BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI: ÇEK CUMHURİYETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ALT BÖLGE KARŞILAŞTIRMASI BÖLÜM 2
İKİNCİ BÖLÜM
BÖLGESELKALKINMA AJANSLARI
2.1. BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARININ TANIMI
Bölgesel Kalkınma Ajansları kavramı da Kalkınma kavramı gibi 2. Dünya Savaşı
sonrası uluslararası toplumun gündemine gelmiştir.
BKA’lar, merkezi hükümetten bağımsız bir idari yapıda, sınırları çizilmiş bir
bölgenin sosyo-ekonomik imkânlarını geliştirmek amacıyla oluşturulan kuruluşlardır (Avaner, 2005:243).
EURADA (Avrupa Bölgesel Kalkınma Ajansları Birliği)’nın tanımına göre
Kalkınma Ajansları “Sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyen, bunların çözümüne yönelik olanakları ve çözümleri saptayan ve bu çözümleri geliştiren projeleri destekleyen birimlerdir” (Kayasü ve Yasar,2004:348).
Bu kavramla ilgili çok fazla tanımlama olsa da temel olarak sınırlar ile çevrilen bir alanda var olan sosyo-ekonomik ve ekolojik potansiyellerin yine o bölgedeki işletmeler, girişimciler ve halk tarafından kullanılması konusunda gerekli finansman, teknoloji, bilgi, kaynak desteği vermek amacıyla kurulmuş organizasyonlardır.
2.2. BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARININ AMAÇLARI
Tanımlarından da anlaşılabildiği gibi BKA’ların ilk amacı bölgesel kalkınmayı
sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda eşitsizliklerin giderilmesi, kaynak, bilgi ve
teknoloji aktarımın tam ve sağlıklı yapılması, finansman aktarımı ve aktarılan
finansmanın etkin kullanımı gibi amaçları da bulunmaktadır.
Kalkınma ajansları, başka birçok amacın yanı sıra, aslında bölgeler arası ve
bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacı ile kurulmaktadır. Farklı ülkeler arasında gelişmişlik farklılıkları olduğu gibi, bir ülkenin bölgeleri arasında da ekonomik, coğrafi, sosyal ve kültürel açılardan farklılıklar olabilmektedir (Gündüz, 2006: 15). Bu farklılıklar baz alınarak gelişmişlik farklarının azaltmaya yönelik bölgesel politikalar oluşturmakta Bölgesel Kalkınma Ajanslarının en temel görevlerindendir.
2.3. BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ
Günümüzdeki anlamıyla kurulan ilk bölgesel kalkınma ajansı, ABD’ndeki
Tennessee Valley Authourity (TVA)’dir. 1930’da Federal Hükümet tarafından
Tennessee nehrinin boşaltma havzasında yaşayanlara ucuz elektrik enerjisi sağlamak amacıyla (Altay, Gacanerve, Çatık, 2004: 16) kurulmuştur.
Avrupa kıtasının Bölgesel Kalkınma ile tanışması ABD’den yaklaşık 20 yıl
gecikmeli olmuştur. Bölgesel Kalkınma Ajansları, ilk olarak 1950 ve 1960’lı yıllarda merkezi hükümetin öncülük ettiği kalkınma programlarına bilgi temin etmek, bu planların uygulanmasını ve izlenmesini denetlemek üzere kurulmuşlardır. BKA’lar, 1980’lerde yaygınlaşan kamu işletmeciliği anlayışı ve küreselleşme ile artan yerel rekabetle birlikte, özel sektörün ve yerel aktörlerin bölgesel kalkınma sürecine aktif katılımını sağlamakla görevlendirilmişlerdir. Avusturya, Belçika, İrlanda ve Fransa BKA’lar ile ilk kez 1950’li yıllarda tanışırken, Almanya, Hollanda, İngiltere ve İtalya 1960’lardan sonra tanışmış, Yunanistan, İspanya, Finlandiya ve Danimarka ise 1980’lerde tanışmıştır (Özen, 2005: 4).
Türkiye, daha öncelleri bölgesel anlamada bazı örgütlenmeler olsa da günümüz
anlamında BKA’lar ile 1997 yılında GAP- GİDEM projesi ile tanışmıştır.
Tablo 2.1. BKA Kurulma Dönemleri
Kaynak: European Association of Development Agencies, http://www.eurada.org
2.4. BÖLGESEL KALKINMA: ÜLKE ÖRNEKLERİ
2.4.1. Türkiye’de Bölgesel Kalkınma
Türkiye’de bölgesel politika sayılabilecek ilk örnekler 1960’lı yıllarda kalkınma
planlaması ile başlamıştır. Kalkınma planlarıyla beraber merkezi bir birimden planlanan politikalar hedefler doğrultusunda yerellerde uygulamaya konulmuştur. Fakat kalkınma planlarında belirlenen hedeflere ulaşılması konusunda yetkinlik sağlanamamıştır ve bu merkezi politikalar sonrası bölgeler arası dengesizlikler giderilememiştir.
Bu planların içerdiği projeler; yetki karmaşası, kurumlar arası uyumun
sağlanamaması, plan ve projelerin ülkenin gerçeklerine göre değil, dönemin iktidarının objektif olmayan yaklaşımlarına dayanması gibi nedenlerden dolayı ya hiç başlatılamamış ya da yarım kalmıştır (Yüceyılmaz, 2007:51-52).
1980’li yıllara gelindiğinde ise Kırdan kente göçlerin hızlanması, şehirleşmenin
artmasıyla beraber özellikle ve doğu ve güney doğu Anadolu bölgeleriyle diğer bölgeler arasındaki dengesizlik giderek uçuruma dönüşmüştür. Ayrıca 1980’li yılların içinde bulunduğu siyasi durum da bölgesel politikaların üretiminde ve uygulamasında büyük problemler çıkarmıştır. 1980’li yılların başında patlak veren petrol krizi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de devletin ekonomideki ağırlığının sorgulandığı 10 yıl olmuştur.
Ekonomik büyümedeki durgunluk, verimlilik artışındaki yavaşlama, enflasyonist
baskılar, sınırlı yatırımlar, sürekli artan işsizlik ve kamu bütçesi üzerindeki baskılar bu dönemin ekonomisinde yaşanan önemli sorunlardır (Atay, 2011: 3).
Türkiye’de bölgesel Kalkınma Ajansı kavramına yönelik ilk çalışmalar 1990’lı
yıllarda başlamıştır. Bu sürecin Türkiye’de başlatılmasındaki amaç, yurtiçinde beklenen yerelliklerin kendi içsel kalkınma dinamiklerinin yanı sıra Avrupa Birliği’ne katılım sürecini hızlandırmaktır. Türkiye’de buna en güzel örnek, GAP projesi için kurulan, Güney Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi’dir. Bunu haricinde Ege Bölgesi Kalkınma Ajansı, Mersin Kalkınma Ajansı ve Doğu Anadolu Projesi Ekonomik Kalkınma Ajansı’dır. Bölgesel Kalkınma Ajanslarının kurulması ile bu birimlerin görevleri Ajans’a geçecektir (Berber ve Çelepçi, 2005: 151-152)
Türkiye’de Bölgesel Kalkınma Ajanslarının kurulmasında en önemli sebep hiç
kuşkusuz Avrupa Birliği’ne üyelik sürecidir. Birlik, küreselleşme ve yapısal uyum
politikaları ile ilgili araç ve değişimler çerçevesinde, üye olacak ve aday olacak
ülkelerde bölgesel planlamanın yeni bir anlayışla ele alınarak Bölgesel Kalkınma
Ajanslarının kurulmasını istemiştir. Bu çerçevede Türkiye, Bölgesel Kalkınma
Ajanslarını ciddi anlamda ilk kez aday üyeliğinin tescil edildiği 1999 Helsinki Zirvesi sonrasında ele almıştır. AB Komisyonu’nun hazırlamış olduğu Katılım Ortaklığı Belgesi’nde orta vadede yapılması gereken düzenlemeler arasında yer alan Bölgesel Kalkınma Ajanslarını oluşturmak amacıyla yasal düzenleme süreci başlatılmıştır (Maç, 2006: 3-4).
2001 ve 2003 yılları Katılım Ortaklığı Belgelerinde Türkiye’nin AB’ye üyelik
sürecinin hızlanması ve aday ülke olarak AB’nin mali fonlarından yararlanabilmesi için bölgesel politika alanında yerine getirmesi gereken şartlar belirtilmiştir. Bu kapsamda ilk olarak AB’de olduğu gibi İstatistiki Bölge Birimi Sınıflandırması (İBBS) yapılmıştır. Burada amaç, istatistiki olarak verilerin daha düzenli bir şekilde oluşturulması, gerek ülke içindeki bölgelerde, gerekse AB ile bölgesel açıdan karşılaştırma yapmaya imkan tanıyacak veri tabanlarının oluşturulması ve bölgelerin sosyo-ekonomik analizlerinin daha doğru bir şekilde yapılmasını sağlamaktır (Işık vd., 2010: 12).
Bu kapsamda 2002/4720 sayılı bakanlar kurulu kararlarıyla; İstatistiki Bölge
Birimleri Sınıflandırmasında iller “Düzey 3” olarak tanımlanmış; ekonomik, sosyal ve coğrafi yönden benzerlik gösteren komşu iller ise bölgesel kalkınma planları ve nüfus büyüklükleri de dikkate alınarak “Düzey 1” ve “Düzey 2” olarak gruplandırılmak suretiyle hiyerarşik İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması yapılmıştır (www.abgs.gov.tr, Erişim Tarihi:15.06.2014).
“Düzey 1” İstatistiki Bölge Birimleri ise “Düzey 2” İstatistiki Bölge Birimlerinin
gruplandırılması sonucu tanımlanmış olup, 12 adettir (www.abgs.gov.tr, Erişim
Tarihi:15.06.2014).
Şekil 2.1. Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması Düzey 2
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı
gruplandırılması sonucu tanımlanmış olup, 26 adettir. Düzey 2 bölgeleri Avrupa
Birliği’nden en fazla yardım alacak birimler olarak belirlendiğinden bu birimlerin
oluşturulmasında; “ortak sorunlara sahip, sosyoekonomik ve kültürel olarak birbirine yakın ve coğrafi olarak benzer özellikler gösteren iller” gruplanmıştır
(www.tuikapp.tuik.gov.tr/DIESS/FileUpload/yayinlar/5.NUTS.ppt, Aktaran: Şengül, Eslemian ve Eren)
Şekil 2.2. Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması Düzey 3
Kaynak: Özdemir, 2014
“Düzey 3” kapsamındaki İstatistiki Bölge Birimleri 81 adet olup il düzeyindedir.
Her il bir İstatistiki Bölge Birimini tanımlamaktadır.
Kaynak: Taş, 2006:191-192
Tablo 2.2. Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması
2.4.2. Çek Cumhuriyeti’nde Bölgesel Kalkınma
Çek Cumhuriyeti’nde Post-komünizm döneminde terkedilen planlı kalkınma
politikalarına ilk geri dönüş Aralık 1992’de olmuştur.
Bölgeler arası eşitsizliklerin giderek artması ve AB fonlarından yararlanma
isteğinin etkisiyle gerçekleşen ilk kurumsal yenilik, bölge düzeyindeki faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak amacıyla Bölgesel Kalkınma Bakanlığı’nın 1996’da çıkarılan yasa ile kurulması olmuştur (Özen ve Özmen, 2010: 18). Bölgesel Kalkınmaya özel bakanlık kurulması diğer ülkelerde rastlanan bir uygulama değildir.
Ekim 1998’de AB’nin iktisadi Bölge Birimleri Sınıflandırması kabul edildi.
Daha önceden oluşturulan 14 bölgesel idari birimin Düzey III (NUTS III) olarak
belirlenmesine ve bunların da 8 Düzey II bölgesi olarak gruplanmasına karar verildi. Nihayet 2000 yılının Haziran ayında Bölgesel Kalkınma Yardımları Yasası kabul edildi. Yasa Çek Cumhuriyeti’nde bölgesel yardımların yasal zeminini oluşturmuştur. Bölgesel Kalkınma Yardımları Yasası 2001 yılının Ocak ayında yürürlüğe girmiştir. (TEPAV, 2007:3)
Şekil 2.3. Çek Cumhuriyeti Düzey II
Kaynak: http://www.hajduch.net/system/files/image/cesko/obyvatelstvo/nuts-cz.jpg, Erişim Tarihi:
10.06.14
Çek Cumhuriyeti Düzey II şeklinde de görülebileceği üzere; Başkent Prag özerk bir bölge olarak ayrılmıştır. Düzey II bölgesi olarak belirlenmiş olan Prag; Çek
Cumhuriyeti Düzey II ortalamasının çok altında hatta Avrupa Birliği Düzey III üst sınırına yakın bir konumdadır. Bu konum Prag bölgesine normal dışı bir
sınıflandırmaya sahip bölge özelliği katmıştır (Kahoun, 2009:3).
Şekil 2.4. Çek Cumhuriyeti Düzey III
Kaynak: http://www.eu2009.cz/images/design/map-cz-cs.gif, Erişim Tarihi: 10.06.14
Çek Cumhuriyeti’nde Düzey III belirlenirken diğer Avrupa Birliği üyelerinde
olduğu gibi il bazlı gruplama yapılmıştır.
Tablo 2.3. Çek Cumhuriyeti İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması
Kaynak:http://eurlex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CONSLEG:2003R105:20110207:EN:PDF, Erişim Tarihi: 10.06.14
Polonya’da da diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Bölgesel Kalkınma
uzun süreler tartışıldı. Polonya’yı Bölgesel Kalkınmada farklı kılan merkezi yönetimin direk kontrolünde bulunan ajans yapıları değil özel sektör girişimi olarak kurulan fakat kar amacı gütmeyen ajans yapılarıdır.
Polonya’da ki ajans yapıları farklı olsa da istatistiki bölgelere ayrılması diğer
bütün AB üyesi ülkeler ile benzerlik göstermektedir.
1975’ten beri Polonya 49 voivodship’e yani merkezi teşkilata bağlı 49 ile
bölünmüştür. 1998’de Polonya’nın AB’ye yakınlaşma ve ekonomisini dönüştürme çabaları merkezi teşkilatın bölgesel düzeyde yeni bir örgütlenme oluşturmasını gerektirdi. Böylece önceki 49 voivodship birleştirilerek bölgesel düzeyde yeni 16 voivodship oluşturuldu. 1998’de yeni voivodshiplerde merkezi teşkilata bağlı olmayan ve seçimle iş başına gelen bölgesel bir hükümet kurulması kanunlaştı. Böylece Polonya 16 voivodship’e (bölge), 380 poviat’a (il) ve 2489 gminas’a (belediye) bölündü (TEPAV, 2007:8)
Şekil 2.5. Polonya Düzey II
Kaynak:http://stat.gov.pl/szablony/portalinformacyjny/PI_gus/photos/NTS2.jpg, Erişim Tarihi: 06.05.14
Şekil 2.6. Polonya Düzey III
Kaynak: http://stat.gov.pl/en/regional-statistics/nomenclature-nts-161/nts-3-2957/, Erişim Tarihi: 06.05.14
Polonya’da 380 il statüsüne sahip yer vardır. Fakat Düzey III sayısı 66 adettir.
Benzer özellikler gösteren bazı küçük iller gruplanmıştır.
Tablo 2.4. Polonya İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması
Kaynak: http://www.demographic-risk-map.eu/downloads/drm-list-of-regions.pdf, Erişim Tarihi:
10.06.14
3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder