TÜRK MİLLİYETÇİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜRK MİLLİYETÇİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2015 Pazartesi

TÜRK MİLLİYETÇİ SOSYALİZMİNİN BABASI: NURETTİN TOPÇU




TÜRK MİLLİYETÇİ SOSYALİZMİNİN BABASI: 

NURETTİN TOPÇU


Nurettin Topçu, doğrudan sosyalizmi savunan, yozlaşmaya karşıt ve Anadolu milliyetçiliğine dayanan isyan ahlâkı felsefesine ve hareket'i öne alan aksiyoner üslubuna karşı mütevazı bir fikir emekçisi olarak yaşamıştır. 

Nurettin Topçu da, Necip Fazıl gibi, düşünsel anlayışını oluşturduğu II. Dünya Savaşı öncesi dönemde ve o dönemin Cumhuriyet aydınlarıyla paralel bir biçimde ‘Milliyetçi Sosyalist' ideolojiyi İslam'a uyarlayan, hürriyetçi ve milliyetçi bir anlayış geliştirmiştir. Necip Fazıl'ın daha pragmatik, eklektik, felsefi bir bütünlük taşımayan, doğrudan geleneksel kaynaklar ve akımlardan beslenen anlayışına karşı Nurettin Topçu, İslamcı düşünür ve aydınlar içerisinde sosyalizmi benimseyen ve savunan neredeyse tek şahsiyettir. Gerçi onun sosyalizmi kendi deyimiyle Anadolu milliyetçiliğine dayalı Müslüman Anadolu sosyalizmiydi; dolayısıyla komünizmle bir alakası olmadığı gibi ona karşıydı da: "Sosyalizme düşmanlık önce onu doğrudan doğruya komünizmle karıştırmaktan ileri geliyor." diyen Topçu'ya göre sosyalizm hareketinin yarattığı ahlâki isyanlar, geçen asrın fedakâr sosyalist ruhlarını dile getirse de, yoksullar ve yetimler, nasırlı eller için, hakları çiğnenen mazlumlar için hayatlarını fedaya karar verip sosyalizm cihadına atılanlar bu gayretlerinin pek semeresini göremeyeceklerdir." ( Süleyman Seyfi Öğün, Türkiye’de Cemaatçi Milliyetçilik ve Nurettin Topçu, Dergâh Yayınları, 1992)

Servet sahipleri, sömürücüler ve Yahudileri eleştiren Topçu'ya göre bunlar, Halife Ömer gibi fukaranın hakkını ısrarla isteyen sosyalizme düşmandırlar. Topçu'ya göre sosyalizm, halk, hatta okuyanlar arasında komünizm ve anarşizm gibi tanıtılarak kötülenmek istenmektedir. Nitekim kapitalist ve komünistler, II. Dünya savaşında milliyetçi sosyalistlere karşı elbirliği yaparak, Yahudi propagandasının da desteğiyle bunları yıkmış ve gözden düşürmüşlerdir. Oysa sosyalizm bir hak ve adalet davasıdır. "Sosyalizm nefsimizin müdafaası için değil de Allah'ın emri ve insanlığın hak davası olarak alınırsa gayesine ulaştırılabilir." "Hakikatte bu dava İslam'ın özünde bulunan hak davasıdır. Sosyalizm, çiğnenmesi halinde Allah'ın da affetmeyeceğini bildirdiği kul hakkının müdafaasıdır. Sosyalist olarak İslam'ın ta kalbinde yer alacağımızı bilemeyenler, kelimenin yabancı kıyafetine tutuluyorlar... İktisadi sistemimiz, halkın tüm ihtiyaçlarını karşılayan, her ferdi iş ahlâkıyla seferber eden, asrın geçer deyimiyle ruhçu sosyalist sistemdir." (a.g.e) 

Topçu'ya göre Alman milli sosyalizmi, devlet sosyalizminin en mükemmel gerçekleşmesidir. Faşizmin siyasal, toplumsal adaletsizliklere, Yahudiler'e yönelttiği eleştirileri, öte yandan proleterya karşısında köylülüğe ve kırsal erdemlere ilişkin yüceltmeleri, devleti ruhsal bir değer olarak ülküleştirmesi, Topçu'ya cazip gelen öğelerdir. 

Ancak Topçu'nun savunduğu sosyalist sistemle faşizm arasında önemli uyuşmazlık noktaları da bulunmaktadır. Topçu, daha çok, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda rol oynayan Mevlana ve Yunus'un manevi toplumculuğunu savunur. Faşizmde olan şiddet, liderlik kültü, dine karşıtlık, mekanizm ve teknoloji tutkusu Topçu'nun karşı olduğu eğilimlerdir. Ancak o, İslamcılar'ın sosyalizme olan tepkilerini de eleştirir. 

"Hak ve iktidar, Muayyen ölçüler vererek Başkasına ısmarlanan elbise değildir, ancak onlara İnananların eseridir. Ancak bu şaşkınlıktan din bezirgânı sahtekârlar faydalanıyor ve davamızın İslam'a aykırılığından büyücü ifadeleriyle bahsediyorlar. Halk bilmiyor ki, hiç birisi dini ruha sahip olmayan bu şarlatanlar halkı din adına soyarlarken, çiğnenip darbelenen İslam dinidir. Bizim sosyalizmimiz İslam'ın ta kendisidir... Bununla dini devleti mi kasdedi-yoruz? Asla! Din müesseseleşince herhangi bir ferdin eline geçiyor. Bizim istediğimiz devlet kurucusunun kendi iradesini Allah'a teslim etmek davasıdır. Bu gidiş bütün bir devlet psikolojisini yaratacaktır." (a.g.e.) 
"Anadolu'nun içinde bulunduğu ekonomik sorunlardan; şuursuzca bir batılılaşmadan; Tanzimat'tan beri gelen ve aydınların, bizi tahrip edecek batılı fikirleri yurda ithal etmelerinden; yanlış milliyetçilik anlayışlarından; dinin yanlış anlaşılması ve anlatılmasından; yabancı hayranlığından ve pragmatizmin benimsenmesinden ötürü, bizde, komünizm kendisine bir zemin bulabilmektedir. Materyalist, ihtilalci, anarşist bir komünist tehlikeden bizi koruyacak olan ruhçu, devletçi, muhafazakâr, otorite sahibi bir sosyalizmdir." (N. Topçu, Ahlâk Nizamı s.158) 

Topçu'ya göre kapitalistler, ağalık düzeni, sahtekâr ve çıkarcı din adamları, sözde ve sığ aydınlar ve bunları besleyen basın, Yahudiler ve masonlar, komünizmin yarattığı olumsuz etkiler, sosyalist bir sistemin uygulanmasına karşı koyan başlıca güçlerdir.

"Kurtuluş, ancak ruhları Allah yolculuğunda selamete ulaştıracak, ruhçu ve İslamcı bir sosyalizmin eseri olabilir. Bu zafere ulaşmanın şartı ve çaresi ise hakkın ve vicdanın katili olan hürriyetleri yok ederek, onun yerinde, çalışanların, düşünenlerin, sevenlerin ve acıyanların haklarıyla hürriyetlerini yaşatabilmektir... Bu manada, sosyalizm devrimizin şeriatıdır." (N.Topçu, Sosyalizm Devrimizin Şeriatıdır. İslamiyat Dergisi'nin " İslam'ın Sol Yorumu" başlıklı, Nisan-Haziran 2002 sayısı, sy. 134, 135)

Nurettin Topçu, doğrudan sosyalizmi savunan, teknolojinin doğaya verdiği zarara düşman ve Anadolu milliyetçiliğine dayanan isyan ahlâkı felsefesine ve hareketi öne alan aksiyoner üslubuna karşı mütevazı bir fikir emekçisi olarak yaşamıştır. Sosyalizmi savunduğu için Topçu'yu eleştiren Necip Fazıl ise, aktivist bir lider ve eylem adamı olarak batı felsefesinden yararlansa da, batılı ideolojileri eleştirmiş; bu ideolojileri öne çıkaran bir ideolojik tavır ve üslup yerine, muhafazakâr ve geleneksel bir İslam anlayışını araçsallaştıran bir siyasal söylem ve strateji geliştirmiştir. 

Onun sosyalizmi, kendisinden sonra İslam dünyasındaki Mustafa Sıbai'nin İslam sosyalizmi, Hasan Hanefi'nin İslami sol'u ve Ali Şeriati'nin sol İslam'ı gibi İslam'ın özgürlükçü ve devrimci bir yorumu olmaktan ziyade; dayanışmacı ve eşitlikçi niteliğiyle Kemal Tahir'in Osmanlıcı sosyalizm tezi gibi, Osmanlı sisteminde olduğu üzere esnaf loncalarının ve tarımsal üretimin stabilitesinin esas alındığı, üretimin ve tüketimin planlandığı ve denetlendiği, kökenlerini milli tarih ve coğrafyada bulmaya ve kendisini orada temellendirmeye çalışan milli bir sosyalizm tezi olarak kalacaktır.


Kaynak: Gerçek Hayat Dergisi, Sayı 343, 18.05.2007

http://nurettintopcukimdir.blogcu.com/turk-milliyetci-sosyalizminin-babasi-nurettin-topcu/7156276

..