Kayseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kayseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Aralık 2020 Pazartesi

TEK TARAFLI PAKETLER ÇÖZÜM SÜRECİNİ ZORLUYOR

TEK TARAFLI PAKETLER ÇÖZÜM SÜRECİNİ ZORLUYOR


Feyzi Çelik ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN 09.02.2014 21 BDP/HDP Heyeti Öcalan'la Şubat ayı görüşmesini yaptı. Bu görüşmeden çıkan sonuç daha önceki görüşmelerden farklıydı. Bu görüşmeyi farklı kılan görüşme öncesinde Türkiye'de oluşan siyasi tartışmalarla doğrudan doğruya bağlantılı olmasıdır. Bunlardan birincisi Aydınlık ve İşçi Partisi üzerinden Öcalan'ın montajlı olduğu açık olan videoların yayına verilmiş olması, ikincisi hükümetin yolsuzluk operasyonları nedeniyle yaşadığı sıkıntılardır. Dikkat edilirse gerek cemaatin gerekse İş Partisinin dayandıkları argümanlar yeni değildi. Yolsuzluk desen hep vardı.(Deniz feneri,TOKİ,Kayseri,Şaban Dişli) İşçi Partisinin yaydığı videolar da yeni değildir. Bu ikisi birlikte ele alındığında hedefin Öcalan'ın dediği gibi çözüm sürecidir. Burada önemi olan husus çözüm sürecini neredeyse tek taraflı olarak Kürt tarafının üzerine bırakılmış olmasıdır. Hükümetin de tek taraflı yaklaşarak Kürt tarafını ve Öcalan'ı yalnız bırakmasıdır. Daha yolsuzluk dosyaları ortada yokken Öcalan'ın müzakerenin yeni formatta evrilmesi konusunda bir şey yapılmadı. Bu zaman kaybıydı. Dosyaların olmadığı dönemde bunu yapmak kolaydı. Kim ne derse desin hükümet büyük darbe yemekle kalmamış, yönetemez duruma gelmiştir. Sorunların çözümünü toplum ve kamunun çıkarına göre değil de kendisini kurtarma bakış açısıyla yapıyor. İnternet, HSYK,ÖYM'lerin kaldırılmasında yaptığı başka bir şey değildir. AKP'ye çağrı yapılırken AKP'nin enkaz durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Kürt tarafı açısından bakıldığında Çözüm sürecindeki tavırlarıı nedeniyle Kürt tarafına yapılan karalamaların İşçi Partisiyle sınırlı olmadığı TKP'den ÖDP'ye kadar değişik kesimlerin de bu kampanyada yer aldıklarını da bilmek gerekiyor. Özellikle HDP'yi işlevsizleştirmek için bu kesimlerin çabaları biliyor. Bir avuç da olsa bazı sosyalistlerin Kürt hareketiyle birlikte hareket etmeleri "Kürtlerin kuyruğuna takılmak" olarak adlandırılıp itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Gezi'nin sembol ismi Sırrı Süreyya Önder sırf çözüm süreci heyetinde yer alıyor diye onun yerine CHP'nin adayı destekleniyor. Gezi direnişine gelene kadar hiçbir desteği olmayan CHP'nin bu süreçte ortaya çıkıp bunu sahiplenmesi 1960 ve 1970'li yıllarda gelişen sol/sosyalist gelişmelerin o dönemki CHP'ye yönelmesine benzer bir durumla karşı karşıyayız. CHP ile mücadele de Kürt siyasal hareketinin omuzlarrındadır. Çözüm sürecinin temel aktörlerinden biri eski statükonun sahipleri tarafından; diğer aktörü de yeni statüko sahipleri tarafından işlevsizleştirilmek / itibarsızlaştırılmak istenilmektedir. Eski/yeni statüko savaşında eski statükonun etkisi kalmamış olsa da vuruşların çözüm sürecinin aktörleri olması ironik bir şekilde eski ile yeniyi ortak noktaya yaklaştırmış gibi görünüyor. AKP hükümeti Öcalan'a yönelik bu karalama kampanyası karşısında sessiz kalmıştır. Bu görüşmeden çıkan en önemli sonuç Öcalan'ın bu karalama kampanyasına karşı kararlı bir duruş sergilemiş olmasıdır. En önemlisi KCK'nin aynı gün benzer açıklamada bulunuşudur. Sakine Cansız ve arkadaşlarının katliamındaki MİT/AKP izinin ortaya çıkışı zaten güven ilişkisini aşındırmıştı. Başbakanın kendisine yönelik yönelimleri boşa çıkarmak için çaba harcarken Öcalan'a yönelik yönelimlere adeta çanak tutması son görüşmeden sonra yapılan açıklamayı daha fazla önemli kılıyor. Öcalan açıklamasında hükümeti sert bir şekilde uyarıyor. Paketlerin tek taraflı yapılmasının demokratikleşme olmayıp provakatörlük olduğunu söylemiştir. Hükümetin meselenin(Kürt sorununun çözümü) ciddiyetinden uzaklaşıp savrulmakta olduğunu belirtmiştir. Bu eleştiriler bir yılı aşkın süreden beri hükümete yönelik en ağır eleştirilerdir. Bunlar eleştiriden öte tespitlerdir. Bunlara katılmamak mümkün değildir. Bir yandan seçimler öte yandan devlette yönetememe krizi hükümeti daha fazla savurabilir. Bundan sonraki süreçte İmralı'ya yeni heyetler(gazeteciler, akil insanlar) gitse bile bunların süreci devam ettirme güçleri de sınırlıdır. Türkiye'de yaşanan üçlü iktidar çekişmesinden basın da akil insanlar da nasibini almıştır. Buna rağmen Öcalan "acil müzakere heyetleri ve demokratik sözleşme hukuku" önerisini getirmiş olması sürecin devamı için son çıkış kapısı olarak görülebilir. Devletin tüm erklerini elinde tutan Erdoğan'ın bu erkini başkalarıyla paylaşmasına niyeti yok gibi. İmralı'ya gidecek gazeteci veya akil insan heyetlerini kendisinin belirleyeceği iradesi her yerde konuşuluyor. Öcalan'ın sözünü ettiği "müzakere heyetleri" ile hükümetin sözünü dahi etmediği heyetlerden aynı anlam çıkmıyor. Konunun müzakere aşamasına gelip gelmeyeceği de şüpheli. Öcalan, şimdiye kadar müzakere yolunu açık tuttuysa bunun en önemli nedeni Demokratikleşen bir Türkiye'nin Kürt sorunu dahil diğer sorunlarını hal edeceğine dair inancıydı. 20 yılı aşkın süreden beri bunu hep dile getirdi. Kürt/Türk birlikteliğini ayakta tutan en önemli faktör de Öcalan'dan başka biri değildir. Türkiye'de olası Türk/Kürt çatışmasının önünde de en önemli engeldir. Ortadoğu'da çoktan kaybetmiş Türkiye'nin bundan sonraki kayıpları daha da büyük olabilir. Montajlı videoların satır aralarında dahi Öcalan Türkiye'yi oynanan oyun konusunda uyardığı görülmektedir. Türkiye, Ortadoğu ve Dünya politikaları açısından 1999'dan daha iyi durumda değildir.
O dönem konjonktür Türkiye'nin lehineydi. Rusya/ABD/Suriye/Yunanistan/İsrail Öcalan'ın teslimi konusunda Türkiye ile aynı düşüncedeydi. Hatta Talabani ve Barzani de aynı saftaydı. Şimdi her şey farklı. Irak Kürdistan'ı ve Rojava Kantonları var. Siyasallığın zirvesindeki Türkiye Kürdistanı diğer parçaların dinamosu haline gelmiş durumda. Tüm bunlara rağmen elini Türkiye'ye uzatan Öcalan'ın eli yine havada kalırsa belki bunun bedeli Öcalan'ın zindanda ömür boyu kalmasısıyla sonuçlansa da en büyük kaybı yaşayacak Türkiye olacaktır. Tabi ki ilk sonucu da son on iki yılı heba eden AKP... AKP'nin durumu böyle giderse beklenen İstanbul depremi gibi olacaktır. ***

17 Eylül 2018 Pazartesi

TÜRKİYE VARLIK FONU KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN..


TÜRKİYE VARLIK FONU YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİNİN KURULMASI İLE  BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN..

chrome-extension://oemmndcbldboiebfnladdacbdfmadadm/http://turkiyevarlikfonu.com.tr/Upload/Kanun.pdf


Türkiye Varlık Fonu’nun İlkeleri

Türkiye Varlık Fonu, operasyonlarını uluslararası en iyi uygulama örneklerine uygun bir şekilde yapılandıracaktır.

DEĞERLERİMİZ

AÇIKLAMA

PROFESYONEL YÖNETİM

Türkiye Varlık Fonu, gerek kendi operasyonlarında, gerekse portföyündeki şirketlerin yönetiminde dünyaca kabul görmüş profesyonel yönetim ilkelerini baz alacaktır.

ŞEFFAFLIK

Fon operasyonlarının raporlanması ve portföy şirketleriyle olan etkileşim süreçleri tam bir şeffaflık içerisinde, belirlenen yönetişim ilkeleri çerçevesinde yapılacaktır.

PERFORMANS ODAKLILIK

Türkiye Varlık Fonu, her türlü yatırım aktivitesini ve portföyündeki şirketlerin yönetiminde risk-getiri beklentisinin karşılanmasını öncelikli hedef olarak alacaktır.

SÜRDÜREBİLİRLİK

Türkiye Varlık Fonu, varlıkları ile ilgili uygulamalarını, yeni yatırım tercihlerini ve diğer aktivitelerini kuruluş kanununda belirtildiği üzere dış etkilerden bağımsız bir şekilde, uzun vadede sürdürülebilir şekilde yönetecektir.

RİSK YÖNETİMİ VE HESAP VEREBİLİRLİK

Türkiye Varlık Fonu, operasyonlarına bağlı olarak ortaya çıkabilecek riskleri belirleyip düzenli olarak raporlayacaktır. Uygulamalarına ilişkin sorumluluklarını kuruluş kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde yerine getirecektir.


http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/1/ilkelerimiz


PORTFÖY;

Turkish Airlines
Türk Hava Yolları A.O.’nın %49,12 oranındaki hissesi  

İLGİLİ KARAR;

     Türk Hava Yolları A.O.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03.02.2017 tarih ve 2017/2 sayılı kararı ile Bakanlar Kurulu’nun 22.8.1990 tarihli ve 90/822 sayılı kararı ile özeleştirme 
kapsamına alınan ve 4046 sayılı Kanunun Geçici 11’inci maddesi uyarınca özelleştirme programına alınmış sayılan Türk Hava Yolları A.O.’nın %49,12 
oranındaki hissesinin özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda 
Değişiklik Yapılmasına Dair 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin (a) bendi uyarınca Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/53/turk-hava-yollari-a-o

**


Türk Telekom
Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi

İLGİLİ KARAR;

Türk Telekomünikasyon A.Ş.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesinin 
Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.


http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/54/turk-telekomunikasyon-a-s

**


Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası A.Ş.’nin Sermayesinde bulunan Hazineye ait Hisselerin tamamı

İLGİLİ KARAR;

Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası A.Ş.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası A.Ş.’nin sermayesinde bulunan Hazineye ait 
hisselerin tamamının Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/55/turkiye-cumhuriyet-ziraat-bankasi-a-s

**


Türkiye Halkbankası A.Ş.'nin %51,11 oranındaki hissesi

İLGİLİ KARAR

Halk Bank,
Türkiye Halkbankası A.Ş.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03.02.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararı ile Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 05.02.2007 tarih ve 2007/8 sayılı kararı ile 
Hazineye ait hisseleri özelleştirme kapsam ye programına alınan Türkiye Halkbankası A.Ş.'nin %51,11 oranındaki hissesinin, özelleştirme kapsam ve 
programından çıkartılarak Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 19.08.2016 tarih ve 
6741 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin (a) bendi uyarınca Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar verilmiştir.


http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/56/turkiye-halkbankasi-a-s


**


Türkiye Petrolleri

Türkiye Petrolleri A.O.’nın (TPAO) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı

İLGİLİ KARAR;

Türkiye Petrolleri A.O.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Petrolleri A.O.’nın (TPAO) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin 
tamamının Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/57/turkiye-petrolleri-a-o

**


Botaş
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin (BOTAŞ) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamını


İLGİLİ KARAR

Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin (BOTAŞ) sermayesinde bulunan Hazineye ait 
hisselerin tamamının Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/59/boru-hatlari-ile-petrol-tasima-a-s

**


Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’nin (PTT) Sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı

PTT

İLGİLİ KARAR;

Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’nin (PTT) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin 
tamamının Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.

**

Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.'nin (TÜRKSAT) Sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı



İLGİLİ KARAR;

Türksat
Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayesinde bulunan 
Hazineye ait hisselerin tamamının Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 
Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamının Türkiye Varlık Fonuna 
aktarılmasına karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/63/turksat-uydu-haberlesme-kablo-tv-ve-isletme-a-s

**
Borsa İstanbul
Borsa İstanbul A.Ş.’nin sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı

İLGİLİ KARAR;

Borsa İstanbul A.Ş.
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Borsa İstanbul A.Ş.’nin sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamının 
Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/64/borsa-istanbul-a-s

**

Milli Piyango,

Nakit oynatılan Piyango, Hemen-Kazan, Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve Süper Loto oyunları ile ilgili daha değişik yeni oyunların yapılmasına izin 
verilebilecek oyunlarına ilişkin lisans 49 yıl süreyle

İLGİLİ KARAR;

Şans Oyunları
6 Ocak 2017 tarihli, 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Karşılığı nakit olmak u¨zere oynatılan Piyango, Hemen-Kazan, Sayısal Loto, Şans Topu, 
On Numara ve Su¨per Loto oyunları ile ilgili mevzuat çerçevesinde izin verilebilecek olan benzer şans oyunlarına ilişkin lisans, bu maddenin yu¨ru¨rlu¨ğe 
girdiği tarihten itibaren 49 yıl su¨reyle 19/8/2016 tarihli ve 6741 sayılı Tu¨rkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda 
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hu¨ku¨mleri uyarınca kurulan Tu¨rkiye Varlık Fonuna verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/69/sans-oyunlari

**


TCDD İzmir Limanı devri işlemleri tamamlanıncaya kadar TCDD'nin yönetiminde kalmasına ve TCDD tarafından işletilmeye devam edilmesine karar verilmiştir.

İLGİLİ KARAR;

TCDD
TCDD İzmir Limanı
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03.02.2017 tarih ve 2017/5 sayılı kararı ile Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 30.12.2004 tarih ve 2004/ 128 sayılı kararı ile 
özelleştirme kapsam ve programına alınan TCDD İzmir Limanı’nın, özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı 
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4’üncü maddesinin (a) bendi uyarınca 
Türkiye Varlık Fonu'na devrine,

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/68/tcdd-izmir-limani

**



Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'nin sermayesinde bulunan %49 oranındaki hisse

İLGİLİ KARAR;

Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03.02.2017 tarih ve 2017/3 sayılı kararı ile Bakanlar Kurulu’nun 10.08.1993 tarih ve 93/4693 sayılı kararı ile özeleştirme 
kapsamına alınan ve 4046 sayılı Kanunun Geçici 11’inci maddesi uyarınca özelleştirme programına alınmış sayılan 
Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketinin sermayesinde bulunan %49 oranındaki hissenin özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak 
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı Kanunun 4’üncü 
maddesinin (a) bendi uyarınca Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar verilmiştir.


http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/67/turkiye-denizcilik-isletmeleri-a-s

**


Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü


İLGİLİ KARAR;

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına 
karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/66/eti-maden-isletmeleri-genel-mudurlugu

**
Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş.



İLGİLİ KARAR;

Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş’nin %10 oranındaki hissesi.,
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03.02.2017 tarih ve 2017/4 sayılı kararı ile Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2003/40 sayılı kararı ile 
hisseleri özelleştirme kapsam ve programına alınan Kayseri Şeker Fabrikası Anonim Şirketi’nin %10 oranındaki hissesinin özelleştirme kapsam ve 
programından çıkartılarak Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlard Yapılmasına Dair 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı 
Kanunun 4’üncü maddesinin (a) bendi uyarınca Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar verilmiştir.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/65/kayseri-seker-fabrikasi-a-s

**

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (Çaykur)

İLGİLİ KARAR;

Çaykur

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
24 Ocak 2017 tarihli ve 2017/9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (Çaykur) 
Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilmiştir.


http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/62/cay-isletmeleri-genel-mudurlugu

**

Türkiye Jokey Kulübü

Türkiye Jokey Kulübü'nün yurt içinde at yarışları düzenleme, yurt içi ve dışında düzenlenen at yarışları üzerine yurt içi ve dışından müşterek bahis 
kabul etme hak ve yetkilerine ilişkin lisanslar, topluca 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren 49 yıl süreyle

İLGİLİ KARAR;

Türkiye Jokey Kulübü
At Yarışları
6 Ocak 2017 tarihli, 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yurt içinde at yarışları du¨zenleme, yurt içinde ve yurt dışında du¨zenlenen at yarışları 
üzerine yurt içinden ve yurt dışından mu¨şterek bahis kabul etme hak ve yetkilerine ilişkin lisanslar Tu¨rkiye Varlık Fonuna devredilmiştir. 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına at yarışları du¨zenleme amacına yönelik olarak tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılan taşınmazlar ile 
üzerlerindeki yapı ve tesisler Tu¨rkiye Varlık Fonunun kullanımına verilmiştir.”

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/60/at-yarislari


**

Taşınmazlar.

Mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazları

İLGİLİ KARAR;
Taşınmazlar
Mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsislerinin kaldırılarak 
Türkiye Varlık Fonuna devredilmesi kararlaştırıldı.

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/58/tasinmazlar

**

KAYNAKLAR;

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/49/mevzuat

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/icerik/1/ilkelerimiz

http://turkiyevarlikfonu.com.tr/TR/Portfoy/5


*************


TÜRKİYE VARLIK  FONU KHK İLEDE YÖNETİLEBİLECEK


Gürses: Meşruiyet ve Şeffaflık sorunu var

Varlık Fonu yasasının Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmesine de dikkat çeken Gürses, "Yani Meclis'te değil hükümetin darbe girişimi karşısında ilan ettiğini söylediği olağanüstü hal kapsamında değiştirildi. Oysa darbe girişimiyle ilgili bir şey değildi bu. Bu yüzden meşruiyet açısından sorunlu bir adım".

Şirketlerin devir işlemleriyle ilgili ilerde çok sayıda dava açılabileceğini belirten Gürses'e göre fon "oldukça karmaşık ama hukuki olarak altı boş":

"Bu mekanizma borçlanma piyasasına gittiği zaman potansiyel borç vericiler, yatırımcılar aynı soruları sormayacak mı? Muhtemelen bu soruları onlar da soracak. Bu yüzden en başından bunun kredibilitesinde sorunlar olduğunu düşünüyorum."

Zamanlamada Referandum etkisi

Uğur Gürses, devir işlemlerinin zamanlamasının "Referandum öncesi ekonomiye canlılık getirme ve moral sağlama" amacı taşıdığını düşünüyor:

"Referanduma daha iyi ekonomik koşullarda gitme çabası olarak görüyorum ben bunu ama işe yarayacak mı? Çok da yarayacağını düşünmüyorum açıkçası."

Varlık Fonu Kanunu'na göre Fon, "üç yıllık strateji yatırım planına göre yönetilir". Henüz böyle bir belgenin açıklanmadığını vurgulayan Gürses, "Normal koşullarda böyle devasa bir kamu operasyonunda yurttaşların önemli ölçüde çıkarlarını ilgilendiren böyle bir konuda atılacak adımlarım şeffaf ve hesap verebilir bir platformda atılması gerekir ama bunların hiçbirini göremiyoruz" diyor:

"Atanan kişilerin seçiminde bile çeşitli prosedürler olmalı hem özgeçmişleri, hem uzmanlıkları açısından belirli kriterler olmalı diye düşünüyorum ama burada onun da olmadığını görüyoruz."

Gürses'e göre Fon'un denetlenmesi de sorunlu bir konu. Fon'a devredilen şirketlerin Sayıştay denetimine tabii olmayacağını, Sermaye Piyasası Kurulu veya Rekabet Kurulu gibi çeşitli kamu otoritelerinin denetiminin dışında olacağını söylüyor Gürses.

Fon'a devredilen şirketlerin muafiyetleri konusunun da ucunun açık olduğunu aktaran Gürses, buradaki bankalardan alınan vergilerin bütçe için önemli bir kaynak olduğunu, vergi muafiyeti getirilmesi durumunda bütçenin zorlanacağını belirtiyor:

"Böyle başlanmış olması bile bu varlık fonunun ne kadar çalakalem hazırlandığını ve tasarlandığını gösteriyor".

Norveç gibi Petrol üreticisi ülkelerde büyük yatırım fonları bulunuyor.
'Dünya gelecek nesillere aktarıyor, Türkiye borçlandırıyor'
Bu şirketlerde çalışan işçilerin durumunu sorduğumuzda ise "Şirketler anonim şirketi olarak kurulmuş normal şirketlerdi. Ama bu şirketi alıp da varlık yönetim fonunun kurduğu bir şirkete devrederseniz onların statüleri de değişmiş oluyor diye tahmin ediyorum. Çok karmaşık bir fotoğraf var ve orada çalışanların durumu da bunun içinde" diye yanıt veriyor.


Dünyadaki yatırım fonlarının bir borçlanma mekanizması kurmak değil mevcut zenginliği ve kaynakları gelecek nesillere aktarmak olduğuna dikkat çeken Gürses "Türkiye'de yapılan ise bugünkü harcamayı finanse etmek için gelecek nesilleri bugünden borçlandırmak" diyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) ekonomi araştırmacısı Nurullah Gür ise bu eleştirilere katılmıyor.

Gür: Paralar havuza toplanıp yatırım yapılacak

"Bu şirketler zaten Hazine'nin payı olan şirketler. Dolayısıyla bunun varlık fonuna devredilmesi çok sürpriz değil" diyen Gür, bu şirketlerin çoğunun ciddi nakit akışına sahip olmasına rağmen nakitlerin tamamını yatırım olarak kullanmadığını, bu hamleyle "Bu paraların bir havuza toplanıp buradan gelecek vaat eden alanlara yatırılması daha makul görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Gür, hükümetin bu şirketleri Varlık Fonu'na aktarmaya ihtiyaç durmasının nedeni olarak "Türkiye'nin ciddi büyük projelere finansman bulması ihtiyacını" gösteriyor:

"Şöyle bir realite var sonuçta: İçinde bulunduğumuz küresel kriz devam ediyor, etkileri hâlâ görülüyor. Bu tip dalgalı bir finans yapısının olduğu zamanlarda büyük projelere bankalar aracılığıyla fon bulmak kolay değil.

"Birçok ülke bu yolu seçerek kendi gelecek vadeden yatırımlarına kendileri fon sağlıyor, döviz kurundaki dalgalanma veya makroekonomik istikrarsızlığa karşı bir yastık sağlıyor.

"Bu bir finansal kaynakları çeşitlendirme aracıdır, büyük yatırımlar sadece buradan fonlanacak diye bir durum söz konusu değil."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, muhalefetin Varlık Fonu'nu "Duyun-u Umumi"ye ye benzetmesinin yanlış olduğunu, Fon'un milli olduğunu söyledi.
'Kısa vadede başka şirket yok'

Gür, Fon'a devredilen şirketlerin 20 milyar dolarlık değerinin bahsedilen hedefler için yeterli olmadığını ve ilerde Fon'un kaynaklarının çeşitlendirileceğini söylerken, kısa vadede başka bir kamu şirketinin devredilmesini ise olası görmüyor:

"İlerde sermaye piyasası aracılığıyla fon bulabilir veya sukuk (İslami prensiplere uygun faizsiz tahvil) ihraç edebilir".

Dünyada bu alanda değişik örneklerin olduğunu, yalnızca petrol ve doğalgaz şirketlerinin kaynaklarının aktarılmadığını anlatan Nurullah Gür, bazı ülkelerde bütçeden kaynak aktarıldığını, Güney Kore'de ise merkez bankasının kaynaklarının kullanıldığını söylüyor.

'Kurumsal Kimlik Zamanla oturacak'

Gür, Varlık Fonu yasasında yer alan "üç yıllık strateji yatırım planına göre yönetilir" ifadesini sorduğumuzda ise Varlık Fonu'nun çok yeni bir kurum olduğunu hatırlatıyor:

"Bu stratejik planın ortaya çıkması ve kurumun gerçek bir kurumsal kimliğe kavuşması zaman alacaktır.

"Çok büyük ihtimalle yönetim kuruluyla beraber ve kurumsal yapının oluşmasıyla birlikte bu bahsettiğiniz dokümanlara da ulaşabileceğiz."

Nurullah Gür, bu belge oluşturulmadan, kurumsal süreçte belli bir aşamaya gelmeden Fon'un önemli adımlar atmayacağını düşünüyor.

Türkiye'nin borçlarını ödemede dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğunu ve bu yüzden borçların ödenememesi nedeniyle şirketlerin yabancı finansörlere verilmesi gibi bir ihtimalin olmadığını söyleyen Gür, "Bunların profesyonel yönetimi devam edecek ve ben bu alanlarda ciddi bir kırılma veya değişiklik yaşanacağını zannetmiyorum" diyor.

Türkiye'nin Nisan Ayında Referanduma gitmesi bekleniyor

Gür: Zamanlamanın Referandumla alakası yok

Gür'e göre devir işlemlerinin zamanlamasının da referandumla bir alakası yok:

" Bu Varlık Fonu'nun kurumsallaşması belli bir zaman alacak, tam olarak kurumsallaşmadan ciddi bir yatırım yapacağını ve referandum öncesinde ekonomiye katkı sunacağını beklemek doğru olmaz.

" Bu kurumun gerçek anlamda ekonomiye bir katkı sağlaması için 2-3 yıl geçmesi gerektiğini düşünüyorum."

Peki kurumsal kimliği oturmamış bir yapıya bu kadar büyük kamu şirketlerinin devredilmesi doğru mu?

' Kafalardaki soruları gidermek için yol almak önemliydi'

Gür, bu sorumuza "Şu anda şirketlerin yönetiminde bir devir söz konusu değil, şirketler kendi profesyonel yönetimlerine devam edecekler. Şu anda sadece neyin ne olduğu ortaya çıktı. Bu varlık fonunun kaynakları nereden sağlanacak diye bir soru işareti vardı, dolayısıyla o kafadaki soruları belli bir ölçüde gidermek için bir yol almak önemliydi" yanıtını veriyor.

Şirketlerin yanı sıra Hazine arazilerinin neden Fon'a devredildiği konusunda bir fikri olmadığını söyleyen Gür, Fon'un denetlenmesi konusunda şunları söylüyor:

" Nasıl ki büyük şirketler dış denetime tabii tutuluyorlarsa bu varlık fonu da bir dış denetime tabii tutulacak. Dolayısıyla şeffaflıktan veya denetimden ödün verme gibi bir durumun söz konusu olacağını ben düşünmüyorum. Çünkü bu varlık fonunun doğasına aykırı bir durum.

" Varlık fonlarının şeffaf ve denetime açık olması gerekir ki etkin bir şekilde çalışsın. Dolayısıyla dış denetimin sağlanması bu açıdan kritik. Bunun sağlanacağını hem biz resmi gazetedeki metinden hem de başbakanın yapmış olduğu açıklamadan gördük. Şeffaflık ve denetimden uzak bir yapının kurulması mümkün değil."

" Bugün Holdingleri nasıl özel ve uluslararası denetim kurumları tarafından denetleniyorsa bu şirketler de uluslararası kredibilitesi yüksek ve bilinen şirketler tarafından denetlenecek. Zamanla varlık fonu tahvil ihracında bulunacak ve kredi notu alacak bunu yapabilmek için."


https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-38878761



***

6 Eylül 2018 Perşembe

ABD, PYD VE PKK YA YAPTIĞI SİLAH YARDIMI İLE MEŞRU HALE GETİRDİ


ABD, PYD VE PKK YA YAPTIĞI SİLAH YARDIMI İLE MEŞRU HALE GETİRDİ




01 Kasım 2014 Cumartesi

     
MHP Grup Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Peşmergenin Türkiye üzerinden geçirilecek olmasının Anayasal suç oludğunu söyledi. 





Siyasi Haberi - 24 Ekim 2014 Cuma - 21:18


        MHP Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu, Özellikle Güneydoğuda, Suriye ve Irak bölgesinde Türkiyenin sıkıntıları var. Kobaniyi bahane ederek 35 ilde meydana gelen olaylarda bin 113 binanın, kan merkezlerinin ve okullarının yakılıp yıkıldığı belirlendi. 

Bin 177 araç yakıldı. 6-10 ekim arasında meydana gelen olaylarda 32 vatandaş hayatını kaybetmişti, sayı 47 ye çıktı. Basına da yansımayan olaylar var dedi.
                        
Halaçoğlu, hükümetin şantajla karşı karşıya olduğunu belirterek, 3 PKK lı öldürüldü. Ciddi çatışmalar var ama politika icabı hükümet akil insanları 
çağıran ve çözüm sürecinin provokatörlere rağmen süren bir politika takip ediyor. Provokatör dedikleri doğrudan doğruya PKK dan başka bir şey değil. 
Ayaklanma provalarının  temelinde KCK yatıyor. Bu KCK çözüm süreci çerçevesinde serbest bırakıldı. Hükümet şantajla karşı karşıya. 
Öcalanın 15 Ekime kadar süre verdiğini biliyorsunuz. 
                       
  Çözüm süreci adı altında sekreterya verecekler.  Öcalanın şartlarının iyileştirilmesinden söz ediliyor. 

Ömür boyu hapse mahkum olmuş ve 40 bin kişinin katili olan bir kişinin bu pozisyona gelmesi hükümetin yaptığı yanlış politikalarının göstergesi olarak 
önümüze çıkmıştır diye konuştu.Halaçoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

  Yapılan yanlış hareketin ortadan kaldırılması  gerekirken devam edilmesi hayret verici. Kobani meselesi  ön plana çıkarılarak yapılan ayaklanmada, 
buna karşılık olmak üzere güvenlik paketi ortaya sunuluyor. Bu paketlerde MHP nin tasvip ettiği konular ve tasvip etmediği konular var. 
İnsanların mallarını yağmalayan konularda cezaların artırılması taraftarıyız. Daha da  ağırlaştırılmalı. Caydırıcılık unsuru olacak bir cezanın ortaya getirilmesi 
lazım. Masum insanların hak ve hukukunu gözetmeden onları da gözaltına alabilecek bir hareketi kabul etmek mümkün değildir. Polis devletine gidecek bir 
Türkiyeyi kabul etmek mümkün değil. 
                        

  Hükümetin ileri demokrasi dediği bu olsa gerek. 











İnsanların mülklerine sahip olmaları en tabii hakkıdır.  Hükümet bu gibi konularda hukuku hiçe sayan bir tavır sergiliyor. Anlaşılan 12 yıl hareket ettiği paralel yapıyı cezalandırmak istiyor. Kim kanunlara aykırı davranıyorsa hukuk çerçevesinde hakkından gelmek gerekir. Polis devleti ile mücadele edemezsiniz.
                        
Adil bir hukuk sistemini muhakkak getirmeniz lazım. 
                        
Siyaseten HSYK üyelerinin nasıl seçileceği gibi birtakım yanlış politikalar içine düşmüştür. Hukuka da siyaset bulaştırılmıştır. Hukuk herkes için gerekir. 
Ülkelerin ayakta kalmasının en önemli direği siyaset üstü bir hukuk sistemi kurmaktır. Aksini yaptığınız takdirde o devleti ayakta tutamazsınız. 
Maalesef bu konuda büyük bir sıkıntı yaşanmıştır. Hükümet yanlısı ve paralel yanlısı diye alternatifli bir seçim yapılmıştır. Seçilen hakimlerimizin illaki 
tarafgir olduklarını düşünmüyorum ama siyasete alet ettiğiniz takdirde bu hakimler ne kadar adil karar verecek olursa olsun birçok kesim siyaseten karar 
verdiğine inanacaktır. Hakimler ve hukuk  adamlarımız da siyasete alet edilmesinden nasibini  alacaklardır."
        
   "Ağustos 28 de Cumhurbaşkanının yemininden itibaren yeni bir hükümet yapılanması meydana gelmiştir" diyen Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
                       
    "Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmuştur. Bu tarihten itibaren partiler üstü bir konumda bulunması gerekirken Meclis'e hangi kanunların gelip 
gelmeyeceğine karar veren bir tavır takınıyor. Cumhurbaşkanları  Meclis'e gelmeden önce tavır takınmazlar. Bu iş Başbakana aittir. Başbakan bu konularda sessiz kalmaktadır. Son derece hatalı ve yanlış bir yönetim biçimi sergilenmektedir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında yapılan değerlendirmelerde tenakuz söz konusu. 

Bir saat önce Peşmergelerin Türkiye ye girmeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı, bir saat sonra Obama ile görüştüğünü ve Peşmergelerin Türkiye den 
geçeceğini ve  bununla ilgili olarak da Obama ya teklifte bulunduğunu söylüyor. Kobani ABD nin sınırlarında değil, Peşmergelerin Türkiye den geçmesini 
teklif ettim derken, ABD deki peşmergelerin Kobaniye geçmeleri için Obama ile bilgi alışverişi yapmış pozisyonunda olmuyor. 

 Türkiye nin sınırlarında olan bir bölgeden Obama ya nasıl teklif götürüyor? Obama mı karar veriyor buna? 

   Eğer Cumhurbaşkanının söylediğine bakacak olursak. Ama diğer taraftan Cumhurbaşkanı PYD ye yardımın PKK ya yardım olduğunu söylüyor. ABD nin de 
bölgeye silah  yardımı yapmasını tenkit ediyor. Ama diğer taraftan da Peşmergelerin geçişine teklifte bulunduğunu söylüyor. O zaman Peşmerge kime 
yardıma gidiyor?  PYD ye yardıma gidiyor. PYD ye yardım hani PKK ya yardımdı? O zaman  Cumhurbaşkanı PYD ye yardım ile PKK ya yardımı sürdürüyor. 
   Kimin ne yaptığı belli değil, hükümet burada da dış politikada da eline yüzüne bulaştırdı her şeyi. 
                       
 Bu pozisyonda Türkiye nin ne yapacağını bilmez hale geldi. Peşmergelerin Türkiye üzerinden geçmesi anayasal suçtur, anayasal suç işleniyor. 
Hükümetin böyle bir yetkisi yok. Hükümet kanunlara ve hukuka saygısızlık göstermektedir. Peşmergelerin istediğiniz zaman  listesini alın oraya siz teslim edin. Bunlar kaydı olmayan silahlarla gidiyorlar. Silahlarının hangisini orada bırakıp bozuk silahla dönüp dönmediğini bilemezsiniz. Yarın bu silahlarla PYD ve PKK Türkiye nin karşısına çıkacaktır. Burada da hükümet yanlış bir  politika izliyor. ABD yukarıdan PYD ye silah attı. Onun karşısında PYD yi meşru hale getirdi. 

   PYD meşru olursa PKK da meşru oluyor. İster istemez Türkiye Peşmergelerin geçmesine izin verdi. Irak tan sonra Suriye'de de bağımsız Kürdistan ve 
Akdeniz'e uzanan bir yapılanma var. Bunun arkası Türkiye dir. Sayın başbakan, 'İnce bir satranç oyunu oynamaktayız' dedi ama veziri, kalesi ve atı oyun 
dışında kalmış. Kaybetmeye mahkumsunuz. 

Yarın Şah-Mat derler size.

     Tezkere sırasında Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasını istediklerini belirten Halaçoğlu, "Türkiyenin yapacağı tek bir yol kaldı, onu zamanında 
yapsalardı belki bu duruma düşmeyeceklerdi. Türkmenleri silahlandırmadılar. PKK ve PYD gibi bir örgüt değil IŞİD, öylesine rastgele bir toplanmış örgüt değil. 

Temelini Irak eski ordusunun oluşturduğu bir örgüttür. 
                        
Bunlar Katar dan ve Suudi Arabistan dan maddi destek alıyorlar. Oynanan oyun tek taraflı değil. Satranç oyunu bu bölgede çok ciddi bir şekilde oynanıyor. 
Tezkere sırasında Suriye de güvenli bölge oluşturulmasını  istemiştik. Bugün Suriye den Türkiye ye sığınmış 1 milyon 800 bin insan var. 
Birçoğunun nerede olduğu belli değil. Çözüm sürecinin bittiğini herkes biliyor, hükümet de biliyor. Olayları KCK nın organize ettiğini herkes biliyor. 
Biz MHP olarak hiçbir zaman ülkücü gençliğin sokağa çıkarılmasını kabul etmiyoruz. Genel Başkanımızın da kesin talimatı var. Sokağa çıkmak, Türkiyeyi 
parçalamak ve Türkiye de kan gövdeyi götürecek bir ortam sağlamak demektir. Devletin polisi ve askeri gücü, bu bozguncuların üstesinden gelmek zorundadır. 
Bunun için vardır onlar. Bugün Türkiye de kaç kişi Türkiyenin huzur içinde olduğunu iddia edebilir? Kaç kişi, 'Ekonomik sıkıntı içinde değilim' diyebilir. 
Her birimiz şu an 7-8 bin dolar borçluyuz. Türkiye nin borçları 580 milyar dolara ulaştı. Bu önümüzdeki yıl ödeyeceğimiz borç 150 milyar dolarlar civarındadır. 
Bunu nasıl karşılayacaksınız?" şeklinde konuştu.
                       
   "Önümüzdeki seçimlerde Türkiyeyi bu hale getiren  iktidardan Türkiyenin kurtulacağını düşünüyoruz" diyen Halaçoğlu, "Doğuda korucular enselerinden 
vurularak şehit ediliyorlar. Artık o bölgelerde asayiş kalmamıştır. Asker taş yağmuruna tutuluyor. Artık öylesine rahat hareket eder hale geldiler ki, bunu gidip orada görmek lazım. Söylediklerim, olanların yüzde sini oluşturuyor. İş yerlerinden haraç topluyorlar. 

Birçok okulda eğitim yapılamıyor. Bütün bunları göz önüne alarak diyorum ki Allah sonumuzu hayır getirsin"  ifadelerini kullandı.

   Sultan Alparslan ın mezarının yeri konusunda sorulan bir soruya ise Yusuf Halaçoğlu, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Bey, Kültür Bakanlığı Müsteşarı idi. 
Onun döneminde birlikte Türkmenistana gittik. Ben daha önceden bununla  ilgili olarak çalışmalar yapmıştım. Mezarın yerini yüzde 99 derecesinde tespit 
etmiş durumdayım. Şimdiki Cumhurbaşkanı Başbakan iken, Alparslanın mezar yerini bulduğunu söylemişti ve türbe yapacağını söylemişti. 
                       
 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yerde arıyoruz, henüz bulmadık demişti. Anladım ki bunu siyaseten kullanacaklardı. Gelip benden bununla ilgili herhangi 
bir şey istemediler. Türbe yapacaklarmış. Türbenin nasıl olacağına dair resim olmadığı için türbe yapamazlar. 

Bunu siyaseten kullanacaklarını düşündüğüm için söylemedim. Yerini tespit etmiş bir ilim adamına gelinir, MHP ye girdim diye ilmi sıfatımı yitirmiş 
değilim, gerekli bilgi alınır, komisyon içinde yer alır ve yapılır. Demek ki bunu siyaseten yapacaklar cevabını  verdi.

Anahtar Kelimeler:MHP,Grup,Başkan,Vekili,Kayseri,Milletvekili,Yusuf Halaçoğlu,Peşmergenin, 


DİĞER YAZILARI.,

CHP NİN YENİ GRUP BAŞKANVEKİLİ KAYSERİ DAMADI
DOĞU PERİNÇEK KAY-TV EKRANLARINDAN SESLENDİ
HER İLÇEMİZDE ŞÖLEN GİBİ KONGRE YAPACAĞIZ
CHP VE MHP ;PARALEL YAPI İLE İŞBİRLİĞİNDE
ABD, PYD VE PKK YI YAPTIĞI SİLAH YARDIMI İLE MEŞRU HALE GETİRDİ
İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI PERİNÇEK 
ANA MUHALEFET'TEN SİYAH ÇELENKLİ PROTESTO

http://www.sanalbasin.com/halacoglu-abd-pyd-ve-pkkyi-yaptigi-silah-yardimi-ile-mesru-hale-getirdi-6953069/


***