Terörü Anlamak
Mahir KAYNAK
05 Eylül 2006
30 Ağustosta iki konunun gündemin ön sıralarındaki yerini koruduğunu gözledik. Terör ve irtica, tehdit değerlendirmesinde, ön sıradaydı.
Yıllardır terörün doğru değerlendirilmediğini, sistemli bir analizin yapılmadığını düşünüyorum. Bu mücadele metoduna terör adının verilmesi olayları tarafsız analiz etmemizi engelleyen en önemli sebeplerden birisi. İçinde barındırdığı olumsuzluk duygusal tepkiler vermemize neden oluyor ve soğukkanlı bir değerlendirme yapmamızı engelliyor. Terör örgütü sadece yaptıklarıyla değerlendiriliyor ama siyasi açıdan ne ifade ettiği, ulaşabileceği siyasi hedefin üst sınırının ne olacağı ve hangi projenin bir parçası olduğu irdelenmiyor.
Bir ülkenin bölünmesinin dinamikleri araştırılmadan sadece farklılıkların bir sebep olarak görülmesi ciddi bir yanlışlıktır. Türkiye’deki etnik farklılık, başka yerde, mesela Lübnan’da din ve mezhep farklılığı olarak ortaya çıkıyor. Kore ve Vietnam’da hiçbir farklılığa dayanmayan bölünmeler yaşanabiliyor.
Terör örgütünün başarıya ulaştığını düşünün ve şu sorulara cevap verin: Etnik beraberlik Kürtleri bir arada tutmaya yetecek mi? Etnik bilinç sınıf farklılıklarının üstünü örtecek kadar güçlü mü? Kurulacak devletin ekonomik gücü ne olacaktır ve geçmiştekinden daha rahat bir hayata sağlamaları mümkün mü? Bölünmüş bir Türkiye, dünyadaki güç odakları açısından tercih edilecek bir model mi ve neden böyle bir tercihe yöneliyorlar? İlgili çevre ülkelerinin böyle bir duruma tepkisi ne olacaktır?
Yapılan bir diğer yanlış terörü gerçekleştiren örgütün gerçek bir fotoğrafının bulunmaması. Her örgüt aynı zamanda bir sistemdir. Yani eli silahlı militan ve onları yöneten kadroyla sınırlı değildir. Terörü anlamak isteyen onun para kaynaklarını ve bunların miktarını, haberleşme ağını, karar alma sürecinin nasıl işlediğini bilmek zorundadır. Mesela birisi çıkıp El-Kaide eylem yapıyor der ve işi burada bırakırsa bunun bir anlamı yoktur. Kadroları, mali kaynakları, siyasi hedefleri ve örgütsel yapısı hakkında da bir şeyler söylemelidir ve söylenenler gerçekçi olmalıdır. Oysa bugün terör örgütlerinin sadece adlarını ve yaptıklarını biliyoruz.
Bütün bunlar iyice analiz edilirse şu sonuçlara varılır: Terör örgütleri sistem dışı değildir ve yeni bir gücün varlığına değil yeni bir mücadele metoduna işaret etmektedir. Eskiden kim savaşıyorsa yine onlar savaşmaktadır. Değişen sadece kullanılan araçlardan ibarettir.
Mücadele stratejisi yanlıştır. Karşınızdaki terörü yapanlar değil bu mücadeleyi organize edenlerdir. Teröriste ‘yaptığınız yanlıştır. Biz bin yılık kardeşleriz’ demenin de hiçbir anlamı yoktur. Önce ulaşılmak istenen hedef doğru olarak belirlenmeli daha sonra bu hedefi imkansız hale getirecek tedbirler alınmalıdır. Bundan sonra terör örgütüne dönüp ‘ Hedeflerinize ulaşmayı imkansız hale getirdik.Yolunuza devam ederseniz bedelini ödersiniz. Size bir çıkış yolu öneriyoruz’ dersiniz.
Bir cisme farklı yönlerden, değişik şiddete kuvvetler etki ediyorsa cisim bu kuvvetlerin bileşkesi istikametinde hareket eder. Terör bu kuvvetlerin sadece bir tanesidir ve ülkemiz, bununla koordineli olarak etkileyen güçlerin bileşkesi yönünde hareket etmektedir. Yani terörü kullanan güç ülkemizin bir parçasına değil tümüne daha doğrusu yönetimine taliptir ve bu konuda önemli mesafe kaydetmiştir. Terörü, irticaı, ekonomiyi de kapsayan bütüncül bir model oluşturursanız gelişmeleri anlayabilirsiniz. Terör, tek başına, vücudumuzun bir yerindeki çıban gibidir ve sadece acı verir. Buradan bir bölünme senaryosu çıkarmak akla aykırıdır. İrtica dediğimiz şey gerçekte siyasi güç elde etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.
Bütüne baktığım zaman benim gördüğüm ülkemizde siyasi gücün el değiştirdiğidir yada bunun amaçlandığıdır. Bunu istemiyorsanız kendi projenizi halka ve ülkeyi yönlendiren güç odaklarına anlatmalısınız. Herkesin seveceği çok güzel alternatifler olduğuna inanıyorum.
https://www.ulkucudunya.com/index.php?page=altin-yazi-detay&kod=31
***