PKK Neler Kazandı? Türkiye Neler Kaybetti?
Ümit ÖZDAĞ,
PKK neler kazandı Türkiye neler kaybetti? (1)
Ümit Özdağ
Normalleşme adı verilen 3. dönemde ise PKK silahlı mücadeleyi tamamen terk ettiğini duyuracaktır. (PKK’nın Türkiye dışında silahlı çeteleri bulundurup
bulundurmayacağı açık değildir.) Öcalan ve PKK üst düzey kadroları serbest kalacaktır. MİT aracılığı ile AKP Hükümeti ile Öcalan arasında yapılan
anlaşmanın genel çerçevesi budur.
18 Temmuz 2013 Perşembe 11:22
AKP ile PKK arasında İmralı’da Öcalan ile başlayan ikinci müzakere süreci ile bir mütarekeyi yani ateşkesi gerçekleştirdi. Yapılan anlaşma 3 safhalı bir süreci öngörüyordu. 1. aşama olan mütareke döneminde PKK, Türkiye’deki terörist unsurlarını Türkiye dışına çıkaracaktı. Bunu 2. aşama izleyecek, ikinci aşamada AKP Hükümeti PKK’nın mütareke ve geri çekilmesine anayasal ve yasal reformlar yaparak karşılık verecektir. Bu aşamada yapılacak diğer hukuki düzenlemeler ile Öcalan ve diğer PKK liderlerinin sürecin sonunda hukuken affedilmeleri güvence altına alınacaktır. Normalleşme adı verilen 3. dönemde ise PKK silahlı mücadeleyi tamamen terk ettiğini duyuracaktır. (PKK’nın Türkiye dışında silahlı çeteleri bulundurup bulundurmayacağı açık değildir.) Öcalan ve PKK üst düzey kadroları serbest kalacaktır. MİT aracılığı ile AKP Hükümeti ile Öcalan arasında yapılan anlaşmanın genel çerçevesi budur. Öcalan tarafından yapılan bu anlaşma Kandil’deki PKK kadroları tarafından büyük bir sevinç ile karşılanmamıştır. Aksine Kandil’deki PKK üst düzey yöneticileri, Öcalan ile AKP Hükümeti arasında yapılan anlaşmanın zamansız ve çok erken olduğunu düşünmüşlerdir. PKK liderleri hem bölgesel koşulların hem de Türkiye siyasetindeki sürecin PKK lehine geliştiği bir dönemde yapılacak bir anlaşmanın PKK’nın elde edebileceğinden daha az taviz elde etmesine neden olacağını ileri sürmüşlerdir. Kandil’in analizine göre, Suriye iç savaşı PKK/PYD’ye Suriye’nin kuzeyinde bir devletçik kurma imkanı vermiştir. Suriye’de iç savaşı Esad’ın kaybetmesi durumunda, PKK’nın fiilen hakim olduğu bu bölgede hukuken de kabul edilmiş bir özerk/federal bölgesi olacaktır. Bu bölgeden de destek alarak Türkiye’ye karşı güç projeksiyonu yapma imkanı kazanacak olan PKK daha etkili bir konuma erişecektir. Esad’ın kazanması durumunda ise Şam rejimi tarafından Türkiye’ye karşı desteklenecek bir PKK bugün olduğundan daha geniş imkanlara sahip olacaktır. Türkiye iç siyaseti açısından bakıldığında 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleşecek üç seçim PKK’ya AKP üzerinde baskı ve şantaj politikası uygulayarak yeni tavizlerin yolunu açabilecektir. Kandil’in bu direnmesini Öcalan, “Size onurlu bir barış sunuyorum” diyerek aşmamıştır. Kandil’deki kadro aksi yola girmesi durumunda Öcalan tarafından onursuzlukla suçlanmakla korkmuştur. Üstelik, 2000’li yıllarda dağa çıkan PKK’lılar “Sizler Öcalan’ı İmralı’dan çıkaracak nesilsiniz” diye yetiştirilmişlerdir. Öcalan’ın İmralı’dan çıkması bu kadar yakın iken, Kandil’in Öcalan’a karşı çıkması durumunda tabandan tepki gelebileceğini de hesaba katmış olabilir. Netice itibarı ile Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu gibi isimler ayak sürseler de dönemin KCK Başkanı ve Öcalan’a tartışmasız bağlı olan Murat Karayılan,Öcalan’ın emrine uyarak, Türkiye içindeki PKK’lıların Kuzey Irak’a geri çekilmesi emrini vermiştir. Temmuz 2013’de PKK geri çekilmenin gerçekleştiğini ileri sürerken, Başbakan Erdoğan PKK’lıların sadece % 15’inin Türkiye dışına çıktığını ifade etmiştir. PKK, ikinci aşama olan anayasal ve yasal reformlar aşamasına geçilmesini isterken, Erdoğan, PKK geri çekilmesi tamamlanmadan ikinci aşama ile ilgili adım atılmayacağını duyurmuştur. Burada sorulması gereken husus,neden Erdoğan’ın ikinci aşamaya geçmeyi geciktirdiğidir. Çünkü Erdoğan, PKK’lıların yurtdışına çekildiğinin tamamlandığını söylese bunun doğruluğunu kontrol edebilecek kimse yoktur. Başbakan Erdoğan’ın ikinci aşamayı ertelemesinin nedeni, AKP’nin karşı karşıya olduğu oy kaybı sürecini daha da hızlandıracak bir siyasal adım atmamaktır. AKP, PKK ile müzakerelerin başlaması sonrasında her ne kadar kamuoyunu algı yönetimi ile ikna etmek için çalışmış ise de toplumun büyük bir kesimi, (% 65 civarı) Öcalan ile müzakerelerin sonucunun Türkiye’nin federalleşmesi / Öcalan’ın serbest kalması ile sonuçlanacağını düşünerek karşı çıkmaktadırlar. AKP Hükümeti Türk halkını saldırgan Suriye politikasının doğruluğuna ikna edemediği gibi, Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesine, sınır kapısını bombalamasına ve nihayet Reyhanlı’da gerçekleşen katliama cevap verememesinden dolayı da oy kaybetmiştir. Erdoğan bu oy kaybı sürecini Gezi Parkı olaylarını tırmandırarak ve toplumu kutuplaştırarak aşmak istemiş ise de arzu ettiği sonucu alamamıştır.
Çünkü istikrar isteyen merkez sağ seçmen AKP’den oylarını çekmeye devam etmiştir. Bu unsurların bir araya gelmesi, Erdoğan’ı süreci ertelemeye itmiştir.
Bir yandan ikinci aşama ile ilgili yasal mevzuatta istenen düzenlemeler ile ilgili çalışmalar devam ederken, öte yandan Erdoğan, bu yazı da terör eylemi
olmadan geçirecek şekilde zaman kazanmanın peşindedir.
PKK neler kazandı Türkiye neler kaybetti? (2)
Kandil, Erdoğan’ın içine girmiş olduğu açmazın farkındadır.
Gezi Parkı olaylarından dolayı Erdoğan’ın hem uluslararası planda yalnızlaştığını, hem de içeri de zayıfladığını gören Kandil, AKP hükümeti üzerindeki baskıyı
artırmaya çalışmaktadır. Aslında PKK açısından ikinci açılım süreci çok olumlu gelişmektedir. Terör örgütü, kurulduğu tarihten bu yana en önemli kazanım
dönemine girmiştir.Kazanımların başında gelen husus PKK’nın meşrulaşmasıdır. PKK artık devlet tarafından “terör örgütü” diye aşağılanarak dışlanan bir
yapı değil, devletin dengi, devleti kendisi ile görüşmeye zorlamış, gelecekte bölgenin “kaderi” olacağı netleşmiş bir güç olarak kendisini görmekte ve
göstermektedir. Gezi olayları sırasında Erdoğan’ın Öcalan’dan “terörist başı” diye bahsetmesi üzerine S. Demirtaş, “Onunla görüşen sensin.
O terörist ise sen ne olursun” diyerek, meşrulaşma olgusunu ortaya koymuştur. PKK’nın son dönemde başlayan ormanlardan ağaç kesenlere pazar cezası
kesme, içki içenleri cezalandırma, yol kontrolları yapma eylemleri toplumsal yaşamda güvenlik gücü algısı yaratmak ve meşru güç algısını güçlendirmek
için yapılan eylemlerdir.PKK’nın ikinci büyük kazanımı, kendi kitlesine ve onun ötesinde Güneydoğu Anadolu’da halkın çok büyük bir bölümüne yaşanan
süreci PKK’nın devleti, AKP Hükümetini, TSK’yı yendiği algısını iletmede başarı olmasıdır. Devlet tarafından muhatap alınan, liderinin mesajı meydanlarda
okunan ve bölgenin geleceğini temsil ettiği inancını aşılayan örgütün üçüncü kazanımı ise açılım sürecini ikili iktidarı, yani devlet iktidarı yanında örgüt
iktidarını tesis etmek için değerlendirmesi olmuştur. İçişleri Bakanı Muammer Güler, 10 Haziran 2013’de yaptığı değerlendirmede terör örgütünün ikili
iktidar çabalarını şu şekilde değerlendirmiştir: “Çözüm sürecini alternatif devlet yapılanması gibi algılamaya çalışanların veya böyle bir süreci inşa etme
çabalarının da bir aracı olarak görmemek lazım.”İkili iktidarın somut görüntüsü, asker kışlalarında, polis karakollarında hapis iken PKK’lıların açık şekilde
silahları ile artık sadece dağlarda değil, sosyal alanlarda gezmeleri, kent merkezlerine yaklaşmalarıdır. PKK’nın nasıl bir devlet inşa etme ruh hali içinde
olduğunu PKK yöneticilerinin yaptığı benzetmeler de ortaya koymaktadır. Murat Karayılan, PKK Genel Başkanlığı ve Konseyinden bahsederken,
“Bunu devlet sistemiyle kıyaslarsak eğer, cumhurbaşkanlığına tekabül ediyor” demektedir. Remzi Kartal, “Kongra Gel yasama organı ise, KCK Yürütme Konseyi hükümettir” , demektedir.
(1)PKK, belediyeleri de ikili iktidarın bir diğer organı olarak inşa etmeye çalışmaktadır.
PKK denetimindeki belediyeler iki dilliğin ötesinde bazı hususlar (örneğin evlenmek isteyenlerin Kürtçe bilmesi ZORUNLULUĞU gibi) tek dil olarak
Kürtçeyi kabul etmektedirler.PKK’nın bu süreçte dördüncü dev kazanımı, Öcalan’ın bir mahkumdan siyasal bir lidere dönüşmesidir.
Üstelik, Time dergisine göre Öcalan dünyanın en etkin 100 lideri arasına girmiştir.PKK’nın ikinci açılım sürecindeki beşinci kazanımı PKK’ya katılımın 1992 seviyesini aşacak şekilde yoğun olması neticesinde sağlanan terörist artışıdır. Bu süreçte PKK yurtdışına çekilmesi gerekirken, Türkiye içindeki terörist sayısında bir patlama yaşanmıştır. Sadece 4, 5, 6 Temmuz 2013 günlerinde PKK’ya 400 kişi katılmıştır.
(2)AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, PKK’ya katılımın 2000 kişiyi aştığını ileri sürmüştür.
(3) Muhtemelen PKK’nın dağ kadrolarına gerçekleşen katılım sayısı 2000 rakamının da üzerindedir.
Öte yandan PKK’dan kaçan militanlar da güvenlik güçlerine teslim olmaktadırlar. Eğer PKK çekilecek ve “barış sağlanacak” ise, hem de bu kadar yakınken,
neden PKK’lılar teslim olmaktadırlar?Yarın devam edeceğiz...------------------------
1- Radikal, 12 Temmuz 2013, Cengiz Çandar, “Kandil’de yenilik ve Süreç’in geleceği”
2- Bugün, 11 Temmuz 2013, Gültekin Avcı, “Çok vahim gelişmeler bunlar”
3- Aydınlık, 16 Temmuz 2013, “Can çekişen hasta”
Kaynak Yeniçağ:
PKK neler kazandı-Türkiye neler kaybetti? (2)
- Ümit ÖZDAĞ
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/pkk-neler-kazandi-turkiye-neler-kaybetti-2-27516yy.htm
PKK neler kazandı-Türkiye neler kaybetti? (3)
Son dönemde güvenlik güçlerine teslim olan PKK’lılardan birinin verdiği ifadeye göre, PKK terörist sayısını artırarak, yeni bir savaşa hazırlanmaktadır.
Kısa bir süre önce teslim olan S.A. adlı PKK’lı, PKK’nın yemin töreninde konuşan PKK liderlerinden Duran Kalkan’ın “Rojava’yı ele geçirdik.
Burada askerlerimiz bulunmakta. Buranın kontrolu tamamen bizim elimizde. Geri çekilmek diye bir şey yok. Aksine katılımlar artarak devam ediyor.
Önder Apo’nun hedefi 20-25 bin asker sayısını 100 bine çıkarmak. Bu sayıya yaklaşıldığında askerler şehirlere inerek halk savaşı başlatacak” dediğini
açıklamıştır. (4)PKK, eğer; 1) AKP Hükümetinden istediklerini istediği zamanda alamaz ise veya, 2) İstediklerini almasına rağmen daha fazlasını istediği
için yaşanan süreç bozulur ise diye bir çatışma sürecine yönelik olarak hazırlıklarını son hızı ile sürdürmektedir. Terör örgütü bu kazanımlar ile yetinmeyecektir.
Erdoğan’ın 2. Aşamada yapılacak sözü verilen anayasal ve yasal düzenlemeleri siyasi kaygılar ile ertelemesi durumunda PKK, kentlerde sokak gösterileri,
kırsalda ise terör eylemlerine başlayacaktır. Kış koşulları PKK’nın kapsamlı terör eylemleri yapmasını engellese de burada önemli olan sayı değil psikolojik
etkidir. Zaman PKK’nın lehine gelişmektedir. PKK kazanımlarını geliştirirken, Türkiye kaybetmektedir. PKK’nın her kazanımı Türkiye’nin kaybı anlamına
gelmektedir. Tabii ki, Türkiye’nin terörsüz bir ortama ihtiyacı vardır. Türkiye, terör sürecinde binlerce insanının kaybetmiş, yüz milyar TL’ye yakın bir para
harcamıştır. PKK dışında kimse terörün devamını istemez ve istememektedir.
Terörün aşılması için iki yöntem vardır. Bunlardan birisi mücadele yöntemidir.
Türkiye bu yöntemi, 1984’den 2002 sonuna kadar kullanmıştır. Bunun neticesinde PKK, “bağımsız, birleşik Kürdistan” hedefinden 1999’da Öcalan’ın ifadesi ile “Üniter-Milli devlet ile sorunumuz yok” noktasına çekilmiştir. Öcalan yakalanmış, PKK terör örgütü Türkiye dışına çıkmış, binlerce mensubu ölmüş, binlerce mensubu PKK’dan ayrılmıştır. Terörle mücadelenin neticesi budur. 2003’den itibaren Türkiye’de terörle mücadele zihniyeti durmuştur. Yapılan hukuki düzenlemeler PKK ile mücadelenin alt yapısını ortadan kaldırmıştır. Bu adımların anlamı ancak 2013 yılında Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, “Açılım aslında AKP’nin programında vardı ve biz iktidara gelir gelmez açılıma başladık” şeklindeki açıklamasını yapınca anlaşılmıştır.2006’da PKK ile Oslo müzakereleri başlamıştır. 2009’da müzakereler ve PKK açılımı aleniyet kazanmıştır. Oslo görüşmelerinde PKK’ya hoşgörü ile yaklaşıldığı devlet/hükümet yetkilisi tarafından PKK’lılara ifade edilmiştir. 2013 itibarı ile terörle müzakerenin Türkiye’yi getirdiği nokta budur.Bir devlet, terörü, mücadele dışında bir yol ile aşmayı deneyebilir. Ceza verme hakkından vazgeçebilir. Ancak bunları yaparken, devlet ayağa düşmez, ayağa düşürülmeye izin vermez.
Bugün Türk devleti Güneydoğu Anadolu’da PKK tarafından ayağa düşürülmektedir. PKK’nın Türk devletini ayağa düşürmesine izin verilmektedir.
Güneydoğu Anadolu’dan şehit haberleri gelmemektedir ancak her geçen gün ülke topraklarının bir bölümü üzerinde bir terör örgütü meşru güç haline
gelmektedir. Şehit gelmemektedir ancak, devletin yanında eline silah almış insanlar, PKK tarafından infaz edilmektedir. Terör örgütü, AKP Hükümeti
seyrederken, sözde “şehitlikler” açmakta, asayiş adını verdiği gruplarla önce Cizre’de sonra diğer ilçe ve illerde yol kontrolları yapmaktadır.
PKK’lılar yayla şenliklerinde gösteriler yapmakta, belediyeler sanki bir başka ülkenin belediyeleri imiş gibi davranmaktadırlar.Evet, birkaç aydan bu
yana PKK öldürmeyi durdurduğu için şehit gelmemektedir ancak, uğruna 1071’den bu yana Haçlı Seferleri ile başlayıp, en sonra yine 1918’deki
Haçlı Seferine kadar ve nihayet 1984’den bu yana on binlerce şehit verdiğimiz ülkemizin bir parçası, ayağımızın altından kaymaktadır.
Mevcut PKK açılımı politikasının baştan aşağıya tekrar değerlendirilmesinin vakti gelmiştir ve geçmektedir.
Kaynak Yeniçağ: PKK neler kazandı-Türkiye neler kaybetti? (3)
Ümit ÖZDAĞ
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/pkk-neler-kazandi-turkiye-neler-kaybetti-3-27527yy.htm
Kaynak //http://www.gazete2023.com/dusunce-analiz/pkk-neler-kazandi-turkiye-neler-kaybetti-1umit-ozdag-h3569.html
Gazete2023
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder