17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 21
4 ESKİ BAKANLA İLĞİLİ., İşte TBMM Soruşturma Komisyonu Raporu,
9/8 Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 22.09.2014 tarih ve 195628 sayılı yazısı ile dört eski Bakanın 3628 sayılı Kanun kapsamında vermiş
oldukları mal bildirim beyanları istenmiş ve TBMM Başkanlığının 25.09.2014 tarih ve 196080 sayılı yazısı ekinde gönderilen 19 adet mal bildirimine ilişkin belgeler 16.10.2014 tarihinde görevlendirilen Bilirkişiye teslim edilmek suretiyle Bakanlık yaptıkları döneme ilişkin olarak eş ve çocukları ile kendilerinin mal varlığı araştırması istenmiş, Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen BAĞIŞ’ın kendisi, eşi ve çocuklarının malvarlığına ilişkin araştırma neticesinde Bilirkişi tarafından hazırlanan 18.12.2014 tarihli raporda;
“Çocuklarının malvarlığı bilgilerine rastlanılmadığı, eşi adına 2008 yılında iktisap edilen 2006 model Honda CIVIC marka bir adet motorlu araç bulunduğu,
Egemen BAĞIŞ’ın Bakanlık yaptığı süre zarfında toplam üç adet taşınmaz satın aldığı ve iki adet taşınmaz sattığı, 13.10.2010 tarihinde Konur Sokak Kavaklıdere/Ankara adresinde kayıtlı taşınmazın % 50 hissesinin 500.000 TL’ye kendisi adına satın alındığı, 29.11.2010 tarihinde İstinye/ İstanbul
adresinde kayıtlı taşınmazın tapu harç matrahı 500.000 TL’ye eşi Beyhan Nilser BAĞIŞ adına satın alındığı, 13.11.2011 tarihinde Dikmen Vadisi/Ankara
adresinde kayıtlı taşınmazın tapu harç matrahı 500.000 TL’ye kendisine adına satın alındığı, 2005 yılında Bursa’da, 2006 yılında İstanbul’da iktisap edilen
taşınmazlar için kredi kullanıldığının anlaşıldığı, 2005 yılında Bursa’da kayıtlı taşınmazın kredi vadesinin 120 ay (2012 yeniden yapılandırılarak 18 aya düşürülmüştür), 2006 yılında İstanbul’da iktisap edilen taşınmazın kredi vadesinin 84 ay olduğu, iki kredi ödemesinin de 2013 Haziran ayı itibariyle
sona erdiği, bankalardan edinilen bilgilerden Egemen BAĞIŞ’ın hesaplarında kendi adına alınan iki adet taşınmaz ile ilgili banka transferine ve kredi
kullanımına rastlanılmadığı, şahsın mal bildirimlerinde de 2010 ve 2011 yılında edinilen üç taşınmazla ilgili borcu olduğuna dair bir beyanda bulunmadığı,
söz konusu üç taşınmazın finansmanı ile ilgili soru sorulmuş, Komisyona gönderilen cevabi yazıda konunun zaman yönünden Soruşturma Komisyonunun
görevi ve yetkisinde olmadığı için cevaplandırılmadığı, 2002 yılında iktisap edildiği beyan edilen taşınmazın 20.03.2013 tarihinde tapu harç matrahı 415.000 TL’ye satıldığı, konu ile ilgili olarak Egemen BAĞIŞ’ın hesabına 425.000 TL havale yapıldığı, eşi adına 2005 yılında iktisap edilen Bursa ili Osmangazi İlçesinde kayıtlı taşınmazın 10.06.2013 tarihinde tapu harç matrahı 65.000 TL’ye satıldığı, söz konusu taşınmaz satımları ile ilgili banka transfer bilgilerinin mevcut olduğu, Egemen Bağış ve eşi Beyhan Nilser BAĞIŞ’ın aylık ortalama gelirlerinin 2008 ve 2009 yıllarında yaklaşık 18.000 TL, 2010 yılında 20.000 TL, 2011 yılında 21.500 TL, 2012 yılında 22.300 TL, 2013 yılında ise 25.000 TL olarak tahmin edildiği, Egemen BAĞIŞ’ın kendisi ve eşinin 2005 ve 2006 yıllarında kullandığı konut kredileri dolayısıyla 01.01.2008 tarihinden 31.05.2013 tarihine kadar aylık ortalama 4.170 USD + 4.098 TL + 1.370 TL kredi geri ödemesi gerçekleştirdikleri, 2013 yılında çeşitli kişi ve kuruluşlara (2012 ve 2013 yılında eşine gönderilen 23.000 USD hariç) yaklaşık 61.000 USD tutarında SWIFT havalesi yaptığı, şahsın kendisi ve eşi ile ilgili verdiği mal bildirimlerinde banka, fon ve hisse senedi varlığında 2010-2013 yılları arasında kayda değer nitelikte bir azalış olmadığı, 61.000 USD SWIFT havalesi dikkate alınmadığında, ailenin gelirinden aylık kredi ödemeleri düşüldüğünde harcamalarını finanse edebilecek veya tasarruf ve yatırımlarına tahsis edilebilecek aylık ortalama gelirin1 2008 yılı için 7.350 TL, 2009 yılı için 6.300 TL, 2010 yılı için 8.300 TL, 2011 ve 2012 yılı için yaklaşık 9.000 TL, 2012 yılı i2013 yılı ilk beş ay için 11.600 TL olabileceği, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılı harcanabilir ve/veya tasarruf edilebilir aylık ortalama geliri dikkate alındığında; şahsın bakanlık yaptığı süre zarfında 2010 ve 2011 yılında satın alınan biri eşi adına kayıtlı toplam üç adet taşınmazın kendisi ve eşinin mevcut kayıtlı geliri ile orantılı olmadığı, Beyhan Nilser BAĞIŞ’ın % 99 paya sahip ortağı olduğu Dekorname Dekorasyon Şirketinin 2013 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Ortaklara
Borçlar Hesabının 1.565.000 TL, 2013 yılı içerisinde ortak veya ortakla ilişkili kişilerden temin edilen borçların en yüksek olduğu tarihteki toplam tutarının
3.779.644 TL olarak beyan edildiği, şirketten alacaklı olan şahısların şirket ortakları Beyhan Nilser BAĞIŞ, Amrullah ALEVCAN ile Egemen BAĞIŞ ve
Amrullah ALEVCAN’ın ortağı olduğu BNB Hazır Giyim şirketi olduğu, şirkete yıl içerisinde BNB şirketinden toplam 1.110.000 TL para transferi yapıldığı,
yıl içinde toplam tutarı yaklaşık 3.779.000 TL olan borçların 31.12.2013 tarihinde 1.565.000 TL’ye düştüğü, söz konusu azalışın nasıl gerçekleştiğinin
tespit edilebilmesi amacıyla Egemen BAĞIŞ’tan BNB Hazır Giyim şirketi ile Dekorname Dekorasyon şirketinin 2011, 2012 ve 2013 yıllarına (ortaklar ve
şirketler arasındaki borç alacak ilişkisi 2011 yılında başladığı için bu yıllar seçilmiştir) ilişkin ortaklara borçlar hesabının ayrıntılı dökümü ile transfer
fiyatlandırması ve örtülü sermaye uygulamasına ilişkin bilgiler talep edilmiş, alınan cevabi yazıda 2013 yılına ilişkin kendisi ve eşini ilgilendiren ortaklara
borçlar hesabının ayrıntılı dökümü dışında Soruşturma Komisyonuna herhangi bir bilgi ve belge sunulmadı, BNB Hazır Giyim Şirketinin Dekorname şirketine
toplam 3.625.000 TL para transferi yaptığı (2011 yılında 300.000 TL, 2012 yılında 2.215.000 TL, 2013 yılında 1.110.000 TL), Dekorname şirketinin de 2012 ve 2013 yıllarında BNB şirketine toplam 1.540.000 TL para transferi gerçekleştirdiği, söz konusu bilgiler çerçevesinde Dekorname şirketinin 2013 yılı içinde BNB şirketine 500.000 TL (3.625.000-1.585.000-1.540.000) borç anapara ödemesi yapmış olması gerektiği, ödemeye ilişkin banka transferine rastlanılmadığı için ödemenin nakit olarak yapılmış olabileceği izlenimi uyandırdığı, ancak şirketlerin yevmiye kayıtlarından edinilen bilgilerle konu hakkında daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceği,”
Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen BAĞIŞ ile ilgili olarak hazırlanan 05.01.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda;
“a) 18.12.2014 tarihli raporumuzda konuya ilişkin herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediğinden Konur Sokak Kavaklıdere/Ankara adresinde kayıtlı
taşınmazın % 50 hissesinin ediniminin kendisi ve eşinin geliri ile uyumlu orantılı olmadığı kanaatine varılmıştır. Ancak, Egemen Bağış tarafından 26.12.2014 tarihli, beyan ve ekinde yer alan belgelerden söz konusu taşınmazın annesi Güler BAĞIŞ’tan tapu harç matrahı 44.250 TL’ye devir alındığı anlaşılmış olup, mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde, söz konusu taşınmazın iktisabının hayatın olağan akışına uygun olduğu,
b) 26.12.2014 tarihli ek beyan yazısında özetle; 2011 yılında Ankara İli Çankaya ilçesi İlk Adım Mahallesi 28437 Ada 2 No’lu parseldeki taşınmazın 2013 yılında satışı yapılan taşınmaz ile alındığını, 2013 yılında satılan taşınmazın aslında 2011 yılında satıldığı, tapu devrinin 2013 yılında gerçekleştiği, Egemen BAĞIŞ’ın 2011 yılında evi boşalttığını, telefon ve elektrik faturalarının bunu teyit ettiğini ve yeni satın alınan eve taşındığı ifade edilmiştir. 13.10.2011 tarihinde kendi adına satın alınan Ankara İli Çankaya ilçesi İlk Adım Mahallesi 28437 Ada 2 No’lu parselde kayıtlı taşınmazın tapu harç matrahı 500.000 TL’ye satın alınan Dublex Mesken olduğu, 20.03.2013 tarihinde satışı yapılan taşınmaz ile ilgili işlemlerin 18.12.2014 tarihli Raporda ayrıntılı olarak belirtildiği, 2013 yılında yapılan satış ile ilgili olarak 2011 yılında herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının bilinmedi ği, 2011 yılında fiilen satıldığı, ancak tapu tescilinin 2013 yılında gerçekleştirildiği ne dair beyan ve sunulan belgelerin mahiyetinin takdirinin Soruşturma Komisyonuna ait olduğu,
c) 26.12.2014 tarihli ek beyan yazısında; Hillpark İstinye/İstanbul adresinde kayıtlı taşınmazın 29.11.2010 tarihinde Egemen BAĞIŞ tarafından taksitle
satın alındığı, söz konusu taşınmazın Beyhan Nilser BAĞIŞ tarafından taksitle satın alındığına dair Bay İnşaat şirketi Yönetim Kurulu Başkanının imzaladığı
26.12.2014 tarihli yazının Komisyona sunulduğu, 20.12.2012 tarihli ek beyan yazısında; söz konusu taşınmazın inşaatın başından beri taksitle satın alındığının ifade edildiği, ödemenin ne zaman başladığı, taksit tutarının ne kadar olduğu ve taksit ödemelerinin ne zaman sona erdiğine dair bir bilgiye yer verilmediği anlaşılmıştır. Diğer taraftan 31.05.2006 tarihinde eşi ve kendi adına Bay İnşaattan yine Hillpark İstinye/İstanbul adresinde kayıtlı bir taşınmaz satın alındığı, söz konusu taşınmazın aylık 4.170 USD + 4.098 TL kredi taksit ödemesi ile finanse edildiği, 2006 yılında eşi ve kendi adına satın alınan taşınmazın borç tutarının mal bildirimlerinde belirtildiği, mal bildirimlerinde aynı yerde 2010 yılında satın alınan taşınmazın ise borç bilgilerine rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
2010 yılında satın alınan taşınmazın finansmanına ilişkin beyan ve sunulan belgenin mahiyetinin takdirinin Soruşturma Komisyonuna ait olduğu,
Kendisi ve eşinin ortağı olduğu şirketlerin 2011, 2012 ve 2013 yıllarını içeren ortaklar, ilişkili kişiler ve firmaların transfer fiyatlandırmasına konu olan kayıtlara ilişkin dökümler ve kredi kullanımları ile ilgili 20.12.2014 tarihli Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Raporunun 21.12.2014 tarihli yazı ile komisyona sunulduğu, söz konusu belgelerin tetkikinden; eşi Beyhan Nilser BAĞIŞ’ın Dekorname şirketinden olan alacağının 31.12.2011 tarihi itibariyle 276.000 TL, 31.12.2012 tarihi itibariyle 831.000 TL, 31.12.2013 tarihi itibariyle 867.000 TL olarak gerçekleştiği (hisse devirlerinden kaynaklanan tutar dâhil), 2013 yılında dikkate değer nitelikte alacağında artış olmadığı, artışın ücret tahakkukundan kaynaklandığı, 2013 yılında ortaklar cari hesabından dikkate değer nitelikte kullanımı (alacağının tahsili) olmadığı, Beyhan Nilser BAĞIŞ’ın ortağı olduğu şirketten olan alacağının 3628 sayılı Kanunda belirtilen esas ve usuller çerçevesinde mal bildirimlerine konu edilmediği, Komisyona sunulan bilgiler üzerinden yukarıdaki hususlar tespit edilmekle birlikte, bu değerlendirmelere etki edecek başkaca kaydi veya fiili ticari iş ve işlemin olup olmadığının bilinmediği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa olunmuştur.
Komisyonumuz ekseriyetle, Anayasanın 6. maddesinde “… Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 20.01.2006 tarih ve 100 sayılı Genelgesinde “ … 2 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği 'nin 17 Kasım 1997 tarih ve 9427/23887 sayılı yazısında da belirtildiği üzere; görevde bulunan veya görevinden ayrılan Başbakan ve bakanlar hakkında Bakanlar Kurulu'nun genel siyaseti veya Bakanlıkların görevleriyle ilgili olarak yapılan şikâyet ve ihbarların, ancak Anayasa'nın 100'üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 107'nci maddelerine göre işleme tâbi tutulacağı, …” şeklindeki düzenlemeleri nazara alarak; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu ve emrinde çalışan Emniyet Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yasaların hileli yollar denenerek aşılması suretiyle yetkisiz-hukuksuz olarak yürütülen soruşturma neticesinde 4 eski Bakan hakkında düzenledikleri rapor ve ekinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ve teknik araçlarla takip sonucu elde edilen bulgular yok hükmünde mülahaza etmek suretiyle kendisine aksettirilen soruşturma evrakını bir ihbar mahiyetinde kabul ettiği ve bu düşünce ile tetkik ve tahkikata başlayarak yeniden usule uygun delil araştırması yaptığı ve ilgiliye atfedilen, “Rıza SARRAF’tan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında;
a) Bu şahsın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık ettiği,
b) Bu şahısla ilgili bir soruşturma olup olmadığı yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarda araştırılma yapılmasını sağladığı,
c) Bu şahsın faaliyetiyle ilgili olarak basında haber yapılmasının önlenmesi için girişimlerde bulunduğu”şeklindeki eylemlerin hiçbirisi Avrupa Birliği
Bakanlığının görevleri arasında kabul edilecek husular olmayıp 5237 sayılı TCK’nın 255. maddesinde tanımlanan nüfuz ticareti ve 252. maddesindeki
rüşvet suçlarının yukarıda izah edildiği üzere unsurları itibariyle oluşmasına vücut vermeyeceği gibi yine zikredilen hukuka uygun olarak elde edilen
deliller muvacehesinde kanıtlanamamıştır.
Malvarlığı araştırması için görevlendirilen Bilirkişi tarafından yapılan tetkikat sonucu düzenlenen raporlardan da ilgili bakan ve eşinin soruşturma önergesinde belirtilen fiillerden kaynaklanan malvarlığı edindiği yolunda bir bulguya rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, kamuoyunda 17 Aralık operasyonu olarak bilinen, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın da isminin geçtiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen 2012/120653 numaralı soruşturma ilgili bakanlar dışındaki şüpheliler yönünden 16.10.2014 tarih ve 2014/69582 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlanmış ve itiraz üzerine İstanbul 6.Sulh Ceza Mahkemesince ele alınan söz konusu karar hukuka uygun bulunarak vaki itirazların reddiyle 15.12.2014 tarih ve 2014/3162 sayılı kararıyla kesinleşmiştir.
2.3.4. Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Trabzon Milletvekili Erdoğan BAYRAKTAR hakkında:
A) İDDİA
Bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan ve miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı menfaatler karşılığında;
a) Kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylattıkları,
b) İmar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yumdukları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağladıkları; Bu eylemlerin bir kısmının Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Trabzon Milletvekili Erdoğan BAYRAKTAR'ın görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda
gerçekleştirildiği; ayrıca bu Bakanlıktan iş alan bazı şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için tavassut ettiği, İddia edilmiştir.
Yukarıda sayılan ve Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Trabzon Milletvekili Erdoğan BAYRAKTAR tarafından işlendiği iddia edilen eylemler, 5237 sayılı TCK’nın 255.
(Nüfuz ticareti) ve 251. (Görevi kötüye kullanma) maddelerine tekabül ettiğinden, bu iddiaların gerçekliğinin araştırılması ve soruşturulması gereği
ortaya çıkmıştır.
B) TOPLANAN DELİLLER
a. Tanıklar
1. Abdullah Oğuz BAYRAKTAR
2. Ali İbrahimağaoğlu
3. Mehmet Ali Aydınlar
4. Sadık Soylu
5. Mehmet Ali Kahraman
b. Belgeler
1. 18.12.2014 ve 05.01.2015 tarihli bilirkişi raporları
2. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/120653 soruşturma sayılı evrakı
C) SAVUNMA
Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR şifahi ve yazılı savunmasında özetle;
17 Aralık operasyonu, aslında adli bir vaka olmayıp özü itibariyle Devletimize, Hükümetimize ve millet iradesine karşı yapılmış bir komplodur ve açık bir
darbe girişimidir. Hatta millet iradesinin temsilcisi TBMM’ne karşı yapılmış en vahim saldırı, en büyük saygısızlıklardan birisidir. 17 Aralık darbe girişimi
dosyasını hazırlayan savcı kendisini açıkça TBMM soruşturma komisyonu yerine koyarak iddianame tarzında bilgi notu hazırlamış, suç isnadında bulunmuş
ve fonksiyon gaspı yapmıştır. Açık bir fonksiyon gaspında bulunan savcı, önceden kolluk tarafından hazırlanmış ve anlamı bozulacak şekilde düzenlenmiş
telefon görüşmelerini ve hukuken delil niteliği bulunmayan olayları sanki sübut bulmuş gibi kabul ederek adeta fezleke hazırlamıştır. Savcının hazırladığı
fezleke tarzındaki bilgi notunun hiçbir hukuki niteliği yoktur. Bu görüşmelerin kırpılarak verilmesine rağmen yine de suça konu olabilecek bir görüşme
oluşturulamamıştır.
Belli ki çirkin emeller için bir senaryo yazılmış, bu senaryoya göre hayali bir örgüt kurulmuş ve de varsayıma dayalı olarak suç oluşturulmaya çalışılmıştır.
Şahsımın da bu sözde örgütün yaptığı eylemlerden haberi olduğu gerekçesi ile suça iştirak ettiğim ima edilmiştir. Bakanlığımızla ilgili olarak süreç,
16 Eylül 2012 tarihinde isimsiz ve imzasız dedikodu niteliğindeki bir ihbar mektubuna istinaden hukuksuz bir şekilde başlatılmıştır. İhbar mektubu üzerine
talep edilen iletişim tespiti İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 24 Eylül 2012 tarihli kararla “yeterli delil olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş ve
yine bu ret kararına yapılan itiraz da İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 01 Ekim 2012 tarihli kararıyla reddedilerek kesinleşmiştir. Bu kararda da;
“mahkemeye sunulan delillerin kuvvetli suç şüphesini uyandırmadığı, eposta ihbarını yapan kişinin tespit edilip ayrıntılı beyanının alınarak somut
delillerin tespitinin gerektiği...” gerekçeleri özellikle belirtilmiştir. Hal böyleyken ve esasen de bu ret kararından sonra yeni deliller elde edilmeden tekrar
talepte bulunulması yasal olarak mümkün olmadığı halde, yeni delil elde edilmeden, birkaç gün sonra aynı ihbarla bu defa İstanbul 33. Sulh ceza
mahkemesinden iletişim tespit kararı alınmıştır. Yani, iletişim tespit kararı hukuki olmaktan uzaktır ve açıkça hukuka aykırıdır. Ve bütün soruşturma bu
minval üzere yürütülmüştür. Savcı hazırladığı fezlekede; sözde örgüt lideri H. Avni Sipahi ve oğlum A. Oğuz BAYRAKTAR ile ilişki kurulmak suretiyle
örgütsel bağlantının varlığından bahsetmektedir. Bir an için bu soruşturmaya konu sözde örgütün var olduğunu kabul edelim.
Bu sözde örgüt ile benim aramda bir bağ olduğu örgüt lideri olduğu iddia edilen Hüseyin Sipahi ile aramda geçen özellikle iki konuşmaya dayandırılıyor.
Nedir bu iki konuşma? Hüseyin Sipahi’nin Belediye seçimlerinde İstanbul Çekmeköy’den, CHP’den aday olup olmama konusunda benden habersiz karar
veremeyeceğini söylemesi, Benim Bakanlıkla hiç bir işi olmayan 80 yaşındaki bir dostuma yardımcı olması için Hüseyin Sipahi’den ricada bulunmam.
Oğlum A. Oğuz BAYRAKTAR ile örgütsel bağlantı içerisinde gösterilen tek telefon görüşmem darbe girişiminin vuku bulduğu 17 Aralık 2013 sabahı oğlumun telefonda “Baba polisler evi bastı” şeklindeki ifadesinden başka bir şey değildir. Oğlumla başkaca hiçbir telefon görüşmem yoktur. Bizimle ilişkilendirilen 17 Aralık Dosyasına konu olan iddiaların en temelinde iş adamı Ali Ağaoğlu’nun devletten ucuza aldığı arazileri imara açtırması ve keyfi uygulamalar yapması gösterilmektedir. Böyle bir şey kesinlikle yoktur. Ali Ağaoğlu’nun özellikle TOKİ’den aldığı hiç bir arazi ucuza alınmış değildir.
Hepsi açık ihaleler neticesinde sonuçlanmış ve piyasa koşullarına göre diğer tüm katılımcılardan çok daha yüksek teklifler verilmiştir.
22. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder