Körfez Arapları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Körfez Arapları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2016 Salı

Körfez Arapları Türkiye’yi Suriye ile Savaşa Teşvik Ediyor




Körfez Arapları Türkiye’yi Suriye ile Savaşa Teşvik Ediyor,




Körfez Arapları Türkiye’yi Suriye ile Savaşa Teşvik Ediyor 

21. Yüzyıl Türkiye EnstitüsüÜye 
15 Kasım 2011 Salı

Körfez Arapları Türkiye’yi Suriye ile Savaşa Teşvik Ediyor
Ümit Özdağ tarafından yazıldı.

    Türkiye Suriye ilişkileri geriliyor. 

Şam ve Halep’teki diplomatik misyonlarımızın önündeki protestolar Ankara’da sert tepki uyandırdı. Öte yandan Suriye’ye yönelik Batı ve Batının Ortadoğu’daki 
uzantılarının iç savaş çıkarma kampanyası devam ediyor.Arap Birliği, Suriye'nin 
üyeliğini askıya aldı. Suriye üzerindeki ekonomik ambargo devam ediyor. 
Gerekçesi,Şam'ın muhalefete yönelik önlemlere devam etmesi. Ancak, Esad, 

Arap 

Birliğine verdiği sözleri yerine getirmek üzere, muhalefete silah teslimi 
karşılığı af ilan etmesine rağmen ABD muhalefeti silahları bırakmamaya çağırdı. 
Silahlarını bırakmayanlara karşı rejim mücadeleye devam etme kararı aldı. 

Rusya, 

Suriye'deki rejimi destekliyor ancak rejimi ayakta tutmak için Batı ile sert bir 
çatışmaya girmek istemiyor. Çin'de Esad rejiminin arkasında ancak Batı ile açık 
bir çatışma için zamanı çok erken görüyor. İran ise Suriye'ye etkili şekilde 
destek olmaya devam ediyor. Suriye'yi yaşamsal menfaat alanı olarak görüyor. 
Yaşamsal menfaatleri tehdit edilir ise yaşamsal tehdide dönüşebileceğini 
görüyor.AKP Hükümeti ise akıldışı bir sertlik ile Suriye'de rejimin devrilmesi 
için mücadele ediyor. Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de iktidara 
Müslüman Kardeşlerin gelmesini destekliyor. İstiyor ancak Suriye'de halkın büyük 

bölümü hala değişik nedenlerle Esad rejimine destek veriyorlar. Bu desteğin en 
önemli nedeni Esad sonrasının büyük ölçüde belirsiz olması. Arap Baharı 
sürecinde Katar, stratejik propagandanın üstü olarak hizmet ederken, Kuveyt'te 
isyanların örgütlenmesinde önemli görevler üstlenmiş görünüyor. Bir süre önce 
Ankara'da değişik görüşmeler yapan bir Kuveytli "yetkisiz" yetkili özetle şöyle 
demekteydi:"Suriye'de muhalefete her türlü desteği veriyoruz. İnternet 
sitelerini bile biz kuruyoruz. Ancak, Suriye muhalefeti Esad'ı devirebilecek 
güçte değil. Bu noktada Esad rejimini devirmek için geriye tek seçenek kalıyor o 
da Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalesi. Biz böyle bir askeri müdahalenin 
mali boyutunu karşılamaya hazırız." Özetle, Körfez Arapları Türkiye'yi Suriye 
ile savaşa teşvik ediyor. Üstelik Kuveyt başta olmak üzere Basra Körfezi 
ülkelerinin savaşa teşvik konusunda yetenekli oldukları şüphe götürmez. 
Ortadoğu'nun modern çağdaki en kanlı savaşı olan İran-Irak savaşının arkasında 
Kuveyt, Suudi Arabistan ve diğer Basra Körfezi ülkeleri vardır. Saddam Hüseyin, 
bu ülkelerin dolduruşu ve ekonomik destek güvencesi ile devrim sonrası 
zayıfladığını, bundan dolayı bir "yıldırım savaşı" ile kolayca yeneceğini 
düşündüğü İran'a 22 Eylül 1980'de saldırmıştır. Yüz binlerce insanın hayatına 
mal olan savaş sekiz sene sonra Ağustos 1988'de kimse zamandan ancak iki tarafın 

kaybı ile sonuçlanmıştır. Saddam Hüseyin, savaş sonrasında yıkılmış olan Irak 
ekonomisini ayağa kaldırmak için Kuveyt'ten kendisine verilen mali sözlerin 
yerine getirilmesi isteyince Kuveyt ekonomik destek vermeyi reddetmiştir. 
Üstelik, Kuveyt, fazla petrol üretimi ile petrol fiyatlarının düşmesine neden 
olarak Irak'a bir başka açıdan zarar vermiştir. Arkasını ABD'ye dayayarak 
gerçekleştirdiği bu tahrik edici tutum zaten Kuveyt'ten intikam almayı planlayan 
Saddam'ı daha da tahrik ederek, Ağustos 1990'da bölgede yeni bir savaşın 
başlamasına neden olmuştur. 

Şimdi, Kuveytli bir yetkili yetkisiz, Türkiye'yi Suriye'ye yönelik olarak "parasını biz veririz" diyerek savaşa tahrik etmektedir. 


Bu satırların yazarı 1990'lı yıllar boyunca Türk Ordusu'nun Suriye'yi işgal etmesini ve rejimi devirmesini savunmuştur. Esad ailesinin 1970'lerde komünist örgütleri ve ASALA'yı desteklediğini, 1980 ve 90'larda PKK'yı destekleyerek ülkemize olağanüstü büyük zarar verdiğini unutmamıştır. 

Ancak savaş ancak yaşamsam hedefler ve menfaatler için gerçekleştirilmesi 
gereken bir eylemdir. Çünkü savaş çocuklarımızın kanları ile gerçekleşir. Bugün, 
bir Türkiye-Suriye savaşının yaşamsal menfaatlerimiz ile uzaktan yakından ilgisi 
yoktur. Aksine Suriye'de başlayacak bir iç savaşın ülkemize vereceği büyük 
zararlar vardır. Ancak anlaşılan odur ki, AKP Hükümeti Suriye ile savaşı ihtimal dışı tutmamaktadır. Savaşı başlatmak kolay, bitirmek zordur. 



http://www.21yyte.org/tr/arastirma/orta-dogu-ve-afrika-arastirmalari-merkezi/2011/11/15/6365/korfez-araplari-turkiyeyi-suriye-ile-savasa-tesvik-ediyor


..