İsrail in Doğu Akdeniz Politikası
9 Ekim 2020
Yazarı: Şeyma Kızılay,
Doğu Akdeniz coğrafyası ve bu bölgeye yönelik küresel ve bölgesel aktörlerin politikaları bir süredir gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Önceki dönemlerde Kıbrıs bağlamında sorun teşkil eden ve az sayıdaki aktörün dahil olduğu bir mesele iken günümüzde çok sayıda aktörün yer aldığı enerjiden deniz yetki alanlarına farklı konuları içeren bir hale gelmiş durumda. Türkiye ile Libya’nın Kasım 2019’da imzalamış olduğu Deniz Yetki Alanları Anlaşması’ndan etkilenecek olan ve bölgedeki anlaşmazlıkta Yunanistan, Fransa ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile birlikte hareket eden İsrail’in Doğu Akdeniz’e politikası anlaşmazlığın seyri açısından önem taşıyor.
Doğu Akdeniz’de bugün meydana gelenler elbette ki aniden ortaya çıkmış değil. Ortadoğu’nun rekabet alanı olması ve enerji zenginliğinin bu rekabette temel esas olması gibi son dönemin mücadele alanı olarak Doğu Akdeniz öne çıkmıştır. Aynı zamanda bu kadar önemli olmasının sebepleri; geçiş yolları statüsü, Ortadoğu’daki kıyı şeridi, bölgedeki enerji kaynakları dolayısıyla sahip olduğu jeo-stratejik konumudur.[1] Dolayısıyla Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin yanı sıra küresel güçler de bölgeye yönelik politikalar izlemektedir.
Doğu Akdeniz’i önemli hale getiren etkenlerin başında keşfedilen enerji kaynakları gelmektedir. İlkinde 280 ikincisinde 680 milyar metreküp doğalgaz keşfedilmiştir. İsrail açısından uzun yıllar yetecek düzeyde olan bu rezervlerin Avrupa’ya ulaştırılması konusu sorun yaşanan bir alan olarak belirmiştir. Kaynakların işlenmesi, ulaşımı gibi konular aktörler arasında işbirliği ve çatışmayı ortaya çıkarmaktadır. Diğer yandan Ortadoğu’daki istikrarsızlıklar enerji konusuyla bağlantılı olarak görülen işbirliği ve çatışmaların güvenliğe olan etkisi bölgeyi hassas hale getirmektedir. Yine bu iki etkenle ilişkili olarak küresel aktörlerin politikalarında Doğu Akdeniz’i daha çok merkeze almaları ve etkinlik mücadeleleri bölgenin stratejik önemini artırmıştır.[2] Enerji konusuyla birlikte burada kurulacak hakimiyetin uluslararası alanda sağlayacağı avantajlar, prestij, güçlü ülke olma gibi konular da bu bölgede sürdürülen mücadelenin ikinci plandaki sebepleridir.
Bir bölge ülkesi olarak İsrail’in Doğu Akdeniz politikasında temel unsur olarak enerji öne çıkmaktadır. Temel politik düşüncesi gereği enerji zengini ve düşman ülkelerle çevrelenmiş olduğu görüşünde olan İsrail enerji konusunu oldukça önemsiyor. Bu noktada oluşturduğu esas politika ve hedef; enerjinin artan şekilde ve yeterli düzeyde teminidir. Dolayısıyla çevrelenmiş hissi içerisinde olan İsrail için enerjinin teminiyle birlikte güvenliği konusu da önemlidir. Enerjide özellikle doğal gaza yönelen İsrail bu yönde politikalara dikkat etmektedir. Kendisi de doğal gaz barındıran İsrail bunu ülke içinde mi kullanacağı ya da ihraç mı edeceği konusunda yaşadığı ikilem nedeniyle doğal gaza ağırlık vermiş ve petrol yerine doğal gaz kullanımına yer vermeye çalışarak bu yönde faaliyetlere odaklanmıştır. Aynı zamanda enerji konusunda İsrail için iki önemli güvenlik sorunu bulunmaktadır. Bunlar; çatışma zamanlarında ordu için enerji tedariği sağlamak ve yine olası savaş zamanlarında hedef haline gelebilecek enerji altyapısının güvenliğinin sağlanmasıdır.[3]
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-leviathan-sahasindan-dogal-gaz-cikarmaya-basladi-/1688683
İsrail Doğal Gaz Sahası[4]
İsrail Doğal Gaz Sahası[4]
Enerji kaynaklarına ve ulaşımlarının güvenliğine oldukça önem veren İsrail, Doğu Akdeniz’in artan önemiyle birlikte bölgenin enerji politikaları kapsamında yerini almıştır. Aslında Doğu Akdeniz’in önemli hale gelmesinde ve burada bir mücadelenin ortaya çıkmasında İsrail’in doğal gaz keşifleri de etkili olmuştur. İsrail’in münhasır ekonomik bölgesinde Hayfa açıklarındaki Tamar’da 2009 yılında bölgenin ilk büyük doğal gaz rezervi keşfedilmiştir. 280 milyar metreküp doğal gaz olduğu tahmin edilen bu keşiften sonra daha büyük bir rezerv Hayfa’dan 130 km açıkta Leviathan’da keşfedilmiştir. 622 milyar metreküp büyüklüğünde olduğu tahmin edilen rezerv İsrail’in Doğu Akdeniz’deki denklemlerinin oluşumuna zemin hazırlamıştır.[5]
Bu noktada bölgedeki kaynakların Avrupa’ya transferi noktasında gemiler yoluyla ya da boru hattı ile ulaşım gündeme gelmiştir. Bununla ilgili olarak 2012 yılında İsrail ve Kıbrıs açıklarındaki kaynakların Yunanistan’a sevki konusunda Yunanistan, GKRY ve İsrail arasında bir anlaşma imzalanmıştır. Bölgedeki ortaklıkların oluşması konusunda bir başlangıcı temsil etmesi bakımından da önemli olan bu anlaşma daha sonra üzerinde uzlaşılan Doğu Akdeniz Boru Hattı, EastMed (Eastern Mediterrian Pipeline) projesine de temel teşkil etmiştir.[6] EastMed boru hattı projesi İsrail kaynaklarının boru hatlarıyla Avrupa’ya ulaştırılması amacını taşıyor. Türkiye ile Libya arasındaki Deniz Yetki Alanları Anlaşması söz konusu projenin hayata geçirilmesine etki etti. Böylelikle Doğu Akdeniz konusunda mücadele içinde olan taraflar daha belirgin hale geldi.
İsrail’in Doğu Akdeniz konusunda Türkiye’nin karşısındaki grupta yer almasında iki ülke arasında yaşanan olumsuz gelişmeler büyük oranda etkili olmuştur. Geçmişte kurdukları ilişkiyi stratejik ortaklık olarak isimlendirilen, 1990’larda ilişkilerin en üst seviyelere çıktığı, üst düzey ziyaretlerin gerçekleştirildiği iki ülke arasında 2010 yılında meydana gelen Mavi Marmara hadisesi, ardından Filistin ve Kudüs meseleleri, ABD’nin Kudüs kararı gibi etkenler dolayısıyla olumsuzluklar ve gerginlikler yaşanmıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda İsrail de Yunanistan ve GKRY ile birlikte hareket ederek 2019’da Doğal Gaz Forumu’nda, Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi’nde yer alarak Türkiye’nin karşısında bulunan ülkelerle yakınlık kurmuştur. Doğu Akdeniz gelişmeleri açısından önem taşıyan Doğal Gaz Forumu kıyıdaş ülkeleri bir araya getirmekle birlikte Türkiye’ye karşı oluşturulan işbirliğini gözler önüne sermesi bakımından da önem taşımaktadır. Zira Doğu Akdeniz’in enerji üssüne dönüştürülmesi ve bölge kaynaklarının üretiminden dağıtımına ve ulaşımına kadar her konuda işbirliğinin sağlanması amacını taşıyan forumda Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunmasına rağmen Türkiye yer almamıştır.[7]
Türkiye’nin Libya ile olan anlaşmasının jeopolitik denklemleri değiştirmesi ve kaynakların Avrupa’ya ulaşımı konuları da İsrail’in politikalarını etkilemiştir. Doğu Akdeniz konusunda işbirliği yaptığı diğer ülkeler gibi İsrail de maliyeti düşük olmasına rağmen kaynakların Avrupa’ya Türkiye üzerinden taşınmasına karşı. Bu karşıtlıkta Türkiye’nin daha fazla güçlenmesini ve bağımlılığın artmasını istememeleri büyük rol oynuyor.[8]
İsrail’in Doğu Akdeniz politikasında uzun vadeli hedef olarak belirtilebilecek bir nokta da bölgedeki etkinlik ve Amerikan desteği konusudur. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ortadoğu’daki en iyi müttefiki hatta varisi konumunda olan İsrail’i Doğu Akdeniz politikasında da destekleyerek temel ABD politikası olan İsrail’in güvenliğinin sağlanması hususuna riayet etmektedir. Doğu Akdeniz sorununda Avrupa tarafında yer alan İsrail’in bir yandan enerji konusunda Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığını azaltması bir yandan da alternatif enerji koridoru olması bakımından İsrail’i güçlendirmesi ABD açısından önemli görülmektedir. İstikrarlı ve güçlü bir İsrail’in hem bölgedeki etkinliğini artırması bakımından hem de ABD çıkarlarını koruması bakımından daha sağlam bir konumda olacağı öngörülmektedir. İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin bir araya gelmesi ABD açısından bu üç ülkenin düşman hilelerine karşı duyarlılığını azaltarak, Doğu Akdeniz enerjisinin ekonomilerinde sağlayacağı iyileşme ile güçlü müttefikler haline gelmeleri anlamına gelmektedir. [9]
Doğu Akdeniz sahip olduğu stratejik konumla birlikte temelde enerji kapsamında ülkelerin üzerine politika oluşturdukları, hamle yaptıkları bir alan olmuştur.
Dünya politikasında etkin olma, güçlenme, ülke çıkarlarını muhafaza etme amaçları doğrultusunda başlarda bölge ülkeleri ardından uluslararası güçler
olmak üzere birçok aktör Doğu Akdeniz’de rekabet etmekte. Sahip olduğu kıyı şeridiyle İsrail de bu ülkelerden biri. Ortadoğu’daki statüsü, kendisini bölge
ülkeleri arasında konumlandırdığı çevrelenmişlik algısı ile İsrail Doğu Akdeniz’deki ekonomik gelişmeleri birçok açıdan değerlendiriyor.
Bir yandan enerji politikası, bir yandan ABD’nin en iyi müttefiki olarak ortak çıkarları korumak, temel stratejisi olan güvenliğin devamı ve bölgede etkin
ve güçlü bir ülke olma açılarından Doğu Akdeniz İsrail için hayati derecede önem arz ediyor. Enerji politikasını doğal gaz kapsamında yürüten İsrail hem
içerde ekonomik ve güvenlik konularında gelişmek hem de kaynakları dışarıya ulaştırmak noktasında bir stratejiye sahip.
Diğer yandan Doğu Akdeniz politikasında yıllardır gergin ilişkilere sahip olduğu Türkiye’nin nerede durduğu ve neler yaptığı da İsrail açısından önemli.
Bu noktada bölgedeki enerji kaynaklarının Avrupa’ya Türkiye üzerinden transfer edilmesini önleme politikası izliyor.
İsrail’in son zamanlarda Ortadoğu ülkeleriyle kurduğu yakın ilişkiler ve işbirlikleri de bir noktada Doğu Akdeniz stratejisiyle uyumluluk içeriyor görüşündeyim.
Enerji politikası kapsamında kurulması planlanan boru hatları bağlamında ya da bu olmuyorsa da karşı tarafın öne geçmesine engel olmak amacıyla
müttefiklik kurmaya duyulan ihtiyaç, bölgede aktif ve etkin bir aktör olma hedefi Arap ülkeleriyle kurulan ilişkilere etki ediyor.
Kaynaklar:
[1] Recep Çakır, 2000’lerden İtibaren Doğu Akdeniz’de Enerji Alanında Yaşanan Gelişmelerin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Sorunlarına Etkisi, Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2011, s. 28.
[2] Ömer Fuad Kahraman, Doğu Akdeniz Enerji Sarmalını İsrail Enerji Politikaları Penceresinden Değerlendirmek, Ortadoğu Etütleri, s. 426.
[3] Brenda Schaffer, Israel—New Natural Gas Producer in the Mediterranean, Energy Policy, 39, 2011, p. 5379.
[4] Shaffer, a.g.m. s. 5382.
[5] Faruk Can, Doğu Akdeniz’de Ne Kadar Doğalgaz Rezervi Var?, Euronews, 31.12.2019, https://tr.euronews.com/2019/12/31/dogu-akdeniz-ne-kadar-dogal-gaz-rezervi-var-en-buyuk-payi-hangi-ulkeler-alacak Erişim: 07.10.2020.
[6] Kahraman, a.g.m.
[7] Murat Ercan ve Mehmet Can Kılınç, Bölgesel ve Küresel Aktörlerin Ortadoğu Merkezli Doğu Akdeniz Politikaları Kıbrıs Çatışması ve Libya Mutabakatı, Anadolu Strateji Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, s. 23.
[8] İbid.
[9] Seth Cropsey, Eric Brown, Energy: The West’s Strategic Opportunity in the
Eastern Mediterranean, Hudson Institute Publishing, 2014, s. 35-37.
Bu analiz yazısı 09.10.2020 tarihinde yayımlanmıştır.
İsrail'in Doğu Akdeniz Politikası - DSJOURNAL
***