2 Eylül 2014 Salı

BAŞIMIZA GELENLER!

.

BAŞIMIZA GELENLER!

basimiza-gelenler
Coğrafyasının bir bölümü koptu kopacak. Dağları, yaylaları, köyleri, mezraları, yolları, şehirlerin sokakları Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) gözetim ve denetimine terk edilmiş..
Hükümet, İmralı’daki 30 bin insan kaybının baş ve yegane sorumlusunun ağzına bakıyor. Herifin ne istekleri ne de dayatmaları bitiyor..
Ahali sanıyor ki, her şey güllük gülistanlık olacak, çözüm süreci PKK’yı siyasi istek ve hedeflerinden vazgeçirecek. Ah benim garip ve saf insanlarım. Bekle o zaman neler olacağını ve topraklarının göz göre göre nasıl bölündüğünü, bunun da ülke de nasıl bir kaos yaratacağını yaşayarak görecekler..
Malatya Küreciğe oturtulan radar, İsrail’e şakır şakır istihbarat sağlarken, hükümettekiler, Gazze için hamamda türkü söylüyor!
Devletin siyasi hudutları bizim kültürümüzde “şeref ve namus” sayılırken, şimdi , Suriye ve Irak sınırı (Toplam 1300 km) yol geçen hanlarını bile aratır oldu..
Suriye hududunda konuşlandırılan ABD, Almanya ve Hollanda ordularına ait patriot hava savunma füze bataryaları sayesinde Suriye’den gelecek tehdide karşı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hava savunması sağlanıyor! Ne var bunda? Bizde, Afganistan’da, Lübnan’da, Somali açıklarında müttefiklerimize yardım sağlamıyor muyuz? Büyüklükse büyüklük işte!..
IŞİD denilen, insanlıktan çıkmış katil sürüsünün Irak ve Suriye’de yaptıkları iğrenç infazlar yetmiyormuş gibi, “İstanbul’u basarız” gibi şarlatanlıkları ise akla ziyan. Nerede bu Musul Konsolosluğundan kaçırılan, için de bebeklerin de bulunduğu 49 vatandaşımız aradan üç aya yakın zaman geçmesine rağmen?
Beş yıldır Alman istihbaratının Türkiye’de herkesi dinlediğinin ortaya çıkmasından sonra ABD ve İngiltere’nin de ülkenin tüm kurumları ve kişilerini de dinlediği ortaya çıktı. Üstelik Ankara ve İstanbul’da mevzilenerek bu dinlemeleri yapmışlar. Doğaldır ki 17 ve 25 Aralık dinlemeleri dahil, tüm muhabere bu ülkelerin elinde. Ne demek bu: “ Kuyruğunuz elimizde, ne dersem yapacaksın.” Bir de Almanların açıklaması var ki, milli gururu beş paralık etmekten öte bir şey değil. “Türkiye’de müttefik ama, İngiltere ve Fransa kadar ona güven duymuyoruz.”
Bütün bunlar olup biterken ve daha da beteri olacağı gün gibi ortadayken, seçme hakkına sahip vatandaşların sadece %38’ini alan milletin adamı (Hangi millet olduğu gizli olduğu için adı açıklanamıyor!) bir alayiş, tantana, dağdağalı gösterilerle Çankaya’ya çıkıyor..
Yerel seçimlerden 3.5 ay sonra, bir kez de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sırtı yere gelen meclisteki partilere oy veren vatandaşlar! “Son barut da atıldı” duygusuyla moralsizler. Halk da, parti teşkilatları da yorgun düşmüş durumda..
Eğer, son hücum sayılan Haziran genel seçimleri için, süratle yeni bir tertip ve düzene girilemez, sıradan siyasi kalıp, tarz ve yöntemlerin dışına çıkılamaz, AKEPE bir kez daha %40’ların üzerine oy alırsa, meclisteki partiler, bırakın iktidar olmayı, meclise bile giremezler..
Haziran 2015’de AKEPE hükümetten indirilemez ise, ahaliye de aşağıdaki türküyü söylemek kalır.
“Duvara yaslandım da
Cigara içem!
Yağlı kurşun gelir
Ben nere kaçam
Kanadım yok ki
Havaya uçam…
Kirve, bayramın mübarek olsun!..”
TEK UMUT TEK YOL HEPAR
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
http://hepar.org.tr/basimiza_gelenler.aspx
.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder