PKK Terörü Çözülür
Yazar: Ümit Özdağ
05 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA
Doğru politik karar alındığı zaman, TSK'nın doğru stratejik ve operasyonel yaklaşımı ile PKK terörü bir sene içinde minimize edilebilir. Hükümet bilmelidir ki, PKK çözülmeden "Kürt" meselesi çözülemez. Çünkü Kürt meselesinin ne olduğunu tanımlayan PKK'dır. Hükümetin önünde iki yol vardır. Birinci yol: PKK'yı yenmek ve yıldırmak, kendi şartlarını PKK'ya dayatmak. İkinci Yol:PKK'ya teslim olmak ve PKK'nın şartlarını kabul etmek diğer bir ifade ile PKK'nın Hükümeti yıldırması.
Bugün gidilen yol ikinci yoldur. PKK, terörü tırmandırarak, Botan-Bahdinan diye tanımladığı Van-Çatak, Siirt-Eruh ve Hakkari-Şemdinli arasındaki Botan kentleri işgal ve ayaklanma çıkarmayı hedeflemektedir. Ordu meskun mahal çatışmasına zorlanacaktır. Dünya televizyonlarına aktarılan ayaklanma devam ederken, Kuzey Irak'ta Metina bölgesinden Hakurk'a kadar uzanan Bahdinan bölgesi ile birleşme ilan edilecektir.
Şartlar her geçen gün PKK'nın bu stratejisinin başarısı için biraz daha uygun hale gelmektedir. Hükümet, Güneydoğu Anadolu'da kışın bir an için gelmesi ve PKK terörünün durmasını beklemektedir. Ancak PKK bu yıl kış aylarında da terörü tırmandırmak için arayışlar içinde olacaktır.
PKK'nın hedeflerine ulaşmasını engellemek ve terörizmi minimize etmenin tek yolu PKK terörünün kaynaklandığı bölgeyi PKK'dan arındırmaktır. Bu bölge Kuzey Irak'ta sınırımızın güneye doğru 25 kilometrelik kuşağı demektir. PKK bu sınır bölgesinde yer alan Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk kamp bölgelerinden Türkiye'ye saldırmaktadır. PKK, Türkiye'ye "cephe" K. Irak'a anılan kamplara "cephe gerisi" demektedir. Türkiye'ye gelip saldırmakta sonra kendisine bir şey olmayacağı inancı ile K. Irak'a dönmekte ve yeni saldırılara hazırlanmaktadır.
TSK'da anahtarını samanlıkta kaybedip, "orası karanlık" deyip, kapının önünde arayan Nasreddin Hoca gibi, K. Irak'a girmeyip, terörle Türkiye'de mücadele etmektedir. Ancak bu mücadelenin sonuç alması mümkün değildir. Terör ile Türkiye'de mücadele, devleti, milleti ve orduyu her geçen gün biraz daha yıpratacak ve bir bilinmezliğe sürükleyecektir.
TSK'nın Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk kamp bölgelerini işgal etmesi, PKK'yı K. Irak'ın dağlık bölgelerinden geriye ovaya itecek, Türkiye'ye sızma imkanını ortadan kaldıracaktır. Uluslar arası Hukuk Türkiye'nin yanındadır. Birleşmiş Milletler'in 1974'de kabul ettiği karar bir ülkeye komşu bir ülkeden silahlar gruplar tarafından saldırı düzenlenmesi halinde ev sahibi ülkeye bu grupları etkisiz hale getirmek görevini yüklemektedir. Eğer, ev sahibi ülke bunu yapamıyor ise saldırıya uğrayan ülke gereken önlemleri alarak kendisini koruma hakkına sahiptir.
Özetle, Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk kamp bölgelerindeki PKK kamplarını etkisiz hale getirmek Bağdat Hükümetinin görevidir. Erbil federe yönetimi de Bağdat Hükümetine yardım etmekle yükümlüdür. Ancak her ikisi de bu görevi yerine getirmemektedir. Bu durumda AKP Hükümetinin TSK'ya anılan kamp bölgelerini işgal etme ve ancak Irak merkezi güçlerine devretme konusunda görev vermesi gerekmektedir. Irak Ordusu sınır bölgelerini devir alana kadar Türk Ordusu bölgede kalmalıdır.
Alınması gereken ikinci önlem Van, Hakkari, Şırnak illerimizde dağınık yerleşim yerlerinin kamulaştırılarak tasfiye edilmesidir. Bu illerdeki mevcut mezra ve köy dağınıklığı vatandaşlarının yaşamını korumayı mümkün olmaktan çıkarmaktadır. Sınırın Türkiye içine doğru 20 kilometrelik bir bölümünde bulunan ilçe (Çukurca) köy ve mezralar tasfiye edilmelidir.Bu yerleşim yerlerin yaşayanlar iş ve aş verilerek, başka bölgelere nakledilmelidir. Anılan illerdeki karakolların sayısı azaltılmalı, köylerin yanındaki karakollar tasfiye edilmeli, büyük ikmal kalekollarıoluşturulmalı ancak savunma hareketli birlikler ile gerçekleştirilmelidir.
K. Irak'tan Türkiye'ye sızamayan PKK Suriye ve İran'ı deneyebilir. İran'da egemen bir devlet olduğu için böyle bir çabayı engellemek daha kolaydır. Suriye sınırının coğrafi yapısı sızmaları zorlaştırmaktadır. Türkiye içinde kırsal alanda eylem gücü kırılan PKK, kentlerde terörü tırmandırmayı deneyecektir. Bu ise mücadele etmesi daha kolay bir terörizmdir. Özetle Türkiye çaresiz değildir.
Bugün gidilen yol ikinci yoldur. PKK, terörü tırmandırarak, Botan-Bahdinan diye tanımladığı Van-Çatak, Siirt-Eruh ve Hakkari-Şemdinli arasındaki Botan kentleri işgal ve ayaklanma çıkarmayı hedeflemektedir. Ordu meskun mahal çatışmasına zorlanacaktır. Dünya televizyonlarına aktarılan ayaklanma devam ederken, Kuzey Irak'ta Metina bölgesinden Hakurk'a kadar uzanan Bahdinan bölgesi ile birleşme ilan edilecektir.
Şartlar her geçen gün PKK'nın bu stratejisinin başarısı için biraz daha uygun hale gelmektedir. Hükümet, Güneydoğu Anadolu'da kışın bir an için gelmesi ve PKK terörünün durmasını beklemektedir. Ancak PKK bu yıl kış aylarında da terörü tırmandırmak için arayışlar içinde olacaktır.
PKK'nın hedeflerine ulaşmasını engellemek ve terörizmi minimize etmenin tek yolu PKK terörünün kaynaklandığı bölgeyi PKK'dan arındırmaktır. Bu bölge Kuzey Irak'ta sınırımızın güneye doğru 25 kilometrelik kuşağı demektir. PKK bu sınır bölgesinde yer alan Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk kamp bölgelerinden Türkiye'ye saldırmaktadır. PKK, Türkiye'ye "cephe" K. Irak'a anılan kamplara "cephe gerisi" demektedir. Türkiye'ye gelip saldırmakta sonra kendisine bir şey olmayacağı inancı ile K. Irak'a dönmekte ve yeni saldırılara hazırlanmaktadır.
TSK'da anahtarını samanlıkta kaybedip, "orası karanlık" deyip, kapının önünde arayan Nasreddin Hoca gibi, K. Irak'a girmeyip, terörle Türkiye'de mücadele etmektedir. Ancak bu mücadelenin sonuç alması mümkün değildir. Terör ile Türkiye'de mücadele, devleti, milleti ve orduyu her geçen gün biraz daha yıpratacak ve bir bilinmezliğe sürükleyecektir.
TSK'nın Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk kamp bölgelerini işgal etmesi, PKK'yı K. Irak'ın dağlık bölgelerinden geriye ovaya itecek, Türkiye'ye sızma imkanını ortadan kaldıracaktır. Uluslar arası Hukuk Türkiye'nin yanındadır. Birleşmiş Milletler'in 1974'de kabul ettiği karar bir ülkeye komşu bir ülkeden silahlar gruplar tarafından saldırı düzenlenmesi halinde ev sahibi ülkeye bu grupları etkisiz hale getirmek görevini yüklemektedir. Eğer, ev sahibi ülke bunu yapamıyor ise saldırıya uğrayan ülke gereken önlemleri alarak kendisini koruma hakkına sahiptir.
Özetle, Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk kamp bölgelerindeki PKK kamplarını etkisiz hale getirmek Bağdat Hükümetinin görevidir. Erbil federe yönetimi de Bağdat Hükümetine yardım etmekle yükümlüdür. Ancak her ikisi de bu görevi yerine getirmemektedir. Bu durumda AKP Hükümetinin TSK'ya anılan kamp bölgelerini işgal etme ve ancak Irak merkezi güçlerine devretme konusunda görev vermesi gerekmektedir. Irak Ordusu sınır bölgelerini devir alana kadar Türk Ordusu bölgede kalmalıdır.
Alınması gereken ikinci önlem Van, Hakkari, Şırnak illerimizde dağınık yerleşim yerlerinin kamulaştırılarak tasfiye edilmesidir. Bu illerdeki mevcut mezra ve köy dağınıklığı vatandaşlarının yaşamını korumayı mümkün olmaktan çıkarmaktadır. Sınırın Türkiye içine doğru 20 kilometrelik bir bölümünde bulunan ilçe (Çukurca) köy ve mezralar tasfiye edilmelidir.Bu yerleşim yerlerin yaşayanlar iş ve aş verilerek, başka bölgelere nakledilmelidir. Anılan illerdeki karakolların sayısı azaltılmalı, köylerin yanındaki karakollar tasfiye edilmeli, büyük ikmal kalekollarıoluşturulmalı ancak savunma hareketli birlikler ile gerçekleştirilmelidir.
K. Irak'tan Türkiye'ye sızamayan PKK Suriye ve İran'ı deneyebilir. İran'da egemen bir devlet olduğu için böyle bir çabayı engellemek daha kolaydır. Suriye sınırının coğrafi yapısı sızmaları zorlaştırmaktadır. Türkiye içinde kırsal alanda eylem gücü kırılan PKK, kentlerde terörü tırmandırmayı deneyecektir. Bu ise mücadele etmesi daha kolay bir terörizmdir. Özetle Türkiye çaresiz değildir.
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/terorizm-ve-terorizmle-mucadele/2012/09/05/6727/pkk-teroru-cozulur
..