabul ettiği kanunları veto edebilir.
   Başkanın veto ettiği kanunun tekrar kabul edilebilmesi için hem Temsilciler Meclisinin hem de Senatonun üçte iki çoğunluğu gereklidir.
• Mesaj: Başkanın doğrudan kanun teklif etme yetkisi yoktur. Ancak, Kongreye “mesaj gönderme yetkisi” vardır. Bunlardan en önemlisi
   “birliğin durumu”na ilişkin olan mesajdır. Başkan bu mesajı her dönem başında Ocak ayında iki meclisin birleşik toplantısında okur. 
   Bu mesajlarla Kongre’nin çıkarması istenen kanunlar telkin edilebilmektedir.19
• Dolaylı kanun önerisi: Başkan kendi partisinden olan Kongre üyelerinden birine bir kanun önerisini parti lideri sıfatıyla yaptırabilir. 
   Böylece uygulamada yasama etkinliklerinin büyük bir kısmı başkanın dolaylı etkisi altında gerçekleşmektedir.20




BU BÖLÜM DİPNOTLARI :

1 Erdal Onar, “Türkiye’nin Başkanlık veya Yarı-Başkanlık Sistemine Geçmesi Düşünülmeli midir?” Başkanlık Sistemi içinde, Teoman Ergül ed. 
   (Ankara: Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2005), s. 72.
2 Serap Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme (İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2011), s. 37; 
   Cheibub’a göre başkanın halk tarafından seçilmesi başkanlığın zorunlu bir şartı değildir. Yasama organlarının başkanı seçmesi başkanlık sistemine engel
   değildir, önemli olan başkanın yani yürütmenin başının yasama organının desteğine muhtaç olmadan sabit süre boyunca görevini sürdürebilmesidir 
    (Jose Antonio Cheibub, Presidentialism, Parliamentarism, and Democracy (Cambridge: Cambridge University Press, 2007), s. 1).
3 Scott Mainwaring ve Matthew S. Shugart, “Juan Linz, Presidentialism, and Democracy: A Critical Appraisal,” Comparative Politics, Cilt 29, Sayı 4 
   (Temmuz 1997),
http://scholar.harvard.edu/levitsky/files/mainwaring_shugart.pdf, Erişim: 16.07.2012, s. 449.
4 Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, s. 37.
5 John M. Carey, “Presidential versus Parliamentary Government,” Handbook of New Institiutional Economics içinde, C.Menard and M.M. Shirley ed. 
   (Netherlands: 2005),
http://www.colorado.edu/ibs/eb/alston/psci4028/fall_2010/Presidential%20versus%20Parliamentary%20Government%20by%20Carey.pdf, 
   Erişim: 16.07.2012, s. 92.
6 Juan Linz, “The Perils of Presidentialism,” Journal of Democracy, Cilt 1, Sayı 1 (Kış 1990),
   http://scholar.harvard.edu/levitsky/files/1.1linz.pdf, Erişim: 16.07.2012, s.53.
7 Fred W. Riggs, “Presidentialism versus Parliamentarism: Implications for Representativeness and Legitimacy,” International Political Science Review, 
   Cilt 18, Sayı 3 (Temmuz 1997), s. 257.
8 Cheibub, Presidentialism, Parliamentarism, and Democracy, s. 34.
9 Arjantin, başkanı doğrudan seçen başkanlık sistemine; Fransa, başkanı doğrudan seçen yarı-başkanlık sistemine; ABD, başkanı dolaylı seçen başkanlık 
   sistemine; Almanya, başkanı dolaylı seçen parlamenter sisteme örnek teşkil eder.
10 Scott Mainwaring, “Presidentialism, multiparty systems, and democracy: the difficult equation”, Working Paper 144 (Eylül 1990), 
    https://correctphilippines.org/wp-content/uploads/2011/09/Presidentialism-Multiparty-Systems-and-Democracy.pdf, Erişim: 16.07.2012, s. 5.
11 Jose Antonio Cheibub, Zachary Elkins ve Tom Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”, 
    The Law School the University of Chicago, Public Law and Legal Theory Working Paper, Sayı 361 (Eylül 2011), s. 8.
12 Cheibub, Elkins ve Ginsburg, “Latin American Presidentialism in Comparative and Historical Perspective”,s. 8.
13 Burhan Kuzu, Türkiye İçin Başkanlık Sistemi (İstanbul: Fakülteler Matbaası,1997), s. 16.
14 Mustafa Erdoğan, Anayasa Hukuku (Ankara: Orion Yayınevi, 2007), s. 18.
15 Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş (Bursa: Ekin Basım Yayın Dağıtım, 2007), s. 94.
16 ABD’de şimdiye kadar impeachment usulüyle herhangi bir başkan görevden alınmamıştır.
17 Şili, Brezilya, Arjantin, Venezuela gibi Güney Amerika ülkelerinde impeachment mekanizmasının dayandırıldığı suçlar ve prosedür hakkında bkz. 
Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, s. 40-41.
18 Kongre çoğunluğu başkanın partisinden oluşmuyorsa özellikle Senatoda başkana karşı onaylama işlemlerinde yıpratma davranışı benimsenebilmektedir 
(Esat Çam, Çağdaş Devlet Sistemleri (İstanbul: Der Yayınları, 2000), s. 109).
19 Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, s. 96.
20 Çam, Çağdaş Devlet Sistemleri, s. 109. Son yarım yüzyılda başkanlar, önerilerinin yaklaşık dörtte üçünü Kongre’den geçirmeyi başarmışlardır 
(Cem Eroğul, Çağdaş Devlet Düzenleri: İngiltere, Amerika, Fransa, Almanya (Ankara: Kırlangıç Yayınevi, 2006), s. 106).

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***