VARLIK VERGİSİ KONUSUNDA Ki YOLSUZLUK SÖYLENTİLERİ ve GERÇEĞİ BÖLÜM 4
Liste ile ilgili olarak açıklama yapan Başbakan Adnan Menderes, bu
listenin Vekiller Heyetindcn geçtiğine dair elde bir kayıt olmadığını,29 sadece
bazı isimlerden meydana gelen listenin Maliye Bakanlığına gelince Hilmi Uran
tarafından verildiğinin şerh edildiğini söyledi. Menderes, listede isimleri yazılı
mükelleflerin vergilerinin kanuna aykırı olarak tecil edildiğini, bu listenin vergi
uygulaması sırasında fahiş hatalar olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, bireysel
olarak "Hilmi Uran'ın bir liste oluşturarak bu hataları gidermeye çalıştığını
ancak, sadece siyasi faaliyet alanındaki insanların vergilerini terkin ederek
nimet dağıttığını ifade etti" (TBMM, 1950d: 213-4).
Komisyon üyelerinden Ferit Melen'le yapılan bir sözlü görüşmede Melen,
Hilmi Uran listesini incelediğini bu listede olanların zaten vergilerini ödediklerini,
bu nedenle listeye ilişkin bir işlem yapmadığını söylese de yukarıdaki tartışmalar tecil işleminin yapıldığını göstermcktedir. Mükellefler, herhalde asgari tutarları
ödeyerek, terkini beklemişlerdi. (AKAR, 1992: 104).
Sinan Tekelioğlu, konunun peşini bırakmayarak, 27 Kasım i950 tarihinde
Varlık Vergisi konusunda yeni bir sözlü soru önergesi verdi.
Bu önergede af, terkin veya tadil için Hilmi Uran'ın Adana ve Cenup
vilayetlerinden, Şevket Adalan'ın, İzmir ve civarından Mali Müşavir Edip
Görel ve diğer zevatın İstanbul'dan getirdikleri listelerdc kimlerin isimlerinin
yazılı olduğunu sordu. Ancak, TBMM'de isimlerin açıklanmasının doğru
olmayacağı söylenerek, isimler gizli tutuldu. Tekelioğlu'nun ikinci sorusu, eski
İstanbul Defterdarı Faik Ökte'ye ilişkindi. Söylenti, Faik Ökte'nin Papazyan ile
PozanCa müştereken tarh edilen vergiyi aralarında taksim ettiği ve Varlık
Vergisi mükelleflerinden birinin evini aldığı konusundaydı. Bu taksim kanuna
uygun muydu? Maliye Bakanı, bu önergeye 18 Aralık'ta kapsamlı bir yanıt
vereceğini açıkladı. Bunun üzerine, Maliye Bakanlığı İstanbul kentinde
yolsuzluk söylentileri konusunda etraflı araştırmalar yaptırdı. Basına yansıyan
söylentiler şunlardı:
- İstanbul'dan toplanacak Varlık Vergisi Maliye'ce 250 milyon olarak tahmin edilmiş, daha sonra Vali tarafından 400 milyona yükseltilmiştir.
- Verginin gayri muntazam ve gayri adilane tarh ve tanziminde bazı mükellefler varını yoğunu verdikleri halde bazı kimseler hiçbir şey vermemişlerdir, bu suretle alınabilecek miktar da tahsil edilememiştir.
- O zaman İstanbul' da yüksek bir memur taksitle bir apartman satın almış, bu apartman sahibi varlık vergisine tabi tacirlerle ortak olmak suretiyle o
tacirlerin vergi miktarını azaltmıştır.
- Defterdarlıkta bazı ileri gelen kişiler varlık vergisine tabi tacirlerle ortak olmak suretiyle bu kişilerin vergi miktarını azaltmışlardır.
- Varlık vergisi tanzim işinde çalışan Maliye Vekili Şevket Adalan'a iO bin lira ikramiye verilmiştir30
- Bazı kimseler, Varlık vergisine tabi kimselerin emlakini ele geçirmek
suretiyle kendilerini kampa gitmekten kurtam11şlardır (Cumhuriyet, ı950b).
Devlet bütçesinin TBMM'ne Anayasa'da öngörülen süreden geç teslim
edilmesi ve Gelir Vergisi uygulamasına ilişkin sorunlar ve Demokrat Parti'nin
mali siyasetini uygulamada başarılı olamadığı gerekçesiyle artan baskılar
karşısında, Maliye Bakanı Halil Ayan 15 Aralık 1950 tarihinde istifa etti, onun
yerine Hasan Polatkan atandı. 18 Aralık 1950 tarihinde Meclis gündeminde
bulunan Varlık Vergisi konusundaki soru önergesi Maliye Bakanı gelmediğinden 17 Ocak 1951 tarihine ertelendi. 17 Ocak'ta ise, soru önergesini veren Sinan Tekelioğlu olmadığı için önergenin görüşülmesi 19 Ocak 1951
tarihine bırakıldı. 19 Ocak günü, önerge sahibi tekrar Mec1is'e gelmeyince soru
önergesi gündemden düştü.31 195 i yılmın Mart ayında Tekelioğlu 'nun Varlık
Vergisi'nin mükelleflere iadesi konusunda bir yasa teklifi hazırladığı basında yer aldı, ancak daha sonra bu haberin tamamen uydurma olduğu ortaya Çıktı (BALİ, 1997: 177).
Bu konudaki söylentiler günümüze kadar ulaştı. Bu önerge nedeniyle
yolsuzluk söylentileri içinde adı geçen, Varlık Vergisi'nin uygulandığı
dönemde İstanbul Defterdarı olan Faik Ökte, i 95 i yılının Mayıs ayında
"Varlık Vergisi Faciası" adında, vergiye ilişkin en kapsamlı kitabı yazdı.32
Kitapta Varlık Vergisi'ne ve kendisine yapılan ithamları yanıtladı. Ökte,
Maliye çalışanlarının ve Müfettişierin hiçbir yolsuzluğa karışmadıklarını,
yolsuzlukların Ankara'da Fuad Ağralı'nın ricalarıyla başladığını daha sonra
bunun kapsamının genişledi-ğini ileri sürdü. Verginin tüm sorumluluğunu
hükümete attı. Başbakan Şükrü Saraçoğlu ise, Varlık Vergisi Faciası üzerine
artan tartışmalar ve kitaptaki ithamlara ilişkin, "Varlık Vergisi eseri benimdir.
O kadar benimdir ki bugün aynı mevkide aynı mali şartlarla karşılaşırsam bir
yenisini yapmakta tereddüt etmem" diyerek yaklaşımının değişmediğini
vurguladı (Cumhuriyet, i95 i).33 Oysa, beklenen Saraçoğlu 'nun verginin
sorumluluğunu İsmet İnönü üzerine atmasıydı. Demokrat Parti bunu İsmet
İnönü'ye karşı bir koz olarak kullanabileceği ni düşünüyordu (ÖYMEN, 2002:345).
Ancak, bu sözlerden sonra Varlık Vergisi konusu siyasetin gündeminden çıktı.34
İç ve dış politikada, hızlı gelişmelerin yaşandığı ve yeni oluşumların
biçimlendiği bu dönemde, Varlık Vergisi'ne ilişkin yolsuzluk söylentilerinin
Meclis gündemine taşınması siyasi sistemin sağlıklı yapılanması açısından
önemliydi. Önergelerin önemi, Varlık Vergisi uygulamasından sonra konunun,
ilk kez Meclis'te ele alınıyor olması ve kanun dışı düzenlernelerin hesabının
sorulmasıydı. Demokrat Parti, başlangıçta, demokrasi, hukuk düzeni, özgürlükler
konusunu ön plana çıkarırken, hukuksal alanda tüm iWal1erin üzerine
gidilmesi gerektiğini düşünmekteydi. Ancak, 1951 yılının başından itibaren bu
yaklaşımın terk edildiği, sert yaklaşım biçiminin kalıcılaştığı görüldü.
Demokrat Parti çok çeşitli görüşlere sahip insanların bir koalisyonu olarak
kurulmuştu ancak Parti içindeki çekişmeler, iktidar ve muhalefet arasındaki diyalogsuzluk bu soru önergesinden Demokrat Parti'nin demokrasi ve kurumları konusunda bir çıkar sağlamada bulunmasını engelledi; genel olarak hukuk sisteminin sağlamlaştırılması ve demokratik kurumların geliştirilmesi yönünde bir sonuç getirmedi.35
Genel Değerlendirme
Varlık Vergisi konusundaki tartışmalar, günümüzde tek boyutlu olarak
devam ediyor ve verginin etnik bir vergi olduğu ileri sürülerek, bu yönü ön
plana çıkartılıyar. Oysa, konuya retrospektif olarak bakmakta yarar var. Dönemin şartları ve özellikleri gözden kaçırılmadan, konuya çok yönlü, devletin ve vatandaşların uyması gereken etik değerler ve hukuk kuralları ve görevleri
çerçevesinden bakılırsa, Varlık Vergisi konusu yeniden değerlendirilebilir. Öte
yandan, tarihi geçmiş ve deneyimler, öte yandan vergi sistemi ve vergi
idaresindeki yetersizliklerin vergiden kaçınmaya ve vergi kaçırılmasına yol
açması, siyasi zorluklar ve yokluklar politikaların yönünü değiştirebilmektedir.
Sormamız gereken soru, bu uygulamalardan olumlu ne gibi faktörlerin siyasi
düzen ve düşünceye yansıdığıdır. Yapılan hatalardan ders alınıp hukuksal
düzen yeniden oluşturulup, işletilebildi mi? Hukuksal yapıdaki eksikliklerin,
piyasa sisteminin işleyişinde adaletsizliklere yol açtığı bilinmektedir, bu
boşluklar giderilebildi mi?
İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Maliye sadece gerekli ödeneği bulmak
amacıyla çalıştı, yani mali kaygılar finansman politikasına egemendi,
kullanılan araçların iktisadi ve sosyal etkilerinin ne olacağı hesaplanmadı. Bu,
finansman politikasının temel eksikliklerinden biriydi (COŞAR, i996: 8 ıo).
Mali açıdan, vergi sisteminin karışıklığı, vergi idaresinin yetersizliği,
ekonomide tüm gelirleri kapsayacak bir vergi sisteminin kurulamamış olması,
vergi ödememe alışkınlığı, vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı önlenebildi mi?
Vergi Sisteminde İkinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan reform ile
modern bir yapı oluşturuldu. Gelir ve Kurumlar Vergisi getirildi, bu vergiler
beyan usulüne dayanan kurumlaşmanın olduğu gelişmiş ekonomilerin
vergileriydi. Ancak, modern teknikler kullanılsa da ülke ekonomisinin gelişmişlik
düzeyini yansıtmayan vergilerle başarı sağlanamadı. 1950 sonrası
Türkiye finansman politikaları bu yönüyle incelenirse, sadece modern olmanın,
beyana dayanmanın vergi toplamada yeterli olmadığı da görülebilir.
DİPNOTLAR;
1 1939 Yılında Erzincan depreminin yarattığı sorunların ardından, i5 Kasım 1942 ve 20 Aralık 1942'de meydana gelen iki depremde büyük kayıplar verildi.
Ayrıca, 201 Haziran 1943 de bir hasarlı deprem daha meydana geldi. Bu depremlerde çok sayıda insan ölmüş, mevcut binalarm yarısı yıkılmıştı.
Savaş koşullarmda depremler ekonomik sorunlan ağırlaştırmıştı.
2 İkinci Dünya Savaşı yıllannda 1939 yılında 20 milyon sterlin Teslihat Kredisi, i940 yılında 15 milyon sterlin altm istikrazı yapıldı. Aynı yılda İngiltere 'den
2 Milyon sterlin, Fransa 'dan 264 Milyon franklık kliring de blokaj istikrazı yapıldı, 1942 yılmdan Almanya' dan 100 milyon mark şartlı kredi kullanıldı.
1944 yılından başlayarak Amerika Birleşik Devletleri'nden krediler kullanıldı (iNCE, 2001: 189.90). 1940 yılında alınan 15 milyon sterlin karşılığında para
basıldı.
3 Rıfat Bali kitabında bu konuda çok sayıda örnek vennek1:edif Karaborsacılık konusunda yahudi faktörünün ön phma çıkarıldığı vurgulanmaktadır.
4 Vergi gelirlerinin ortalama % 65'i dolaylı vergilerden kar~ılaıuyordu. Kazanç Vergisinin % 80'ini ücretliler ve heyannameliler ödüyordu. Beyannamelilerin
% 90'lıu ise Kamu Iktisadi Teşehhüsleri oluşturuyordu.
5 Ekonomik karlılık ve siyasi, ulusal çıkarlar çatışabilir, işte bu noktada toplum yararı saptayıcısı olarak hükümet müdahale edebilir.
6 İsmet İnonü'nün i942 yılı TBMM'ini açış konuşması ile karaborsa ve vurgunculuk yapanlan uyarmış, bu uyarılar savaş sonuna kadar devam etmiştir.
Ahmet Bamtçu'ya göre (1977:265) devlet hir çıkmaza girince ya da sokulunca, bunun tepkisinin çok şiddetli olması doğaldır. Öyleyse höyle hir kanunun
kabulü duraksama gösterilmeyecek hir olaydır.
7 Ancak, Refik Saydam aniden vefat edince, Başbakan olan Şükrü Saraçoğlu yiyecek sorununu çözmeyi en önemli ekonomik prohlem olarak gördü,
Milli Korunma Kanunu uygulamalan gevşetildi, fiyatlar biraz serhest bırakılınca resmi fiyatların yükscleceğini ancak karaborsa fiyatlarının altında kalacağını
düşündü. Ancak, bu höyle olmadı. Fiyat artışlarırun hızlanması, dış siyasette meydana gelen gelişmeler savaş sırasında büyük kiirlar elde eden ticaret kesimi
üzerine dikkatleri yoğunlaştırdı.
8 4501 Sayılı 21 Eylül 1943 tarihli Varlık Vergisine Ek Kanun ile 4305 sayılı Kanunun ikinci maddesinde yazılı mükelletlerden vergilerini ödeyemeyecekleri
tahakkuk eden hizmet erbabıyla gündelik gayri safi kazançlan üzerinden kazanç vergisine tabi mükelleflerin tahsil edilmemiş bulunan borçların terkine
Maliye Vekili yetkili kılınmıştır. 2 Aralık 1943 tarihinde borçlanıu ödeyemedikleri için çalışma mükellc1iyetine tabi tutulanlara bakiye borçlarını aile
muhitlerinde çalışarak ödeme imkanı verilmiştir. 4530 sayılı 15 Mart 1944 tariWi Varlık Vergisi Bakayasının Terkinine Dair Kanun ise dört maddeden oluşan
kısa bir kanundur. Bu Kanuna göre tarh edilmiş olan vergilerin henüz tahsil edilmemiş bulunan bakiyeleri terkin edilmiştir. Varlık Vergisi tarhiyatından!
dolayı yeniden müracaat ise kabul edilmeyecekti.
9 Çalışma Mükellefiyeti Talimatnamesi 7 Ocak 1943, Resmi Gazete 5302.
10 Etnik ayrıma giderek liste oluşturma işini Faik Ökte'nin yaptığı, Ankara'dan etnik ayırım konusunda bir emir gelmediği ifade edilmektedir (bkz. ÖYMEN, 2002).
11 Gayri-Müslimler için başlangıçta belirlenen vergi miktarları, Hükümet tarafindan 5-10 kat artırıldı. Verginin asıl yıkıcılığı burada kendini gösterdi
(ÖKTE, 1951: 78). Bu konuda, anılarııu yayınlayan Altan Öymen, vergi cetvellerinin Ökte ve İstanbul tarafından belirlendiğini ayınmcılığın Ökte tarafından
yapıldığını dolayısıyla merkezi hükümetin böyle bir yönlendirmede bulunmadığını ifade ederek sözlü emirlere memurların itaat etmeme haklarının
olduğunu işaret etmiş, Ökte'nin Varlık Vergisi uygulamasının çarpıtılmasında önemli bir roloynadığını ileri sünnüştür (ÖYMEN, 2002:325-50).
Ayrıca, bkz. ( AA.MERİÇ, 1951).
12 Dolayısıyla, Ayhan Aklar'ın yazısında ileri sürdüğü tüketirnin cezalandırılması savı marjinal bir öneme sahiptir ve karine yönteminin sonucudur.
Çünkü vergilendirilen servetti, bunu gösteren her türlü bulgu göz önüne alındı, tüketim, mülkiyet, harcamalar ve hatta giyim kuşam (örneğin Bülent Yazıcı
pejmürde kılıklı bir vergi mükellefinin ayakkabılarına bakarak zengin olduğuna karar venniş, haksız da çıkmamıştı).
13 Azınlıkların gerçek durumlarının üstünde ağır hir şekilde vergiye hağlandığı ifade edilir, gerçekten öyle miydi? Veriler yetersiz olduğundan bunu söylemek güç,
Ferit Melen'e göre takdire dayalı vergilerde hata olahilir, ancak büyük mükelleflerde hata yapılmamışt!.
Azınlıkların ödediği Varlık Vergisi köylünOn ödediği vergilerle karşılaştınldığında, köylünün ödediği Toprak Mahsulleri Vergisi, dolaylı vergiler, yol vergisi
ve ücretlilerin ödediği vergiler hesaplandığında Varlık Vergisi ile toplanan miktarın oldukça küçük kaldığı ifade edilmektedir (KAFAOGLU, 2002:75-82).
14 Toprak Mahsulleri Vergisi de itiraz hakkı olmadan çıkanImıştIr.
15 Varlık Vergisi Kanwıu aceleyle hazırlannuş ve hemen bir gün içinde yasalaşması istenmişti. Geçici olarak bir komisyon vergiyi görüşmüş, itiraz
mekmıizmasının olmadığı komisyonda vurgulansa da, hükümet üyeleri ve komisyonun çoğunluğu bwıu değiştirmeye yanaşmamışt!.
l6 Hukuki açıdan vergide temyizin olmaması nedeniyle hak arama özgürlüğünün sınırlanması söz konusudur. Bundan başka anlamlar yüklememek gerekir:
mülkiyet hakkı, girışim özgürlüğü ve özel yaşamın gizliliğinin ihlali söz konusu değildir ( Rıdvan Akın, Temmuz 2002 Tarihli mektup).
17 Muamele vergisinden kaçmınak ödenecek tutarı azaltmak için, işletmeler aile fertleri ve akrahalar üzerinde gösterilerek vergi kaçınlıyordu, bunu önlemek
için Varlık Vergisinin 14'üncü maddesinin kapsamı geniş tutulmuştu.
18 İstanbul 221.3 milyon, Seyhan 9.750 milyon, İzmir'dc 26.755 milyon lira toplandı. İstanbul'da tahsilat oranı % 70, İzmir'dc %90, Seyhan'da % 80
olarak gerçekleşti.
19 Savaş yıllannda Türkiye ithalattan liızla ihracat yaparak rezervlerini artırdı. Üretim düştüğü halde ihracatın sünnesi ülke içinde tüketilcbilen miktarı
küçültüyor, bu duruın enflasyonu yükseltiyor ücretlilerin reel gelirleıini olumsuz yönde etkiliyordu.
20 Beklenen mükelleflerin altın bozdurarak vergiyi ödemeleriydi. Ancak, altın fiyatlarının düşmemesi mükelletlerin vergiyi vermek istemediğini gösteriyordu
(ÖKTE. 1951:104).
21 Oysa, Özellikle Yahudi cemaatinden bir grup devlete sıkıntılı zamanlarda yardım için hazır olduklannı beyan etmiş, Saraçoğlu bu öneriyi kabul etmemişti.
Türk Vergi Sisteminin gelirleri vergilemedeki yetersizliği nedeniyle, yeterince vergi vermediklerinin farkında olan bu gruplarının iyi niyet gösterileri,
ki ilginçtir aynı vergiyi ödeme konusunda gösterilmedi. Saraçoğlu'na, kendi amlarmda 200-300 milyon toplayabileceklerini bildiren bu gruptan hiç
kimse vergilenmedi mi? Çünkü, İstanbul'da toplanan vergi teklif edilen tutann altında kalrruştı. Örneğin, verginin gendliği kapsamında ücretlilcrin
vergilenmesi konusuna büyük tepki gösterildi, ancak aynı grubun neden kendi aralannda bu konuyu halledemedikleri de ayrı bir soru olarak kaldı
(KAFAOĞLU, 2002: 62).
22 Edward C. Clark (1984) Varlık Vergisinin gayri Müslim müteşebbislerin davranışlamu etkilediğini tekstil endüstrisinİ inceleyerek ortaya koydu.
Ayhan Aktar'a göre korku ortamı 30-40 yıl sürdü, gayri MiL~lim tüccar yatırım yapmadı, parasını nakitte tuttu (Radikal, 24
Aralık 200 ı). Yılmaz Karakoyunlu, Hürriyet Gazetesine verdiği bir demeçte azınlıklarm geliştirdiği uluslar arası ticaret terbiyesinin yok olduğunu ileri
sürdü (28 Kasım 1999).
23 4 Haziran ı943 tarihinde tanm kesimindeki haksız kazançları vergilemeyi amaçlayan 4429 sayılı Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu yürürlüğe girdi.
Bu vergi ı944 ve 1948 yılları arasında tahsil edildi ve 229.1 Milyon lira toplandı.
24 İtiraz yolları kapalı olduğu halde en çok itirazda bullUlUIan vergi Varlık Vergisidir. Varlık Vergisi dolayısıyla TBMM'ye 13348, diğer mercilere 10968
olmak üzere toplam 24 316 müracaat olmuştur. Müracaatların 15 173 adedi G grubundan, 9141'i M grubundan yapılmıştır. Karara bağlanan
müracaatlardan i36 iI'i fazlalık, 4885'i mükerrerlik iddiası, 1723'ü maddi hata ile ilgiliydi. Geriye kalan 3758 başvuru ise çeşitli yerlere yapılan
mükerrer müracaatlardı .. G grubunda karara bağlanan müracaatların % 70'i fazlalık, % 20'si ise mükerrerlik iddiasıyla yapılmıştı. M gruhunda % 64'ü
fazlalık, %3 I'i ise mükerrerlik iddiasmdaydı.
25 Bazı gayri Müslimler Müslüman ismi taşıdıkları için vergi dışı kaldıklan gihi, bazı Müslümanlar gayri Müslim isim taşıdıkları için G gibi vergilendirilmişıcrdi.
Bu indirimlerin bir kısmı M'lerin G gibi vergilenmesinden kaynaklanmıştı, Zülfü Piran, Osman Şakar vb. gibi. G gruhundan 37 mükellefin verileri tetkik
edilerek 2555550 liralık vergi 1316516 'ya indirildi. Bu tetkiklerin Şevket Adalan'ın emriyle, bazı indirimlerin ise M. G. ortaklıkları ve M. E. ortaklıklan dolayısıyla ve şirketlerin vergisi üzerinden indirimler yapıldı. Şahıs şirketlerinde sözleşmedeki sermaye iştirdkine göre M ve E'ye düşen kısım yeniden ayarlandı. E ve M çalışma mükellefiyetine tahi tutulmadı, verginin büyük yükü G grubu mükellefler üzerinde kaldı.
26 Vergi miktarlarına itirazlar, ricacılar ve aracılar koyarak mikiarlarm azaltılmasnı isteyenler nedeniyle, bürokrasi sınav verdi. Rüşvete karşı dayanıklılığı test edildi (bu konuda örnekler için bakınız ÖKTE. 1951 ve BALİ, 2001).
27 Sinan Tekelioğlu, 6, 7, 8, 9, iO'uncu dönemlerde milletvekilliği yapmıştır.1950 seçimlerinde Demokrat Partiden Meclise girmiştir. 1950-51 yıllarında Seyhan Bağımsız milletvekilidir (TBMM, Albüm,D:9).
28 Başbakan Şükrü Saraçoğlu, bu kanunun bazı hükümlerinin ağır olduğunu, ancak iyi niyetlerini ve iyi yurttaş olduklanıu ispat edenlere idari kolaylıklar
gösterileceğini ve maddi yanlışlıklann düzeltileceğini söylemiştir (BALl, 200 1:445).
29 Cumhuriyet Arşivi Bakanlar Kurulu kararlan incelenmiş (1939-5 i), Varlık Vergisinde oranları belirlemeye yönelik ve keyli istisnalara ilişkin kayıt görülmemiştir.
30 Du konuyu Faik Ökte Varlık Vergisi Faciası isimli kitabında doğrulayarak, Şevket Adalan'ın beş bin, Vali Lütfu Kırdar'ın 10 bin, müfettişIere ve hesap
uzmanlarına 500'er lira, birkaç müdüre de 400 lira ikramiye verildiğini irade etmiştir.
31 Sinan Tekelioğlu 3 Tenunuz 1950 tarihinde verdiği soru önergesi görüşülUrken, Istanbul Maçka'da Vakla aİt bulunını arazi hakkındaki takriri gUndeme gelmiş, Millet Vekili bunun üzerine tehdit edildiğini söyleyerek TBMM kağıdına yazılmış tehdit mektubunu okumuştur.
Sinan Tekelioğlu, genellikle bu türden yolsuzluklar üzerinde sık sık soru önergesi veren bir millet vekilidir. Varlık Vergisi konuslUıda verdiği soru önergesine cevap alacağı günlerde Millet Meclisine gelmemesi ilginçtir. Bunun Demokrat Parti içinde yaşanan değişimle ilgisi olabilir.
32 Maliye Müfettişi Cahit Kayra ile yapılan söyleşide, Kayra Faik Ökte'nin bir Ermeni vatandaşın evini aldığını ifade etmiştir (Cumhuriyet, 1999).
33 Bu sözler, içinde yaşanılan koşullann ne derecede ivedi çözümler gerektirdiğini göstennesi açısından büyük önem taşımaktadır.
34 Hilmi Uran'a göre (1959: 387), Varlık Vergisinin sorumluluğu ne Şükrü Saraçoğlu'na, ne de Fuat Ağralı'ya yüklenemez.
Vergi TBMM'den çıkan bir kanunla tahsil edildiğinden, sorumluluk tümüyle Cumhuriyet Halk Partisi'nindir. (EROGUL, 1990: 63),
35 1950' li yıllarda seçimlerde, Yahudiler Demokrat Partiyi desteklediler ve zaman zaman Varlık Vergisinin geri ödenebileceği konusunda Ümitlendilerse de bu Ümitleri boşa çıktı (BALİ' 1997: 175-187).
Kaynakça
AHMAD,Feroz ( 1994), Demokrasi Sürecinde Türkiye 1945-1980 (İstanbul: Hil Yayın).
ALİ EFENDİOGLU,Yılmaz (1999), "Ahlak ve Siyaset," MülkiyeWer Birliği Dergisi, 23/214:154-164.
AKAR, Rıdvan (1992), Varlık Vergisi Tek Parti Rejiminde Azınlık Karşıtı Politika Örneği ( İstanbul: Belge Yayınları ).
AKTAR, Ayhan (1996), "Varlık Vergisi ve istanbul," Toplum ve Bilim (71 Kış): 94-147.
AYDEMİR,Şevket Süreyya (1985), İkinci Adam (İstanbul: Remzi Kitabevi, (ilt 2) .
BALİ, Rıfat (1997), "Çok Partili Demokrasi Döneminde Varlık Vergisi Üzerine Tartışmalar," Tarih ve Toplum (165, Eylül): 175-187.
BALİ, Rıfat (2001), Cumhuriyet Yıllarında Türkiye Yahudileri Bir Türkleştirme Serüveni (1923- 1945) (İstanbul: İletişim, Beşinci Baskı ).
BARUTÇU, Faik Ahmet (1977), Siyasi Anılar (İstanbul: Milliyet Yayınları).
BİLEN, Alber ( 1988), Türk Sanayiinde Kırk Zorlu Yıl (İstanbul).
BORATAV, Korkut (1984), " Savaş Yıllarının Bölüşüm Göstergeleri ve "Rantlar" Sorunu," Yapıt (8, Aralık-Ocak): 44-51.
BUGRA, Ayşe(1994), Devlet ve İşadamları (İstanbul: iletişim Yayınları)
CLARK,E.C. ( 1984), "Varlık Vergisine Yeniden Bakış," Yapıt (8, Aralık-Ocak): 29-43.
COŞAR, Nevin (1996), "İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Kamu Finansman Politikası," Para ve Finans Ansiklopedisi (İstanbul: Creative Yayıncılık, Cilt iii): 801-814.
Cumhuriyet Arşivi, Bakanlar Kurulu Kararları (1939-51).
Cumhuriyet Gazetesi (1950a), 4 Temmuz.
Cumhuriyet Gazetesi (1950b), 7 Aralık.
Cumhuriyet Gazetesi (1951), 22 Mayıs.
Cumhuriyet Gazetesi (1999), 19 Mayıs.
DERiNGiL, Selim (1994), Denge Oyunu Ikinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Dış Politikası (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları).
ERGiNAY, Akif (1971), Vergi Hukuku (Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi).
EROGUL, Cem (1990), Demokrat Parti Tarihi ve İdeolojisi (Ankara: imge Kitabevi).
GOLOGLU, Mahmut (1974), MWi Şef Dönemi 1939-45 (Ankara: Goloğlu Yayınları)
GÖÇEK, Fatma Müge (1999), Burjuvazinin Yükselişi ve İmparatorluğun Çöküşü (İstanbul: Ayraç).
GÜÇLÜ, Muhammed (1993), "Varlık Vergisi ve İzmir Uygulaması," Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih İncelemeleri Dergisi, 8: 157-82.
GÜÇLÜ, Muhammed (1997), "Varlık Vergisi ve Adana (Seyhan) Uygulaması," MülkiyeWer Birliği Dergisi, 21/203: 29-33.
İNCE, Macit (2001), Devlet Borçları ve Türkiye (Ankara: Gazi Kitabevi)
KAFAOGLU, Arslan Başer (2002), Varlık Vergisi Gerçeği (İstanbul: Kaynak Yayınları ).
KARPAT, Kemal H. (1996), Türk Demokrasi Torihi (İstanbul: Afa ).
KARPAT, Kemal H. (2001), The Politicalization of Islam, Reconstructing Identity, State, Faith and Community in the Late Ottoman State (New York: Oxford University Press).
KEYDER,Çağlar (1989), Türkiye'de Devlet ve Sınıflar (İstanbul: İletişim Yayınları).
KOÇAK,Cem il (1985), Türkiye'de Milli Şef Dönemi, 1938-1945 (Ankara: Yurt Yayınları ). Maliye ve Gümrük Bakanlığı (1995), Bütçe Gider ve Gelir Gerçekleşmeleri, 1924-1995 (Ankara).
MERİÇ, Ahmet Arif (1951), Varlık Vergisinin Satılmış Kahramanı Faik Ökte'ye Açık Mektup (İstanbul).
ÖKTE, Faik (1951), Varlık Vergisi Faciası (İstanbul: Nebioğlu Yayınevi).
ÖYMEN, Altan (2002), Bir Adam Bir Çocuk (İstanbul:Doğan Kitap)
SAYERS, R.S. (1956), Financial Policy, 1939-45 (Londra: Longman, Green and Co.). Nevin Coşar e Varlık Vergısı Konusundakı Yolsuzluk Soylenlılerı e 21
TUNAYA, Tarık Zafer (1980), Siyasal Kurum/ar ve Anayasa Hukuku (İstanbul: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ).
TBMM ( 1950a), labıt Ceridesi, (IX Dönem) ,Temmuz.
TBMM (1950b), labıt Ceridesi, (ıx. Dönem), 12 Temmuz.
TBMM (1950c) labrt Cerides;, (ıx. Dönem), 13 Kasım.
TBMM (1950d) labrt Cerides;, (ıx. Dönem), 27 Kasım.
URAN, Hilmi (1959), Hatıralarrm (Ankara).
***