Suriye Kürtleri: Suriye'nin
Kuzeyinde Etnik Yapı ve Kürt Nüfusu BÖLÜM 1
Yazar: Rasim
BOZBUĞA
Yaşanması muhtemel bir etnik savaşı engellemenin ilk şartı
şüphesiz etnik gruplar hakkında doğru bilgilere sahip olmaktır. Suriye’de
yaşanan/yaşanacak etnik savaşın taraflarından bir olan/olacak Kürt
etnisitesinin Suriye’deki nüfus yapısı hakkında doğru bilgilere sahip olunması,
Suriye’nin Yugoslavyalaşmasını engellemek için yapılacak çalışmalarda hayati
önemdedir.
Suriye’de Kürt nüfusu üzerine yapılan çalışmalar büyük ölçüde
güncel durumu yansıtmayan bilgilere[1] veya farklı çizgideki Kürt
milliyetçisi internet sitelerindeki bilgilere doğrudan veya dolaylı olarak
dayanmaktadır.[2] Bu bağlamda temel eksiklik, mevcut
çalışmaların bölgede yaşayan diğer halklarla ilişkili (Araplar, Türkmenler ve
Süryani/Asuriler) farklı dillerdeki kaynakları yansıtmamasıdır. Bu çalışma,
Suriye’deki Kürt etnisitesinin Suriye’deki nüfus yapısının Arap, Asuri-Süryani
ve Türkmenlerle ilgili kaynaklara da dayanarak idari birimler temelinde
incelenmesini hedeflemektedir.
Kürtler Suriye nüfusu içerisinde en büyük ikinci dil grubudur.
Ancak oranları konusunda yüzde 2,5’ten yüzde 20’e kadar farklı rakamlar
telaffuz edilmektedir.[3] Arap kaynakları yüzde 5 rakamını
verirken[4], McDowall[5] ve O’shea[6] oranların yüzde 8, Bruinessen yüzde
8.5,[7] Chailand yüzde 10[8]aralığında
olduğundan bahsetmektedirler. Kürt kaynakları ise yüzde 20’ye varan[9] abartılı rakamlar ileri
sürebilmektedir. CIA Factbook ise Suriye’deki Kürt oranı hakkında bilgi vermese
de ülkedeki Araplar dışında kalan tüm etnik gruplar için (Çerkez, Türkmen,
Ermeni, Kürt gibi) yüzde 9,7 rakamını vermektedir.[10]
1925 nüfus sayımında Suriye ve Lübnan’ı içeren Fransız bölgesinde
Kürtler toplam nüfusun yüzde 6,2’sini oluşturmaktaydılar. Bununla birlikte
nispi olarak etkin bir azınlıktılar. Örneğin, Suriye ordusundaki subayların
yüzde 22,7’sini teşkil etmekteydiler.[11] Suriye içinde Kürt oranı, manda
yönetimi döneminde Lübnan’ın Suriye’den ayrılması ve Türkiye’den Suriye’ye Kürt
göçü ile arttığı görülmektedir. Suriye Kürtleri hakkındaki son resmi
istatistiklere göre Fransız manda yönetimi tarafından oluşturulan Suriye’de
1943 yılı nüfus sayımlarında ülkede yaşayan Kürtlerin, Suriye’nin toplam nüfusunun
yüzde 7,5-8’ini oluşturduğu tespit edilmiştir.[12] Bu oranın (belki biraz fazlasının) günümüzde
de büyük ölçüde geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 1943 sonrası Suriye’ye
büyük miktarlarda Kürt göçü olmamıştır.
Suriye nüfusuna ilişkin 2004 yılında yapılan son nüfus sayımında
ülke nüfusunun 17.920.810 kişi olduğu belirtilmiştir. 2013 yılında ülke
nüfusunun CIA Factbook verilerine göre 22.457.336 kişiye ulaştığı ortaya
koyulmuştur. Suriye’nin nüfus artışı oldukça yüksek olmasına rağmen doğurganlık
oranı ve kadın başına çocuk sayısı düşmektedir. Kadın başına çocuk sayısı 3,5
olup kırsalda kadın başına çocuk sayısı 3,9 iken şehirlerde 3,1’e düşmektedir.
Genel olarak kadın başına düşen çocuk sayısı ülke içindeki azınlıklarda daha
düşüktür. Örneğin Dürzi’lerin yaşadığı Suveydiye’de (2,02) Nusayri nüfusun
yaşadığı Lazkiye’de (2.28), Tartus’da (2.17) kadın başına çocuk sayısı ülke
ortalamasının çok altındadır. Nüfus artışının ve kadın başına çocuk sayısının
ülke ortalamasından yüksek olduğu Deyr-i Zor (6,78), Dera, (5,13), Rakka (4,94)
İdlip (4,72) vilayetlerinde mutlak manada Sünni Arap çoğunluğu bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Kürtlerin yaşadığı illerden Hasaka’da (3,46) ve Halep’te (3,16)
kadın başına çocuk sayısı ülke ortalamasının altındadır. Aşağıda da
belirtileceği üzere, Kürt nüfusun nüfus artış hızı ülkedeki Arap nüfusa göre
Kürtlerin daha yüksek oranda şehirli olmalarının da etkisi ile daha düşüktür.[13] 2004 yılı verileri temel alındığında
Kürtlerin yüzde 30’dan fazla olduğu ilçelerin (Afrin, Melkiye, Kamışlı, Ayn-El
Arap, Resulayn) toplam nüfusu 1.154.760 olup 2004 yılı için toplam nüfusun
içinde yüzde 6,4’lük paya sahiptir. Ancak bu ilçelerin toplam nüfusunun
ancak yüzde 65 kadarı Kürt olup kalanı Arap, Süryani, Asuri yada Ermeni gibi
gruplardan oluşmaktadır. Bu durumda Kürtlerin Suriye nüfusu içinde oranlarının
yüzde 8 civarında olduğunu kabul ettiğimizde, Suriye’de Kürtlerin ancak yüzde
40-45’inin, nüfusun yüzde 30’dan fazlasını oluşturdukları ilçelerde oturduğu
görülmektedir.
Suriye’deki Kürt nüfusu bütünleşik bir coğrafyada yaşamamaktadır.
Suriye’de Kürt nüfusu ağırlıklı olarak birbirleriyle toprak bağlantısı olmayan
3 bölge ile büyük şehirlerde yaşamaktadır. Suriye’deki Kürt nüfusunun Afrin
civarındaki Kürt Dağı bölgesinde yüzde 30’u, Ain al-Arab (Kobani)
bölgesinde yüzde 10’u, Cezire (Kamişlı ve Amuda çevresi) bölgesinde de yüzde
40’ının yaşadığı belirtilmektedir.[14] Ancak Suriye Kürtlerin kayda değer bir
kısmı Suriye’nin yerlisi olmayıp büyük çoğunlukla Türkiye’den gelenlerden
oluşmaktadır. Özellikle Cezire bölgesinin büyük kısmı böyledir. Suriye’deki
idari yapı dikkate alındığında Suriye’deki Kürtler temel olarak Hasaka vilayeti
(Cezire bölgesi) ile Halep vilayetlerinde (Kobani ve Afrin bölgeleri ile Halep
merkezinde) oturmaktadırlar.
Hasaka Vilayeti
Haseke Vilayetinin Beşeri ve İdari Coğrafyası
Suriye’de Kürt nüfusun en fazla yaşadığı bölge hiç şüphesiz Cezire
bölgesidir. Nüfus büyüklüğünün yanında Irak ve Türkiye ile aynı zamanda komşu
olması da bölgenin önemini daha da artırmaktadır. Bölgenin coğrafi olarak kritik
konumda olması Kürt milliyetçisi yayın kuruluşlarında görev yapan bir gazeteci
tarafından, “Cizîrê her açıdan Rojava (Kürt milliyetçileri tarafından
Suriye’deki Kürt yoğun bölgeleri tanımlamak için kullanılan ifade) demek.
Bölgedeki tüm kentler Suriye'deki idari düzenlenmeye göre Hesekê vilayetine
bağlı.” şeklinde vurgusuyla bölgenin Kürt milliyetçileri açısından
önemine işaret etmekteydi.
Kürt nüfusun yaşadığı Cezire bölgesinin Suriye’nin idari yapısı
içinde tamamı Haseke vilayeti içerisinde yer almaktadır. Bu vilayet Suriye’nin
kuzeydoğusunda, kuzeyde Türkiye (Urfa’nın bir kısmı Mardin ve Şırnak
illeriyle), doğuda Irak, batıda Rakka, batıda ve güneyde Deyri Zor vilayetleri
ile komşudur. Bu bölge Suriye’de birbirleriyle sınır bağlantısı olmayan Afrin-Kürt
Dağı, Kobani-Aynül Arap ve Cezire-El-Haseke şeklindeki üç Kürt bölgesinden en
fazla Kürt nüfusu barındıran bölüm olması ve genel olarak Kürtlerin yaşadığı
bölgelerle kesintisiz olarak komşu olması nedeniyle önemlidir. Ayrıca bu bölge
Suriye’nin petrol üretimini gerçekleştiren önemli vilayetlerden biridir.
Harita 1:Haseke Vilayetinin İdari Bölümleri ve
Nahiyelerdeki En Büyük Etnik Grup Durumu
Haseke vilayeti 23.334 km²’lik alanda 2004 yılında yapılan son nüfus
sayımlarına göre 1.275.118 nüfusa sahiptir. Vilayet içinde Haseke,
Kamışlı Suriye’nin en büyük 10 kentinden biridir. 2011 yılı için Haseke
vilayetinin nüfusunun 1.512.000’e ulaştığı belirtilmektedir.[15] Haseke vilayetinin idari olarak
1-Haseke Merkez ilçe, 2-Kamışlı, 3-Melkiye ve 4-Resulayn olmak üzere 4 ilçesi
ve 16 nahiyesi bulunmaktadır. İl içindeki nüfus, ağırlıklı olarak Türkiye’ye
komşu kuzey bölgesi ile Haseke kent merkezi çevresinde yoğunlaşmış olup diğer
bölgelerin nüfus yoğunluğu oldukça düşüktür. İl içinde kırsal nüfus oldukça
yoğun olup vilayetin 1683 adet köyü bulunmaktadır.[16]
Haseke vilayetinin içinde bulunduğu Cezire bölgesi Osmanlı
döneminde büyük ölçüde göçebelerin otlak alanları olarak kullanılmaktaydı.
Bölge kışın Kürt aşiretlerinin yazın ise Arap aşiretlerinin otlaklarıydı.
1900-1910’lu yıllar arasında bölgedeki aşiretlerin bu durumları hakkında Ziya
Gökalp ayrıntılı bilgiler vermektedir. Milli, Halemban, Dekuri, Kiki, Tatar,
Harp, Muammere, Karaçine aşiretlerinin bugünkü Mardin civarından daha güneydeki
Cırcıp, Habur, Çağçağ gibi nehirlerin kenarına yaşadıkları yerlerin bir saatlik
güneyine inip oba kurduklarını belirtmektedir. Arap aşiretlerinden, Tay
aşiretinin Nusaybinin güneyinde kendi köyleri çevresinde yaşadığını tarımla da
uğraştığını, Şammar aşiretinin Sincar dağı ile Cebeli Abdulaziz arasındaki
kuzey sahada, Şerabi aşiretinin Resulayn ve Habur ile Cercep yöresinde, Beggare
aşiretinin Fırat sahillerinden Rakka’ya kadar sahada ve Habur ve Cebeli Abdül
Aziz bölgesinde, Cura aşiretinin Habur, Çağçağ ve Deyri Zor’a kadar münbit
sahada bulunduğunu, Cubur’un ise Tay aşiretinin güneyinde yerleşik olmakla
birlikte Tel Reman’a kadar olan bölgede yaşadığını tarımla da uğraştıklarını
ifade etmektedir. Aşiretler arasındaki dengede Bedevi Arap aşiretlerinin daha
üstün olduklarını Milli Kebir, Harp gibi aşiretlerin Şammar aşiret reislerine
vergi verdiklerini belirtmektedir.[17]
Arap aşiretlerinin büyük ölçüde geçmişte yaşadıkları bölgelerde
bugün de yaşadıkları görülmektedir. Ali El-Rabu’nun Haseke vilayetinde yaşayan
Arap aşiretlerinin güncel yerleşim durumları hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler
veren bir çalışması bulunmaktadır. Arap aşiretlerinden Şammar, Irak sınırından
başlayarak Hasaka vilayetinin kuzeydoğu ucunda yüzlerce köyde yaşamaktadır.
Liderleri Şeyh Hadi Duham’ın Barzani ile güçlü ilişkileri bulunmaktadır.
Bölgede bulunan ikinci büyük Arap aşireti ise Tay aşiretidir. Bu aşiret Musul
ve Erbil’den Suriye’ye geniş bir alana yayılmıştır. Aşiret Haseke vilayetinde
Kamışlı merkezin çevresini çepeçevre yerleşerek ilçenin güneyine yerleşik
aşiret federasyonu şeklinde 200.000 nüfusa ulaşan bir nüfusu bulunmaktadır.
Aşiretin 640’lı yıllarda ilk olarak İyad bin Ganem’in bu bölgeyi Bizans’tan ele
geçirdiği dönemde geldiği ifade edilmektedir. Aşiretin reisi olan Muhammed
Faris rejim yanlısı olup Kamışlı’da rejimin temel dayanaklarından biridir.
Bölgede bulunan üçüncü büyük aşiret ise Cubur aşiretidir. Cubur aşireti
Suriye’den Bağdatın kuzeyine, Musul’un güneyine geniş bir alana yayılmıştır.
Haseke vilayetinde ise Tay aşiretinin daha güneyindeki Kamışlı’nın güney
batısından Hasaka şehrine kadar geniş bir alana yayılmıştır. Aşiretin lideri
Şeyh Abdülaziz Haseke merkezin gerçek hakimi konumundadır. Rejime muhalif
durumdadır. Advan aşireti ise Rasulayn’ın batısı ile güneyinde 12.000 civarında
nüfusa sahip bulunan bir aşirettir. Aşiretin lideri Muhammed Halu Resulayn’da
oturmaktadır. Resulayn’ın doğusu ve güneyinde yaşayan Harb aşiretinin 10.000
civarında nüfusu bulunmaktadır. Vilayette dağınık olarak yaşayan Şerabeyn
aşireti Beni Tağlib aşiretinin devamı olarak tarihi ilk İslam fetihlerine kadar
gitmektedir. Aşiret Dırbesiye, Resulayn, Hasaka arasındaki bölgeye
yerleşmişlerdir. Fransızlar bu aşireti yaşadıkları yerden çıkararak Irak’tan
kaçan Asurilere köyler kurmuşlardır. Büyük Baggara aşiretinin 10.000 kadar
nüfusluk bir kısmı Hasaka ilinin güneyi ile Resulayn çevresinde yaşamaktadır.
Rabu nüfus miktarı hakkında bilgi vermese de Rakka civarından gelen Walda
adındaki aşiretten de söz etmektedir.[18]
Gökalp’ın bölgedeki aşiretler hakkında verdiği bu bilgiler, Kürt
milliyetçilerinin Haseke bölgesindeki Arapların sonradan devlet tarafından
yerleştirildiğine dair iddialarının temelsiz olduğunu göstermektedir.[19]Gökalp’in
1910’lu yıllarda bölgede bulunduğunu bahsettiği Arap aşiretlerinin, günümüzde
de bölgede aşağı yukarı aynı mekanlarda yaşamaya devam ettiği görülmektedir.
Tejel’in de belirttiği üzere, hükümet sadece Tabka Barajı’nın yerinden ettiği
4.000 Arap aileyi Rakka ve Cezire bölgesinde inşa edilen modern çiftliklere
yerleştirmiştir.[20] Rakka’da kayda değer Kürt yaşamadığı
için Kürtlerin bu yerleştirmeden etkilenmesi mümkün değildir. Cezire’deki
yerleştirmede ise kayda değer bir nüfus olmadığı için önemli bir Kürt nüfusunun
etkilenmeyeceği tahmin edilebilir.
Bölgede II. Abdülhamid döneminde asayişin sağlanması sonrasında
göçebe Kürt aşiretleri yavaş yavaş daha güneydeki arazilere yerleşmeye
başlamışlardır. Bu dönemde ayrıca önemli miktarda Hristiyan nüfus da
yaşamıştır. Birinci dünya savaşı sonrasında Fransız mandasında Suriye
devletinin kurulması ile sınırlar aşiretlerin göçüne kapatılmışsa da Türkiye’de
devlet ile çatışan aşiretlerin Suriye’ye göçü devam etmiştir. Örneğin Haco Ağa
Heverkan aşiretinden 400 aile ile birlikte 1926’da Suriye’ye göç ederek bölgeye
yerleşmiştir.[21]
1920 sonrasında Suriye Kürt göçü sadece politik değil,
ekonomik gerekçelerle de devam etmiştir. 1950’li yıllarda Cezire bölgesindeki
makineleşme ve su kuyuları ile sulama büyük bir tarım mucizesi gerçekleştirmiş,
bu durum özellikle Mardin çevresinden göçün devam etmesine neden olmuştur. Bu
şartlarda Suriye hükümeti bu gelenlere karşı tedbir almak durumunda kalmış ve
1962 yılında 1945 öncesinde Suriye’de yaşadığını ispat etmeyen 120.000 Kürdü
vatandaşlıktan atmıştır.[22] Cezire bölgesindeki Kürtlerin büyük
çoğunlukla Türkiye’den göçmüş olması, Arap grupların Kürtlerin Cezire
bölgesinin halkı olmadığına dönük ısrarına neden olmuştur.[23] Diğer taraftan, Türkiye’den Cezire’ye
özellikle Kamışlı’ya sadece Kürtler değil, Tur Abidin Süryanileri, Ermeniler,
Mıhalmiye ve Mardin Araplarının da göçerek yerleştiği görülmüştür.[24]
Cezire ve Suriye Kürtlerinin sayısını belirleme konusunda sorun
olan konulardan biri de vatandaş sayılmayan Kürtlerdir. Gambill 2004
yılında vatandaşlık hakkından mahrum olan Kürtlerin sayısının 160.000’ı yapancı
(ajanib), 75.000’i kayıtsız-kaçak (maktumin) olarak nitelendirilen insan
kitlesi olduğunu belirtmektedir.[25] Suriye hükümeti 2011 yılında ülke
genelinde yapılan gösteriler sonrasında vatandaşlık hakkı olmayan ve sayıları
300.000 civarında olduğu iddia edilen bu insanlara vatandaşlık haklarını
vermeye başlamıştır.[26]
Osmanlının son yıllarında Cezire’ye başlayan Kürt göçü ile bugünkü
Haseke vilayetine yerleşmeye başlayan Kürt nüfus, 1950’li yıllara kadar süren
göç dalgaları ile kuzey Cezire bölgesinde artmıştır. 1937 yılında ise Kuzey
Cezire bölgesinde 42.000 Arap (yüzde 27), 82.000 Kürt (yüzde 53), 32.000 (yüzde
20) Hıristiyan bulunmaktaydı.[27] Bedevi Arap nüfus zaman Kürt
milliyetçisi kaynaklarının da belirttiği üzere (Tarım yapan Cubur ve Tay
aşireti dışında) temel olarak 1930’lardan sonra yerleşik hayata geçmeye
başlamıştır. Böylelikle 1937 yılındaki sayımdan sonra Haseke vilayetinin
güneyinde çok fazla Arap köyü oluşmuş, vilayet içinde Arap nüfus artmaya devam
etmiştir. Ayrıca Hükümet farklı dönemlerde Arapların bölgeye göçünü planlı
olarak da desteklemiş, böylelikle bölgedeki dengenin Araplar lehine değişmesini
sağlamaya çalışmıştır.[28]
Tablo 1:Haseke Vilayetinde Kent Merkezi Nüfusları[29]
İl içinde büyük yerleşim yerlerinin (El Cevadiye hariç) nüfusu
dikkate alındığında, Kürtlerin 6 yerleşim yerinde birinci grup olduğunu ve buna
mukabil bu yerleşim merkezlerinde toplam 280.000 kişi yaşarken, Arapların
birinci grup olduğu 12 yerleşim yerinde ise 300.000 nüfus yaşadığı görülmüştür.
Kürt nüfusun birinci grup olduğu; Kamışlı, Amuda, Melkiye (Derike Hemko),
Kahtaniyah (Tırbe Spi), Ma’bada (Gırke Lege) Derbesiye, yerleşim yerleri
haricinde Cevadiye (Çil Ağa)’de nüfus dengededir. Ayrıca nahiye nüfusları
dikkate alındığında vilayet içindeki nüfusun ağırlıklı olarak kırsal alanlarda
yaşadığı görülmektedir. Özellikle Melkiye ve Resulayn ilçelerinde nüfusun büyük
bir kısmı kırsal kesimde yaşamaktadır.
Tablo 2:Haseke Vilayetinin Nüfus Yapısı (2004 nüfus
sayımlarına göre)[30]
Elcezire-Haseke İlinde Etnik Denge
Bölgenin etnik dengesi konusunda Arap kaynakları bölge nüfusu
içerisinde Kürt oranının yüzde 25-30 civarında olduğunu iddia ederken[32],
Vilayet içinde önemli bir ağırlıkları olan Asuri-Süryani kaynaklar ise Kürt
nüfusunun yüzde 35-yüzde 40 civarında olduğunu belirtmektedir. Kürt kaynakları
ise vilayet içinde çoğunlukta olduklarını ima etmektedir.[33]
Vilayet içinde bulunan etnik gruplar, ilçelere ilişkin
açıklamalarda da görülebileceği gibi sırasıyla Araplar, Kürtler, Süryaniler,
Ermeniler ve Çeçenler olarak öne çıkmaktadır. Araplar ilin daha çok güneyinde
yoğunlaşırken Kürtler daha çok vilayetin kuzeyinde yaşamaktadırlar. Süryani
nüfus ise ağırlıklı olarak Melkiye, Kamışlı Amuda ve Haseke merkezde
yoğunlaşmışlardır. Çeçen nüfus ise daha çok Resulayn çevresinde
yaşamaktadırlar.
Harita 2:Haseke Vilayetinde Arap ve Kürt köyleri[34]
El Melkiye İlçesinde Etnik Denge
Eski adı Derik olan Melkiye ilçesi; Melkiye, El Javadiye
(Çil Ağa), Yarubiye (Tel Koçer) adlı nahiyelerden oluşmakta ve 2004 sayımlarına
göre 189.634 nüfusu barındırmıştır. Melkiye Süryanice’de küçük manastır
demek olan Deruni’den türetilerek Derik olarak söylenen yerleşim yerinin adı
1957 yılında Adnan Malki adındaki subaya ithafen Melkiye olarak değiştirilerek
oluşturulmuştur.
Melkiye’de bulunan Kürt aşiretlerinden Abbasan (Kunduk Dağı
çevresinde), Haruna Melkiye ilçe merkezi çevresinde yer almaktadır. Ayrıca,
Beydari aşireti Karaçuk Dağı’nın güneyinde yaşamakta, Arap aşiretlerinden
Şammar’ın Tel Alu ve Tell Koçer (Yarubiye) çevresinde, Şerabin’in ilçe geneline
dağılmış şekilde, Zavba’nın Tel Koçer çevresinde, Tabka barajının sular altında
bıraktığı araziden getirilerek yerleştirilen Gamr aşiretinin Melkiye civarında
bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca bölgenin aynı zamanda meşhur Arap aşireti
Tay’ın da yurdu olduğu ifade edilmektedir.[35] Melkiye’de bulunan Kürt aşiretlerinin
Hesinan, Herûna, Koçer, Torî, Abasî û Omerke olarak sıralanabildiği
görülmektedir.[36]
Arap Gençlik Merkezi’nin verilerine göre ilçenin 278 köyü
bulunmakta ve bunlardan 151’i Arap, 115’i Kürt ve 12’si ise karışık köydür. Bu
durumda köylerin yüzde 54’ü Arap, yüzde 41’i Kürt yüzde 4’ü Karışık köylerden
oluşmaktadır. Ancak bu hesaplamada Semitik dil kullanan Hıristiyanlar Arap
sınıfına dahil edilerek Arap nüfusunun daha yüksek gösterildiği görülmektedir.[37] Süryani köylerini de dikkate alan bir
diğer çalışmaya göre de, Melkiye bölgesinde 148 Arap köyü (yüzde 50.34) 16
Süryani köyü (yüzde 5.44), 14 Kürt-Arap karışık köy, 1 köy Kürt Süryani
karışık bulunduğu belirtilmektedir.[38]
Özellikle Melkiye merkezi geçmişte mutlak manada Hıristiyan
nüfusun çoğunlukta olduğu bir yer olsa da sonraki yıllarda ilçede yaşanan Kürt
göçü ve Hristiyanların bölgeden göçü ile ile git gide Müslüman ağırlığına sahip
bir yerleşim yeri haline gelmiştir. Günümüzde merkez nüfusunun yüzde 60’ını
Kürtler, yüzde 30’unu Hıristiyanlar ve yüzde 10’unu da Araplar oluşturmaktadır.[39] Diğer taraftan Harita 3’te de ilçe
merkezinde Kürtlerin yüzde 60 oranında oldukları teyit edilmektedir.
Harita 3:Melkiye İlçesinde Arap ve Kürt Yerleşim
Yerleri (Soldaki harita köyleri gösterirken, sağdaki harita
Melkiye merkezdeki nüfus yapısını göstermektedir.)
Melkiye İlçesinin bir diğer nahiyesi olan El-Cevadiye ise daha
küçük bir nüfusa sahiptir. Nahiye Merkezi 6.630 nüfusa sahip iken bunun yarısı
Arap yarısı da Kürtlerden oluşmaktadır.[40] Harita 2’den de anlaşılacağı üzere
Kürtler nahiyenin kuzeyine yerleşik iken Araplar nahiyenin güneyinde
yoğunlaşmışlardır.
Melkiye İlçesinin bir diğer Nahiyesi olan El-Yarubiye veya Tel
Koçer Kürt nüfusun çok az olduğu bir idari birimdir. Nahiyenin köylerinin kahir
ekseriyeti Arap köylerinden oluşmaktadır. Yarubiye’de bulunan aşiretlerin
ağırlıklı olarak Şammar, Şerabî ve Cewala aşiretleri olduğunu, Suriye’de Arap
bölgelerini ele geçirme çabası içindeki PYD’nin çağrısından anlıyoruz.[41] Harita 4’te görüldüğü üzere, YPG ile
Nusra’nın çatışma bölgesi de büyük ölçüde Arap ve Kürtlerin yoğun olduğu
sınırlardadır.
Harita 4:YPG-Nusra Çatışma Bölgesi[42]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder