Ümit Yalım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ümit Yalım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2018 Cuma

Ege Adalarının Hukuki Statüsü,

Ege Adalarının Hukuki Statüsü,

Ümit Yalım  
12 Kasım 2018,



Ege Adalarının hukuki statüsü, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması, 13 Şubat 1914’de Yunan Hükümetine tebliğ edilen Altı Büyük Devlet Kararı,  24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması, 04 Ocak 1932 Türk İtalyan Sözleşmesi, 1936 Montrö Sözleşmesi ve 1947 Paris Antlaşması olmak üzere toplam yedi antlaşma ve sözleşme ile belirlenmiştir.
30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ve 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ile 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın 12.Maddesine göre Girit Adası’nın sadece dörtte biri Yunanistan’a verilmiş, dörtte üçlük pay Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan’ın egemenliğine bırakılmış, Girit Adası’nın etrafındaki 14 ada ile adacık ve kayalıklar Türk egemenliğinde kalmıştır.
Lozan Antlaşması sonrasındaki süreçte; Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Girit Adası üzerindeki haklarından fiili olarak feragat etmiştir. Anılan ülkeler tarafından yapılan feragat, Yunanistan lehine yapılmamıştır. Yunanistan lehine feragat (vazgeçme) yapılmadığı için Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ’ın Girit Adası üzerindeki toplam dörtte üçlük payı aslına rücu olmuştur. Yani anılan dörtte üçlük pay Osmanlı Devleti’ne geri dönmüştür.
Osmanlı Devleti’nin hak ve borçları küllî halefiyet yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. Girit Adasının hukuki statüsünü belirleyen uluslararası antlaşmalar ve uluslararası hukuka göre Girit Adası’nın dörtte üçü ve adanın etrafındaki 14 ada ile adacık ve kayalıklar, Osmanlı Devleti’nin küllî halefi olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.  
Girit Adası’nın etrafındaki adalarımızdan beşi 2004 yılından itibaren Yunanistan tarafından işgal edilmiştir.
1923 Lozan Antlaşmasının 15. maddesine ek olarak konulan 2 no.lu haritada, Osmanlı Devleti döneminde, İtalya tarafından ilhak edilen toplam 14 adanın isimlerinin altı kırmızı çizgi ile çizilmiştir.
Lozan Antlaşması, Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti tarafından 2004 yılında fiilen güncellenmiş ve Lozan Antlaşmasında verilmeyen, haritada altı kırmızı çizgi ile çizilmeyen 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı 2004 yılında alenen Yunanistan’a teslim edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Antlaşması’nın 16.Maddesi ile 3 milin ötesindeki egemenlik haklarını saklı tutmuş ve 04 Ocak 1932 tarihli Türk İtalyan Sözleşmesi ile 3 milin ötesinde bulunan adalar üzerindeki egemenlik haklarını Milletler Cemiyeti’ne tescil ettirmiştir. Lozan Antlaşmasına taraf olan İngiltere tarafından 1939 yılında yayınlanan haritada; 04 Ocak 1932 tarihli Sözleşmeye göre İtalya’nın egemenliği altında olan adaların deniz sınırı çizilmiş ve sınırın/çizginin dışındaki bölge Türk olarak tanımlanmıştır.

Söz konusu 1939 Tarihli İngiliz haritasında, Yunanistan tarafından işgal edilen adaların, 12 Ada Deniz sınırının dışında ve Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1947 Paris Antlaşması ile 12 Adanın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredilmiştir. Paris Antlaşmasına taraf olan Amerika Birleşik Devletleri tarafından 1957 yılında yayınlanan haritada da Yunanistan tarafından işgal edilen adaların, 12 Ada deniz sınırının dışında ve Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.


Türk Tarih Kurumu tarafından 2004 yılında yayınlanan milli haritada da Doğu Ege Denizi’nde ve Girit Adası’nın etrafında bulunan Türk adaları gösterilmiştir.


Türk Tarih Kurumunun 2004 yılında yayınladığı haritada da Yunan işgali altında olan 18 Ada ve 1 Kayalığın Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.


Ümit YALIM
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri

https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/balkanlar-ve-kibris-arastirmalari-merkezi/ege-adalarinin-hukuki-statusu


Doğu Akdeniz’de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir!

Doğu Akdeniz’de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir!


 Ümit Yalım  
23 Kasım 2018

Doğu Akdeniz’de, Türk Kıta Sahanlığı Ve Münhasır Ekonomik Bölgesi Derhal İlan Edilmelidir!


Türkiye, Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) gibi deniz yetki alanlarını belirleme konusunda geç kalıyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’nin Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge ilan etme hakkı var. Bu kapsamda Türkiye, 1986’da Karadeniz’de 200 millik Münhasır Ekonomik Bölge ilan etti. 2011’de de Doğu Akdeniz’de KKTC ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması imzalayan Türkiye bugüne kadar Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmedi. 1982 Türk Karasuları Kanunu’na göre Ege Denizi’ndeki karasularımız 6 mil, Karadeniz ve Akdeniz’deki karasularımız ise 12 mildir.
Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesini ilan etmemesinden istifade eden Avrupa Birliği sürekli olarak Kıta Sahanlığı haritaları yayınlıyor. AB, tüm resmi dokümanlarında Türk Kıta Sahanlığını kısıtlı olarak yayınlamaya devam ediyor. AB’nin yayınladığı haritalarda, Türkiye Ege ve Akdeniz’deki Anadolu kıyılarında dar bir alana hapsediliyor.
AB Kıta Sahanlığı haritalarındaki sınırları esas alan Yunanistan da sürekli olarak Doğu Akdeniz’deki Kıta Sahanlığı sınırlarını gösteren haritaları yayınlıyor. Yunanistan, Doğu Akdeniz’deki Kıta Sahanlığını belirlerken ana kıtası ile Girit, Kerpe , Rodos ve Meis adalarından geçirdiği hattın güneyini esas alıyor. Yunanistan’ın yayınladığı haritalarda da Türkiye, Akdeniz’deki kıyı şeridinde dar bir alana hapsediliyor.
Türkiye’nin geç kalmasından istifade eden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) de 2003’te Mısır, 2007’de Lübnan ve 2010’da İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzaladı. GKRY’de Meis Adası’nı gerekçe göstererek Türk Kıta Sahanlığını yok sayıyor ve ihlal ediyor.
Doğu Akdeniz’de bu gelişmeler olurken Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile 21 Eylül 2011’de Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması imzaladı. Anlaşmanın koordinatları hakkında bilgi verilmedi. Anlaşma olumlu bir gelişme olmakla birlikte eksik kalmıştır. Anlaşmaya MEB Sınırlandırma Anlaşması da ilave edilmelidir.
Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından 04 Ekim 2018 günü yapılan basın açıklamasında, 02 Mart 2004 ve 12 Mart 2013 tarihli notalarla Birleşmiş Milletlere Kıta Sahanlığımızın dış sınırlarının bildirildiği ifade edilmiştir.
Ancak, BM’ye verilen 02 Mart 2004 tarihli notada sadece Doğu Akdeniz’deki Türk Kıta Sahanlığı doğu sınırının 32° 16’ 18’’ D boylamından geçtiğini vurgulanmış, Doğu Akdeniz’deki Türk Kıta Sahanlığı batı ve güney sınırının nereden geçtiğini deklare edilmemiştir.
BM’ye verilen 12 Mart 2013 tarihli notada da sadece Doğu Akdeniz’deki Türk Kıta Sahanlığı doğu sınırının 32° 16’ 18’’ Dboylamından geçtiğini vurgulanmış, Doğu Akdeniz’deki Türk Kıta Sahanlığı batı ve güney sınırının nereden geçtiğini deklare edilmemiştir.
Çünkü Türk Kıta Sahanlığının batı sınırı içinde, Girit Adası güneyinde ve Yunan işgali altında olan 3 Türk adası var. Anılan adalar, Gavdos, Gaidhouronisi ve Koufonisi adaları olup 2004’den beri Yunan işgali altındadır.

ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR VE BM DENİZ HUKUKU SÖZLEŞMESİ’NE GÖRE DOĞU AKDENİZ TÜRK KITA SAHANLIĞI
30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması Md. 4, 5 ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması Md. 12’ye göre Yunanistan’a Girit Adası’nın sadece dörtte biri verilmiş, Girit Adası’nın etrafındaki 14 ada ile adacık ve kayalıklar Türk egemenliğinde kalmıştır. Lozan Antlaşması’ndan sonraki süreçte Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Girit Adası üzerindeki haklarından fiili olarak feragat etmiş ve böylece Girit Adası’nın dörtte üçü aslına rücu ederek Türk toprağı olmuştur. Anılan Antlaşmalar ve BM Deniz Hukuku Sözleşmesi Md.76 ve Md.121’e göre Doğu Akdeniz’de, Türk Kıta Sahanlığının batı sınırı 33° 45’ 00’’ K enlemi ve  023° 20’ 00’’ D boylamından, doğu sınırı ise 33° 40’ 00’’ K enlemi ve  032° 16’ 18’’ D boylamından geçmektedir. Doğu Akdeniz’deki Türk Kıta Sahanlığı yaklaşık olarak 238.814 km2  dir.
Bugüne kadar Doğu Akdeniz’deki Türk Kıta Sahanlığı ve MEB Sınırları konusunda Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren ve Dr. Cihat Yaycı olmak üzere  iki Türk akademisyen tarafından harita yayınlanmıştır. Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren’in yayınladığı harita, Başeren’in 2004 yılında yayınladığı harita ile örtüşmüyor.
Başeren, 2004 yılında yayınladığı haritada Girit Adası’nın etrafındaki adaları Türk adası olarak göstermiş ancak daha sonra yayınladığı haritada Türk Kıta Sahanlığının batı sınırını Gavdos Adası’nın batısından geçirmesi gerekirken, Girit Adası’nın doğusundan geçirmiştir. Başeren’in hazırladığı Türk Kıta Sahanlığı 156.614 kmolup 78.200 kmeksiktir. Başeren, anılan haritayı revize etmeli ve eksikliği gidermelidir.
Dr. Cihat Yaycı da Türkiye ile Libya’nın karşılıklı sınırlarını esas alarak bir harita yayınladı. Yaycı’nın yayınladığı harita daha kapsamlı olmakla birlikte, Deniz Kuvvetlerinin haritası ile örtüşmüyor.
Deniz Kuvvetleri’nin haritasında Girit Adası’nın etrafındaki adalar Türk adası olarak gösterilmiştir. Yaycı, yayınladığı haritada Türk Kıta Sahanlığının batı sınırını Gavdos Adası’nın batısından geçirmesi gerekirken, Girit Adası’nın doğusundan geçirmiştir. Yaycı’nın hazırladığı Türk Kıta Sahanlığı 159.954 kmolup 74.860 kmeksiktir. Yaycı, anılan haritayı revize etmeli ve eksikliği gidermelidir.
İyon Denizi’nde ve Girit Adası bölgesinde bulunan hidrokarbon sahalarının araştırılması ve işletilmesi için ihale açan Yunanistan başlangıçta ihaleyi Girit Adası’nın batısı ile sınırlandırdı. Çünkü Yunanistan da Girit Adası güneyindeki sahanın Türk Kıta Sahanlığı olduğunu biliyor. Yunanistan, Türkiye’den tepki gelmemesi üzerine Girit Adası güneyindeki Türk Kıta Sahanlığını da parselleyerek satışa çıkardı.


TÜRKİYE NE YAPMALI ?
* Türkiye, Doğu Akdeniz’de, batı sınırı 33° 45’ 00’’ K enlemi ve  023° 20’ 00’’ D boylamından, doğu sınırı ise 33° 40’ 00’’ K enlemi ve  032° 16’ 18’’ D boylamından geçen 238.814 km2  lik Türk Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesini derhal ilan ve deklare etmelidir.
* Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması yapmalıdır.
* Kıbrıs Adası’nın batısında işgal edilen Türk Kıta Sahanlığına ve Girit Adası güneyinde Türk Kıta Sahanlığındaki bölgeye Sismik Araştırma Gemisi göndererek petrol ve doğalgaz arama çalışması yapmalıdır.


Ümit Yalım,

BİYOĞRAFİSİ;

Ümit YALIM, 1959 yılında Malatya / Yeşilyurt’ta doğdu.  1976 Yılında Kuleli Askeri Lisesi’nden, 1980 yılında Kara Harp Okulu İnşaat Mühendisliği Bölümünden, 1990 yılında Kara Harp Akademisi’nden, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi’nden mezun oldu. 1997 yılında İngiltere / Londra’da bulunan Savunma Lisan Okulu (Defence School of Languages)’nda İngilizce eğitimi aldı.
Piyade Subayı olarak, Komando ve Hava İndirme birliklerinde Takım ve Bölük Komutanı olarak, Kurmay Subay olarak, İç Güvenlik Tabur Komutanı, Tugay, Tümen ve Ordu Komutanlığı Karargahları ile Genelkurmay Başkanlığı Karargahı ve Milli Savunma Bakanlığında Karargah Subayı olarak görev yaptı.
2000 Yılında Bosna Hersek / Saraybosna ’da konuşlu SFOR / NATO Karargahı’nda Karargah Subayı olarak, 2001-2003 Yılları arasında Ürdün / Amman’da Askeri  Ataşe olarak, 2003-2005 Yılları arasında Kara Kuvvetleri Lisan Okulu Komutanı olarak görev yaptı.
2006-2009 Yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda; Harbe Hazırlık ve Harekat İhtiyaçları Şube Müdürü, Silahlı Kuvvetler Komuta ve Harekat Merkezi Amiri, Ortadoğu ve Afrika Şube Müdürü olarak görev yaptı.
2009-2010 Yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri olarak görev yaptı ve 2010 yılında emekliye ayrıldı.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında doktora çalışması yapan Ümit YALIM’ın yazı, makale ve söyleşileri değişik dergi ve gazetelerde yayımlanmaktadır.