HDP, DTK, HDK ve DBP Eş Başkanları Perşembe günü, gün boyu Diyarbakır'da toplantı halindeydi. Gündemlerinde bölgede yaşanan yüksek gerilim ve bundan sonra neler yapılabileceği vardı.
Bir dizi beklenti yansıdı toplantıdan çıkabilecek sonuçlara dair. İki seçenek vardı. Krize ilişkin tansiyonun düşürülmesini sağlayacak adımlar atılması ya da bugüne kadar sergilenen kararlılığa vurgu yapılması, yani gerilimin bu düzeyde tutulması. 
Toplantı sonrasında Cuma günü tüm eşbaşkanların katılımıyla bir basın toplantısı yapma kararı basına duyuruldu. Dışarı yansıyan bilgiler "rasyonel ortak akıl" vurgusu ve çağrısı yapılabileceği yönündeydi. Ancak toplantıdan sert tonlu bir açıklama çıktı.
Demirtaş: Direniş devam edecek
Basın toplantısında konuşan isimlerden biri Halkların Demokratik Partisi Eş Başkan'ı Selahattin Demirtaş'tı.
Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert bir dille eleştiren Selahattin Demirtaş da öz yönetim haklı bir taleptir dedi.
"HDP alanlarda, parlamentoda Türkiye'de yönetim modelinin ne olması gerektiğini açıkça ifade etmiştir, o da özyönetimdir. Halkımızın ortaya koyduğu haklı talebe karşı hükümetin işgal algısı uyandıran bu müdahalesine karşı partimiz çok net bir karşı tutum içerisindedir."
Mesele hendek ya da barikat değildir diye konuşan HDP Eş Başkanı, "Direnişi büyüteceğiz" dedi.
"Bu zulüm çarkı uzun sürmeyecek, merak etmeyin. Halkımız sıkıntı çekiyor, farkındayız. Bizler siyasetçiler olarak çözüm yollarını tartışıyoruz, geliştireceğiz. Halkımızla birlikte direnişi büyüteceğiz. Öz yönetimin inşası, içinin doldurulması konusunda önemli kararlar alacağız. faşizm rica ile minnet ile durmaz. Halkımızı bu onurlu, görkemli direnişi sahiplenmeye çağırıyoruz. Geri adım atmak bu tarihi dönemin şerefine yakışmaz. Anavatanımızda özgür ve onurlu yaşamak istiyoruz. Bu kazanılana kadar bu direniş devam edecektir. "
Basın toplantısı "uzun sürdüğü" gerekçesiyle soru almadan tamamlandı.
Dicle: Öz yönetimlerle ilgili çözüm projesi
Basın toplantısında ilk olarak sözü alan Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkan'ı Hatip Dicle'ydi. Perşembe günü yapılan toplantıyı kast ederek, "Dünden başlamak üzere bir tartışma yürütüyoruz" diye sözlerine başlayan Dicle, bölgedeki gerilimi "hukuksuz ve ahlaki değerler taşımayan bir savaş konsepti" olarak tanımladı, bir çözüm aradıklarını söyledi.
"Bir çıkış yolu olabileceği noktasından soruna yaklaşarak bir çözüm önerisi geliştirmeye çalıştık. Bu demokratik öz yönetimlerle ilgili demokratik çözüm projesi olacak. 26-27 aralık'ta DTK kongresinde tartıştıktan sonra kamuoyunun dikkatine sunmak üzere yayınlamayı planlıyoruz. Umarız bu proje bu kaostan ve giderek hepimizi endişeye sürükleyen çatışma ortamından çıkmaya zemin hazırlar. Umarız diyalog yollarının açılmasını sağlar."
Dicle, bir çıkış yolundan, çözüm önerisi geliştirmekten söz etti. Ancak buna ilişkin bir ayrıntı vermedi. Konuşmasının sonunda net bir dille öz yönetim taleplerini sahiplendiklerini, savunmaya devam edeceklerini söyledi.
"Özyönetim talepleri bir haktır. Uluslararası sözleşmelerde güvenceye alınmış bir haktır ve meşrudur. Bu nedenle biz bu mücadeleyi sahipleniyoruz. "
Yüksek: Halkın kendini savunma hakkı vardır
Toplantıda yerel yönetimlerin bağlı olduğu Demokratik Bölgeler Partisi Eş Başkan'ı Kamuran Yüksek de konuştu. Yüksek, Dicle'ye göre daha sert ifadeler kullandı.
"Biz 'Öyle değil böyle yaşamak istiyorum' diyemez miyiz? Şu an 16 belediye başkanımız tutuklu. Halkın talepleri meşrudur. Devlet bastırmak için şiddet araçlarını kullanarak bir politika izlediği sürece halkın kendini savunma hakkı vardır. Eğer devlet öldürmeye yelteniyorsa direnmek haktır. Siz bu savaşı kazanamayacaksınız. Silahınızın fazla olması haklı olduğunuz anlamına gelmez. Demokratik yöntemlerle sorunu çözecek yeni bir politika oluşturun. Artık bazı şeylerin bittiğini görmemiz lazım. Devletin bu uygulama ve rejimiyle artık bu halk yaşamak istemiyor. Statüsüz olmayacak. Siyasi çözümsüz olmayacak."
Yüksek'in konuşmasında Hatip Dicle'nin söylediği "diyalog yolları ve çözüm projesine" ilişkin bir vurgu yoktu. Basın toplantısında siyasi çözümden söz eden bir diğer isim Halkların Demokratik Kongresi Eş Başkan'ı Ertuğrul Kürkçü oldu.
Öz yönetim Hakkı'nın 21'inci yüzyılın en doğal ve meşru hakkı olduğunu, yeni toplumun ancak bunun etrafında kurulabileceğini belirten Kürkçü, sorunun siyasetsiz çözülemeyeceğini söyledi.
"Toplumun tüm kesimleri birbiriyle konuşmazsa bu mesele çözülemeyecek. Çünkü çözüm ancak siyasi olarak gerçekleşebilir. Biz bu siyasi çözüm sorumluluğunu üstleniyoruz. Tüm Türkiye'yi kapsayan çözüm için adımlar atmaya hazırlanıyoruz."
Siyasi çözüm ile ne demek istediler?
Toplantı sonrasında Al Jazeera'nin görüştüğü HDK Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü, kastedilenin Hükümet ile yeni bir diyalog zemini yaratmak olup olmadığına ilişkin soruya yanıt verdi.
"Hükümet her zaman muhataptır ama muhatap olduğunu kabul etmiyor. Kastettiğimiz özel olarak hükümeti hedefleyen bir çalışma değil. Yeni bir çerçeveye ihtiyacımız var. Bu çerçeveyi geliştireceğiz. Bu sorunun kazandığı yeni boyutu Türkiye'nin anlaması gerekir. Ortak çözüm bakımından bunun Türkiye'nin Batı'sında bir yankısının olması lazım. Bunu tartışacağız. Biz hafta sonu yapılacak Demokratik Toplum Kongresi toplantısında çözüm önerimiz etrafında yeni bir irade birliği oluşturup, onu önümüze koyacağız. Yeni bir süreç yaşıyoruz. Bu sürecin açıklanması, anlamlandırılması, bunun unsurlarının tanımlanması, ortaklığın tazelenmesi gerekiyor."
Al Jazeera'nin görüştüğü bir HDP yetkilisi ise, "Görüşme kanallarının açık tutulması önemli ancak hükümet bunu istemiyor. Siyasi iktidarı ikna etmemiz lazım. Bu da ancak halkın iradesi ile mümkün olacaktır. Çözümden kastedilen bu mücadelenin derinleştirilmesidir" dedi.
Kaynak: Al Jazeera
..