Türk ile Uğraşılmaz
Ağah Oktay Güner,
Son
yıllarda Türk adıyla uğraşmak, Türk’ü horlamak, paradan, kurumlardan Türk adını
silmek Atatürk’ün fikir, felsefe ve düşüncesinden her vesileyle uzaklaşmaya
çalışmak moda oldu. Ne gariptir bütün bunları yapanlar Kurtuluş Savaşımızın
büyük komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu Cumhuriyetin nimetleriyle
yetişmiş, O’nun öncüsü olduğu eğitim sisteminin okullarında okumuş,
Cumhuriyetin kurumlarında yer tutmuş insanlardır. Yıllar önce Türkiye’de
fikirlerinin iktidar olacağını, değişimin mutlaka gerçekleşeceğini, bunun kanlı
mı, kansız mı olacağını şartların tayin edeceğini ifade etmişlerdi. Görünen o
ki bu strateji uygulanıyor ve her vesile ile Türk düşmanlığı yapılıyor.
Kim ne derse desin Türk milletinin lideri Atatürk’tür. Ömrü cephelerde geçmiş, girdiği hiçbir savaşı kaybetmemiş, tarihi ve sosyal gerçeklerin ışığında Cumhuriyeti kurmuş, toplumu bütünüyle gelişmeye odaklamış, milli birliği, bütünlüğü korumak için her türlü tedbiri almış, çalmamış, çaldırmamış, her şeyini millete bağışlamış örnek bir şahsiyet.. O, milleti her vesile ile bölmeye çalışan bazı soytarılara karşı, her şartta milli bütünlüğü güçlendiren sorumlu devlet adamıdır.
Türk milletinin asaletini, kahramanlığını, dirayetini, fedakârlığını en azılı düşmanları bile ifade etmiştir, etmektedir. Çanakkale’de savaşta yaralanmış İngiliz’i kucağına alıp sağlık çadırına taşıyan Türk’tür. Başka milletlerin yaptığı en hafifinden bu yaralıyı öldürmektir veya daha çok acı çeksin diye yaralı halde bırakıp gitmektir. Türk bunu asla yapmamıştır. Bu tip örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Yine bir savaşta yaralı düşmanı merkebe bindiren, kendi yaralarını unutup onu merkepte taşıyan Mehmed’e komutanı “Sen ne yapıyorsun, kendin yaralısın, niye onu merkebe bindirdin sen binsene” dediğinde; “Komutanım o burada misafir” diyen sadece Türk er’idir.
Bugün bu ülkenin yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonlarca vatandaşı var. Anadolu’da en yoğun göç veren iller, yaptığımız her savaşta kan veren, can veren Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerdir. Ne yazık ki 10 yılı aşkın süredir iktidar olanlar bu illere tek fabrika kurmayı, bu toprağın çocuklarını kendi memleketlerinde iş ve aş sahibi kılmayı düşünmediler. Aylardır Andımız’ı kemirmeye çalışan kafalar Başbakan’ın son paket açıklamasıyla vatan çocuklarına her sabah: “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” demeyi fazla gördüler. Üstelik Başbakan mitingde konuşurken “Doğruyum dediler olmadık yolsuzluklar yaptılar. Çalışkanım dediler sırt üstü yattılar” mealinde sözler sarf etti. Bu sözleri söyleyenin, Meclis çatısı altında iktidar partisinin milletvekillerine ait dokunulmazlığın kaldırılmasını bekleyen ve yolsuzluk iddiası taşıyan kaç dosya olduğunu bilmesi gerekir. Ayrıca “yattı” dediklerinin birikimini özelleştirme adı ile 54 milyar dolara satarak, bütçe açıklarını kapattıklarını unutmak mümkün müdür?
Napolyon; “Türkler öldürülebilir ama asla mağlup olmazlar” demiştir. İngiliz Komutan Towsend; “Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır” , hatıraları Türkçe de basılmış olan Lady Montagu; “Türk kadınlarının en büyük süsü, Türk oluşlarıdır” beyanında bulunmuştur. İtalyan Gianni De Michelis; “Türklerle dost ol ama sakın düşman olma” uyarısını tarihe bırakmıştır. Atom âlimi Einstein; “Türkler cesurdur, anavatanlarını çok sever ve onun için gerekirse canlarını verirler” diyerek çok sağlıklı bir tarif yapmıştır.
Ne günlere kaldık. Herkes yüzyıllardır bize Türk dedi. Şimdi ise kendi öz vatanımızda bizim kendimize Türk dememiz ayıp oldu.
Halbuki Türk milleti yazılı tarihten çok önce masalları, destanları ile dünya üzerinde var olmuştur. UNESCO’nun yaptığı bir araştırmaya göre Türk masalları, lider şahsiyet yetiştirme açısından pek çok ülkenin masallarından güçlüdür. Türk dünya sahnesine çıktığı Moğolistan’dan günümüze kadar ayağını bastığı yeri vatan kılmış, eserlerle mührünü vurmuştur. Bugün dünya üzerinde 350 milyon insan Türkçe konuşuyor. Balkanlardan Sarı Denize kadar Türkçe konuşarak seyahat edebilirsiniz. Arap tarihçisi Cahiz; “Türk ile uğraşanın akıbeti berbat olur” diyor. Türk ile uğraşanlara son sözümüz; bu büyük millet neler gördü ve neler yaşadı. Onun büyüklüğünü dünya biliyor. Sizin büyüklüğünüze ise sadece siz inanıyorsunuz.
Kim ne derse desin Türk milletinin lideri Atatürk’tür. Ömrü cephelerde geçmiş, girdiği hiçbir savaşı kaybetmemiş, tarihi ve sosyal gerçeklerin ışığında Cumhuriyeti kurmuş, toplumu bütünüyle gelişmeye odaklamış, milli birliği, bütünlüğü korumak için her türlü tedbiri almış, çalmamış, çaldırmamış, her şeyini millete bağışlamış örnek bir şahsiyet.. O, milleti her vesile ile bölmeye çalışan bazı soytarılara karşı, her şartta milli bütünlüğü güçlendiren sorumlu devlet adamıdır.
Türk milletinin asaletini, kahramanlığını, dirayetini, fedakârlığını en azılı düşmanları bile ifade etmiştir, etmektedir. Çanakkale’de savaşta yaralanmış İngiliz’i kucağına alıp sağlık çadırına taşıyan Türk’tür. Başka milletlerin yaptığı en hafifinden bu yaralıyı öldürmektir veya daha çok acı çeksin diye yaralı halde bırakıp gitmektir. Türk bunu asla yapmamıştır. Bu tip örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Yine bir savaşta yaralı düşmanı merkebe bindiren, kendi yaralarını unutup onu merkepte taşıyan Mehmed’e komutanı “Sen ne yapıyorsun, kendin yaralısın, niye onu merkebe bindirdin sen binsene” dediğinde; “Komutanım o burada misafir” diyen sadece Türk er’idir.
Bugün bu ülkenin yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonlarca vatandaşı var. Anadolu’da en yoğun göç veren iller, yaptığımız her savaşta kan veren, can veren Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerdir. Ne yazık ki 10 yılı aşkın süredir iktidar olanlar bu illere tek fabrika kurmayı, bu toprağın çocuklarını kendi memleketlerinde iş ve aş sahibi kılmayı düşünmediler. Aylardır Andımız’ı kemirmeye çalışan kafalar Başbakan’ın son paket açıklamasıyla vatan çocuklarına her sabah: “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” demeyi fazla gördüler. Üstelik Başbakan mitingde konuşurken “Doğruyum dediler olmadık yolsuzluklar yaptılar. Çalışkanım dediler sırt üstü yattılar” mealinde sözler sarf etti. Bu sözleri söyleyenin, Meclis çatısı altında iktidar partisinin milletvekillerine ait dokunulmazlığın kaldırılmasını bekleyen ve yolsuzluk iddiası taşıyan kaç dosya olduğunu bilmesi gerekir. Ayrıca “yattı” dediklerinin birikimini özelleştirme adı ile 54 milyar dolara satarak, bütçe açıklarını kapattıklarını unutmak mümkün müdür?
Napolyon; “Türkler öldürülebilir ama asla mağlup olmazlar” demiştir. İngiliz Komutan Towsend; “Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır” , hatıraları Türkçe de basılmış olan Lady Montagu; “Türk kadınlarının en büyük süsü, Türk oluşlarıdır” beyanında bulunmuştur. İtalyan Gianni De Michelis; “Türklerle dost ol ama sakın düşman olma” uyarısını tarihe bırakmıştır. Atom âlimi Einstein; “Türkler cesurdur, anavatanlarını çok sever ve onun için gerekirse canlarını verirler” diyerek çok sağlıklı bir tarif yapmıştır.
Ne günlere kaldık. Herkes yüzyıllardır bize Türk dedi. Şimdi ise kendi öz vatanımızda bizim kendimize Türk dememiz ayıp oldu.
Halbuki Türk milleti yazılı tarihten çok önce masalları, destanları ile dünya üzerinde var olmuştur. UNESCO’nun yaptığı bir araştırmaya göre Türk masalları, lider şahsiyet yetiştirme açısından pek çok ülkenin masallarından güçlüdür. Türk dünya sahnesine çıktığı Moğolistan’dan günümüze kadar ayağını bastığı yeri vatan kılmış, eserlerle mührünü vurmuştur. Bugün dünya üzerinde 350 milyon insan Türkçe konuşuyor. Balkanlardan Sarı Denize kadar Türkçe konuşarak seyahat edebilirsiniz. Arap tarihçisi Cahiz; “Türk ile uğraşanın akıbeti berbat olur” diyor. Türk ile uğraşanlara son sözümüz; bu büyük millet neler gördü ve neler yaşadı. Onun büyüklüğünü dünya biliyor. Sizin büyüklüğünüze ise sadece siz inanıyorsunuz.
****