23 Mart 2016 Çarşamba

1980 Sonrası Dönemde Gelir Dağılımında Meydana Gelen Değişmeler BÖLÜM 2




            1980 Sonrası Dönemde Gelir Dağılımında                         Meydana Gelen Değişmeler BÖLÜM 2


1980 Sonrası Dönemde Gelir Dağılımında Meydana Gelen Değişmeler 



Ücretliler ile ücretliler dışındaki kesimlerin toplam gelir vergisi içindeki payları mukayese edildiğinde, fonksiyonel paylaşımda ücretlilerin milli gelirdeki payının azalmasının sebep daha iyi anlaşılacaktır. toblo 11 'de görüldüğü gibi, ücretli kesimin gelir vergisindeki payı 1987 'de 38,2 'den 1989 'da % 54 'e yükselmişken, ücret dışı kesimin aynı yıllardaki payı, % 61,8 'den % 45,1 'e gerilemiştir. 
Bu durum, vergilerin, çalışanları refah kaybına uğrattığının ifadesidir.24 Netce itibariyle, 1980 sonra vergi politikasının gelir dağılımı üzerinde menfi etki yapmış olduğu söylenebilir Her ne kadar vergiler yoluyla gelir dağılımının düzeltilemeyeceği  savunuluyor ise de 25, vergilerin gelir dağılımını bozduğu görülmektedir. 

e. Faiz Hadlerinin Yükselmesi 

Türkiye 'de 1980 yılından bu yana uygulanan istikrar politikalarının temel unsurlar yüksek faiz uygulamasıdır. Tasarruflara enflasyonun üzerinde bir getiri sağlamayı hedef alan yüksek faiz politikaları ile temelde tasarrufları artırmak suretiyle kulanılabilir fonları yüksetmek ve dolayısıyle ile ekonomik büyümenin hızlandırılması, ödemeler dengesinin iyileştirilmesi, gelir dağılımının düzeltmesi gibi uzun vadeli amaçlar ile enflasyon hızının makul düzeylere indirilmesi gibi kısa vadeli amaçları güdülmüştür. 

Ancak Türkiye ekonomisinin son on yıllık performansına ilişkin gözlemler, öngörülen amaçların önemli ölçüde gerçekleşmediğine işaret etmektedir. Nitekim, 1973-1980 döneminde özel tasarruf oranı % 11,42 iken, 1981-1988 dönemi ortalaması önemli bir değişiklik göstermeden aynı oranda devam etmiştir. 19841988 ortalaması ise sınırlı bir artış göstererek ancak % 12,82 düzeyinde gerçekleşmiştir.26 

Ülkemizde 1980 sonrası dönemde yüksek faiz uygulamaları, firmaları büyük ölçüde borçlanmaya dayalı olarak faaliyet gösterme yoluna itmiş ve böylece faiz giderleri üretim maliyetlerinin sabit ve önemli bir unsuru haline gelmiştir. Firmalar faiz giderlerindeki artışları, talep koşullarına bağlı olarak büyük 
ölçüde nihai fiyatlara yansıtmışlardır. Toplam arz eğrisinin sürekli maliyet artışları yoluyla yukarı kaydığı ve toplam talebin yeterli artış göstermediği böyle bir durumda ekonominin stagflasyona girmesi kaçınılmazdır. Özetle; yüksek faiz politikaları 1980 sonrası dönemde, ekonomik fiyat istikrarı sağlama ve 
enflasyon hızını yavaşlatma konularında başarılı olamamış, enflasyon maliyet artışları yoluyla devamlılık arz etmiştir.27 

Türkiye 'de 1980 sonrası dönemde kamu kesimi ve özel kesim sabit sermaye yatırımları, 1980 öncesine kıyasla belirli bir yavaşlama eğilimine girmiş, bu yavaşlamadan en olumsuz etkilenen ise imalat sanayi yatırımları olmuştur. Bu dönemde, iç borçlanma tahvillerine verilen yüksek faizler, ülkedeki genel 
faiz düzeyini yukarı çekici etki yapmıştır. Devlet tahvilleri ve hazine bonolarının yüksek faiz cazibesi, bankaları ve sanayi işletmelerini, devlete borç verip onun faizi ile birikimi sürdürme yoluna itmiştir. Özellikle devlet tahvili alımlarına sağlanan vergi bağışıklığı gibi teşvikler, üretken sermayedarların da rantiyeye dönüşmesine yol açmıştır.28 

1980 sonrası dönemde, tasarruflara pozitif reel faiz ödenmesi düşüncesinin, teorik olarak gelir dağılımı üzerinde müsbet etki yapacağı ifade edilmektedir. Fakat, faiz gelirlerinin hangi kesimlere intikal ettiği tam bilinmediğinden, bu kanaatın gelir dağılımı açısından doğruluğu tartışılabilir. Bankalar Birliğinin verilerine göre, 1988 yılı için yapılan bir hesaplamada, küçük tasarruf sayılacak üç milyon TL ve altındaki vadeli tasarrufların, (ki bu gruptaki ortalama hesap büyüklüğü beş yüz elli bin TL civarındadır) toplam vadeli tasarruf mevduatının % 40 'ını, bu gruba giren hesap sayısı da toplam vadeli mevduat hesap sayısının % 91 'ini oluşturmaktadır. üç milyonu aşan mevduatlar ise toplam tasarruf 
mevduatının % 60 'ını, hesap sayısı ise sadece % 9 'unu oluşturmaktadır.29 Bu durum, gelir dağılımının, yüksek faiz politikası sebiyle, bankalarda yüksek miktarlarda mevduat tutan az sayıdaki üst gelir ve servet grupları lehine geliştiğine işaret etmektedir. 

23 Kazım Alpay, a. g. e., s. 136. 
24 Veysi Sevgi "Gelir Dağılmı ve Vergileme", 13 Aralık 1989 tarihli Dünya Gazetesi s. 5 
25 Sadun Aren, Bir Dönem Yazıları 1980 - 1988 "Gelir Dağılımı ve Vergiler" Gerçek Yayınevi, İstanbul: 1989, s. 5-11. 
26 Adnan Büyükdeniz Mustafa Özel, "Adnan Büyükdeniz 'le Türkiye 'de Faiz Politikaları Üzerine Röportaj" Piyasa Düşmanı Kapitalizm, İz 
Yayıncılık, İstanbul: 1993, s. 94. 
28 Mustafa Sönmez, a. g. e., s. 65. 
29 Mustafa Özel, a. g. e., s. 97. 


1980 sonrası dönemde, faizlerin serbest bırakılması ile hızla yükselen faiz oranları, kredi faizlerini de yükseltmiştir. Faizlerin serbest bırakılması olayı, toplumdaki gelir ve servet dağılımını önemli ölçüde bozmuş ve belli kesimler yararına servet yoğunlaşmasını ve ekonomik tekelleşmeyi hızlandırmıştır. Hem kredi hem de mevduat fazilerinin serbest bırakılması, servet yoğunlaşmasının iki yönlü işlemesine etken olmaktadır. Kredi faizlerinin yüksekliği, sanayi kuruluşları nın el değiştirmesine ve tekelleşmeye ortam hazırlarken, mevduat faizlerinin yüksek tutulması da, rantiye sınıfının doğmasına ve bu kesimler olağanüstü servet oluşumu olanağı sağlamaktadır.30 

Sonuç olarak, 1980 sonrası izlenen faiz politikasının gelir dağılımını bozucu, üretken sermayenin rantiyer bir özelliğe doğru kaymasına yol açıcı, yatırımları yavaşlatıcı etkileri olduğu söylenebilir. 

f. Tarım Gelirindeki Reel Gerileme 

Türkiye'de 1980 'li yıllarda faal nüfusun % 60 'a yakın kısmının, tarım kesiminde çalıştığı görülür. Bu nedenle, tarım kesiminin gelirlerindeki reel değişmeler, toplumdaki alt gelir gruplarına ilişkin değişmeleri belirlemede önem taşımakta dır. Daha öncede ifade edildiği gibi, fonksiyonel paylaşımda tarımın nisbi payı düşmektedir. Nitekim, Türkiye'de hem nisbi hem de mutlak olarak tarım gelirleri 1975 - 1985 döneminde hızla düşmüş, dönem başına % 19,2 olan kişi başına tarım geliri payı, 1985'de % 14'e gerilemiştir. Bunu, mutlak tarım gelirinin % 20 oranında gerilemesi izlemiştir. Tarımda gelir bölüşümünü aleyhe dönüştüren bir temel etken, dış ve iç ticaret hadlerinin 1977 'den itibaren sürekli tarım aleyhe 
dönüyor olmasıdır. 1989 yılı esas alındığında, 1987 'de endeks 93,9 'a inerek 6 puan daha kayba uğramıştır. 1987 'den 1988 sonuna kadar fiyat artışı imalat sanayinde % 91,5, tarımda % 59 olduğuna göre, bir yıl içinde tarım ürünleri üreticilerinin satınalma gücünde tekrar üçte birlik bir gerileme olmuştur.31 

Tarım kesiminde, gelirin mutlak anlamda gerilemesi dışında, çoğunluğu ücretsiz aile işçisi statüsüyle çalışan gizli ve açık işsizliğin yığılmasını da vurgulamak gerekir. 1980 -1985 döneminde bir milyondan fazla işgücü fazlasının tarımda biriktiği tahmin edilmektedir. Ücretsiz işçi kullanma, büyük çiftlik işletmelerinden ziyade orta boy ve küçük çiftçi ailelerinde yer almaktadır. Düşük gelirle beraber 
ücretsiz çalışanların varlığı, tarım kesiminin içinde bulunduğu sorunları ortaya koymaktadır. 

SONUÇ 

Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik açıdan olduğu kadar, sosyal ve siyasal açıdan istikrarın sağlanması ve bilhassa demokratik rejimin devamlılığı açısından, orta sınıf lehine gelir dağılımının iyileştilmesi büyük önem arzetmekte dir. Ancak, Türkiye 'de 1980 öncesi ve bilhassa 1980 sonrası dönemde uygulanan politikalar, gelir dağılımının daha da bozulmasına sebep olmuştur. 

Türkiye 'de yapılan bütün gelir dağılımı araştırmalarında görüleceği gibi, gerek kişisel gerekse fonksiyonel gelir dağılımı, gayri adildir. Halen ülke gelirinin yarısı, nüfusun % 20 'si tarafında kullanılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde gelirin fonksiyonel dağılımında ücretli ve maaşlı kesimin nispi payı %70 'ler düzeyinde
iken, ülkemizde aynı paylaşımda söz konusu kesmin nispi payı % 15 'ler düzeyinde olduğu görülmektedir. Türkiye 'de gelirin fonksiyonel dağılımının önemli ölçüsünde bozulmasına etki eden en önemli faktör, öncelikle 1980 'den sonra uygulanan ekonomi politikaları olmuştur. Uygulanan ekonomi politikalarının ötesinde faal nüfus içinde ücretlilerin nisbi payının düşük olması da önemli bir başka etken olarak sayılmaktadır. Nitekim, gelişmiş ülkelerde bu kesmin payı %80 'ler düzeyindeyken, ülkemizde %35 'ler civarındadır. 

Türkiye 'de 1980 'den sonra, gelirin fonksiyonel dağılımının daha da kötüleştiği görülmüştür. Bu durumun meydana gelmesinde etkili olan sebepler; ücretlerin enflasyon seviyesinin altında artması, Türk vergi sisteminde dolaysız vergilerden daha çok dolaylı vergilere ağırlık verilmesi ve izlenen yüksek faiz politikasıdır. Bu dönemde, özellikle emek kesminin payı olan ücretin, milli gelirdeki payının önemli ölçüde düşmesinde, ücret artışlarının enflasyon değeri altında tutulması nın etkisi büyük olmuştur. Bu durum, ücretlilerin reel satın alma gücünü önemli ölçüde düşürmüştür. Sözkonusu dönemde tarım kesminin payının da önemli ölçüde düştüğü gözönüne alındığında, temel tüketim mal talebini oluşturan geniş kesmin talebinin daralması, ülkede üretilen mal ve hizmetlerin, yüksek gelirli kesmin talebine yönelmesi gibi olumsuz sürecin başlangıcını oluşturacaktır. Nitekim, bu dönemde ithalatta liberasyonuna gidilmesi ile lüks tüketim malları ithalatı, büyük bir artış olduğu görstermiştir. Bu gelişme, hem istihdam 
artışı hem de iktisadi ülke kalkınması açısında önemli mahzunlar taşımaktadır. 

30 Sami Güven, "Temmuz Bankacılığının Toplumdaki Gelir ve Servet Dağılımı Üzerine Etkileri", Amme İdareler Dergisi. Cilt 6, 
Sayı 2, Ankara: 1983. 
31 Gülten Kazgan, a. g. e., s. 12. 



Bu dönemde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının artması, gelir dağılımının bozulmasında etkili olan bir başka önemli sebep olarak görülmektedir. Dolaylı vergiler vergi adaleti en az olan vergiler olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde, toplam gelir vergisi içinde diğer kesimlere nisbetle, 
ücretliler üzerinde alınan verginin artma eğiliminde olması, türk vergi sisteminin gelir dağılımını daha da bozulmasında önemli rol oynadığını göstermektedir. 

1980 'den sonra faiz hadlerinin serbest bırakılmasıyla, faiz hadlerinin önemli ölçüde artmıştır. Bu dönemde, faizlerin yükselmesinde, kamu kesimi açıklarının iç borçlanmaya gidilerek karşılanmasının etkisi büyük olmuştur. Bu durum, kâr-faiz -rant gelir grubu denilen kesimin milli gelirdeki payını artırdığı gibi, üretken sermaye tasarruflarının yatırımlara akması yerine rantlara yönelmiş olmasıdır. Bu nedenle sabit sermaye yatırımları düşmüş dolayısıyla yeni istihdam olanakları daralma göstermiştir. Sonuç olarak 1980 sonrası izlenen ekonomik politikaların gelir dağılımının daha da bozulması yönünde önemli ölçüde etkisi olmuştur. Sosyal barışın sağlanması, ekonomik kalkınmanın daha sağlam temellere oturtulması, daha istikrarlı bir büyüme için adil gelir dağılımı sosyal devletin gözardı edilemez görevidir. 

Bu nedenledir ki bundan sonra uygulanacak ekonomik politikalarda gelir dağılımına daha çok önem verilmeli, hatta adaletsiz olan gelir dağılımının düzeltilmesi için yeni politikalar uygulamaya alınmalıdır. 


Ekler 












FAYDALANILAN KAYNAKLAR 

Alpay, Kazım. "Türkiye 'de Ücret ve Maaşİstatistikleri Üzerine Bir Değerlendirme", İktisat Dergisi, 
No:319, İstanbul:Ekim 1991, s. 16. 

Aren, Sadun. Bir Dönem Yazıları 1980 - 1988 "Gelir Dağılımı ve Vergiler" Gerçek Yayınevi, İstanbul: 
1989, s. 5-11. 

Berksoy, Tamer. Enflasyonun Hane Halkı Üzerindeki Etkileri, ITO Yayını, Istanbul: Temmuz 1989, s. 24. 

Boratav, Korkut. "1950-1965 Döneminde Tarım Dışındaki Emekçi Gruplar Açısından Gelir 

Dağılımındaki Değişiklikler", A. Ü. SBF Dergisi No 1, Cilt 24, Ankara: 
Mart1969. 

Büyükdeniz, Adnan. Türkiye'de Faiz Politikaları, İstanbul: Bilim ve Sanat Vakfı Yayınları 1991 s. 93-96 

DIE, Hane Halkı Gelir ve Tüketim Harcamaları Anketi Sonuçları Gelir Dağılımı 1987, Ankara: 1990. S. 59. 

Doğan, Alptekin. Gelir Dağılımın İyileştirilmesi ve Toplumun Çağdaş Standardının Yükseltilmesi ve 
Gelir ve Refah Politikalarının Rasyonel Yapıda Yönlendirilmesi, DPT, Ankara: 
1988, s. 24. 

DPT, 1895 Yılı Geçiş Programı, 22 096 Sayılı 30 Ekim 1994 Tarihli T.C. Resmi Gazete, Ankara, s.197. 

Dülger, Ilhan. Türkiye'nin AT 'ye Girşinin Gelir Dağılımı Üzerine Beklenen Etkileri , A.Ü.Araştırma ve 
Uygulama Merkezi, Ankara: 1989, s. 2 

Dülgeroğlu, Ercan Aytaç, Mustafa. Tahir Baştaymaz, Kentlerde Yaşayan Ücretli Kesmin TalefiEdici ve Tamamlayıcı Gelir Kaynakları: Bursa Örneği, Friedrick Ebert Vakfı, Bursa: 1992, s. 23. 

Güven, Sami. "Temmuz Bankacılığının Toplumdaki Gelir ve Servet Dağılımı Üzerine Etkileri", Amme İdareler Dergisi. Cilt 6, Sayı 2, Ankara: 1983. 

İSO, "Türkiye 'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu", İstanbul Sanayi Odası Dergisi, Özel Sayı, İstanbul: 1993, s. 57. 
Kazgan, Gülten. Türkiye'de Gelir Bölüşümü Dün ve Bugün, İstanbul: Friedrich Ebert Vakfı Yayını 1990 s.17 

Oyan Oğuz ve Aydın, Ali Rıza. Maliye ve Fon Politikaları, Adım Yayıncılık, Ankara: 1991, s. 25. 

Özel, Mustafa. "Adnan Büyükdeniz 'le Türkiye 'de Faiz Politikaları Üzerine Röportaj" Piyasa Düşmanı Kapitalizm, İz Yayıncılık, İstanbul: 1993, s. 94. 

Özmucur, Süleyman. "Gelirin Fonksiyonel Dağılımı 1963 - 1984", İ.Ü. İktisat Fakültesi Mecmuası, Sayı 1 - 4, Cilt 44, İstanbul: 1988, s. 163. 

Özmucur, Süleyman. "Türkiye 'nin 500 Büyük Firmasında Mali ve Ekonomik Göstergeler" Türkiye'de 500 Büyük Sanayi Kuruluşu, İSO Dergisi, Yıl: 2, Sayı 247, İstanbul: 15 Eylül 1986, s. 144. 

Özmucur, Süleyman. "Türkiye'de Fonksiyonel Gelir Dağılımı 1963-1985", İktisat Dergisi, Sayı:258, İstanbul: Mayıs 1986, s. 13. 

Özmucur, Süleyman. 28 Kasım 1989 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi, s. 12. 

Seviğ, Veysi. "Gelir Dağılmı ve Vergileme", 13 Aralık 1989 tarihli Dünya Gazetesi s. 5 

Sönmez, Mustafa. Türkiye'de Gelir Eşitsizliği , 2.b., İstanbul: İletişim Yayınları, 1992, s. 110. 

Şahin, Hüseyin. Terkiye Ekonomisi Trihsel Gelişimi ve Bu Günkü Durum , 2.b., Bursa: s. 209. 

Törüner, Mete. Türkiye'de Ücretlirin Kazanç Durumundaki Gelişmeler (1980-1990), İstanbul: TÜSES Yayınları 1992, s. 22. 

Üstünel, Besim. "Para ve Maliye Politikalarının Gelir Dağılımına Etkisi", Ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti, İstanbul:1989, s. 27. 

Varlıer, Oktay. "Türkiye'de Gelir Dağılımı" , Muhasebe İşletme ve Finans Dergisi, sayı 51-52 , İstanbul : Hazira 1990, s. 35. 

Yıldız, Bekir. "Gelir Dağılımı ve Enflasyon", Çalışma Politikası, 2. b., İstanbul: 1992, s. 7 - 19. Zaim, Sabahattin. Çalışma ekonomisi , İstanbul: Filiz Kitap evleri, 1992, s. 348. 

http://www.academia.edu/3136463/1980_Sonras%C4%B1_D%C3%B6nemde_Gelir_Da%C4%9F%C4%B1l%C4%B1m%C4%B1nda_Meydana_Gelen_De%C4%9Fi%C5%9Fmeler


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder