Ali Serdar Bolat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali Serdar Bolat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2019 Pazar

BİR '' AÇILIM HİKAYESİNİN ÜLKEYE GETİRDİĞİ MADDİ, MANEVİ ZARAR..''

BİR '' AÇILIM HİKAYESİNİN ÜLKEYE GETİRDİĞİ MADDİ, MANEVİ ZARAR..''

Açılım Suçlarını İtiraf eden Tayyip
15 Eylül 2015 Salı

Fotoğraflarla Açılım - Çözüm Süreci 



Türbanlı AKP Müritlerinin samimi beyanları



Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç bölücülerle el ele, yanak yanağa.

Habur'dan giriş yapan PKK'lılar: " Pişman değiliz, Apo'nun emri ile geldik."
Hakim: " Yaz kızım: Pişman olduklarını söylediler, serbestler."



AKP'li Belediyelerin Aile Danışmanı İslami Gurup Seks Öğretmeni Sibel Üresin



Öcalan aşkı ile yanıp tutuşan yobazlar, AKP trolleri, liboşlar...



AKP - PKK arasında İngilizlerin yönetiminde yapılan Oslo görüşmeleri.
Tayyip Erdoğan'ın Özel Temsilcisi MİT Müsteşarı Hakan Fidan, PKK'lılara özetle şöyle diyor:
"Size özgürlük alanı açtık. Valiler, Emniyet Müdürleri çok değerli insanlar. Var mı şikayet edebileceğiniz, "şu adam düşmandır" diyebileceğiniz bir Vali, bir Emniyet Müdürü? Varsa söyleyin, hemen değiştirelim."




"PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim. Sıkıntısı olan bana söylesin."
AKP Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan



"Kürtçe yasağını biz kaldırdık. Bana Serok Ahmet diyorlar."
AKP Başbakanı Ahmet Davutoğlu



" Sayın Öcalan " demeyi ve PKK bayrağı açmayı suç olmaktan çıkardık."
AKP Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç



" Öcalan'ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var."
AKP Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan



" Öcalan'ın mesajları bizim de düşüncemiz."
AKP Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay


"Öcalan, bölgenin durumunu daha sağlıklı yorumluyor."
AKP Bakanı Sadullah Ergin


"Abdullah Öcalan dünyanın geleceğini çok iyi okuyor."
AKP Milletvekili Yasin Aktay


"Öcalan Türkiye'nin önünü açıyor."
Tayyip Erdoğan'ın Danışmanı Yiğit Bulut


"Öcalan'ın çok geniş bir prestij alanı var. Nadir insanlardan birisi."
AKP Başbakanlık Danışmanı Etyen Mahcupyan

"Bebek katili denen adam bize geleceği gösterdi."
Tayyip Erdoğan'ın Açılım'ı halka anlatması için seçtiği Akillerden Nihal Karaca

"Eşler arzu ediyor, uyum varsa yatakta 2 kişi olmuş, 4 kişi olmuş değişmez. Gönül rızalığı ile yapılıyor, zorlama yoksa. Çünkü İslam dini anlayış, hoşgörü dinidir. Biz kadınların asıl görevi kocalarımızı mutlu etmektir."
AKP'li Belediyelerin Aile Danışmanı İslami Gurup Seks Öğretmeni Sibel Üresin.

"Asıl bölücü, bayrakla (Türk Bayrağını kastediyor) üzerimize yürüyenler."
AKP gazetesi Yeni Şafak Yazarı Hilal Kaplan

AKP Başbakanı Tayyip Erdoğan PKK giysili bölücü şarkıcı Şivan Perver el ele... 
Şivan'ın elini Tayyip bırakıyor, Ahmet Davutoğlu alıyor:

AKP Başbakanı Davutoğlu PKK giysili bölücü şarkıcı Şivan Perver ile liseli aşıklar gibi el ele...



Oslo görüşmeleri...

MİT Müsteşar yardımcısı Afet Güneş PKK'lılara şöyle diyor:
"Metropolleri (şehirleri) patlayıcılarla doldurdunuz, biliyoruz"
PKK kodamanı Sabri Ok gevrek gevrek gülerek:
"Yok canım..."

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/09/pkk-aclma-donuse-zorlama-amacl-saldryor.html




**************

Açılım Suçlarını itiraf eden Tayyip " Devam Edebiliriz" dedi


18 Eylül 2015 Cuma

Açılım suçlarını itiraf eden Tayyip " Devam edebiliriz" dedi
Tayyip Erdoğan, TRT'de katıldığı bir programda itiraf etti:

"Süreçte bazı şeylere göz yumduk"

"Açılım Süreci'nde Valilere " Operasyon yapmayın " Talimatı verdik."

" Çözüm Süreci içerisinde Valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı. Belki kendilerin çeki düzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler, ama maalesef kendilerine çeki düzen vermediler"

http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/erdogan-dan-acilim-itiraflari-h75218.html

Aydınlık, 17 Eylül 2015

Verdiler, çeki düzen verdiler, sayenizde silahlandılar, bombaları yığdılar, sözde polis örgütleri, sözde mahkemeler kurdular, yolları kesip kimlik kontrolü yaptılar, ceza kestiler, vergi topladılar, hepsinden haberinizin olduğu Oslo görüşme kayıtları ortalığa dökülünce apaçık anlaşıldı.

Çözüm Süreci ABD denetiminde AKP - PKK ortaklığı tarafından yürütülen kanlı bir iç savaşa hazırlık süreci idi. Defalarca yazdık, söyledik. Ne PKK kuyrukçusu sözde solculara anlatabildik, ne de CHP'ye.

TSK'nın inisiyatif almasını önleyemeyen, durduramadıkları terörle mücadele sürecinden oy hesabı ile faydalanmayı düşünen Tayyip, bir yandan da Açılım'a geri dönmenin hesaplarını yapmakta olduğunu aynı TV konuşmasında itiraf etti:

"Olumlu gelişmeleri yakaladığımız zaman (Çözüm Süreci) kaldığı yerden niye devam etmesin. Buna mani bir hal yok ama bütünüyle bu süreç maalesef bölücü terör örgütünü arkasına almış olan Parlamento'daki siyasi parti tarafından baltalandı, parçalandı."

Şimdi yurtsever muhalefete düşen görev:

-- Açılım'ın buzdolabından çıkarılarak yerin dibine gömülmesi için,
-- PKK ile müzakerelere bir daha başlanmaması için,
-- PKK'ya yeni bir ateşkesten faydalanarak yeniden güç toplama fırsatı verilmemesi için,
-- TSK'nın ve Emniyet Güçlerinin başlatmış olduğu terörle mücadelenin ara verilmeden sonuna kadar devam ettirilmesi içinne gerekiyorsa yapmaktır.

Bu mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için gereken önlemleri tespit edip açıklamak ve uygulanmasına çalışmaktır.

-- GES'in TSK'ya geri verilmesi,
-- EMASYA Prokolü'nün yeniden işletilmesi,
-- Gereken bölgelerde sıkıyönetim ilan edilmesi
-- Bölücülerin Meclis'ten ve Belediyelerden atılması
-- HDP ve DBP'ye kapatma davası açılması ve benzer önlemler paketi hazırlayarak kamuoyuna açıklamaktır.

Tayyip'in ve AKP'nin başlatılmış olan mücadeleyi savsaklamasına, yeniden müzakere sürecine dönülmesi manevralarına başvurmasına engel olmak için ne gerekiyorsa yapmaktır.

Muhalefet, terörle mücadelenin önderliğini ele almalıdır. "Saray Savaşı", "Niçin ölüyoruz", "Savaş değil barış" yaygaralarına en başından beri kulağını tıkamış olan Vatan Partisi bu yolda ilk adımı atmıştır.

17 Eylül Ankara Mitingi, Terörle mücadeleye desteğin çığ gibi büyüdüğünü göstermiştir.

Açılım ve müzakere süreci buzdolabından çıkarılsın, yerin dibine gömülsün. Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir.

Açılım buzdolabına değil, yerin dibine...

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/09/aclm-buzdolabna-degil-yerin-dibine.html

Milli Merkez: HDP kapatılsın

http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2015/09/milli-merkez-hdp-kapatlsn.html


PKK, Açılım'a dönüşe zorlama amaçlı saldırıyor

https://aliserdarbolat.blogspot.com/2015/09/aclm-suclarn-itiraf-eden-tayyip-devam.html



***


1 Ekim 2018 Pazartesi

TSK'ya Karşı tek Ses oldular. CHP-HDP aynı Ses.

TSK'ya Karşı tek Ses oldular. CHP-HDP aynı Ses.

Ali Serdar Bolat 
4 Ağustos 2015

AutoResizeImage.mailbox:///Z:/PortableApps/ThunderbirdPortable/Data/profile/Mail/Local%20Folders/AKorunmali.sbd/ASIRADA?number=24157479&part=1.1.2&filename=Ayd%C4%B1nl%C4%B1k%202%20A%C4%9Fustos%202015.jpg
Aydınlık, 2 Ağustos 2015
CHP Genel Başkanı Dersimli Kemal:
"Biz çözümün parlamentoda toplumsal uzlaşma ile alabileceğini söyledik.
Bugün yeniden güvenlik önlemleriyle çözüm bulmaya çalışıyorlar. Bunun bedeli 90'lara göre daha ağır olacak. Bunun bedeli, yoksul çocuklar birbirini öldürecekler."
++++
HDP Eşbaşkanı Demirtaş:
"Türkiye'nin emekçilerinin, fukaralarının partisi olarak, Türkiye'nin halklarına bu savaşı doğru anlatacağız. Bu savaş bizim savaşımız değil. Saray için evlatlarımızın öldürülmesine göz yummayacağız."
++++
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin:
"Barış ve Kardeşlik ve yangını söndürmek için Diyarbakır'dayız. HDP'nin Kapatılmasını kabul etmemiz mümkün değil. Barış sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi için gereken ne varsa CHP olarak bunu yapmaya hazırız. Barış sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi için 22 maddelik kanın teklifi veren tek partiyiz."
++++
Dersimli Kemal'in "Çözüm, Toplumsal Uzlaşma", Gürsel Tekin'in de "Barış Süreci" dedikleri şey, AKP'nin yıllardır PKK - HDP ile sürdürdüğü bölücü"Açılım" siyaseti. Tayyip'in "Eşbaşkanıyım" diye övündüğü Türkiye'yi bölüp Kürdistan kurmayı amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi.
İşte Dersimli Kemal, bu bölücü projenin yeni Eşbaşkanı olmaya soyunuyor.
AutoResizeImage.mailbox:///Z:/PortableApps/ThunderbirdPortable/Data/profile/Mail/Local%20Folders/AKorunmali.sbd/ASIRADA?number=24157479&part=1.1.3&filename=indir.jpg
CHP Heyeti Diyarbakır basın toplantısı
Dersimli'nin "Güvenlik Önlemi" diyerek karşı çıktığı uygulama da, güvenlik güçlerinin (ordu, emniyet) PKK ile mücadele etmesi. PKK ile mücadele ederek çözüm bulunamazmış. Ordu kışlaya polis karakola kapanmalı, toplumsal uzlaşma ile PKK'ye istedikleri verilmeli. Öncelikle özerklik.
PKK'ya Siper oldular, hiç utanma kalmadı.
++++
CHP'nin "Açılımı kurtaralım" feryadına AKP içinden güçlü bir yanıt geldi. Ağlamakla görevli AKP kodamanı Bülent Arınç "Açılıma başka isimle devam edebiliriz. Çözüm süreci insanlara antipatik geliyorsa ona başka bir isim buluruz." dedi.
Bu nasıl olacakmış: "Tercihim güçlü AKP-CHP koalisyonundan yana. Başbakan da, Kılıçdaroğlu da böyle bir hükümetin kurulmasının elzem olduğunu biliyor."
Yani: Güçlü AKP-CHP koalisyon orduyu yeniden kışlaya kapatacak. ABD emperyalizminin AB emperyalizmince de desteklenen planı bu.
Bu suretle Tayyip'ten de kurtulmuş olacaklar. Tayyip giderek etkisini yitirecek ve Saray'a gömülecek.
Gezi döneminden beri olgunlaştırılan "Tayyip'siz AKP ile yola devam" planı böylece hayata geçirilmiş olacak. "Diktatör Tayyip'in partisi" görüntüsünden kurtulan AKP'nin eli rahatlayacak.
Ama adı üzerinde, bu bir plan. Planın uygulanabilmesi için ordunun tekrar Ergenekon günlerindeki gibi etkisiz hale getirilmesi gerekecek.
Vatan Partisi, bu tehlikeye karşı, teröre karşı milleti ve partileri birleşmeye çağırdı. Başaramayacaklar.
Bakınız:
++++++++++
arşiv:
PKK'ya siper oldular, hiç utanma kalmadı
Saray savaşı değil, Vatan savaşı
Tayyip düşmanlığına esir olmak
Tayyip nefretini kullanarak PKK devletini hazmettirme çabası


***

29 Ocak 2017 Pazar

Türk Bayrağı Desenli 500 Tişört ele Geçirildi



Türk Bayrağı Desenli 500 Tişört ele Geçirildi 


Ali Serdar Bolat 

Recep Bey, Sümela'da ayin yapılmasına karşı çıkanları şöyle eleştirdi:
“Bunu başarmamız lazım. Bugün Sümela'da geldiler Hristiyanlar kendilerine göre ayinlerini yaptılar. Bir iki grup, malum, kimler olduğunu benim anlatmama gerek yok, 'İşte bak yeniden Pontus'u hortlattılar...' Yahu arkadaş ne oldu, geldiler ayinlerini yaptılar, gittiler. Kaç kişi, bin 500-2 bin kişi. Ne kaybettik? Biz kazanıyoruz aslında. Ne kazanıyoruz söyleyeyim size; inancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz. Fikrine, düşüncesine güvenen fikir ve düşünce hürriyetinden korkmaz. Bunlar 'Milliyetçiyiz' diyorlar. Aç Osmanlı tarihini bir oku. Bak Osmanlı bunlardan korkmuş muydu? Osmanlı açmış ve Osmanlı bunlarla da hiçbir zaman en ufak bir sıkıntıya düşmeden tam aksine bunları uluslararası camiada da kendisinin otoritesi için en iyi şekilde kullanmış. Şimdi nedir yahu... Aman yarabbi! Ülkeyi kurcalamak, karıştırmak için bir korku havası... Üstad Necip Fazıl şöyle derdi: 'Başarı korkuyu korkutmaktadır' derdi. Korkuyu korkutmak, bu çok önemli. İşte bizim bunu başarmamız lazım. Eğer korkuyu korkutamıyorsan zaten adam gibi ortada dolaşma, çekil kenara. Ortada nasıl yaşayacaksan yaşa. Sana ancak münzevi bir hayat yakışır. Dolaşacaksak, yiğitçe dolaşalım ve inandığımızı inandığımız gibi anlatalım.”

Neresini düzeltelim?

Turgut Özal da ilk PKK saldırısından sonra " Birkaç Eşkiya " diye olayı küçük göstermeye çalışmıştı.
Recep Bey de " 2000 kişi, ne olacak? " diyor.
İlk PKK saldırısı nasıl " Bağımsız Kürdistan " için terörün başlangıç fişeği idiyse, bu ayin de "Bağımsız Pontus" için işaret fişeği oldu. 


Türk bayraklı tişörtler giymiş olan gençler tören alanına yaklaştırılmazken, Törene katılan Ortodoks gençler Pontus Devleti haritalı tişörtler giyiyorlardı.

Haritanın Altında Yunanca "Pontus, vatanımız" yazılı...

Vatanımızdan kopartmak istedikleri toprakların sınırını çizmişler, haritasını yapmışlar, alenen gösteriyorlar.
Recep Bey ise hala "Ayin yapmışlar da ne olmuş" diye pisliği örtmeye çabalıyor.

İşte tişörtün Fotoğrafı ekte.













Trabzon Emniyeti, ayin karşıtı Ergenekoncu teröristlere karşı yaptığı bir operasyonda Türk bayrağı desenli 500 tişört ele geçirdi.
Haberturk (Türk değil Turk) 16 Ağustos 2010'da aynen şöyle yazdı:
"Türk bayrağı desenli 500 adet tişört ele geçirildi.
Trabzon Emniyeti Terörle Mücadele ekiplerinin ayin öncesi yaptıkları operasyonda 12 kişi de gözaltına alındı".
Kendi ülkemizde kendi bayrağımız kendi polisimizce ele geçiriliyor, ama Pontus haritaları serbestçe dolaştırılıyor.
Türk bayrağı taşımak teröristlik, Pontus haritası taşımak demokrasi oluyor devr-i AKP'de...
Trabzon Emniyeti, Pontus Devleti haritalı tişört giyenleri yakalayıp: "Bu nedir? diye sormuyor.

İşte AKP açılımı.

Binlerce genç bu bölgeden "okutacağız" diye Yunanistan'a götürülüyor, Yunanca ve Pontusça öğrenimi görüyorlar.
Orada kendilerinin aslında Pontus Rumu olduğunu, faşist Türk devleti tarafından Türkleştirildiklerini öğrenip geri dönüyorlar.
Yeni bir PKK'nın militanları işte böyle yetiştiriliyor.
Başta Yunanistan olmak üzere taa uzak Avustralya'da bile toplam 500'ün üzerinde Pontus derneği onyıllardır çalışmalar yapıyorlar.
Pontus devletinin sınırlarını belirlemişler, haritalarını yapmışlar. Tişörtlere basmışlar.
İnternet sitelerinde ilan ediyorlar: "Bu topraklarda Pontus Devleti kuracağız"
Recep Bey Müslümanları kandırmak için: "Biz de Atina'da cami açacağız" diyor.
Bu iki şey denk midir?
Türkiye, Atina ve çevresinin Türklere ait olduğunu mu iddia etmektedirler?
"Atina ve çevresini Yunanlılardan kurtarıp orada bir Türk devleti kurma" projesi var mıdır?
Fakat aksine, Yunanlıların "Doğu Karadeniz bölgesinde bir Rum Pontus Devleti kurma" projesi vardır.
Bunu da giydikleri tişörtlerle yurdumuzda ilan etme noktasına gelmişlerdir.
Pontus Devleti çalışmalarında bir adım ileri gitmişlerdir.
Bunu basit bir "Ayin yapmışlar da ne olmuş" demagojisiyle geçiştirmek mümkün değildir.

Kanuna aykırı

Recep Bey, Osmanlı'yı örnek veriyor.
Osmanlı zamanında "Bağımsız Pontus Devleti kurma" çalışmaları var mıydı?
Ayrıca, şu anda Osmanlı Devletinde değil, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz.
Ve, T.C. kanunlarına göre Sümela müze statüsüne geçirilmiş, resmi kamusal alan olmuştur.
Müzelerde dinsel ayin yapmak T.C. kanunları ile yasaklanmıştır.
Recep Bey bu ayine izin vermek suretiyle kanunları kabaca çiğnemiştir.
Yarın gelip Ayasofya'da ayin yapmak isterlerse izin verecek misiniz Recep Bey???
Terörist Veli Küçük ayine izin vermemişti 

1997'de Rahmi Koç'un düzenlemesiyle Bartolomeos ve diğer konuklar "Venizelos" adlı gemi ile Trabzon limanına geldiler.
Atatürk'ün mağlup ettiği Yunan Komutanı Venizelos'un adını taşıyan gemi ile gelmeleri bir mesaj idi.
Mesut Yılmaz'ın Başbakan olduğu AnaYol Hükümeti, amacı sözde "Çevre kirliliği ile mücadele" olan bu geziyi destekliyordu.
Ama Jandarma Karadeniz Bölge Komutanı Veli Küçük, geminin "çevre" için değil, Pontus propagandası için geldiğini biliyordu.
Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'na bir talimat gönderdi.
Gemidekilerin kıyıya çıkmaları halinde gözaltına alınmalarını istedi.
Trabzon Valiliği Veli Küçük'ün talimatını hükümete iletince kıyamet koptu.
Ancak Albay Veli Küçük direndi, talimatı geri çekmedi.
Trabzon halkının da tepkisini göstermesi sonunu gemidekiler karaya çıkamadılar.
Şimdi Veli Küçük, "terörist" suçlaması ile 944 gündür hapiste.
Atatürk'ün "Fesat ve hıyanet ocağı" dediği Patrikhane ise eller üstünde.
Onın için şimdi kıyıya çıkıp ayin yapabildiler.

Bartolomeos "Evrensel Dinsel Otorite" (Ekümen) haline getiriliyor. 

AKP, kanunları paspas gibi çiğnemeye devam ediyor.
Ayin yapılması yasak olan müzede ayin yapılıyor.
Görevi kanunlarca sadece "İstanbul'daki Rumların dini ihtiyaçlarını gidermek" olarak belirlenen Rum Papazı Bartolomeos, kanunları çiğneyerek, görev yeri olan İstanbul dışında ayin yönetip Ekümenlik yolunda bir adım daha ilerliyor.
AKP yönetiminde Türk kanunları, Türk hukuku değil, Amerikan kanunları, Amerikan hukuku uygulanmaktadır.

***