Savaş Süzal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Savaş Süzal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Temmuz 2019 Salı

BEYİNLERİN SULANDIRILMASI.., 12 - Bir Garip ülke.

BEYİNLERİN SULANDIRILMASI.., 12 - Bir Garip ülke.



Bir Garip ülke.
26 NİSAN 2017
Savaş Süzal.,

Açılım, açılım deniyor, açılan, cüzdanlar. Geçenlerde, “Freedom House” (Özgürlükler Evi) denilen düşünce üreten kurum, dünyadaki internet özgürlüğünü değerlendiren bir rapor yayınladı. Maşallah, bu kez yerimizi korumuş,  “Kısmen Özgür” ülkeler arasında kalmışız. Ama internet özgürlüğü alanında, Vietnam, Etiyopya (yani eski Habeşistan), Brezilya gibi 30 ülkeyle birlikte bayağı gerideyiz. 

Raporu okurken, Bekir Coşkun’un, “Virüs” adlı yazısı gözümün önüne geldi. Yazıda, yaygın kullanılan Facebook’ta tezgahlanan oyunlar anlatılıyor. Coşkun, 
Tayyip Erdoğan için Facebook’ta açılan sayfada, beğenme işaretine basmadan otomatik olarak beğendi kaydı yapıldığını, silinmesine rağmen, beğeninin 
geri geldiğini anlatıyor. Tabii adamlar haklı. O kadar beğendiniz ki, 10 yıldır sırtta sopa, habire oy veriyorsunuz. Yazar, bu durumun Türkiye’de internet 
üzerinden yapılan seçimleri de tartışılır hale getirdiğini vurguluyor. 
Rapora gelince, AKP iktidarının internetteki marifetleri sıralanmış. Fazıl Say’ın, internetteki yazdıkları için mahkum edilmesi. 

Gezi Parkı eylemcilerinin İnternet ve sosyal medya üzerinden yargıya taşınması. 
Bir çok siteye erişimin hükümet tarafından engellenmesi. 

Rapor 2011 yılında kurulan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun, (BTK) internet sansürünü uygulayıp, denetlediğine işaret ediyor. 
Daha çok şey var ama ben de bıktım bunları işe yaramadan sizlere yazmayı.
Yalnız o mu? Türk siyaseti de aklımı karıştırıyor.  Meydanlarda, bebek katilini asmak için ip atıp, Türk’üm bile diyemeyen adama, “Ne mutlu Türk’üm” 
andıyla seslenmek. Sanırsınız, kişi utanacak ve ikna olacak. Sanırsınız, muhalefet yapılıyor. Ama gördük ki, iktidar ne zaman sıkıntıya düşse, destek, 
koştura koştura geliyor. Cumhurbaşkanı seçiminde, anayasa oylaması, komşu Suriye’ye asker gönderme ve bir dizi başka olay.
Seçim için hazırlanılıyor. Suriye oylaması öncesi, Genel Başkan Yardımcıları, aleyhte oy kullanmadan söz ederken, toptan destek oyu çıkıyor. 
Bu gençlik, 1980 öncesi gençlikten farklı. Sağcısı, solcusu, milliyetçisi, 1980 öncesi kafada değil. Farklı. Ve bu farkı, ne yazık ki, AKP fark etti. 
Fark etti ve korktu. Ama bu gençlikle özdeşleşemeyen muhalefet, sınıfta kaldı. Ve seçime gidiyor. Hem de Türk’üm, doğruyum, çalışkanım bile diyemeyen bir iktidara karşı.  
Seçim kampanyası, bağırmak, Meclis Grup kürsüsünde eleştiri yapmak değil. Gençlik, sizden fikir, plan, proje bekliyor. İktidar, yeteri kadar laf 
salatasıyla, işleri yutuyor. Ama bu yeni gençlikten, en fazla onlar korkuyor. Bu yeni gençlik, sizlerle birlik olmak istiyor, ama ne yazık ki sizde hayat yok. 
Bir başka muhalefet partisi, yaşamı skandallarla dolu açığı bulunan bir kişiyi kadrolarına katıyor. Götürüsü, getirisinden fazla siyasetçiyi. 
Anayasa komisyonunda, milletvekilleri birbirinin gırtlağında. Atatürk’ün partisi Atatürk’e ihanet ediyor. Onun tarafından adı konan yerlerin adını 
değiştirmeyi önererek.  
Sizler bu potansiyelle seçime gidecekseniz, gitmeyin. Her gün yeni bir konu atıp, sizleri meşgul eden siyasetçi, en kötü haliyle bu durumdaki 
sizlerden daha fazla oy alır. En kötü tek başına iktidar olmasa bile birinci parti çıkar ve koalisyon ortağı PKK ile hükümet kurar. Belki de muhalefet 
bu kadar eleştirdiği partiyle kendisi koalisyona gider. 
Geçen hafta mecburi askerliğin kaldırılması konuşuldu. Bence Türk Silahlı Kuvvetleri tamamen kaldırılsın ve görevleri polis teşkilatına verilsin. 
Jandarma kıyafeti modacılar tarafından tasarlanıyormuş. Aynı THY personelinin kıyafetleri gibi tatsız tuzsuz bir şeyler çıkar. Oysa askeri kıyafetler 
ihtiyaca göre düzenlenir. Demek ki ihtiyaç kalmadı. 
Geride kalıp siyasete bel bağlayan askerler de emniyet genel müdürlüğü bünyesinde Emniyet müdürü veya komiser falan gibi unvanlar verilerek 
durum kapatılır. 

Zaten Polise Asker Rütbeleri verildi. 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bir-garip-ulke-28402yy.htm

******

2 Aralık 2018 Pazar

Türkiye’nin 2014 falında ferahlık görünmüyor


Türkiye’nin 2014 falında ferahlık görünmüyor





Savaş Süzal,

Son iki hanesi uğursuz, 2013’den çıkıp, yeni yıl ve yılın ilk gününde, yazı yazmak için masaya oturdum, umut dolu, mavi veya pembe şeyler anlatmak istedim. Ama televizyonu açıp, vergi ve akaryakıt artışları, zam, zam laflarını dinleyince. İçimden gene kara kara duygular yükseldi. Ülkenin siyasetçileri, “yahu halt ettik, kusura bakmayın, biz geldiğimiz gibi gitmesini biliriz” demedi. Onun yerine, “Yahu kardeşim, bizi neden yakalıyorsunuz, ben çalmadım onlar cebime koydular” edebiyatı. Aklımın almadığı bir başka nokta da, Çankaya’daki kavga arkadaşının bu işe müdahale ederek düzeltmesinin beklenmesi. 
Aslında, benimki de fazla. Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından, savaş vererek ve kanları ile kurdukları Cumhuriyetin temel taşlarını söküp, tasarruflarını satan, sonra avantayı ayakkabı kutularını dolduranlar, ülkeyi aşirete dönüştürdü. Aşiretten, devlet anlayışı beklemek de fazla değil mi? Benim beklentilerim, yürütme, yasama ve yargısı bağımsız işleyen, kurumlaşmış uygar devletler için geçerli. Bizde, milletvekilleri, Meclis Başkanı, yargıçları atayıp kontrol eden kişi, sonuçta, yasama ve yargıyı kontrol etmiyor mu? Aynı Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi gibi. Ağzından çıkan, ferman kabul edilen padişah değil mi? Türkiye, şu anda Batılıların gözünde, devlet değil, bedevi aşiretinden farksız. 

Türk halkı da, yeni yıla, eller havada, hırsızlık, yolsuzluk ve dolandırıcılığı umursamadan, güle oynaya girdi. Değişen bir şey yok;
Ekonominin kötü gitmesi, doların başına alıp yükselmesinin sebebi Amerika. Devlet içinde yapılanmanın sebebi, İsrail. 

Yolsuzlukların ve ayakkabı kutularının nedeni, dış güçler.
Yani siz, kendi devletinizin yönetimi konusunda, hiçbir fikir ve rolünüz yok. Ülkeyi yönetenler, Şam babası. Onlar yalnız seyirci ve komisyonlarını alıyor. Böylesine demokrat bir ülke olur mu? 

Böyle bir manzara karşısında, umut sahibi olabilir misiniz? Kusura bakmayın ama hayır. İzmir’de kadrosunda deniz subayı kalmayan, Deniz Kuvvetlerine ait basit tersane kazasında ölü sayısı 10. Suriyeli göçmenlere hükümet, utanmadan 2 milyar dolar harcadığını açıklıyor. Oysa emeklisine, işçi ve memuruna, 40 liradan fazla zam vermeyi düşünmüyor bile. Bakın yolsuzluk haberlerine, en az tepki gösteren parti hangisi? BDP. Onların amacı hedefi başka. Türkiye çökmüş yıkılmış, pek umurlarında değil, laf olsun diye bir iki tepki lafı, o da yerseniz. Belediye seçimleri neyi çözecek, ondan da emin değilim. 

Aslında bu yıl, Türkiye için, şimşek hızında geçecek, eminim. Hükümet, aklınca askerleri erken terhis edip, para tasarrufu yapıyor. Oysa zaten ordu diye bir şey kalmadığı için, polis gücüne çevrilen silahlı kuvvetler, temelli boşaltılıp, milli savunma bütçesi sıfırlanabilir. Bir kere iktidar, bebek katilini İmralı’daki lüks konutundan çıkarıp, siyasete sokmak için, bu yıl yoğun bir çalışma temposuna girecek. AKP iktidarı, bu yıl içinde hem Silivri, hem de İmralı ve PKK’lı teröristleri, toplumsal uzlaşma ve barışma maskesi altında, cezaevlerinden çıkaracak, siyasete hazırlayacak. 

Amerika’ya gelince. Bizim holding ekonomistlerinin tahminlerinin tersine, işler yolunda görünüyor. Bu kıtada, ABD Başkanı Obama’nın genel sağlık sigortası, hızlanarak giderek güç kazanıyor. Kasım ayına kadar, 300 bin kişinin üye olduğu sağlık sigortasına, son 30 gün içinde 2 milyon kişi katıldı. Bu sene, yani 2014 içinde, bu rakamların zirveye vurması bekleniyor. Yani her şeye rağmen, genel sağlık sigortası olayı, çalışmaya başladı. Baştan beri söylediğim gibi, ABD, ekonomik krizden çıktı. Amerikan oto sanayi, kendini yenileyerek, Japon oto satışlarını geride bıraktı. İnşaat ve konut sektörü, düzelme yolunda, iyi işaretler veriyor. İşsizlik rakamları azalıyor.

Amerikan ekonomisi, tabii ki krizden çıkacak. Aslında bir gerçeği, bizim kabul etmemiz gerek. İnşaat ve öteki sanayileri bulunan ülkeler, sıkıntı çekebilirler, ama temelleri güçlü olduğu için ekonomik krizleri atlatabilir. Sanayi olmayan, bizimki gibi çakma ekonomiler, yani başkalarının paraları ile külhanlık yapanlar ise er geç sonunda krize girer ve bedelini ağır öder. Bizimki gibi.
Dış politikada oyuncak olan Türkiye bu konuda da bölgedeki itibarını ve saygınlığını yitirmiş durumda. Komşularımızı korkutan askeri gücümüz de yok artık. Ülke başında başkalarının kuklası olmuş bir siyasi iktidar var. Üretimi olmayan, ülke içinde kolay para harcayan zenginliklerin kaynağı tartışmalı. Gördüğünüz gibi Türkiye’nin 2014 falında da 
 feraha çıktığı görünmüyor. 


***