1 Mart 2017 Çarşamba

TÜRKİYE NİN TERÖRLE MÜCADELE BAĞLAMINDA PKK TERÖRÜNÜN İNCELENMESİ, BÖLÜM 3



 TÜRKİYE NİN TERÖRLE MÜCADELE KONSEPTİ  BAĞLAMINDA PKK TERÖRÜNÜN İNCELENMESİ, BÖLÜM 3



1.1.8.2. Dış Etkenler

Türkiye’de teröre kaynaklık etmis veya edebilecek olan dıs güçleri su sekilde sıralayabiliriz;
• Türkiye üzerinde tarihi, ideolojik, politik ve sosyo-ekonomik emelleri bulunan ve bundan vazgeçmeyen güçler.
• Uluslararası terörizm ve bunun aleti durumunda bulunan terörist organizasyonları ile bunların üslendigi himaye edildigi ülkeler.
• Türklerin yogun bulundugu Avrupa ülkelerinde terör odaklarını destekleyen legal-illegal örgüt ve kuruluslar.
• Dıs destek, terörü destekleme, teröristleri barındırma, teröristleri egitme ve silahlandırma sekillerinde olabilmektedir. 63

Bu konuya daha genis olarak Türkiye Devletini yıkmaya çalısan dıs tehdit unsurları baslıgı altında deginilecektir.

1.1.8.3. Karma Etkenler

İç etkenleri ve dıs etkenleri her zaman birbirinden ana hatlarıyla ayırmak mümkün olmamaktadır. Bunları karma etkenler baslıgı altında inceleyebilmek
mümkündür. Bunların basında da;

• Uluslararası komünizm, Casusluk,
• Uluslararası silah ve uyusturucu madde kaçakçılıgı ile kaçakçıların Türkiye üzerinde emelleri bulunan dıs güçlerle bütünlesme çabaları gelmektedir.64
Türkiye üzerinde emelleri bulunan bu dıs güçler, Türkiye, Dogu ve Güneydogu Anadolu’da masum halka saldıran, öldüren bölücü cinayet çetelerine karsı
gerekli önlemleri alırken dıs dünyada sasılacak biçimde tepkiler vermislerdir.65 Bu baglamda ülkemizdeki terörün sebeplerini sadece içerde degil, dısarıda
da aramak gerekmektedir.


1.2. TERÖRİZMİN SAFHALARI.,

Daha önce de belirttigimiz gibi, günümüzde terörizmin sadece siddet kalıbı içerisinde düşünülmesi dogru degildir. Çünkü terör eylemleri aniden ortaya çıkmazlar,önce çesitli yasal ve mesru protesto seklinde ortaya çıkarlar; Toplantılar ve gösteriler seklinde kendini hissettirir, Daha sonra, yasaların sınırlarını zorlayan ve toplumun hos görüsünü istismar eden hafif siddet eylemlerine dönüsür ve en nihayet, genelde masum insanların hayatlarını hedef alan yogun ve yaygın sabotaj ve suikast gibi eylemler seklini alır.66

Yani terör eylemleri belirli saflalar dahilinde icra edilmektedir. Bu safhalar asagıdaki gibi incelenebilir.

1.2.1. Hazırlık Safhası

Terörün ilk safhası hazırlık safhasıdır. Hazırlık safhası planlama faaliyetlerini kapsar.67 Bu safhada sonucuna varılması gereken en önemli is, içten
çökertilecek toplumun her yönüyle incelenmesi ve analize tabi tutulmasıdır.

Bu dönem ayrıca iki alt döneme ayrılır;

• Hazırlık dönemi,
• Sempatizan saglama dönemi

Bu bölünmeler birbirinden kesin bir sınırla ayrılamazlar.68 Bununla birlikte bu safhanın en önemli ve kendini hissettiren özelligi; silahlı baskın eylemleridir.
Genel olarak ülkemizde terörün tarihçesine bakacak olursak 1965-1971 yılları arası bu safhanın olusumu olarak degerlendirilebilir. Konuya PKK terör örgütü
açısından bakacak olursak 1982-1985 yıllarını kapsar.

1.2.2. Örgütlenme Safhası


Bu safhada, ilk asamada toplanan verilere göre örgütlenme çalısmaları yapılır. Kaynak kitle ile bu kitle içerisinde sivrilen kisiler yavas yavas birlesirler ya da
belirli mihraklar, sivrilen kisilerce iletisime geçerek bir araya getirilirler ve bilinçli bir egitimden geçirilirler. Egitimin yanı sıra yasal olmayan silahsız toplu eylemler ve silahlı bireysel eylemlerden baslangıç için çalısmalar yapılır. Mitingler, afişlemeler ve boykot faaliyetleri yapılır. Benimsenen ideolojinin tabana yayılması ve yurt düzeyinde hakim bir duruma getirilebilmesi için gerekli legal ve illegal teşkilatlanma nın tamamlanması 69 bu safhada gerçeklesir.

1.2.3. Eylem Safhası

Bu safhada teröre destek veren legal kurulusların da destegiyle sehirde ve kırda toplu silahlı eylemler baslatılarak halk sindirilmeye, devlet güçleri ise zaafa
ugratılmaya çalısılır. Devlete güveni olan halkın güveni kırılmaya çalısılır. Silahlı ve bombalı saldırılar, toplumda bilinen ve sevilen kisilerin katledilmesi, silahlı soygunlarve yerlesim yerlerine baskınlar bu safhanın en belirgin özelliklerindir. Böylelikle devletin güçsüz oldugu izlenimi verilir ve halkın gözünde devletin otoritesini azaltılarakanarsik bir ortamın zemini hazırlanır.70

1.2.4. İç Savaş Safhası

Terörün son safhası iç savas safhasıdır. Çıkartılacak iç savas ile ülke yönetimi ele geçirilmeye çalısılır. Bir baska bakıs açısıyla eylem safhasına kadar terör
örgütleri stratejik savunmadadır. Eylem asamasında stratejik denge saglamaya çalısırlar. İç savas safhasında ise artık stratejik saldırıya geçilmis demektir.
1990’a kadar stratejik savunma, 1990-1993 arasında stratejik denge ayarlamasında kalan PKK stratejik dengeden olgunlasarak stratejik saldırı asamasına geçmeyi basaramamıs ve yavas yavas stratejik savunma dönemine dönerken stratejik dengenin bazı unsurlarını muhafaza etmeye çalısmıstır.71 

İçten çökertme tekniginin son adımı olan bu ayarlamada artık çesitli bölge yerlesim yeri ve hatta büyük sehirler ele geçirilerek üsler kurulur.72 Ülkenin silahlı kuvvetlerine karsı aleni olarak mücadele baslatılır ve aleni mücadele verilir. 
Kurtarılmıs bölgeler elde edilir ve buralarda düzenli illegal birlikler tesis edilir.

1.3. TERÖR VE TERÖR ZM AÇIKLAMAYA YARAYAN KAVRAMLAR

1.3.1. Şiddet

Kelime anlamı olarak siddet, bir hareketin, kuvvetin veya gücün derecesi, bir seyin, bir olayın yıkıcı kuvveti anlamına gelir.73 Bu baglamda “siddet” zarar verici bir saldırı olarak tanımlanabilir.74

Siddet hareketleri örgütlerin propaganda malzemelerinin en önemlilerindir. Burada anlatılan siddet, örgüt tarafından halk adına yapıldıgı iddia edilen zalimce
eylemlerdir. Buna karsılık terörist kendini, “devrimci, eylemci, özgürlük savasçısı, halk gücü” gibi bir takım unvanlarla taltif etmektedir.75

Siddet yasadısı, bölücü, yıkıcı ve ayrılıkçı örgütler tarafından daha çok gündemde kalabilmek, ses getirmek, tanınma ve tanıtma amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Yani siddet eylemlerinde mesaj eylemin hedefi olanlara degil, toplumun belirli bir kesimine ya da tüm toplumadır. Ancak, siddet davranısları destekleyemez. Ne
ilerlemeyi, ne de tepkiciligi destekleyebilir. Ama sıkıntıları dramatize edebilir ve onları kamu gündemine getirebilir.76

Öte yandan siddet, içerisinde fazladan bir de keyfilik ögesi tasır.77 Siddet eylemlerinin yeri ve zamanı belli degildir. Fütursuzca yapılan eylemlerdir. Siddet
kavramı, daha soyut planda alındıgında üç ögeyi içerir. Kaynak, kurban ve hedef.78 Kaynak, siddeti gerçeklestiren örgütlü ya da örgütsüz yapıdır. Kurban, siddetten zarar gören, hedef ise, gündemde kalabilmek, ses getirmek, tanınma ya da tanıtma olmaktadır.

Siddetle ilgili tanımlamalara bakıldıgı zaman, hepsinde bulunan tek ortak noktanın fiziki güç kullanılması oldugu görülür. Ama, siddetin yalnız, insan vücuduna ve mala zarar veren saldırı degil, fert üzerinde psikolojik tahribat yaratan bir yönü de vardır.79 Örnegin terör örgütü PKK militanlarının örgütçe yapılan telkinler sonucunda zihinlerinin baskı altında bulunmaları, her fırsatta sürekli olarak asagılanıp suçlanmaları seklinde ugradıkları siddet yüzünden rastlanan intihar olayları az degildir. Bu ve buna benzer örneklerde kullanılan siddet, fiziki olmaktan çok psikolojiktir. Günümüzde demokratik ülkelerin ortak problemi olan terörizm; terör örgütlerinin siddet yoluyla toplumları sindirmek üzere kuvvet gösterisinin ucuz ve etkili bir yolu olarak kendini göstermistir.

1.3.2. Anarsi ve Anarsizm

Yununca kaynaklı olan anarsi kelimesi, olmaksızın, -sız, … in yoklugu anlamlarını veren a ön eki ile, yönetici, sef, hükmeden, komutan anlamına gelen archos
kelimelerinin birlesiminden olusur.80

Anarsizm her türlü otoriteye karsıdır ve bireyi ön plana çıkarır. Bir tür yönetimsizliktir. Amaç her türlü otoritenin yok edilmesi ve basarısızlık durumunun saglanmasıdır. Böylelikle birey, her türlü yönetimsel bagdan kurtulacak, kaotik bir politik ve sosyal yönetim yani yönetimsizlik saglanacaktır. Anarsist ideolojiye göre devlet ortadan kaldırılmalı, otoritesiz bir toplum kurulmalıdır. Yani kısaca anarsizm devletin ya da iktidarın olmadıgı bir toplum düzeninin kurulmasını amaçlayan dünya görüsüne verilen addır.81

1.3.3. Sabotaj

Belirli bir amaca yönelik, bilinçli ve kasıtlı bir isi, bir tesisi, bir durumu, bozmayı, yıkmayı veya tahrip etmeyi amaçlayarak, bozma, yıkma ve tahrip sonucunda
gerçeklesen durumdan örgüt lehine çıkar saglamak amaçlı eylemler bütünüdür.

Sabotaj sözcügünün ortaya çıkısına bakılacak olursa, sözcügün ayakkabıdan esinlenerek ortaya çıktıgını görürüz. Söyle ki: Fransız "htilali sonucunda meydanlarda yapılan toplantılarda eger halk konusmacıların kendileri hakkında söylediklerini begenmezse, ayaklarına giydikleri “sabots” denilen tahtadan yapılmıs bir nevi ayakkabılarını çıkartıp, civarlarda bulunan bahçe duvarlarında bulunan demir parmaklıklara vurarak gürültü yapar, konusmacıları protesto edermis. Bir baska deyimle konusmayı sabote edermis.82 Aynı sekilde fabrikalarda çalısan isçiler de istediklerini kabullenmeyen isverenlerini protesto etmek için tahta ayakkabılarını çıkartıp makine dislileri arasına atarlarmıs. Böylelikle dislilerin kırılmasına ve makinelerin atılmasına sebebiyet verirler, yani isyerinde sabotaj yaparlarmıs.83
Günümüzde sabotaj yasa dısı örgütlerce sıkça kullanılan bir eylem olarak ortaya çıkmaktadır. Yasa dısı sol bir örgütün web sitesinde anlatılan sabotaj bunun en
güzel kanıtıdır. “Sabotaj“, gerilla savası yürüten halklar için paha biçilmez bir silahtır. Örgütlenmesi dogrudan dogruya sivil ve gizli örgüte baglıdır. Bu örgüt dogrudan dogruya tercihen hedef alınacak sanayi ve haberlesme merkezlerini belirlemekle yükümlüdür.84

Sabotaj eylemlerinde alınacak sonuç çok önemlidir. Varılacak sonuç yok etmektir. Sabotaj eylemlerinin en belirgin biçimleri kundaklama, dinamitleme ve mayın döŞemedir. Sabotaj eylemlerinden sonuç alabilmek için genellikle su alanlar kullanılır:


• Ülkedeki uluslararası ve çok uluslu sirketler,
• Ulasım ve haberlesme sistemleri,
• Ordu ve emniyet kuvvetlerine ait tesisler,
• Tarım ve sanayi üretim merkezleri,
• Bankacılık, Finans ve Maliye sektörü

1.3.4. Bölücülük

Bölücülük; Anayasa’nın tanıdıgı kamu haklarını ırk mülahazası ile kısmen veya tamamen kaldırmayı hedef tutan veya milli duyguları veya milli duyguları yok
etmege veya zayıflatmaya yönelik hareketlerdir.85 Kendilerini bulundukları ülkenin bir ögesi saymayan, ülkenin vatandası olarak görmeyen toplulukların, devletin temel ilkeleri ve düzenini parçalayarak ve bu ilke ve düzene uymayarak kendilerince belirlenmis olan yörelerde bagımsız bir devlet kurmak maksadıyla kendi ideolojilerini farklı yaklasımlarla, hedef seçtikleri topluluklara asılamak ve faaliyetlerde bulunmaktır. İç güvenlik stratejisi açısından bölücülük faaliyetleri büyük önem tasımaktadır. Irkçı unsurlar kadar irticai unsurlar da kendi ideolojilerine dayalı bagımsız bir devlet kurmayı amaçlayarak bölücülük faaliyetlerinde bulunmaktadırlar.



İKİNCİ BÖLÜM  TÜRKİYE  VE  TERÖR 

2. TÜRKİYE VE TERÖR 

2.1. TÜRKİYE’DE TERÖR’ÜN TARİHÇESİ 

Türkiye’de karsılasılan ilk terör olayları küçük çaplı ögrenci olaylarıdır ve temelinde ideolojiler çatısması yatmaktadır. Bunlar ideolojilerin dogurdugu siddet olaylarıdır. Sıkıyönetimin ilan edildigi 26 Aralık 1978’den 12 Eylül 1980 tarihine kadar Türkiye’de giderek yogunlasan anarsi ve terör olaylarının temelinde de  ideolojik olaylar yatmaktadır. Söz konusu dönemde Türkiye’de ideolojik amaçlı 39.385 olay meydana gelmistir.86 Türkiye’de gerçeklestirilen terör eylemleri  sadece bunlarla sınırlı degildir;
Bu terör eylemleriyle birlikte temelleri Osmanlı dönemlerine dayanan Ermeni teröründen de bahsetmek gerekir. Osmanlı Devleti döneminde faaliyetlerini sürdüren terör örgütleri özellikle 1973’ten sonra tekrar faaliyete geçmislerdir.87 Bu dönemde Türkiye’ye karsı en fazla eylem gerçeklestiren Ermeni terör örgütlerinden bir tanesi de ‘ASALA’ Terör Örgütü’dür.

1973 yılından 1984 yılına kadar ‘ASALA’ ve diger benzeri ermeni terör örgütlerince gerçeklestiren terör eylemlerinin tablosu söyledir;













Tablo 2.1 Ermeni terör eylemleri

Kaynak: Yılmaz Aktug, Terörün Anatomisi, I. Baskı, Altın Kitaplar Yayınevi, "stanbul, 1995, s.207

Bu tarihlerden sonra Türkiye’de terörün aktörleri degismistir. Ermeni terörünün yerini PKK Terörü almıstır.

2.2. TÜRKİYE DEVLETİNİ YIKMAYA YÖNELİK DIŞ TEHDİT UNSURLARI (TERÖRE DESTEK VEREN ÜLKELER)

Türkiye’ de terörün son yirmi yılında PKK terörü vardır. Bu nedenle konuyu bu baglamda incelemekte fayda vardır. Her seyden önce su çok iyi bilinmelidir ki; PKKTerör Örgütü siyasi bir örgüt degildir, kanlı bir terör örgütü, emperyalist güçler tarafından beslenen bir suç örgütüdür.88

Bu baglamda Güneydogu Anadolu’da tezgahlanan terörizmin 1980’lerin ortalarında iyice patlaması da bir tesadüf olarak görülmemelidir. O dönemde, siyasi vetoplumsal anlamda hızlı bir çıkıs yakalayan Türkiye’ye bölgedeki siyasal konjonktür temelinde bakıldıgın da, komsularını arkada bırakmaya basladıgı görülmektedir. Türk ekonomisinin zayıf noktası olan Güneydogu Anadolu’nun hedeflenmesi bu baglamda baska bir anlam kazanmaktadır.89

Batı emperyalizminin himayesinde ‘Kürt Sorunu’ kavramı dogal kaynaklar üzerinde batının kalıcı egemenligini saglamaya dönük yeni haritalar çiziminde araç islevi görmektedir.90

Geçmiste oldugu gibi günümüzde de yine batı emperyalizmi kendi çıkarları dogrultusun da yapay sınırlar yaratma pesindedir. Büyük Ortadogu Projesi, ABD
kaynaklı yapay sınırlar yaratma gayretidir. ABD Dısisleri Bakanı C. Rice; Büyük Orta dogu Projesi kapsamında Fas’tan Çin sınırına kadar 22 ülkenin sınırlarının
degisecegini söylemistir.91 Bu baglamda ABD temsilcileri de ‘Kürt Sorunu’na karsı demokratik olmayan her türlü çözümü reddettiklerini açıklamıslar dır.92 Diger bir ifadeyle örgütü muhatap alın demek istemektedirler.

Türkiye’ye yönelik dıs tehdit unsurları sadece ABD ve AB ile sınırlı degildir, Suriye, "ran, Irak, Yunanistan ve bunun gibi –sözde- komsu ülkeler de, ulusal
güvenlik stratejimiz açısından zaman zaman birer dıs tehdit unsuru olabilmektedirler. Jeopolitigi ve cografi konumu itibariyle Türkiye’nin birçok ülke tarafından,kendi çıkar alanları üzerinde hakim bir konumu mevcuttur. Bunun dısında Türkiye’ye karsı tarihsel, ideolojik ve politik emelleri olan ülkeleri de unutmamak gerekir. Bu baglamda Türkiye’de ki teröre kaynaklık etmis yahut edebilecek olan dıs güçleri su sekilde gruplandırmak mümkündür: "lk olarak; Türkiye üzerinde tarihi, ideolojik, politik ve sosyo-ekonomik emelleri bulunan ve bundan vazgeçmeyen ülkeler. "kinci olarak; Uluslararası terörizm ve bunun aleti durumunda bulunan terörist organizasyonları ile bunların üslendigi, himaye edildigi ülkeler ve son olarak Türklerin yogun bulundugu Avrupa ülkelerinde terör odaklarını destekleyen legal-illegal örgüt ve kuruluslardır.
Yukarıdaki gibi gruplandırılan bu dıs güçler nedeniyle; Stratejik konumu itibarıyla Kafkaslar, Orta Dogu ve Balkanlar gibi dünyanın en istikrarsız bölgeleri arasında yer alan ve stratejik ulastırma yolları üzerinde bulunan Türkiye; bölücü ve gerici etkinlikler, uluslararası terörizm, kitle yoketme silahlarının yayılması ve bölgesel sorunlardan kaynaklanan ve giderek artan çok boyutlu ve karmasık iç ve dıs tehditlerle karsı karsıya olmayı sürdürmektedir.93


Terör’e olan dıs destek genellikle üç farklı sekilde olmaktadır; birincisi terörü dogrudan destekleme (her türlü yardım), ikincisi terörü dolaylı destekleme
(faaliyetler, izin) ve sonuncusu teröristleri egitme ve silahlandırmadır.

2.2.1. Dış Destek Unsurlarının Amaçları

Türkiye’yi güçsüz durumda bırakarak, uluslararası arenada kendi çıkarlarına yönelik politikaları isleme koymak. Türkiye’nin jeopolitik ve jeo stratejik konumundan kaynaklanan üstünlügü kendi lehlerine kullanmak. Tarihten gelen böl parçala yönet politikasını devamlı etkin kılarak istedikleri bölgelere hakim olmak; örnegin ABD ve İngiltere PKK’yı Güneydogu Anadolu’da sistemli bir biçimde destekleyerek taseron olarak kullanmaktadırlar, ayrıca Barzani ve Talabani’ye destek vererek Irak’ı ‘etnik ayrımcılıkla bölme politikası’nı uygulamaktadırlar. 94

Ülkelerindeki sirketlere büyük maddi imkanlar saglamak ( örnegin: anti terör silahları gelistirip satarak gelir elde etmek) aynı zamanda bugün ABD ve
ingiltere’nin askeri güçleri ve sirketleri Ortadogu da birlikte çalısmaktadırlar.95
Bu amaçlar çogaltılabilir, ancak her dıs tehdit unsurunun çesitli amaçları bulunması nedeniyle amaçlar her dıs tehdit unsuru konu baslıgı içerisinde yeniden değerlendirilecek tir.

2.2.2. Türkiye’de Teröre Yönelik Dıs Tehdit’in Kökenleri

Türkiye’de bu günkü teröre yönelik dıs tehdidin kökenlerine inilirse 19. yy’da özellikle Kürt kökenli vatandasların yasadıkları bölgede oynanan siyasi oyunlar
çıkmaktadır. Bu dönemde dıs tehdit unsurlarının oynadıkları oyunlar su sekilde izah edilebilir; Bu tarihten itibaren bölgede bir “ Kürtçülük  İdeolojisi ” bölge halkına aktarılmaya baslanmıs, birtakım asiret ve oymaklara Türk olmadıkları propaganda edilerek Türk’ten ayrı bir ırk oldukları suuru verilmeye çalısılmıs, ayrıca Türkiye, İran ve Irak topraklarında müstakil bir “Kürdistan Devleti” kurulacagı vaat edilmistir.96

1920 yılında imzalanan Sevres Antlasması’na göre, eski Osmanlı topraklarının bir kısmında otonom bir Kürdistan Devleti kurulması gerekmekteydi.
Mustafa Kemal Pasa yönetimindeki orduların Anadolu ve Trakya’da galip gelmesi sonucunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, isgal devletleriyle Lozan Antlasmasını
imzalayınca Sevres ortadan kalkmıstır.97 Ancak Sevres ile gerçeklestirilmek istenen bu hayal halen devam etmektedir.

Aynı dönemde (19. yy.) ve günümüzde bölgede önemli bir faktör olan İngiltere örnegini açıklamak, konunun aktarımı açısından önemlidir. Söyle ki; II.
Mesrutiyetin ilanından sonra, Ermeni kozunu o tarihlerde Rusya’ya kaptıran İngiltere’nin destegiyle kurulan, ‘ Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti’  ortaya çıkmıstır.98 Milli varlıga zararlı olan bu cemiyet bölgede “ Siyasi Kürtçülük ” faaliyetlerini yürütmede İngiltere’nin piyonu olmustur.

Yine günümüzde de bütçeleri dıs tehdit unsurlarınca desteklenen çesitli dernek ve cemiyetler bölgede propaganda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu faaliyetler
kapsamında bölgede geçmiste oldugu gibi günümüzde de çesitli isyan, ayaklanma ve gösteriler olmaktadır. Bu baglamda Cumhuriyet döneminde bölgede çıkan Kürt kaynaklı, yahut irtica kaynaklı ayaklanmaları su sekilde sıralayabiliriz;

1- Nasturi Ayaklanması
2- Seyh Sait "syanı
3- Zilan Ayaklanması
4- Pervari Ayaklanması
5- Semdinli Ayaklanması
6- Reskotan Ve Raman Ayaklanması
7- Hakkari Beytülsebap Ayaklanması
8- Bicar Ayaklanması
9- Büyan Ayaklanması ve Beytülsebap Baskını
10- Koçusagı Ayaklanması
11- Zilanlı Resul Aga Ayaklanması
12- Dersim "syanı
13- Sason Ayaklanması
14- Buban Ayaklanması
15- Agrı "syanı
16- Abdurrahman Ayaklanması99 

Bu isyanlar ve ayaklanmalar birer terör faaliyeti olarak geçmiste icra edilmis dıs destekli ayaklanma ve isyanlardır. Geçmiste bu faaliyetlerde çesitli sahıs ve
asiretler piyon olarak kullanılmıs, Günümüzde ise yasa dısı bir örgüt kullanılmaktadır. O dönemde "ngiltere özellikle Musul ve Kerkük için bu faaliyetleri desteklemistir.
İngiltere’nin geçmiste bölgede oynadıgı oyunları bölücü bası dahi itiraf etmistir; Bölücü bası 31 Mayıs 1999 günü "mralı’daki ilk durusmasında ‘"ngiltere geçmiste de Musul ve Kerkük’ü böyle oyunlarla aldı seklinde beyan etmistir.100 Yani kısaca “ Tarih tekerrürden  İbarettir.”

2.2.2.1. Amerika Birlesik Devletleri

Günümüzde gelismis ülkeler dıs politikalarını rasyonel pragmatizm anlayısı çerçevesinde yönlendirmektedirler. Bunun en bariz örnegi ABD dıs politikasıdır. ABD 1980 yılından itibaren Türkiye’deki “Kürtçülükle” ilgilenmeye baslamıstır. Münferit gibi görünse de ‘Kürtçü’ faaliyetleri çok genis kapsamlı, sistemli ve planlı olarak desteklemektedir.

Örgüt ABD ile yakın iliski gelistirmek istemesine karsın ABD’li yetkililer PKK’nın yeni olusumunda yani terörist bir örgüt oldugunu ve örgütün Irak sınırları
içerisinden silahsız yöntemlerle çıkarılacagını açıklamaktadırlar. ABD’nin PKK’nın yeni olusumunu terörist bir örgüt olarak açıklaması son derece anlamlı bir açıklama olmakla birlikte gereginin yapılması da önem tasımaktadır.101 ABD bu açıklamaları 90’lı yıllardan beri yapmaktadır. Ancak örgüte yönelik somut bir yaptırım yoktur. ABD’nin Ortadogu’ya 1950’lerin ikinci yarısında baslayan ilgisi de ‘Kürt’ ögesine verdigi önemi belli etmektedir.

ABD’nin böyle bir politika izlemesindeki temel amaç; Kürtleri zaman zaman kullanarak, zaman zaman da terk ederek bölge ülkelerine kendi istedigi
pozisyona gelmeye zorlamak ve Ortadogu petrolüne böylece vaziyet etmeyi sürdürmektir.102 Örnegin, ABD ikinci defa Irak’a girdiginde Kerkük’te alenen PKK bürosu açılmasına engel olmamıs hatta o büronun çatısına örgüt flamasının asılmasından Türkiye’nin duydugu rahatsızlıgı da dikkate almamıstır.103

ABD’nin Türkiye’ deki ‘Kürtçülük’ faaliyetlerine verdigi destegi California eyaleti milletvekili Brad SHEMAN’ın söyledigi su cümlesinden anlamak mümkündür;
‘Türkiye’deki Kürtlerin korunması için ABD askeri güç kullanarak devreye girmelidir’104

2.2.2.2. Almanya

Almanya’nın örgüte verdigi destek hemen hemen örgütün kurulmasıyla birlikte baslamıstır.1985 yılında Köln sehrinde 4000 terörist Almanya’nın izniyle açık
hava toplantısı gerçeklestirmistir. Almanya’da birçok vatandasımız yasamaktadır ve örgütte buradan azami derecede faydalanmaktadır.

Almanya, örgütü özellikle siyasi açıdan desteklemektedir. Siyasi açıdan verilen destek ülkede yapılan konferanslarla sürdürülmektedir; 27-28 Eylül 1991
tarihinde Almanya’nın Bonn sehrinde Kürdistan İnsan Hakları Girisimi ve Asagı Saksonya Eyaleti Hükümeti tarafından Kürt halkı; ‘İnsan hakları olmadan gelecek olamaz’ isimli uluslararası Kürt konferansı gerçeklestirilmistir. Bonn konferansının sonuç bildirgesinde ‘Kürt halkına kendi kaderini tayin hakkının tanınması, Kürtler üzerindeki baskılara son verilmesi istenmistir.’105

Bu konferans Almanya’da düzenlenen yüzlerce konferanstan sadece bir tanesidir. Örgüt Alman siyasi çevrelerden aldıgı destekle görüslerini yukarıdaki gibi serbestçe açıklamaktadır. Buna izin verenlerde izin vermekle bu görüslere katıldıklarını beyan etmis olmaktadırlar.

Örgüt Almanya’daki faaliyetlerini Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu YEK-KOM aracılıgıyla gerçeklestirmektedir. Kurulusuna izin vermekle siyasi destek
verdigini açıkça gösteren Almanya bu dernegin üye aidatlarından toplanan paralar, yayın organlarından elde edilen paralar, bu ülkede yasayan Kürt kökenli vatandaşlardan  sözde vergilendirme adında toplanan haraçlar, konserler düzenlenerek konser bilet satıslarından elde edilen paralarında örgüte akmasına 
izin vermekle, örgüte maddi destekte saglamaktadır. 106

Ayrıca yine Almanya’da bir Kürt Ekonomi Kongresi düzenlenmis ve bunun sonucunda, sözde Kürt sermayesinin bir çatı altında toplama amacıyla Almanya
merkezli olarak faaliyet gösterecek uluslararası Kürt "sverenler Birligi (Yektiya Karsazen Kurd a Natnetewi). KARSAZ adı altında bir organizasyon olusturulmustur.
KARSAZ, III. Kongresini 30 Ocak- 02 Subat 2003 tarihleri arasında yine Almanya’da gerçeklestirmistir.107

Bütün bunlarla beraber Öcalan DGM’ye verdigi ifadede Almanya hakkında sunları söylemistir. “Suriye’deyken Almanya gizli servisinden Lummer benimle
görüstü. Almanya üzerindeki eylemlerin durdurulmasını istedi. Bizde bunun karsılıgında Almanya’nın bize karsı daha yumusak davranmasını istedik.” 108
Almanya bütün emperyalist güçler gibi Türkiye’nin yanında oldugunu ve örgütü AB çerçevesinde bir terör örgütü olarak tanıdıgını ifade etse de, yukarıda verilen
açık destek örnekleri Almanya’nın örgüte olan bakıs açısını açıkça göstermektedir.

Alman basını da örgüte oldukça büyük destek vermektedir. Söyle ki Almanya’nın önde gelen dergilerinden birisi olan Der Spiegel’de 8 Nisan 1991’de
yayınlanan bir yazıda aynen su ifade yer almaktadır; “Bu güne kadar Türkiye’de yasayan Kürtler katil bir ordu ve Jandarma’nın eylemleri sonunda ezilmis ve
bastırılmıslardır.” Yine aynı dergide 3 Mart 1991 tarihinde yayınlanan bir baska yazı da “Saddam kimyasal silah kullanarak 13 bin Kuzey Irak’lı Kürdü katletmistir… Ancak tasalanmayın müttefikimiz olan Türkiye’de Kürtler her gün katlediliyorlar. Zaten Türkler Birinci Dünya Savası’nda da 1.5 milyon Ermeni’yi öldürmüslerdi.”109
Görüldügü gibi Alman basının önde gelen bu yayın kurulusu hem Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırmakta hem de Türk Milletini katil olarak ilan etmektedir.

2.2.3. Belçika


Belçika’nın örgüte verdigi destegi anlamak için çok detaylı arastırmalar yapmaya gerek yoktur. Çünkü verilen destek alenidir. Bunun en sarih örnegi sözde Kürt
Parlamento’sunun 8. Olagan Genel Kurul Toplantısını 1998’de Belçika’nın Brüksel kentinde 50 delegenin katılımıyla yapmasıdır. 110
Yine Belçika’da terör örgütü güdüsünde faaliyet gösteren kuruluslar tarafından baslatılan yardım kampanyalarında 7 milyon Belçika Frangı toplanmıstır.111
Bütün bunlarla birlikte bölücü bası DGM’ye verdigi ifadesinde Belçika’nın verdigi destegi söyle beyan etmistir; “ Med TV stüdyoları ve binalarının bulundugu
yerdir. Avrupa ne derse bize karsı onu uygular.” Belçika’nın örgüte verdigi sarih destegi açıklamak maksadıyla örnekler çogaltılabilir.

2.2.2.4. Fransa

Fransa’nın örgüte olan destegi bayan Mitterand’ın politikalarında vücut bulmustur. Madam Mitterand, çok uzun süredir sözde devletin Avrupa finansör ve destekçilerinden dir. Kukla devleti olğunlastırma merkezi olarak islev gören Paris Kürt Enstitü’sünün de hamisidir. Madam Mitterand, bizzat PKK için Türkiye devleti ile mücadele etmistir. 112

George Bush’un (Eski ABD Baskanı) Ankara’da sundugu Kerkük-Musul planının ayrıntılarını Kürtlerin anası lakaplı Daniela Mitterand Özal’a anlatmıstır.
Örgüte Fransa’nın verdi destegi bayan Mitterand’ın su cümlelerinde bulabiliriz; 11 Ekim 1998’de düzenlenen “Uluslararası Kürdistan Konferansında çok güzel bir durum gerçeklesti. "ki Kürt grubu Amerika’da el sıkıstı. Bu benim için büyük bir adım. "kinci olarak PKK ateskes ilan etti. Kuzey Irak’ta KDP’ye ateskes çagrısında bulundu. Bütün bunlar bir Kürt devletinin sinyalleridir. Bu demokrasi sinyallerine bütün Kürt grupları var güçleriyle sarılmalıdır. Özgür bir devlet için zaman ve mekan olusmustur. Bende eski bir direnisçiyim bu yüzden yıllar önce PKK’yı Kürt halkının direnis ordusu olarak gördüm. Bugün bu fikirde haklı olmanın gururunu yasıyorum.”113

Fransa’nın en yetkili isminin söyledikleri Fransa’nın örgüte olan sempatisinin en belirgin ifadesidir. Yine Fransa’nın verdigi bu destegi, örgüt liderinin
verdigi ifade tutanagının 34. sayfasında yeralmaktadır; 

Örgüt Lideri;

- 1988’de, Fransız avukatlar ile Fransız istihbaratından bir yetkilinin kendisi ile görüsmek üzere geldigini,
- Fransa’da Lango Marj adlı istihbarat yan kurulusunun, Dev-Yol mensuplarına da destek verdigini bildigini,
- Fransa’da örgüte müzahir genis bir halk kitlesinin bulundugunu, bun kitleden büyük bir gelir elde ettiklerini belirtmistir. 114
Görüldügü gibi Avrupa ülkelerinin istihbaratçıları örgüt lideriyle dirsek teması halindedir. Bu, Avrupa ülkelerinin konuya verdikleri destek ve önemin
boyutlarının ne kadar oldugunu göstermektedir.

2.2.2.5. Yunanistan

Yunanistan için PKK-Kongra Gel terör örgütüne en çok, en açık destek veren, her platformda bu yarayı kasıyan ülkedir demek mümkündür. Yunanistan
açısından PKK, Türkiye ile 1960’lı yıllardan beri giristigi mücadelenin küçük bir kazanımından baska bir sey degildir. Bir baska ifade ile Yunanistan’ın örgüte verdigi destek dıs politikasının amacı ya da hedefi degil, aracıdır. Ege ve Kıbrıs’la ilgili problemlerinde hep bu kartı kullanmaktadır. Bu destek dolaylı yollardan bir silahlı saldırının vücuda getirilmesidir. "kinci dünya savasından buyana güç kullanımı genel bir kural olarak yasaklanmıstır. BM sartının 24. maddesinde kural açıkça belirtilmis, basta AGİT belgeleri olmak üzere Türkiye, imzacısı oldugu pek çok uluslararası belgede diger devletler gibi güç kullanmayacagını taahhüt etmistir.115

Avrupa ülkelerinin özellikle Yunanistan’ın tüm bu taahhütlerine ragmen PKK terör örgütüne verdikleri destek uluslar arası hukukunda çignendiginin en belirgin örnegidir. Örgüte olan Yunan destegini örgüt liderinin kendi agzından aktaracak olursak; asagıdaki cümleler her seyi özetler niteliktedir;
“1998 yılında Yunanistan’ın eski generallerinden Negazakis Türkçe bilen bir tercüman ve birde Haralamus isimli gazeteciyle geldi. Görüsmelerimiz oldu. Ayrıca emekli albay A. Nastaski yedi kisilik heyetle Bekaa’da yanımıza geldi. Lavrion Kampı’nın kullanılması ve ERNK Temsilcilikleri’nin kurulması kararlastırıldı. Bizden de Türkiye’de metropollerde eylemlere agırlık verilmesini istediler. Bizde sehirlere eylemlerimizi kaydırdık. Yunanistan’dan Türkiye’deki turizm gibi ekonomik hedeflere yönelmemiz konusunda istek geldi. Ayrıca teknik sabotaj ve orman yangınları egitimi konusunda Yunanistan’da bulunan kamplarda egitim verildi.”116
Yukarıdaki cümlelerden de anlasılacagı gibi Yunanistan, örgütü askeri, siyasi ve ekonomik olarak desteklemekte ve bunun yanında bir örgüte saglanabilecek
her türlü destegi saglamaktadır.

2.2.2.6. İran

Ortadogu ülkelerinin teröre maddi, askeri ve siyasi destegi genellikle bölgedeki kamplar aracılıgıyla saglanmaktadır. Örnegin Kuzey Irak’taki Zeli
Kampı’ndan PKK militanlarının Türkiye’ye dogrudan sızması mümkün degildir. Dagların arasından 250 km.lik bir yol ile Türkiye’ye ulasabilirler. Buna karsılık İran’a mesafe en çok 15-20 dakikadır. Buradan Türkiye’ye sızma ister istemez  İran üzerinden ve İran’ın izin vermesiyle mümkün olabilmektedir.117
İran’da da PKK kampları mevcuttur ve bu kamplardan Türkiye’ye gelis gidisler olmaktadır. Özellikle yaz aylarında Tahran da bunu kontrol edememektedir.118
Ayrıca örgütün yogun olarak kullandıgı Rus silahları da, Gürcistan, Ermenistan ve İran üzerinden PKK’ ya ulasmaktadır.119

Bütün bunların dısında örgüt lideri ifadesinde "ran’da teorik egitimlerin yapıldıgı bir hastanelerinin bulundugunu ve "ranlı yetkililerin bundan haberdar
olduklarını beyan etmistir.120

Özellikle Türkiye’deki ABD askeri varlıgı, "ran -Türkiye iliskilerinde belirleyici rol oynamaktadır. "ran Türkiye’de ABD askerlerinin varlıgından rahatsız
olmaktadır. Ayrıca İran’ın “ Devrim İhracı’na yönelik amaçları” PKK’yı İran dıs politikasının önemli bir vasıtası haline getirmektedir.121
İran PKK politikasını baslangıçtan itibaren ve Libya ile isbirligi yaparak yürütmektedir. Yine İran Türkiye’ye yönelik “ Örtülü Faaliyetleri’ni” (Rejim İhracı, İrticai Örgütlerle is birligi gibi) bir yönü ile PKK sayesinde sürdürürken, bir yandan da yönlendirdigi ve kendisi ile ideolojik bütünlük içerisindeki “Radikal İslamcı ”  örgütleraracılıgıyla yürütmektedir. Bu iki yönlü çalısmalarını zaman zaman da aynı düzlemde bulusturmaktadır.122 
Yani İran bir yandan Türkiye’deki bölücü örgütlere destek verirken bir yandan da irticai örgütlere destek vermekten geri kalmamaktadır.

2.2.2.7. Suriye

Suriye 1979’dan beri PKK karargahı ile terörist bası Abdullah Öcalan’ı barındıran, kamplar saglayan, teröristlerin egitimine yardımcı olan ve her fırsatta
destekleyen ülkedir.123
Suriye Türkiye ile sorunlarını çözmek için terörü aracı olarak kullanmayı yeglemektedir. Suriye sıfır maliyetle sürdürdügü bu savasla Abdullah Öcalan’ı taseron olarak kullanmıstır.124 Tüm bunlarla da yetinmeyen Suriye kendi ülkesindeki Ermeni ve Kürtleri PKK’nın içine sokmus onları etkin yerlere getirmis ve PKK’yı istedigi gibi yönlendirmistir.

Suriye örgütü desteklemesindeki asıl nedenler; Fırat nehrinden serbest bırakılan suyu yeterli bulmaması ve Hatay meselesidir. Amaç terör ile Türkiye’yi
zayıflatarak bahsedilen konularda kendi lehine bir ortam yaratmaktır.

Suriye’nin PKK’ ya olan destegini su sekilde özetlemek mümkündür; Türkiye’den kaçan teröristleri barındırmak, Lübnan ve baska ülkelere giden teröristlere
pasaport ve para saglamak, Türkiye’ye karsı mücadele veren diger terör örgütleriyle PKK aracılıgıyla iliski kurmak, örgüte para, silah, cephane saglamak, Suriye’de PKK temsilciliklerinin ve propaganda bürolarının açılmasına izin vermek.125 Bu gün Suriye’de Hoybun, Kürt ittihat, Halaskaranı Kürt, Kürtçe Konusan İslam ve Hıristiyan, Kürt Teavün, Kürt Fukaraperver, Kürt dilini Tamim, Kürt Nasturi Birligi vb. gibi Kürt istiklaline çalısan örgütler durmadan dinlenmeden  Kürtlük gayesi ugrunda çalısmaktadırlar.126

2.2.2.8. Irak

Irak’ın PKK’ya olan destegi 1988 yılında PKK ile Saddam Hüseyin arasında yapılan bir gizli anlasmayla baslamaktadır. Anlasmanın amacı Abdullah
Öcalan’ı güçlendirerek Kuzey Irak’ta KDP ve KYP’yi etkisizlestirmektir. Saddam PKK’yı güçlendirerek KDP ve Kyp’yi etkisizlestirmeyi aynı zamanda su sorunu ve
geleneksel Arap düsmanlıgı gösteren Türkiye’yi cezalandırmayı amaçlamıstır.
Gerçekten de Irak 1988 yılında Barzani ve Talabani pesmergelerini kimyasal silahlarla saf dısı bıraktıktan sonra Kuzey Irak’ta çok büyük bir alanı PKK’ya tahsis etmistir. Irak hükümeti; Körfez Savası sırasında diger terörist örgütlere yaptıgı gibi PKK’ya da çok büyük imkanlar vaat etmistir.127

Özellikle 1991 yılında PKK ile Irak Devleti arasındaki iliskiler yogunlasmıstır. Bu dönemde Irak istihbarat servisi PKK’ya silah destegi saglamıstır.128

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***

TÜRKİYE NİN TERÖRLE MÜCADELE BAĞLAMINDA PKK TERÖRÜNÜN İNCELENMESİ, BÖLÜM 2



 TÜRKİYE NİN TERÖRLE MÜCADELE KONSEPTİ  BAĞLAMINDA PKK TERÖRÜNÜN İNCELENMESİ, BÖLÜM 2

1.1.2.1. Terörist Gerilla Ayrımı

Gerilla, Fransızca “guerne” (savas) kelimesinden türetilmis olup, “küçük savas” anlamına gelmektedir ve teröristler için bir mesruluk kaynagı olarak
kullanılmaktadır.

Bu baglamda yapılacak bir asker-gerilla-terörist ayrımı, bu mesrulugu ortadan kaldıracagı gibi terörist - gerilla ayrımını da açıkça ortaya koyacaktır.
Asker, kendisini üniformayla tanımlar ve savas hukukuna riayet eder. Gerilla ise üniforma giyse de giymese de pek çok açıdan askerin uydugu kuralları
uygulayarak taklit eder. Gerillanın hedefleri, genelde sivil hedefler degil, askeri kuvvetler ve diger güvenlik güçleridir. Gerillalar genel bir ifadeyle, düzenli ordu
birliklerine karsı savasan düzensiz birliklerdir. Ancak teröristler, siyasi amaçlarına ulasmak için, herkese ve her hedefe kural ve ayrım gözetmeksizin saldırırlar.23
Türkiye’de terör eylemlerinde bulunan PKK eylemcileri de yukarıda yapılan tanımlamaya göre, siyasi bir amaca ulasmak için, herkese ve her hedefe ayrım 
gözetmeksizin saldırdıklarından birer teröristtirler.


1.1.3. Terör ve Terörizmin Türleri

1.1.3.1. Asagıdan Terör (Yönetilenlerden)


Bu gün terörizm tanımı çogunlukla asagıdan gelen ve var olan politik düzende karısıklık yaratma, onu yıkma ya da basitçe ona karsı olan öfkeyi ifade etme
girisimini belirtmektedir. Asagıdan gelen terörizm hareketleri en azından iki bin yıldır vardır.24 Bu tip terör genel olarak yönetilenlerden yönetime karsı yapılan terördür.
Yönetilenler içinde bulundukları durumun olusmasına neden olarak gördükleri sisteme ve bu sistemi meydana getiren ve ayakta tutan unsurlara karsı terör faaliyetinde bulunurlar.

Birçok bilim adamı asagıdan gelen modern terörizmin 19. yüzyılda Rusya’da kendini “Narodnaya Volya” (Halkın "radesi) olarak adlandırılan bir ideolojik
grubun ortaya çıkması ile basladıgı konusunda hemfikirdir.25 Asagıdan terör eylemi toplum içindeki adaletsizliklere dikkat çekmek ve
ortadan kaldırmak amacıyla yapılırken, toplumdaki ilgisiz kesimi de uyandırmak ve direnmeye güç olmaları açısından katılımlarını saglamayı da amaçlar.26

1.1.3.2. Yukarıdan Terör

İktidar seçkinlerinin ya da egemen güçlerin uyguladıkları terördür.27 Devleti elinde tutan iktidarın gücünü korumak, muhaliflerini zayıflatmak maksadıyla kendi vatandaslarına karsı sindirme, iskence, korkutma, kötü muamele, belirsiz sekilde ortadan kaybetme vb. yollara basvurması seklinde ifade edilmektedir.28
Yukarıdan terördeki devletin siyaset anlayısı her seyi halkın iyiligine de olsa, kötülügüne de olsa ben bilirim tavrıdır. Hiçbir konuda halkın görüsü alınmaz, bu
yönüyle de totaliter bir özellik göstermektedir.

1.1.3.3. Devlet Terörizmi

Bu terörizm türünde hedef, bir baska devlet yada hedef devletin tüm unsurlarıdır. Hedef alınan devlete ve bu devletin unsurlarına karsı girisilen her türlü, korkutma, sindirme, yıldırma gibi eylemlere devlet terörü denir. KGB, MOSSAD, SWAMA vb. kurulusların dogrudan ya da dolaylı yollarla baska ülkelerde ortaya çıkardıkları terör eylemleri örnek olarak gösterilebilir.29

1.1.3.4. Siyasi ve İdeolojik Terörizm

Siyasi ve ideolojik terörizm, daha öncede belirtildigi gibi bir ideolojik düsünceyi digerine hakim kılmak amacıyla; hedef alınan ideolojiyi sindirmek,
yıldırmak, vb. amaçlarla girisilen terör eylemleridir.30

Bu terörizm türünü de sol kanat terörizm ve sag kanat terörizm seklinde ikiye ayırabiliriz. Sol kanat terörizm; Halklarının kapitalist sömürü altında ezildigine
inanan ve kapitalist sistemi ortadan kaldırıp yerine komünist veya sosyalist bir sistem meydana getirmek amacında olan yasa dısı örgütlerin giristigi terör eylemleridir.  Sag kanat terörizm ise; Fasist sitemi geri getirmek isteyen yasa dısı örgütlerin giristigi terör eylemleridir.31 Bu baglamda Marksist-Leninist ideolojiyi benimsemis PKK  terör örgütünün giristigi eylemlerin temelinde ideoloji de yatmaktadır.

1.1.3.5. Bölücü Terörizm

Etnik ve milliyetçi ayrılıkçılıga dayanan terör eylemlerine katılan örgütler ve eylemler bu baslık altında toplanmaktadır.32 Bu tür teröristler bir ulusun veya bir alt kültürün bagımsızlıgını elde etmek adına yola çıkmaktadırlar. Uluslararası arenada en çok, en fazla sempati ve destek toplamayı basaranlar da yine bu gruptaki  teröristlerdir.33

Bir etnik terörist grubun ortaya çıkmasında yardımcı olan sey, aktif olarak terörist etkinliklerin içinde yer almayan, ancak aynı etnik temeli paylasanların, en azından teröristlere gizli bir sempati duymaları ve bunun yanı sıra da kurbanlarına çok az acımalarıdır. Bu durum, liderlerin onlara katılacak izleyiciler bulmasını daha da kolaylastırmaktadır.34 Örnek olarak Bask Ülkesi ve Özgürlügü Örgütü (ETA) ve eylemleri, PKK Terör Örgütü ve eylemleri verilebilir.

1.1.3.6. Din Terörizmi

En tehlikeli terörizm türüdür. Çünkü bu gruba giren teröristler öldürmeyi kutsal savasın bir parçası olarak görmektedirler ve bu yüzden eylemlerinde sınır
tanımamaktadırlar.35 Bir dini yada inanç farklılıklarının terör faaliyetlerini mesrulastırmak amacıyla kullanan bir dini yaymayı ya da hegemon kılmayı
amaçlayarak girisilen her türlü terör eylemi ya da eylemleridir.

1.1.3.7. Narko Terörizm

Terörizmin çok maliyetli bir is haline gelmesi dünya piyasalarında en çok kâr getiren malın, yani uyusturucunun ticareti isine teröristlerin dahil olmaları sonucunu dogurmustur. Uluslararası örgütlü suçların merkezi devlet otoritesinin zayıf oldugu bölgelerde, yani devlet organlarının terörizm ile yeterince yıpratıldıgı yerlerde daha fazla hareket serbestligine sahip olabilmesi nedeniyle,”uyusturucu trafigi, transnasyonel örgütlü suça istirak eden ve terörizm biçimindeki görünmeyen savaslarla destabilizasyon saglamaya çalısan gruplar arasındaki ortak yasam iliskisinin ayrılmaz bir parçası haline gelmis tir.”36 Bu ortak yasam iliskisi farklı biçimlerde ortaya çıkabilmek te ve narko terörizm kavramı farklı çerçevelerde de kullanılabilmektedir.

Kavramın kullanım alanı belirli bir ulus-devlete veya rejime karsı girisilen silahlı mücadeleye karısan asi terörist grupları ile uyusturucu kaçakçılarının iliskilerini
tanımlamaktan, uyusturucu ham maddesinin yetistirilip, sonra mamul hale getirildigi noktalarda faaliyet gösteren devrimci asi grupların uyusturucu kaçakçılarını sömürmesi ve haraç alması gibi alanlara kadar uzanabilmektedir. Bunun en basit örnegi PKK terör örgütüdür.

Terörist grupların banka soygunları ve rehin alma faaliyeti devam etmekle birlikte, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devlet destekli terörizmin ortaya
çıkmasıyla yabancı sponsorlardan gelen bagıslar temel finansman kaynagı haline gelmistir. Örnegin çesitli Arap uluslarının destekledigi Filistin Ulusal Fonu’ndan El- Fetih’e akan paranın yaklasık 300 milyon $ oldugu tahmin edilirken, örgütün bunun dısında yaklasık 7-8 milyar $’lık bir fonu daha oldugu öne sürülmüstür.37

1.1.3.8. Medyatik Terörizm

20. yüzyılın son on yılında terörizmin edindigi en önemli özelliklerden birisi de medya yönelimli hale gelmis olmasıdır. Esasen terörizm gerek en ilkel örneklerinde, gerekse en çagdaslasmıs modellerinde gerçekte kurbanı degil, izleyici kitlesini hedef alması nedeniyle her dönem eylemin duyurulması, alenileştirilmesi arayışın da  olmus ve içerigi geregi haber iletme kaynaklarına yakın durmuştur.

Brian Jenkins’e göre “ Terör gerçek kurbanı degil, İzleyici kitlesini hedeflediginden bir tiyatrodur ” ve bu tiyatronun reklamının yapılmasında “ Medya teröristin en iyi dostudur. Çünkü teröristin davranısı kendi basına hiçbir anlam ifade etmezken, bu davranısın herkesçe tanınması alenileşmesi ise her sey anlamına gelmektedir.” Oynanılan tiyatronun bos sandalyelere ve seyircisiz gösterime girmis olmasının bir anlamı olmayacagından, mümkün oldugunca çok seyirci toplayacak olan, en sansasyonel senaryoların, belki de gerçek oyundan daha sansasyonel bir biçimde izleyicilere aktarılması da ancak medya kanalı ile gerçeklestirilmektedir.38 

Bu aktarım süreci içerisinde medyanın seçtigi iletim kavramları terörizmin amacına ulasıp ulasmamasında da önemli rol oynamakta, bir eylemin toplum tarafından nasıl algılanacagı da teröristinkinden çok, medya çalısanlarınca belirlenmektedir. Yonah Alexander’ın da belirttigi gibi “medya terörizme iliskin haberler yapmak ve onları kitlelere tanıtmak yoluyla terörizmi meshurulaş tırdıgından, bulasıcı bir etkiye sahiptir” ve bir anlamda terörizmin tamamlayıcı parçasıdır. Bu nedenle çogu zaman terörizme destek olan ana unsurlar arasında devletlerin destegi, diger terörist grupların ve organize suç örgütlerinin yardımları ve medyanın destegi bir arada degerlendirilmektedir.39
Hatta kimilerine göre terörizmi kitle haberlesme araçlarının gelisimi azdırmıstır. Çünkü teröristler reklam ve propaganda için yasamaktadırlar ve medya
olmasa onları besleyecek hiç bir kaynak kalmayacagından zayıf düsmeleri kaçınılmaz hale gelecektir. Bu da güvenlik birimlerinin operasyonlarını kolaylastıracak ve terörizm tüm uluslararası toplumun güvenligini tehdit eden baslıca tehdit olmaktan kısmen de olsa uzaklaşabilecektir.40

1.1.3.9. Örgütsüz Terörizm

Terörizmin yeni yüzünden bahsederken vurgulanması gereken en önemli yeni unsurlardan bir tanesi de, herhangi bir örgütle organik baglantısı bulunmayan 
amatör teröristlerin siyasal nitelikli siddet kullanma kapasitelerinin ve bu yoldaki tesebbüslerinin artmasıdır. Bireyselligin ön plana çıktıgı ve teknolojik gelismenin bir getirisi olarak organize yapılara ihtiyaç duymadan tekil kisilerin de sistem içi etkinliklerinin bir anlam kazandıgı yeni toplumsal düzende, terörizmin yeni bir boyut kazanması da kaçınılmaz hale gelmistir. Ancak Hiçbir etnik, dinsel ya da ideolojik olusum, hangi düzeyde ele alınırsa alınsın teröre (örgütlü veya örgütsüz, bireysel terör veya devlet terörü) karsı bagısıklık iddiasında bulunmamalıdır.41

Nitekim bugün patlayıcı imalatında kullanılabilecek olan pek çok madde, hiçbir denetime tabi olmadan piyasada satısa sunulmakta ve çok da geliskin olması
gerekmeyen bir fizik bilgisi bu maddelerin birer silah haline getirilmesinde yeterli olmaktadır. Güvenlik güçleri açısından bu tür kisilerin yakalanmasında karsılasılan zorluklar ve son derece normal görünen herhangi birinin bu tür eylemlere girisebilecegi gerçegi, amatör teröristlerin örgütlü terörizmden çok daha tehlikeli hale gelebileceginin bir göstergesidir.

1.1.4. Terörizmin Özellikleri

Güncel bir sekilde terörizmin özelliklerini sıralayacak olursak, tanımlamada
karsılastıgımız problemle özellikleri sıralamada da karsılasırız; çünkü terörizmin birçok tanımı oldugu gibi, literatürde birçok özelligi mevcuttur. Bu nedenle asagıda terörizmin en belirgin ve en güncel özellikleri sıralanacaktır;

• Her seyden önce terörizm örgütlü bir yapı eliyle gerçeklesir ve bir amacıvardır.
• Terörizm aniden ortaya çıkmaz, belirli safhaları vardır.
• Terörizm terör eylemlerini mesrulastıracak bir senaryo hazırlar.42
• Mali destek terörün vazgeçilmez ihtiyacıdır. Bu nedenle, soygun ile silahve uyusturucu kaçakçılıgı yapar.43
• Terörizm, propaganda ile dogar, gelisir ve propaganda ile yasar. Bizatihikendisi bir propaganda aracıdır.44
• Yasadısı eylemler bütünü olması sebebiyle içerdigi siddetin seviyesibüyüktür.
• Terörist eylemler genellikle keyfi kararlara dayandıkları için öncedentahmin edilemezler. Aynı zamanda bir planlama yapılması da söz konusudur.
• Terörizm, tahrip edici, ahlak dısı ve acımasızdır.45
• Terörizm bir ideoloji, bir doktrin, hatta sistematik bir fikir degildir, birstratejidir.46
• Terörist eylemlerin gerçeklesebilecegi belirgin bir yer yoktur.

1.1.5. Terörizmin Amacı

Terörizmin en belirgin ve en yaygın amacı düsmanı olunan kesimi siddet
eylemleriyle yıkarak farklı bir ideolojiye sahip bir sistem kurmaktır. Bu yaklasım terörolaylarının hukuki davalarında açık bir sekilde belirtilmektedir. Terör örgütlerisavundukları ideolojiye baglı olarak, haksızlık ve zulüm olarak gördükleri yönetim veyöneticileri bertaraf etmeyi, böylece daha mutlu ve adaletli bir hayat tarzını amaçedindiklerini ileri sürmektedirler.47

Hedef alınan sistemin siddet yoluyla degistirilmek istenmesinin en büyük nedeni; hedef alınan sistemle, hedef alınan arasında güç dengesizligi bulunmasıdır.
Kendisinde rejimi demokratik yollardan degistirmek gücünü bulamayan terör örgütleri silahlı mücadeleye basvurmaktadırlar.48

Yukarıda anlatılanlar çerçevesinde terörizmin amaçlarını kısa vadeli ve uzun vadeli amaçlar olarak ikiye ayırmak mümkündür.

1) Kısa vadeli amaçlar;

Hedeflerini gerçeklestirmek için dünya çapında, ulusal ve yerel desteksaglamak, Hükümeti güvenlik güçlerini taciz etmek, zayıflatmak, sasırtmak,Para ve malzeme elde etmek, Ulasımı ve iletisim araçlarını tahrip etmek, Güç gösterisi ve tehditlere inandırmak,Greve veya isi yavaslatmaya sebep olmak, Seçimleri etkilemek,49

2) Uzun vadeli amaçlar ise, Hükümette dramatik degisikliklere, ihtilal, sivil savas veya uluslararası savaslara neden olmak,Gerilla savasları sırasında gidisatı kendi lehlerine çevirmek, Mahalli ulusal-uluslararası karar mekanizmalarını etkilemek, 
Bir etnik veya ulusal grubu temsilen yasal olarak politik tanımlama kazanmak.50

1.1.6. Terörizmin Nitelikleri

Terör eylemlerini gerçeklestirenlerin en önemli istegi eylemlerinin etkili olması ve bir gündem meydana getirmesidir. Eylemler medyada yer buldugunda diger
bir ifadeyle terörist eylem odaklı bir gündem olustugunda eylem amacına ulasmıs demektir.
İşte bu baglamda terörizmin niteliklerini sıralayacak olursak;
• Teröristler amaçlarına ulasmada araç olarak, hedef gruplar arasında korku, ümitsizlik ve yıkım atmosferi yaratmaya çalısırlar.51
• Bir siddet olayının psikolojik sonuçları fiziki sonuçlarından ölçüsüz bir sekilde büyük olursa terörist bir nitelik kazanır.52
• Terörizmin bir diger niteligi de, yapılan eylemlerin hunharca olmasıdır.
• Bir baska nitelik ise hedef kitle ile ilgilidir, söyle ki eylemlerde “muharip ve gayri muharip” ayrımı yapılamaz. Ya bizdensiniz ya onlardansınız anlayısı hakimdir.

1.1.7. Terörizmin Unsurları

1.1.7.1. İdeolojik Unsur

Terörün öncelikle bir ideolojik alt yapısının olması gerekmektedir. "deolojik unsur, örgütün hareket noktasını olusturmaktadır. Örgüt benimsedigi ideoloji
dogrultusun da hareket etmekte, stratejisini buna göre belirlemektedir.53 Ayrıca örgütün bir ideolojik unsurunun olması örgütü teröristlerin ve sempatizanlarının gözünde mesrulastırmakta dır.

1.1.7.2. Örgüt Unsuru

Daha önce de belirtildigi gibi terör eylemleri örgütlü bir yapı eliyle gerçeklesir. Bilinen tanımıyla örgüt, iki veya daha fazla kimsenin aynı amaç etrafında
birlesmesiyle meydana gelen yapıdır. Örgüt, organize bir yapı içerisinde, aynı ideolojiyi benimseyen ve aynı hedefe yönelmis kisilerden olusur.54

1.1.7.3. Siddet Unsuru

Terörizmin unsurlarını yüzdelik olarak dilimlersek, en büyük yüzdeyi siddet unsuru olusturur. Siddet terör eylemlerinin aracıdır. Aslında siddet terörün hem aracı hem de ön sartıdır. Su halde siddet unsuru ihtiva etmeyen, siddet kullanılmayan hiçbir eylem terör sayılmaz.55 Daha önceden belirttigimiz gibi terör “dehset” demektir. Dehseti meydana getirmek için kullanılan araç ise siddettir.

1.1.8. Terörizmin Sebepleri

Terörizmin sebepleri genel olarak üç baslık altında toplanabilir. Bunlar; Terörizmin ideolojisi, toplumun durumu ve ülkenin sorunları olarak sıralanabilir.
Ancak burada açıklanacak sebepler tüm terör olaylarının sebepleri degildir.

Yani bu sebepler neticesinde illaki terör eylemleri gerçeklesecegi düsünülerek kendilerini savas içerisinde gören teröristlerin ugrunda savasacakları bir ideolojiye ihtiyaçları vardır. Örgütte verilen ideolojik egitim nedeniyle bu ideolojiler kisilerin terör örgütlerine girmesinden daha ziyade bu örgütlerde kalmasında etkin rol oynamaktadır.56
Önceden belirtildigi gibi terörizmin amacı yeni bir sistem kurmaktır. Bu sistem de bir ideolojik temele dayanır. Bu nedenle terörizmin sebeplerinden birisi de
örgütlerin kullandıkları ideolojilerdir. Terörizmin beslendigi belli baslı ideolojileri ise; Marksizm, Leninizm, Fasizm, Anarsizm ve Nihilizmdir.
Terörizmin bir diger sebebi de toplumun durumudur; toplumun içinde bulundugu siyasi ortam, sosyo-ekonomik dengesizlikler, toplumdaki siddet kültürü birer
terörizm sebebi olabilir.

Belirtilen terörizm sebeplerinden birisi de ülkenin sorunlarıdır. Terörizmle ilgili ülke sorunları; etnik sorunlar, ülke nüfusundaki farklılıklar, ülkedeki özgürlük
hareketleri ve ülke yönetim birimine tepkiler olarak sıralanabilir.
Bir toplumun ırk, dil, din ve kültür bakımından gösterdigi yapı ve bu unsurların birbirleriyle iliskileri etnik yapıyı olusturur.57 "ste bu etnik yapıdaki
unsurlardan bir kısmı kendi kendini yönetmek isterse, terör eylemlerine basvurabilir. Bu terörizmin sebeplerinden etnik sorunlar olarak tanımlanmakla birlikte, eylemlerine verdikleri ismin sözde bir özgürlük hareketi olarak nitelenebilir.
Ayrıca özellikle diktatörlükle yönetilen ülkelerde demokratik yollardan verilemeyen mücadele terörle verilmeye çalısılmaktadır.58 Bu da yönetim biçimine olan tepkiler baslıgı altında incelenebilir.
Terörizmin sebeplerini farklı bir açısından inceleyecek olursak; Çok genel bir ifadeyle bunlar dıs etkenler, iç etkenler ve karma etkenlerdir.
Bu baglamda terör olgusunun sebepleri, yalnızca iç ve dıs düsmanlara dayandırmak yeterli degildir.

1.1.8.1. ç Etkenler

İç etkenlerin en basında ekonomik sebepler gelmektedir. Bunları kısacasıralayacak olursak;

• Adaletsiz gelir dagılımı (propaganda malzemesi)
• Yoksulluk (Komünist propagandacıların en çok istismar ettigi konu)
• İssizlik
• Tarıma dayalı bir ekonominin olusumu,
• Kisi basına düsen milli gelirin az olması ve yükselmemesi


Bu ve buna benzer birçok ekonomik nedenlerden dolayı, arzu ve özlemlerini yeterince veya hiç gerçeklestiremeyen tatminsiz ve memnuniyetsiz topluluklar ortaya çıkmaktadır. "ste bu yapıdaki yıgınların bir kesimi ya kendilerinden yasa dısı yollarla özlemlerini tatmin olanagı aramakta, ya da kendisi ile iliski kuran ve özlemlerine hitap eden yıkıcı unsurların eline düsmektedir. Ayrıca Atatürk ilkelerinin terk edilmeye baslanmasının getirdigi boslugunda bu konudaki etkisi büyüktür. 59
"ç etkenlerden bir digeri ise ülkedeki egitim sistemidir. Örnegin Türkiye’de yasadısı faaliyette bulunan MLSP (Marksist, Leninist Silahlı Propaganda Birligi) adlı terör örgütünün beyni olarak kabul edilen Semsi ÖZKAN’a göre; “Ülkemiz egitim sistemi tam anlamı ile miadını doldurmus ve toplumumuzun
gereksinmelerine cevap vermekten uzak hale gelmistir. Egitim sistemimiz yaratıcı, arastırıcı insanlar yetistirmekten çok uzaktır. Bu egitim sisteminde Atatürk’ün dogum ve ölüm tarihini ögrenirsiniz. Ama Atatürkçülügün ne oldugunu ögrenemezsiniz. Her toplumsal gurubun bir yana çektigi Atatürkçülügü sonunda Sovyet yazarlarından okuyup ögrenmek kısmet olur. Sonrası ise malum.”60

Özellikle egitimsiz bireyleri potansiyel kaynak olarak gören terör örgütleri de ülkenin bu zaafını çok iyi istismar ederek binlerce vatandası kandırıp devlet düsmanı yapmaktadırlar.
İç etkenler olarak kabul edilen bir diger unsurda sosyo-kültürel etkenlerdir. Toplumdaki kültürel farklılıkları birer istismar etme aracı olarak kullanma, tarih, dil, din, örf, adet, gelenek göreneklerden toplumu uzaklastırarak toplum asgari müsterek unsurlarını yıkmak, terör örgütlerinin baslıca faaliyetleri arasındadır.
Belli baslı diger iç etkenleri de sıralayacak olursak bunlar; ideolojik akımların etnik sorunlar ve siddet kültürü olarak sıralanabilir.
Her seyden önce daha önce de belirtildigi gibi kendilerini savas içinde gören teröristlerin ugrunda savasacakları bir ideolojiye ihtiyaçları vardır. Örgütle verilen ideolojik egitim nedeniyle bu ideolojiler kisilerin terör örgütlerine girmelerinden daha ziyade kalmasında daha etkin rol oynamaktadır.61

Etnik sorunları inceleyecek olursak; bir toplumun ırk, dil, din ve kültür bakımından gösterdigi yapı ve bu unsurların birbirleriyle iliskileri “etnik” yapıyı
olusturur.62 Türkiye’de de birbiriyle iç içe geçmis ortak bir tarihe ve kültüre sahip, yüzyıllardır barıs içerisinde yasayan farklı etnik unsurlar vardır. Ancak problem farklı unsurların bir arada yasamasından degil, bu unsurlardan biri ya da bir kaçının digerlerinden bagımsız yasamak istemelerinden kaynaklanmak tadır.
Siddet kültürü ise terör örgütlerinin, sözde sorunları görmek için geçerli olan tek ve en geçerli yol olarak lanse ettikleri ve eylemlerinde kullandıkları bir olgudur.


3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,



***