7 Eylül 2016 Çarşamba

Suriye Kürtleri: Suriye'nin Kuzeyinde Etnik Yapı ve Kürt Nüfusu BÖLÜM 1




Suriye Kürtleri: Suriye'nin Kuzeyinde Etnik Yapı ve Kürt Nüfusu BÖLÜM 1 


Yazar: Rasim BOZBUĞA

Yaşanması muhtemel bir etnik savaşı engellemenin ilk şartı şüphesiz etnik gruplar hakkında doğru bilgilere sahip olmaktır. Suriye’de yaşanan/yaşanacak etnik savaşın taraflarından bir olan/olacak Kürt etnisitesinin Suriye’deki nüfus yapısı hakkında doğru bilgilere sahip olunması, Suriye’nin Yugoslavyalaşmasını engellemek için yapılacak çalışmalarda hayati önemdedir.
Suriye’de Kürt nüfusu üzerine yapılan çalışmalar büyük ölçüde güncel durumu yansıtmayan bilgilere[1] veya farklı çizgideki Kürt milliyetçisi internet sitelerindeki bilgilere doğrudan veya dolaylı olarak dayanmaktadır.[2] Bu bağlamda temel eksiklik, mevcut çalışmaların bölgede yaşayan diğer halklarla ilişkili (Araplar, Türkmenler ve Süryani/Asuriler) farklı dillerdeki kaynakları yansıtmamasıdır. Bu çalışma, Suriye’deki Kürt etnisitesinin Suriye’deki nüfus yapısının Arap, Asuri-Süryani ve Türkmenlerle ilgili kaynaklara da dayanarak idari birimler temelinde incelenmesini hedeflemektedir.
Kürtler Suriye nüfusu içerisinde en büyük ikinci dil grubudur. Ancak oranları konusunda yüzde 2,5’ten yüzde 20’e kadar farklı rakamlar telaffuz edilmektedir.[3] Arap kaynakları yüzde 5 rakamını verirken[4], McDowall[5] ve O’shea[6] oranların yüzde 8, Bruinessen yüzde 8.5,[7] Chailand yüzde 10[8]aralığında olduğundan bahsetmektedirler. Kürt kaynakları ise yüzde 20’ye varan[9] abartılı rakamlar ileri sürebilmektedir. CIA Factbook ise Suriye’deki Kürt oranı hakkında bilgi vermese de ülkedeki Araplar dışında kalan tüm etnik gruplar için (Çerkez, Türkmen, Ermeni, Kürt gibi) yüzde 9,7 rakamını vermektedir.[10]
1925 nüfus sayımında Suriye ve Lübnan’ı içeren Fransız bölgesinde Kürtler toplam nüfusun yüzde 6,2’sini oluşturmaktaydılar. Bununla birlikte nispi olarak etkin bir azınlıktılar. Örneğin, Suriye ordusundaki subayların yüzde 22,7’sini teşkil etmekteydiler.[11] Suriye içinde Kürt oranı, manda yönetimi döneminde Lübnan’ın Suriye’den ayrılması ve Türkiye’den Suriye’ye Kürt göçü ile arttığı görülmektedir. Suriye Kürtleri hakkındaki son resmi istatistiklere göre Fransız manda yönetimi tarafından oluşturulan Suriye’de 1943 yılı nüfus sayımlarında ülkede yaşayan Kürtlerin, Suriye’nin toplam nüfusunun yüzde 7,5-8’ini oluşturduğu tespit edilmiştir.[12] Bu oranın (belki biraz fazlasının) günümüzde de büyük ölçüde geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 1943 sonrası Suriye’ye büyük miktarlarda Kürt göçü olmamıştır.

Suriye nüfusuna ilişkin 2004 yılında yapılan son nüfus sayımında ülke nüfusunun 17.920.810 kişi olduğu belirtilmiştir. 2013 yılında ülke nüfusunun CIA Factbook verilerine göre 22.457.336 kişiye ulaştığı ortaya koyulmuştur. Suriye’nin nüfus artışı oldukça yüksek olmasına rağmen doğurganlık oranı ve kadın başına çocuk sayısı düşmektedir. Kadın başına çocuk sayısı 3,5 olup kırsalda kadın başına çocuk sayısı 3,9 iken şehirlerde 3,1’e düşmektedir. Genel olarak kadın başına düşen çocuk sayısı ülke içindeki azınlıklarda daha düşüktür. Örneğin Dürzi’lerin yaşadığı Suveydiye’de (2,02) Nusayri nüfusun yaşadığı Lazkiye’de (2.28), Tartus’da (2.17) kadın başına çocuk sayısı ülke ortalamasının çok altındadır. Nüfus artışının ve kadın başına çocuk sayısının ülke ortalamasından yüksek olduğu Deyr-i Zor (6,78), Dera, (5,13), Rakka (4,94) İdlip (4,72) vilayetlerinde mutlak manada Sünni Arap çoğunluğu bulunmaktadır. Diğer taraftan, Kürtlerin yaşadığı illerden Hasaka’da (3,46) ve Halep’te (3,16) kadın başına çocuk sayısı ülke ortalamasının altındadır. Aşağıda da belirtileceği üzere, Kürt nüfusun nüfus artış hızı ülkedeki Arap nüfusa göre Kürtlerin daha yüksek oranda şehirli olmalarının da etkisi ile daha düşüktür.[13] 2004 yılı verileri temel alındığında Kürtlerin yüzde 30’dan fazla olduğu ilçelerin (Afrin, Melkiye, Kamışlı, Ayn-El Arap, Resulayn) toplam nüfusu 1.154.760 olup 2004 yılı için toplam nüfusun içinde yüzde  6,4’lük paya sahiptir. Ancak bu ilçelerin toplam nüfusunun ancak yüzde 65 kadarı Kürt olup kalanı Arap, Süryani, Asuri yada Ermeni gibi gruplardan oluşmaktadır. Bu durumda Kürtlerin Suriye nüfusu içinde oranlarının yüzde 8 civarında olduğunu kabul ettiğimizde, Suriye’de Kürtlerin ancak yüzde 40-45’inin, nüfusun yüzde 30’dan fazlasını oluşturdukları ilçelerde oturduğu görülmektedir.

Suriye’deki Kürt nüfusu bütünleşik bir coğrafyada yaşamamaktadır. Suriye’de Kürt nüfusu ağırlıklı olarak birbirleriyle toprak bağlantısı olmayan 3 bölge ile büyük şehirlerde yaşamaktadır. Suriye’deki Kürt nüfusunun Afrin civarındaki Kürt Dağı bölgesinde yüzde 30’u,  Ain al-Arab (Kobani) bölgesinde yüzde 10’u, Cezire (Kamişlı ve Amuda çevresi) bölgesinde de yüzde 40’ının yaşadığı belirtilmektedir.[14] Ancak Suriye Kürtlerin kayda değer bir kısmı Suriye’nin yerlisi olmayıp büyük çoğunlukla Türkiye’den gelenlerden oluşmaktadır. Özellikle Cezire bölgesinin büyük kısmı böyledir. Suriye’deki idari yapı dikkate alındığında Suriye’deki Kürtler temel olarak Hasaka vilayeti (Cezire bölgesi) ile Halep vilayetlerinde (Kobani ve Afrin bölgeleri ile Halep merkezinde) oturmaktadırlar.


Hasaka Vilayeti

Haseke Vilayetinin Beşeri ve İdari Coğrafyası

Suriye’de Kürt nüfusun en fazla yaşadığı bölge hiç şüphesiz Cezire bölgesidir. Nüfus büyüklüğünün yanında Irak ve Türkiye ile aynı zamanda komşu olması da bölgenin önemini daha da artırmaktadır. Bölgenin coğrafi olarak kritik konumda olması Kürt milliyetçisi yayın kuruluşlarında görev yapan bir gazeteci tarafından, “Cizîrê her açıdan Rojava (Kürt milliyetçileri tarafından Suriye’deki Kürt yoğun bölgeleri tanımlamak için kullanılan ifade) demek. Bölgedeki tüm kentler Suriye'deki idari düzenlenmeye göre Hesekê vilayetine bağlı.” şeklinde vurgusuyla bölgenin Kürt milliyetçileri açısından önemine işaret etmekteydi.
Kürt nüfusun yaşadığı Cezire bölgesinin Suriye’nin idari yapısı içinde tamamı Haseke vilayeti içerisinde yer almaktadır. Bu vilayet Suriye’nin kuzeydoğusunda, kuzeyde Türkiye (Urfa’nın bir kısmı Mardin ve Şırnak illeriyle), doğuda Irak, batıda Rakka, batıda ve güneyde Deyri Zor vilayetleri ile komşudur. Bu bölge Suriye’de birbirleriyle sınır bağlantısı olmayan Afrin-Kürt Dağı, Kobani-Aynül Arap ve Cezire-El-Haseke şeklindeki üç Kürt bölgesinden en fazla Kürt nüfusu barındıran bölüm olması ve genel olarak Kürtlerin yaşadığı bölgelerle kesintisiz olarak komşu olması nedeniyle önemlidir. Ayrıca bu bölge Suriye’nin petrol üretimini gerçekleştiren önemli vilayetlerden biridir.

Harita 1:Haseke Vilayetinin İdari Bölümleri ve Nahiyelerdeki En Büyük Etnik Grup Durumu


   

 Haseke vilayeti 23.334 km²’lik alanda 2004 yılında yapılan son nüfus sayımlarına göre 1.275.118 nüfusa sahiptir. Vilayet içinde Haseke,  Kamışlı Suriye’nin en büyük 10 kentinden biridir. 2011 yılı için Haseke vilayetinin nüfusunun 1.512.000’e ulaştığı belirtilmektedir.[15] Haseke vilayetinin idari olarak 1-Haseke Merkez ilçe, 2-Kamışlı, 3-Melkiye ve 4-Resulayn olmak üzere 4 ilçesi ve 16 nahiyesi bulunmaktadır. İl içindeki nüfus, ağırlıklı olarak Türkiye’ye komşu kuzey bölgesi ile Haseke kent merkezi çevresinde yoğunlaşmış olup diğer bölgelerin nüfus yoğunluğu oldukça düşüktür. İl içinde kırsal nüfus oldukça yoğun olup vilayetin 1683 adet köyü bulunmaktadır.[16]
Haseke vilayetinin içinde bulunduğu Cezire bölgesi Osmanlı döneminde büyük ölçüde göçebelerin otlak alanları olarak kullanılmaktaydı. Bölge kışın Kürt aşiretlerinin yazın ise Arap aşiretlerinin otlaklarıydı. 1900-1910’lu yıllar arasında bölgedeki aşiretlerin bu durumları hakkında Ziya Gökalp ayrıntılı bilgiler vermektedir. Milli, Halemban, Dekuri, Kiki, Tatar, Harp, Muammere, Karaçine aşiretlerinin bugünkü Mardin civarından daha güneydeki Cırcıp, Habur, Çağçağ gibi nehirlerin kenarına yaşadıkları yerlerin bir saatlik güneyine inip oba kurduklarını belirtmektedir. Arap aşiretlerinden, Tay aşiretinin Nusaybinin güneyinde kendi köyleri çevresinde yaşadığını tarımla da uğraştığını, Şammar aşiretinin Sincar dağı ile Cebeli Abdulaziz arasındaki kuzey sahada, Şerabi aşiretinin Resulayn ve Habur ile Cercep yöresinde, Beggare aşiretinin Fırat sahillerinden Rakka’ya kadar sahada ve Habur ve Cebeli Abdül Aziz bölgesinde, Cura aşiretinin Habur, Çağçağ ve Deyri Zor’a kadar münbit sahada bulunduğunu, Cubur’un ise Tay aşiretinin güneyinde yerleşik olmakla birlikte Tel Reman’a kadar olan bölgede yaşadığını tarımla da uğraştıklarını ifade etmektedir. Aşiretler arasındaki dengede Bedevi Arap aşiretlerinin daha üstün olduklarını Milli Kebir, Harp gibi aşiretlerin Şammar aşiret reislerine vergi verdiklerini belirtmektedir.[17]

Arap aşiretlerinin büyük ölçüde geçmişte yaşadıkları bölgelerde bugün de yaşadıkları görülmektedir. Ali El-Rabu’nun Haseke vilayetinde yaşayan Arap aşiretlerinin güncel yerleşim durumları hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler veren bir çalışması bulunmaktadır. Arap aşiretlerinden Şammar, Irak sınırından başlayarak Hasaka vilayetinin kuzeydoğu ucunda yüzlerce köyde yaşamaktadır. Liderleri Şeyh Hadi Duham’ın Barzani ile güçlü ilişkileri bulunmaktadır. Bölgede bulunan ikinci büyük Arap aşireti ise Tay aşiretidir. Bu aşiret Musul ve Erbil’den Suriye’ye geniş bir alana yayılmıştır. Aşiret Haseke vilayetinde Kamışlı merkezin çevresini çepeçevre yerleşerek ilçenin güneyine yerleşik aşiret federasyonu şeklinde 200.000 nüfusa ulaşan bir nüfusu bulunmaktadır. Aşiretin 640’lı yıllarda ilk olarak İyad bin Ganem’in bu bölgeyi Bizans’tan ele geçirdiği dönemde geldiği ifade edilmektedir. Aşiretin reisi olan Muhammed Faris rejim yanlısı olup Kamışlı’da rejimin temel dayanaklarından biridir. Bölgede bulunan üçüncü büyük aşiret ise Cubur aşiretidir. Cubur aşireti Suriye’den Bağdatın kuzeyine, Musul’un güneyine geniş bir alana yayılmıştır. Haseke vilayetinde ise Tay aşiretinin daha güneyindeki Kamışlı’nın güney batısından Hasaka şehrine kadar geniş bir alana yayılmıştır. Aşiretin lideri Şeyh Abdülaziz Haseke merkezin gerçek hakimi konumundadır. Rejime muhalif durumdadır. Advan aşireti ise Rasulayn’ın batısı ile güneyinde 12.000 civarında nüfusa sahip bulunan bir aşirettir. Aşiretin lideri Muhammed Halu Resulayn’da oturmaktadır. Resulayn’ın doğusu ve güneyinde yaşayan Harb aşiretinin 10.000 civarında nüfusu bulunmaktadır. Vilayette dağınık olarak yaşayan Şerabeyn aşireti Beni Tağlib aşiretinin devamı olarak tarihi ilk İslam fetihlerine kadar gitmektedir. Aşiret Dırbesiye, Resulayn, Hasaka arasındaki bölgeye yerleşmişlerdir. Fransızlar bu aşireti yaşadıkları yerden çıkararak Irak’tan kaçan Asurilere köyler kurmuşlardır. Büyük Baggara aşiretinin 10.000 kadar nüfusluk bir kısmı Hasaka ilinin güneyi ile Resulayn çevresinde yaşamaktadır. Rabu nüfus miktarı hakkında bilgi vermese de Rakka civarından gelen Walda adındaki aşiretten de söz etmektedir.[18]

            Gökalp’ın bölgedeki aşiretler hakkında verdiği bu bilgiler, Kürt milliyetçilerinin Haseke bölgesindeki Arapların sonradan devlet tarafından yerleştirildiğine dair iddialarının temelsiz olduğunu göstermektedir.[19]Gökalp’in 1910’lu yıllarda bölgede bulunduğunu bahsettiği Arap aşiretlerinin, günümüzde de bölgede aşağı yukarı aynı mekanlarda yaşamaya devam ettiği görülmektedir. Tejel’in de belirttiği üzere, hükümet sadece Tabka Barajı’nın yerinden ettiği 4.000 Arap aileyi Rakka ve Cezire bölgesinde inşa edilen modern çiftliklere yerleştirmiştir.[20] Rakka’da kayda değer Kürt yaşamadığı için Kürtlerin bu yerleştirmeden etkilenmesi mümkün değildir. Cezire’deki yerleştirmede ise kayda değer bir nüfus olmadığı için önemli bir Kürt nüfusunun etkilenmeyeceği tahmin edilebilir.

Bölgede II. Abdülhamid döneminde asayişin sağlanması sonrasında göçebe Kürt aşiretleri yavaş yavaş daha güneydeki arazilere yerleşmeye başlamışlardır. Bu dönemde ayrıca önemli miktarda Hristiyan nüfus da yaşamıştır. Birinci dünya savaşı sonrasında Fransız mandasında Suriye devletinin kurulması ile sınırlar aşiretlerin göçüne kapatılmışsa da Türkiye’de devlet ile çatışan aşiretlerin Suriye’ye göçü devam etmiştir. Örneğin Haco Ağa Heverkan aşiretinden 400 aile ile birlikte 1926’da Suriye’ye göç ederek bölgeye yerleşmiştir.[21]
 1920 sonrasında Suriye Kürt göçü sadece politik değil, ekonomik gerekçelerle de devam etmiştir. 1950’li yıllarda Cezire bölgesindeki makineleşme ve su kuyuları ile sulama büyük bir tarım mucizesi gerçekleştirmiş, bu durum özellikle Mardin çevresinden göçün devam etmesine neden olmuştur. Bu şartlarda Suriye hükümeti bu gelenlere karşı tedbir almak durumunda kalmış ve 1962 yılında 1945 öncesinde Suriye’de yaşadığını ispat etmeyen 120.000 Kürdü vatandaşlıktan atmıştır.[22] Cezire bölgesindeki Kürtlerin büyük çoğunlukla Türkiye’den göçmüş olması, Arap grupların Kürtlerin Cezire bölgesinin halkı olmadığına dönük ısrarına neden olmuştur.[23] Diğer taraftan, Türkiye’den Cezire’ye özellikle Kamışlı’ya sadece Kürtler değil, Tur Abidin Süryanileri, Ermeniler, Mıhalmiye ve Mardin Araplarının da göçerek yerleştiği görülmüştür.[24]

Cezire ve Suriye Kürtlerinin sayısını belirleme konusunda sorun olan konulardan biri de vatandaş sayılmayan Kürtlerdir.  Gambill 2004 yılında vatandaşlık hakkından mahrum olan Kürtlerin sayısının 160.000’ı yapancı (ajanib), 75.000’i kayıtsız-kaçak (maktumin) olarak nitelendirilen insan kitlesi olduğunu belirtmektedir.[25] Suriye hükümeti 2011 yılında ülke genelinde yapılan gösteriler sonrasında vatandaşlık hakkı olmayan ve sayıları 300.000 civarında olduğu iddia edilen bu insanlara vatandaşlık haklarını vermeye başlamıştır.[26]
Osmanlının son yıllarında Cezire’ye başlayan Kürt göçü ile bugünkü Haseke vilayetine yerleşmeye başlayan Kürt nüfus, 1950’li yıllara kadar süren göç dalgaları ile kuzey Cezire bölgesinde artmıştır. 1937 yılında ise Kuzey Cezire bölgesinde 42.000 Arap (yüzde 27), 82.000 Kürt (yüzde 53), 32.000 (yüzde 20) Hıristiyan bulunmaktaydı.[27] Bedevi Arap nüfus zaman Kürt milliyetçisi kaynaklarının da belirttiği üzere (Tarım yapan Cubur ve Tay aşireti dışında) temel olarak 1930’lardan sonra yerleşik hayata geçmeye başlamıştır. Böylelikle 1937 yılındaki sayımdan sonra Haseke vilayetinin güneyinde çok fazla Arap köyü oluşmuş, vilayet içinde Arap nüfus artmaya devam etmiştir. Ayrıca Hükümet farklı dönemlerde Arapların bölgeye göçünü planlı olarak da desteklemiş, böylelikle bölgedeki dengenin Araplar lehine değişmesini sağlamaya çalışmıştır.[28]


Tablo 1:Haseke Vilayetinde Kent Merkezi Nüfusları[29]





İl içinde büyük yerleşim yerlerinin (El Cevadiye hariç) nüfusu dikkate alındığında, Kürtlerin 6 yerleşim yerinde birinci grup olduğunu ve buna mukabil bu yerleşim merkezlerinde toplam 280.000 kişi yaşarken, Arapların birinci grup olduğu 12 yerleşim yerinde ise 300.000 nüfus yaşadığı görülmüştür. Kürt nüfusun birinci grup olduğu; Kamışlı, Amuda, Melkiye (Derike Hemko), Kahtaniyah (Tırbe Spi), Ma’bada (Gırke Lege) Derbesiye, yerleşim yerleri haricinde Cevadiye (Çil Ağa)’de nüfus dengededir. Ayrıca nahiye nüfusları dikkate alındığında vilayet içindeki nüfusun ağırlıklı olarak kırsal alanlarda yaşadığı görülmektedir. Özellikle Melkiye ve Resulayn ilçelerinde nüfusun büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşamaktadır.

Tablo 2:Haseke Vilayetinin Nüfus Yapısı (2004 nüfus sayımlarına göre)[30]






Elcezire-Haseke İlinde Etnik Denge


Bölgenin etnik dengesi konusunda Arap kaynakları bölge nüfusu içerisinde Kürt oranının yüzde 25-30 civarında olduğunu iddia ederken[32], Vilayet içinde önemli bir ağırlıkları olan Asuri-Süryani kaynaklar ise Kürt nüfusunun yüzde 35-yüzde 40 civarında olduğunu belirtmektedir. Kürt kaynakları ise vilayet içinde çoğunlukta olduklarını ima etmektedir.[33]
Vilayet içinde bulunan etnik gruplar, ilçelere ilişkin açıklamalarda da görülebileceği gibi sırasıyla Araplar, Kürtler, Süryaniler, Ermeniler ve Çeçenler olarak öne çıkmaktadır. Araplar ilin daha çok güneyinde yoğunlaşırken Kürtler daha çok vilayetin kuzeyinde yaşamaktadırlar. Süryani nüfus ise ağırlıklı olarak Melkiye, Kamışlı Amuda ve Haseke merkezde yoğunlaşmışlardır. Çeçen nüfus ise daha çok Resulayn çevresinde yaşamaktadırlar.

Harita 2:Haseke Vilayetinde Arap ve Kürt köyleri[34]






El Melkiye İlçesinde Etnik Denge


Eski adı Derik olan Melkiye ilçesi;  Melkiye, El Javadiye (Çil Ağa), Yarubiye (Tel Koçer) adlı nahiyelerden oluşmakta ve 2004 sayımlarına göre 189.634 nüfusu barındırmıştır.  Melkiye Süryanice’de küçük manastır demek olan Deruni’den türetilerek Derik olarak söylenen yerleşim yerinin adı 1957 yılında Adnan Malki adındaki subaya ithafen Melkiye olarak değiştirilerek oluşturulmuştur.
Melkiye’de bulunan Kürt aşiretlerinden Abbasan (Kunduk Dağı çevresinde), Haruna Melkiye ilçe merkezi çevresinde yer almaktadır. Ayrıca, Beydari aşireti Karaçuk Dağı’nın güneyinde yaşamakta, Arap aşiretlerinden Şammar’ın Tel Alu ve Tell Koçer (Yarubiye) çevresinde, Şerabin’in ilçe geneline dağılmış şekilde, Zavba’nın Tel Koçer çevresinde, Tabka barajının sular altında bıraktığı araziden getirilerek yerleştirilen Gamr aşiretinin Melkiye civarında bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca bölgenin aynı zamanda meşhur Arap aşireti Tay’ın da yurdu olduğu ifade edilmektedir.[35] Melkiye’de bulunan Kürt aşiretlerinin Hesinan, Herûna, Koçer, Torî, Abasî û Omerke olarak sıralanabildiği görülmektedir.[36]
Arap Gençlik Merkezi’nin verilerine göre ilçenin 278 köyü bulunmakta ve bunlardan 151’i Arap, 115’i Kürt ve 12’si ise karışık köydür. Bu durumda köylerin yüzde 54’ü Arap, yüzde 41’i Kürt yüzde 4’ü Karışık köylerden oluşmaktadır. Ancak bu hesaplamada Semitik dil kullanan Hıristiyanlar Arap sınıfına dahil edilerek Arap nüfusunun daha yüksek gösterildiği görülmektedir.[37] Süryani köylerini de dikkate alan bir diğer çalışmaya göre de, Melkiye bölgesinde 148 Arap köyü (yüzde 50.34) 16 Süryani köyü (yüzde 5.44),  14 Kürt-Arap karışık köy, 1 köy Kürt Süryani karışık bulunduğu belirtilmektedir.[38]
 Özellikle Melkiye merkezi geçmişte mutlak manada Hıristiyan nüfusun çoğunlukta olduğu bir yer olsa da sonraki yıllarda ilçede yaşanan Kürt göçü ve Hristiyanların bölgeden göçü ile ile git gide Müslüman ağırlığına sahip bir yerleşim yeri haline gelmiştir. Günümüzde merkez nüfusunun yüzde 60’ını Kürtler, yüzde 30’unu Hıristiyanlar ve yüzde 10’unu da Araplar oluşturmaktadır.[39] Diğer taraftan Harita 3’te de ilçe merkezinde Kürtlerin yüzde 60 oranında oldukları teyit edilmektedir.

Harita 3:Melkiye İlçesinde Arap ve Kürt Yerleşim Yerleri (Soldaki harita köyleri gösterirken, sağdaki harita Melkiye merkezdeki nüfus yapısını göstermektedir.)





Melkiye İlçesinin bir diğer nahiyesi olan El-Cevadiye ise daha küçük bir nüfusa sahiptir. Nahiye Merkezi 6.630 nüfusa sahip iken bunun yarısı Arap yarısı da Kürtlerden oluşmaktadır.[40] Harita 2’den de anlaşılacağı üzere Kürtler nahiyenin kuzeyine yerleşik iken Araplar nahiyenin güneyinde yoğunlaşmışlardır.  
Melkiye İlçesinin bir diğer Nahiyesi olan El-Yarubiye veya Tel Koçer Kürt nüfusun çok az olduğu bir idari birimdir. Nahiyenin köylerinin kahir ekseriyeti Arap köylerinden oluşmaktadır. Yarubiye’de bulunan aşiretlerin ağırlıklı olarak Şammar, Şerabî ve Cewala aşiretleri olduğunu, Suriye’de Arap bölgelerini ele geçirme çabası içindeki PYD’nin çağrısından anlıyoruz.[41] Harita 4’te görüldüğü üzere, YPG ile Nusra’nın çatışma bölgesi de büyük ölçüde Arap ve Kürtlerin yoğun olduğu sınırlardadır.

Harita 4:YPG-Nusra Çatışma Bölgesi[42]






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder