ULUSAL DURUŞ,
Halil İbrahim Şahin,
08.03.2004/Sayı:51
“Ulusal duruş”
3 Mart 1924 tarihi Türk Cumhuriyeti için bir dönüm milattır. Hilafetin kıldırılması, Tevhidi Tedrisat Yasası’nın çıkarılmasıdır. Aklın inanca, bilimin dinciliğe, ulusun-ümmetçiliğe galebesidir.
Türk Kurtuluş ve Kuruluş Savaşı emperyalizme karşı bir devrimdir. Mayası tam bağımsızlık ve ulusal egemenliktir. Bu temel bağlamda Cumhuriyet: Laik, demokratik sosyal hukuk ve ulus devlet nitelikleriyle donatılmıştır. Bu donanım ve dokusu sonucu cumhuriyetimiz her türlü saltanata, servet ve devlet diktatörlüğüne, teokrasiye ve mandacılığa karşıdır.
Bu nedenle cumhuriyet: Fikri-vicdanı, irfanı hür nesiller ister. Bu nesillerin yetişmesi için aklın ve zekanın çağdaş eğitim ve öğretimle terbiye edilmesi gerekmektedir. Öğretim Birliği yasası bu imkanı Türk gençliğine vermektedir. Bu yasa ile eğitim ve öğretimin unsurları aklı, bilimi, laikliği, ulusalcılığı, karma uygulamalı eğitim niteliklerini içermektedir.
Büyük Türk Devrimi ve Atatürk İlkelerine karşıt güçler cumhuriyetin bu kazanımlarını birer birer kaldırarak, ithal malı rejimin yollarını döşemekte etnik-dinsel terör ve emperyalizmden büyük destek görmektedir.
Toplumumuzun yapısı ve ekonomik zayıflığı demokrasiyi besleyemediği için de yokluk-yoksulluk-yolsuzluk ülkenin kaderi olmaktadır. Rant-faiz-temettü sarmalında küreselleşmenin emrinde İMF’ye dayalı bir ekonomi, AB-ABD’nin çizdiği yol haritası ile çizilen siyaset, halkı bilgilendirmeyen bir devlet anlayışı, federal ve şirketleşme anlayışını öngören yasalar ve Kıbrıs. Dayatmalar ve tuzaklar. Ümmet ve misyoner kafası ile çözülemeyen sorunlar yumağı. Geldiğimiz nokta cumhuriyetle kavgalı parlamento, cumhuriyetle kavgalı iktidar, cumhuriyetle kavgalı kadrolaşma, cumhuriyetin yapısını bozan, çıkan ve çıkacak yasalar/Yetmedi Anayasa değişikliği, rejim bunalımı ve kavga.
ADD 1989, kuruluşundan bu yana özelleştirmeden-tahkime, tarımdan hayvancılığa, enerji sorunlarından sosyo ekonomik konulara, eğitimden madenlerimize, işveren ve işçi ilişkilerinden sanayi ve ticarete, YÖK’ten bankacılığa, dış ilişkilerimizden seçim ve siyasal partiler yasalarına, dokunulmazlıktan mal bildirimine, Gümrük Birliği’nden AB ilişkilerine tüm konuları bilim adamlarımızla halkımızın bilgisine sunup çözüm yolları üretirken, hatta bu uğurda başkanımız sayın Aksoy’u ve üyemiz sayın Üçok’u, sayın Mumcu’yu, genel başkan yardımcımız sayın Kışlalı ve daha onlarca Atatürkçüyü kaybederken aydınlarımızın tembelliğinin dayanılmaz hafifliğini yaşadık. Anadolu’yu karış karış gezdik. Atatürk İlkelerini nakış gibi işledik. Üreten halkımız ve gençlerimiz yardımcımızdı. Tütün mitingini Akhisar’da yaptık, mahkemeye verildik. Kars’ta hayvancılığımızı, Denizli’de tarımı, Kahramanmaraş’ta enerjiyi, Kayseri’de eğitimi, Zonguldak’ta sendikacılığı, İstanbul’da sağlığı, Antalya’da köy enstitülerini, Diyarbakır’da Güneydoğu Anadolu bölgesinin sosyo ekonomik yapısını masaya yatırdık. 50’den fazla panelistlerimiz Anadolu’da etkinlikler düzenledi. Şubelerimiz Cumhuriyet ve ulusal tüm bayramlara üreterek katıldılar. Savaşa hayır mitinglerinde yine onlar öndeydi. İstanbul olaylarında maskeli kişiler tarafından vurulanlar da onlardı. TÜRKSOLU ve İleri dergisini de çıkaran onlardı. Büyük bir dayanışma örneği vererek kıskananları çatlatırcasına halkımıza bu ürünlerini intikal ettirenler de onlardı. Kıbrıs için, Denktaş için ilk imza kampanyasını açarak diğer gençlere örnek olanlar da onlardı.
Cumhuriyet’in yıldönümü yürüyüşünde “ Ordu Göreve ” pankartını da açanlar onlardı. Bu nedenle beyin yoksulları ve cep varsılları ve mütareke basını tarafından linç edilmek istenenler de onlardı. Onlara darbeci diyenler, onları ithal malı rejimlerle özdeşleştirenler herhalde bugün özellikle 3 Mart 2004 tarihinde Ankara’da ATO salonlarında yapılan ADD ve diğer kuruluşların ortak etkinliğine Ordumuzun sayın komutan ve eşlerinin ve sayın rektörler ve sayın öğretim üyelerinin katılımları karşısında özür dileyeceklerdir. Vizyon sahibi bu gençlerimiz çok önceden ulusal duruş ve ulusal refleks için çağrısını zamanında yapmıştır. Ulusumuz tüm kurum ve kuruluşları ile Cumhuriyet karşıtı iç ve dış odaklara duruş göstermiştir.
Değerli gençler; Atatürk yolunda adınıza uygun çalışmalarınızla ve üretiminizle sizleri bir defa daha kutluyorum. Genç yaşta büyük projelere imza atınız. Ufuk ötesi görüşlerinizle örnek oldunuz. Çağrınız ulusal duruşun yollarını açmıştır. Bilginizi yüreğinizde ısıtarak tüm Türk gençlerini Atatürk yolunda birleştirdiniz. Öngörünüz sağlam, aklınızın özgürlüğü ve bilginiz yeterlidir.
Sizler ulusal duruşa olan özlemin ve coşkunun cevherleri ve irfanısınız. Ne mutlu hizmet üreten, bilim üreten Türk Gençliğine.
http://www.turksolu.com.tr/51/hisahin51.htm
***