Balyoz TSK’ya indi vicdanlar kanıyor!..
Mehmet Türker:
10 Ekim 2013
Yargıtay’dan bu kararların çıkacağı aşağı yukarı belliydi!..
Türkiye’yi derinden sarsan olağanüstü bir yargılama sürecinden sonra "özel yetkili" mahkemenin verdiği kararların toptan bozulması beklenmezdi!.."Siyasi dava" olarak etiketlenen böyle bir yargılamada hukukun egemen olması da mümkün değildi!..Nitekim beklenen oldu!..İktidar ve yandaşlarının odaklandığı isimlerin cezaları onandı!.."Demokratikleşme paketi" dedikleri nanenin balyozu demokrasiye, Balyoz davasının balyozu hukuka, iktidarın balyozu da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) indi!..Türkiye vahim bir tablo ile karşı karşıya!..* * *Bugüne kadar sürekli olarak "Asker vesayeti" diyerek toplumu uyuttular…Oysa, "Tayyip vesayeti" çoktan başlamıştı!..Kuvvet komutanları, Ordu komutanları, emekli ve muvazzaf generaller, amiraller, seçkin subaylar tutuklanıp içeri atıldıkça TSK darbe üstüne darbe yiyor, "Tayyip vesayeti" yükseliyordu!..Birinci dalga, üçüncü, beşinci dalgayla üst üste gelen tutuklamalar toplumu korkutmaya, sindirmeye, susturmaya yetmişti!..Buna Ergenekon dalgaları da eklenince Türkiye "Korku İmparatorluğu" haline geldi!..TSK’nın başına iktidarla uyumlu halim selim bir Orgeneral gelince de Türkiye’nin "anormalleşmesi" rayına oturdu!..* * *Binlerce sayfa iddianame, binlerce ek ve dijital veriler…Bu verilerden çoğunun sahteliğinin kanıtlanması da adil yargılamaya yetmedi!..Sanıklar "son sözlerini" dahi söyleyemeden 16 yıl, 18 yıl, 20 yıl gibi ağır hapis cezalarına çarptırıldılar!..Bir yandan Ergenekon, diğer yandan Balyoz, Askeri Casusluk, 12 Eylül, 28 Şubat davaları!..Tayyip’in eli giderek güçlenirken, iktidar da "rövanşı alma" sevinci yaşanmaya başladı!..* * *İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın dediği gibi, eğer Balyoz ve Ergenekon gibi davalar olmasaydı açılım-saçılım da olmazdı!..İstanbul Barosu Başkanı, bunun bir "dönem yargılaması" olduğunu belirterek, "Bu davalar olmasaydı, son çıkan paket dahil Türkiye böyle paketlenmezdi…
Cumhuriyete ait izler ve bellek siliniyor" diyor…Eski AHİM Yargıcı, CHP Milletvekili Rıza Türmen ise, kesin konuşuyor:"Bu karar hukuka indirilen balyozdur"* * *Vicdanlar kanıyor!..Kararları kamu vicdanı kabul etmiyor!..Yaşları göz önünde bulundurulduğunda, TSK’ya hayatını adamış şerefli askerlerin bu cezalarla ömrünü cezaevlerinde geçireceği ortada…Aileler perişan, feryat ediyor, mahkeme kapılarında gözyaşı döküyor!..Ve vesayet rejimi bütün ağırlığıyla Türkiye’nin üzerine çöküyor…Tarih, Abdülhamit’in Yıldız Sarayı’nda kurduğu çadır mahkemeleri gibi bunu da yazacaktır!..Gün gelecek akan gözyaşlarının hesabı sorulacak, bugün iktidarda olanlar tarihe karşı sorumluluklarından kaçamayacaklardır!..Hüseyin Çelik hâlâ konuşuyor!..Kıyafetini açık bularak, yandaş TV kanalındaki sunucunun kovulmasına sebep olan Tayyip’in AKP’deki muavini Hüseyin, toplumun aklıyla alay ediyor!..Efendim, "eleştiri hakkını" kullanmış!..Sunucunun kıyafetini çok dekolte bulması "düşüncenin ifadesi" imiş!..Bu "demokratik hakkını kullanma" masallarını Hüseyin benim külahıma anlatsın!..AKP Genel Başkan Yardımcısı eleştiri (!) hakkını kullanacak da, Tayyip’in damadının başında olduğu holdinge ait TV kanalı o sunucuyu kovmayacak, olur mu?!.* * *Kimsenin kılık kıyafetine, hayat tarzına karışmazlarmış!..Ne yaparlarmış, eleştiri haklarını kullanırlarmış!..İktidarın eleştiri hakkını kullanması demek, dolaylı olarak hayat tarzına ve kılık kıyafete müdahale demektir!..
Baskıdır, tehdit ve tahriktir!..
Diğer TV kanallarına da gözdağıdır!..Türbanı resmi dairelerde serbest bıraktırmak da bunları kesmez, amaçları Türkiye’nin tamamını tesettüre sokmak, kafasına türbanı geçirmektir!..
Hüseyin Bey, eleştiri hakkı-düşüncenin ifadesi gibi masalları bırak!..
Açık konuş açık!..
SÖZCÜ