KANLI NOEL KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ & TÜRKİYE CUMHURİYETİ KIBRIS SORUNU & AB İLİŞKİLERİ..,
24 ARALIK 1963 Kıbrıs Kanlı Noel Lefkoşa'daki Kumsal bölgesinde Tabib Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi Mürüvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan, Rum milliyetçileri tarafından banyo küvetinde öldürüldü.
BUNLARIN HEPSİ UNUTULDU BU VAHŞET DOLU YILLARIN ARDINDAN SONRA NEMİ OLDU HABERİ OKUYUNUZ :
KIBRIS'TA TÜRKLERİN BÜYÜK HATASI
İsrail, Rum ve Araplar’dan sonra Ruslar’ın da adanın kuzeyinde 7 bin hektar toprak satın aldığı ortaya çıktı.
23.12.2014 08:47
https://www.youtube.com/watch?v=DW_PHDgdnNg
KIBRIS HAREKATI AÇIKLAMALAR..
Ruslar sıcak denizlere inmek için KKTC’den toprak alarak ilk adımı attı. İsrail, Rum ve Araplardan sonra harekete geçen Ruslar özellikle Akdeniz’e kıyısı olan Girne, Magosa, Güzelyurt, Karpaz, Tatlısu, Dipkarpaz, Büyükkonuk, Bahçeli, Yenierenköy ve Sadrazamköy bölgelerinde arazi satın alıp ve buralara lüks siteler inşa etmeye başladı.
Vatan'dan Çağdaş Ulus'un haberine göre daha önce İsrail, Rum ve Arapların satın aldığı 4 bin hektar toprağın dışında Rusların da yaklaşık 2 bin 500 futbol sahası büyüklüğünde 7 bin hektar arazi aldığı belirlenirken 17 bin Rus’un satın alınan topraklar için yaklaşık 90 milyon euro ödendiği belirlendi.
25 bin emlak satıldı
Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği’nden (KTEB) alınan bilgiye göre, emlak alanında son yedi yılın en parlak dönemi 2014 yılı olurken, mahkemelik konutlar dışında 6 bin Rus’un, bu yıl içerisinde 25 bin emlak satın aldığı öğrenildi.
Lüks siteler yapıyorlar
KKTC vatandaşı olmayan kişiler, Kuzey Kıbrıs sınırları içinde Bakanlar Kurulu’nun verdiği izinle bir ev, villa, dükkan ya da 1 dönüm araziye sahip olabiliyor. Yasalara göre evli çiftler bir kişi olarak kabul ediliyor. Mülk almak için de oturma iznine gerek yok.
KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın bulunduğu Girne boğaz bölgesinde İsraillilerin 443 paravan şirket kurup 4.5 kilometrekarelik bir alanda arsa satın aldıkları tespit edilmişti.
Vatan
http://haber3.biz/13WUZ1N
KIBRIS'TA
Kanlı Noel'i
((( UNUTMA UNUTTURMA )))
'' KIPIRDARLAR İSE YİNE KIBRIS A GİRERİZ ''
Osman PAMUKOĞLU @OPAMUKOGLU
1963 yılının Aralık ayında Kanlı Noel olarak adlandırılan katliamda yitirdiğimiz 364 Kıbrıs Türkünü rahmetle anıyorum
Tarihler 20 Aralık 1963’ü 21 Aralık 1963 tarihine bağladığında, Kıbrıs’ta eşi benzeri nadir görülebilecek katliamlardan biri başlıyordu. Tarihe ”Kanlı Noel” olarak geçen Rum saldırılarında çok sayıda Türk hayatını kaybederken, birçoğu da yerlerinden, yurtlarından edilmişti.
Saldırılar 20 Aralık 1963 gecesi başlamıştı. Lefkoşa'nın Tahtakale semtinde evlerine gitmekten olan bir grup Türk'ün otomobillerine açılan ateş sonucunda Zeki Halil ve Cemaliye Emirali adlı iki Türk şehit düştü ve birçoğu da yaralandı.
21 Aralık günü, saldırıyı kınamak için Lefkoşa Türk Lisesi bahçesinde toplanan Türk öğrencileri, EOKA çetesi tarafından kurşunlandı ve Lefkoşa'daki Atatürk büstüne de saldırı düzenlendi. 22 Aralık günü de, Türkiye Büyükelçilik binası ile Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın kontuna ateş açıldı.
Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlayarak ENOSİS'i gerçekleştirmeyi hedefleyen Akritas Planı uygulamaya konulmuştu.
1963 yılı Aralık ayında başlatılan saldırıların ilk hedefi Lefkoşa'ydı. Rumlar, başkente hakim olmakla bütün Kıbrıs'a hakim olacaklarını sanıyorlardı. Bu hedeflerinin önündeki en büyük engel, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları Lefkoşa'ya bağlı Küçük Kaymaklı kasabası'ydı. (1960 nüfus sayımına göre kasabada 5.126 Türk, 1.133 Rum yaşıyordu.)
19 Aralık'ta Küçük Kaymaklı çevresine EOKA'cıların çoğalması Türk toplumunda tedirginlik yaratmıştı. Gelişmelerden kuşkulanan Türk Mücahit Teşkilatı, halkı, olası bir saldırıya karşı uyardı.
Rumların, Türkleri EOKA çeteleri eliyle yoketme saldırıları, 22 Aralık günü yoğunlaştı. Makarios'un 22 Aralık günü Garanti Antlaşmaları'nı tanımadığını ilan etmesi, Ada'daki Türkleri yoketme saldırılarının başlama emri olarak algılandı. 23 Aralıkta Rum saldırganların başına EOKA'cı katil Nikos Sampson geçmişti ve Ada'daki Yunan alayı da saldırganlara her türlü desteği veriyordu.
Küçük Kaymaklı'nın dış dünya ile bağlantısı kesilmişti. 24 Aralık günü, Türk direnişçiler, Lefkoşe'de toplu olarak bulunmanın sakıncalı olduğunu görerek, 5.000 Türk'ü Lefkoşe'den daha emin bölgelere taşımaya karar verdiler. 3.000 Türk Hamitköy'e, 2.000 civarında Türk de Lefkoşa'nın emin bölgelerine gönderildi.
Rum çeteleri, kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden Türklere karşı vahşice saldırırken; Türkler, Küçük Kaymaklı'da bulunan Rum aileleri de kendi korumaları altında Büyük Kaymaklı'ya göndermişti.
Kaygı verici gelişmeler üzerine Türkiye, 23 Aralık 1963'te İngiltere ve Yunanistan'a, Rum saldırılarının önlenmesi için, birlikte harekete geçilmesini önerdi.
Türkiye'nin girişimi üzerine, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'da Türkiye, Yunanistan ve İngiltere adına yayınlanan ortak bildiride şöyle deniyordu:
"Türkiye, İngiltere ve Yunanistan hükümetleri Garanti Antlaşmasını imza eden devletler sıfatı ile Kıbrıs Hükümeti ile Türk ve Rum cemaatlerini halihazır karışıklıklara son vermeye müştereken çağırırlar. Üç hükümet, bu gece ateş kesilmesi için uygun bir saatin tespitine ve her iki cemaatten buna riayetini istemeye Kıbrıs Hükümeti'ni davet ederler. Üç hükümet ayrıca hukuk nizamının korunması lüzumunu göz önünde tutarak bugünkü durumu doğuran güçlüklerin haline yardım maksadıyla tavassutta bulunmayı teklif ederler."
Bu çağrıya rağmen çatışmalar durmadı. Rum silahlı güçleri 24 Aralık günü Lefkoşa ve diğer Türk bölgelerine saldırıya devam etti.
24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gece, Hıristiyan inanışında, Hz. İsa"nın doğum günü sayılıyor. 1963 Noel gecesinde, Hıristiyan dünyası kutlu doğumu kutlamak için şenlik yaparken, Kıbrıs"ta, ENOSİS peşinde koşan EOKA üyesi Rumlar, Kıbrıs Türklerine karşı kanlı saldırılar başlattılar. Salı akşamı Lefkoşe"nin batısındaki Kumsal semtini bastılar. İrfanbey Sokağı 2 numaralı evde oturan Mürüvet Hanım , kapının önündeki Rumca konuşmaları duyar duymaz, üç oğlunu alarak banyoya koştu. Oğullarını küvetin içine doldurdu; sarmaladı, bağrına bastı. O gece evde bulunan ev sahibi Hasan Efendi, eşi Feride Nineyi tuvalete sakladı, kendisi de bir köşeye büzüldü. Feride"nin kızkardeşi Nuvber, beş aylık bebeği Işıl"la banyonun bir köşesine sığındı.
Evdekiler saklanmaya çalışırken kapı kırıldı, Rumlar çocuk, yaşlı, kadın demeden savunmasız insanlara otomatik silahlarla hunharca ateş etmeye başladılar. Banyodaki küvet, ölüm çukuruna döndü.
Ateş altındaki Kumsal semtine yaklaşma imkanı yoktu. Bölgeye ancak iki gün süren çatışmaların ardından ulaşılabildi. 2 numaralı evin kapısından içeri girildiğinde karşılaşılan manzara ürperticiydi: Işıkları yanan bir banyo. Tavandan et parçaları ve kan pıhtıları sarkıyor... Küvetin içinde kanlar içinde kurşunlarla delik deşik edilmiş bir kadın, küçük oğulları Hakan, Kudsi ve Murat'a sarılmış,cansız yatıyordu. Kıbrıs Türk Alayı Binbaşısı Dr. Nihat İlhan'ın ailesi işte böyle katledildi.
Yıllar sonra “Bu katliamı Türk Mukavemet Teşkilatı yaptı” deme cüretini gösterenlere en büyük tepkiyi İlhan göstermişti. Katliamdan sonra bir daha adaya gitmeyen İlhan, Afrika isimli “gazetenin” bu yöndeki yayınlara tepki göstermek amacıyla 2007 yılında, tam 44 yıl sonra adaya gitti. İlhan buradaki anma törenlerinde yaptığı konuşmada “Enosis uğruna katledilerek yok edilmeye çalışılan Kıbrıs Türkü’ne Türkiye Cumhuriyeti tabi ki yardım elini uzatacaktır. Bunun için benim çocuklarımı katletme gibi bir komploya hiçbir zaman ihtiyacı yoktur” demişti.
BİLANÇO
Saldırılar sonucunda 18.667 Kıbrıs Türk'ü yaşadığı 103 köyü terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler aracılığı ile köylerini terk etmek zorunda kalan Türklerle ilgili araştırma sonuçlarına göre, 1964 yılında Lefkoşa kazasında 39, Girne kazasında 7, Baf kazasında 49, Larnaka kazasında 21 ve Mağusa kazasında 21 köy olmak üzere 124 köy zarar görmüş, yüzlerce Türk ölmüş, binlercesi yaralanmış veya köylerini terk etmek zorunda kalmışlardı. 1963 yılında başlayıp 1964'te de devam eden olaylarda 364 Türk şehit olmuştur.*
Makarios'un görüşmelere yanaşmaması ve saldırıların devam etmesi üzerine Türkiye, garantörlük hakkını tek başına kullanmaya karar verdi. 25 Aralık 1963 tarihinde Türk alayı, garnizonundan ayrılarak gerekli mevzilere yerleşti. Bu sırada Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçakları da Lefkoşa üzerinde uyarı uçuşlarına başladılar. Diğer yandan, Türk toplumuna karşı acımasız bir şekilde saldırıya geçen Rum Radyosuna cevap vermek ve Türk toplumunun moralini yükseltmek gayesiyle "Bayrak Radyosu" yayına başladı. 1974 Barış Harekatı sonrasında Kıbrıs'ta toplu mezarlar bulundu. Türkiye, 1963 "Kanlı Noel"inde yaşananlar sonrasında karalılığını göstermemiş olsaydı, Kıbrıs Türkü çok daha vahim olaylar yaşayabilirdi.
http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber5810-Kanli_Noeli_unutma_unutturma.html
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder